Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Dermanbeg Yazdı:
Bilimciler ikiye ayrılır:
1.Gurup:Allah'ı,dini,imanı asla kabul etmeyenler.
2.Gurup:Büyük oranda yukarıdakilerden etkilenmişlerdir,onların takipçileridir.Allah'ı,dini kabul ederler ancak belirleyici olan yukarıdakilerin araştırmalarıdır.Bilimi esas alarak dinin tüm verilerini buna göre yorumlarlar.Bunlar içinde dinin verileri öncelikli değildir.Asıl olan bilimsel verilerdir.
İlimciler de ikiye ayrılır:
1.Gurup:Allah'ı ve halis dini asla uyulması gereken tek ölçü olarak kabul etmezler.Rivayetler,ilmihal kitapları,fetvalar,kerametler,akla gelebilecek tüm hurafeler bunların besi kaynaklarıdır."Allah Kuranda diyor ki.." Dediğinizde kudururlar.
2.Gurup:Allah'ı ve Kuranı öncelediklerini söylerler,ancak Kuran'da derinleşemedikleri için onu çağın sorunlarını çözmede yetersiz görürler.Sonra bi şekilde kendi hükümleriyle ilahi hükümleri yer değiştirirler.
Dikkat ettiyseniz hepsinin ortak paydası "Allah'ın dediği olmasın"dır.Şimdi dünya da ne kadar çok laiklik taraftarı olduğunu anladınız mı?
Konuyu toparlarsak insanlık ikiye ayrılır:a)Kitaba uyanlar/Allah'ın dediği olsun diyenler b)Kitaba uymayanlar/Allah'ın dediği olmasın da ne olursa olsun diyenler.
Selamlar..
|
|
|
Sayın dermanbeg,
Dediklerinize katılmıyorum.
Laiklik Allahın dediği olmasın demek değildir.
Laiklik Allah adına baskı , zulum yapılmasın demektir. Maalesef Hristiyanlık ve Geleneksel İslam dünya tarihinde çok zulümlere alet olmuştur. Buna bir tepkidir.
Laiklik dini vicdani bir konu olarak ele alır. Yönetsel, hukuksal bir konu olarak değil. Ama laik kanunlarda da, dinin verilerinden faydalanılmaz değidir. Örneğin İsviçre Medeni kanunu Katolik hristiyan anlayışta bir kanundur. Müslüman bir toplumda başarı ile uygulanmıştır. Çok kadınla evlenmenin yasaklanması ve boşanmanın zorlaşması konusu dışında da toplumdan hiçbir tepki görmemiştir. Bunun Kur’ana ters bir yanı da yoktur. Toplum şu anda tek kadınla evliliğe alışmıştır, boşanma da her iki tarafta istediği anda çok kolay bir şeydir.
Bilim sünnetullahtır. Allahın, ama fenni, ama beşeri kanunlarıdır. Araştırma ve aklın işletilmesi ile varılan sonuçtur.
Bilimin gerçekten vardığı kanunlaştırdığı konuların Kur’ana tersliği yoktur. Tartışmalı teoriler de sorun vardır. Onun da sebeblerini açıkladım. Beni özgür bırak, rahat rahat araştırmamı yapayımdır.
Teori düzeyindeki şeyler kesin ıspatlanmış şeyler olmadığı için karşı çıkmak bilime karşı çıkmak değildir. Örneğin Ohm kanununa, Pascal kanunu na, yerçekimi kanununa karşı çıkamazsın. Ama Evrim teorisine karşı çıkabilirsin. Kesin ispat edilmiş olsaydı, O zaman evrim teorisi değil, Evrim kanunu olurdu.
Bilimle ilgili olarak, kendini rab görmek, veya bilimin sorunlar yarattığı , dünyayı yaşanmaz hale getirdiği vb. tespitlerinizde haklılık payı vardır. Ama bu sorunları da tek çözecek olan şey bilimdir.
Açıkça Allahı inkar gibi konuların dışında, bilime inanmak, bilimden yana olmak Kur’ana dine ters bişey değildir.
Türkiyedeki laiklikte geçiş aşaması olduğu için aşırı uygulamalar olmuştur. Çok çeşitli versionları olmuştur. Elit laikliği, alevi laikliği, Sosyalist laiklik vb.
Hatta gazetelerde ben laikim iftara gitmem, ama genelkurmay da iftar veriyor. Şimdi ben onun iftarına gidersem nasıl laik oluyorum gibi gazeteci geyikleri olmuştur. K.ç İle gülünecek bu mülahazaların gerçek laiklikle alakası yoktur. Laik adam Cumaya da gider, kiliseye de. Bu onun vicdan özgürlüğüdür. Devlette laik olur, kişi de hem laik, hem Müslüman olur. Her ne kadar geleneksel dinciler tam tersini söylese de. Çünkü onlar din söylemiyle yönetimi ele geçirmek istemektedir. Yönetimi ele geçirince topluma hakim olmak için baskı yapacak, millet de bir birine baskı yapacaktır. Bugünkü geleneksel İslam Saltanat ortamlarının yarattığı baskıcı bir anlayıştır.
Kur’an islamında baskıcı bir yan yoktur. Kur’an İslamının , Saltanatçı Emevilerin hadisler yoluyla şekillendirdiği geleneksel islamın uygulamalarıyla alakası yoktur.
Ayrıca şunu belirtmek istiyorum. Dini yönetim başkadır. Demokrasi içinde dindar insanlardan oluşan partilerin iktidara gelmesi başkadır. Ama seçimle gelip, seçimle gitmelidirler. Demokrasiye saygılı olduktan sonra, yaptığı hizmetle iktidarda durduktan sonra milliyetçiler, sosyalistler, yeşiller de iktidara gelip, gidebilirler. Esas olan demokrasidir.
Bugünkü hükümete gelince Muhafazakar ANAP tır. Böyle olduğu için oy almıştır. Ama içindeki milli görüşçüler tepki çekmektedir. Laiklik adına bir korku varsa bu milli görüşçülerin fikirlerine ve hareketlerinedir. Din bazı şekillerden ibaretmiş gibi fitne çıkarmaktadırlar. Görüşleri baskıcıdır. Ayrıca kadir gecesi diye Eyüp sultanı, türbeleri dolduran insanların din anlayışları beni üzmekte ve sinirlendirmektedir. Evdeki ibadetle, her hangi bir camideki ibadet, eyüp sultan veya Kabede ibadet arasında Kur’an islamı açısından fark yoktur. Gelenek islamı ise fark görmektedir.
Hükümetin bazı güzel hizmetleri vardır. Örneğin Doğu Anadolunun yolları gibi. % 90 oranında çift yol olmuş. Ankaradan Ağrıya, Ankaradan Vana kadar.
Daha geçen hafta Sarıkamışa asker ziyaretine gittim. Yolları ve ortamı görünce çok şaşırdım. Ama doğuda din adına yobaz baskıcı anlayışlar da çok bariz. Örneğin Erzuruma iftardan bir saat kadar geç vardığımız için, açık lokanta bulmakta zorlandık. Çünkü adamlar iftarla açar, bir müddet sonra da kaparmış. Neyse zar zor bulduk. Sora sora. O da kapanmak üzereydi.
Doğuda halkı komple alevi olmasına rağmen, kimlik siyaseti yapmayan, hizmet siyaseti nedeniyle AKP ye oy veren, AKP li belediye başkanları olan ilçeler vardır.
Hükümet çeşitli sebeblerle devletin bazı politikalarına küsmüs, tepki vermiş Sünni, Alevi , Kürt ve Hristiyan, Musevi azınlık vatandaşlarla ilgili güzel çalışmalar yapmaktadır. İnşallah bu konularda başarılı olmasını temenni ediyorum. Ama bir yandan da insanların yaşam biçimlerine müdahele edip (içki, modern giyim gibi) , yaşam tarzı mağdurları yaratmasınlar.
Yiğidi öldür , hakkını yeme. Benim çekincem milli görüşçülerledir. Mücahit milli görüşçüler memleketi maazallah İrana, Afganistana çevirebilirler. Ama müteahhit AKP memlekete çok güzel hizmetler yapmaktadır ve Avrupa birliğine sokacaktır. Para insanı akıllandırır.
Memleketin tarihine kalıcı büyük hizmetlerle damgalarını vurmak için çalışmaktadırlar. Her ne kadar laik isem de, sosyal demokrat isem de ön yargı ile bakmıyorum. İç politikada ve dış politikada güzel şeyler yapmaktalar.
Dün akşam, (15.09.2009 Salı ) Habertürk tv de Yiğit bulutun sunduğu programda Prof. Yaşar Nuri Öztürk ve Diyanet işleri başkanlığı danışmanı Ali Akın vardı. Gerçekten çok büyük zevk aldım programdan. Cuma günü devamı var.
Öncelikle halkın dini bilgisi Kur’an çizgisine çekilebilmelidir. O zaman her şey daha yerli yerine oturacaktır. Adam bu söylediğini efendi hazretlerinde duymadım, ilmihal kitabında görmedim. Siz dinde reformcusunuz tepkileri veriyor. Koskoca ramazan geçti. Tek yapılan düzgün dini proram dün akşamki Habertürk teki Yiğit Bulutun programı idi. Özellikle Ramazanlarda hadis islamı değil, Kur’an islamı üzerine konuşmalar dinlemek istiyoruz. Hep bilinen isimleri değil,(çünkü yıpranmış oluyor, ön yargılı yaklaşılıyor.) Ali Akın gibi uzman başka isimlerden de görüşler duymak istiyoruz.
Halkın esas gündemi işsizliktir. Ekmektir. Bunu çözeceğini vad eden her türlü demokrasi dışı baskıcı yönetimin iktidara gelme tehlikesi vardır. Türkiye için Komünizm, Dincilik ve bölücülük tehlikeleri olmuştur. Her üçünün de hala aktif, tehlike yaratacak sayıda adamı vardır. Bunlar çözüm olmamakla birlikte , bir kere yakalanınca iyileşmesi kabil olmayan hastalıklara benzemektedir. Her ne kadar dünyaya entegre olmuş Türkiyenin, bugünkü Dünya konjöktürüne ters bir yöne gitmesi pek mümkün değilse de, yoğurdu üfleyerek yemekte fayda var diyorum.
DErmanbeg ve Ebu Kerem arkadaşlarla aramızda birbirimizi algılamada farklar olmaktadır. Beni Kur’an müslümanı olarak kabul etmelerine teşekkür ederim. Ben de onları öyle kabul ediyorum. Belki bazı lafları onları da hanif bile olsalar, milli görüşçü gibi algılamama yol açtı. Belki bilimle ilgili yaklaşımları farklı geldi. Dermanbeg in Alıntıda verdiğim yaklaşımları aşırı geldi. Herhalde aramızdaki problem budur.
Esasen inandığım bir şey de şudur ki, insanlarla yüzyüze konuşma imkanımız olsa daha kolay anlaşabileceğimiz ortaya çıkacaktır diyorum. Bu düşüncem sitede yazan her arkadaşım için geçerlidir.
Herkese selamlar,
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
|