Yazanlarda |
|
malik bin nebi Uzman Uye
Katılma Tarihi: 24 kasim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 439
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Ebukerem abi,
Nedendir bilmem,
Her yolun bir şahidi mutlaka vardır,
Hem olumlu hem olumsuz,
Elime kur'an'ı ilk aldığımda bir gurup yürekli adam bırak onu bu yolun sonu ii değil diyordu, bir gurup yürekli adam yürü koçum kim tutar seni,,,
Kur'an'ı hayatımın göbeğine koyduğumda sıkıntılara düştüğümde bir gurup biz demedik mi diyordu, bir gurup yeter aslında bu kadar diyordu, bu sefer bir başka gurup yürü be koçum diyordu,
Bu hep böyle oluyor, herkes için böyle oluyor,
Herkes geçmişte bir şeyler duyup bir şeyler gördü, ve duydukları duymuş olduklarına benzetildi,gördükleri görmüş olduklarına benzetildi ve yolları ve sonları da benztildi,
Bu tip uyarılara ben sadece merhamete binaen yapılan uyarılar olarak bakıyorum,
Ama yapılması gereken bu değil,
------------------------------------------------------------ ------
gaybe iman bu dinin temeli değildir,
Bu dinin üyelerinin temelidir bu ki o da gaybe iman değil,
Gaybe iman edilmez, imanları gayble temellendirilir, delillendirilir,
Bu apaçık bir dokunulmazlıktır,
Görünür hayata görünmez,bilinmez,test edilmezliği delil sunmak,
Görünmezden görünür kanun koymak, kanunu görünmezle sağlamlaştırmak,
Buna kim karşı çıkabilir ki ne de olsa görünmez !!!
Kusura bakmayın ama ne ben bunu kabul ederim ne de el-kitaptan bunu okumuşum,
Bu din dediğim din, kurumsallaşan dinden başkası değildir, el-ilah'ın el kitapta "yazdıkları" ve o kitaptan "okunanlar" anlayışıma göre bunları anlatmaz,
Mantıklı ve Yanlış önermen için mantık hatası olarak bakıyorum,
Sözü fazla uzatmadan dostane duygularla yaptığın uyarılar için teşekkür ederim,
Benim de sana kardeşce sözüm odur ki,
Başlangıç noktasında çizdiğin daire, ilerledikten sonra içinde olduğun daire ile asla çelişmemeli, ayrışmamalı,
Dna sarmalını açarkenki gibi bir düzen içerisinde bir uyum içerisinde açılmalı,
Umarım Rabbim bizi daha ileri bir doğruluk bilincine ve daha derin bir duyarlılık düzeyine eriştirir,
Esen Kalasın
Sevgilerimle
__________________ bildiklerimizle değil yaptıklarımızla, ellerimizin neleri ile değil hayatlarımızın nasılları ve nedenleri ile,,,
Beni bir yere oturtmaya çalışmayın,çünkü ben bir yerde oturmuyorum, sadece yürüyorum
|
Yukarı dön |
|
|
mistikbalim Uzman Uye
Katılma Tarihi: 17 agustos 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 401
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
sevgili malik kardeşim gayb nedir sorusunu bi daha aç sana saygı duyuyorum çünkü filozofik bi yapıya sahipsin zekisin ama akıllımısın bunu sen bilirsin gayb (bilinmeyenler) Allah bizim gündemimizde sadece ismiyle var ve yarattıklarıyla ve allah hakkında bilgi ve bulgularımızın dışında kalan herşey gayb tir
el takısı dir dır işaret eder bağışlayandır esirgeyendir allah ismi sadece ismine göre hareket ederiz biz allah ın ve varlığına dair ortaya koyduğu delillere allah varmı var gören varmı yok allah neye göre var çünkü biz gayba inanıyoruz çünkü aklımız var ama konunun en başına dönecek olursak vahy sadece kalbe gönderilen hüzmeler şeytan kalbe hükmedemez ama akla hükmedebilir bir kaç gün önce biri bana dedi ki einstein sendene benden de zeki ama akıllı değil çünkü iman etmemiş ama o adamın kafasında o kadar çok ampul yanıyor ki şeytan gibi bir müsbet bilir kişisiyle dost anlattıkları gibiyse?! herkesin kalbini allah bilir ve ilginç olan quantumuda haber veriyor allah cc ve bahsi geçen ayettede herşeyin topraktan ve bir damla sudan geldiğini bu yaratmaya sahip kudretimi inkar ediyorsunuz diyor yani çok karışık zeka insanı şaşırtır ama kalp şaşırtmaz peygamberlere gelen vahy kalbe yerleşen ilham şairlere gelen vahy allahın da buyurduğu gibi söyleyediklerini kendilerininde yapamadığı beyne gelen ilham:)) allah a emanet...
__________________ bekir
dediğin gibi Allah'ım
aynen; yar, rab...
|
Yukarı dön |
|
|
ebukerem Ayrıldı
Katılma Tarihi: 21 mart 2009 Gönderilenler: 483
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
hayırlısı inşaAllah Malik kardeşim.
Allah doğru bildiklerimizde sabit kılsın, yanlışlarımızdan doğruya iletsin ve bizi affetsin.
selam ile.
__________________ yalnız Allah'a teslim ol ve şahitliği dosdoğru yap...
|
Yukarı dön |
|
|
malik bin nebi Uzman Uye
Katılma Tarihi: 24 kasim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 439
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam,
Mistikbalim kardeş,
İletişim kurabilmemiz için kullandığımız kelimelerin tasvvurları hakkında ortak bir bilgimizin olması gerek,
Zeki = ? Kimdir, Ne yapar,
Akıllı = ? Kimdir, Ne yapar
Arasındaki fark nedir ?
Kalp = ? Hayattaki hangi durumun karşılığı olarak kullanıyorsun,
Kalbe inen ile beyne inen arasındaki fark = bir örnek durum ile açıklar mısın,
Gayb ile ilgili ebu kerem abimize sorduğum soruları sana da yöneltiyorum,
Hayattaki hangi durumların, olayların, bulunuşların yerine kullanıyorsunuz bu kelimeleri bilmem gerekiyor, yoksa anlayamam,
Ben yaratıcıyı, ölümden sonra dirilişi, HİSLERİMLE temellendirmem,
Zira bu ne yaratıcının ne O'nun sisteminin ne de bana bahşettiği melekelerin ahlakına yakışır,
Ve O ne bu tarz ile vardır ne de beni bu tarz ile yaratmıştır.
Başlık altında değerli görüşlerini paylaşan kardeşlerime küçük bir hediye :)
http://www.youtube.com/watch?v=PYgnVXDQWO8&feature=relat ed
Esen kalasın
__________________ bildiklerimizle değil yaptıklarımızla, ellerimizin neleri ile değil hayatlarımızın nasılları ve nedenleri ile,,,
Beni bir yere oturtmaya çalışmayın,çünkü ben bir yerde oturmuyorum, sadece yürüyorum
|
Yukarı dön |
|
|
mistikbalim Uzman Uye
Katılma Tarihi: 17 agustos 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 401
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
ve helllik dileyerek belki ebu kerem abimi desteklercesine olacak ama şu ahsenelkasastan küçük bi hisse senin için var gibi geldi bana musa rabbimiz bana kendini göster dedi neden inanmıyormusun dedi rab tabiiki inanıyorum ama istedimki kalbim daha mutmain olsun allah dedi ki benimvarlığımı görmeye senin hafzalın yetmez (bakınız kalbine allah yerleşmiş bir elçiden bahsediyoruz) öyleyse şu dağa bak dağa tecelli ettğinde dağ anında toz haline geldi ve musa dehşetle düştü ve bayıldı... yani demem oki filozoflar bilmesi gerekenden fazlasını görmek istedikleri için sıyırdılar zamanla tarih bilgilerinin yalancısıyım bir dağın anında toz oluşunu görüyoruz aklımızın almayacağı şeyleri düşünmek sizce mantıklımı? selam
__________________ bekir
dediğin gibi Allah'ım
aynen; yar, rab...
|
Yukarı dön |
|
|
mistikbalim Uzman Uye
Katılma Tarihi: 17 agustos 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 401
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
eksik oldu özür dilerim kalbime inenlerse benim uygulamaya koyduğum ayetlerdir mesela her tuvalet çıkışı veya rehavet doğruluşu abdest almak kalbime kesin yerleşmiş bir vahy ki yapmazsam beni deli ediyor ve geri kalan bilgilerim aklımın bana bildirdikleri senden ötekinden aldıklarım heva hevesim şeytani olgularım ve kurani olgularım karmakarışık anlayacağın...
__________________ bekir
dediğin gibi Allah'ım
aynen; yar, rab...
|
Yukarı dön |
|
|
malik bin nebi Uzman Uye
Katılma Tarihi: 24 kasim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 439
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Merhaba Mistikbalim,
İlk önce şahsında diğer katılımcılardan ve potansiyel katılımcılardan bir şey rica etmek istiyorum,
Kafayı sıyırırsın,
Meyhaneye tekkeye düşersin,
Saçma düşünüyorsun,
Cahilsin, gühankarsın vs,
Şahsımla ilgili eleştirileri veya beni merhametle düzeltmeleri için bu şekilde cümle kurmalarının bana olumlu veya olumsuz bir katkısı olmuyor,( Ben böyle eleştirildim ve birilerini suçluyor değilim, sadece ön hatırlatma.)
İnanırken duygularımla inanmadım ki değişeceğim zaman da duygularımla değişeyim, O yüzden istirham ediyorum,,
Yani gece oturup ya acaba meyhaneye mi düşerim, ya acaba sıyırır mıyım diye dert edip düşünmem,
İnandıklarıma inanmam gerektiği için inanırım, reddetiklerimi reddetmem gerektiği için reddederim,
Korku olumsuz pekiştirecimdir, Umud olumlu pekiştirecimdir,
Bunları çıkış noktası olarak bakmam,
Batanları sevmem,
Halisane duygularla yapılan bu eleştirilerin müzakereye katkısı olmuyor malesef, ama gene de bu niyetle yapılan eleştiriler için teşekkürü bir borç bilirim,
Mistikbalim, kusura bakmayın ama bir önceki iletimde gönderdiğim iletiye karşılık gönderdikleriniz,
İletişimin önünü açacak bir öze sahip değil,
aynı soruları sormak istemiyorum,
Az önce bir başka başlık altında şu cümleniz dikkatimi çekti,
"ben kurana başladıktan sonra aklımı attım"
ve sonra bu başlık altındaki şu cümlelerinizi hatırladım,
"zekisin ama akıllımısın bunu sen bilirsin"
"bir kaç gün önce biri bana dedi ki einstein sendene benden de zeki ama akıllı değil çünkü iman etmemiş"
gördüğüm kadarı ile bu kelimeleri belirli bir tasavvur üzerinden ifade etmiyorsunuz, ki bu tasavvurları anlamak adına bir takım sorular sordum, bunu siz de çelişki aramak bulmak sevdası adına yazmıyorum, insanların durumları benim ilgi alanım değil,
Kurumsal dinin en büyük özelliği jargonlarla konuşturmak, hayatla bu kelimeleri karşılamamak,
mesela her tuvalet çıkışı veya rehavet doğruluşu abdest almak kalbime kesin yerleşmiş bir vahy ki yapmazsam beni deli ediyor
Yanlış anlamadıysam yukardaki örneği "kalbe inen" tabirinizin hayattaki karşılığı olarak kullandınız,
ve geri kalan bilgilerim aklımın bana bildirdikleri senden ötekinden aldıklarım heva hevesim şeytani olgularım ve kurani olgularım karmakarışık anlayacağın...
Yine yanlış anlamadıysam bu cümleyi de "beyne inen" tabirinizin hayattaki karşılığı olarak kullandınız ama kusura bakmayın bu cümlede ben bir karşılık göremedim,
İlk cümleniz hakkında yorum yapmıyıcam, iletişim için müsait bir ilişki kuramadığımızı görüyorum, çünkü ilk cümlenin hakkında yorum yapabilmem için sorduğum diğer soruların bütünü içerisinde bir şey söylemem gerekiyor, ve ifade ettiğiniz farklı kelimelerin farkını örneklerle görmem gerekiyor,
Dilerseniz kaldığımız yerden bir müddet sonra devam edebiliriz,
Esen kalın
__________________ bildiklerimizle değil yaptıklarımızla, ellerimizin neleri ile değil hayatlarımızın nasılları ve nedenleri ile,,,
Beni bir yere oturtmaya çalışmayın,çünkü ben bir yerde oturmuyorum, sadece yürüyorum
|
Yukarı dön |
|
|
mistikbalim Uzman Uye
Katılma Tarihi: 17 agustos 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 401
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
evet doğru anlamışsın işte bahsettiğim şey ama herşeyi zekanla anlamışsın bilgilerinle cevap veriyorsun kalbine indrgeyemiyorsun maksadım seni eleştirmek değil akıllı bir insan aynaya allahça bir gözlükle bakarsa kendisi görecektir zaten rabbimiz ikimizide ıslah etsin artık bana cevap yazmana gerek yok çünkü sen münazara etmiyorsun benim anladığımda bu sadece bildikleriyle eleştiri yapanlar anlamamaya mahkumdur artık bana cevap yazma hakkını helal et!!!
__________________ bekir
dediğin gibi Allah'ım
aynen; yar, rab...
|
Yukarı dön |
|
|
malik bin nebi Uzman Uye
Katılma Tarihi: 24 kasim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 439
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Mesele üzerinde düşünürken, aklımda vaktiyle kendisiyle görüşme imkanımız olan ve istifade ettiğimiz, çok değerli emre abim canlandı, bu sayfaları okuyorsa saygılarımı, sevgilerimi sunuyorum kendisine, şu an ne düşünür nasıl düşünür ne haldedir bilemiyorum lakin güzel benliğinin güzellikler doğuruyor olduğundan eminim,ve umarım iyidir,
Vahiy ifade ediş şekilleridir demiştim konu başlangıcında aşşağıda emre abimizin, eski bir iletisini alıntılıyorum, düşünmek değerlendirmek amacı ile,
emre Yazdı:
Kuran’daki ك (sen) قل (de) لا تقل (deme) ifadelerinin hepsi Muhammed peygambere verilemez.
Sen/ de/ deme ifadeleri aynı zamanda muhatapları eğitmek için de kullanılmaktadır.
17.23 Rabbin şöyle hükmetti: O'ndan başkasına kulluk/ibadet etmeyin, anaya-babaya çok iyi davranın: Onlardan birisi yahut her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına gelirse sakın onlara "Öf!" bile deme; onları azarlama, onlara tatlı-iltifatlı söz söyle.
إما يبلغن عندك الكبر أحدهما أو كلاهما
فلا تقل لهما أف ولا تنهرهما
وقل لهما قولا كريما
Kuran’daki muhataplara seslenilen “sen” ifadeleri ile Muhammed peygamber değil; muhataplar kastedilmektedir.
17.sure 23.ayetteki “sen” ile tek tek muhatapların vicdanına seslenilmektedir.
"Cebrail", "Mikail" ve "Abdullah" sözcüklerinin eş anlamlı olduklarını , aralarında nüanslar bulunmakla birlikte "Allah'ın kulu" anlamında olduklarını biliyorum. Muhammed peygamberden başka bir cebrail, mikail bilmiyorum. |
| |
|
|
emre Yazdı:
3.193 «Rabbimiz! Doğrusu biz Rabbinize inanın diye inanmaya çağıran bir çağırıcıyı işittik de iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bize bağışla, kötülüklerimizi ört, canımızi iyilerle beraber al».
46.2 Bu Kitap aziz ve hakîm olan Allah tarafından indirilmiştir.
Ruhul emin=Güven verici karakter= Muhammedü’l-emîn= Muhammed
[26.178] «Şüphe yok ki, ben sizin için emin bir Resûlüm.»
[26.192] Şüphesiz Kuran Alemlerin Rabb’inin indirmesidir. [26.193] Onu Rûhü’l-Emîn (Muhammed’ül emîn) indirdi. [26.194] (Ey mü’min) Senin kalbine ki uyarıcılardan olasın.
2.sûre 98. âyet: Allah'a, meleklerine (etmenlerine) , peygamberlerine, cibrile(savaş emri getiren Allah kuluna) ve mikail'e (barış emri getiren Allah kuluna) düşman olan kimse inkar etmiş olur. Allah şüphesiz, inkar edenlerin düşmanıdır.
2.97 De ki, «Cibrile (savaşçı kul= Muhammed) düşman olan kimse Allah'a düşmandır», çünkü O, onu(Kuran'ı) , Allah'ın izniyle (ey mü’min) senin kalbine İNDİRMİŞTİR………….….
3.72 ……..MÜMİNLERE İNDİRİLMİŞ OLAN……. 3.159 Allah'ın rahmetinden dolayı, sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba ve katı kalpli olsaydın, şüphesiz etrafından dağılır giderlerdi. ……
66.4 İkiniz de Allah'a tevbe ederseniz (ne âlâ!) çünkü ikinizin de kalbi kaymış durumda. Şâyet siz ikiniz, ona karşı birbirinize destek olmağa kalkışırsanız, Allah, onun mevlâsıdır. Ve cibril(savaşçı kul/Muhammed) , mü'minlerin sâlih olanı ve de melekler*(ihanet etmeyenler) bundan böyle /bundan öte (eskisinden daha çok) destekleşir.
[6.91] Allah’ı gereği gibi tanımadılar. Çünkü «Allah hiçbir insana hiçbir şey indirmemiştir» dediler. Sen onlara de ki: «Peki, Mûsâ’nın insanlara bir nûr ve rehber olmak üzere getirdiği ve sizin de parça parça kağıtlar haline koyup işinize geleni gösterdiğiniz, fakat çoğunu gizlediğiniz ve sizin de, babalarınızın da bilmediğiniz birçok şeyleri sayesinde öğrendiğiniz o kitabı kim indirdi? » «Allah indirdi» de! Sonra bırak, daldıkları bâtıllarında oynaya dursunlar!
|
|
|
Vahiyin toplanmış ve elimizde bulunan yazılı hali
Bir hali ile Muhammedin ifade edişi,
Bir hali ile Muhammed'in el-ilah tarafından meseleyi kelimeleştirmesi
Bir hali ile evren ve işleyişi açısından durumu kelimeleştirmesi,
Bir hali ile ayna karşısında konuşması,
Eldeki mushafda yer alan elçilerin konuşmaları, hikayeleri gibi bir hali ile de kendi hikayesidir,
Anlatım tekniği genelde üçüncü şahıs üzerindendir,
Ortamdan kendini çekip,
Kendisi dahil tüm elemanların değerlendirilişidir,
Olarak anlıyorum,
Esen kalasınız,
Sevgilerimle
__________________ bildiklerimizle değil yaptıklarımızla, ellerimizin neleri ile değil hayatlarımızın nasılları ve nedenleri ile,,,
Beni bir yere oturtmaya çalışmayın,çünkü ben bir yerde oturmuyorum, sadece yürüyorum
|
Yukarı dön |
|
|
Metehan2003 Ayrıldı
Katılma Tarihi: 11 ocak 2009 Yer: Micronesia Gönderilenler: 474
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selam sevgili kardeşim,
Vahyi alan Muhammed o kesin.Lakin Kur'an da konuşan kim?
Ben bu soruyu daha önce bir kez daha sordum ancak tatmin edici bir cevap alamadım.
Allahın BİZ diye bir hitap şekli olduğu söylensede...birçok yerde BEN ifadesi geçiyor.
Aşağıda S.Ateş ten bir alıntı:
" Belli ki bu sözleri, doğrudan Allah söylemiyor, bir manevi elçi bir melek söylüyor. … Tenzil,
ilahi anlamları, insan düzeyine indirmek demektir. Allah düzeyindeki konuşmanın mahiyeti bilinmez.
Allah’ın konuşması, sese, harfe ve kelimelere muhtaç değildir. O, soyut manadır. Bunu bir insanın
olağan haliyle anlaması mümkün değildir. Bundan dolayı Allah ile insan arasında doğrudan ve
aracısız iletişim mümkün değildir. Bu iletişimi vahiy meleği sağlar. Melek, Allah’tan aldığı soyut
manaları, o düzeyden indirerek, Peygamber’in konuştuğu dilin söz kalıplarına döküp ona verir. İşte
buna vahiy denir. İlahi manaları insan sözü kalıplarına döken melek olduğu için Kuran ayetlerinden
Allah genellikle üçüncü şahıs olarak anılır."
Birçok konuda fikirlerine muhalif olduğum Süleyman Ateş bu konuda oldukca mantıklı konuşmuş gibi
geliyor.
S. Ateş, bir soruna çözüm bulmak istiyor; fakat bulduğu “çözüm” bir başka problem yaratıyor:
Muhammed’in konuştuğu ayetler de vardır diyor.Parantez içinde veya değil, cümlenin başına “de ki”
(ق ل) sözcüğü Muhammedin konuştuğu ayetler değil ki!
Ayetin başında “de ki”nin bulunması daha sonra Vefat edecek Resul için ve Musaflaşacak Kuran için
bir handikap gibi görünsede...ilk muhatabın Muhammed olduğunu gösteriyor.
Ancak daha çok MEDENİ Ayetlerde yani Medinede inen ayetlerde "Ey iman edenler" eyyuhellezine amenu
ifadesi sıkca geçmektedir.Bu da ayrı bir soru işaereti?P?
Birde şu ifade var:
“Biz, ancak Rabbinin emriyle ineriz. Önümüzde, arkamızda ve bunlar arasında olan her şey, O’na
aittir. Rabbin asla unutkan değildir.” (Meryem, 64)
Yukarıda ki soru işaretlerinin ortadan kaldırılması benim için çok önemli,o nedenle katkılarınızı
bekliyorum.
Sevgilerimle...
Metehan
__________________ "Allah dilemedikçe siz bir şey dileyemezsiniz"
|
Yukarı dön |
|
|
|
|