Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Skor
peşinde koşarak cinsel doyum olmayacağını söyleyen Seksolog Dr. Akif
Poroy: "Türkiye'deki meselelerinin altında cinsel sorunlar var!"
Yıllardır
Türkiye'de cinsellikle ilgili araştırmalar yapan Seksolog Dr. Akif
Poroy'a göre; memleket meselelerinin altında cinsellik yatıyor!
Türkiye'nin ve hatta dünyanın sayılı seksologlarından olan Dr. Poroy;
Türkiye'nin siyasal ikliminde cinselliğin yeriyle ilgili olarak Yeni
Aktüel dergisine açıklamalar yaptı:
* Şehir hayatında tamamen
yüzü Batı'ya dönük hatta bu halin abartılı yaşandığı bir durum varken,
kırsalda gittikçe daha da karanlığa gidiliyor. Bir tarafta 'Düzeyli bir
ilişkimiz var' deyip yılda 30 sevgili değiştirenler, bir tarafta hala
'başlık parası'yla bir nevi kölelik sistemini sürdürenler. Ortaçağ'daki
esir pazarları gibi.
Kadınlar güçlü erkekleri seviyor
*
Kadın-erkek ilişkisi maddiyata dayanıyor şu an. Kimse kimseye kendini
özveriyle sunmuyor. Gerçekten ilgi göstermiyor. Dikkat edin artık
şehirli, kendi ayakları üzerinde duran kadınlar bile kendilerine şiddet
gösteren hatta döven erkeklerle birlikte oluyor. Çünkü o kendisinden
daha güçlü. Maddi olarak da statü olarak da... Şehirli kadın ayakları
yere bastıkça daha çok güç talep eder oldu. Erkek, güç talep eden kadına
şefkat gösterdiğinde 'çekici' olmuyor. Şehirde insanlar artık daha
serbestçe cinsel deneyim yaşıyor ama herkes yine mutsuz.
Skor doyurmaz
*
İşin içinde ruh yoksa, cinsel aktiviteye ruh da dahil olmuyorsa cinsel
doyum yaşayamazsınız. İstediğiniz kadar zengin olun, bu güçle
istediğiniz kadınla birlikte olun bunu bir 'skor eylemi' olarak
gördüğünüz için cinsel olarak aç kalırsınız!
* Türkiye'de son
yıllarda her alanda fanatik akımların güçlenmesinin en önemli nedeni
cinselliğin doğru algılanmayışı. Şiddetin, her türlü fanatizmin ortaya
çıkış nedeni kesinlikle cinsel doyumsuzluktur!
* Türkiye'de
cinsellik kadın ve erkeğin eşit olduğu bir olgu gibi algılanmıyor. Erkek
hep önde ve güçlü olmalı diye düşünülüyor. O yüzden bizde hep güçlü
olan talep edilir. Aklın ve mantığın yerini güç alır. Güce olan şiddete
eğilim de bu yanlış algıdan kaynaklanıyor.
Toplumumuzda evli olduğu halde senelerce cinsel ilişkiye giremeyen kadınlar var...
Tabular
nedeniyle yaşadıkları korkular ve ayıp duygusu nedeniyle cinselliği
hayatından tamamen çıkarmış ve vajinismustan mustarip olan kadınların
sayısı, uzmanlara göre tahmin edilenden çok daha fazla.
İşte merak edilenler...
• Vajinismus nedir?
Vajinismus
cinsel birleşme sırasında kadının vajen kaslarını, istemsiz bir şekilde
kasarak cinsel birleşme olanağı vermemesidir. Bu kasılmalar kadının
tamamen kontrolü dışında oluşur. Vajinanın girişindeki kasların
kasılmasının yanında tüm vücutta bir kasılma, endişe, korku ve panik
hali olur ve kadın ilişkiyi reddederek bacaklarını sıkıca kapatır.
• Vajinismusun nedenleri neler?
Psikolojik
nedenler arasında çocukluktan kalma korkular, aşırı katı bir toplum
düzeni içinde yaşama, katı ahlak kuralları ve tabular, suçluluk, ayıp,
günah gibi kavramların bilinçaltına yerleşmesi, cinsellik konusunda
yerleşmiş yanlış ön yargılar, bilinçaltında penisin vücuda girişine
karşı bir korkunun olması gibi psikolojik nedenler var. Genç kızlara
küçüklüklerinden beri öğretilen "kızlık zarının çok değerli ve korunması
gereken bir yapı olduğu" düşüncesi ile bu konuda takınılan katı
tutumlara maruz kalan kadınlarda problemin ortaya çıkması daha olası.
• Çocukluk döneminde yaşanan kötü tecrübeler vajinismusa neden olur mu?
Çocukluk
döneminde yaşanan kötü tecrübe ve anılar da vajinismusa yol açabilir.
Daha önce hiç vajinismus problemi olmayanlarda doğum, düşük, kürtaj gibi
yaşanmış tecrübeler sonucunda vajinismus gelişebilir. Bazen de
çiftlerin cinsellikle ilgili bilgi eksiklikleri de beraberinde korku ve
paniği getirerek vajinismusa yol açabilir. • Erkek ve kadınların cinselliği bilmemeleri de vajinismusa neden olabilir mi?
Ülkemizde
erkekler kadınları çok iyi tanımadığı için, kadınların kendilerini
tanımaları biraz zor oluyor. Tabii bu, bizim kırk fırın ekmek yememiz
gereken bir konu. Bu konuda çok fazla uzman da yok, bilgi de yok,
bilgilendirme de yok. Bize çok sık gelen bir şikayet bu. Genellikle
hastalarla sohbette tesadüfen bunu öğreniyoruz. Hastalarımızın büyük
bölümünde cinsellik konusunda olumlu yanıt alamıyorum.
• Vajinismus riski altındaki bireyler kimler?
Özellikle
çocuksu, aileye bağımlı ve ruhsal organizasyonunu sağlıklı bir biçimde
tamamlamamış kadınlar risk grubunu oluşturur. Bu gruptan özellikle
yüksek sosyo-ekonomik düzeye sahip kişilerde vajinismus probleminin
ortaya çıkma olasılığı da artıyor. Çocukluk çağından kalma korkuları
yaşayan bireylerde bu rahatsızlığın oluşması kolaylaşır. Korkular, en
çok kadının simgesel olarak zihninde aşırı büyüttüğü bir penis yüzünden
çok acı çekme, parçalanma korkuları. Ayrıca gebe kalma korkuları da
probleme sebebiyet verebilir. Cinselliğe bakışın tutucu olduğu çevreler
de risk faktörleridir.
• Erkeğin ya da kadının genital organlarının anatomik yapısındaki değişiklikler vajinismusa neden olur mu?
Bu
konuyla ilgili bireylerin yanlış önyargıları ve oluşturulmuş geçersiz
tabuları bu durumu tetikleyebilir. Vajinismus, genital organların
anatomik yapısından ilişkisiz bir şekilde ortaya çıkar. "Benim vajinam
çok küçük veya çok dar olabilir, bu yüzden ilişkiye giremiyorum" diye
bir kavram genelde yoktur, çünkü vajina oldukça esnek bir yapıdadır ve
doğumda bir çocuğun başını çıkaracak kadar genişleyebilir.
• Bu şekilde çocuk sahibi olmak için size gelen çiftlere ne yapıyorsunuz?
Sperm
alıp, vajinaya anestezi anında bırakıyoruz. Basit bir işlem. Pek çok
insan böyle gebe kalıyor. Bakire olup da tüp bebek tedavisi gören
hastalarımız bile var. "Hangi sıklıkta cinsel ilişkide bulunuyorsunuz ya
da eşinizle en son ne zaman cinsel münasebetiniz oldu?" sorusuna "20
gün önce", "45 gün önce" gibi cevaplar veren hastalarımız var. Farklı
sebeplerle, hayatından cinselliği çıkarmış pek çok çift var. Ayrı
odalar, ayrı yataklar. Bunu da bir sorun olarak görmüyorlar.
• Cinsel soğukluk ile vajinismus arasında fark var mı?
Cinsel
soğuklukta da ayıp ve günah duygusunun öneminin olmasına karşın, temel
sorun cinsel ilişkiden zevk almamak biçiminde kendini gösterir. Oysa ki
vajinismusta başlangıçta cinsel ilişkiye girmede isteksizlik yoktur,
ancak ilişki sırasında zarar görme duygusu ön plandadır. Vajinismustan
şikayetçi olan bir kadında; cinsel arzu ve vajende ıslanma mevcuttur,
ancak istense de ilişki başarılamaz. Vajinismuslu kadınların çoğu hiçbir
zaman ilişkiye girememiştir, yani halen bakiredir. Bununla birlikte
bazı kadınlarda da daha önce cinsel ilişki başarılmışken sonradan olan
bir ilişkiye girememe durumu söz konusu olabilir.
Kendinize
bir sorun bakalım: Seks ve sevgi birbirinden ayrı düşünülebilir mi?
Aslında düşünülebilir. Filmlerde ve romanlarda bu tür örneklerle sıkça
karşılaşmıyor muyuz?
Gerçek hayatta da durum pek
farklı değil. Ancak, kadın için seks 'sevişmek' anlamında çoğu zaman.
Çünkü o, duygularını, yüreğini sunuyor erkeğine. Öte yandan, erkeklerin
büyük bir bölümü için 'sevişmek'le 'seks' eş anlamda değil. Ya da öyle
ama biz kadınlara bunu anlatmayı beceremiyorlar! Onların duygu ve
düşüncelerini ifade etme konusundaki basiretsizliğini biliyoruz zaten,
hanımlar! Peki, nereye gitti o eski adam? Peki ya, "Bu adam her anlamda benimle birlikte, ama ya sevgisi?" dediğiniz de oluyor, kabul edelim şimdi!
'Cicim dönemi' pek kısa İşte
o tadına doyum olmayan dönemden söz ediyoruz. Nasıl da gözünüzün içine
bakardı; el üstünde tutardı sizi, değil mi? Seksin ardından sırtını
dönerek gaz çıkartarak horlamaya başlamaz, size sımsıkı sarılır ve bıkıp
usanmadan 'seni seviyorum' derdi. Şimdiki manzara ise pek iç açıcı
değil cinsel birlikteliğin ardından - tabii kısa süreli ve ön sevişmenin
beş dakika ile sınırlı kaldığı bir birleşme - tek söz etmeksizin derin
bir uykuya dalıyor. Ertesi sabah da, tabii ki tepsiyle size kahvaltınızı
getirmiyor ya da sizi öperek uyandırmıyor. Artık şöyle cümleler
kuruyor:
"Beyaz gömleğimi ütüledin mi?", "Bugün dünya kadar işim
var", "Bu akşam ne yemek yapacaksın?"... Peki, nereye gitti o eski adam?
İlişkilerde de aynı şarkı söyleniyor.
Evliliklerde vaziyet
bundan ibaret. Ya ilişkiler? Eh, onlarda da durum pek farklı sayılmaz:
Kadın zamanla erkeğin ya bir 'erkek arkadaşı', ya 'annesi', ya da
alıştığı 'herhangi bir şey' haline geliyor. Erkek bir gün "Ben özgür
ilişkiden yanayım, ikimiz de kendi hayatımızı yaşayalım" diyebiliyor.
Tabii bunun Türkçesi "Evet güzelim, romantik yatak odası günleri geride
kaldı. Sen de buna alışsan iyi olur".
Sonuç itibariyle, erkek
milleti için seks - tatmin edici olmak kaydıyla - oldukça önemli. Ve
bunun yanında ille de sevgi olması gerekmiyor. Ama bu ilginç tür,
sevmediği halde kadın tarafından yine de sevilmeyi bekliyor, siz ne
derseniz deyin! Suçlusu hormonlar İşin kara mizah yönünü yeterince
irdeledik, isterseniz bilimsel boyutuna da kısaca göz atalım.
Nedenlerden birini cinsellik hormonu oluşturuyor. Yapılan araştırmalar,
cinsellik hormonlarının erkeklerde kadınlara oranla çok daha güçlü
olduğunu ortaya koyuyor. Bu yüzden seks, erkeklerin bedeninde ve
düşüncelerinde önemli bir rol oynuyor. Erkekler cinsel istekleri
olmadığı zaman çocuk sahibi olmak istemiyorlar. Buna karşılık bir kadın
sadece çocuk sahibi olabilmek için zevk almasa bile sevişebiliyor.
Erkeklerin cinsellik hormonlarının yüksek dozda olması beraberinde
önemli bir sorunu getiriyor: Sekse bağımlı olmak. Yapılan bir
araştırmada 20 - 40 yaşları arasındaki yüz kadın ve erkek birkaç
haftalık seks perhizine alınmış. Kadınlar ve erkekler her gün ayrı ayrı
teste tabii tutulmuş. Kadın grubu matematik - konsantrasyon
alıştırmalarına ve mantık testlerine her zaman aynı başarıda yanıt
vermiş.
Toplumun etkisi büyük Tabii erkeklerin seks ile
sevgiyi ayırmalarından sadece hormonlar sorumlu değil. Toplumun
yetiştirme tarzı da erkeklerin sekse olan düşkünlüklerinde önemli bir
etkeni oluşturuyor. Ülkemizde kadınlar ilişkilerini genellikle saklama
gereği duyarken, erkeklerin partneri yanındayken bile bir başka kadına
bakması normal karşılanıyor. Tabii bunlar erkeklerin yetiştirilme
tarzından kaynaklanıyor. Entelektüeller ise sekse farklı yönden
bakabiliyor. Onlar genelde duygusal yakınlık hissetmedikleri bir bayanla
cinsellik yaşamayı tercih etmiyor.
Cinsel uyarımları farklı Kadın
ve erkeğin cinselliğe farklı yaklaşımda bulunmasının nedeni, erkek ve
kadının cinsel uyarılmalarındaki farklılıklar. Erkekler görsel ya da
refleks uyarılarıyla cinsel istek duyabiliyor. Dolayısıyla sevişmek için
duyguya gereksinimleri yok. Buna karşılık kadında uyarılma önce beyinde
başlıyor. Ancak, kadının uyarılması çok daha güç gerçekleşiyor. Cinsel
uyarılar dönemi bittikten sonra her iki cinsiyette de oto kontrol
kalkıyor.
Uzmanlar, 'her iki cins' ibaresinden eminler mi acaba?
Kadın da artık cinselliğini düşünmeye başlıyor. Artık günümüzde bazı
kadınların cinsel yaşama olan bakışları ve beklentileri de değişti.
Ekonomik özgürlüğünü kazanan kadınlar evlilik yaşantısından ziyade
partneriyle belli bir dönem yaşamayı tercih ediyor. Duygusal bağlantı
olmadan da cinsel yaşantıyı tercih edebiliyorlar.
Annecim annecim, baksana! Kadınlar
aşk ile sevgi arasında bir bağlantı görüyor, çünkü onlar aynı zamanda
bir anne yüreğine sahip. Cinsel bir organ olan göğüs, aynı zamanda
bebekleri de besliyor. Yani, yumuşak duygular ve uyarılma birbirinden
ayrılmıyor. Vajina ise cinsel bir organ olduğu gibi aynı zamanda bebeğin
yaşama merhaba dediği bir yol. Yani, kadında cinsel uyarılmayla
sevginin birbiriyle iç içe olduğu görülüyor. Bu nedenle kadın cinsel
ilişkide bulunurken partnerini aynı zamanda bebeğinin babası gibi
görüyor. Erkeğin ona kendini verdiğini tam hissetmesi için duygusallığa
ihtiyaç duyuyor. Ancak bir erkeğin buna ihtiyacı yok. Ve bu yüzden erkek
kendini özgür hissetmek için para karşılığı cinsel ilişkide bile
bulunabiliyor.
''Dünyanın ilk uygulamalı seks okulu Avusturya’nın başkenti Viyana’da açıldı
İsviçreli bir kadın girişimci dünyanın ilk uygulamalı seks okulunu
Avusturya’nın başkenti Viyana’da açtı
İyi bir sevgili olmak üzere eğitim veren okulun dönem için ücreti 4 bin TL.''
elin gavuru bu işin bir bilim dalı olduğunu anlayıp okullarını ve kurslarını
bile açıyor,bizim hurafecilerde hala bu işi günahlara haramlara boğmuşlar.ne
diyeyim Allah ıslah etsin.
Kur'an sexten direk bahsetmiyor,sexe giden yoldan yani sevgiden bahsediyor. şimdi de bu ayetleri inceleyelim:
ALİ İMRAN 195:''Bunun üzerine Rab'leri onlara karşılık verdi: "Şüphesiz Ben, sizden erkek olsun, kadın olsun –ki bazınız bazınızdandır [hepiniz aynısınızdır]– çalışanın amelini zayi etmem...''(Hakkı Yılmaz Meali) BENİM YORUMUM:Yüce Allah,Bu ayette hem kadınlardan hem erkeklerden iki karşı cinsten bahsediyor,onları birbirine sevgi yönünden de muhtaç gösteriyor.erkeklere erkekliğini tattıranın kadınlar olduğunu,kadınlara da kadınlığı tattıranın erkekler olduğuna işaret yolllu açıklama ve bilgilendirme getirmiştir.müminler bu bilgiye uygun davranmalıdırlar.
Hakkı Yılmaz Hocam bu ayetin tebyininde şu açıklamayı yapmış: ''Allah,aynı cinsten hem kadının eşini,hem de erkeğin eşini yaratmıştır ki erkek kadınla,kadın da erkekle kaynaşsın.Kadın ve erkek aynı madenden olduklarına göre,özellikleri ve unsurları;insan oluşlarını sağlayan temel özellikleri aynıdır.Erkek,kadın sayesinde erkektir,kadın da erkek sayesinde kadındır.''(Tebyinül Kur'an-Hakkı Yılmaz)
RUM 21:''Yine O'nun Âyetlerindendir ki, sizin için nefislerinizden kendilerine ısınırsınız diye eşler yaratmış,aranıza bir sevgi ve merhamet koymuştur.Şüphesiz ki bunda tefekkür edecek bir kavim için nice Âyetler vardır.''(Hakkı Yılmaz Meali) BENİM YORUMUM:Bu ayetin arapçasında geçen ''ezvacen''kelimesi ''eşler'' anlamında olduğuna göre eş kelimesi de aşkla-sexle yakından ilgisi olan bir kelimedir.demekki kadınlar da erkekler de birbirlerine karşı sexi yönden önceliği olan varlıklardır.ayrıca ayette geçen ''liteskünüü''ifadesi sakinleşme,sükunet anlamına da geldiğine göre sexin insanları sakinleştirici,olgunlaştırıcı faydası ve etkisine de işaret yollu bilgilendirme de de bulunulmuştur ki müminler bu bilgiye göre davranıp sexi öncelikli bir ihtiyaç olarak görmelidirler.ayetteki ''meveddeten'' kelimesi de zaten bu durumu desteklemektedir.
BAKARA 187:''...Onlar(Kadınlar) sizin için bir giysidir sizde onlar için bir giysisiniz'',(Hakkı Yılmaz Meali) BENİM YORUMUM:yine burada kadınların ve erkeklerin birbirlerine muhtaç olduklarına işaret edilmektedir.birbirlerini tamamlayan,olgunlaştıran iki karşı cins.giysi kelimesi bedensel olarak anlaşılabileceği gibi sexi açıdan da ekonomik ve siyasi açıdan da anlaşılabilir.yani kadınların ve erkeklerin,hayatın güzelleştirilmesi ve birbirlerini mutlu etmeleri için birbirlerine yardımcı ve destek olmalarına da işaret yoluyla bilgilendirilme yapılmıştır.bu ayete göre karşı cinslerin bu konularda birbirlerine naz yapmaları zorluk çıkartmaları doğru bir davranış değildir,engeller çıkartmak ayete aykırılık içerir.kadınlar ve erkekler birbirlerini aşka veya sexe davet ettiklerinde nazlanmadan teklife hemen yaklaşmalıdırlar.
ARAF 189:''O, sizi bir candan yaratan ve ondan da, kendisine ısınsın diye eşini yapandır...''(Hakkı Yılmaz Meali) BENİM YORUMUM:yüce Rabbim,bu ayette canlıları yaratmasındaki öncelikli amaçlarından birinin sex için olduğunu belirtmiştir yani kadınlar ve erkekler birbirlerine aşk ve sex için yaratılmışlardır.onun için sexi tabulara ve günahlara boğmak,bu ayete ve insanın yaratılış hikmetine ve fıtratına aykırılık içerir.
1-Kur’anda,cinsellik konusunda açıkça yasaklanmamış hususlar serbesttir.
2-Kur’anda nikahlanmaya teşvik vardır,buda cinsel sağlığa olumlu etki yapar,düzenli sexe katkı sunar.
3-Kur’anda zinaya maddi müeyyide (100 celde)cezası getirilmişken,eşcinsellik ve lezbiyenliğe maddi müeyyide değil manevi müeyyide(iyilikle ikaz etme,kınama,ayıplama,evde tutma)getirilmiştir.
4-Kur’anda erkeklerin cinsel mutluğuna önem veren ayetler olduğuna göre bundan kadınlarında böyle bir hakka sahip oldukları bilinmelidir.
5-evliliğin amaçlarından birisi de cinsel mutluluktur.dolayısıyle çocuk yapmadan cinsel mutluluk için de evlilik yapılabilir.bu amaç gerçekleşmediği durumlarda taraflar boşanma hakkına sahip olurlar.
6-boşanmayı zorlaştırmak cinsel mutluluk hakkına zarar verir.
7-cinsel mutluluğa götüren hazırlık aşamaları olan karşı cinslerin birbirlerine yakınlaşmasına ortamlar hazırlanmalıdır.böylece birbirlerini daha sağlıklı tanımalarına fırsatlar verilmelidir.bunlar ayıp sayılmamalıdır,kınanmamalıdır.örneğin zaman zaman iki tarafta (karşı cinsler) birbirlerini davet etmeli,sohbetler yapmalıdır,problemlerini veya taleplerini açıkça ortaya koyup tartışacakları ortamlar sağlanmalı,zaman zaman gerekirse birbirlerine dans partileri de vermelidirler..dühul olmadan yakınlık ve arkadaşlık yapmalarına imkanlar sağlanmalıdır.
8-karşı cinslerin birbirlerine yaklaştırılması eşcinselliği veya lezbiyenliği de önleyen faktörlerden olacaktır.şimdiki gelenekçi mezhepçilerimizin,tarikatcılarımızın yaptığı gibi hep hemcinsler birbirlerine yakınlaştırılırsa karşı cinsler birbirinden uzaklaştırılırsa eşcinselliğin ve lezbiyenliğin en büyük destekçiliği bu şekilde yapılmış olur.aynı gelenekçi çizgide giden diyanette verdiği fetvalarıyla icraatlarıyla örneğin başörtüsü fetvaları,erkek ve kız Kur’an kursu diye karşı cinsleri birbirinden ayırma icraatlarıyla eşcinselliğin,homoseksüelliğin ve lezbiyenliğin en büyük destekçilerinden olduğunu göstermiştir.
9-cinsel sorunlarımızı eşimizle ve doktorumuzla da açıklıkla tartışmalıyız.taleplerimizi açıklıkla ortaya koymalıyız.
10-cinsel ilişki anında eşler birbirlerinin isteklerine uygun pozisyonları sunmalıdırlar,onların istemedikleri pozisyonlarda bulunmamalıdırlar.bu konuda da özgürlük esas alınmalıdır.çünkü baskı insanın psikolojisini olumsuz etkiler ve vücudun kasılmasına yol açar.buda ilişkinin soğumasına sebep olur.
11-önce sevişme ortamı hazırlanmalı,daha sonra birbirlerini tahrik edecek cilvelerde bulunmalıdırlar.
Erken boşalma varsa doktor tavsiyesi üzere geciktirici kullanabilmelidirler.
12-kadın hayızlı iken vajinaya dühul olmamalıdır.dühulu,birden fazla eşi olan varsa bunu hayızsız olan eşlerine yaparak ihtiyacını bu şekilde temin edebilir.
14-sex yaparken fantezili sexten hoşlanıyorsak bunu önceden eşimize açıkça söylemeliyiz.sexten önce eşimizi üzecek kasıp gerecek davranışlar içine girmemeliyiz.
15-sex’inde bir bilim dalı olduğunu ve ciddiye alınması gerektiğini,bunun ayıp görülmesinin dine de bilime de aklada aykırı olduğunu bilmeliyiz.
16-sexin hayatımızın bir parçası ve önemli bir ihtiyacı olduğunu bilmeliyiz.bunun ihtiyaç olarak görülmeyip baskı ve sindirme yollarına,ayıplama ve kınama yollarına gidilerek sex özgürlüğünün daraltılmasının cinsel sapmaları,sapkınlıkları,homoluğu teşvik edip tetiklediğinin farkında olmalıyız.bu sebeple karşı cinsler arasındaki cinsel özgürlüğü alabildiğine geniş tutmaya çalışmalıyız. 17-çocuklarımıza da yaş seviyesine göre cinsel bilgiler vermeli veya bu konudaki ilmi,tıbbi internet sitelerinden bilgiler edinmelerine fırsatlar vermeliyiz.
1-ister çalışsın ister çalışmasın herkes evlenme hakkına sahiptir.
2-evlenmek isteyen adayların çocuk yapmak isteyip istemedikleri nikah
sözleşmesinde mutlaka belirlenir.çocuk yapmak istemeyen erkekle çocuk
yapmak isteyen kadın evlendirilmez.veya çocuk yapmak istemeyen kadınla
çocuk yapmak isteyen erkek evlendirilmez. 3-her ikisi de çocuk
yapmak istemiyorsa ve çalışmak istemiyorsa bunların evlilikleri çocuk
yapmayacak şekilde kısıtlı olur.böyle bir durumda doktorlar o kadınları
doğum yapmayacak hale getirdikten sonra cinsel
ilişkilerine,evlenmelerine izin verilir.
4-Boşanma en fazla 3 celsede mutlaka gerçekleştirilir.tarafların
ikisinin de rızası şart değildir.tarafların birisinin boşanma davası
açmış olması bu iş için yeterlidr.davaların toplam süresi 100 günü
geçemez. 5-Boşanma davası açıldığı tarihte kadının emzikli çocuğu
varsa erkek kadına emzik süresi dolana kadar bu iş için süt bedeli
öder.bunun dışında erkeğin,boşanma davası açılan kadına nafaka veya
bedel ödemesi söz konusu edilemez. 6-Kan grupları uyuşmayan nikah
adayları ve cinsel ilişkilerinde sakıncalı hastalığı olanlar ve bulaşıcı
hastalığı olanlar evlendirilemez.hastalıkları geçtikten sonra
evlenebilirler. 7-şayet bulaşıcı hastalıkları birbirlerine zarar
vermeyecek şekilde olan hastalar evlenmek isterlerse karantina
bölgelerinde olmak ve çocuk yapmamak şartıyla evlenebilirler. 8-bir suçtan dolayı ceza almış olmak cinsel mutluluk hakkını ortadan kaldırmaz.bu haklardan yararlanabilirler.
selamlar,sevgiler.
Not:Bu maddeler Kur'an ve akıl ışığında tespit edilmiştir.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma