Yazanlarda |
|
erdemli Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 06 temmuz 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 96
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam,
Evet savaş1 haklısın yaşanılan örnekler anlatılmak isteneni pekiştiriyor.
Dediğin gibi başımıza gelenlerin arka planında Allah'ın olduğunu bilmek, bu göeri dönütlerle kendine çeki düzen vermek,Allah'lı bir din yaşamanın gereklerinden.
Zaten Allah'ın indirmiş olduğu bir din/yaşam biçiminde amaç ne olur? Onun doğru dediklerine doğru demek, sakın dedikleirnden sakınmak ve sakınılmadığı taktirde de karşılık vereceğini bilmektir.
Bu, aynı zamanda alçakgönüllülüğü, kendine yukarıdan bakmayı, otokontrolü sağlar.
En öenmlisi de ahlaklı bir insan ortaya çıkarıyor.
Evet hata yapabiliriz ancak hatanın ardından, görünen gerçeklerin ardına sığınmak ahlaki değil!...
Allah'lı bir dine mensup olan kimsenin diğerlerinde farkı olabildiğince sık ahlaki davranmasıdır. Ne kadar ahlaki ise o kadar doğruluğa yakın olur.
Ahlakilik yani dürütslük varsa diğer yapılanalrın bir değeri olur. İncildeki örnekte olduğu gibi.
Bu bağlamda her insan kendine Allah tarafından bakmaya çalışmalı bence.
Yani örneğin şu yaptığımı Allah onaylar mı? Şu yaptığımla Allah'ı öfkesini kazanıyor muyum diye..
Bu soruların cevabı birinci olarak vijdanımızda ve tıkandığımız noktada kuranın temel mesajında saklı.
Kuranı okurken ve anlamaya çalışırken de Allah merkezli anlamaya çalışmalıyız.
Ki doğruya erişelim...
Selam ile
__________________ Allah temiz akıl sahiplerini sever!
|
Yukarı dön |
|
|
toprak-su Newbie
Katılma Tarihi: 31 mayis 2007 Gönderilenler: 23
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
ALLAH BİLİYOR
Denemekten , Çabalamaktan Yorulup Cesaretin Kırıldığında,
Bil Ki.....
Allah Ne Kadar Uğrastığını Görüyor,
Kalbin Taş Kesilecek Kadar Ağladığında,
Bil Ki........
Allah Döktüğün Gözyaşlarını Sayıyor,
Hayatın Durduğunu, Zamanın Aleyhine işlediğini Düşündüğünde
Bil Ki.......
Allah Seni izliyor,
Hayallerin Yıkılmış, Umudun Kalmamış Ve Kendi Kendine Neden Böyle Diye Soruyorsan
Bil Ki....
Allah Cevabını Biliyor,
Hiç Neden Yokken içinde Tuhaf Bir Huzur Hissettiğinde,
Bil Ki......
Allah Sana Fısıldıyor,
Bütün işlerin Yolunda Gidiyor Ve Teşekkür Etmek için Her An Bir Neden Daha Oluyorsa,
Bil Ki....
Allah Seni Kolluyor,
Bütün Kalbinle Dilediğin şey Sonunda Gerçek Olduysa,
Bil Ki....
Allah Sana Gülümsüyor,
Nerede Olursan ol,
Ne Düşünürsen Düşün,
Ne Yaparsan Yap,
Bil Ki......
Allah Biliyor..
Alıntıdır: http://www.allahyolunda.com/modules.php?name=Forums&file =viewtopic&t=1134
|
Yukarı dön |
|
|
savas1 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 15 agustos 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 261
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Çok güzel bir şiirmiş gerkten, teşekkürler paylaşımınız için
__________________ Ne kadar uzak olsak da çok yakınız, daha yürekten olamazdım, daima kim olduğumuza güveniyorum ve başka hiçbirşey önemli değil... Metallica-Nothing Else Matters
|
Yukarı dön |
|
|
ABCDF Ozel Grup
Katılma Tarihi: 11 agustos 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 412
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
El İlah sizi görüyor
|
Sabah olmamış. Alacakaranlık bile yok. Müezzin sıcak yatağında kalkma hayali kuruyor.
Ben, okuduğum kitabın son sayfalarındayım. Bedenim yorgun, kalbim mutmain. Omuzlarım semersiz. Dünya desen değersiz.
Bugün değil, çeyrek asır öncesi.
Çiçeği burnunda yeni iman etmiş bir Müslüman. Komünist iken insanlık için, ama sonrası için belirsiz ölümü göze almış bir saftirik yiğit.
‘İman’ın ardından ise cennet vaad edilen, meleklerin etrafında fırfır ettiği bir mümin. İşte bu, sonsuz mutluluğa ulaştıran bir sınav.
İstenilen ise bütün dinlerin temeli. Buda’dan Musa’ya, Konfiçyus’tan İsa’ya değişmeyen kurallar. Yalan söyleme! Hakkın olmayanı yeme! Zina etme! Adam öldürme! vs.
Ne CIA, ne MGK, ne BM... Umurum değil.
Kaygım yok. Ya da kaygıyı bilmiyorum. Düşünüyorum.
Çiçek değilim, ot değilim. Hayvan değilim, kaya parçası değilim. İnsan olduğum için şükür halindeyim. İnsan olduğumun farkında olmaktan dolayı ise kulluğumun zirvesindeyim.
Tek bir din var. Çünkü tek bir Allah var.
Adem’in diniyle Musa’nın, İsa’nın, İbrahim’in, Muhammed’in dini aynı. Nebi ve Rasullerle, Allah yolumuzu işaret etmiş. İnsanlar değiştikçe kurallar da değişmiş. Allah’ın tavsiyelerinin üstü kapatıldıkça, vicdanlar satıldıkça yeni elçiler gönderilmiş.
Yoksa hepsi aynı kaynağa dayanıyor. Kaynak Allah. Fark kurallarda. Ve farkların bildirildiği elçilerle anılan sistemlerde.
Hani dinde reform deniyor ya; bunları Allah yapmış. Kula bırakmamış.
Böyle bir kutsal zincirin üyesi olmayı ciğerinde, kalbinde, parmağında, damarında hissetmek ne hoş duygudur!
İşte o duygularla doluydum. İki cihan az geliyordu. Başka cihanlar düşlüyordum.
Havf ve reca, yani sevgi ve korkuyu aynı anda yaşamayı düşlüyordum. Allah’tan hem korkmak hem de sevmek... Becerememek beni üzüyordu. Üzüntü ise farklı bir lezzet veriyordu ruhuma.
Yokluk, açlık korkutmuyordu. Kuşlar, kediler nasıl bir şekilde rızkını buluyorsa, ben de bulurdum. Çünkü veren Allah’tı.
Çürük bir arabam vardı. Gaz pedalının yanındaki sac delikti. Oradan rüzgar girerdi. İki çorap giyerdim. ‘Ya Rab, ayağımı üşütmeyecek bir araba’ diye dua ederdim. Yeni doğmuş oğlumuz arka koltukta ise, fren yaparken elim arkaya giderdi. Çünkü arkada da koca bir delik vardı.
O zamanlar alarm pek yoktu. Bir gürültüde arabası olanlar uyanır, teyakkuza geçer, pencereden tarassut ederlerdi.
Benim kılım bile kıpırdamazdı. Kapısı kilitli değilmiş, penceresi açıkmış, teybi çalarlarmış, umurum değildi. Deliksiz uyur, tevekkül halinde olduğumu düşünürdüm.
Ta ki, bir gün o arabayı gıcır bir arabayla değiştirene kadar...
O günden sonra en ufak gürültüde uyanıp, tıpkı komşular gibi tarassuta geçtim.
Anladım ki, maharet benim içimdeki cenin tevekkülde değil, arabaya verdiğim değerdeymiş. Mal canın yongasıymış. İmtihan zormuş. Tevekkülüm tevekkül değilmiş.
Allah’tan düşmanıma yokluk değil mal vermesi için dua edeceğim kadar anlamlıymış.
O zaman yeniden düşündüm Allah’ı, El İlah’ı...
Bu kadar önsöz seçim öncesinde şunu belirtmek için:
Meclis’e girecek adaylar!
İster iktidarda ister muhalefette, ‘hardal danesi kadar’ veya ‘ummanı kaplayacak kadar’ imanı olanlar; ‘az bir bahaya’ kendinizi satmayın!
Önce kendinize, sonra başkalarına karşı dürüst olun.
Sakın iyiyim, mükemmelim demeyin. O yolda yürüdüğünüzü söyleyin. Kötü niyetli insan yoktur. Niyetini tahmin ve tayin edemeyen insan vardır.
Her zaman bir arabanın daha iyisi bulunur. Vicdanın, gönülün, yardım etmenin, ölümün ve sonrasının daha iyisi sizin içinizdeki fırtınaya bağlıdır ve daima sizdedir.
İçinizdeki ve dışınızdaki ilahlara yenilmeyin!
El İlah sizi, içinizi, geçmişinizi, geleceğinizi görüyor, biliyor, izliyor.
| http://www.stargazete.com/index.asp?haberID=126460
__________________ Artık kim tağutu tanımayıp Allah'a inanırsa, o, sapasağlam bir kulpa yapışmıştır; bunun kopması yoktur.
|
Yukarı dön |
|
|
Alperen Admin Group
Katılma Tarihi: 09 nisan 2005 Gönderilenler: 2974
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam
Arkadaşlar
Kur’anı Katledenlerden miyiz?
Kur’anı
katletmenin birçok yöntemi var. Onu görmezden gelmek, ona yandaş kitaplar
edinmek, onu ikinci-üçüncü sıraya itmek. Ve entelektüaliteye malzeme etmek.
Tehlike
sıralamasında sonuncusu bizim için öne çıkıyor maalesef. Kur’anı hayatımızın
dışında bir yerlerde tutmak. Birilerine bu nedenle kızmak ama aynı şeyi bizzat yapmak.
Kur’anın
etkisi sadece çenemize ve kalemimize ise, o bizde yaşam bulamıyorsa vah bize.
Yaşantımızda
Allah ile iletişimde kalmanın yolu-yöntemi Kur’an ile hayat bulmak. Bunun adı zikir
işte. Kesintisiz zikir, ideal nokta…
Yaşayan Kur’an
Kur’an
bizde ne kadar yaşıyor? Biz Kur’anla ne kadar diriyiz? Bu Kur’an bizi Allah’a
ne kadar yaklaştırıyor?
Kur’an
bizi Allah’a götüren bir araç. Bu araç bizi Allah’la buluşturabiliyor mu
gündelik yaşantımızda? Allah özümüzde mi ötemizde mi bu araçla?
Kur’anı
ölülerine okuyanlara kızarız ama ya okuduğumuz Kur’an bizi diriltmiyorsa.
Allah’ın
vahyiyle boyanmak, yaşantımızı buna uygun formatlamak farzların büyüğü, en
birincisi.
Bakara 138. Allah'ın boyasını esas
alın.Allah'tan daha güzel kim boya vurabilir! Biz yalnız O'na kulluk ederiz.
Elimizde GPS var ama neye yarar?
Sünnilerin
elinde bir pusula var, bozuk. Şiilerin elinde de bir pusula var, o da bozuk.
Biri kuzey yerine doğuyu, diğeri güney yerine batıyı gösteriyor. Üstelik at
arabalarıyla yolculuk yapıyorlar hala. Tercihleri de çakıl yoldan yana.
Haniflerde
ise GPS’li yani navigasyonlu, yol bilgisayarlı son model arabalar var. Altlarında
da kaymak gibi yol.
Bu
imkanlara sahip olmak gerçekten müthiş bir şey. Fakat Hanif Müslüman ya bu
imkanları yola koyulup hedefe varmada kullan(a)mıyorsa?
Gerçekten Hanif miyiz?
Nedir
haniflik? Vahyin referans alındığı Allah odaklı Dini yaşam. Tanım güzel. Hayatımızın odağında Allah
olacak.
Fakat
gerçekten öyle değilse, ya odağımız kayıksa? Eğer pozisyonumuz bu ise dürüstlük
ve samimiyet hikayedir bize. Bunun adı düpedüz ikiyüzlülüktür gerçekte.
Haniflik
lafla değil icraatla. Lafazanlık cüce insanların işi. Resullerimiz ve İbrahim Resul
gibi aksiyon insanı değilsek yaptığımız kuru gürültüdür maalesef.
Hanif
Müslümanlığı keşfetmek ayrı, Hanif Müslüman olabilmek ayrı.
Muhabbetle,
Alperen
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
|
Yukarı dön |
|
|
adalet Uzman Uye
Katılma Tarihi: 02 ekim 2006 Gönderilenler: 1195
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Alperen yazdı: "Gerçekten Hanif miyiz?
Nedir
haniflik? Vahyin referans alındığı Allah odaklı Dini yaşam. Tanım güzel. Hayatımızın odağında Allah
olacak.
Fakat
gerçekten öyle değilse, ya odağımız kayıksa? Eğer pozisyonumuz bu ise dürüstlük
ve samimiyet hikayedir bize. Bunun adı düpedüz ikiyüzlülüktür gerçekte.
Haniflik
lafla değil icraatla. Lafazanlık cüce insanların işi. Resullerimiz ve İbrahim Resul
gibi aksiyon insanı değilsek yaptığımız kuru gürültüdür maalesef.
Hanif
Müslümanlığı keşfetmek ayrı, Hanif Müslüman olabilmek ayrı."
Klavyene sağlık Alperen.Bu sitede yazdığı ve birçok hakikati kavradığı halde,hala sanal dünyalarını değiştirmek istemeyen hanif kardeşlerin varlığını görmek beni kahrediyor. Allah odaklı din diyen insanlar Allahın hangi emrini yerine getirmişler de bol dereden su getiriyorlar?Bugün kaç yoksulu doyurduk,kaç yetimin başını okşadık? Allahın "içinizdeki bekarları evlendirin"emrini yerine getirmek için kaç kardeşimizle diyaloğa girdik,yada kaç tanesini neticelendirip "falan kardeşlerimiz ayrı ayrı olan yaşamlarını Allah'ın emriyle birleştirdiler,şimdi daha iyi nesillerin oluşması için taze bir sinerjiyle güçlerine güç kattılar,darısı diğer bekarların başına.."diyebildik? kaç insanı Kuranla aracısız buluşturmanın sancısını yaşadık?.. Hayat herşeye rağmen yürüyenlerindir,sanal aleme çakılanların değil,maalesef..
__________________ "Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Alperen Yazdı:
Yaşayan Kur’an
Kur’an bizde ne kadar yaşıyor? Biz Kur’anla ne kadar diriyiz? Bu Kur’an bizi Allah’a ne kadar yaklaştırıyor?
Kur’an bizi Allah’a götüren bir araç. Bu araç bizi Allah’la buluşturabiliyor mu gündelik yaşantımızda? Allah özümüzde mi ötemizde mi bu araçla?
Kur’anı ölülerine okuyanlara kızarız ama ya okuduğumuz Kur’an bizi diriltmiyorsa.
Allah’ın vahyiyle boyanmak, yaşantımızı buna uygun formatlamak farzların büyüğü, en birincisi.
Bakara 138. Allah'ın boyasını esas alın.Allah'tan daha güzel kim boya vurabilir! Biz yalnız O'na kulluk ederiz.
|
|
|
evet, ''Yüce Allah'ın boyasıyla boyanmak''
peki ya biz, gece gündüz keşfettiğimiz bu boyanın sadece medhü senası ile vakit geçiriyorsak ona ne demeli gerçekten? misalen :sadece boyanın methi ile bir evin boyanmış olması hiç mümkün müdür? bizden istenen o boyayı övmek, özelliklerini anlatmak ve bu boyayı güzel görmeyenleri yermekten mi ibarettir? hani vahiy cesetlerin üzerine okunmak için inmemişti? hani gündelik pratiğimizi güncellemek üzere an be an taptaze yeniden iniyordu? peki bu güncelleşerek inen , güncel hayatımızı pratize etmesi beklenen Ayetleri gerçekten özümseyip, günlük yaşantımızı buna göre formatlıyor muyuz? Yüce Allah'ın bu boyasını övmekle kalmayıp, övdüğümüz bu vahiy boyasıyla acaba biz kendimiz boyanıyor muyuz? yalnızca tek bir Rabbe ibadet etmenin kendisini mi yoksa sadece sözde ona davet etme fakat '' hayatına almama '' halini mi yaşıyoruz? bunları gerçekten başta kendim olmak üzere hepimiz kendi kendimize sormalıyız kardeşlerim :
2 Bakara 44 :
44 Siz Kitabı okuduğunuz halde, insanlara iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz? Aklınızı kullanmıyor musunuz?
3 Al-i İmran 188 :
188 O ettiklerine sevinen, yapmadıkları şeylerle övülmeyi sevenlerin, azâbdan kurtulacaklarını sanma. Onlar için acı bir azâb vardır.
26 Şu'ara 224-226 :
224 Şâ'irlere gelince onlara da azgınlar uyar.
225 Baksana onlar, her vâdide şaşkın şaşkın dolaşırlar?
226 Ve onlar yapmayacakları şeyleri söylerler.
33 Ahzab 18-19 :
18 Allâh içinizden (savaştan) alıkoyanları ve kardeşlerine: "Bize gelin!" diyenleri biliyor. Onlar savaşa pek az gelirler.
19 (Geldikleri zaman da) Size karşı cimriler olarak (gelirler). Ama korkulu bir durum olunca onların, üstüne ölüm baygınlığı çökmüş insan gibi, gözleri dönerek sana baktıklarını görürsün. Korku gid(ip de sıra ganimetleri paylaşmağa gel)ince mala düşkünlük göstererek sizi sivri dillerle incitirler. Onlar, (içtenlikle) inanmamışlar, bu yüzden Allâh onların işlerini boşa çıkarmıştır. Bu, Allah'a göre kolaydır.
61 Saf 2-3 :
2 Ey inananlar niçin yapmayacağınız şeyi söylüyorsunuz?
3 Yapmayacağınız şeyi söylemek, Allâh katında en sevilmeyen bir şeydir.
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
elmuh Uzman Uye
Katılma Tarihi: 07 eylul 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 435
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
hasanoktem Yazdı:
Alperen Yazdı:
Yaşayan Kur’an
Kur’an bizde ne kadar yaşıyor? Biz Kur’anla ne kadar diriyiz? Bu Kur’an bizi Allah’a ne kadar yaklaştırıyor?
Kur’an bizi Allah’a götüren bir araç. Bu araç bizi Allah’la buluşturabiliyor mu gündelik yaşantımızda? Allah özümüzde mi ötemizde mi bu araçla?
Kur’anı ölülerine okuyanlara kızarız ama ya okuduğumuz Kur’an bizi diriltmiyorsa.
Allah’ın vahyiyle boyanmak, yaşantımızı buna uygun formatlamak farzların büyüğü, en birincisi.
Bakara 138. Allah'ın boyasını esas alın.Allah'tan daha güzel kim boya vurabilir! Biz yalnız O'na kulluk ederiz.
|
|
|
evet, ''Yüce Allah'ın boyasıyla boyanmak''
peki ya biz, gece gündüz keşfettiğimiz bu boyanın sadece medhü senası ile vakit geçiriyorsak ona ne demeli gerçekten? misalen :sadece boyanın methi ile bir evin boyanmış olması hiç mümkün müdür? bizden istenen o boyayı övmek, özelliklerini anlatmak ve bu boyayı güzel görmeyenleri yermekten mi ibarettir? hani vahiy cesetlerin üzerine okunmak için inmemişti? hani gündelik pratiğimizi güncellemek üzere an be an taptaze yeniden iniyordu? peki bu güncelleşerek inen , güncel hayatımızı pratize etmesi beklenen Ayetleri gerçekten özümseyip, günlük yaşantımızı buna göre formatlıyor muyuz? Yüce Allah'ın bu boyasını övmekle kalmayıp, övdüğümüz bu vahiy boyasıyla acaba biz kendimiz boyanıyor muyuz? yalnızca tek bir Rabbe ibadet etmenin kendisini mi yoksa sadece sözde ona davet etme fakat '' hayatına almama '' halini mi yaşıyoruz? bunları gerçekten başta kendim olmak üzere hepimiz kendi kendimize sormalıyız kardeşlerim :
2 Bakara 44 :
44 Siz Kitabı okuduğunuz halde, insanlara iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz? Aklınızı kullanmıyor musunuz?
|
|
|
Selam Dostlar,
Çok güzel yazmışsınız. Bende birkaç ayet seçip eklemek istedim. İstedim ki bu kapsamda bu ayetler üzerinde de düşünelim.
Nahl 125: Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle davet et ve onlarla, en güzel olan neyse o yolla mücadele et. Şüphe yok ki Rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir. Ve O, gerçeğe kılavuzlananları da en iyi bilendir.
Lokman 17: "Yavrucuğum; namazı kıl, iyilik ve güzelliği belirlenene özendir, kötülük ve çirkinliği belirlenenden sakındır, başına gelene sabret. Çünkü bunu yapabilmek, zorlu/önemli işlerdendir."
Lokman 18: Kibirli davranarak insanlara yüzünü dönme, yerde çalımlı çalımlı yürüme!Çünkü Allah kibirle kasılan, kendini beğenmiş, övünüp duran kimseleri asla sevmez.
Lokman 19: "Yürüyüşünde doğal ol, sesini alçalt. Şu bir gerçek ki, seslerin en çirkini eşeklerin sesidir."
Isra 53: Kullarıma de ki: En güzel olan neyse onu söylesinler. Çünkü şeytan, aralarına yamukluk sokar. Şeytan, insan için apaçık bir düşmandır.
Müminun 96: En güzel olan neyse onunla sav kötülüğü. Onların nasıl nitelendirme yaptıklarını biz daha iyi biliriz.
Ankebut 46: Ehlikitap'la, en güzel olan yöntem dışında bir yolla mücadele etmeyin! Onların zulme sapanları müstesna. Şöyle deyin: "Bize indirilene de size indirilene de iman ettik; tanrımız ve tanrınız bir. Ve biz O'na teslim olanlarız."
Fussilet 30: Güzellikle çirkinlik/iyilikle kötülük bir olmaz! Kötülüğü, en güzel tavırla sav! O zaman görürsün ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sımsıcak bir dost gibi oluvermiştir.
Bakara 263:Güzel, yapıcı bir söz, bir bağışlama, ardından bir eziyet gelen sadakadan daha üstündür. Allah Ganî'dir, cömertliğine sınır yoktur; Halîm'dir, hoşgörüsüne sınır yoktur.
Hucurat 12: Ey iman edenler! Zandan çok sakının! Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Sinsi casuslar gibi ayıp aramayın! Gıybet ederek biriniz ötekini arkasından çekiştirmesin! Sizden biri, ölmüş kardeşinin etini yemek ister mi? Bakın bundan iğrendiniz. Allah'tan sakının! Hiç kuşkusuz, Allah tövbeleri çok kabul eden, rahmeti sonsuz olandır.
Nur 21: Ey iman edenler! Şeytanın adımlarını izlemeyin. Kim şeytanın adımlarını izlerse, şeytan ona iğrençlikleri ve kötülüğü emreder. Allah'ın lütuf ve rahmeti üzerinizde olmasaydı, içinizden tek kişi bile sonsuza dek temize çıkamazdı. Ama Allah dilediğini arıtıp temizliyor. Allah herşeyi işitiyor, herşeyi biliyor.
Sevgi ve dostlukla.
__________________ O, odur ki, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarsın diye kulu üzerine, gerçeği apaçık gösteren ayetler indiriyor. Allah size karşı gerçekten çok şefkatli, çok merhametlidir.
|
Yukarı dön |
|
|
blue Newbie
Katılma Tarihi: 26 temmuz 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 10
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selamlar, Kuran'ı entellektüel egoyu doyurmak için kullananlar zaten asla mutlu ve huzurlu olamazlar ki..
Kalpleri bununla tatmin olamaz, kendilerini kandırmaktan başka bir şey olmaz bu.
Ama Allah'ın ayetlerini yaşamlarında adalete, dürüstlüğe en sağlam dayanak olarak sarılanlar bunun meyvesini alırlar, bu meyve ile beslenirler. Kendilerinin ve diğer insanların hak ve özgürlüklerinin güvencesidir ayetler; entel dantel masaların mezesi değil.
İnanırki Allah, kendisine dürüst her hareketinin karşılığını tam verir- bazen de daha fazlasıyla ödüllendirir- ve yine inanır ki, Allah, dürüstlükten uzak, Allah yokmuş, görmüyormuş, yaptıklarımızdan habersizmiş gibi davranan herkese de gerekeni yapar...
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
blue Yazdı:
Selamlar, Kuran'ı entellektüel egoyu doyurmak için kullananlar zaten asla mutlu ve huzurlu olamazlar ki..
Kalpleri bununla tatmin olamaz, kendilerini kandırmaktan başka bir şey olmaz bu.
Ama Allah'ın ayetlerini yaşamlarında adalete, dürüstlüğe en sağlam dayanak olarak sarılanlar bunun meyvesini alırlar, bu meyve ile beslenirler. Kendilerinin ve diğer insanların hak ve özgürlüklerinin güvencesidir ayetler; entel dantel masaların mezesi değil.
İnanırki Allah, kendisine dürüst her hareketinin karşılığını tam verir- bazen de daha fazlasıyla ödüllendirir- ve yine inanır ki, Allah, dürüstlükten uzak, Allah yokmuş, görmüyormuş, yaptıklarımızdan habersizmiş gibi davranan herkese de gerekeni yapar...
|
|
|
Selam Blue, Hoşgeldin
2 Bakara 189 :
Muhammed Esed |
SANA ayın evrelerini soruyorlar. De ki: "Onlar, haccın ve insanların (öteki faaliyetlerinin) vaktini gösterir." Öte yandan erdemlilik, (zannedildiği gibi) evlere arkalardan girmeniz değildir; ama gerçek erdem sahibi, Allah'a karşı sorumluluk bilinci duyandır. O halde evlere kapılarından girin ve Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun ki gerçek mutluluğa erişebilesiniz. |
evet, Ayette de buyurulduğu gibi ; gerçek erdem, Yüce Allah'a karşı sorumluluk bilinci içinde olmaktır ve bu hissiyatı ömrü boyunca kaybetmemektir.
Selam ve Dua ile
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
|
|