Yazanlarda |
|
rehber02 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 28 eylul 2007 Yer: Zimbabwe Gönderilenler: 290
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam,
Durum biraz düzelir ya da anlaşılır gibi oldu. İbrahimim kardeş, ben de öyle düşünüyorum. Müslümanların çeşitli sosyal ve ya siyasal konuları görüşmek üzere bir araya gelmelerini anlıyorum. Verdiğin son ayetteki "şura" kısmı bunu destekler. Ve evet, haftada bir olması diye bir şey söz konusu olamaz çünkü Kuranda böyle bir bilgi yok.
Burada bize bir fikir vermesi açısından "meclisler" üzerinde düşünülebir mi acaba?
Selam.
|
Yukarı dön |
|
|
ibrahimim Uzman Uye
Katılma Tarihi: 17 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 506
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
malik bin nebi Yazdı:
selam ibrahimim kardeş, emeğine sağlık, ve diğer kardeşlerin de samimiyetlerine ve sorularına sağlık, eleştiri bizlere ivme kazandıracaktır, amma velakin nerdeyken neyi soracağımızı ve eleştireceğimizi bilmezsek o bizleri yılgınlığa itecektir, ibrahimim abimiz, üç toplantıdan bahsetmiş bu üç toplantının arka planından da dilim döndüğünce ben bahsedeyim,
bireysel salat, tek kişilik toplantı, bunu başarabilmek için -ben- olabilmek lazım, ben ola bilmek için de vaz geçilecek ilk soru -bana ne?- bana ne sorosundan vaz geçen insan, doğru yerden sormaya başlamış ve doğru yerden bedel ödemeye hazırlanan insandır, aynı ibrahim dedemiz gibi, kavminin içinde kavminin dinine kör ve sağır kalmadı önce kendisi vaz geçti -bana ne ?- sorusundan, bu sorudan vaz geçen insan rahatından vaz geçen insandır, ve salatın yolculuğunu ibrahim dedemizle ve vaz geçilecek ilk soru bana ne sorusu ile başlattık,
benliğini gerçekleştiren insanın vaz geçeceği ikinci soru -sana ne?- bu sorudan vaz geçen insanların bölgelsel salatları, bölgesel toplantıları olur, çünkü, bilirlerki ne kendileri gerçeğe karşı kayıtsızdır ne de yanındaki kardeşleri gerçeğe karşı kayıtsız kalabilir, o sebeple rahatca toplanıp birlik oılabilirler, birinci soru benlik bilincini ikinci soru biz kavramını gündemlerine sokar bu insanların, ibrahim bana ne sorusundan vaz geçti, güneşi ve ayı terk ederek, kavminin putlarına çıktı ve burda da -sana ne ?- sorusundan vaz geçti, ben bir hayat yaşıyorum sana ne arkadaşım, diye kabuğuna çekilmedi bilakis, putların karşısına dikilidi ve sonrasında ibrahim ve yanındakiler örneklikleri ile anlatılıyor, bana ne sorusundan vaz geçenler pisikolojik rahatlarından vaz geçer, ellerinin kafalarının içine alır kafalarını patlatırlar, sonrasında sana ne sorusundan vaz geçenler, tebliğin ve mücadelenin önünü açarlar, sosyal rahatlarından da vaz geçerler, ancak bu dönemde birliktelikler kurulabilir, ve işte size toplantı günü,
en sonun da uluslar arası topantı, bu artık işin zirvesi, bana ne yok? sana ne yok* artık sınırları zorlamışsınız, dünyaya açılıyorsunuz, bize ne ve onlara ne ? sorusundan da vaz geçmişsiniz, kafayı yediniz birey oldunuz, yanınızdakilerin kafalarını patlatırcasına anlattınız, birlik oldunuz, ve artık sırnılarınız açıldı, ibrahim'în göçünü yaptınız ekini olmaya bir arazi ve ailenizi yerleştirdiniz, bireysel hayatınızla alternatifdiniz, gurup olarak sürdüğünüz hayatla alternatifdiniz, ama size dar geliyor kalıplar ve artık sosyal hayat alanları oluşturmaya başladınız,,,,,,
arkadaşalar, bizler sonuçlarla muhattabız şu anda aynı değer yargıları ile hareket eden kardeşlerimiz bile birbrilerine ana babalarına tahammüleri kadar tahammül edemezken, bizlerin ne toplantı gününü ne de ululslar arası konferansı anlamaya da gündem etmeye de hakkı yoktur diye düşünüyorum,Rabb hakk etmeyenlere hakk etmedikleri şeyleri vermez, bu tartışmalarla anca hevamızı okşar, birbirimizin başının etini yer dururuz, ancak muhlis olanlar müstesna, ibrahimim kardeşim tekrardan emeğine sağlık, her vaz geçiişimiz bir hak ediş doğruacaktır,
selam ve dua ile
|
|
|
Aleyküm selam sevgili dostum!
Katkılarından dolayı teşekkür ederim, çok iyi oldu Allah razı olsun.
Allah'a emanet ol sevgili kardeşim.
__________________ Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
|
Yukarı dön |
|
|
sebemelikesi Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 03 aralik 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 49
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
ibrahimim Yazdı:
En önemli üç toplantı
Birinci toplantı: Bireysel toplantı (Salat/Namaz)
Kendini temizle (abdest al, yıkan, yada teyemmüm et)
İkinci toplantı: Bölgesel toplantı (Cuma)
Elbiseni temizle (en güzel kıyafetlerini giy)
Üçüncü toplantı: Uluslar arası toplantı (Hac/Tartuşma)
Dünyanı temizle (ihrama gir, yasakların olduğu elbise yani onu giydiğinde savaş yok avlanmak yok vs..)
Birinci toplantı: Bireysel toplantı (Salat/Namaz)
Günün belli vakitlerinde (4/103) yapılır önce beden sel temizlik yapacak, ne yapıyorsa bir kenara bırakacak, dalıp gitmek yok dünyanın cazibeli yapısına, ara verip dur diyecek, beni benden alıp götürme, şarj olmam lazım diyip, suyla buluşacak, yüzünü yıkayacak, ellini kolunu yıkayacak, başını mesh edecek, ayaklarını yıkayacak yada mesh edecek (4/43-5/6) bedensel temizlik tamamlanınca, şimdi zihinsel temizlik yapacak, kafasında hiçbir şeye izin vermeyecek mal, şehvet, ihtiras, kin ve içki sarhoşluğuna (4/43) izin vermeyecek.
Büyük bir hudu ve huşuyla (17/106-110) Rabbinin huzurunda hayatının muhasebesini yapacak, nerede hatalıyım, kime haksızlık ettim, fahşadan uzak durmalıyım (29/45), neyi yapmamam gerekiyor, zekatı, infakı, yardımlaşmayı, yapmalıyım, adaleti ayakta tutmalıyım, neyi yapmam gerekiyor vs. ezcümle ahlakı değerlerin vicdanda bilançosu çıkarılır. İnsanı hayata tekrar hazırlar, zira insan unutkandır (21/37-5/13-6/68-9/67-20/115-23/110-38/26-58/19) günü gününü, saati saatini ve dakikası dakikasını tutmaz, sık sık hatırlatılmalı. Rabbiyle olan bu bireysel toplantıda ondan yardım dileyecek (2/153), ve Allah’a olan bağlılığını hatırlayarak, hayatın her alanında bu şuur ve bilinçle hareket edecektir. Namazı/toplantısı biter hayata geri döner artık haksızlık etmez diğer namaz vaktine kadar.
Moralin iyi yada bozuk, dertlisin yada neşeli, çıkmazdasın yada değil, önemli kararlar alman lazım yada sıradan vs…vs..
İçinde bir savaş veriyorsun, hakla batılın, doğruyla eğrinin, adaletle zulmün, bir tarafta menfaat ve çıkar, diğer tarafta yardımlaşma ve fedakârlık vb..
Çok önemli bir konumdasın, aldığın kararlar birilerini etkiliyor, birinin sevinmesine, diğerinin üzülmesine, bazıları kazanıyor bazıları kaybediyor, sen ne kazanıyorsun! Ya aldığın kararlar yanlışsa!?
Sıradan birisin, neden bir işin ucundan tutmuyorsun? Niye bir işe yaramıyorsun? Ot geldin ot mu gideceksin? Yaşamına son verildiğinde ne yapıyordun diye sorulmayacak mı?
Hayatın bütün boyut ve buutlarından fazlasıyla bu enstantanelerden sayıp sıralaya biliriz, fakat meramımız bu değil.
Etrafını saran olumlu yada olumsuz her şeyini, bütün dosyalarını ve klasörlerini Rabbinle olan toplantında masaya yatır ve hayatın açmazlarına ve çıkmazlarına çare bul, her defasında kendini yenile temiz bir sayfa aç, hayata yeniden başla, bir dahaki namaza/toplantıya kadar.
İkinci toplantı: Bölgesel toplantı (Cuma)
Bu toplantıya haftada bir çağrılırsınız, en güzel elbiselerinizi giyersiniz (7/31) ve Allah’ı topluca anarsınız (62/9)ki alacağınız kararları doğru alasınız, basiretli olasınız (8/29). O yörede yaşayan Müslümanların, o yörede olan sorun ve problemlerini tartışıp çözüm üretmeleri, yeni projeler sunmaları ve yaşadığı yerin yerel sorunlarını çözüp, yaşam kalitelerini artırmak, temiz ve dürüst bir toplum için istişare ederler (42/38).
Üçüncü toplantı: Uluslar arası toplantı (Hac/Tartışma)
Dünya çapında uluslar arası toplantıdır, Müslümanların merkezi(2/142-150) ve Birleşmiş Milletler Meclisi dir. Oraya İslam dünyasından (2/197) “Alim”, “Prof”, “Filozoflar”, ulusların temsilcileri, cemaatlerin liderleri, devlet adamları ve Müslümanlardan gelebilen herkes katılır. (2/158,189,196.197 - 9/3,19 – 22/27)
Bu toplantıda barışın temelleri atılır, yeryüzünde nerede aç ve açık insanlar varsa, ne kadar haksızlığa uğramış, sömürülmüş toplumlar varsa, sorunları o toplantıda dile getirilir ve uğradıkları haksızlıklar giderilir. Eğer işlevi yerine getirilseydi, yeryüzünde zulüm tedricen ortadan kalkardı.
Bu toplantıların olması gerektiği gibi olmuyor olması, aşkın olanın bizden istediği gerçeğini değiştirmez.
Allah bizleri, gerekeni gerektiği gibi yerine getirenlerden eylesin.
|
|
|
Selamlar, sayın ibrahimim
Allah razı olsun. namaz hakkında öyle güzel şeyler paylaşmışsınız ki evet, namaz kulun Allah’a en yakın olduğu an o öyle bir an ki kelimeler yetmez o anın güzelliğini anlatmaya. En güzel sevgiliyle buluşma anı. Yürekten koparak gelen sevginin yaradana ulaşma anı. Bütün dileklerinizi sunabileceğiniz sıkıntılarınızı paylaşabileceğiniz her derdinize dermen olabilecek başka bir merci varmıdır? Size sizden yakın, sizin için en güzeli, en hayırlıyı sizden daha iyi bilen biri daha varmıdır?
Böylesi bir nimet varken bu nimetten mahrum olmak kadar büyük kayıp varmıdır? Namaz o kadar büyük bir nimettir ki bu nimetin farkına ancak bu nimetin tadını alan insanlar bilir. Düşünsenize berbat geçen bir gün, işler karışmış her şey üst üste gelmiş içinden çıkılmaz bir haldesiniz kısaca ogün sizin için çok kötü bir gün ve sizi teselli edecek hiçbir kelime hiçbir çıkar yol yok!
İşte o an rabbimle buluşma anı namaz vakti gelmiş ve dünyalık bütün sıkıntılarınızı, dertlerinizi size unutturtacak o muhteşem an rabbinin huzurunda kıyama durmak, secdeye gitmek ondan yardım istemek bu ne kadar büyük bir nimet. Ben hep şunu merak etmişimdir. Bizler bütün sıkıntılarımızı, dertlerimizi yüceler yücesi mevlaya ilettikten sonra Mevla ne eyler ne eylerse güzel eyler diyip rabbimize havale ediyoruz ve sonucuna tevekkül edip rahatlıyoruz. Ya imandan mahrum olan insanlar nasıl ve neyle rahatlıyorlar dersiniz.
Namaz, insanı kötülükten alıkoyacak, hatalarını görme fırsatı sağlayacak ve oto kontrole sevk edecek bir ameldir.
Rabbim bu duygudan, bu amelden mahrum etmesin inşallah.
2/153 Ey iman sahipleri!Sabra ve namaza sarılarak yardım dileyin.Hiç kuşkunuz olmasın ki, Allah sabredenlerle beraberdir.
2/45 Sabra ve namaza sarılarak yardım dileyin.Hiç kuşkusuz bu, kalbi ürperti duyanlardan başkasına çok ağır gelir
Allaha emanet olun.
__________________ "De ki: "İbadetiniz olmasa Rabbim size ne diye değer versin?"
|
Yukarı dön |
|
|
dost1 Admin Group
Katılma Tarihi: 28 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 538
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selamun Aleykum! Değerli İbrahimim Kardeşim!
ibrahimim Yazdı:
En önemli üç toplantı
Birinci toplantı: Bireysel toplantı (Salat/Namaz)
Kendini temizle (abdest al, yıkan, yada teyemmüm et)
İkinci toplantı: Bölgesel toplantı (Cuma)
Elbiseni temizle (en güzel kıyafetlerini giy)
Üçüncü toplantı: Uluslar arası toplantı (Hac/Tartuşma)
Dünyanı temizle (ihrama gir, yasakların olduğu elbise yani onu giydiğinde savaş yok avlanmak yok vs..)
Birinci toplantı: Bireysel toplantı (Salat/Namaz)
Günün belli vakitlerinde (4/103) yapılır önce beden sel temizlik yapacak, ne yapıyorsa bir kenara bırakacak, dalıp gitmek yok dünyanın cazibeli yapısına, ara verip dur diyecek, beni benden alıp götürme, şarj olmam lazım diyip, suyla buluşacak, yüzünü yıkayacak, ellini kolunu yıkayacak, başını mesh edecek, ayaklarını yıkayacak yada mesh edecek (4/43-5/6) bedensel temizlik tamamlanınca, şimdi zihinsel temizlik yapacak, kafasında hiçbir şeye izin vermeyecek mal, şehvet, ihtiras, kin ve içki sarhoşluğuna (4/43) izin vermeyecek.
Büyük bir hudu ve huşuyla (17/106-110) Rabbinin huzurunda hayatının muhasebesini yapacak, nerede hatalıyım, kime haksızlık ettim, fahşadan uzak durmalıyım (29/45), neyi yapmamam gerekiyor, zekatı, infakı, yardımlaşmayı, yapmalıyım, adaleti ayakta tutmalıyım, neyi yapmam gerekiyor vs. ezcümle ahlakı değerlerin vicdanda bilançosu çıkarılır. İnsanı hayata tekrar hazırlar, zira insan unutkandır (21/37-5/13-6/68-9/67-20/115-23/110-38/26-58/19) günü gününü, saati saatini ve dakikası dakikasını tutmaz, sık sık hatırlatılmalı. Rabbiyle olan bu bireysel toplantıda ondan yardım dileyecek (2/153), ve Allah’a olan bağlılığını hatırlayarak, hayatın her alanında bu şuur ve bilinçle hareket edecektir. Namazı/toplantısı biter hayata geri döner artık haksızlık etmez diğer namaz vaktine kadar.
Moralin iyi yada bozuk, dertlisin yada neşeli, çıkmazdasın yada değil, önemli kararlar alman lazım yada sıradan vs…vs..
İçinde bir savaş veriyorsun, hakla batılın, doğruyla eğrinin, adaletle zulmün, bir tarafta menfaat ve çıkar, diğer tarafta yardımlaşma ve fedakârlık vb..
Çok önemli bir konumdasın, aldığın kararlar birilerini etkiliyor, birinin sevinmesine, diğerinin üzülmesine, bazıları kazanıyor bazıları kaybediyor, sen ne kazanıyorsun! Ya aldığın kararlar yanlışsa!?
Sıradan birisin, neden bir işin ucundan tutmuyorsun? Niye bir işe yaramıyorsun? Ot geldin ot mu gideceksin? Yaşamına son verildiğinde ne yapıyordun diye sorulmayacak mı?
Hayatın bütün boyut ve buutlarından fazlasıyla bu enstantanelerden sayıp sıralaya biliriz, fakat meramımız bu değil.
Etrafını saran olumlu yada olumsuz her şeyini, bütün dosyalarını ve klasörlerini Rabbinle olan toplantında masaya yatır ve hayatın açmazlarına ve çıkmazlarına çare bul, her defasında kendini yenile temiz bir sayfa aç, hayata yeniden başla, bir dahaki namaza/toplantıya kadar.
İkinci toplantı: Bölgesel toplantı (Cuma)
Bu toplantıya haftada bir çağrılırsınız, en güzel elbiselerinizi giyersiniz (7/31) ve Allah’ı topluca anarsınız (62/9)ki alacağınız kararları doğru alasınız, basiretli olasınız (8/29). O yörede yaşayan Müslümanların, o yörede olan sorun ve problemlerini tartışıp çözüm üretmeleri, yeni projeler sunmaları ve yaşadığı yerin yerel sorunlarını çözüp, yaşam kalitelerini artırmak, temiz ve dürüst bir toplum için istişare ederler (42/38).
Üçüncü toplantı: Uluslar arası toplantı (Hac/Tartışma)
Dünya çapında uluslar arası toplantıdır, Müslümanların merkezi(2/142-150) ve Birleşmiş Milletler Meclisi dir. Oraya İslam dünyasından (2/197) “Alim”, “Prof”, “Filozoflar”, ulusların temsilcileri, cemaatlerin liderleri, devlet adamları ve Müslümanlardan gelebilen herkes katılır. (2/158,189,196.197 - 9/3,19 – 22/27)
Bu toplantıda barışın temelleri atılır, yeryüzünde nerede aç ve açık insanlar varsa, ne kadar haksızlığa uğramış, sömürülmüş toplumlar varsa, sorunları o toplantıda dile getirilir ve uğradıkları haksızlıklar giderilir. Eğer işlevi yerine getirilseydi, yeryüzünde zulüm tedricen ortadan kalkardı.
Bu toplantıların olması gerektiği gibi olmuyor olması, aşkın olanın bizden istediği gerçeğini değiştirmez.
Allah bizleri, gerekeni gerektiği gibi yerine getirenlerden eylesin.
|
|
|
Allah Razı olsun. Bilgilerinizi bizlerle paylaşıyorsunuz. Rabbim ilminizi artırsın. İnşallah.
Değerli Kardeşim!
Yazınızda sözünü ettiğiniz“nisyan” sözcüğü; “unutmak” olarak meşhurlaşmıştır. Sözcüğün esas anlamı ise; “terküzzikri vel hıfz (söylemeyi, anmayı ve akılda tutmayı terketmek)”tir.
Yani, “nisyan” sözcüğü, bile bile terk etmeyi, değer vermemeyi, umursamamayı ifade eder. “Hatırlamamak, unutmak” kavramları da bu sözcükle ifade edilmesine karşılık, Kur’an’daki bütün “nisyan” sözcükleri için hep “umursamamak” anlamı itibara alınmalıdır. Çünkü bu sözcük burada Allah’a da izafe edilmiştir, Allah ise unutmaz!
Hatırlamamak, unutmak bir mazerettir ama umursamamak bir suçtur. Kehf suresinin 60. ayetinde, genç arkadaşının Musa peygambere “hutu unuttum” demesi veya hapishane arkadaşının Yusuf peygamberi unutması; normal unutma, yani hatırlamama değil, umursamamak, önemsememek, bile bile terk etmektir.
İnsanlar salatı unutmazlar ancak umursamazlar. Umursamayarak gevşek davrandıkları için de zaman içerisinde salatlarını zayi ederler.
Yazınızda belirttiğiniz "toplantı günü salatı" tıpkı diğer salatlar gibi özden yoksun bırakılınca inanan insanların yaşadığı toplumlarda sorunlar çözülmüyor.
Salat, Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah'ın dediği gibi inananları kötülüklerden alakoymuyor. Allah yalan söylemeyeceğine göre ve de inananların yaşadığı toplumlarda kötülük eksilmediğine göre bu durum nasıl açıklanacak.
Salat, insanların yaşantısında ya vardır ya da yoktur.
Rabbim salatı ikame eden kullarından eylesin. İnşaAllah.
Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusudur.
En doğrusunu bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
|
Yukarı dön |
|
|
Muhsin Uzman Uye
Katılma Tarihi: 14 subat 2007 Gönderilenler: 401
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
SLM;DOST1 kardesim
Salat, Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah'ın dediği gibi inananları kötülüklerden alakoymuyor. Allah yalan söylemeyeceğine göre ve de inananların yaşadığı toplumlarda kötülük eksilmediğine göre bu durum nasıl açıklanacak
beim sahsi görüsüm,Kurani kerimin TARAFSIZCA ÖNYARGISIZCA bizlere aciklanmamasindan kaynaklanmasidir.
EN DOGRUSUNU RABBIMIZ BILIR
Selametle kaliniz.
|
Yukarı dön |
|
|
ibrahimim Uzman Uye
Katılma Tarihi: 17 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 506
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
dost1 Yazdı:
Selamun Aleykum! Değerli İbrahimim Kardeşim!
Allah Razı olsun. Bilgilerinizi bizlerle paylaşıyorsunuz. Rabbim ilminizi artırsın. İnşallah.
Değerli Kardeşim!
Yazınızda sözünü ettiğiniz“nisyan” sözcüğü; “unutmak” olarak meşhurlaşmıştır. Sözcüğün esas anlamı ise; “terküzzikri vel hıfz (söylemeyi, anmayı ve akılda tutmayı terketmek)”tir.
Yani, “nisyan” sözcüğü, bile bile terk etmeyi, değer vermemeyi, umursamamayı ifade eder. “Hatırlamamak, unutmak” kavramları da bu sözcükle ifade edilmesine karşılık, Kur’an’daki bütün “nisyan” sözcükleri için hep “umursamamak” anlamı itibara alınmalıdır. Çünkü bu sözcük burada Allah’a da izafe edilmiştir, Allah ise unutmaz!
Hatırlamamak, unutmak bir mazerettir ama umursamamak bir suçtur. Kehf suresinin 60. ayetinde, genç arkadaşının Musa peygambere “hutu unuttum” demesi veya hapishane arkadaşının Yusuf peygamberi unutması; normal unutma, yani hatırlamama değil, umursamamak, önemsememek, bile bile terk etmektir.
İnsanlar salatı unutmazlar ancak umursamazlar. Umursamayarak gevşek davrandıkları için de zaman içerisinde salatlarını zayi ederler.
Yazınızda belirttiğiniz "toplantı günü salatı" tıpkı diğer salatlar gibi özden yoksun bırakılınca inanan insanların yaşadığı toplumlarda sorunlar çözülmüyor.
Salat, Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah'ın dediği gibi inananları kötülüklerden alakoymuyor. Allah yalan söylemeyeceğine göre ve de inananların yaşadığı toplumlarda kötülük eksilmediğine göre bu durum nasıl açıklanacak.
Salat, insanların yaşantısında ya vardır ya da yoktur.
Rabbim salatı ikame eden kullarından eylesin. İnşaAllah.
Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusudur.
En doğrusunu bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
|
|
|
Aleyküm selam saygı değer dost1!
Allah sizden de razı olsun, ilminizi ve basiretinizi artırsın.
Unutma, salatı hayatın her alanında göstermeme konularında haklısınız, Allah razı olsun.
Sözünü ettiğiniz unutmayı, salat için söylemedim. Yaşamın diğer alanlarında Allah’ı unutup haksızlık ve adaletsizlik yapmamak için namazın bize sık sık Allah’ı hatırlatacağına dikkat çekmek istedim ve bunun için vakti belirlenmiş toplantılara katılım olmalı dedim. Nitekim “Kitap'tan sana vahyedileni oku. Namaz da kıl. Çünkü namaz, çirkinliklerden ve kötülüklerden alıkoyar. Elbette ki Allah'ın Zikri/Kur'an'ı daha büyüktür. Allah, neler yaptığınızı biliyor.” 29/Ankebu45 buyrulmuştur.
Diğer salatlarda olduğu gibi özden yoksun bırakılınca inanan insanların yaşadığı toplumlarda sorunlar çözülmüyor.
Salat, Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah'ın dediği gibi inananları kötülüklerden alıkoymuyor. Allah yalan söylemeyeceğine göre ve de inananların yaşadığı toplumlarda kötülük eksilmediğine göre bu durum nasıl açıklanacak
İnsanlar ya hayatta ahlaki değerlere önem vermiyor, bu yüzden de salatlarında samimiyet yok (maun suresi), yada salatlarında samimi değiller ahlaki değerlerine yansımıyor. (Ankebut suresi 45)
Saygı değer Dost1 katkılarınız için teşekkür ederim.
Allah her daim yanınızda olsun.
__________________ Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
|
Yukarı dön |
|
|
|
|