Hanif Dostlar Ana Sayfa: Cennette oturak alemleri, huriler yok.

Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31

HABERLER

Hanif Islam

Etkin Konular Kullanıcı Listesi Yardım
Kayıt Giriş

Kur'an Hükümleri ve Kavramları
Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Hükümleri ve Kavramları

Konu: Cennette oturak alemleri, huriler yok.

Yazanlarda

Gönderi

<< Önceki Konu | Sonraki Konu >>

takva81
Uzman Uye

Katılma Tarihi: 13 ocak 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 288

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 \| Kayıtlı IP

selamlar..

bakara süresi.173 ayet.

إِنَّمَا حَرَّمَ عَلَيْكُ 05;ُ الْمَيْت 14;ةَ وَالدَّم 14; وَلَحْمَ الْخِنْز 16;يرِ وَمَا أُهِلَّ بِهِ لِغَيْرِ اللَّهِ ۖ فَمَنِ اضْطُرَّ غَيْرَ بَاغٍ وَلَا عَادٍ فَلَا إِثْمَ عَلَيْهِ ۚ إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَحِيمٌ

İnnemâ harrame ‘aleykumu-lmeytete ve-ddeme velahme-lḣinzîri vemâ uhille bihi liġayri(A)llâh(i)^(s) femeni-dturra ġayra bâġin velâ ‘âdin felâ iśme ‘aleyh(i)^(c) inna(A)llâhe ġafûrun rahîm(un)

o size yalnız şunları haram kıldı: meyte, kan, hınzır eti, bir de Allahın gayrisinin namına kesilen; sonra kim bunlardan yemeğe muztar kalırsa diğerin hakkına tecavüz etmemek ve zaruret mıkdarını geçmemek şartile ona da günah yükletilmez, çünkü Allah gafur, rahîmdir

şimdi bu ayeti bir yahudiye okusan hemen anlar neden çünkü onlar bunları hep yiyor.

burdaki kan leş domuz eti. gerçek yiyecekmi. yoksa bunlar genel bir tabirmi.

ele alalım

LEŞ: kim yer hele bu devirde kim yer kokusundan yanına yanaşılmaz adam öleceğini bilse yemez. hadi yedi başkalarına nasıl haksızlık yapsın . nasıl sınırı aşmasın zaten zor yiyor. demek bu leş başka bir şey mecburen yedinmi başkalarının hakkına tecavüz etmiyeceksin ve sınırıda zorlamayacaksın. nedir bu... MİRAS... ölünün arkasından bıraktığı.

KAN: kim içer kimse zaten insanan tiskinti verir. ki bardağa doldurup . bir bardak içene aşk olsun... peki nedir bu.... AKRABA... yaşayan akrabaların hakları...

domuz eti. diye çevrilmiş. hınzır eti. yani üstü pis kıl tüğ olmuş et demek. kim yer .her yerde temiz et varken yada başkalarının hakkına gasp etmeden bırak gaspı azcık ucundan yese iyrenmeden. peki nedir bu.... İŞÇİ HAKKI.. çalışılmış üstü tozlanmış işçinin hakkı.

evet bunlar.

__________________
ben yanlız kendimi kurana adadım.

Yukarı dön

hasakcay
Uzman Uye

Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 \| Kayıtlı IP

Abim Meyveler niye saklı incilere benzesinler?

Merhaba dost. Nasılsınız? Bu itiraz başka bir forumda da dile getirildi ama ayetlerde saklı incilere benzetilen, meyveler değil. PINARLAR benzetiliyor onlara. Ve bu son derece yerinde bir benzetme.

Cennetteki "ölümsüz hizmetçiler"in ve "eşler"in ise huri fantezisiyle ilgisi yok.

Buyurun, birlikte okuyup görelim. Önce Vâkıa sûresinin ilgili bölümü.

10.Ve takva yarışında öne geçenler- Ve's sâbikûne's sâbikûn

11.(Allah'a) yakın olanlardır - Ülâike mukarrebûn

12.Nimet bahçelerinde - Fî cennétin naiym

...

15.İşleli döşeklerin üstünde - Alâ sururin mevdûne

16.O döşeklere karşılıklı yaslanırlar - Mütteki'iyne aleyhé mütekâbiliyn

17.Etraflarında ölümsüz genç kızlar - Yatûfu aleyhim vildânun muhalledûn

18.İçecek dolu sürahiler, ibrikler, kadehler ile - Bi ekvâbin ve ebârike ve ke'sin maiyn

...

20.Ve seçmece meyveler - Ve fâkihetin yetehayyerûn

21.Ve iştah artıran kuş eti - Ve lehmi tayrin mimma yeştehûn

22.Ve tertemiz PINARLAR - Ve hûrun İYN

23.Saklı inciler gibi -Ke emsalil lü'lü'ül meknûn

Görüldüğü üzere bu ayetlerde "pınarlar"dan söz ediliyor; meyveler yok. HÛR ise ak pak demek, TERTEMİZ. Saklı incilere işte o ak pak, TERTEMİZ panarlar benzetiliyor.

İstiridyenin içinden gelen inci

Yerin altından gelen zemzem

Allah inciyi istiridye kabuğunun içinde nasıl saklıyorsa pınarları da yerin altında öyle saklıyor. Sonra onları yerin üstüne TERTEMİZ çıkarıyor.

76:19 - Etraflarında ölümsüz hizmetçiler dolaşır, onları görünce saçılmış inciler sanırsın.

Bunlar Vâkı'a sûresi Ayet 17'deki "ölümsüz genç kızlar"ın ta kendileri - Ve yetûfu aleyhim vildânun muhalledûn... Yani cennet halkına hizmet eden melekler.

Cehennemde nasıl oraya atılanların cezalarını infaz eden ölümsüz zebaniler varsa cennette de orayı hak edenlere ödüllerini sunan ölümsüz vildân ve gılman var.

İşte cennetin o "vildân ve gılman"ı ak paktır. Ellerinden iğrenmeden yiyebilir, içebilirsiniz. Allah inci ve mercanı nasıl ak pak tutuyorsa o hizmet meleklerini de öyle ak pak tutuyor.

Niçin saçılmış durumdalar? Her halde cennet halkı her nerde ise örneğin meyva ağaçlarının altında, çadırlarda, pınar başlarında... hizmet edilmek istediklerinde orada bitivermek için. Her yerde varlar.

Zebani, vildân ve "gılman"ın HURİ denen şehvet fantezileri ile zerre kadar ilgisi yok.

“İnanan ve sâlih amel işleyenlere... onlara orada tertemiz eşler vardır - Lehum fîhé ezvâcun mütehhara.” (Nisâ Sûresi, âyet 57). Buradaki eşler kim?

Buradaki eşler "eşler"dir. Cennetteki kadınların kocaları ve erkeklerin karıları. HURİ denen şehvet fantezileri ile o tertemiz eşlerin de zerre kadar ilgisi yok.

Sevgi ile,

Hasan Akçay

__________________
hasanakcay.net
allahindini.net

Yukarı dön

hasakcay
Uzman Uye

Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 \| Kayıtlı IP

Gerçekten biz HURİLERİ apayrı biçimde yarattık - İnna enşa'na hunne inşâe (56:35)

Bu mealdeki HURİLERİ kelimesinin Arapça metindeki karşılığı "hunne"dir. HUNNE ise onları demek. Yani aslında meal sahibi, Allah'ın sözünü Allah'a bırakmaya razı olamamış; ONLARI kelimesini HURİLERİ diye değiştirmiş.

Hatâ mı etmiş? Hem de nasıl. Açıklamaya çalışayım. 27'ye bakar mısınız: Ve sağın halkı... Kimdir sağın halkı? (Ve eshabul yemîn... Mâ eshabul yemîn?)

Allah kadın erkek ayrımı yapmış mı? Hayır. SAĞIN HALKI cenneti hak eden herkestir, kadınlar dahil.

Bunun anlamı: Allah bütün cennet halkına ödül veriyor ve "sağın halkı"na şu şu şu ödülleri verdiğinde o ödülleri kadınlara da veriyor. Bu önemli. Aklımızda tutalım.

Nerde o halk?

28.Dikensiz kirazların altında - Fî sıdrin mahdûd

29.Ve salkımlı muzların - Ve talhin mendûd

30.Ve uzamış gölgelerin - Ve zıllin memdûd

31.Ve dökülen su - Ve mâin meskûb

"Umre düşünceleri"nde anlatmıştım, hatırlar mısınız? Medine'de bir "hurma bahçesi"ne gittiğimde dökülen o su sesini duydum ben.

Bizi gerçekten dökülen su sesi karşıladı. Bir karış çapında kocaman bir borudan büyükçe bir havuza akıyor. Yeraltı suyuymuş. Motorla çıkarılıyor ama Hz Muhammed zamanında her halde kuyudan develerin çektiği dolapla çıkarılıyordu. Dolabın kovaları deriden. Şu iki fotoğrafa bakar mısınız.

fotoğraf 1

fotoğraf 2

Devam.

32.Ve bol bol meyve - Ve fâkihetin kesîre

33.Tükenmeyen, yasaklanmayan - Lâ maktûatin ve lâ memnûa

34.Ve yükseltilmiş "döşekler" - Ve "furuş"in merfu'a.

35.ONLARI öyle bir var ederiz ki - İnna enşâ'na HUNNE inşâe
36.Yepyeni yaparız ONLARI - Fe cealna HUNNE yepyeni
37.Kusursuz uyum içinde - Uruban etrâba
38.Sağın insanları için - Li eshabil yemîn

Görüldüğü gibi 35'teki HUNNE zamiri 34'teki "yükseltilmiş döşekler"e gidiyor. Allah'ın hurilerden söz ettiği filan yok. Kuran'daki ilahî sözleri çarpıta çarpıta İslamı erkekler klübü yapıp çıkanların uydurması o.

Havuzun başında yanları açık, üstü kapalı bir yapı. Biz buna çardak deriz. Ama çardağın üstü çalı çımkıdır. Bunun üstü düzenli çatıydı. Yerler halı döşeli. Kenarlarda yükseltilmiş döşekler (furuşin merfûa). Onların üzerine oturduk.

İşte eşlerine düşkün ve yaşıt bâkireler diye çarptılanlar işte bunlar. Allah onları, kadınlar dahil, cenneti hak edip oraya giren bütün inanırlara sunuyor. Bu kadar açık ve net.

Ama açıklık, netlik vız gelip tırıs gidiyor. Klüp için varsa yoksa HURİ denen "tomurcuk memeli" bâkireler. Hurilerle yaşanacak seks fantazileri.

İyi ama 34'teki "furuş"in merfû'a eğer HURİLER ise cennetteki kadınlar ne yapacak o tomurcuk memeli bakireleri, kadın kadına cinsel ilişki haram olduğuna göre?

Niye kimse sormamış?

Sevgi ile,

Hasan Akçay

__________________
hasanakcay.net
allahindini.net

Yukarı dön

Guests
Guest Group

Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 \| Kayıtlı IP

Değerli Ateist_mümin, ben de fazla siteye uğramıyorum...

Merhaba!

* "zararlı hal alması" bozulması, kokuşması..

* "Harrame" maddesi Kuran'ın bütününde "mahrum etme" anlamına gelmez.

Kuran'da "harramné" formatında tekrarlanan fiil yasaklamayı, men etmeyi, mahrum bırakmayı ifade ediyor. (4/160, 6/146,147, 16/35, 28/12)

* Kuran başka hiç bir hayvanın etini yemeyi yasaklamadığına göre domuz etini de yasakladığını sanmıyorum. Bu demek değildir ki bütün hayvanların eti yenir. İnsan oğlu tecrübe ede ede hangi hayvanların etleri yendiğini bilmişlerdir. Seçilmiş elçi o gün gördüğü halk tarafından yenen zararlı yiyecekleri yasaklıyordu, kanaatımca.

Lahmu-l-xinzir; "el-xinzir" el-lahm'in sıfatı olarak alabiliriz. Buna göre; pis, iğrenç, tiksindirici, leş gibi kokan, bozulmuş et...

* Dediğiniz gibi ceza bir şeyin "karşılığını vermek"tir.

Yukarı dön

ateist_mümin
Newbie
Newbie

Katılma Tarihi: 16 haziran 2010
Gönderilenler: 29

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 \| Kayıtlı IP

Abdurrahman hocam, cevabınız için teşekkürler. Ben de aşağı yukarı aynı şeyleri düşünüyorum.

Ancak takva81 arkadaşın yaptığı yorumu da okudum.

Değerli takva81, ilgili ayete yüklediğiniz anlamlar bana biraz zorlama gibi geldi ama sonuçta yorumdur, saygı duyarım. Ancak bildiğiniz üzere haram kılınan yiyecekleri belirten ayet sadece alıntıladığınız ayet değil. 5:3, 6:145 ve 16:115’te de var.

Alıntıladığınız ayetteki leş, kan ve domuz eti için yorum yapmışsınız. Ancak bu ayetten biraz daha uzun olan 5:3 te leş, kan ve domuz eti dışında başka yenilmemesi gereken (haram) hayvanlar var. Ama özel anlamda bir hayvan ismi değil, hayvanın sıfatı. Mesela “…boğularak, vurularak, yüksek bir yerden yuvarlanarak veya boynuzlanarak ölen ve de yırtıcı hayvan tarafından parçalanıp yenen hayvan …” denmiş. Siz Bakara 173’teki leşe miras, kana akraba, domuz etine de işçi hakkı demiştiniz. Bakara 173’e getirdiğiniz yorum yöntemlerini de dikkate alarak bahsettiğim ayetteki (5:3) haram kılınan hayvanların sizin için ne anlama geldiğini öğrenmek isterim.

Saygılar..

Yukarı dön

Guests
Guest Group

Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 \| Kayıtlı IP

Sağolun değerli dostum Ateist_Mümim.

Değerli Takva 81 dostun ilgili ayetleri daha bir dikkatli bir öncesi ve sonrası ayetler ile beraber okur ve değerlendirir ise sanırım o yorumundan vazcayar!

Yukarı dön

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

<< Önceki Sayfa 37

Yazıcı Sürümü

Forum Atla

Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma