Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 201
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selam
öncelikle hasanokteme çok yerinde ve isabetli katkılarından teşekkür ederim
burda mecaz mı yoksa benzetme(teşbih) sanatımı var birincisi mecazın olması mümkün değildir çünkü bu yaptırım gerektiren bir uygulama. Burdaki benzetme de hayatın içindeki alanı kapsar ki tıpkı işini gereği gibi yapana işini dörtdörtlük yapıyor benzetme sanatı kullanarak ifade ederiz .kanaatimce uygulama gerektiren bu emre hayatın içinde/akışında fıtrat penceresinden müşahede edilince rahatlıkla hasan kardeşin dile getirdiği
(ellerini kesin " ifadesinin = ellerinin bu çirkin fiili işlemesine ENGEL olun, son verin, bu çirkin fiil(ler)in son bulması için ne gerekiyorsa ( infak-sadaka-prensib-uygulama-şart/vaziyet oluşturma-ekonomik kararlar -mal'ın zenginlerde birikip toplanmasına müsaade etmeme gibi vb.vb. ) yapın, yapın, yapın. gerekiyorsa, failin durumuna göre bu çirkin işi yapan insanı bir süre özgürlüğünden mahrum edin...adamın trilyonları var hâla kamunun mallarını bizans entrikalarıyla gaspetmeye çalışıyor.( bence) bunu ömür boyu özgürlüğünden mahrum edin... o pis ellerini kamu veya herkiminse mallarının üzerinden KOPARIN...onu bir şekilde engelleyin...evde kıvranan hasta çocuğuna ilaç alacak parası olmadığı için eczane'den ilaç gaspeden bir zavallının " bu hareketi " yapmasını ENGELLEYİN, bu hareketini KESİN...O'nu bu duruma getiren ve bu aciz durumda tutan şartları değiştirin...O'nu bu zor ve aciz durumdan kurtarın...O'nun ellerinden tutun...dengeyi sağlayın...bu kardeşinizi açlıktan ve sefaletten kurtarın...bunu yapmanız insanî /toplumsal/ içtimaî / Maide38 vb. gereği bir sorumluluktur.)
bu gerçek lap diye yerine oturur .
__________________ ALLAH'IN EVRENSEL HAK DİNİ = Aklı doğru modda kullanarak yaratıcının bizde yarattığı yaratma yetisini işleterek yapımızdakileri sistematize edip ,kendimizle ve doğayla uyumlu bir yaşam sürmektir
Ellerini engelleyin ,Ellerini bitirin ya da ellerini sonladırın
Bu ifadeler mecazlı anlatım değil midir?kesmek fiilini "el" ile kullanınca anlaşılması muhtemel 2 anlam var 1. anlam elin kesilip atılması 2. olan mecazlı anlam olan ellerinin engellenmesi bitirilmesi sonlanması.
Suyu kesmek ifadesindeki anlatımda kesmek fiili engellemek anlamındadır.Bu ifadede hiçbir şekilde kesmek fiilinin anlamını bıçakla kesip atmak anlamında alamayız.Bu ifadede ki gibi kesinlik içiren anlam yapısı söz konusu ayette yok.İşte benim ayetle ilgili sorum bu?Neden bu kesinlik yok.
hangi anlam uygun düşerse o anlamı alırız demeden hayır bu ayetteki anlam kesinlikle budur neden diyemiyoruz?
__________________ O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
kurandaki elleri kesin ifadesi aynen yazıldığı ve okunduğu gibidir...
yani fiziksel olarak ellerin kesilmesi tıp dilinde ampute edilmesidir...
bu tür cezalar o dönemde uygulanmakta idi...
o dönemde uygulanan ceza ne ise onu uygulamayı önermiştir...
yani hırsızlığı cezasız bırakmayın ona cezasını verin ...
bu cezalandırma esnasında da zayıfa katı güçlüye ymuşak ceza verip torpil yapmayın ...
çifte sıtandart uygulamayın...
adil olun...
bir suça ne ceza belirlediniz ise onu uygulayın...
bu gün bu hırsızlığığa karşı belirlenen cezalar ne ise o adilce uygulanmalıdır...
üç yıl hapis beş yıl hapis yada tazminat her ne uyguluyorsanız bunları ihmal etmeden ve adilce uygulayın...
allah hırsızın elini niye kesmediniz diye sormaz...
hırsızı neden cezalandırmadınız ve hırsızlığı neden önlemediniz diye sorar...
__________________ O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Ellerini engelleyin ,Ellerini bitirin ya da ellerini sonladırın
Bu ifadeler mecazlı anlatım değil midir?kesmek fiilini "el" ile kullanınca anlaşılması muhtemel 2 anlam var 1. anlam elin kesilip atılması 2. olan mecazlı anlam olan ellerinin engellenmesi bitirilmesi sonlanması.
Suyu kesmek ifadesindeki anlatımda kesmek fiili engellemek anlamındadır.Bu ifadede hiçbir şekilde kesmek fiilinin anlamını bıçakla kesip atmak anlamında alamayız.Bu ifadede ki gibi kesinlik içiren anlam yapısı söz konusu ayette yok.İşte benim ayetle ilgili sorum bu?Neden bu kesinlik yok.
hangi anlam uygun düşerse o anlamı alırız demeden hayır bu ayetteki anlam kesinlikle budur neden diyemiyoruz?
öncelikle teşekkürler Hatırlatıcı ( Orhan ) Kardeşim. ilk sayfadan beri konuya getirdiğiniz detaylı açıklamalarınız için. hele 19.sayfadaki " eli hırsızlıktan dolayı kesilen bir failin, daha sonra (alışkanlık bu ya...) bir daha hırsızlık yaparsa " el kesme(!)emrini nasıl yerine getireceğimizi sorgulayan " yoksa monte edip'de bir daha mı keselim diyen cevabınıza bayıldım resmen...gerçi senin burada cevap arayan sualini, hadis iddialarının yanıtsız(!) bırakmadığını söyleyeyim...( ileriki mesajlarda bu hadis iddialarına yer vereceğim inş...)
Selam Savana Kardeşim,
öncelikle, yıllar önce şahit olduğum bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum :
gecenin birinde,hastalanan çocuğuma ilaç almak üzere gittiğim nöbetçi eczanede, sıramı beklerken; tam da önümdeki kişinin eczacının uzattığı ilaç poşetini alıp, " bir daha bu poşeti geri vermem " dercesine sırtına kadar götürdüğünü görünce garipsedim önce...mesele anlaşıldı tabi. ademin/ adamın parası yoktu...borcum ne kadar? diye hırıltılı bir sesle sorduğu soruya : 12 YTL cevabını alınca, cebinden çıkardığı 5 YTL' yi masanın üzerine bırakıp " başka param yok! " dedi. öte yandan elinde sımsıkı tuttuğu ilaç poşetini, hemen arkasında duran benim, hemen hemen karnımın önünde tutuyordu...sinirlenen eczacıyı görünce, olay büyümesin vs. diye elimi cebime atıp 7 lirayı ben vermek istedim. ancak, tam o anda eczacının " git kardeşim, git! " gibi cümlelerle adamı gönderdiğini gördüm...belliki bana yabancı olan bu olay, eczacıya yabancı değildi...belkide/ hatta demek ki sonraları çıkan yeşil kartın sebebül hikmeti de buna benzer " hasta sorunları" olaylarının sıklaşması nedeniyleydi...yani aslında burada, devlet ( ister populizm diyelim ister mecburiyetten...) yeşil kart vererek, yoksul hastaların ellerini hırsızlık ve gasp yapmaktan koparıp kesmiştir...dersek herhalde yanlış bir şey söylememiş olacağız...bir poşet ilaç için, nöbetçi eczacıyı kavga sonucu öldüren bir baba'nın haberi hâla belleğimdedir...
hatırlayacaksınız, Nisa 34 ile ilgili tartışmalarımızda konu birçok anlama gelen " vadribuhunne " kelimesine ( mevcut anlamlarından...) hangisinin daha muvafık düştüğünde kilitlenmişti...bu kelimenin " dövmek" anlamına geldiği gibi " yol vermek, uzaklaştırmak " anlamına da geldiğini müzakere etmiştik. bu tartışmaların normal olduğunu, çok da garipsenmemesi gerektiğini düşünüyorum. elbette normal hayatımızda karşılaşıp, olağan gördüğümüz gibi, Ayet meallendirmelerinde de ; konunun gelişi-gidişi / ilk cümlelerin sonraki cümlelerle irtibatı, alâkası ve anlam tutarlılığı / siyak u sibakı , özellikle Kur'an bütünselliği açısından Ayet'in yüklenmesi İCAP eden anlam, ; bizim karşılaştığımız çok anlamlı bir kelimenin " hangi anlamını " tercih etmemiz gerektiğine bizi götürmektedir...burda bize düşen, kendimizi kelimenin bir anlamını kabul için kendimizi zorlamamamız ( sizi tenzih ediyorum, genel konuşuyorum), objektif, yalın, katışıksız olmalı ve parçaya bakarken BÜTÜNÜ gözden ırak etmemeli, bütünü gözden hiç kaçırmamalıyız...tabiki Kur'an ile mutabık olduğunu , Ayetler ile çakışıp, muvafık olduğunu zannettiğimiz bir sonucun ( yine aynı kriterler mucibince) yanlış olduğunu, aslında Kur'an'ın başka bir şey demek istediğini gördüğümüz anda, doğruya inkılab etmemizin de gerektiğini söylemeye hacet yoktur...bunları neden söyledim : kelimelerin uygun karşılıkları konusunda meallerde sözkonusu problemler yaşanmaktadır da ondan. örneğin Maide 38'deki kata'a fiilini gördüğüm meallerin sanırım hepsi de " ellleri bileklerinden kesme " diye manalandırmışlar...neden kelimenin diğer anlamlarını değilde bu anlamını tercih ettiklerini ( çıkmam gerektiğinden dolayı)diğer iletimde müzakere etmeye çalışacağız inşaAllah.
Muhabbetle
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
öncelikle teşekkürler Hatırlatıcı ( Orhan ) Kardeşim. ilk sayfadan beri konuya getirdiğiniz detaylı açıklamalarınız için. hele 19.sayfadaki " eli hırsızlıktan dolayı kesilen bir failin, daha sonra (alışkanlık bu ya...) bir daha hırsızlık yaparsa " el kesme(!)emrini nasıl yerine getireceğimizi sorgulayan " yoksa monte edip'de bir daha mı keselim diyen cevabınıza bayıldım resmen...gerçi senin burada cevap arayan sualini, hadis iddialarının yanıtsız(!) bırakmadığını söyleyeyim...( ileriki mesajlarda bu hadis iddialarına yer vereceğim inş...)
örnek 1 :
Atâ'ya ( İslam(!) hukukçularından ) göre; hırsız ilk hırsızlık yaparsa eli kesilir. bundan sonra ne kadar tekerrür ederse etsin eli kesilmez. tekrarlarsa ta'zir cezası verilir...
örnek 2 :
zahirilere göre; iki elin birlikte kesilmesi gerekir. tekrarlarsa ta'zir cezası verilir. delilleri Kur'an+sünnete göre " eller " denmiştir," ayaklar " denmemiştir...
örnek 3 :
Ebu Hanife , Şia'nın zeydiyye kolu ve Hanbeli lere göre önce sağ eli kesilir. tekrarlarsa bu sefer sol AYAĞI kesilir. tekrarlarsa hapsedilir. delilleri ise Ebu Hüreyre'den rivayet edilen : hırsızın elini kesin, tekrarlarsa AYAĞINI kesin şeklindeki hadis iddiasıdır...
örnek 4 :
Hz.Ömer ve Ali, hırsızın elinden ve ayağından fazla bir organın kesilmesini gerekli görmemektedirler. Hz.Ali'ye bir hırsız getirilmiş, eli ve AYAĞI kesikmiş...Hz.Ali başka bir uzvunu kesmemiş...ve şöyle demiş : ona dokunacağı bir el ve yürüyeceği bir ayak bırakmamaktan dolayı Allah'tan HAYA ederim...
örnek 5 :
Maliki, Şafii ve Hanbeli mezhebinde 2.görüşe göre : önce sağ el, tekrarlarsa sol AYAK, tekrarlarsa sol el, tekrarlarsa sağ AYAK kesilir. yine tekrarlarsa ölünceye veya tövbesi aşikar oluncaya kadar hapsedilir. delilleri Ebu Hureyre'den rivayet edilen hadis'tir.
örnek 6 :
İmam Malik ve Şafiî, iki elin ve ayağın kesilmesinde müttefiktirler.fakat İmam Malik, açıkça SAKAT olan elin veya ayağın kesilmemesini öngörür. parmakların çoğunluğunun veya üç-dört parmağın KOPMASI halinde de İmam Malik, elin veya ayağın sakat olduğunu kabul eder.İmam Şafii ise, SAKAT'da olsa elin ve ayağın kesilmesini öngörür.ancak kesilmesi halinde kanın durmamasından korkulursa kesilmemesini gerekli bulur. Şafii, TEK BİR PARMAĞIN bulunması halinde de elin kesilmesini kabul eder...hatta Şafii mezhebinde bazı fakihler, PARMAKSIZ ELİN AYASININ KESİLEBİLECEĞİNİ dahi belirtirler...
e vallahi bu kan kelimesinden gına geldi , daha yazamayacağım artık...Rahmet ve Merhamet dini mi, bir yumurta çaldı diye elleri ve ayakları doymadan kesip kesip uçuran bir din mi? Kur'an, bize böyle vahşi bir din görüntüsü vermiyor..." böyle değil " de o sebeple vermiyor...neden vermiyor...çünkü, bu din asla ve kat'a vahşi bir din değildir de ondan...
Muhabbetle
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
sürekli takip ettiğim bir siteye sonunda yazı yazmakda
Nsipmiş...Rabimden hayr getirmesini diliyorum...
Almanya Federal Emniyet Teşkilatı'nın istatistiklerine göre 2007 yılında 6 milyon 284 bin 661 kişi suç işledi. Bu rakam, bir önceki yıla oranla yüzde 0,3 az. En çok işlenen suçların başında yüzde 40'lık oranla hırsızlık gelirken, bunu yüzde 15'le dolandırıcılık ve mülke zarar verme takip ediyor. detaylı bilgi için(http://www.dw-world.org/dw/article/0,,4188385,00.html)..
yani % 55 hırsızlık,dolandırıcılık,mülke zarar verme soçu işlenmiş almanyada...ayrıca Uluslararası Suç Mağdurları Araştırması’na göre ise İngiltere ve Galler’de suç mağdurları oranı %26’dır.60 milyonlk ingilterede hırsızlık sucundan magdur olanların sayısı yaklasık 16 milyon kişi...detaylı bilgi için ( http://www.isref.org/index.php?pid=43&page=view&id=4 18)
Ayrıca yine dünya hapishanelerinde yatan mahkumların % 95'i 3 suctan dolayı yatıyor...Hırsızlık,cinsel içerikli suçlar ve adam öldürme...
Ne ilgnç degılmı kuranın had uygulayın dediği 3 suçun dünyaca çözülemediğinin kanıtı gibi şu oranlar...
Benim anladıgım şu;ingilterede eğer 1 kaç hırsızın eli kesilseydi 16 milyon masum yerine 1 kaç suçlu ceza görecekti...bu türkiye içinde gecerli tabi ki...
sonuc:ben kuranın bu ayetlerini siz bu suçları engelleyemeceksiniz alın size çözüm yolu der gibi okumayıdaha saglıklı buluyorum.Allahu alem...
cunku
Çünkü Allah azîzdir, hakîmdir (maide 38)
Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır (bkara 179)
16 milyona=1 el...Evet yarabbi ben hayat oldugunu gördüm ve ben sana teslim olanlardanım...
sahur vakti şimdilikbu kadar yeter..kısa oldu inş meramım anlaşılmıştır...
sürekli takip ettiğim bir siteye sonunda yazı yazmakda
Nsipmiş...Rabimden hayr getirmesini diliyorum...
Almanya Federal Emniyet Teşkilatı'nın istatistiklerine göre 2007 yılında 6 milyon 284 bin 661 kişi suç işledi. Bu rakam, bir önceki yıla oranla yüzde 0,3 az. En çok işlenen suçların başında yüzde 40'lık oranla hırsızlık gelirken, bunu yüzde 15'le dolandırıcılık ve mülke zarar verme takip ediyor. detaylı bilgi için(http://www.dw-world.org/dw/article/0,,4188385,00.html)..
yani % 55 hırsızlık,dolandırıcılık,mülke zarar verme soçu işlenmiş almanyada...ayrıca Uluslararası Suç Mağdurları Araştırması’na göre ise İngiltere ve Galler’de suç mağdurları oranı %26’dır.60 milyonlk ingilterede hırsızlık sucundan magdur olanların sayısı yaklasık 16 milyon kişi...detaylı bilgi için ( http://www.isref.org/index.php?pid=43&page=view&id=4 18)
Ayrıca yine dünya hapishanelerinde yatan mahkumların % 95'i 3 suctan dolayı yatıyor...Hırsızlık,cinsel içerikli suçlar ve adam öldürme...
Ne ilgnç degılmı kuranın had uygulayın dediği 3 suçun dünyaca çözülemediğinin kanıtı gibi şu oranlar...
Benim anladıgım şu;ingilterede eğer 1 kaç hırsızın eli kesilseydi 16 milyon masum yerine 1 kaç suçlu ceza görecekti...bu türkiye içinde gecerli tabi ki...
sonuc:ben kuranın bu ayetlerini siz bu suçları engelleyemeceksiniz alın size çözüm yolu der gibi okumayıdaha saglıklı buluyorum.Allahu alem...
cunku
Çünkü Allah azîzdir, hakîmdir (maide 38)
Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır (bkara 179)
16 milyona=1 el...Evet yarabbi ben hayat oldugunu gördüm ve ben sana teslim olanlardanım...
sahur vakti şimdilikbu kadar yeter..kısa oldu inş meramım anlaşılmıştır...
hoş geldin Kur'anihayat,
MAVİ yazılar sizin :
sürekli takip ettiğim bir siteye sonunda yazı yazmakda
Nsipmiş...Rabimden hayr getirmesini diliyorum...
sürekli takip ediyor oluşunuz ve ardından fikirlerinizle bize katkıda bulunuyor oluşunuz beni çok sevindirdi. paylaşım(lar)ınızın hepimize hayr'lar getirmesi şeklindeki temenninizi Yüce Rabb'imizin kabul etmesini diliyorum.
Almanya Federal Emniyet Teşkilatı'nın istatistiklerine göre 2007 yılında 6 milyon 284 bin 661 kişi suç işledi. Bu rakam, bir önceki yıla oranla yüzde 0,3 az. En çok işlenen suçların başında yüzde 40'lık oranla hırsızlık gelirken, bunu yüzde 15'le dolandırıcılık ve mülke zarar verme takip ediyor. detaylı bilgi için(http://www.dw-world.org/dw/article/0,,4188385,00.html)..
yani % 55 hırsızlık,dolandırıcılık,mülke zarar verme soçu işlenmiş almanyada...ayrıca Uluslararası Suç Mağdurları Araştırması’na göre ise İngiltere ve Galler’de suç mağdurları oranı %26’dır.60 milyonlk ingilterede hırsızlık sucundan magdur olanların sayısı yaklasık 16 milyon kişi...detaylı bilgi için ( http://www.isref.org/index.php?pid=43&page=view&id=4 18)
Ayrıca yine dünya hapishanelerinde yatan mahkumların % 95'i 3 suctan dolayı yatıyor...Hırsızlık,cinsel içerikli suçlar ve adam öldürme...
Ne ilgnç degılmı kuranın had uygulayın dediği 3 suçun dünyaca çözülemediğinin kanıtı gibi şu oranlar...
dünya hapishanelerinde yatan mahkumların %95'inin 3 suçtan dolayı yatıyor olması ve Kur'an'ın bu suçlar konusundaki ifadeleri ilginç değil...Kur'an gibi alemşumul, cihanşumul, zamanşumul bir mutlak bilgi kitabından başka birşey beklenemez tabiki... ve bugünkü dünyamızda insanların %5'inin diğer geri kalan %95 insanın gelirine sahip olduğu gerçeğini de TAM da bu noktada değerlendirmeye alırsanız, çok daha gerçekçi bir yorum olacaktır kanaatindeyim. tabi siz, Yüce Allah'ın bu 3 suça inandığınız had'leri ( el/ ayak kesme, taşlatarak recm yoluyla linç etme, kısas etme cezalarını ) uygulattırmakla bu suçların yeryüzünde ortadan kalkacağına inandığınız için söylüyorsunuz. bu suçların içinde Kur'an'dan edindiğim kanaatime göre, yalnızca " haksızcasına ve taammüden adam öldürmenin cezası olarak geçen " kısas " kelimesinin içeriği ve icabı olarak " öldüren kişinin öldürülmesine ( veli affı yoksa) ve tecavüzcülerin idam edilmesi gerektiğine( ilgili forumda açıklamalarım var...) inanıyorum. ancak kısas( 2/178) kelimesinin ve "kısasta sizin için hayat vardır" ( 2/179) Ayetlerinin hırsızlık ve cinsel içerikli suçları kapsamadığı da açıktır...ve sizin " had" diye nitelendirdiğiniz ; hırsızlıkta el / ayak kesme ve zina suçunda taşlayarak linç edip recm etme cezalarının Kur'an'da geçmediğine kesin bir şeklde inanmaktayım kardeşim. şayet bu suçların karşılığının bu had olduğunu düşünüyor ve öyle inanıyorsanız, bize bunun delilllerini Kur'an dan gösterebilmelisiniz. şüphesiz ki o durumda kendi nam-u hesabıma " duydum ve itaat ettim " diyeceğim...yalnız Kur'an dışı ve Kur'an ile örtüşmeyen/ Kur'an ile çatışmaya giren bir bilginin etkili olamayacağını - uzun süredir - bu sitenin okuyucusu olarak sizin bildiğinize inanıyorum...
ve işlenme oranı, tüm suçlar içerisinde dünya üzerinde yüzde 95 oranında olduğunu söylediğiniz bu üç çeşit suç'un bu orana sahip olmasını hiç de ilginç bulmadığımı ve hatta mevcut şartlar gereği "olağan" bulduğumu söylemeliyim...siz bu toplumsal meselelerin sadece polisiye ve " had" boyutuyla ilgilisiniz...( üstelik bu " had " ler Kur'an ile örtüşük değil, çatışma halinde...) siz istediğiniz kadar cezaları ağırlaştırın, taşlayarak linç edin, ellerini ve ayaklarını çaprazlamasına kesin, yinede bu suçları yok edemezsiniz. örneğin el kesme, kısas ve recm cezalarının uygulandığı Suudi amerika da bu suçu işleyenlerin sürekli olduğu bilinen bir durumdur. bunun birkaçına benimde şahidi olduğum sayısız örnekleri vardır. Suudi'de rehberlerin : bayanlarınız sakın yalnız başlarına taksiye binmesinler, kaçırıp hem mal hem de ırz yönünden her türlü kötülüğü yapanlar var dedikleri kulağımdadır... şayet eczacı ilaçları vermekte direnseydi herkesin gömlekli olduğu yaz gecesinde " ceket" le gelmiş olan hasta velisinin , bir poşet ilaç için adam öldürmeye bile varabilecek kadar gözünün kararmasının arkasında yatan asıl toplumsal gerçekleri gözardı ederseniz, alacağınız hiçbir tedbir sökmeyecektir...bu konuya devam edeceğim inşaAllah...
Muhabbetle
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, bir tartışma sırasında karısını öldüresiye döven Ömer Bir Abid Vakdani'nin Cidde'de kafası kesilerek idam edildiği belirtildi.
Bu idam cezasının infazıyla, Suudi Arabistan'daki infazların sayısı 81'e yükseldi.
Uluslararası Af Örgütü, 14 Ekim 2008 tarihli raporunda, "vatandaşlarını haftada ortalama ikiden fazla bir ritmle idam etmeye devam eden" Suudi Arabistan hükümeti sert dille eleştirilmişti.
Yüce Allah'ın bu 3 suça inandığınız had'leri ( el/ ayak kesme, taşlatarak recm yoluyla linç etme, kısas etme cezalarını )
taşlatarak recm yoluyla linç etme mi? ben kuranda olmayanı kabul etmem hasan bey,itham ederken muhatabınızı tanıyarak yapınız böylesi daha adil olur sanıırım...zina edene 100 degnegi vurmak ve mumınlerden bir grubunda buna sahıt olması dersenız ..o cezaya amenna...tabiki cezadan once sucu oluşturan öğeleri ortadan kaldırmak Allaha teslim olmuş bireylerin öncelikli görevidir...Bu ayrı...Ben sadece kuranın bazı suclara bazı cezaları öngörmesinden daha dogal olan nedir?neden bazı cezalara bazı arkadaslar "ayyy cok ilkell" falan havalarına giriyorlar...modernızmin bize dayattıgı sey bu...dunya sadece sizin yasadıgınız andan ıbaret degıl...ve de yalnızca sizden ve sizin algılarınızdan hıc degil...teksasda iğne vurularak idam edilen insanlar ne kadarda modern bir öldürme tarzıyla ölüyorlar degıl mı?...neyse mesele uzayacak gıdecek yıne...algılarımızı kurana dayatmadan yasamak dileği ile...
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma