Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Mahrem, avret ve ziynet
kavramları hakkındaki yazıları yasemin kardeşimizin okumadığı anlaşılıyor;
başkaları da okumamış olabilir. Forumdaki o yazılar bir araya
getirilip bir de topluca asılamaz mı? Lütfen.
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Bizi yalnızca Kur'an
bağlar, diyoruz ya. Sözümüzde duralım. "Avret"in fıkıhtaki beşerî tanımları bizi
bağlamaz.
Kur'an'dan benim
anladığıma göre avret bir inanırın, vücudunun
örfen açabileceği parçalarıdır; nur31 deki
zinet/süs bölgeleri değil. Çünkü onlar
"takı"dır; vücudun parçaları değil.
Örneğin halhal,
bilezik,gerdanlık ve taç değil. Çünkü inanan kadınlar bunları eşlerinin dışındaki
bazı kimselere de açabilirler. Örneğin onların erkek köleleri sanılan ama
ayette "ma meleket eyman ühünne"diye geçen kimselere.
Bu,
insanların aklını epey karıştırmış görünüyor. Üstüne bir de, ayetteki ziynet ve avret kelimelerinin eşanlamlı
olması eklenince akıllar hepten arapsaçına dönmüş.
İş, "erkek
köleler sahibelerine mahremdir"e kadar vardırılmış. "Evin içinde bunlardan
kaçmak güçtür. O halde erkek köle, hanımının her yerine
bakabilir." Bu suretle İslama fuhuş boca edilmiş.
Ben bundan
rahatsız oldum.
Keşke ulema
da rahatsız olsaydı da Nur 31'deki avret
kelimesini daha yakından inceleme ihtiyacını duysaydı; örneğin onu başka
ayetlerdeki avret
kelimeleriyle karşılaştırsalardı.
Nur 31'deki
avret, tıpkı Ahzab
13'teki avret gibi, tehlikeye
açık şeyler anlamına geliyor:
...evlerimiz
tehlikeye
açıktır
- inne buyûtena avretün.
Savaşa
gitmek istemiyen münafık sahabeler bahane uyduruyor. Evleri tehlikeye açıkmış.
Eğer savaşa katılmak için uzaklaşırlarsa düşmanlar evlerini yağma
edecekmiş.
Nur 31'deki
ziynetler yani avretler
de tehlikeye açık: imrenmeye, kıskanmaya, hattâ eğer teşhircilik
yapılırsa, iğrenmeye açıktır.
Avretler bir de Nur 58'de
geçiyor:
İnananlar! Bakımını
üstlendiğiniz kimseler (yani ma
meleket eyman üküm) ve yaşına ermemiş olanlarınız üç vakitte
odanıza girmek için izin istesinler: sabah namazından önce, giysilerinizi
çıkardığınız öğlen vakti ve akşam namazından sonra. Bunlar sizin üç avret vaktinizdir...
Üç avret
vaktiniz -selésü avrâtin leküm
Ayette bu
"avretler"in tanımı da var: giysilerinizi çıkardığınız vakit - hıyne
siyâb eküm.
Bu kadar
açık.
Nur 58'deki
avretler insanın
vücuduyla ilglilidir; yatak
odasında giyimsizken
ortaya çıkarlar. Yaşına ermemiş olan çocuklara bile açılamazlar; yalnızca
kocaya açılabilirler.
Nur 31'deki avretler ise giyimliyken apaçık ortadır; insanın
vücuduyla ilgileri yoktur; kocanın dışındaki güvenilen kimselere, örneğin yaşına
ermemiş olan çocuklara açılabilirler.
Yaşına ermemiş olan
çocukların, bakımı üstlenilen kimselerin, kadınlara bağlı ihtiyaçsız erkeklerin
ve öteki güvenilen
kimselerin Nur 31'deki avretleri
yani tehlikeye açık
takıları görmesinde bir sakınca yoktur.
Ama inanan kadının
örneğin memelerini yani vücudunun örfen kapalı bulundurulması gereken
yerlerini? İyi düşünün...
"Fercler"e yani cinsel
organlara gelince, onlar hem Nur 30'da hem 31'de geçer; hem erkekleri hem
kadınları kapsar ve yalnızca eşlere açılabilir.
Sevgiyle, Hasan Akçay
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
İnananlar! Ant içip sahip çıktıklarınız ve yaşına
ermemiş olanlarınız üç vakitte odanıza izinle girsinler: sabah salâtından
önce, giysilerinizi çıkardığınız öğlen vakti ve akşam salâtından sonra. Bunlar
sizin üç avret
vaktinizdir. Bunun dışında onlar için de sizin için de sakınca yok; bir arada
olabilirsiniz. Allah size ayetlerini işte böyle açıklıyor. Bilir O, bilgedir.
Buradaki "avret"in vücut olduğu kesin çünkü giysilerinizi
çıkardığınız vakit ortaya çıkıyor: hıyne tedaûne siyâb eküm.
24:58'de o yüzden
özçocuklarınız ile ant içip sahip çıktıklarınız aynıdır: ikisi de izin alacak;
avret yerleriniz ikisine de yasaktır.
Avret Ahzab 13'te de
geçiyor:
Bazıları "Evlerimiz tehlikeye açık (avret un)" deyip izin
istiyordu. Oysa hiç te açık değildi. Kaçmak istiyorlardı.
"Avret"in burada tehlikeye açık anlamına geldiği
kesin. Münafıklar savaştan kaçmak için "Evlerimiz tehlikeye
açık," diyorlar -inne büyûtena avretün.
Savaşmak için uzaklaşırlarsa evleri yağma edilecekmiş.
24:31'deki "avret"e
gelince:
İnanan kadınlar kendiliğinden görünenler dışındaki ziynetlerini (kimseye)
açmasınlar. Ama şunlara başka: kadınların ant içip sahip çıktıkları,
kadınlara bağlı ihtiyaçsız erkekler, kadın avretinden anlamıyan çocuklar...
Buradaki avretin ziynetler anlamına geldiği
kesin. Bu konuda görüş birliği tam. Görüş ayrılığı, "ziynetler"in
ne anlama geldiğinde.
Tesettürcü ulemaya göre ziynetler,
ziynet yerleridir;
yani ziynetlerin takıldığı yerler: kolyenin takıldığı yer olan gerdan, zincirin takıldığı yer olan
memeler, halhalın
takıldığı yer olan ayak bilekleri...
Ama bu mümkün değil. Çünkü ziynetlerinizi açıp göstereceğiniz kimseler arasında
ma meleket eyman üküm
var. Kim onlar? Aslında ant içip sahip çıktıklarınız. Ama beşerî
şeriatçı ulemaya göre ellerinizin altında bulunan (köleler)miş
onlar. Ve size mahrem
imişler. Tıpkı erkek kardeşiniz ve babanız gibi.
Tesettürlü hanımlar! Açar mısınız memelerinizi erkek
kölenize?
Ulema bu imkansızlığı gidermek için kölelerin iğdiş edilmiş ya da şehvetinden emin olduğunu varsayar (Bkz. Bursevî).
Aslında Allah'ın sözlerinde öyle bir kayıt yok. Ama hadi öyledir diyelim.
Tesettürlü kardeşlerimize sordum: İğdiş edilmiş
kölenize başınızı, memelerinizi açar mısınız?
Cevapı:
Hayır! Çünkü önemli olan onun bana nasıl baktığı değil, benim ona nasıl
baktığımdır.
O halde 24:31'deki avretle eşanlamlı olan ziynetler, ziynetlerin yerlerio-la-maz. Ziynetlerin
kendileridir onlar. Kolye, zincir, halhal... Ve avrettehlikeye açık
demek, tıpkı Ahzab 13'teki gibi: evlerimiz tehlikeye açık -inne büyûtena avretün.
İnanan bir kadın olarak güvendiğiniz
kimselere, örneğin kölenize ve size bağlı ihtiyaçsız erkekler olan
işçilerinize açabilirsiniz altın
zincirinizi. Hattâ o zincir, işçilerinizin size aldığı doğum
günü armağanı ise açmak zorundasınız. Yoksa "Beğenmedi," derler;
kendilerini aşağılanmış hissederler.
Ama memelerinizi
kocanızdan başka hiç kimseye açamazsınız.
İşçilerinize açamazsınız;
ant içip sahip çıktığınız (ma meleket eyman üküm)e yani himayeniz
altına aldığınız çocuklara açamazsınız; emme yaşını geçmiş özçocuklarınıza, yaşına
ermemiş olsalar bile, açamazsınız
Allah'ın dininde
tesettür yok. İnanan kadınlar özgürdür; ister başaçık olurlar ister başörtülü.
Ama tesettür dinine
bağlanıp "Başörtüsü Allah'ın emri!" derlerse "Köle, sahibesinin her yerine bakabilir," diyen
tesettürcü ulemaya uyup memelerini işçilerine açacaklar; (iğdiş)
köleleriyle sevişecekler.
Ve kendileriyle ant içip
sahip çıktıkları kimsesiz evlatlarının arasına harem-selamlık denen duvarı
örecekler; dışlayacaklar o garibanları; zulme uğratacaklar.
Sevgiyle, Hasan AKÇAY
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Nur 31’deki ziynetler kadın vücudunun bazı
parçaları anlamına gelseydi örneğin göğüsler anlamına gelseydi ayette
listelenen müstesna kişiler, tesettür dinindeki
gibi, inanan kadına mahrem olurlardı. Kadının o kimselere
memelerini açması sakıncasız olurdu. Çünkü Yüce Allah illadiyor yani onlar hariç.
MAHREM, "evlenilmesi yasak" demek..
Örneğin abi ablaya mahremdir; ana oğula mahremdir.
Tanımlamak gerekirse mahremler, bir kimsenin karşı
cinsten birinci derece akrabalarıdır.
Buna göre 24:31’de anılan müstesna kimseler,
tesettürcülerin öne sürdüğü gibi, inanan kadına mahrem olabilir mi; mümkün mü
bu?
Örneğin
kadınlara bağlı ihtiyaçsız erkekler
it tabi’îne gayri ûli’l ırbati min er ricâl
Hayır! Çünkü, kadına akraba değiller.
Yine örneğin
kadının hemcinsleri – nisâ ihinne?
Hayır! Çünkü karşı cinsten değiller.
Bunu daha kolay görmeniz için bir tablo sunuyorum.
Tablonun solundaki sütunda inanan erkeğe akraba olan kadınlar var. Yüce
Allah 4:23’te onları tanıtırken şöyle diyor:
sana mahrem olanlar
hurrimet aleyküm.
O halde bunda kuşku yok – la raybe fih. Onlar mahremdir.
Sağdaki sütunda ise 24:31’de anılıp ta tesettür dininde inanan kadına mahrem ilan
edilen kimseler var. Ama bu mümkün değil çünkü ya karşı cinsten değiller
ya da akraba değiller.
Lütfen inceleyin.
4:23'e göre////////////////////////////////24:31'e göre
erkeğe mahrem olanlar////////////////////kadına mahrem olanlar
(erkeğin cariyeleri YOK)----------------kadının erkek köleleri
(avretten anlamayan çocuklar YOK)----avretten anlamayan çocuklar
(erkeğe bağlı ihtiyaçsız kadınlar YOK)---kadına bağlı ihtiyaçsız erkekler
(erkeğin karısı YOK)--------------------kadının kocası
(erkeğin kendi erkekleri YOK)-----------kadının kendi kadınları –nisâ ihinne
erkeğin ağabeyinin kızı-----------------(kadının amcası YOK)
erkeğin ablasının kızı-------------------(kadının dayısı YOK)
erkeğin süt kardeşi--------------------(kadının süt kardeşi YOK)
erkeğin üvey kızı----------------------(kadının üvey babası YOK)
erkeğin gelini--------------------------(kadının damadı YOK)
erkeğin süt annesi------------------------------------------------------
---------
iki kız kardeş bir arada-------------------------------------------------------
--
erkeğin anası--------------------------kadının oğlu
erkeğin kızı----------------------------kadının babası
erkeğin ablası-------------------------kadının ağabeyi
erkeğin halası-------------------------kadının ağabeyinin oğlu
erkeğin teyzesi------------------------kadının ablasının oğlu
erkeğin kaynanası---------------------kadının kayın babası
Sorun kendinize:
Kadına bağlı ihtiyaçsız erkekler ona mahrem midir; örneğin Bayan
Sabancı kendisine bağlı fabrika müdürlerinden biriyle evlenemez mi ki
memelerini müdürlerine açabilsin?
Kadının erkek kölesi ona mahrem midir; yani kadın kölesiyle evlenemez
mi ki inanan bir kadın memelerini kölesine açabilsin?
Gerçek şu:
İnanan bir kadın o kimselere takı anlamına gelen ziynetlerini
açabilir ama vücudunun göğüs, memeler
ve eğer saç baş avret ise saç baş gibi avret yerleri
anlamındaki ziynetlerini açamaz Yoksa iş fuhuşa
varır..
Yüce Allah 24:31’de ziynetler derken kadının asla
saçını başını, memelerini kastetmiyor; gerdanlığını, altın zincirini
kastediyor.
"Memeler de bazı istisnai durumlarda açılıversin
canım," demek "Kadın da birazcık gebe
oluversin!" demeye benzer. Gebeliğin birazı olmaz. Biraz
gebelik bal gibi tam gebeliktir.
Nur 31’deki ziynetler ya kolye ve zincir gibi "takı parçaları"dır
ya da gerdan ve memeler gibi vücut
parçaları.
İkisinden birini seçmek zorundasınız.
Ya tesettürü seçip fuhuşa varan edepsizliğe batacaksınız
ya da takıları seçip İslamın istediği gibi ahlaklı insanlar olacaksınız.
Sevgiyle, Hasan Akçay
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
"Ant içip
edinlenler"in 24:31'deki "ziynetler"le ilgisi
ise ayette onların da anılmasından kaynaklanıyor. Tesettürcülerin
iddiasına göre ziynetler,
bir müminenin avret yerleridir. Saç,
gerdan, memeler gibi:
ziynetlerini
kimseye açmasınlar -
la yübdîne ziynet ehünne
fakat "ant içip edindikleri"ne
hariç - illa ma meleket eyman ühünne
Demek ki onlaraaçılabilir. Kim onlar? Tesettürcüler iddia ediyor
ki onlar inanan bir kadının cariye ve köleleridir yani dişi ve erkek kulları.
İşte köleler inanan
kadına mahrem ilan
edilmek suretiyle İslama fuhuş böyle boca ediliyor. Çünkü mahrem, evlenilmesi yasak demek; oysa köle, sahibesine
mahrem değildir; kadın isterse kölesiyle evlenebilir.
Rûhu'l-Beyân müfessiri İsmail Hakkı
Bursevî'nin açıklamasına bakın:
"Ellerinin altında bulunanlara, cariyelere...
Kadının sahip olduğu eğer köleyse kendisine yabancı erkek hükmündedir. Bu köle
ister iğdiş edilmiş olsun ister cinsî temas gücüne sahip olsun, aynıdır.
Nitekim Ebu Hanife'nin görüşü bu olduğu gibi çoğu ulemanın görüşü de bu
doğrultudadır. Bu sebeple, kadının o köle ile hacca gitmesi veya yolculuğa
çıkması câiz değildir.
Fakat kölenin kendisini şehvetten emin hissetmesi durumunda hanımına bakması câizdir."
Gördünüz
mü tesettürcünün aklı ne kadar karışık! Câizdir diyor; câiz değildir diyor! Yani ne diyor;
câiz midir, değil mi?
Kölenin kendisini
şehvetten emin hissetmesi durumunda...
Ve Süleyman Ateş'in
açıklaması... Lütfen düşüne düşüne okuyun:
"Malikesi, kölenin
mahremidir. Evin içinde bunlardan kaçmak güçtür..." (Ahzab 55'in
tefsiri).
"Âyette anılan
mahremler, kadının her yerine
bakabilirler." (Nur 31'in tefsiri)
Nasıl; yüzünüz kızarmadı
mı? Ve sanır mısınız ki "türban"lı tesettür uğruna fuhuşu İslama boca
edenler yalnızca bunlardır? Hayır. "Ziynetler örtülmesi gereken
yerlerdir!" diyen herkes, örneğini Hayrettin Karaman*, birer fuhuş tellalıdır.
Hattâ hattâ bu
tesettürcüler iddialarını ispat etmek için şunu rivayet ederler:
Hz Peygamber ve kölesi
bir gün Fatıma'nın evine gelmiş; Hz Fatıma panik içinde başını entarisiyle
örtmeye çalışırken apışarası dahil vücudunu
beline kadar açınca Hz Peygamber onun utandığını görmüş, "Zararı yok;
yalnızca baban ve kölen var!" demiştir. (Enes b malik'ten Ebu Davud,
Ahmed, Beyhaki'den aktaran Mevdudi: Tefhimu'l
Kur'an, Nur 32 tefsiri)
Yani bu zevat kölelik ve tesettür pisliğini İslama
sıvaştırmak için Allah'ın Elçisini, kızını kölesine peşkeş çeken bir pzvnk
yapıp çıkarlar. Gözleri öylesine dönmüştür.
24:31 ve 33:55'te ma meleket eyman ühünne diye anılan kimselerden kastın köleler olduğunu tesettürü İslama yamamak için fuhuşçu ulema öne sürüyor. Gerçekte onlar bakımı üstlenilen garibanlar. Bunu Kuranî kanıtlarıyla birlikte ayrıca müzakere edebiliriz.
Yalnızca 24:31'de anılan "ıt tabi'iyne gayri ûlil ırbeti min er ricâl"in lafzî karşılığı ise "kadınlara bağlı ihtiyaçsız erkekler"dir ve meallerde kadınların ihtiyaçsız erkek hizmetçileri diye geçiyor. Bunlar:
(1)erkektir (min er-ricâl )
(2)inanan kadına namahremdir; yani kadın isterse onlarla evlenebilir.
O yüzden ulemanın erkek köleler (?) için verdiği fuhuş ruhsatı bu ihtiyaçsız erkek hizmetçiler için de geçerlidir.
Bu fuhuş pisliğini İslamdan kazıyıp atmanın bir tek yolu var: "Allah ne diyorsa o!" demek. Allah 24:31'de ziynetler diyor. O halde ziynettir onlar; ziynet yerleri ya da avret yerleri değil.
İnanan kadın kendisi için çalışan erkeklere örneğin altın zincirini
açabilir ama onun yeri olan memelerini açamaz. Gerçek bu kadar basit.
Allah'ın dediğini Allah'a bırakabilene.
Fuhuşçu ulemanın uyduruk dininde kadınların gûya alın yazısı olan zulüm var; tesettür zindanı var ama kadınların ırzı yok. Allah'ın dininde ise zulüm ve tesettür zindanı yok ama kadınların ırzı var.
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Fuhuşçu ulemanın uyduruk dininde kadınlara zulüm var; tesettür zindanı
var ama kadınların ırzı yok. Allah'ın dininde ise zulüm ve tesettür
zindanı yok ama kadınların ırzı var.
Gerçek bu değil
mi?
Ziynetler kadının avret yerleri sayılınca kadın
oralarını kendisine bağlı ihtiyaçsız erkeklere açıp ırzından olmuyor mu?
Bu uyduruk dinde kadınların ırzdan yoksun olduğunu gösteren başka bir
rezalet te çok karılı evliliktir. Çok karılı fuhuşun içinde debelenelere
"Çok eşlilik iyi bir şeyse çok kocalılık ta iyidir," diye itiraz edilince şöyle
cevap verirler:
Bir adam karısını başka kimselerle paylaşamaz; yoksa
boynuzlanır. Adamın koruması gereken bir ırzı var.
Yani?
Bir adam eşini başkalarıyla paylaşınca boynuzlanırmış ama bir kadın
eşini başkalarıyla paylaşınca boynuzlanmazmış çünkü adamın ırzı varmış ama
kadının ırzı yokmuş...
Sevsinler sizin İslam diye
yutturduğunuz erkekler klübünüzü.
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Hasan'ın başörtüsü ayetiyle ilgili çarpıtmalarına çok daha önce
tatmin edici cevaplar verilmişti, (idris)
Cırcır böceği gibi böyle
kendiniz çalar kendiniz oynarsanız kendi cevabınızı elbette tatmin edici bulursunuz. Hep kendinizi hep kendinizi
dinleyeceğinize bir de başkasını dinleyin, be mubarekler.
Orada Hasan'a
verebildiğiniz hiç bir tatmin edici cevap yok. Çünkü
tesettür uğruna İslama sıvaştırılan fuhuş pisliği gûya tatmin edici cevap
kaçamaklarıyla temizlenemez. Fuuhuşu reddedeceksiniz.
"Ziynet kadının
saçıdır, memeleridir" demişsiniz bir kere. "Kadın o avret yerlerini
namahremlere açamaz ama erkek kölelerine ve kendisine bağlı ihtiyaçsız erkeklere
açabilir," demişsizin. Tutarsızlığın dik âlâsını üretmişsiniz:
Bir yandan
"İnanan kadın avret yetlerini namahremlere açamaz," demişsiniz; bir yandan da
"Ama erkek kölelerine açabilir!" demişsiniz. Erkek köleler o kadına namahrem
değil mi? Yani kadın isterse onlarla evlenemez mi?
Bir yandan "İnanan
kadın avret yerlerini namahremlere açamaz," demişsiniz bir yandan da "Ama
ihtiyaçsız erkek hizmetçilerine açabilir," demişsiniz. Kadının erkek
hizmetçileri ona namahrem değil mi? Yani kadın isterse onlarla evlenemez mi?
Tesettür uğruna ulemanın yediği nanelere bakın:
Köle malikelesine mahremdir; kadının her yerine bakabilir çünkü
evin içinde bunlardan kaçmak güçtür. (Ateş)
Köle
kendisini şehvetinden emin hissediyorsa malikesine bakabilir.
(Bursevî")
Hz Fatıma babasıyla kölesini görünce başını
entarisiyle kapattı; vücudu beline kadar açıldı. Hz Peygamber "Zararı yok
; yalnızca baban ve kölen var!" dedi. (Mevdûdi)
...
Siz
Hasan'a cevap verdiğinizi zannetmeyi bırakın da biraz utanmayı öğrenin. Allah'ın
dini sizin tesettür saplantınız uğruna bu pisliği hak
etmiyor.
Sübhanallah, Hasan
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Hz Ayşe'nin gerdanlığı yüzünden hakkında çıkarılan bir ifk olayı var.
Ziynetlerin saklanması emri, o özel olayın gerektirdiği geçici bir
önlemdir diye yorumlanabilir.
Ziynetlerin saklanması ziynet
teşhirciliğini önlemek için gereklidir; dolayısıyla asıl haram olan, ziynetleri
örfe uygun bir şekilde takınmak değil ziynet teşhirciliği yapmaktır,
diye düşünülebilir.
Bunlar başka, "24:31'deki ziynetlerden maksat "ziynet yerleri"dir, örneğin
memelerdir! İnanan kadının oralarını ihtiyaçsız
erkek hizmetçilerine açmasında bir sakınca yoktur!" deyip İslama fuhuşu davet
etmek başka.
Bu ahkalsızlığın başörtüsü-çarşaf-burka zindanına bahane
uydurmak için İslama yamandığı ise gün gibi ortada. Sen de söyledin. Başörtüsü farz değildir, kadın isterse gerdanlığını
başörtüsünden başka bir araçla da örtebilir.
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Gizlenenen bu zinetler takı ise ayaklar yere vurulunca nesi anlaşılır
sesi mi? Senin mantığına göre Allah zinetlerin görülmesini yasakladığı gibi
sesini bile yasaklıyor öylemi?
Cevap, Süleyman Ateş'ten
(Kurân-ı Kerîm Tefsîri):
"Ve lâ yadribne biercülihinne - Ve ayaklarını
vurmasınlar!" cümlesi şöyle açıklanır: Arap kadınları, gezerken ayak
(bilek)lerindaki halhalları şakırdasın diye ayaklarını birbirine
vurulardı. İşte mü'min kadınlara böyle yapmamaları buyurulmuştur.
Bu
açıklamanın yedi satır altında aynı Süleyman Ateş şunu da söylüyor:
Âyette sayılan mahremler, kadının her yerine
bakabilirler. Ve açıklamasını 33:55'te de anılan aynı mahremler
münasebetiyle şöyle tamamlıyor: "Ev lâ ma meleket eymanühünne -
Ellerinin altunda bulunanlar" cümlesinde bazıları mahrem olanların yalnızca
câriyeler olduğunu, bazıların da hem (erkek) kölelelerin hem de
câriyelerin sâhiplerine mahrem olduklarını söylemişlerdir. Doğrusu bu son
görüştür. Çünkü evin içinde bunlardan kaçmak güçtür.
Yani
Hz Peygamberin eşleri ellerinin altındaki (erkek) kölelere vücutlarının her
yerini açarlarmış. Bu ilmî (?) hükmü Mevdudi'nin naklettiği şu sünnet
perçinliyor: Hz Fatıma köleleri babasıyla birlikte odasına
girince saçını entarisiyle kapattı. Hz Peygamber (sa), "Zararı yok
; yalnızca baban ve kölen var," dedi. Yani bedenî bir ziynet olan
saçını kapattı ama büyük olasılıkla, hanif'in deyimiyle apışarası dahil,
vücudunu beline kadar açtı.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma