Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Sayın misafir123 size bir sorum olacak hanımın biri Cuma günü caminin çeşmesine varıp namaz kılmak için abdes almaya başlasa başını mest etmek için açsa,ayaklarını yıkamak için çoraplarını çıkarsa ve birde burası müslümanların yeri yer açın namazda bende bulunacam derse. Bu durumu normal karşılarmısın?
__________________ Ey iman edenler, Allah'tan sakının ve sözü doğru söyleyin. (Ahzab Suresi, 70)
Katılma Tarihi: 20 ekim 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 262
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Merhaba özben:
Sayın misafir123 size bir sorum olacak hanımın biri Cuma günü caminin çeşmesine varıp namaz kılmak için abdes almaya başlasa başını mest etmek için açsa,ayaklarını yıkamak için çoraplarını çıkarsa ve birde burası müslümanların yeri yer açın namazda bende bulunacam derse. Bu durumu normal karşılarmısın?
Sorunun muhatabı ben değilim ancak cuma namazlarının bana da farz olduğunu bilen ve kılan bir bayan olarak ben cevaplamaya çalışayım.
Hiçbir bayan sizin söylediğiniz şekilde abdest almaz, çünkü camilerimizde kadınlar için özel abdesthaneler mevcuttur. Çok küçük bir belde veya kasaba camisini farz edelim, burada da bunu talep etse ve kadınlara uygun abdest alınabilecek yer olmadığnı düşünürsek, o kadın inanın abdestini uygun bir yerde alacak ya da inanan erkekler ona gereken hassesiyeti gösterecektir diye düşünüyorum.
Namazda ben de bulunacam tabi diyebilir, buna da hakkı vardır ve o cemaat ona da yer vermek zorundadır. Bu din erkeklerin dini değil lütfen bunları kabul edelim artık.
Hepiniz Allaha emanet olasınız...
__________________ benim namazım, bütün ibadetlerim, hayatım ve ölümüm bütün alemlerin rabbi olan ALLAH içindir.
“Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar. (...) " (Nûr, 31.)
misafir123 görünen kısımlar müstesna derken prantez içinde yüz ve el gibi demiş bunun yanında başka uzuvlar varmı? Mesela Sibirya bölgesinde tabi görünen ile Afrika bölgesinde tabi görünen insan zihniyetine göre değişir.
Allah tabi görünen olarak nereyi söylüyor?Bunu tesbit etmek lazım. Abdes alırken yıkanacak ve mest edilecek bölgeler aynı olduguna göre ;tabi görülenler abdes uzuvları olabilir.
Bilenlerden soralım?
Bu din sadece erkeklerin veya kadınların dini değildir.kadın ve erkeğin güzel yaşaması ;esenliğe kavuşması içindir.
__________________ Ey iman edenler, Allah'tan sakının ve sözü doğru söyleyin. (Ahzab Suresi, 70)
Katılma Tarihi: 13 mart 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 36
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Sevgili savana soruyor.
1-peygamber
eşleri kızları ve inananların kadınları cilbap giymek suretiyle kendilerini
kimlere tanıtacaklar?
Yanıtım: Buradaki tanıtma bireysel bir tanıtmadan ziyade, toplumsal anlamda bir tanınma ifadesidir. İnanan kimliğini ifade ediş tarzıdır. Salt müslümanlara değil, inanmış bireylere gösterilen yoldur. Örtülü olmaktan kasıt daha önce de bahsettiğim gibi geleneksel bir bakıştır. Aslolan cilbab tartışmasını uzatmak yerine, 'inanmış kimliğini ifade ediş tarzı içinde' şehvet uyandıracak şekilde giyinmekten kaçınmaktır.
2-ayetlerin
konu ettiği bir arada toplum olarak yaşayan 2 grupa dahil insanlar var .bir
grup Allaha ve resulünün tebliğ ettiğine iman edenler,diğer grup
münafıklar-,iman ettiklerini söyledikleri halde aslında iman etmemiş olanlar-
,iman edenlere karşı olan ve toplumu yalan haberlerle bulandıranlar , iman
edenleri ve elçiyi incitenler iftara edenler.Ayetlerde iman etmeyenlere karşı
uygulancak yaptırım ( bu yaprtırım -onları toplumdan, sürmek.kovmak veya
yakalanıp öldürmesi )onların inançsız olmalarından dolayımı ?yoksa inananların
kurduğu toplumda fitne çıkarıp inanları incittiklerinden dolayımı?
Yanıt: Burada inanmak ya da inanmamak sorunu konu edilemez bile. Tamamen konunun öznesi 'fitne'dir. Fitnenin kapsamını tartışarak okuyanı sıkmak niyetinde değilim. Fitne, zalimliği ifade eder. İftira, yalan bir tür zalimliktir. Zalimliğin ne şekilde cezalandırılacağını da o toplumun kabul ettiği yasaları belirler. O yasaların kaynağında ne varsa o geçerlidir. İnanmış toplulukların inanmayanları toplumdan sürmesi söz konusu değildir. Allah zalim değildir ve zalimleri sevmez. Münafıklık konusu da sulandırılmamalıdır. Münafıklık içte değildir. Kanıtlanabilir bir olgudur. Kanıtlandığı takdirde yargılanır ve o nispette cezalandırılır. Salt sapık inançları yüzünden Allah toplumları cezalandırmaz. Kaldı ki o toplumlar kendi içlerinde adaletli olsunlar.
3-İnanların
kadınları cilbaplarını iffetli oldularını anlatmak için mi giyiyor yoksa 2.
soruda bahsini ettiğim 2 gruptan birine dahil olduklarını belirtmek için mi?
Yanıtım: Kadınlar iffetli oldukları ve iffetlerini korumayı amaçladıkları için 'cilbab' giyiyorlar. Dediğim gibi bireysel bir tanınma söz konusu değil. Sadece, 'zinanın sınırında olmamak' amacıyla, şehvet uyandırmaktan uzak kalmak gayesiyle.
4.Bu devirde
örtünen kadınların çektiği eziyetler nelerdir?Örtülü olmaktan dolayı yolda
çevirilip fiziksel darb veya sözlü saldırlara mı maruz kalıyorlar?Diyelim
kalıyorlar bu saldırılar karşısında mensup oldukları TC hukuk yasaları o
kadınlara bunları yapanlara karşı cezai müeyde uygulamıyormu?
Yanıtım: Örtülü kadının çektiği eziyeti anlatmaya ne hacet? Okuma hakkını kaybetmekten, memuriyet hakkının elinden alınmasına kadar giden yolda çekilenler eziyet değil mi?
Ayrıca sözlü saldırılara elbetteki durup dururken maruz kalmıyorlar. Türban taktığı için diploma töreninde aşağılanıyorlar sadece. Tabi bunu hakaret sayamayız. Zira zaten örtülü olmayı o şekilde anladığı için toplumdan dışlanmalı ve asla okumak gibi bir 'hak' peşind koşmamalıydı.
Cumhuriyet mitinginde sopalarla konuşan siz, ya da sevdiğiniz birinin eşi olsaydı konuyu daha iyi anlardınız. Şişli'de farkında olmadan mitingin köşesinde görülen eşim, kendisini en yakındaki taksiye atarak kılpayı saldırganlardan kurtulmuştur.
Kız kardeşim, patoloji ihtisasını, sadece örtülü olmayı seçtiği için yarım bırakmak zorunda kalmıştır. E tabi bunlar eziyet değildir. saldırı hiç değildir. Değil mi? :)
Gelelim TC yasalarına... Siz zaten kamusal alanda dinsel kimliğinizi belirtecek şekilde giyindiğiniz için suçlu sayılırsınız. Konuyu AİHM ye götürmek isterseniz başka... Ayrıca Örtülü bir hanımın ne işi var 'Cumhuriyetçi, aydın' kimselerin arasında... Kime neyi şikayet edeceksiniz?
5-müslüman
kimliğini bu devirde ifade edecekmi etmeyecekmi demişsiniz.TC de yaşayan
müslümanların kimliklerini deşifre etmelerini gerektirecek şartlar
mevcutmu?Ayetlerde bahsedildiği üzere inanan kimseler incitilip, haksız yere
eziyetmi görüyorlar. TC de illegal örgütlenmeler yoluyla toplumu kaosa
sürükleyen dini ayrımcılık var da TC devleti bu illegal örgütlere dur diyecek
güç ve yeterlilğe sahip değilmi?
Yanıtım: AKP nin ve DTP nin, bölgesel ve dinsel ayrılık yaptığı gerekçeleriyle kapatılmaya çalıştığını düşünürseniz evet bireyin ve kurumların 'kamusal alanda' dinsel ve etnik kimliğini ifade etmeme! özgürlüğü var. Tabi bu bağlamda AKP nin ve DTP nin tüzük sorunlarıyla ilgilenmiyorum. Konu deşifre etmek noktasında düğümleniyor. Örtülü başbakan eşi istemiyoruz çığlıklarına kulağınızı tıkadığınızda, dinsel ayrımcılık yapılmıyor elbette. TC yasaları... Maalesef nereden geldiği ve giydirildiği belli olmayan, kırk yamalı, iki beden büyük ama boyu kısa gömlek...
7-Şimdi
islam devleti olduk da bizim mi haberimiz yok? demişsiniz.
İslam devleti, İslamın kalburcu zihniyetten kurtulup iktidar olduğu zamandır. Geleneksel din inancının yerine Allah'ın emirlerini koyduğumuzda ve ona göre yaşadığımızda gerçek İslam devleti kurulmuş olur. Bu bağlam çok önemlidir. Gelenekçi din anlayışı, kalıplaşmış tartışmalarımızın odak noktasıdır.
Bilimsel bakış açısının varlığında tartışılması gerekenleri halen geleneksel bakışla çözmeye çalışıyoruz. Aslolan fitne ve zulmün kaldırılmasıdır. Kişilerin İslamlaştırılması değil. Kimseyi zorla müslüman yapamazsınız. Bu hak kimseye verilmemiştir. Fitne ve Zulüm sözcüklerinin ne olduğu ise gayet açıktır.
hasanakçay bey ben sizin ne demek istediginizi gayet iyi anliyorum,72 sayfa yazi yazilmis simdi hepsini okuyamiycam..ama her seferinde konulara çok cevap yazildigi için ve ben de hepsini okuyup hepsine ortalama cevap yazmaya zaman bulamadigim için yazmadan geçiyorum...sadece sunu bildirmek için yaziyorum bu seferde, Allah sizden razi olsun,anlattiklarinizi anlayanlarda var bunu bilin..
selam ve saygilar
__________________ 21/10 Andolsun ki, size öyle bir kitap indirdik ki. bütün şanınız ondadır; hala akıllanmayacak mısınız?
Katılma Tarihi: 25 mart 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 156
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
acizane yönümüzü Allah a ve Kitap ına çevirmiş kişiler olarak, anlamakta zorlandığım şey şudur ki; kadınların cahiliye kadınları gibi açılıp saçılmaması gerektiği açıkça emredilmişken hala nasıl oluyor da açılıp saçılmaya Allah ın izin verdiği inanışına kapılanlar var? Kadınlardan evliliği ummayıp da oturmakta olanlar
süslerini açığa vurmaksızın (dış) elbiselerini çıkarmalarında kendileri için bir
sakınca yoktur. Yine de iffetli davranmaları kendileri için daha hayırlıdır.
Allah işitendir, bilendir. (24/60) ihtiyar kadınlar için dahi süslerini göstermek iffetsizlik sayılıyor. nasıl olurda genç kadınların örtünmesi emredilmez?
__________________ Artık sadece kainat kitabını okuyorum. Daima Rabbime teşekkür ederek.
Katılma Tarihi: 12 ekim 2011 Yer: Turkiye Gönderilenler: 12
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selam,
tartışma sözkonusu olan dönemin tarihsel
gerçekliğinden koparılıp soyut düzlemde yapılırsa doğruyu
bulmak da o ölçüde zorlaşacaktır.
Giyim konusunda o dönemin insanları, toplumları nasıl
giyiniyordu? Müslümanlar nasıl giyiniyordu? Tarihsel ve
tolumsal panorama çizilmeden, belgeler gösterilmeden
yapılacak tartışma temelsiz, zandan ibaret olacaktır;
herkes kendi zanının peşinden koşacak ve diğer
tartışmcıyı mat etme derdine düşecektir.
Peygamber ne söylüyor ? Müslüman kadınların dışarıya
çıktıklarında giyinmelerine karşı? Cilbablarını
örtsünler...
Peygamber gökten mi geldi? O toplumun içinden biri
değil miydi? Toplumda ne buldusa, ne var idiyse o da
aynısını kullanıyordu, giyiyordu.
Cilbablarını örtsünler derken bu cilbab denilen
giysinin o dönemdeki toplumun bütününde varolan, herkesin
giydiği bir giysi olması dışında bir seçeneğe işaret
ettiğini söylemek için mantıksız, deli olmak gerek.
Peygamberin kadınları değil sadece bu giysiyi bütn toplum
biliyordu, kullanıyordu. Bunun dışında bir seçeneğe
zorlamak mantıksızlık olur.
O zamanki toplumun bütün kadınları sanki fahişeydi,
erkekleri de pezevenk miydi? Peygamberin ait olduğu klan,
aşiret kadınları çıplak mı dolaşıyordu? Peygamberin
akrabaları fahişe , pezevenk miydi? Müslümanlık geldi
hemen peygamber tekstil fabrikalrından kumaş üretip yeni
bir moda icat elbise mi üretti? Cilbabın sadece
müslümanlara ait bir elbise olduğunu söylemek
mantıksızlıktır ve ayrıca peygambere, onun içinde
bulunduğu topluma küfür etmektir. Yani peygamberin içinde
yaşadığı toplumu bütünüyle fücur eylemektir ki bunun
vebali üzerinizde olur. Eğer bir tartışma yapıyorsnız
tarihsel gerçeklikten kopmamanız gerek. O döneme ilişkin
bir bilginiz, veriniz, kanıtlarınız, belgeniz yoksa soyut
tartışma bir çıkmazdır. Bu konuda olduğu gibi peygamber
dışında herkesi fücur insanları olark nitlersiniz, yani
insanları fahişe ve pezevek yerine korsunuz.
Belge koyarak yazın. Belgeniz yok, bilginiz yok,
mantığınız yok ama durmadan zan üretiyorsunuz...
Bir taraftan peygamberin ait olduğu klanı, aşireti
neredeyse adem peygamberin bozulmamış soyuna kadar
çıkarırken, saf ve temiz yaparken, başka bir tartışmada
bütün bunları bir anda unutup herkesi çıplak gezen,
sokata kim kimi tutarsa ciselliğe yanaşan bir sapkın
topluluk panaoraması çiziyosunuz? Böyle bir toplum ne
zaman var oldu? Hiç mi iftira etmekten korkmuyorsunuz?
Yezit mantığıyla düşünenler, yaşayanlar için bu çok
doğal olsa gerek
devam edeceğim.
şimdi hastahaneye giidiyorum, film çektireceğim
dönüşte devam edeceğim...
Sapkın zihniyetlile siz de beyninizin filmini çektirip
bir baksanız diyorum...
Katılma Tarihi: 12 ekim 2011 Yer: Turkiye Gönderilenler: 12
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selam,
bu siteye üyelik girişi yaptıktan sonra hep başarısız
giriş uyarısı alıyorum ve giremiyorum. cokie desteği
istiyor oysa başka sitelerdeki üyeliklerime sorunsuz
giriyorum. neden bu sitede böyle bir sorunla
karşılaşıyorum?
Dönüşte yazacağım, devam edeceğim demiştim ama kısmet
olmadı, siteye giremedim. girmişken kaldığım yerden devam
edeyim...
cilbab denilen giysi müslümanlara özgü, onların icat edip
giydiği bir şey değil. Ayetten bunu çok açık anlıyoruz.
Cilbablarını giysinler diyor. bundan ne anlaşılıyor...
Demek ki bu önceden, yani ayetin bildirilmesinden önce
zaten var,
Bunu bir yerden almışlar, satın alınan bir şey, pazarda
bulunuyor,
Bu giysiyi o zamanki bütün insanlar kullanıyor...
Bu durumda cilbabın giyilmesi özel bir emir
gerektirmiyor, zaten var, biliniyor ve kullanılıyor.
öyleyse giyilmesini istemekle bunu süreklilik durumuna,
düzenli olmaya yönlendiriyor.
Zaten önceden evlerde var ve bu kullanılıyor.
Bu durumda "giysinler" bir emir değil, emir olmaktan
çıkar, öğüt olur. Bir tavsiye...
Öğüt ve tavsiyeler mutlaklık içermez ve günah kavramının
karşılığı da olmaz.
Cilbaba bu açıdan bakmalı.
Gelelim örtünmenin tesettürle başka bir boyuta taşınan
zulüm uygulamasına.
Dinci tüccarlar kadını bütünüyle kapatarak sex nesnesi,
uyaranı haline getirirken bir başka sapkınlığa...
Kadının başını örten bu din tüccarları neden cariyelerin,
kölelerin başlarını açma zorunluluğu getirmişlerdir?
Allah cariyelerin, esirlerin başları açık olacaktır mı
demiştir?
Neden cariyelerin başı açılır? Onlar insan değil mi?
Allah bütün insanlara hitap etmiyor mu? Cariyeler için
özel bir örtünme mi getirmiştir ayetler?
Yok böyle bir şey...
Peki neden böyle bir uygulama, cariye olmayan kadınlar
başlarını örtecek, cilbab giyecek ama cariyeler
giymeyecek ve başları mutlaka açılacak?
Bu çelişki değil mi?
Kimin cariye olup olmadığının tanınması için mi? Başı
açık olmayınca tanınmıyor mu? Böyle saçmalık mı olur?
Cariyelerin başlarının açık olması emrini veren kimdir?
Ayetler mi? Yok! Kim?Evet kim?
Cariyelerin başlarının açılması emrini veren halife
Ömer'dir. Bu zat Kuran ayetlerine muhalefet ederek
cariyeleri ayrıma tabi tutarak aşağılamış ve suça
sürüklemiştir. Eğer müslüman kadın mutlaka başını
örtecekse, örtmese günah oluyorsa bu cariyeler için de
geçerlidir. Onları hangi konumda olmaları bunu ortadan
kalırmaz. Eğer sahipleri zorlamıyorsa. Sahipleri
zorlamadığı halde sözde islamın halifesi ömer denilen zat
cariyelerin başını açıyor...
Bu zulüm değil mi? Bu çelişki değil mi?
Bu çelişkiyi kimse zulüm diye nitelemiyor, bu çelişkiyi
görmezden geliyor ama dinci tüccarlar hergün başörtüsü
zulmünden bahsediyorlar.. E, bu zulümü senin halifen
uyguluyor, neden zulüm demiyorsun da bu zulmü icat eden
halifeyi, adaletin timsali yapıyorsun?
Yezit poliitikası budur işte...
Ne kadar doğru şey varsa kötüle, ne kadar kötü şey varsa
onu da doğru ve güzel göster, sonra da adalet timsali ol!
Dünyanın en büyük adaletsizliğini, çirkefliğini
yapacaksın sonra da adil, hakaniyetli, inanmış en büyük
olacaksın! İnsanların içine düşürüldüğü durum bu!
Zalim, adaletin zerresine sahip olmayan kişiler ulu
kişiler haline getiriliyor ama doğru , temiz insanlar ise
kötüleniyor.
Bu hesabı halife ÖMER VE ONU YÜCELTENLE NASIL VERECEK!
Bir de asrı sasdet uydurması var...
Neymiş bu dört halife döneminde müslümanlar, insanlık
asrı saadet içindeymiş... Yalan.. Zorla, hileyle iktidarı
darbeyle elegeçirerek katliamlardan başka bir şey
yapılmayan bir dönem asrı saade olmuş...
Bunları yapanlar yüceltilmiş.
Kendi karının başını örteceksin, çuvala sokacaksın ama
cariyelerin başını zorla açacaksın, neden onlar
tanınacakmış? Kim diyor? Halife Ömer diyor! O diyorsa
doğrudur:.
Kuran'a ne gerek var değil mi ya?
Zalimler...
Muhharem oruçları başladı...
Bu zalimleri,yezit politikalarını lanetleyerek, bu
bilinçle oruç tutanları kutluyorum...
esen kalın..
Katılma Tarihi: 12 ekim 2011 Yer: Turkiye Gönderilenler: 12
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selam,
Cilbabla ilgili ayetler ne diyor:
"Allah’ı ve Elçisini incitenlere Allah dünyada ve
ahirette lanet etmiş ve alçaltıcı bir ceza hazırlamıştır
(57). İnanan erkekleri ve kadınları haksız yere
incitenler açık açık iftira edip günaha giriyorlar (58).
Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve inananların kadınlarına
söyle, cilbablarını sıkıca giysinler. Onların tanınması
için ve incitilmekten kurtulması için uygun olan budur.
Allah esirger ve bağışlar (59)."
Bu ayetler kadınların tanınması ve incitilmesini
engellemek için cilbab giymeyi öneriyor. Çeviriden bunu
anlıyoruz ama bu durumda yeni sorular ortaya çıkıyor.
1. cilbabı müslümanlar icat etmediğine göre, zaten bütün
halk bunu biliyor ve giyiyor demektir. bu durumda nasıl
sadece müslümanlar tanınacak. Müslüman olmayanlar da
giyiyor. Bu ayet gelmeden önce zaten böyle bir giysi var
ve halk bunu giyiyor, eğer giymese böyle bir elbise niçin
üretilsin? Peygamber eşleri ve inananlar da pazardan
almış ve ayetten önce de kendilerinde bulunduğu açıkça
ortaya çıkıyor. Peki bu durumda herkesin giydiği bir
giysi nasıl ayırtedilecek, kimin inanan kimin inanmayan
olduğunu belli edecek.bu olanaksız görülüyor. Başkaları
da aynı elbiseyi giyiyorsa, onlarda da var ve kullanmak
için alındığına göre herkesin giydiği veya giyebildiği
bir giysi ayırtedici nasıl olacak?Bu olanaklı mı?
2. eğer bu elbise incitilmeyi engelleyecekse neden
erkekler için de böyle bir giysi önerilmiyor. Çünkü ilk
ayette erkeklerin de incitildiği söyleniyor. Bu durumda
neden erkeklerin incitilmesini ve tanınmasını sağlayan
bir elbise önerilmez?
3. cilbab müslümanların namusuna yönelik bir örtünme
olmadığıdır. Eğer cilbab inananları daha namuslu yaparsa
diğer müşrikleri de yapar çünkü müslümanlardan önce
cilbaba var ve giyiliyor. Öyleyse cilbab namusa ilişkin
bir kaygıyı gideremez. Onu her kim giyiyorsa aynı amaçlar
için giyiyor. Cilbabı giymemek de günah olmaz, kimseyi
böyle bir sorumluluğa sokmuyor, öneri oluyor.
4. Eğer inananların tanınması ve incitilmemesi için
giyiliyorsa inanamayan kadınları kim tanıyacak, nasıl
tanıyacak ve incitmeyecekler.
5. Kuran ayetleri müşrikleri namus yönünden eleştirmekte
midir? Onları düşük namuslular olarak suçlamış veya
eleştirmiş midir?
Bildiğim kadarıyla böyle bir eleştirisi yoktur Kuran'ın,
bilen varsa açıklarsa iyi olur, ben yok sanıyorum.
Öyleyse cilbab namuslu olmak, tanınmak ve incitilmemek
için nasıl işlev görecek?
Bu açıklama tutarsız görülüyor. Mantıken bu ayetin
önerisi belirtilen ayırtetmeyi ve engellemeyi yapamaz
görünüyor. Pratik olarak işlevsiz olan ve mantıken de
tutarsız olan bir ayet olabilir mi?
Ya kuran ayetini tutarsız sayacağız ya da kuran ayetinin
çevirisinin yanlış olabileceğini düşünmeyecek miyiz?
Umarım bu konuya başka arkadaşlar açıklık getirir...
Selametle...
Katılma Tarihi: 12 ekim 2011 Yer: Turkiye Gönderilenler: 12
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selam,
geçen gün tgrt tv de bir film vardı, adı, danimarkalı gelin. Geçiş yaparken bir ara takıldım ve o zaman cilbabın uygulanma zihniyetini çok açık gördüm.
iki karı koca bir arabada gidiyor. yolda duruyorlar. alışveriş yapmak için iki erkek iniyor. arabadaki iki bayan da onları beklerken sıkılmamak için arabadan çıkmak istiyor. birisi başörtülü ve pardesülü sıkı sıkı kapalı diğeri uzun elbise giymiş hiçbir yeri açıkta değil sadece başörtüsü yok. önce bu hanım iniyor daha iner inmez yoldan geçen iki kişi hemen laf atıyor yanına yaklaşıyorlar taciz ediyorlar öbür başörtülü içerde inmeye çalışıyor ve o da arabadn iniyor. başörtülüyü gören sarkıntı iki erkek hemen geri çekiliyor karşılarında çok güçlü birini görmüş gibi toparlanıyorlar saygıyla eğilip özür diliyorlar başçrtülü kadın da zafer kazanmış kumandan edasıyla dik duruşta dokunulmazlık zırhı içinde saygıyı haketmiş pozda, adamlar çekilip gidiyor.
sahne bu kapattım televizyonu büyük bir şaşkınlık ve öfke içinde.kadını örtme çabasının ardındaki asıl gerçek bu işte.
Hiçbir yeri açık olmadığı halde uzun giysi giymiş gayet mazbut bir kadın sırf başörtüsü, türban takmadı diye namussuz biri olarak görülüyor, tacize müstahak sayılıyor ve öyle gösteriliyor ama türban takmış biri ise çok namuslu dokunulmaz, asil, saygın biri olarak gösterikiyor.
Türbanın ve cilbabın vardığı anlayış bu. Bu kadar namussuz, bu kadar pezevenk, aşağılık bir zihniyet işte...
eğer türbanı yoksa o orospu muamelesini haketmiş sayıyor eğer türbanın varsa temiz kadın oluyor, dokunulmaz oluyor..
Türbanın altında yatan gerçek bu... Türbanlı değilsen orospu mu oluyorsun? Kafaya sarılan bez parçası mı kadını orospu olmaktan kurtarıyor?
Bu nasıl vicdan, bu nasıl aşağılık bir anlayış, bu nasıl toplumu bir bez parçası üzerinden ikiye bölmek, bu nasıl azgınlık ki hiç çekinmeden türban giymeyenleri aşağılıyor...
cilbabın da türbanın da altında yatan asıl düşünce bu ve bunu da açıkça şerefsice böyle dile getirebiliyorlar...
Kadın cinsel obje haline getirilmiş....
zihniyet de orospulaşmış...
eğer tartışacaksak bu gerçekliği görerek tartışalım...
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma