Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
"INANDIK" DEMEK YETERLI MI?
Kuran bizlere inanmis oldugunu söyleyen herkesin inançli olmadigini bildiriyor. "Inandik" diyen inançsizlar Allah'in kendilerini denemesiyle kisa sürede kendilerini desifre ediyorlar:
"Insanlar, inandik demeleriyle kendi hallerine birakilacaklarini ve hiçbir imtihana çekilmeyeceklerini mi sandilar? Yemin olsun ki biz, onlardan öncekileri de fitne yoluyla denemisizdir. Allah özüyle sözü bir olanlari elbette bilecektir. Ve O, yalancilari da elbette bilecektir." Ankebut 2. 3.
Bu kimselerin özellikleri yine Ankebut Suresi'nde söyle anlatilir:
"Insanlar içinden öylesi vardir ki, 'Allah'a inandik' der fakat Allah ugrunda bir eziyete ugratilinca, insanlardan gelen fitneyi Allah'in azabi gibi tanitiverir. Ve eger Rabbinden bir yardim gelirse kesinlikle söyle diyeceklerdir: 'Biz sizinle beraberdik.' Allah alemlerin gögüslerindekini en iyi sekilde bilmiyor mu? Allah iman edenleri elbette bilecektir. Ve münafik olanlari da bilecektir." Ankebut 10. 11.
Insanlar belayla denendiklerinde kalplerindeki gerçekler de ortaya cikmakta... Peygamberimizin yaninda yer alan ve Allah'a iman eden (!) bazilarinin Allah'a verdikleri sözü çok cabuk unuttuklarini görüyoruz:
"Ey iman edenler, Allah'in uzerinizdeki nimetini hatirlayin. Hani, üstünüze ordular gelmisti de biz onlarin üzerine bir rüzgar ve sizin görmediginiz ordular salmistik. Allah, yapmakta olduklarinizi iyice görmektedir.
Hani onlar, üst yaninizdan, alt tarafinizdan size saldirmislardi da gözler kaymis, yürekler girtlaklara ulasmisti. Allah hakkinda türlü zanlarda bulunuyordunuz. Iste orada müminler belaya ugratilarak imtihan edilmisler ve siddetli bir sarsintiyla sarsilmislardi.
Münafiklarla, kalplerinde maraz olanlar söyle diyorlardi: 'Allah ve resulu bize, bir aldanistan baska birsey vaat etmemis.'
Hani onlardan bir grup söyle demisti: 'Ey Yesrib halki, duracak yeriniz yok, hemen geri dönun.' Içlerinden bir grup da söyle diyerek Peygamber'den izin istiyordu: 'Inan olsun, evlerimiz açik.' Oysa ki evleri açik degildi; sadece kaçmak istiyorlardi.
Eger Medine'nin her yanindan üzerlerine gelinseydi de onlardan kent icinde fitne çikarmalari istenseydi, onu mutlaka yaparlardi; o konuda fazla gecikmezlerdi.
Andolsun ki, onlar daha önce, geri dönüp kaçmayacaklarina iliskin Allah'a söz vermislerdi. Ve Allah'a verilen söz sorumluluk gerektirirdi." Ahzab 9. 15.
Kuran'da tanimlanan bu insanlarin ortak özelliklerinden biri de zor duruma düstüklerinde Allah'i hatirlamalari ve ortak kostuklarindan vazgecerek yalnizca O'na yakarmalari:
"Gemiye bindiklerinde, dini Allah'a has kilarak yalvarip yakarirlar. Fakat Allah onlari kurtarip karaya çikardiginda, bir bakmissin ortak kosuyorlar." Ankebut 65.
"Insanlara bir zorluk dokundugunda, Rablerine yönelerek O'na yakarirlar. Sonra onlara bir rahmet tattirinca bakarsin ki, içlerinden bir grup Rablerine ortak kosuyor." Rum 33.
"Kara bulutlar gibi dalga kendilerini kusattigi zaman; Allah'a, dini O'na has kilarak yalvarirlar. Fakat onlari karaya ç1karip kurtarinca içlerinden sadece bir kismi dogru yolu tutar. Bizim ayetlerimize ancak gaddar nankörler karsi çikar." Lokman 32.
"Denizde size bir zorluk dokundugunda, O'nun disinda tüm yakardiklarini ortadan kaybolur. Fakat O, sizi kurtarip karaya çikarinca yüz çevirirsiniz. Insan çok nankördur." Isra 67.
"De ki: 'Bir düsünün bakalim! Allah'in azabi yakaniza yapissa yahut o saat gelip çatsa, Allah'tan baskasina mi yakarirsiniz? Dogru sözlü iseniz hadi söyleyin!' Hayir, yalniz O'na yakarirsiniz da O dilerse yakindiginiz belayi uzaklastirir. Ve siz, ortak kostuklarinizi unutuverirsiniz." En'am 40.
__________________ Artık kim tağutu tanımayıp Allah'a inanırsa, o, sapasağlam bir kulpa yapışmıştır; bunun kopması yoktur.
|