Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
34/23- Allah katinda, onun izin verdigi kimseden başkasinin şefaati yarar saglamaz. (Şefaat için izin verilip de) kalplerinden korku giderilince birbirlerine, "Rabbiniz ne söyledi?" diye sorarlar. Onlar da "Gerçeği" diye cevap verirler. O yücedir, büyüktür
Allah katında Allahın izin veridği kimselerden başkasının şefaati yarar sağlamaz deniliyor.Bunun ne anlama geldiğini daha önceki yazımdada belirtmiştim.Bir peygamber Allahın vahy ettiğini tebliğle yükümlüdür bu tebliği yerine getirmekle iman edip salih amel işleyenlere şefaatçi olmuştur.Çünkü o kimsenin iman etmesine vesile olduğundan O peygamber Allahın izniyle Şefaat eden konumundadır.Bu ayette bahsi geçen şefaat dünyadaki şefaattir.Bir peygamber ve onun ümmetini düşünün.Onun ümmetinden iman edip salih ameller işleyenlere dünyada şefaat etmiş olan Allahın izniyle o peygamberdir.Yani Allahın izniyle o kul peygamberlik görevini üstlenmiş yine Allahın izniyle imana kalbi açık olanlara tebliği duyurabilmiştir.O peygamberin ahretteki konumuda Dünyada ümmetine hakkı tebliğ ederek onlarınimana gelmesini(Allahın izniyle) sağlayan kişi yani
şefaat eden kişi konumundadır.İşte ayetin konusuda bu.Kıyamet koptuğunda şefaat oluncak kimseler dünyadayken peygamberlere yada Allahın hakkı tebliğ etmesine izin verdiği kimselere uyan kimselerdir
Evet savana yukarda yazmış oldugun yazında şunu fark ediyorum dünyada kulun kula şefaat etmesini Peygamber'in ALLAH ın emrini teblig ederek bunu yani şefaati yapmış oldugunu beyan etmişsin..Halbuki ayeti iyice okudugumuz zaman bunun böyle olmadıgı bellidir.Bak şimdi ayette ne buyrulmuş
1..
Şefaat için izin verilip de) kalplerinden korku giderilince .... Şimdi bu korku gecen yazımda izah ettigim gibi dünyada ki korku degildir.Dünyada olmadığı içinde söz konusu olan şey dünyada olmıyacaktır..Açıkca belli zaten bakın orda Rabbiniz ne söyledi diye birbirlerine sorarlar.Bunun dünyada olması mümkünmü?ALLAH cc dünyada kime bunu sorar..? Onlarda gerçegi söyledirler derler.Bu kısıma bakalım şimdi bu kısımda gerçegi söyledi derler.
Bak itiraf ederler bunlar kimler olursa olsun ister kafir ister Mümin olsun bu itiraf etme bu hakkı söyledi şekli bu dünya ya uyacak şey olabilirmi?olamaz neden olamaz Çünki kafir ler hakkı görünce gördük inandık bize mühlet ver ALLAH ım derler.Bakınız gördük inandık bize anlatılanlar hakmış derler..Bunlardanda anlaşıldıgı üzre demekki o görüş başka o hakka şahit olmak başka ogerçegi görüp idrak etmek başka olmuş oluyor..Zaten ayetin ifadesi o yöndedir.Bu yeterince aşikar degilmidir.. Müminlerde işte bu bize ALLAH ın vaad ettigi şeydir derler..
Cennet ehli cehennem ehline: Biz Rabbimizin bize vadettigini gerçek bulduk, siz de Rabbinizin size vadettigini gerçek buldunuz mu? diye seslenir. "Evet!" derler. Ve aralarindan bir çagrici, Allah'in lâneti zalimlerin üzerine olsun! diye bagirir.
araf44...
İşte cennet ehlide biz bunları gerçek bulduk sizde buldunuzmu derler..Bu ayette hakikatın ahirette ayan beyan ortaya çıkacagını asıl itirafların orda olacagını izah etmektedir.Yani sözün özü bu olaylar dünyada degil ahirette olacaktır..
2..
Bir peygamber ve onun ümmetini düşünün.Onun ümmetinden iman edip salih ameller işleyenlere dünyada şefaat etmiş olan Allahın izniyle o peygamberdir.Yani Allahın izniyle o kul peygamberlik görevini üstlenmiş yine Allahın izniyle imana kalbi açık olanlara tebliği duyurabilmiştir..(savana)Diyorsun...
Bende diyorumki birincisi şefaat etmek le Peygamber'in ALLAH tarafından almış olduğu emri tebliğle bi baglantısı olmaz..Neden olmaz evvela şefaat ile tebliğ bambaşka şeyler.. Tebliğ bi Nebi nin ilk vazifesidir.Yani ona emr edilmiştir.Tebliği yapmayan bi nebi olamaz..ALLAH 'ın emr ettigi bişeyle kendisinin hoşnut oldugu ayeti çelişir..Eger Peygamber tebliğle şefaat etmiş salıyırsa ozaman herkese şefaat etmiş olur bütün herkes bu tebligden nasipdardır(Tabi Kur'an'a göre yaşayanlar ve ona göre iman edenler..) ozaman bütün herkese şefaat etmiş olur.
.Ama ALLAH cc kendisinin hoşnut oldugu kimseler ve Kendisinin razı oldugu kimseler buyurmakla bunun umum olmadıgını beyan etmekte...Ayetleri tebliğ etmek ayan beyan Nebi nin üstüne vazifedir ve o vazifeyi yerine getirmiş olur..Emr edilen şey tebliğ dir.Ve bu mecburudir şefaat başka anlatılıyor tebliğ bi başka..Zira Nebi tebliğini müşriklerede yapmıştır.Eğer ALLAH katında tebliği dünyadaki şefaat olarak görüyorsan derimki ozaman ALLAH Nebi'sinin şefaatini kabul etmemiştir..(zaten nasıl etsinki müşriklere şefaat edecek yoktur buyruldu hal böyle iken şefaat onlara nasıl yapılır ama şefaat tebliğse onlarada yapılmış olur ki,buda açıkca Kur'an'a terstir.)
Öyleya tebliğ edilenler sana göre şefaat edilenler bu çagrıya hep birden kulak vermiş değillerdir.Ve bu durmumda tebliğ in şefaat olmadıgı anlaşılmıştır.Tebliğ davettir ümmeti davet başkadır.Ümmeti icabet başkadır..Davet edilen toplum başka davete icabet eden başka tıpkı dügün davetiyesini alıp gelenle gelmeyen gibi..Bu durumda davete icabet etmemişlerde şefaat olunmuşlar olurlar.Tebliğ bütündür geneldir herkesedir..Ayrısı gayrısı yoktur..Bu davete ister icabet edilsin ister edilmesin tebliğ görevi yerine getirilmiştir...Şimdi bu duruma göre yani sana göre Nebi tebliği yani şefaati yapmış ama şefaati kabul edilmemiş olur.
Zira kafirler iman etmeyenler Kur'an'ı kabul etmiyenlerden anlaşılırki şefaat kabul edilmemiştir.Ha keza günahkar Müslümanlarında ceza alaması söz konusudur.Tebliğ şefaat olsa ne kafire nede müslümana sökmedi demektir.. Eger bi Nebi tebliğini yapmışsa ve o tebliğ şefaatse neden ozaman bu şefaat kabul görmemiş ve Kur'an'ı kabul etmeyenler eder hale gelmemiştir..?Eger dersenki Nebi kendine inanana onu dogruluyana iman edip salih amel işliyenlere tebliğle yani şefaatle yardım etmiş onlara Din i tebliğ ederek şefaat etmiştir..Bende derimki bu iddia Kur'an'a aykırıdır..Zira tebliğde Mümin kafir ayırt edilemez...Nitekim ayette..
29/18- "Eğer siz yalanlarsanız bilin ki, sizden önce geçen birtakım ümmetler de yalanlamışlardı. Peygambere düşen apaçık tebliğden başka bir şey değildir
20/43- "Firavun'a gidin. Çünkü o azmıştır." "Ona yumuşak söz söyleyin. Belki ögüt alir, yahut korkar."
3/114- . Onlar, Allah'a ve ahiret gününe inanırlar. İyiliği emrederler. Kötülükten men ederler, hayır işlerinde birbirleriyle yarışırlar. İşte onlar salihlerdendir.
Görüldügü gibi teblig geneldir..Hem yalancılara hem İlah lık iddia edene hemde salhlere bu tebliğ yapılmıştır..Onun için tebliğ başka şeydir..Şayet tebliğ edildi yani şefaat edildi ama gelen geldi gelmiyen gelmedi denirse buda şefaat kabul edilmedi demek olur.Öyle ya eger kabul olunsaydı tebliğ yani şefaat edilenlerin iman etmesi lazımdı..Zira ALLAH tebliğ edenin Yani Nebi sinin duasını şefaatini başka deyimle yardımını red etmiş olacaktır..Zaten görünende odur tebliğ yani şefaat onlara yarar saglmamış demektir..Oysa ALLAH cc Nebi için..
2/186- Kullarım, beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O halde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler.
Yukardaki ayette ALLAH kendisine dua edenin duasını kabul edeceğini ona yardım edeceğini beyan buyurmuştur..Peki kendisine yardım çagrısı yapan bi Nebi nin şefaat yani yardım isteme talebini neden geri çevirmiş olsunki??..Öyle ya şefaat istemek yardım olunmaktır..Tebliğ edenin şefaat eden olması durumunda şefaati red edilmiştir..Eger kabul edinilse idi Tebliğ in ulaştıgı yani şefaatin ulaştıgı herkes bu ALLAH ın kurallarına uymalıydı ama uyulmuyorsa demekki tebliğ le şefaat in bi alakası yok olmuş olur...ALLAH bi kulun duasını kabul edecegini beyan etmektedir ki,bu bir Nebi olursa düşünün artık gerisini Nebi ler insanların en üstünüdürler..Onlar en hayırlı olanlardır..Dolayısıyla duaları daha makbuldür...
Müminler, ancak Allah’a ve Resûlüne gönülden inanmış kimselerdir. Onlar, o Peygamber ile ortak bir iş üzerindeyken ondan izin istemedikçe bırakıp gitmezler. (Resûlüm!) şu senden izin isteyenler, hakikaten Allah’a ve Resûlüne iman etmiş kimselerdir. Öyle ise, bazı işleri için senden izin istediklerinde, sen de onlardan dilediğine izin ver; onlar için Allah’tan bağış dile; Allah mağfiret edicidir, merhametlidir.” (24, Nur:62).
Eğer onlar kendilerine zulmettikleri zaman sana gelseler de Allah’tan bağışlanmayı dileseler, Rasul de onlar için istiğfar etseydi, Allah’
ı ziyadesiyle affedici ve esirgeyici bulurlardı.” (Nisa/64)
Bunlar gibi dolu ayet var EFENDİMİZ sav ın dualarının hiçbiri geri çevrilmiş degildir...Her yardım istediginde ALLAH cc ona yardımı yollamıştır nişaneli meleklerin yardımlarını bilirsiniz diger ayetleri saymıyorum uzamasın fazla...Hem ALLAH cc iste vereyim yardım edeyim seni tek bırakmam ben buyurcak sana yardım eden seni yetim ken barındıran sana her anında yardımcı olan benim buyurcak hemde şefaatini yani tebliğ şefaat sayıldıya heh işte hemde onu kabul etmiycek olcak şeymi bu?
16/125- (Ey Muhammed!) Rabbinin yoluna, hikmetle, güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et. Şüphesiz senin Rabbin kendi yolundan sapanları en iyi bilendir. O, doğru yolda olanları da en iyi bilendir
..
Görüldügü gibi burdaki emirle tebliğ sabit edilmiştir.Daha bi çok yerde bu emr sabittirr.Şimdi nasıl derizki ALLAH ın emr ettigi Nebi üstündeki görev olan tebliğ bir şefaattir oysa şefaate ALLAH cc benim izin verdiklerim buyuruyor.Bu izin verdiklerimle hiç tebliğde emir ettiklerim bir olurmu ? tamamen ters olmuş oluyor.Hem emr edecek hemde izin verdiklerim deyip çelişkiye düşecek olmaz bu bakış tarzı hatalı olur.
Zaten gene diyorum bunun dünyada olması tamamen hata çünki ayette nihayet kalplerinden korku giderilince!! bunu gecen yazımda tarif etmiştim net bişekilde belli degilmi bu korku nerde ve nasıl giderilcek sonra kimler nasıl Rab bimiz ne buyurdu derler..Bunun gibi şeylerin nerde oldugu açıkça belli degilmi? ve ayette şefaat için izin veripte denmesi tabiki şefaat'in izin ile oldugunu ama tebliğ in ise en kati bi emirle oldugunu gösterir ki, dünyada oldugunu varsayarsak,ama sayamayız çünki şefaat için kendilerine izin verilince bunun dünyada olmıyacağı açık ve nettir.Hem dünyada olsa gene diyorum ALLAH ın emir ettigi tebliğ de onun ayrıyetten izin vermesine baglı olmuş olur...Buda olacak şey degildir...
"
Andolsun Allah'a, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz,"
26/98-
101 "Çünkü sizi (yalancı olanları) alemlerin Rabbiyle eşit tutuyorduk. "Bizi suçlu-günahkarlardan başka saptıran olmadı.""Artık bizim için ne bir şefaatçi var," "Ne de candan-yakın bir dost."
Bakın ayette ne buyrulmuş artık bizim için bakın artık bu artık size bişeyleri izah etmiyormu?artık demek ne demek bi işin bitmiş hali demek!!(yani böylelikle)bundan sonra) oldu bitti demek degilmi? işte bu dünyada olmuş olsa neden artık desinlerki dünyada bunu diyen bi adama rast lamak mümkün degil evet ayette zaten o yönde artık işiniz bitti buda kesinlikle dünya hayatı bitti demek manasındadır.
Ve dünya bitti artık şefaatçimiz yok denmesiylede demekki dünya sonunda şefaat meselesi var yoksa ne diye artık şefaatçimiz yok densin? burdaki kasıt hiç dünyada şefatçimiz yoktu diycek olurmu? sonra ey RAB bimiz bize dünyaya yollada bize şefatçi gelsin etsinmi derler.Yoksa bizim meded diye umduklarımız burda boş çıktı meger onlar fayda vermezmiş bizz yanlış meded ummuşuzmu derler?? ..Ayet te ahirette bunları diyecekleri açık ve net buda şefaatin açıkca ahirette oldugunu göstermiyormu
?
Hasan akçay ın iddiası
Müşriklerin Allah'a inanan kimseler olduğunu hatırlayın. Onların müttakilerden tek farkı ahreti inkar edip "Ölümden sonra hesaba çekilmek yok!" demeleriydi.
Ve madem hesaba çekilip cezaya çarpılmak yoktu kötülük yapmaktan çekinmeye de gerek yoktu onlar için. Deli danalar gibi başı boştular.
Müşriklerin müttakilerden tek farkı ahirete inanamamaktır..Bunu hatırlayın....Şu laflara bak aman ALLAH ım ahirete inansalar müttaki olacaklar...Yani aşagıdaki ayetler boşuna gelmiş hasan efendiye göre ALLAH a inan ahirete inan muttaki ol!!!
Müttakiler kimlerdir..?
Bollukta da darlıkta da infak ederler.Öfkelerini yenerler.İnsanlar(daki hakların)dan bağışlama ile (vaz) geçerler
(Al-i İmran Suresi, 134
Allah'a ve elçisine itaat ederler (Nisa Suresi,
13)
Namazı kılarlar, zekatı verirler, elçilere inanır, onları savunup desteklerler. (Maide Suresi
, 12)
Doğru sözlüdürler. (Maide Suresi
, 119)
Hicret ederler, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cehd ederler. (Tevbe Suresi
, 20)
Güzel davranışlarda bulunurlar. (Yunus Suresi,
26) Rablerine kalpleri tatmin bulmuş olarak bağlanırlar. (Hud Suresi, 23)
Tevbe ederler. (Meryem Suresi
, 60) Emanetlerine ve ahitlerine riayet ederler. (Müminun Suresi, 8)
“Ey iman edenler! Allah’a, Resûlüne, gerek, Resûlüne, indirdiği kitablara imanınızda sebat) edin. Kim Allah’ın, meleklerini, kitaplarını, resûllerini ve âhiret gününü inkâr ederse hakikattan iyice uzaklaşmış, sapıklığın en koyusuna dalmış olur.” (4, Nisa:136).
“Gerçek mü’minler ancak öyle kimselerdir ki, Allah’a ve Resûlüne bütün kalbleriyle iman etmiş olup bütün toplumu ilgilendiren meseleleri görüşmek üzere onun yanında vakit ondan izin almadıkça ayrılıp gitmezler.” (24, Nur:62).
Bunlardır buyurdu ALLAH hasan efendi ye göre ise ALLAH a iman ve ahiret yeter...ALLAH a göre ise asla yetmiyor..
24/62- Mü'minler ancak Allah'a ve peygamberine inanan, onunla beraber toplumu ilgilendiren bir iş üzerindeyken ondan izin almadan çekip gitmeyen kimselerdir. O halde bazi işlerini görmek için senden izin isterlerse, içlerinden diledigine izin ver ve onlar için Allah'tan bağışlama dile. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir
Hasan efendi de bakalım o müşriklerde varmı bunlar..??
ALLAH ın rasül üne binbir işkenciye onlar yapmadımı bu ehli kitap ve müşrikler..
“İnananlara en şiddetli düşmanlar olarak Yahudileri ve müşrikleri bulursun. Sevgi bakımından en yakın olanların da Hıristiyanlar olduğunu görürsün...” (Maide 82).
Müminlere her halde düşman olan bu kavim ahirette iman ettiginde müttakimi oluyor.ALLAH ın hükümlerine hükümmü koyuyorsun???
48/29- Muhammed, Allah'ın Resülüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çetin, birbirlerine karşı da merhametlidirler. Onların, rükû ve secde halinde, Allah'tan lütuf ve hoşnutluk istediklerini görürsün. Onlarin secde eseri olan alametleri yüzlerindedir. Işte bu, onlarin Tevrat'ta ve İncil'de anlatılan durumlarıdır: Onlar filizini çıkarmış, onu kuvvetlendirmiş, kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş, ziraatçıların hoşuna giden bir ekin gibidirler. Allah kendileri sebebiyle inkarcıları öfkelendirmek için onları böyle sağlam ve dirençli kılar. Allah, içlerinden salih amel işleyenlere bir bağışlama ve büyük bir mükafat vaad etmiştir.
Sizin muttaki müşrikleriniz ruku ederlermi secde ederlermi hasan efendi???
49/15- İman edenler ancak, Allah'a ve Peygamberine inanan, sonra şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallariyla ve canlariyla cihad edenlerdir. Işte onlar dogru kimselerin ta kendileridir.
Onlarda Peygamber e inandımı senin aherete inanmaları durumunda müttaki olurlar dedigin müşrikler Kur'an'a şüphesizmi baktı hasan efendi???
Ey iman edenler! Sizi elem dolu bir azaptan kurtaracak bir ticaret göstereyim mi size?
61/11- Allah'a ve peygamberine inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihat edersiniz. Eğer bilirseniz, bu sizin için çok hayırlıdır.
61/12- (Bunu yapınız ki) Allah, günahlarınızı bağışlasın, sizi içinden ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki güzel meskenlere koysun. İşte bu büyük başarıdır
Varmı o müttaki olacaklarda bu özellikler efendi !!!!
9/18- Allah'ın mescitlerini, ancak Allah'a ve ahiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah'tan başkasindan korkmayan kimseler imar eder. Işte onlarin dogru yolu bulanlardan olmalari umulur.
Bak iman eden müttaki olanlar kimmiş uydurma efendi ALLAH ın gazabını çekme üstüne sen nasıl ahirete iman edeni müttaki sayıyorsun bu ayetler neyin nesi??Gecen sitenize yazdım ahirete iman etsin ALLAH a iman etsin cennete girsin dediklerinizin hallerini sorularım hala orda bunlar üstüne tuz biber olsun...
Şimdi "Ahrette şefaat var!" diyenler de aslında deli danalar gibi başı boş kalmanın peşindeler. Öyle ya, birileri ahrette nasıl osa onlara şefaat edecek; cezaya çarpılmalarını önleyecek.
Şimdi "Ahrette şefaat var!" diyenler de aslında deli danalar gibi başı boş kalmanın peşindeler. Öyle ya, birileri ahrette nasıl osa onlara şefaat edecek; cezaya çarpılmalarını önleyecek.
Kısacası, "Ahrette şefaat var!" demekle "Ahrette hesaba çekilmek yok yani ahret yok!" demek aynı şey..
Hasan Akçay..
Şefaat var demek deli danalıksa senin ALLAH ın bütün emirlerini inkar edip tam tersine hareket eden ama ahirete iman etmekle cennete girecek dedigin müttakilerin haline tasdik vermek acaba hangi deli danalıktır. Deli dana olsa iyiydi hasan efendi gene boş boş konuşmuşsun...Ne demek şefaat ahirette var demekle ahiret yok demektir.Aynı şeymiş nasıl olur bu imkansız bişey...
ALLAH açık ve net şefaat ten bahs ediyor..Ve kalplerinden korku giderilince buyuruyor..Buna dünyada olabilir demekle sen akıllı bi işmi yapıyom zanıyorsun izah ettim kimin nerde ne yapacagını nerde olacagını ama senin aklın müttakileri bile secemiyorken bunu secmesi çok güç olur. Bence sen kendini zorlama..Zaten şefaat varsada diyorsun bak büsürü ayet varken sen varsa bile dünyada olur diyorsun..Yani okadar ayetten hala kesinligini anlamış degilsin ihtmal üzerindesin varsada diyorsun..Ne demek varsada ayetlerde varsadamı buyrulmuş...Kaale alanıcak bişeyler yaz deli dana gibi ithamlar kullanıp saldırganlaşma iddianı ispat edecek şeyler yaz..
"Ahrette şefaat var!" demekle "Ahrette hesaba çekilmek yok yani ahret yok!" demek aynı şey..
Hasan Akçay
26/98-
101 "Çünkü sizi (yalancı olanları) alemlerin Rabbiyle eşit tutuyorduk. "Bizi suçlu-günahkarlardan başka saptıran olmadı.""Artık bizim için ne bir şefaatçi var," "Ne de candan-yakın bir dost."
Bak ayette kimler nerde şefatçi umuyorlarmış iyi oku...Sonra şüpheye düşme şefaat ahirette varsa demekki ahiret yokmuş diyorsun kısaca gene sacmalıyorsun ayette onlar şimdi bizim şefaatçimiz yok diyorlar.Bu şimdi dünya hayatımı diyorsun ama sen dersin nede olsa müttaki olmak bile sana göre çok basit ALLAH'a inan ahirete inan tamamdır..Bunu diyen insan şefaat var demiş yok demiş ne fark ederki..Senin hiçbir yazın kaale alınacak degil arkadaşım kusura bakma boş boş elini yoruyorsun
...
Alperen..
Selam Dostlar..alperen in yazısı
Ben de Hasan Akcay ve Savana gibi dusunuyorum. Ahirette adam kayirma ve torpil olmaz, olamaz. Bu sav hesaba cekilmenin ruhuna ters.
Fazlasi da var. Ornegin ele alinan Sebe 24`e bakalim. Oncesine de...
20. Yemin olsun, İblis onlarla ilgili sanısında isabet etti. İnananlardan bir grup dışındakiler ona uydular.
21. Oysaki onun, onlar üzerinde hiçbir sultası yoktu. Sadece biz; âhirete inananı, onun hakkında kuşkuya düşenden ayırmak için böyle yapıyorduk. Rabbin herşey üzerinde Hafiz'dir, kollar, korur, gözetir.
22. De ki: "Allah dışındaki o bir şey sandıklarınızı çağırın/onlara yalvarın! Ama onlar, göklerde de yerde de zerre kadar bir şeye sahip olamazlar. O göklerde ve yerde onların ortaklığı da yoktur. Ve O'nun onlardan bir destekçisi de yoktur."
23. O'nun katında, bizzat kendisinin izin verdiği kimseden başkasının şefaatı/kendisinin izin verdiği kimseden başkası için şefaat yarar sağlamaz. Sonunda, kalplerinden korku giderilince: "Rabbimiz ne dedi?" derler. "Hakkı söyledi, O'dur Aliyy, O'dur Kebîr."
Bu ayetlere dayanarak `Ahirette torpil vardir` diyenler ustteki ayetleri lutfen birkez daha okusunlar. Cunku ayetlerde gunahkar muminlerden degil, iblisin usagi olmus musrik kimselerden bahsediliyor. Musriklere Allah`a ragmen kim sefaat edecek???
Diyorsun....
Bende diyorumki zaten müşriklere şefaat edilmesi söz konusu degildir bu ayette ve bazı ayetlerde açık ve net inkar edene Kur'an ı kabul etmeyene emirlerini inkar edene yok olmaz böyle şey demek süretiyle ALLAH a ve rasül üne karşı gelene zaten şefaat olmıyacagı açık ve nettir..Var diyen zaten şeytandır..Benim iddiamda buydu zaten bakın şefaatle alakalı yazılarda ALLAH tan başka taptıklarınız size şefaat edemezler geçiyor ve bunu şefaat edilmiyecek diye delil gösteriyorlar..Hiç akıl alacak şeymidir..Bunu anlamamak için aklı yitirmek lazım..
Tabiki ALLAH a ortak koşulan tapılan putlar şefaat edemezler buna itiraz edenmi var..?Ve buayeti okuyanlar üstteki ayeti okusunlar diyorsun üstteki ayetlerde müşrikler kasıt ediliyor..İşte benim iddiama geldin bende onlara şefaat yok diyorum kafir e şefaat yok diyorum..Sende onu oku demekle şefaat yok diyorsun aynı şeyi diyoruz müşrik kafir şefaatsizdir..Mümin e şefaat vardır ..Çünki ayet te Müminler geçmiyor..Müşrikler kafirler geçiyor buda açık ve net bişekilde herkese degil bi kısma olmadıgını beyan ediyor..Bu ayetlerin başından yazmakla neyi ifade etmek istedin başka bi ifade etme şeklin var ama aslında kendi ifade etmek istedigini degil benim ifade etmek istediğimi ifade ettin o ayette hayır Mümin'lerede yok dense idi ozaman haklı olurdun ama denmiyor..Demekki ALLAH burda Müminleri ayırt ediyor.
Eğer bu torpilse ozaman cennet te torpil degilmi?ozaman ALLAH mümin leri cennete sokarak torpilmi geçti yoksaaa onlar ı itaat etikleri içinmi soktu tabiki ikinci seçenek e hal böyle iken cennete girmeye layık olan kullar tabiki şefaat edilmeyede layık olmuştur..Bunun neresi torpil hak eden cennetide şefaatide alır.Ama bu geçen yazımdada dedigim gibi yat gez umursama nasıl olsa şefaat var diyerek boşla herşeyi demek manasına gelmez elinden geleni yaparak ALLAH ın emirlerini tutarak yaşa sonunda al mükafatını bu mükafat ALLAH ın hoşnut oldugu kimseler içindir.Nitekim ayetlerde bu yöndedir..aksini iddia etmenin bi anlamı yok..Hem bu torpilse bu dünyada yapılmış da olsa ki,dünyada olabilir diyorsunuz burda çelişki olmuş olmuyormu..Yani ahirette torpil yok dünyada varmı oluyor.?? Neden böyle çelişkili konuşuyorsunuz..
Torpil nerde olsa aynı degilmi dünya ahiret ne fark eder adam kayırmak ALLAH a yakışmaz diyorsunuzda ne diye dünyada torpil yapar kayırır diyorsunuz anlamak mümkün degil bu iddialarınız...Dünya da olunca torpil yapma iznimi doguyor dünyadakilere özellikmi tanınıyor.?? Hayır iddia larınızla çelişkidesiniz..İşin aslı ALLAH a boyun eğen onun emir ve yasaklarını tutan mükafatını alacaktır..ALLAH bu kullarına diledigi mükafatını verecektir.Her türlü mükafatı dileyebilirde..Eğer sizin iddianız dogru ise yani dünyada verecek bu şefaati demek yerinde bi fikir ise bende derimki dünyada olana bu kayırma ahirette neden olmasın???ki,ben dünyada olduğu konusunda sizinle hemfikir degilim...İşte gene iddia edilenler boş kuru iddia lar sadece aslı olmıyan sadece hayl ürünü iddialar..Mantıksız ve çelişki dolu...
Millete `Sefaat Ya Resulallah` cektiren ve ahirette tum Resulleri Hz. Muhammed karsisinda `sefaat dilencisi` goren yobazlar bakalim bu cirkefligin hesabini ahirette nasil verecek
???diyorsun..
Bende diyorumki ALLAH ın Kur'an ına küfür eden ALLAH ın emirleriyle alay eden ALLAH ın yolladıgı ayetlere sırt dönen inkar eden hafife alan Kur'an a hakaret eden ve Kur'an'a göre yaşamayan kafir kefereyi ALLAH a ve ahirete iman etmeleri takdirde cennete girecekler diyen Din tacirlerinin İslam ı satanların Kur'an ı satanların hesabı nasıl olacak???..Otel odalarında porno filmi izliyen Milleti in parasını site kurup çalan dolandıran ve İslam diye sözde Fetva veren bu pornocuların bu hırsızların hali nolacak???
Ayrıca alperen Ebu Hüreyre hakkında konuştugun herşeyden dolayı seni kınıyorum....Ona etmiş oldugun asılsız ifitiraları ben bana edilmiş iftira kabul ediyorum utanmanı tavsiye ediyorum ..Yalanlarınla uydurmalarınla iftira etme Hz MUHAMMED i öven bi hadis şerif bulup bu uydurulmuş masal geyik babası bunu uydurmuş deyipte iftira etme saygılı ol o bir Peygamber in dostu idi...Ama ne hikmetse bazıları bu sahabelere cok saldırıyor..
Aklıma 1997 da
Prof. Kristian Fenzl in yahudilerin telaviv de yaptıkları bi toplantıdan bahs edip şöyle dediği geldi.Onlar (yahudiler)Müslümanları Din lerinde sogutmak için bi takım çalışmalar yapmaktadır.Bunlardan biriside Din deki bütün hadislerin uyduruk oldugunu söyleyip fitne sokmak ve bunları rivayet edenleri karalamak...Nitekim bu çalışma ürün vermiş ve istenilende olmuştur...Önce airberg Hz Aişe Annemize Hz Ali'de gözü vardı diye iftira etmiş sonrada gerisin geri iddialar sürmüştü tıpkı senin iddiaların gibi..
.Evvela buhari hadislerini bulandırın gerisi kolay gelir demişler..Evet tam öyle oluyor ilk saldırıya mazur kalan buhari olmuştur..Ama sitenizde zaten hadis imam ları bunları bunlarıda ekliyelim nasıl olsa yuttururuz diye aralarında laf birligi etmişlerdir diyorsunuz..Hepsi uyduruk dediginiz dediginiz hadislerin aslını astarını attınız ama ne hikmetse bu asırlar önce konuşulmuş (sözde konuşulmuş) olan şeyi sanki kendiniz duymuş gibi hemen delil yapmışsınız kendinizi kandırıyorsunuz alperen seni terbiyeye davet ediyorum atıp tuttuğun Müslüman lık nida ların gibi ol ağzını bozmadan konuş...
Sevdigimiz insanlara hakaret edemezsin sevmiyorsan bu sana kalsın ama hakeret etme ben onun için canımı çekinmeden veririm yemin ederim bi dk tereddüt etmem aslada laf edilmesine göz yummam ALLAH ımdan dilegim onlar için ölmek Vallahi Billahi bu benim için bi şeref olur.. İNŞALLAH ALLAH ım bu duamı kabul ederde canımı onlar için veririm.. Kinin nefretin sana kalsın kusma lütfen bu kinini içinde kalsın herkesin seveni sevmeyeni var..Kuru iddialara dayanıpta laf atma dedigim gibi onlar için canını verecek çok insan var.....Senden rica ediyorum o tip kelimeleri kullanma.....
Eğer kullanacaksan yani onun yanlış birisi olduğunu düşünüyorsan ve ben yanlış insanların hatalarını yazarım diye diyorsan ozaman fetvalarını aldıgınız pornocuları dolandırıcıları milleti kandıran malum şahışlarıda yaz....Onların yaptığı bu insanlığa sığmıyan şeyleride yazki tarafsız oldugunu gerçekten adil olduğunu bilelim eğer dürüst bi insansan onlarıda yazmanı bekliyorum....Yok ben dedigin şeyleri bilmiyorum dersen be nsana her türlü ispat etmede yardımcı olacağım inanki (EBU HUREYRE ALLAH onun yolundan beni ayırmasın) nin hakkında emin olmadıgın kadar seni emin edecek deliller vereceğim dedigim gazate dergi site ne tür delil istersen sana yollarım..Dedigim gibi eğer dürüst biri isen onlarıda yaz..Değilsen zaten mesele yok.....
"34/23- Allah katinda, onun izin verdigi kimseden başkasinin şefaati yarar saglamaz. (Şefaat için izin verilip de) kalplerinden korku giderilince birbirlerine, "Rabbiniz ne söyledi?" diye sorarlar. Onlar da "Gerçeği" diye cevap verirler. O yücedir, büyüktür"
Ben ihvan enesin bu ayetin aşağısındaki yazılarını okuyamadım ve bu ayeti görünce yazacağı şeyleri büyük ihtimal ile tahmin ediyorum. Boş vakit bulunca okuyacağım...
Ancak ben de şu şekilde konuya katkıda bulunmak istiyorum. İnsan sorgularsa eğer;
Allah' ın izni olmadan hiç kimsenin şefaati başkasına yarar sağlamaz. Peki şefaati insanlar bu izin verilen kişilerden isteyeceklerse kimlerdir bunlar? Bunu arı duru biçimde rabbimiz bize Kuran' da neden bildir miyor? Yoksa şefaat yine Allah' tan istenecek te vakti geldiğinde izin verilenler bu şefaat dileyenlere şefaat mi edecekler? Yoksa şefaat izni verilenler kapsama alanlarındakilerden dilediklerine şefaat mi edecekler? Örneğin Berk' e şefaat izni verildi diyelim, bu Berk denen sevgili kul gidip Can' ın iyi durumunu bildiği için şefaat edebilme yetkisi mi alacak?Yoksa Can Berk' ten şefaat dilediği için mi Berk kendisine izin verildi diye şefaat edecek?
__________________ Zümer(27) Yemin olsun, biz bu Kur'an'da insanlara her türden örnekler verdik ki düşünüp öğüt alabilsinler.
Ayrıca
alperen Ebu Hüreyre hakkında konuştugun herşeyden dolayı
seni kınıyorum....Ona etmiş oldugun asılsız ifitiraları ben
bana edilmiş iftira kabul ediyorum utanmanı tavsiye ediyorum
..Yalanlarınla uydurmalarınla iftira etme Hz MUHAMMED i öven
bi hadis şerif bulup bu uydurulmuş masal geyik babası bunu
uydurmuş deyipte iftira etme saygılı ol o bir Peygamber in dostu
idi...Ama ne hikmetse bazıları bu sahabelere cok saldırıyor..
Selam
Ihvan_Enes
Ben
de haz aliyor degilim, birilerinin saygi duydugu bir adama duzenbaz
falan demekten. Ve okurlardan da ozur diliyorum. Ama tasi gedigine oturtma adina bazen de bu tip
laflari soylemek gerekiyor.
Ben
Ebu Hureyreye asilsiz iftiralar etmiyorum ki. Adam hakkinda yapilan
objektif degerlendirmeleri baz aliyorum. Ve kendi sozlerinden yola
cikarak yorum yapiyorum.
Benim
verdigim hadisi Hz. Muhammed`i oven bir hadis olarak nitelemissin.
Iyi de kardesim Hz. Muhammed`i ovmek icin diger Resullerimizi yerin
dibine sokmak mi gerekiyor? Bak o hadiste Hz. Adem, Hz. Musa. Hz.
Isa, Hz. Ibrahim nasil asagilaniyor. Bundan hic mi icin acimiyor?
Diger Resullerimiz (hasa) bu kadar mi bencil, bu kadar mi duyarsiz?
Bu kadar mi degersiz ve yetkisiz?
Ahirette
sefaat var veya yok ayri birsey, bu ayri bir sey. Iste bu densizligin
ismi Peygamberperestliktir.
Sergilenen
bu bu carpikligin Peygamber sevgisiyle uzaktan yakindan alakasi
bulunmamaktadir.
Asagidaki
palavra Hz. Muhammed`e de iftiradir, diger tum kutlu elcilerimize
de...
Alperen Yazdı:
110- Ebu Hureyre
şöyle buyurdu: "Rasulullah (s.a.v.) bir parça et
getirdi ona kolunu kaldırdı. Ve ona karşı taaccub duyuyordu.
Ondan bir parça kopararak şöyle dedi:
"Kıyamet
günü ben insanların efendisiyim, siz ondan bir şey
biliyor musunuz? İnsanların ilkleri ve sonları o gün bir
bölgede toplanırlar onları çağıran duyar, göz
onları görür.
Güneş de
onlara iyice yaklaşır ve güç yetiremeyecekleri kederli
ve gamlı mesajlar verilir. Onlar işte o kederleri taşıyamazlar ve
insanlar diğer bazılarına şöyle derler: 'Siz doğrulan şeyi
görmüyor musunuz? Rabbiniz önünde şefaat
edecek birini görmüyor musunuz?'
Bazı insanlar
diğerlerine de şöyle der: 'Sizin Adem'e gitmeniz
gerekir.' Bunun için Adem'e giderler ve ona derler ki:
'Sen beşerin babasısın, Allah seni kendi eliyle yarattı. Kendi
ruhundan sana üfürdü ve meleklere sana secde etmesi
için emretti. Onlar da ona secde ettiler. Rabbinin yanında
bize şefaat et. Bizim bulunduğumuz hali durumu görmüyor
musun?' Bunun üzerine Adem der ki, benim Rabbim daha önce
böyle hiç kızmadığı ve bundan sonra da böyle hiç
kızmayacak olduğu halde, bugün çok şiddetli bir
şekilde kızdı. Ve muhakkak ki o beni o ağaçtan nehyetti ve
ben ona asi oldum. Ah nefsim ah nefsim benden başkasına gidin.
Nuh'a gidin.' Bunun
üzerine Nuh'a giderler ve derler ki: 'Ya Nuh! Sen yeryüzü
ehline gönderilen Rasullerin ilkisin. Muhakkak ki Allah seni çok
şükreden kul diye nitelendir di. Rabbin yanında bize şefaat
et. Bizim içinde bulunduğumuz hali görmüyor musun?
Bize tebliğ edileni görmüyor musun?' (Bunun üzerine)
o şöyle der: 'Muhakkak ki benim Rabbim, daha önce böyle
hiç kızmadığı ve bundan sonra da böyle hiç
kızmayacak olduğu bir halde, bugün çok şiddetli bir
şekilde kızdı. Çünkü benim bir davetim vardı ve
ben onu kavmime davet ettim, ah nefsim, ah nefsim. Benden
başkasına gidin, İbrahim'e gidin.'
Bunun üzerine
İbrahim'e gelirler ve derler ki; 'Ya İbrahim! Sen Allah'ıh
nebisisin ve yeryüzü ehlinde onun hamilisin. Rabbinin
yanında bize şefaat et. Bizim içinde bulunduğumuz hali
görmüyor musun?' Ve onlara şöyle der: 'Rabbim bu gün
çok kızgın öyle ki bundan önce hiç böyle
kızmadı ve bundan sonra da hiç böyle kızmayacak. Çünkü
ben, üç tane yalan söyledim. -Ebu Hayyan onları
hadiste zikretti- Ah nefsim, nefsim, nefsim. Benden başkasına
gidin. Musa'ya gidin.
Bunun üzerine
Musa'ya gelirler ve şöyle derler: "Ey Musa sen
Allah'ın rasulüsün. Allah sena kitab indirdi ve seninle
konuşarak seni faziletli kıldı. Bizim için Rabb'inden
şefaat dile. Bizim ne halde olduğumuzu görmüyor musun?"
O da şöyle der: "Rabbim bugün çok kızgın.
Öyleki bundan önce hiç böyle kızmadı ve
bundan sonra da böyle kızmayacak. Ve ben emredilmeyen bir nefis
öldürdüm. Ah nefsim, nefsim, nefsim. Benden
başkasına gidin. İsa'ya gidin.'
Bunun üzerine
İsa'ya gelirler ve şöyle derler: *Ey İsa! Sen Allah'ın
Rasulüsün ve sen onunla konuştun. Seni Meryem'e Allah
verdi. Ve ondan bir ruh verdi ve beşikte insanlarla konuştun. Bizim
için Rabbine şefaat dile. Bizim ne halde olduğumuzu görmüyor
musun?' Bunun üzerine İsa şöyle der: 'Rabbim bugün
çok kızgın. Öyle ki bundan önce hiç böyle
kızmamiştı ve bundan sonra da hiç böyle kızmayacak. O
hiçbir günah zikretmedi . Ah nefsim, nefsim, nefsim.
Benden başkasına gidin. Muhammed'e gidin.'
Bunun üzerine
Muhammed'e gelirler ve şöyle derler: 'Ey Muhammed sen
Allah'ın Rasulüsün ve nebilerin sonuncusus un. Senin
önceden işlediğin günühlarını Allah mağfiret etti
ve sonradan işlediğin günahları da mağfiret etti. Bizim için
Rabbine şefaat dile. Bizim ne halde olduğumuzu görmüyor
musun?'
Bunun üzerine
çıkarak Arşa geldim ve Rabbime secde ettim. Sonra hüsnü
sena ettikten ve ona hamd ettikten sonra Allah benden önce hiç
kimseye açmadığı bir kapıyı bana açar. Sonra
Muhammed'e şöyle denir: 'Başını kaldır onu çıkar ve
al sonra da şefaat et. Bunun üzerine ben de başımı kaldırdım
ve şöyle dedim: 'Ümmetim ya Rab, ümmetim ya Rab,
ümmetim ya Rab.' Bunun üzerine Muhammed'e şöyle
denilir: 'Ümmetinden hesabı olmayan kişileri cennetin
kapılarından olan sağ kapıdan sok ve onlar diğer kapıların
haricinde o kapıda ortak olurlar.' Sonra dedi ki: 'Vallahi nefsim
elinde olan Allah'a yemin ederim ki cennetin kapı kanatlarından
olan bu iki kapı kanadının uzunluğu Mekke ile Hecir arasındaki
uzaklık gibidir. Veya Mekke ile Basra arasındaki uzaklık gibidir."
Son Peygamberimiz arsa cikiyor, secde ediyor ve ona baskasina acilmayan bir kapi aciliyor. Sonra da deniliyor ki; 'Başını kaldır onu çıkar ve
al sonra da şefaat et'. Hz. Muhammed neyi alip cikariyor oradan? Sihirli Sefaat Cubugunu mu? Bu anlatilanlara hangi Kur`an Muslamani kanar???
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Zumer 44. De ki: "şefaat, tümden ve sadece Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü/yönetimi O'nundur. Sonunda O'na döndürüleceksiniz."
dedigi halde tutup bir de `benim yanimda baskalarinin da sefaat yetkisi vardir` diyorsa (hasa) kendisiyle celisiyor demektir. Allah icin boyle birsey sozkonusu olamayacagina gore...
`Bize sefaat edilecektir, pacayi boylece kurtaracagiz` diyenlere karsi Rabbimizin `O'nun huzurunda, bizzat O'nun izni olmadıkça, kim şefaat edebilir!` sozunu bir meydan okuma ve iptal etme olarak almaliyiz yoksa celiski isnad etmis oluruz.
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Katılma Tarihi: 30 nisan 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
34/23- Allah katinda, onun izin verdigi kimseden başkasinin şefaati yarar saglamaz. (Şefaat için izin verilip de) kalplerinden korku giderilince birbirlerine, "Rabbiniz ne söyledi?" diye sorarlar. Onlar da "Gerçeği" diye cevap verirler. O yücedir, büyüktür"
Ben ihvan enesin bu ayetin aşağısındaki yazılarını okuyamadım ve bu ayeti görünce yazacağı şeyleri büyük ihtimal ile tahmin ediyorum. Boş vakit bulunca okuyacağım...
Ancak ben de şu şekilde konuya katkıda bulunmak istiyorum. İnsan sorgularsa eğer;
Allah' ın izni olmadan hiç kimsenin şefaati başkasına yarar sağlamaz. Peki şefaati insanlar bu izin verilen kişilerden isteyeceklerse kimlerdir bunlar? Bunu arı duru biçimde rabbimiz bize Kuran' da neden bildir miyor? Yoksa şefaat yine Allah' tan istenecek te vakti geldiğinde izin verilenler bu şefaat dileyenlere şefaat mi edecekler? Yoksa şefaat izni verilenler kapsama alanlarındakilerden dilediklerine şefaat mi edecekler? Örneğin Berk' e şefaat izni verildi diyelim, bu Berk denen sevgili kul gidip Can' ın iyi durumunu bildiği için şefaat edebilme yetkisi mi alacak?Yoksa Can Berk' ten şefaat dilediği için mi Berk kendisine izin verildi diye şefaat edecek?(kadim yazdı)
Selam kadim
Benim ayetlerden anladığım şekilde sorunuza yanıt vermeye çalışayım.
Şefaat Hasan Akçay'ın bir önceki yazısındada belirttiği gibi insanların işlemiş oldukları günahları bağışlatmak demek.
Bağışlayan ;Allah
Bağışlanan; kul
Bağışlatan(Allah tarafından kulun günahlarının bağışlanmasına vesile olan kimse); Allahın şefaat izni vermiş olduğu kul
Enbiya 25- 26- 27- 28 ayetlerde bağışlatan konumunda olan kimsenin bu işi nasıl yaptığı,bu kimseye verilen bağışlatma izninin ne anlama geldiği ve bunu nasıl yaptıkları anlatılmakta.
25. Senden önce hiçbir resul göndermedik ki ona şöyle vahyetmiş olmayalım: "Gerçek şu: İlah yok benden başka, artık bana kulluk/ibadet edin."
26. "Rahman çocuk edindi" dediler. Hâşâ, bundan arınmıştır O! Onlar, lütuflandırılmış kullardır.
27. Onlar O'nun sözünün önüne geçmezler; onlar yalnız O'nun emriyle iş yaparlar.
28. O, onların önlerindekini de arkalarındakini de bilir. Onlar, O'nun hoşnutluk verdiklerinden başkasına da şefaat etmezler. Ve onlar O'nun korkusundan titrerler.
Verdiğiniz örneğe göre; Berk bir peygamber olarak HAKKI tebliğ etmek suretiyle ,bunu kabul edip iman edenlere, şefaatci olmuş oluyor.Can ahrette Dünyadayken ben Berk peygamerin bana tebliğ ettiği üzere; onun Allahın kulu ve elçisi olduğuna inandım .Onun Allah adına bana ilettiklerine iman edip bu iman ile salih ameller işledim dediğinde ve bu rabbi tarafından kabul edildikten sonra Can cennete gittiğinde Can'ın şefaat edilmesine vesile olan kimse ona HAKKI doğru yolu tebliğ eden Berk olmuş oluyor.
Berkin Ahrette Canın falanca günahları affedilsin deme yetkisi yok.Berkin şefaati dünyada tebliğ ettikleriyle sınırlı.
34/23- Allah katinda, onun izin verdigi kimseden başkasinin şefaati yarar saglamaz. (Şefaat için izin verilip de) kalplerinden korku giderilince birbirlerine, "Rabbiniz ne söyledi?" diye sorarlar. Onlar da "Gerçeği" diye cevap verirler. O yücedir, büyüktür"
Bu ayetteki anlatımda bu anlayışın onayı şeklinde.Örneğin Hak peygamber olarak gelmiş peygambere uyanlar Allahın huzurunda toplandığında Allah iman edip salih amelleri işleyenlerin kalplerinden cehennem korkusu gideriliyor.Rabbiniz ne söyledi? Gerçeği..Bu gerçek ;Hakkı tebliğ eden peygamberin dünyada söylemiş olduğu gerçeklerin doğruluğu.Allah katında şefaat etmeye (hakkı tebliğ edip doğru yolu bulup bağılşlanmaya)vesile olan kimselerin şefaatinin ahretteki anlatımı bu.
__________________ O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
Benim
verdigim hadisi Hz. Muhammed`i oven bir hadis olarak nitelemissin. Iyi de
kardesim Hz. Muhammed`i ovmek icin diger Resullerimizi yerin dibine sokmak mi
gerekiyor? Bak o hadiste Hz. Adem, Hz. Musa. Hz. Isa, Hz. Ibrahim nasil
asagilaniyor. Bundan hic mi icin acimiyor? Diger Resullerimiz (hasa) bu kadar
mi bencil, bu kadar mi duyarsiz? Bu kadar mi degersiz ve yetkisiz?
Diğer peygamberlerimize “Şefaat Dilencisi” etiketi vuranlardan
birisi: Prof. Dr. Mahmut Esat Coşan.
Bakın sinesi Muhammed aşkıyla(!) yanan hazret ne buyurmuş:
Mahşerde bütün peygamberler, Peygamber Efendimiz’in
hadis-i şerîfinde bildirdiği üzere, bir kenarda boynu bükük böyle
bekleşecekler. İnsanlar o peygamberlere gidecekler. Hangi
peygambere gittilerse, Âdem AS, İdris AS, Nuh AS, Musa AS, İsâ AS... Gidecek
diyecekler ki:
“—Çok sıkıntıdayız, sen
Allah’ın peygamberisin, lütfen şefaat eyle..”
Hepsi başları önde eğik, hepsi kendisinin dünyada başından
geçmiş olan bir hadiseyi beyan ederek, mazeret ileri sürecekler. Mahşer halkı
Peygamber SAS Efendimiz’e gelecek, peygamberler bile Peygamber Efendimiz’den
meded isteyecekler. Doğru.
Peygamberler bile Hz. Muhammed'e boyunlarını büküp el medet çekecekse, onların bile şefaat etmeye yetkileri yoksa kimdir bu ahirette şefaat etmelerine izin verilenler?
Şeyh efendiler olabilir mi acaba???
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Katılma Tarihi: 30 nisan 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam
Adının önünde prof. Dr. ünvanları Almış birinden bunları duymak gerçekten çok üzücü.Kuranın içinde insanları kula tapınmaktan men etmek için bulunan onca mesaja rağmen birileri çıkıpta kula nasıl ilahlık sıfatlarını verebiliyor?
İnsanlardaki kulu yücelemek onu Allahın sıfatlarıyla donatmak alışkanlığı binlerce yıldır hep var ,böyle gelmiş böylede gidecek gibi görünüyor.
Bence bunun nedeni inançtaki samimiyetsizlikten ileri geliyor.Gözüyle görmediğini kalbiyle görüp iman edememekten kaynaklanıyor olmalı ki inandıklarını söyledikleri Rabbin yanına mutlaka bir kulu koyup işi şirke kadar götürebiliyorlar.
__________________ O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma