Merhaba

 Daha onceki bir yazimda Muhammed'den sonra bir resul veya nebi gelip gelmeyeceginin Kuran tarafindan acik ve net olarak belirlenmedigini belirtmistim. Hatem kelimesinin  sonlayan,kapatan,kilitleyen olabilecegi gibi,   muhure istinaden onaylayici anlami da tasima ihtimali bulundugunu soylemistim. 

Konumuza  iliskin ayetin gectigi Ahzap suresi,Medineyi kusatan ordularla isbirligine giren bolge halkinin savas sonrasi  oyunlarini bozmaya yonelik uyarilarin    cok yogun bir sekilde kulanildigi bir suredir.  Bolgenin  yahudi nufusunun bir kisminin    ozellikle muhatap alindigi gorulmektedir. Inananlar  Nebi- Resul Muhammed'e  karsi girisilebilecek her turlu saldiriya karsi uyarilmakta ve Ona tam destek olmaya, onu koruma altina almaya cagrilmaktadirlar. Iste bu Resul-Nebi Muhammed  kitap ehlinin kendilerini kabullendikleri her resul ve nebiyi taniyan-onaylayan  icinde bulunulan ortamdaki son nebidir.

Ayrica Resul  kelimesinin kullanilmasinin  yanisira Nebi kelimesi ozellikle on plana cikarilmaktadir. Yahudi toplumunun eski ahid peygamberleri icin kullandigi bu kelimenin yogun bir sekilde kullanilmasi bir tesaduf degildir. Bir cok islam alimi bu hususta hataya duserek istilahi anlamda kullanilirken ayni kisiyi kasteden    bu isimlerin    birbirinden farkli anlamda kullanildigi zannina kapilmislardir.

Muhammed'den sonra herhangi bir resul veya nebi gelecegi konusu kuranda hic gundeme gelmemistir. Dogal olanida budur. Zira Kuran icinde yasanilan zamanin her an son bulabilecegi bilincini olusturmaya agirlik vermistir. Muhammed'den belli  bir sure sonra baska bir Resul veya nebinin gelebilecegi haberi bu mesajlara golge dusururdu. Hem Kuran'in hemde onu getirenin prestiji sarsilirdi. 

Ben kayda gecmis Tarihi bilgilerin isigi altinda, Muhammed'den bugune kadar gecen zamanda gelmis bir resul veya vahiy oldugu inancini tasimiyorum. Gunumuzdeki sarlatan peygamberlerin durumu zaten ortadadir. Icimizde oldugu soylenilen resul hakkinda hic bir bilgiye sahip degilim bu yuzden yorum yapmam soz konusu olamaz. Bursa cemaatinden bu sitede tanidiklarim benim anlayisima gore buyuk bir yanilgi icinde olan kimselerdir. Tarikat tarzi bir yapiya sahip olan bu  kesim aralarindan, olsa olsa bir seyh cikarir. Bu kimselerin fanatik yapisi Kuran hareketine cok zarar vermektedir.

Ben herhangi bir resul veya nebi beklentisinde degilim. 

Kuran hareketinin  organizeli bir yapiya  kavusmasi icin  resul beklemenin ,mehdi beklemekten hic bir farki yoktur. Eger kimsenin kendisini sinirlama yetkisi olmayan Yuce Allah bir resul gonderirse ona ilk karsi gelenler onun gelisini bekleyenler olacaktir.

Ben risalet-nubuvvet zincirinin son buldugu veya bulmadigi hususunda spekulasyonlara girmenin gereksiz olduguna inaniyorum.

Allah neyi dilerse o olur.

Kadir

 Merhaba

Birde sunu ifade etmek isterim, bazi arkadaslar Allah'tan direk vahiy almanin haricinde lugat anlaminda resul kelimesini kullanmaktadirlar . Bu sekliyle resul,uyarici vb. kelimeleri siradan kullanmanin elestirdigim anlayistan ayri tutulmasi gerekir. Buna ragmen istismarcilarin eline malzeme vermemek icin titiz davranmaliyiz.

Allah'a emanet

 Sayin bembeyaz illaki bir resul gelecek anlayisi nekadar yanlissa sizde  bir o kadar yanlissiniz. Allah kimseyi hukmune ortak etmez. Gaybi yalniz o bilir. Bizi ilgilendiren icinde bulundugumuz ortamdir.   Ne kadar devam edecegini bilmedigimiz dunya yasaminin, hic bilmedigimiz ortamlari hakkinda fikir beyan etmek abesle istigalden oteye gitmez.

Allah'a emanet

Değerli Kadir bey ilgiyle takip ettiğim kişilerden biride sizsiniz ancak yazılarınızda genellikle her iki sonucuda onaylayan yada onaylamayan bir tutum gözlüyorum.

sizce bu kadar temkinli olmak ilim ehli kişilerin inandırıcılığına gölge düşürmezmi.

birde herkesten ricam yakınen tanımadığı insanlarla ilgili kanaat belirtirken dışlayıcılıktan ve yaftalamaktan uzak olunması

mesela ben başka ağızlardan duyma yerine sözü edilen kişinin cd'lerini dinledim ve çok istifade ettim

son derece tutarlı ayakları yere sağlam basan insana güven veren bir uslubu var

anormal bir teklifi yok ayrıca bu forumda asılı bulunan alak suresinin ilk beş ayeti konulu yazıda kendisini dinleyen arkadaşlarının derlemesiymiş.bu yazıda cidden muazzam bir bakış açısı bana göre.

doğrusu ben Ali Aksoy gibi uyarıcıların kıyamete değin geleceğine iman eden biriyim

hayat boş değil ve bu imtihan bir daha tekrar edilmeyecek hiç bir önyargım yok bütün duyu organlarım açık heran her şey olabilir diye bekliyorum

hayatım Kuran diyen insanları aramakla geçti.ilk fırsatta inşallah bu şahıslada tanışmak için çabalayacağım

Sevgiler..

nisa, 125.

"İşlerinde doğru olarak kendini Allah'a veren ve İbrahim'in, Allah'ı bir tanıyan dinine tabi olan kimseden dince daha güzel kim vardır? Allah İbrahim'i dost edinmiştir."

al-i imran, 68.

"İnsanların İbrahim'e en yakın olanı, ona uyanlar, şu Peygamber (Muhammed) ve (ona) iman edenlerdir. Allah müminlerin dostudur."

maide, 54.

"Siz ey imana ermiş olanlar! Eğer imanınızı kaybederseniz, Allah, zaman içinde [sizin yerinize] O'nun sevdiği ve O'nu seven insanlar geçirecektir; müminlere karşı alçak gönüllü, hakikati inkar edenlere karşı onurlu; Allah yolunda üstün çaba gösteren ve kendilerini kınayabilecek kimselerin kınamasından korkmayan [insanlar]: Bu, Allah'ın dilediğine bağışladığı lütfudur. Allah (lütfunda) sınırsızdır ve her şeyi bilendi"

al-i imran, 31.

"(Resulüm! ) De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir"

enfal, 29.

"Siz ey imana erişenler! Eğer Allah'a karşı sorumluluk bilinci içinde olursanız O size, hakkı bâtıldan ayırmaya yarayan bir ölçü bahşedecek ve kötü işlerinizi silip örtecek, sizi bağışlayacaktır: Çünkü Allah, bağış ve cömertliğinde sınır olmayandır."

hud, 34.

"çünkü size öğüt vermek istesem de, eğer Allah sizin azgınlık içinde kalmanızı dilemişse, benim öğüdümün size hiçbir yararı olmaz. Rabbiniz O'dur ve hepiniz er geç O'na döneceksiniz.”

ahzab, 29.

"Yok eğer Allah'ı, Elçisi'ni ve ahiret hayatının [güzelliklerini] istiyorsanız, [bilin ki] Allah, içinizden güzel işler yapanlar için büyük bir ödül hazırlamıştır!”

hucurat, 14.

"BEDEVÎLER, “Biz imana erdik” derler. De ki [onlara, ey Muhammed]: “Siz [daha] imana ermediniz: ‘Biz [zahiren] teslim olduk’ demeniz daha doğrudur; çünkü [gerçek] inanç henüz kalplerinize girmiş değil”. Ama Allah'a ve Elçisi'ne [gerçekten] kulak verirseniz O, hiçbir işinizin  boşa gitmesine izin vermez: çünkü şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, bir rahmet kaynağıdır.

demek ki hem Allah'a,

 hem de elçisi Hz. muhammed'e

kulak vermek lazımdır...

Yüce Allah bu ayrımı yaptığına göre, bunun bir anlamı muhakkak olmalıdır...

Allah sözü kur an ve son elçinin sahih uygulamaları bizler için önemlidir....

kuran böyle diyor...

ayetler bizi hep bu sonuca götürüyor....

selam ve dua ile...

araf, 158.

De ki [ey Muhammed]: “Ey insanlar, şüphesiz, ben Allah'ın hepinize gönderdiği bir elçiyim; O (Allah) ki, göklerin ve yerin egemenliği O'na aittir! O'ndan başka tanrı yoktur; hayatı ve ölümü bahşeden O'dur!”  Öyleyse artık inanın Allah'a ve O'nun Elçisi'ne! Okuması-yazması olmayan, Allah'a ve O'nun sözlerine inanan Haberci'ye. Ona uyun ki doğru yolu bulasınız!"

başka elçiler beklemeye gerek yok...

rum, 29.

"Ne var ki, zulüm işlemeye şartlanmış olanlar bir [hakikat] bilgisine dayanmadan kendi arzu ve heveslerinin peşinde giderler. Allah'ın [bu şekilde] saptırdıklarını kim doğru yola sevk edebilir ve [bu işde] kim onlara yardım edebilir?"

bakara, 78.

"Onlar arasında ilahî kelâmın gerçek bilgisine sahip olmayan, kitap ile ilgisiz insanlar var; [ki bunlar] sadece birtakım kuruntular[a tâbi olurlar] ve zanna dayanırlar"

al-i imran, 20.

" halde [ey Peygamber,] seninle tartışanlara de ki: “Ben tüm benliğimi Allah'a teslim ettim ve bana tâbi olan herkes [de öyle yaptı]!” Daha önce vahiy verilmiş olanlara ve kitap ile ilgisi olmayanlara sor: “Siz [de] kendinizi O'na teslim ettiniz mi?” Ve eğer O'na teslim olurlarsa muhakkak doğru yol üzerindedirler; ama yüz çevirirlerse, unutma ki senin görevin sadece mesajı iletmektir: zira Allah, yarattıklarını[n kalplerindeki her şeyi] görür"

nisa, 64.

"Zira Biz her peygamberi, ancak, Allah'ın izniyle kendisine tâbi olunsun diye göndermişizdir. Eğer onlar, kendi kendilerine zulmettikten sonra, sana gelip Allah'tan bağışlanma dileselerdi -Peygamber de onların bağışlanması için dua etseydi- Allah'ın tevbeleri kabul edici ve bir rahmet kaynağı olduğunu tereddütsüz görürlerdi"

hz. muhammed i bırakıp başkaca "peygamber" aramak bu ayete karşı gelmektir....

son peygamber o'dur.. başka rasul gelmeyecektir...

enam, 116.

"Şimdi, eğer yeryüzünde [yaşamakta] olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan saptırırlar: onlar ancak [başkalarının] zanlarına tâbi olurlar ve kendileri hiçbir şey yapmayıp sadece tahmin yürütürler"

fatır, 6.

"Şeytan, sizin apaçık düşmanınızdır: öyleyse siz de ona düşman olarak muamele edin. O, kendisine tâbi olanları, ancak, yakıcı ateşe mahkum olanlar arasında yer alacakları bir âkibete çağırır"

mülk, 28.

"DE Kİ [ey Peygamber]: “Ne sanıyorsunuz? Allah isterse beni ve bana tâbi olanları yok eder, isterse bize şefkatiyle rahmet eder.  Peki, [siz] hakikat inkarcılarını [öteki dünyada] şiddetli azaptan koruyabilecek kimse var mı?” "

evet... ayetler açık anlamak isteyenler için...

bizden hatırlatması.....

son elçi hz. muhammed dir.... onun mesajı kur'an, kıyamete kadar hükmü baki olan bir kitaptır...

selam ve dua ile...

sevgili bembeyaz bu kadar eleştiri almanıza rağmen hala burada kalmanız bence sizin güzellikler peşinde olduğunuzun açık bir göstergesi.

ama bende size hiç katılmayanlardanım.Allah ile resullerini ayrı telden çalan durumuna düşürmenizi doğrusu çok yadırgıyorum.

size çok net olarak şunu söyleyeyim bildiğim kadarıyla diyanette görevli bir memursunuz

bu kurumu terk etmediğiniz sürece Kuran'ın doğrularına ulaşamazsınız

biliyorum bu çok zor.ama başarmaktan başka çareniz yok.çünkü hem o kurumda kalacaksınız hem de onların ilkelerini reddedeceksiniz bu mümkün değil.

sizi açmazlara sürükleyen bu durumunuzdur yoksa siz bir çok şeyi fark edecek çaptasınız.

Kuran dan başka hüküm kaynağı aramak şirktir ve bu kurum bu şirkleri üretmek bunun üzerinden her türlü rantı elde etmek için vardır.

Allahtan bir çıkış yolu arayın lütfen.

Sevgiler..

selamlar,

Kuran dan başka hüküm kaynağı aramak başka, kur'an'a dayanılarak ortaya konulmuş örnek uygulamaları, (sahih sünneti) ictihadları, yorumları anlamaya ve yaşamaya çalışmak başkadır...

şirk kavramını iyi araştırınız...

kurana yüzeysel bakan ama derinliklerine inemeyenler, ileride bocalarlar ve alabora olurlar...

olmuşlardır da...

genellemeci olmak iyi değildir.. seçici olunuz... daha çok araştırınız....

"sadece kur an bize yeter" anlayışı son derece yanlış, eksik ve hatalı bir anlayıştır...

bu anlayış yakında yeni türk peygamberler çıkartırsa şaşmayacam...

ben de söylemesi...

zira gidişat onu gösteriyor... o peygamberin müntesipleri de kuran dan giderek uzaklaşıyor...

neyse... ben sadece bu ve bir iki başlıkta yazıyordum...

artık ara versem iyi olacak...

yapacak işlerim birikti... zamanım yok..

ara ara gelirim...

herkese sağlam bir muhakeme diliyorum...

derin anlayış diliyorum.... objektif ve tutarlılık niyaz ediyorum..

ben Allah'ın ve O'NUN SON ELÇİSİ hz. Muhammed'in yolundayım...

başka peygamber aramıyorum ve beklemiyorum..

bana hz. kur an ve sahih sünnet yeter....

yegane hüküm Allah'ındır..

Allah'ı seven Hz. Muhammed'e ittiba eder...

ben de zaten O'na ittiba etmişim....

kalanlara selam olsun...

herkese mutluluklar....

selam ve dua ile..

Merhaba sayin Nihad Beyan, benim her anlayisi tasdik ettigim intibaniz yazdiklarimi tam olarak anlamadiginizi gostermektedir. Biraz daha dikkat ederseniz farkina varirsiniz. 

Sizden iki ricam var. Birincisi bu sitede kullandiginiz daha onceki nikiniz. Ikincisi kendisini cok muhterem gordugunuz bu zatin kim oldugunu belirtmeniz. Ben sahsen kendisi resul olarak tanimlanmis bir kimseyi bilmiyorum. Bazi arkadaslar  bana cd gondermek istemislerdi ve bende buna gerek olmadigini soylemistim. Herhalde bahsettiginiz kimse bu sahis. Sizce bu kimse bir  resulmudur?  Sizi bu kanaate sevkeden nedir?

 Bahsettiginiz Alak suresine dair yapilan izahlar benim kanaatime gore, cok yuzeysel bir nitelige sahip. Isim kelimesini tanimlama olarak gormenin golgesinde bir anlayis uretilmis. Bence epey zorlamalar yapilmis. Klasik mufessirler boyle yaparken kabahat olanlar bu kimseler yapinca maharet sayilmaktadir. 

Allah'a emanet

Kadir

selam,

"Bize yalnız kur'an yeter" diyen kardeşlerin, bir peyamber beklemelerini

anlamakta zorlanıyorum. "Rasul ve nebi" kavramlarının arasının açılmasını da anlamakta zorlanıyorum. İsmail(a.s) "19:54" ne ehl-i sünnetin dediği rasul-nebi kavramına uyuyor nede diğer tariflerin.

Bu "yeni" gelen her neyse foksiyonel olarak ne yapacak? Bize Kur'an'ı Kerim'i mi okuyacak? Vahiy alacak mı? veya alıyor mu?

Yüklerimizi hafifletecek mi?

Kırk küsür yaşındayım "laik mehdi'den, 19 mucizesini göstern rasule kadar bir çoklarını biliyorum. Doksanlı yıllarda evimde de "misakın elçisini(?)" misafir etmiş biri olarak "kur'an'i söylemi" bulandırma girişimi olarak görüyorum ben bu kıpırdanmaları. Yukarıdaki söylediklerimin tamamı "kur'an'daki islam, yanlız kur'an" söylemleriyle bunları yaptılar/yapıyorlardı.

tecrübede "bilgi kaynağı"dır.

selam ve dua ile,

rıdvan