Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Elbette, sorunuza muhterem Cin13 bey teknik açıklama ile katkıda bulunacağı kanaatindeyim.
F-T-R fiil köküne ilişkin vermiş olduğunuz açıklama gayet makul. Ötesinde ise yine yaratma fiili olarak Kur'an da kullanılan, "H-L-K" ile "B-D-A" fiil köklerinden özellikle BEDİİ fiili bu konuda dikkate alınması gerektiği kanaatindeyim.
Sormuş olduğunuz çok anlamlı sorunuza soru ile cevap vermeye çalışayım. Şöyle ki;
Bundan 100 yıl evvel dünyada yaşayan insan sayısı ile bugün yaşayan insan sayısı eşit midir? Yoksa var olan, bölünerek sayısal bazda artış mı göstermekte?
Teşekkür ederim.
Muhabbetle...
__________________ Benliğin galebe çaldığı hiçbir yerde, vahiyden, adaletten ve merhametten bahsedilemez.
Katılma Tarihi: 04 ocak 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 128
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selam
Fetera bir şeyin yarılıp açılması ve fonksiyonunun açığa çıkmasıdır.Fatırda ismi fail olup yaratılmış olana fonksiyonunu yükleyen demektir.Allah yerleri ve gökleri yarattı(halega) ve onlara fonksiyonlarını verdi.(Fatır Allah) Yaratılmış göze görme fonksiyonınu veren kulağa duyma fonksiyonunu veren ele tutma fonksiyonunu veren vb... Allah Fatırdır.
Selam hüdaya tabi olanlara..
__________________ (Bu) Kitab'ın indirilmesi, aziz ve hakim olan Allahtandır.Şüphesiz, sana bu Kitab'ı hak ile indirdik; öyleyse sen de dini yalnızca O'na(KİTABA) halis kılarak Allah'a kulluk et.zümer-1-2
Bedî': harika, görülmemiş, eşsiz, benzersiz, taslaksız, hayret verici bir yaratmayı, türetmeyi, yapmayı, ortaya çıkarmayı, ifade ediyor. Kuran'da iki kez "Allah göklerin ve yerin bedîidir" cümlesi yer alır. Ayrıca ne fiil olarak ne de başka bir şekilde geçmez. Halbuki, xaleqa ve fetara hem fiil olarak hem de farklı türevleriyle fazlaca yer alır. Allahu bedîussemévéti vel-erd'in anlamı; Allah göklerin ve yerin; bir eşi, benzeri, taslağı olmadan; harika, hayranlık verici bir şekilde yapanı, yaratanı, mucidi, ortaya çıkaranı, türetenidir. Kelime eşsiz, benzersiz, örneksiz yaratmayı beyan ediyor. Buna benzer bir cümle de; "Allah göklerin ve yerin nurudur/ aydınlatanıdır."
Bedî' için daha farklı bir açılımınız varsa lutf ederseniz yararlanırız Allah'ın izniyle.
Katılma Tarihi: 17 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 506
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selamlar,
Allah’tan başka her şey yaratıldığına göre…
Ezeli olan sadece Allah olduğuna göre…
Selam ve dua ile.
__________________ Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
Aslında ben sizin değerli katkılarınızı bekliyorum. Benm üzerinde durduğum, fetara'nin anlamı. Fetara şaqq etti/yardı; inşa etti... Yani yoktan yarattı değil. Fâtır da ism-i fâilidir. Bununla beraber yoktan yaratmak mümkün mü? Mümkünse nasıl? sorusunu da sordum ki, siz gibi değerli bilim erbabı arkadaşların yapacağı açıklamalardan istifade edelim. Yoktan yaratmayı benim şahsen aklım şu an almıyor.
Selam Değerli Arkadaşlar,
yukarıda boyayarak vurgulamış olduğum gibi aslında " yok " kelimesi üzerinde de durmamız gerekir bence. yani " yok" nedir, ne demektir, bize göre yok nedir, Yüce Allah'a göre yok nedir. bunun üzerinde durmalıyız ki, " yok " tan var etme / yoktan yaratma konusu daha iyi açılım kazansın diye düşünüyorum. hatta buna "yaratma " kelimesini bile eklememizde yarar olabilecek gibi görünüyor.
Muhabbetle
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
BEDİİ fiili emsalsiz, benzersiz, örneksiz yaratmayı ve ortaya çıkarmayı ifade etmesinden dolayı, yoktan var etmeyi tanımladığı kanaatindeyim.
Yoktan var edilme olmasaydı, eşyayı (katı, sıvı ve gaz haliyle) mutlak varlık kabul edip, Rabb'imizin 57/3 te geçen el-Evvel ve el-Ahir sıfatlarıyla birlikte değerlendirip doğal olarak “vahdet-i vücud” anlayışını doğru kabul etmemiz lazım gelirdi. Zannedersem sizin böyle bir anlayışınız yok. Ama yinede sizin bu konuyla ilgili düşüncenize dair kesin bir bilgim de yok.
Tabi ki muhterem Cin13 beyinde konumu gereği bu konudaki söyleyecekleri önem arzetmekte.
Ötesinde 51/47 de geçen “ve inne le musiun” ifadesinde ki Allah için kullanılan “musiun” kelimesi fail midir, yoksa meful mudur? Herhalde bu konuya da söyleyeceğiniz birkaç cümleniz vardır sanırım.
Teşekkür ederim.
Muhabbetle…
__________________ Benliğin galebe çaldığı hiçbir yerde, vahiyden, adaletten ve merhametten bahsedilemez.
"Yok"tan ne anlıyorsunuz? Bu önemli. Yok'un tanımını yapar mısınız?
"Allah gökleri ve yeri yarattı" derken daha çok "xaleqa" fiilini kullanmış. Ondan sonra da "fetara"yı. "Bedea" fiilini kullanmamış. İlla ki yoktan yarattı diyorsanız, Kuran'ın bütünlüğünde "xaleqa" fiili buna daha uygun düşer. "Xaleqassemévéti vel'erde fî sitteti eyyém"!
"Huve-l-evvel, ve-l-éxir, ve-z-Zâhir, ve-l-Bétın,.."(57/3), tam da, sizden ziyâde, "vahdet-i vucut"çulara delil olmaz mı?
"Vahdet-i vucut" ile ilgili kesin bir görüşe sahip değilim. Yoktan var oluşu akl edersem belki o zaman tam bir görüşe sahip olabilirim.
51/47'de geçen "mûsiûn" ism-i fâildir ve inné'den "né" (biz) zamirine uygunluk arzetmek üzre çoğul kipiyle gelmiş. Bunun tekili de Bakara 236'da el-mûsi' olarak geçiyor. Anlamı: Varlıklı, zengin, kudretli, geniş imkan sahibi, hali vakti yerinde... (51/47'deki anlamı için bak: Elmalılı Meali ve ilgili tefsiri).
Bedi ismi, yoktan vareden manasında fail vezninde olup, mubdi manasınadır. Elim, mu'lim, basir, mubsir gibi. Geçmiş bir örneği olmadan yaratan icad ve ihtira eden demektir. Kur'an da yalnız iki ayette geçer ve yalnız Allah'ı vasfeder. Her iki ayette de başlıkta olduğu gibi izafetle geçmektedir. "Gökleri ve yeri icad edendir. Zevcesi olmadığı halde nasıl çocuğu olabilir? Herşeyi O yaratmıştır ve O herşeyi bilendir." (6/101). "O gökleri ve yeri icad edendir. O, bir şeyin olmasını dilerse, ona ancak "Ol" der ve hemen olur." (2/117). Allah'ın bu vasfı, herşeyin ilk ve yoktan yaratılış safhasını ifade eder, diğer yaratma safhaları bundan sonradır.
Kaynak: Kur'an-ı Kerim ALLAH'ı nasıl tanıtıyor. Sh.107 -Prof. Dr. Veli Ulutürk- (Akademi Yayınları 2007)
Muhabbetle...
__________________ Benliğin galebe çaldığı hiçbir yerde, vahiyden, adaletten ve merhametten bahsedilemez.
Bedî' sıfatına "yoktan var eden" anlamını vermek kanaatımca zorlama bir anlam. Allahu bedîussemévéti vel'erd; Allah göklerin ve yerin harikasıdır. Yani Allah gökleri ve yeri harika /eşi ve benzeri olmayan bir varlık olarak yapmış /icât etmiş. "Allahu nûrussemévéti vel'erd" gibi. Allah göklerin ve yerin nurudur.
Allah'ın ilk kez yapması, yoktan var etmesi anlamına mı gelir? Bence hayır. İlk kez yaptığı gibi tekrardan da yapar demektir. Bir şeyi ilk kez icad eden onun mûcididir, her halde yoktan var edeni değildir. Yani o şeyi ondan önce kimse yapmamış demektir. Allah da göklerin ve yerin bedîidir, yani ilk mûcîdidir.
"Yok"un tanımının yapılması, Hasan Öktem'in de işaret ettiği gibi, büyük önem arz ediyor. Önce "yok"un ne anlama geldiğini tanımlarsanız sanırım sizi daha iyi anlayacağım.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma