Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
S.a
arkadaslar bu yaziyi Abdulaziz bayindir hocadan aldim ve sizlerle payasmak istedim
Allah Teâlâ þöyle buyurur:
“Öyle bir günden sakýnýn ki, o gün kimse kimsenin yerine ceza çekmez. Kimseden þefaat kabul edilmez. Kimseden bir karþýlýk alýnmaz. Onlar yardým görmezler.” (Bakara 2/48)
Þefaat sözlükte, yardýmcý olmak veya bir þey istemek maksadýyla birine eþlik etmektir. Daha çok, saygýn birinin düþük konumda olana arka çýkmasý anlamýnda kullanýlýr[1]. Ýnsanlar arasýnda bu tür iliþkiler olur. Allah Teâlâ þöyle buyurur:
“Her kim iyilik için þefaat ederse (arka çýkarsa) bundan kendine pay vardýr. Her kim de kötülük için þefaat ederse (arka çýkarsa) onun da bundan sorumluluðu vardýr. Allah her þeyi korur ve kollar.” (Nisa 4/85)
Þefaat derken, saygýn birinin Allah’ýn yanýnda baþkasýna arka çýkmasý ve yardýmcý olmasý akla gelir. Allah, kendine karþý yapýlacak böyle davranýþý kabul etmez. Allah Teâlâ þöyle buyurur:
“Rablerinin huzurunda toplanacaklarý günden korkanlarý Kur’ân ile uyar; onlarýn Allah’tan baþka ne bir dostlarý ne de þefaatçileri vardýr. Belki kendilerini korurlar.” (En’am 6/51)
O gün herkesin iþi baþýndan aþar. Allah Teâlâ þöyle buyurur:
“O gün kiþi kardeþinden, anasýndan, babasýndan, eþinden ve oðullarýndan kaçacaktýr. O gün herkesin iþi baþýndan aþacaktýr.” (Abese 80/34-37)
“De ki: O þefaat, bütünüyle Allah’ýndýr.” (Zümer 39/44)
“De ki: Allah’ýn dilemesi dýþýnda ben kendime bile bir fayda ve zarar verecek durumda deðilim.” (A’raf 7/188)
“Ey inananlar! Size rýzýk olarak ne vermiþsek, ondan harcayýn. Sonra öyle bir gün gelir ki, onda ne alýþ veriþ, ne dostluk, ne de þefaat bulunur. Nankörlük edenler tam bir yanlýþlýk içindedirler.” (Bakara 2/254)
Ensar’dan Ümmü’l-Alâ diyor ki: “Muhacirlere kura çekilince bize Osman b. Maz’ûn düþtü. Onu evimize yerleþtirdik. Sonra ölümüne sebep olan hastalýða tutuldu. Vefat edince yýkandý ve kendi elbiseleri içine kefenlendi. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem içeri girdi. O sýrada dedim ki, “Ebu’s-Sâib[2]! Allah sana rahmet eylesin. Allah’ýn sana gerçekten ikramda bulunduðuna þahidim.” Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem dedi ki: “Allah’ýn ona ikram ettiðini ne biliyorsun?” “Babam sana kurban ey Allah’ýn Elçisi, Allah ya kime ikram eder?” deyince Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki, “Evet ona kaçýnýlmaz gerçek geldi. Vallahi onun için hep hayýrlar bekliyorum. Ama ben Allah’ýn Elçisi olduðum halde nasýl karþýlanacaðýmý vallahi bilmiyorum.”
Ümmü’l-Alâ dedi ki, “Vallahi bundan sonra hiç kimseyi tezkiye etmem[3].”
Müþrik, Allah’ý, yer yüzü krallarýna benzettiði için arabuluculuk yapacak ve kendini ona karþý koruyacak birini arar. Bu, Allah’a yakýnlýðý olan ve onun geri çeviremeyeceði biri olmalýdýr. Mekkeli müþrikler putlarýný bu konumda görürlerdi. Allah Teâlâ þöyle buyurur:
“Allah’ýn dûnundan, öyle þeye kul olurlar ki, kendilerine ne bir fayda saðlayabilir ne de zarar verebilir. Derler ki, “Bunlar, Allah katýnda bizim þefaatçilerimizdir.” De ki: “Göklerde ve yerde, Allah’ýn bilmediði bir þeyi mi ona haber veriyorsunuz?” Allah, onlarýn ortak koþtuklarý þeyden uzak ve yücedir.” (Yunus 10/18)
Allah kime þefaat yetkisi verirse yalnýz onlar, Allah’ýn dilediði kimselere þefaat edebilirler, kendi dilediklerine deðil. Bu, insanlarýn beklediði þefaat deðildir. Allah Teâlâ þöyle buyurur:
“Allah onlarýn yaptýklarýný da yapacaklarýný da bilir. Þefaate yetkili kýldýklarý, onun razý olduðu kiþilerden baþkasýna þefaat edemezler. Kendileri de onun korkusundan titrerler.
Onlardan kim, “Ben Allah’a yakýn bir ilahým.” Derse, onu cehennemle cezalandýrýrýz. Ýþte o zalimleri böyle cezalandýrýrýz.” (Enbiya 21/28-29)
Ebu Hureyre bildiriyor:
“Kabilenin en yakýnlarýný uyar.” (Þuarâ 26/214) âyeti inince Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem kalktý ve þöyle bir konuþma yaptý:
“Ey Kureyþ topluluðu! Kendinizi kurtarmaya bakýn; Allah’ýn yanýnda size bir faydam olmaz. Ey Abdumenaf oðullarý! Allah’ýn yanýnda size bir faydam olmaz. Ey Abdulmuttalib oðlu Abbas (Amcasý)! Allah’ýn yanýnda sana bir faydam olmaz. Ey Safiyye (halasý)! Allah’ýn yanýnda sana bir faydam olmaz. Ey Muhammed kýzý Fatma! Benim malýmdan dilediðini iste. Ama Allah’ýn yanýnda sana bir faydam olmaz.” (Buhârî, Vesâyâ, 11)
Allah Teâlâ Peygamberimize hitaben þöyle buyurur:
“Sana ne iyilik gelse Allah’tan gelir. Sana ne kötülük gelse kendinden gelir. Seni insanlara elçi olarak gönderdik, þahit olarak Allah yeter.” (Nisa 4/79)
Kýyamet günü Allah Teala kime izin verirse onlar þefaat edebilecekler, onlar da yine Allah'ýn dilediði kullara þefaat edebilecekler; kendi istediklerine deðil. O halde buradaki þefaat, okullardaki diploma törenine benzetilebilir. Diploma alacaklar sýnýfý geçmeyi hak etmiþlerdir. Onlara törende diplomalarýný vermek üzere bölgenin ileri gelenleri (baþbakan, bakan, vali, kaymakam vs.) davet edilir ve diplomalarý öðrencilere bunlar verirler. Bu, hem o ileri gelenlere verilen deðeri göstermek hem de o diplomalarý almaya hak kazanan öðrencileri onurlandýrmak içindir. Þefaati de böyle düþünebiliriz. Þefaat edilecekler zaten Allah tarafýndan baðýþlanmýþlardýr, þefaat edecekler de bellidir. Allah onlarýn baðýþlanma haberlerini kýyamet günü herkesin önünde bu kiþilere ilan ettirerek hem onlara ne kadar deðer verdiðini gösterecek hem de o baðýþlanan günahkar kullarýn affedildiðini herkese duyuracaktýr.
[2] Osman b. Maz'un radýyallahu anhýn lakabýdýr.
__________________ deki dirilerle oluler bir degildir allah diledigine isittiriri sen mezardakilre birsey isittiremezsin. fatir 22
|