Yazanlarda |
|
efrayim58 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 13 subat 2007 Gönderilenler: 1098
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Efrayim
Sevgili Saffet Metin
Bir Türkan Şorayın filimde öpüşmesi bile sorun olurdu. Ne yobaz bir halk vardı yahu o zamanlar. Akıllara zarar.Demişsiniz...
Biraz daha ayrıntı verirmisiniz...
Sinema, cinsellik ve din... Ayrıldıkları, birleştikleri alanlar nedir?
Lütfen daha ayrıntı getiriniz...
Sevgi ile,
|
Yukarı dön |
|
|
feridun_45 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 17 mart 2008 Gönderilenler: 166
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
saffet metine ithaf olunur.:
YAV SEN NE BİÇİM BİR ADAMSIN BÖLE...senin aklının dilinin beyninin hiç ayarı yokmu..
şimdi benim gibiler yani yabancı güzel vede yarı çıplak bi bayanla sohbet edemeyecek kadar yabancı dil bilmeyenler(hoş niye sohbet etme ihtyacı duyacaksam)KIRO öylemi..
böle konuşan biri ya 15-16 yaşında ne konuştuğunu tam bilmeyen,ya psikolojik rahatsızlığı olan yada dangalağın birisidir....sahi merak ettim kaç yaşındasınız..sakın 50-55 falan demeyin oha falan olurum....işte sözleriniz:
Tatil ortamlarında bir kenera geçip, rus ve alman güzellerini falan kesmiyorum. Buna ihtiyacım yok. Onlarla konuşacak dilim ve medeni cesaretim var. Buna güç getiremeyen kırolar bakıp seyrediyor. Kıroluk bir tek Kürtlere özgü bir şey değil ki, Türkün, Almanın, Rusun, Fransızın yani her milletin kırosu var. Ne yapalım yani biraz kendilerini geliştirsinler. Dil öğrensinler, medeni cesaret sahibi olsunlar.
merak ettiğim 2. bir husus var..bunuda lütfen cevaplarsanız sevinirim..siz kuranı arapça orjinal metninde okuyarak meal çevirisi yapacak kadar kuran arap lisanına vakıfmısınız...dünya ve ebedi ahiretinizi inşaa etmek adına rabbinizle sohbet etmek için....sakın hayır demeyin ,o zaman size çok daha ağır bir kelimeyle hitap edeceğim...çünki arapça diğer dillerden heralde daha önemli vede elzemdir...merak ve sabırsızlıkla cevaplarınızı bekliyorum....
kızma gücenme yok
|
Yukarı dön |
|
|
Saffet Metin Uzman Uye
Katılma Tarihi: 07 ekim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 672
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sayın feridun arkadaş,
senin benim yazılarımı okumadığının delili olan sorular sormuşsun.
Okumadan eleştiriyorsun. Bu sana bu konuda son yazım diyorsun. Ama yine atlıyorsun.
Sözlerimi yanlış yorumluyorsun. Lütfen yazılarımın her cümlesini oku. Bir karar vermeden önce acelemi ettim diye bir daha oku.
Benim yaşım, 50. İngilizceyi çok iyi, Almancayı da iyi biliyorum. Osmanlıca (eski yazı) okurum. Hukuk tahsilinden kaynaklanan geniş bir Osmanlıca kelime bilgim var. Osmanlı zamanında yazılmış bir kitabı, romanı, kanunu sadeleşmeye ihtiyaç duymadan okuyabiliyorum.
Fransızca, Arapça, farsça, Kürtçe, Rusça, Boşnakça hakkında biraz bilgim var ama bunları biliyorum şeklinde konuşamam. Ancak bazı kelimeler. Bazı cümleler. Bu dillerden insanlara rastladığında şirinlik oluyor. Hani bir turistin size türkçe bir iki kelime, cümle bir şeyler parçalaması neyse onun gibi.
Bir Kur'anı Arapçadan okuyup anlayamam. Arapça öğrenmek, zor bir şey değil de, şu anda ona ayıracak vaktim yok. Ama inşallah olacak.
Ama nasıl ingilizce bir eseri, illa ingilizcesinden okumak şart değilse, tercümesi de aynı işe yararsa (örneğin üniversite ders kitapları) ,Kur'anın meali de işe yarar. 1926 dan evvel bir Kur'an tercümesi yoktur. Bu garip bir şey değilmi. Türkler ortalama 750 lerde müslüman oldular. 750-1926 arası bir allahın kulu da yahu Kur'an da ne yazıyor diye merak etmedi. Yuh yani.
Sıkıntı, adam çeviri yaparken o zamana kadar gelenek müslümanlığında, mezhep müslümanlığında ki bir anlayışa ters düşen bir ayetle karşılaşınca ne yapacağını şaşırıyor. O zaman da parantez açıyor, kıvırıyor falan. ör. Maide 6 Abdestte ayakları sıvazlayın, meshedin diyor. Ama bizim alıştığımız uygulama ayak yıkama. Yani meshetmeyi bilsekte, inansakta alışkanlığımız yıkama. şeklinde. Tabii konuyu bilmeyen mütercime kızıyor veya tepki gösteriyor. Falan.
Sitede bazı arkadaşlar çok uzun yazmama rağmen beni okuduklarını söylüyorlar. Belki yazarken dikkat etmediğim , yanlış anlamaya müsait fikirlerim hakkında eleştiri yöneltiyor, bana bir ayar veriyorlar sağolsunlar.
Yazılarımda Kur'an entellektüel birikimim, ve hayat tecrübem var.
Bol örnekli ilginç gözlemlerim var.
Bu kadar detay içinde bazen ana fikri kaçırıyoruz.
Benim anlatmaya çalıştığım sakınmanın aşırılığıdır. O zaman sen dini , hayatın gerçeklerinden koparıyorsun. Bazı sıkıntılara yol açıyorsun.
Mesela çeşitli örtünme biçimleri. Çarşaf, türban, eşarp vb. Bunların üzerinden birbirini tekfirler, tantanalar.
Mesela Boza şüpheli, kefir şüpheli. Bazı yobaz arkadaşlarla Vefa da leblebiyle boza bile içemedik. Yok efendim boza nın fazlası sarhoş edermiş.Harammış, günahmış. Şüpheliymiş. Şüpheliden kaçınmalıymış. Bira, rakı demedim ki arkadaş boza dedim.Aslında çok basit bir hadise ama beni çok sinirlendirmiş bir hadisedir. Hani herkes sevmek zorunda değil. deseydiki bozanın tadını hiç sevmiyorum, küçükten beri de hoşlanmadım falan. Amenna. Ama bozayla günahı, haramı falan yanyana getiriyorsan beni bozar arkadaş. Ne dersen de. Şimdi bu adamlar bozaya şüpheli deyince bir şey olmuyor, Ben bir turist kadınla konuşmakta ne var. Dil öğren konuş deyince aşırı oluyorum.
Zinaya yaklaşma konusunda da Bir örnek vereyim. Daha bugün , 22.ocak perşembe Star Tv 8:30-9:00 arası Nihat Hatipoğlu hocanın programı. Bir bayan soruyor.
Bir erkekle konuşurken göz göze geldik. Günahmıdır. ?
Şimdi ne dersiniz bu soruya. Bu kadın günah mı işledi, zinaya mı yaklaştı.
Sorunun cevabını bekleyemeden işe gitmek için evden çıktım. Nihat hoca ne cevap verdi bilmiyorum. Ama yanlış bir cevap verdiğini sanmıyorum.
Kadının , erkeğin göz göze gelmesinde cinsel bir amaç , nitelik yoksa bu hayatın doğal akışıdır. Bir mahzur yoktur.
Ne yani ben çocuğumun ilkokul öğretmeniyle, gözüne, yüzüne bakmadan mı konuşayım. Herhangi bir bayanla yüzüne, gözüne bakmadan mı konuşayım. Böyle saçmalığı ben Libya da bile yaşamadım.Arap ülkeleri içinde kadın okuryazarlığının , üniversite tahsilli kadın sayısının en yüksek olduğu yerlerden biri. Devletçi bir ekonomi olduğu için şirketler hepsi bizim kitler veya devlet bankaları yapısında. Bol bol bayan eleman var. Bunlarla ingilizce sohbet ediyorduk. Hepsi kapalıydı. Ama bu arap kızlarının hiçbirinde böyle benden göz kaçırıcı bir tavır görmedim.
Ama ben de 20 li yaşlarımın başında , İmam Gazzalinin Kimyayı Saadet, İhyayı Ulumiddin, Ey yühel veled gibi kitaplarının etkisiyle böyle bir kızın gözüne bakmayı falan zinaya yaklaşma addederdim. Kadına kıza rezil oldum. Bunlardan zaman içinde kurtuldum.
Hacdan dönmüş babamla , yok evin kapısını niye yeşile boyatmadın diye tartıştım.
Bir ayarım yoktu ki, benim için bir farzla, kuvvetli veya zayıf sünnet arasındaki, arap geleneği arasındaki farkı bilmiyordum. İmam gazali yazmışsa Allahın emri gibi algılıyordum.
Sakalsız hocanın arkasında namaz bile kılmazdım. Sakalsız hocalar peygamberin sünnetine önem vermiyor diye.
Hukuk, İşletme tahsili + Yaşar Nuri Öztürk beni olumlu yönde etkiledi.
Bir takım şeyleri daha iyi gördüm ve anladım. Aydınlanma felsefesi, Mutezile görüşü, Türk hukuk tarihi falan.
Bugün modern yaşantılı mutezil bir Kur'an müslümanıyım. Ölçülü bir modern yaşantının asla ve asla dinle problemi olmadığını düşünüyor ve savunuyorum. Sağduyulu halkımızın da bu konuda görüşü ve uygulaması böyledir. Ama onları kullanmaya çalışan, irrite eden bir takım kesimler var.
Aşırı sakınma ve sakındırdırmaya karşıyım. Bu kimsenin işine yaramaz, ancak dinci siyasetçi ve tarikatçılara yarar. Zaten bu işleri de onlar kışkırtıyor. Ama bir çok beşeri sıkıntıların ortaya çıkmasında bu aşırı sakındırmacı, baskıcı görüşlerin etkisi vardır.
Ayrıca kıroluk sıfatını ben kadınları röntgene yatanlar için kullandım.
Kadınla ilgilenme , konuşma ihtiyacım yok, bakmıyorum diyorsun. Ben de bu tavrı onaylıyorum zaten. Benim sözüm böyle plaj ortamında kadınları röntgenleyen, kesen maganda çakallara.
Denize girme olayı dünyada 20. yüzyılın başına kadar yoktu. Sadece sahil çocukları girerdi. Her halde ulaşım araçlarının gelişimi ile insanlar buraya ulaşır oldu.
Şimdi herkes gidiyor. Gitsin . Dünya zevklerinden kimse geri kalmasın. Haşemalısı, Cübbelisi, çarşaflısı da gitsin. Onlar için konsept oteller olsun. Ölümden başka her derde deva olsun.
Ama giden de edebiyle gitsin. Kadını kızı rahatsız etmesin. Baldızım X odasının kampına gitmiş. O kamptakilerin çoğu X mesleği mensubu. Arkadaş adam plajda güneşlenen kadını kesiyor. Rahatsız ediyor. Ben onca otele plaja gittim, hiç böyle kıroluk görmedim dedi.
Şimdi bazı yobaz hazretleri diyecek ki bak zinaya yaklaşılıyor falan. Geçiniz. Sıkıntı zinaya yaklaşma değil. Magandalık, çakallık ve kırroluğa verilen pirim. Yontulmamışlık. Bedevilik. Kadın denize gidiyor diye kadın mı günah işliyor, yoksa onu bakışları ile rahatsız eden magandamı. Ayrıca hiç böyle olayların olmadığı düzgün yerler var.
Daha çok yazacak şeyler var. Ama bir başka yazıda yazarım.
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
|
Yukarı dön |
|
|
Saffet Metin Uzman Uye
Katılma Tarihi: 07 ekim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 672
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sayın Efraim arkadaş,
Türkiyede din le ilgili konuşacak çok şey var.
Eskiden kalma o kadar çok saçmalıkla uğraştım ki beni sinir sahibi yaptı.
Bunları 1980 sonrası doğan kuşak anlayamaz, eğer çok geleneksel, yobaz bir çevrede doğmadıysa, hatta onlar bile anlayamaz.
Sene 1966. Yaşadığım şehrin merkez camiinde görev yapan bir kaç vaiz hoca var. Marmara bölgesinde İstanbulun haricinde bir şehir. Şimdi hepsi rahmetli oldular. - derlerdi ki radyo dinlemek haram, günah. Allaha tövbe edin.
Benim de en çok sevdiğim şey o zaman radyo dinlemek. Öyle küçük radyolar da yok. Büyük lambalı radyolar var. Yok işte arkası yarın, Radyo tiyatrosu, haber ve müzik programı falan. Harama günaha davet edecek bir şey yok. Neden yani. Radyo dinlemek günah. Din adına konuşuyorsun. Sadece bu bile din adamlarına gıcık olmak için yeterli bir sebeb. Çok (tabii tanıdığım imamlar var bugün böyle şeyler söylemiyorlar, Ahlaka, edebe, milli manevi değerlere uygun kanalları seyredin falan diyorlar. Televizyon, internet haram falan demiyorlar.
Evde yaşlı ninem vardı. Onun envarül Aşıkiyn diye bir kitabı vardı. Arap harfleri ile ama türkçe ve üstünlü esireli bir kitap. Ninem hep bunu okurdu. Kitap ta öyle cehennem tasvirleri vardı ki , sıcağı, soğuğu. Ölmekten ödüm kopardı. Hani deseler ki ölünce yok olacaksın. On dan korkmuyorum. İşte namazını kılmıyon, yeterince dindar yaşamıyon, onun için cehenneme gitmen muhakkak. Nasıl bir korku doldurmuştu içimi, hiç unutmuyorum.Yıllarca etkisinden kurtulamadım. Ancak sağlıklı bir din anlayışıyla bu mümkün oldu. Ama ben asla çocuğuma böyle cehennem masalları okumadım ve anlatmadım da.
Televizyonun Türkiyeye gelişinde de bu tv haramcılar vardı. Üniversite yıllarında bir arkadaşım vardı. Baba muhafazakar, çocuk dinci çatlak. Tabii o zamanlar ben de sağ , muhafazakar görüşlü olduğum için iyi anlaşıyoruz. Memlekette de tek kanal var. Trt-1 ve siyah beyaz. Adam babasına rest çekiyor. Eğer o evden o tv yi kaldırmazsa , eve gelmeyeceğini, gidip amcasında, dayısında yaşayacağını söylüyor. Vallahi de, billahi de, Tallahi de o eve gelmeyeceğim diyor. Trt-1 yayınlarını islama aykırı buluyor falan. Haram kutusu diyor. Memleket anarşi kaynıyor, İran da Şah rejimi var ama orasıda kaynıyor. Daha Humeyni falan gelmemiş. Ben bu kadar aşırı düşünmemekle birlikte böyle tiplerle gezebiliyordum. Şimdi kendime hayret ediyorum.
Yine TRT 1 dönemi. Daha siyah beyaz. Bir türk filmi. Makul bir film. Sadece bir sahnesi vardı. İsteseler kesebilirlerdi. Ama gerek görmemişler herhalde. Kadın evine geldi. Yatak odasına çıktı. Soyundu dökündü. uyumak üzere yatağına girdi. Yani aşk, meşk, sevişme falan yok. Ertesi günü bir mahalle camiinde hoca olan bir yakınım. -homur homur. Tv yi kerane kanalı yaptılar. falan diye yorumda bulundu.
Daha lisedeyim. Geleneksel ve çekingen bir erkek modunda okuyoruz. Sınıfta bir arkadaşımız vardı. Onun yaşı benden bir iki yaş büyüktü. Dersleri iyi olmayan, çift dikiş giden bir arkadaş. Bana dedi ki kızlarla arkadaşlık et, sana iyi gelir, açılırsın dedi. Kendi de böyle bir tipti zaten. Neyse beni başka bir sınıftan bir kızla tanıştırdı. Arkadaş olduk falan. Artık okula giderken kızla buluşuyoruz. Tabii evlerinin uzağında, yoksa, ana, baba, abi, amca, dayı,komşu falan görmeyecek. Herkes birbirinin namus bekçisi.
Teneffüs te, okul çıkışında belli bir yere kadar kızlayım. Neyse bu iş böyle devam ediyor. Bir hafta falan oldu. Bir gün kız . Bir pastaneye gidelim mi falan dedi. Tamam dedim. Çok meydanda olmayan sotalı bir yerde bir pastane bulduk. Tanıdık bir tipe gözükmeyeceğiz ya. Oraya girdik. Pastane sahibi bize ne dedi biliyormusunuz. "Kardeşim müessesemiz namuslu bir yerdir. Lütfen burayı terk edin." Tabii tırıs, tırıs çıktık. Ama bu olay bile bende bir yanık yarasıdır. Fuhuşmu yapıyorduk yani çatlak. Açılacağıma , daha beter etkilendim, kapandım.
Neyse gelelim Türkan Şoray 'a. 1960 ların Türkiyesi ve şehirleri özellikle yazları daha güzeldi. Şimdi o tadı hiç bir yerde bulamıyorum.
Herkes dışardaydı. 100 gram leblebi, çekirdek alan sokaklarda bunları çitleyerek dolaşırdı. Gazoz , alırdı, dondurma alırdı. En moderninden, en tutucusuna her aile, her allahın günü dışarıdaydı. Dışarı da hayat vardı.
Evde oturuyorsan, mutlaka o gün misafir vardır. Ya yaşlısındır, ya çok küçük bebeğin filan vardır. Çocuk üşümesin veya bir yerde ağlar rahat vermez olayı. Yoksa niye evde oturacaksın ki, dışarda hayat var.
İşte öyle dönemlerde, herkes yazlık bahçe sinemalarına giderdi. Bu sinemalarda Türk filimleri oynardı. Türkan Şoray, Filiz Akın, Hülya Koçyiğit gibi. Bu kadın aktrislerin hiç bir filminde Türk halkının değer yargılarına ters gelecek bir hareket falan göremezdiniz.
Ama ailellerde özellikle yazın tıklım, tıklım sinemaları doldurur. Leblebi, çekirdek yer, gazoz içerdi. Şİmdi sinemaya gidecem, gazoz içmeyecem .bunlar düşünülmezdi bile.
Zaten bu sinemalar, 71, 72 de bazı vamp kadınlar yani filmde soyunan erotik rollerde oynayan kadınlar çıkmaya başladı. (figen han, seher şeniz, melek görgün vb.) Millet birden ayağını sinemadan çekti.
Zaten 1973 te tv geldi. O eski yaz geceleri falan birden bitti. Zaten 71,72 de uyarı sesleri vardı.
Tv de ünlü prodüktörlerden Osman Ferid Seden şöyle dedi. - Türk ailesi bizi , Türk sinemasını çok destekledi. Ama biz onlara, onların değerlerine ihanet ettik. Film lere vamp kadınlar girer girmez, aileler bizi terk etti.
Türkan Şoray şöyle dedi. Mealen söylüyorum. Kelimesi kelimesine aynı olmayabilir.- Seyirci bize sahip çıkıyordu. Onun ahlak değerlerine aykırı , öyle gerçekçi bir öpüşme falan yapamıyordun. Türkan Şoray kanunları diye bilinen şeyler , benim prensiplerimden ziyade, seyirci kitlesinin bana baskısı idi. Öyle rol icabı öpüşmen, soyunman anında tepki çekiyordu. Ben çok uyarı telefonları, mektupları almışımdır. Bacım, lütfen öyle karımızla, kızımızla seyredemeyeceğimiz şeyler, yapma. Seni böyle görmek istemiyoruz. Eğer böyle şeyler yaparsan, filmlerine gitmeyiz. Gibi. Bugün kime böyle uyarılar gidiyor. Kimseye, yani millet beğenirse gider, beğenmezse gitmez.
Sinema 1973-1980 arası tv rekabetinden erotik filmler, biraz ideolojik filmlere yöneldi. Aileler Sinemadan kaçtı. 1980 lerde Kemal Sunal, Hababam sınıfı, Müjde Ar filmleriyle toparlandı. Böyle devam ediyor.
Türk sineması prototip ten, gerçekçi sinemaya geldi. Bu gün her çeşit konu gayet güzel işleniyor. Seyirci de eski baskıcı seyirci değil. Çok başarılı, çok hoş şeyler yapılabiliyor.
Televizyon hiç bir zaman o 1960 ların yaz gecelerinin tadını vermedi. Hiç bir toplumsal olay da öyle. Yani fuarlar, panayırlar. Belli zamanda ve organize idi.
O yaz geceleri, uzun zaman dilimli, organize olmayan spontan bir olaydı. Onun tadını bir daha hiç bir şeyde bulamadım. Belki o zamanlar hem çocuk, hem yeni yetme bir zamanım. Bende çok büyük bir tad bırakmış. Yani düşünün yahu. Bir yaz boyunca her gece dışardasınız. Herkes dışarda. Hani tatil yerlerindeki dışarıdaki kalabalık gibi. Ama kendi garibim Anadolu şehrinizde. Anarşi yok, terör yok. Her şey laylay lom. Ama biraz tutucu, baskıcı bir yaşantı var. Varsın olsun , yani ne diyeyim. Şimdi milleti 50 kanal tv den ayıracan da, internetten ayıracan da, o havayı bulacak , o coşkuyu yaşayacaksın.
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
|
Yukarı dön |
|
|
ebruli Newbie
Katılma Tarihi: 24 agustos 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 30
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
saffet metin bey sizin fikirlerinize içtenlikle katılıyorum.maşallah allahın verdiği aklı kullanmak ne büyük bir nimet
|
Yukarı dön |
|
|
efrayim58 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 13 subat 2007 Gönderilenler: 1098
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Efrayim
Sevgili ebruli,
Sevgili Saffet Metin'i desdeklemişsiniz. Bu kardeşimizin örnek gösterdiği ve masum olduğunu kabul ettiği tv'lerde şu sıralar sıkça duyduğumuz ve doğruluğunu kanıksamağa başladığımız şu cümlelere bir kulak verin lütfen...
Biricik aşkım,sevgilim,çıktığım kız,beni, kendi yatağımda başka birisiyle aldattı.
Çapkın baba,oğlunun sevgilisiyle kaçtı.
Dostumu,eşim ve çocuklarımla tanıştırdım.
Dostum, çocuk yapmak istiyor,ama ben istemiyorum. v,s,v.s,v.s
Sevgi ile,
|
Yukarı dön |
|
|
Saffet Metin Uzman Uye
Katılma Tarihi: 07 ekim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 672
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
efrayim58 Yazdı:
Efrayim
Sevgili ebruli,
Sevgili Saffet Metin'i desdeklemişsiniz. Bu kardeşimizin örnek gösterdiği ve masum olduğunu kabul ettiği tv'lerde şu sıralar sıkça duyduğumuz ve doğruluğunu kanıksamağa başladığımız şu cümlelere bir kulak verin lütfen...
Biricik aşkım,sevgilim,çıktığım kız,beni, kendi yatağımda başka birisiyle aldattı.
Çapkın baba,oğlunun sevgilisiyle kaçtı.
Dostumu,eşim ve çocuklarımla tanıştırdım.
Dostum, çocuk yapmak istiyor,ama ben istemiyorum. v,s,v.s,v.s
Sevgi ile,
|
|
|
Sayın efraim,
Bunlar her devirde olan şeyler. Dinde veya geleneklerde çok kadınla evliliğe cevaz oluşu, parayı bulan erkeğin ama dini nikahlı (nikah nikahtır, bana göre dini si, medenisi olmaz.) ama nikahsız olarak bir kadınla yaşamasını sağlıyordu. Buna toplum da cevaz veriyor. Her devirde kendini böyle paralı bir erkeğe yamamak isteyen, kumalık yapan bir kadın kesimi var. Böyle çok yani. Tv. de ki o sözler bu durumun izharından başka bir şey değil ki. Toplum Tv den evvel çevresinde gördükleri ile bu durumu kanıksamış zaten. Hem de yüzyıllardır.
Para insanlara özgürlük veriyor. Adam karısını boşuyor ama evini , arabasını ve maaşını veriyor. Sonra başka kadınla evleniyor. Onu da geçindiriyor. Her iki kadın da birbiriyle kavga etmiyor. Veya boşanmıyor, dost tutuyor. Adam zengin olduktan sonra kadın da ses çıkarmıyor veya çıkaramıyor. Boşansın da , alıştığı hayatı terk mi etsin oluyor.
Kimi evlat istediğinden, kimi menopoz nedeniyle cinsel hayatı bozulduğundan, kimi de paranın şımarıklığından bu yola başvuruyor.
Her devirde vardı bu yani, yeni bir şey değil.
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
|
Yukarı dön |
|
|
Saffet Metin Uzman Uye
Katılma Tarihi: 07 ekim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 672
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Aşağıda Sayın Hayrettin Karaman ın u konulardaki görüşlerini veriyorum. Bu görüşlere de yüzde yüz katılıyorum.
------------------------------------------------------------
TRT Haber'de dün gece (02.11.2010) Kozmik Oda programının konuğu, ünlü islam hukuku profesörü Hayrettin Karaman'dı. Rıdvan Memi'nin sorularını yanıtlayan Karaman, başörtüsü, kadın-erkek ilişkileri ve cemevlerine ibadethane statüsü verilmesi tartışmasına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. İşte o açıklamalar!
"Bir kısım kadınlar aynanın karşısına geçtiğinde karşı tarafı nasıl çarparım diye düşünür. Bunu da hem başını açan hem de örten için söylüyorum. Kimi de vardır, rüküş olmayayım ama saygın, düzgün olayım der. Ama maksatlarını biz bilemeyiz. Maksadı bir yana bırakalım ve görüntüye gelelim. Görüntüde tesettür başın üstüne bir örtü alıp, açmış olmaktan daha güzel bir kıyafetle, renkle, duruşla insanların karşısına çıktığınız zaman da, mecazi anlamda söylüyorum yine zinetinizi sergilemiş olursunuz. Yani başörtü takarak ayetin anlamına maksadına ters düşersiniz. Açarak da olur bu takarak da olur."
Programda bu noktada Rıdvan Memi'nin sorduğu, Hz. Peygamber sahih bir hadiste "Giyinmiş Çıplaklar" tabirini kullanıyor, kimleri kastediyor? sorusuna Hayrettin Karaman'ın verdiği cevap çarpıcıydı:
"Bu az önce konuştuğumuz konuyla alakalı. Bu ifadeyi birkaç şekilde tefsir etmişler ve yorumlamışlar. Bunlardan bir tanesi şeffaf giyersiniz altını gösterir. Çıplak mı değil. Ama çıplak gibi. İkincisi bütün vücut hatlarınız belli oluyor.Bunlara bir şey daha eklemek icap ediyor, onu konuştuk az önce o da şudur. Giyiniyor ama açıktan daha cazip hale geliyor. Başını örtüyor, giyiniyor fakat öyle renklerle, öyle şekillerle ve öyle bir güzellik vererek, estetik değil cazibe vererek bunu yapıyor ki açık olsaydı belki o kadar dikkati çekmeyecekti. Bunu da çağdaş olarak eklemek lazım bu o yorumlara.
'BAŞÖRTÜSÜ TEMEL KULLUK ENSTRÜMANIDIR DENEMEZ'
Rıdvan Memi'nin "Başörtüsü Allah'ın kadına dönük vazettiği unsurların temelini oluşturacak bir enstrümandır, denebilir mi? sorusuna ise Karaman'ın yanıtı gayet netti:
"Hayır denemez. Ben ısrarla örtünme tabirini kullanıyorum, bir. Bunun hem kadına hem erkeğe ait olduğunu söylüyorum, iki. Üç, örtünme Kur'an'da emredildiği için vazgeçemeyeceğimiz bir araçtır. Ama kadın ve erkekten istenen temel bir kulluk ensturmanıdır diyemeyiz."
'ERKEKLER KADINI GÜNAH ARACI GÖRÜP OLMAYAN YASAKLARI KOYABİLİYOR'
Kozmik Oda'da yaşanan en ilginç diyaloglardan biri de Rıdvan Memi'nin "Ahzab Suresi 59. Ayetin (dış giysi emri ayeti) sonundaki "Allah çok bağışlayıcıdır. Rahmet Kaynağıdır" ifadesi, Elmalılı Hamdi Yazır tarafından "Tesettür emrolunduğundan dolayı kadınlar bir baskıya uğratılmasın, aşırıya gidilmesin" şeklinde yorumlanıyor. Katılıyor musunuz?" sorusu üzerine gelişti, Hayrettin Karaman şunları söyledi:
"Tabii. Şöyle katılıyorum. Cenab-ı Hakk kadınlara yönelik bir takım emirler ve yasaklar getiriyor. Fakat insanlar Allah'ın maksudunu aşarak, kendi egolarını tatmin etmek, kendi egemenliklerini kadınlar üzerinde göstermek ve kadınlara tahakküm edebilmek için bu maksadı aşabiliyor ve Cenab-ı Hakk'ın hedeflemediği yasakları koyabiliyorlar. Öyle oluyor ki camiye bile kadınların namaz kılmak için gitemelerini engellemek istiyorlar da Peygamber Efendimiz onlara "Allah'ın kadın kullarını Allah'ın evlerinden mahrum etme" diyor.
'KADINLAR CAMİDE ERKEKLER İLE BİRARADA, AYNI HİZADA NAMAZ KILABİLİR'
"İnsanlar günah işlememek için günah imkanlarını ortadan kalkmasına talip oluyorlar. Halbuki Allah böyle istemiyor. Din böyle istemiyor. Din şöyle istiyor, günah işleme imkanı bulunacak fakat siz iradenizle, Allah'a olan sevgi ve saygınızdan dolayı onu ihlal etmeyeceksiniz. Erkekler kadını günah aracı olarak görmüşler. Bu günah aracını mümkünse evin içinde hapsetmeyi arzu etmişler. Sınırı aşma dediğim işte bu. Sınırı tarih boyunca aşmışlar. Peygamberimiz bile bununla mücadele etmiş. Peygamber Efendimiz zamanında saflar önce erkekler, sonra erkek çocuklar sonra da kadınlar şeklinde sıralanmış. Ama erkekler kadınların hizasında olsalar. Mezhep imamları bu konuyu tartışmışlar. Mesela Hanefiler demişler ki, kadın önde olursa ya da erkeğin hizasında olursa erkeklerin namazı bozulur. Ama diğer imamlar bozulmaz demişler. Bozulmaz niye bozulsun. Kadınlar ve erkekler aynı hizada durabilirler."
'SİMGE ŞEKLİNİ BELİRLESİNLER, ÖYLE ÖRTÜNMEYİN DİYE FETVA VEREYİM'
"Başörtüsünün iddia edildiği gibi siyasal simge olarak şekli belirlensin ben kızlara o şekilde örtmeyin diye fetva vereceğim, bunu örtmeyin bunun dışında her türlü örtün ve okulunuza gidin diyeceğim. Önemli olan örtünmedir. Ne şekil ne kıyafet tayin edilmiş değildir."
-------------------------------------------------
Yüzyıllardır insanları günahtan sakındırmak için baskı yapıldı. Özellikle kadına. Bu yüzden insanların dine bakışı soğuk. Din deyince, dindar deyince, cami deyince bu baskıcı zihniyet akla geliyor.
Zaten bu türban sorunu da baskıcı zihniyetin eseri.
BU baskıcı dinci zihniyet memleketi ne hale getirdi. Slogancı ve şekilci bilinçsiz dini zihniyet insanları dinden soğuttu ve korkuttu.
Artık herkes dinini Kur'an dan öğrensin. Din kitapları sadece Kur'anı referans versin. Anlayışlar Kur'ani olsun tevrati değil.
Artık bu Hadisiyyet dini, gerçekten İslamiyyet e dönüşsün. Bıktım artık çoğu Tevrat kaynaklı, Kur'ana aykırı , peygambere iftira laflardan oluşan dini kültürden.
İnsanların beyinleri Kur'an Ayet leri ile dolsun, Kur'ana aykırı hadis hurafeleri ile değil.
selamlar.
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Merhaba
Furkan68
... Cana haksiz yere kiymazlar ve zina etmezler ...
Zina, adam oldurmekten hemen sonra zikredilmis
Bir insan piskopat degilse ve baska bir insani oldurmus ise mutlaka bir sebebi vardir
Fakat bir cok durumda bu sebepler adam oldurmeyi gerektirmeyen sebeplerdir ve adam olduruldugunda haksiz yere oldurulmus olur.
Iste haksiz yere adam oldurmemek icin o sebeplerin onune gecmek gerekir. Kalite sistemleri tabiri ile kok nedeni bulup, onu ortadan kaldirmak gerekir
Ornegin ofkelenildiginde ofkenin bastirilmasi, laf atanlara selam deyip ortamdan uzaklasilmasi vs
Iste zina yapmak da SON noktadir
Zinaya yaklasmamak ise sebepleri ortadan kaldirmaktir.
Bu sebeplerden en onemlisi turun devami icin canlilara yuklenmmis olan hormonal sistemdir
Hirmonlar beyinden salgilanir ve beyin 5 duyu organi ile algilar
Bu noktada zinaya yaklasmama mevzusu kuranda gozleri kacirmak, ortunmek, topuklari yere vurmamak, cekici ses tonuyla konusmamak gibi bir cok detay ile anlatilmir
Allain selami uzerimize olsun
|
Yukarı dön |
|
|
medeni0002 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 15 kasim 2010 Yer: Turkiye Gönderilenler: 936
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selamlar, kıymetli dostlarım,ben bu konuda Saffet Metin dostuma katılıyorum ve görüşlerinin Kur'ana uyduğuna inanıyorum.şöyleki Tevbe71:<<Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin dostlarıdır.>>(diyanet işleri yeni meali) bakışlarını kıssınlar,veya zinaya yaklaşmayın gibi ayetler olsa olsa kötü niyetlileri sınırlama amaçlı olabilir diye düşünüyorum.kimsenin elinde kötü niyet makinesi olamayacağına göre bu konuda teorik bazda bu ayetler dile getirilebilir ancak pratiğe dökülemez,yani kadınlarla erkekler birbirlerine bakamasınlar o halde haremlik selamlık yapalım,sadece kadınlara mahsus okullar,hastaneler,caddeler yapalım zihniyeti kadınları erkeklerden ayırmak ve uzaklaştırmak tam bir bağnazlık olur,eşcinselliğe teşvik olur ve ülkenin geri kalmasına sebep olur. Tevbe71'de yüce Rabbim bizzat kadın ve erkeğin birbirine yaklaşmasını istemiştir,çünkü oda bilirki yaklaşmadan dostluk olmayacağını olamayacağını.yaklaşacak,tanışacak,konuşacak,hal hatır soracak,bir sıkıntısı veya isteği var mı onu soracak,ihtiyacı neyse elinden geldiği kadar o ihtiyacını karşılayacak,yardımcı olacak.dostluklar ancak bu şekillerde olur.haremlik selamlık uygulamaları ülkenin geri kalmasına sebep olacak yobazlıklardandır.Saffet Metin dostum fıtrat dinini tecrübeleriyle de yaşamış aydın dostlarımızdan bilge dostlarımızdandır.aydınlatıcı,doyurucu bilgiler aktardığı için de kendisini kutluyorum. selamlar,sevgiler.
__________________ medeniyet
|
Yukarı dön |
|
|
|
|