sayýn sasha,
Siz sayet Kemalizm ile laikligi ayni sey olarak algiliyorsaniz,
Liberalizm'den hic haberiniz yok demem gerekir.
Kemalizm aslýnda Osmanlý modernleþmesinin son noktasýdýr. Kemalizmin temel
ilkesi laikliktir. Bunun dýþýndaki ilkelerin önemi tartýþýlabilir ama Laiklik
derecesinde deðildir. Tanzimat modernleþmesi laiklik olayýnýn farkýnda idi ama
bunu gerçekleþtirmeye cesaret edemedi.
Kemalizmin temel iktisat politikasý liberal ekonomidir. Ama 1928 ekonomik krizi
nedeniyle devletçiliðe kaymýþtýr. Kemalist devletçilik ideolojik deðil,
keynesyen bir ekonomik tedbir olarak geçici bir devletçiliktir.
-Ifade ozgurlugunun olmadigi yerde(bakin eylem degil bahsettigim), Laiklik yoktur. Laikligi ifade ozgurlugu gerekli olmayan bir kavram olarak lanse edemessiniz.
Kemalist,(o donemde hareketi temsil eden anlaminda) bir Britanya
tanimlamasidir.
Yillarin icinde, bir putlastirma, bir peygamberlestirme vb. sekillerde
yuceltilmistir. Hatta bu anlamda edebi eserlerde mevcuttur. Bir lideri
sevmek,ve dusunce tarzina sahip cikmak, onun dusunce seklini ve
yapabileceklerini, icinde bulunulan cagda yapmak ve uygulamaktir. Aksi,
turbeden medet umma olayindan oteye gecmez.
Bakýn M.K. nýn yaptýklarý Türkiye için halký çok etkileyen ve epeyde tepki
toplayan þeylerdi. Zor iþlerdi. Kendisinden sonrada iþlerin kaldýðý yerden
yürümesi, onun ilkelerine aykýrýlýklar olmamasý açýsýndan Demokrasiye geçilince
Ýsmet Ýnönü ve Celal Bayar anlaþtý ve Kemalizm ideolojisi daha belirgin hale
geldi. Bu yüceleþtirme onun yaptýklarýný ve yapmak istediklerini oturtma adýna
sonraki liderler tarafýndan yapýldý. Bunu kabul ediyorum.
Ama hiçbir zaman M.K. iþte benim doktrinim budur. Aynen bunu alýn kabul
edin demedi. "Doktrin istemem donar kalýrýz " dedi. "En hakiki
mürþit ilimdir fendir " dedi (Bu lafý kendisinden baþka Ahmet Cevdet Paþa
ve Tevfik Fikret te söylemiþtir. ) , "Çaðdaþ uygarlýk seviyesine
ulaþacaðýz onun da ötesine geçeceðiz " dedi.
-M.K hicbir zaman benim doktrinim dememistir zaten.. Demedigi icin de arkasinda bir Nutuk birakmistir.
Ondan sonrakilerin yaptiklari uzere Kemalizm ortaya cikar. Sahibi olmayan bir izm'in saglikliligindan bahsedilemez. Son mesajinizda sag, sol kemalizmden bahsedip mezhep benzetmesi yapmissiniz zaten.. Oysa ben de size ilk mesajimda, bu sekilde yuceltildigi ve neredeyse din haline getirildigini belirtmistim.
Ben M.K deðince bunlarý hatýrlýyorum. Akýlcýlýk, bilimsellik, çaðdaþlýk
hedefleri. Bunlar yüzyýllar geçsede ölmez. Aynen devam eder.
M.K deyince bunlari hatirliyorsaniz sayet, Kemalizm diye bahsetmemelisiniz. Kemalizm M.K 'nin birebir dusunce ve idesi degildir.
Kemalizm öldü. Falan. Bunlar saçmadýr. Yukarýdaki laflar öldü mü. Laiklik
gereksinimi öldümü.
Yukaridaki kavramlar uygulanmadigi icin Kemalizm, ici bos ve sisirilmis bir balonun patlamasi misali sonmustur. Laiklik gereksinimi olmez. Laiklik alindiysa uygulanir. %25 laik'im, %75 laik olmasam da olur diye bir laiklik tanimi henuz mevcut degildir kavramsal olarak..
Bu yuzden ya laiksinizdir veya degilsinizdir.
Turkiye'deki laiklik , laiklik adi altinda cok ayri, hatta tanimsiz
diyebilecegimiz bir versiyonda gitmektedir.
Halbuki gercek laiklik,fikren, yasaklama ve yok sayma temeli uzerine insa
edilmis olmadigi gibi, devlet tarafindan anayasayla korunmus tum yatirim
insan(ulke insani) adinadir. Daha acigi, topluma dair, bireyin ifade
ozgurlugu on safhadadir.
Türkiyede laiklik anlayýþý,laikliðin bize geldiði Fransadan ayrýdýr. Çünkü
Fransada Kilise vardýr. Kilise bir kurumdur. Dini Kilise temsil eder.
Fransadaki din Katolik mezhebidir.
Turkiye'de de Fransiz kilisesinin gorevini, Turkiye'de Diyanet yapar. Siz Turizm Bakanliginin dini fetva verdigini duydunuz mu hic? Turkiye'de boyle birsey mumkun mudur?
Türkiyede kilise gibi bir kurum varmýdýr. Yoktur. Kurumsallaþmýþ din neydi.
Þeyhülislamlýþ teþkilatý ve onun alt örgütü meþihat. Camiler ve din adamlarý
Meþihata baðlýydý. Ayný teþkilatý aldý adýna Diyanet iþleri Baþkanlýðý dedi.
Türkiyede dini bu temsil eder dedi. Esasen Osmanlýda da bu temsil ediyordu.
Diyanet'te bir nevi kurumsallasmis dini temsil eder. Isminde bakanlik kelimesinin gecmeyisi sizi yaniltmasin. Ki uygulamada eksiktir ayri konu.
Dini konuda laiklik prensibi çerçevesinde Osmanlý meþihatý yaþýyor. Burada
eksik olan mesela farklý bir mezhep olan aleviliðin temsili olayý. tAbii
Alevilerin Camiye gideni var (þia, bektaþi), cem evine gideni var. Bu konuda
Erdoðan hükümetinin bazý çalýþmalarý var. Çalýþtaylar var. Cem evlerinin de
diyanete baðlanmasý, çalýþanlarýna maaþ, kadro verilmesi. Elektrik, su,
doðalgaz konusunda ibadet yeri uygulamasý yapýlmasý gibi.
Osmanli zaten genelinde din isiginda yonetilmistir. Ancak gercek anlamiyla laik degildir.
Bakýn bunlar bugün konuþuluyor. onbeþ yirmi sene önce konuþýlamazdý.
Daha geçen hafta Muharrem Cemini eErzincan Cem evinden naklen verdi TRT. Bakýn
Her kandil akþamýnda okunan mevlutlarýn TRT den verilmesi bile 1974 de Ýsmai
Cem in TRT genel müdürlüðü döneminde oldu.
Laiklik baþtan biraz sert uygulandý. Kabul ediyorum. 1930 larýn laikliði ile
1990 larýn 2000 lerin laikliðinin uygulanýþý ayný deðil. Toplumdaki geliþmelere
paralel yumuþuyor.
Sevgili Saffet Metin, 85 seneden bahsediyoruz. Osmanli dun yikilmadi.15 sene daha koyun ustune, bir asir eder.(ortalama, bir bebek dogdu buyudu ve su an ihtiyarlik doneminde) Yaklasik bir asir'da Kemalizm yuzunden gercek laiklik tam manasiyla uygulanamamistir. Siz, daha bir alt mezhebin varliginin 85 sene sonra dile getirildigine vurgu yapiyorsaniz o ulkede Laiklik hic olmamistir. Sadece mezhep mi? 85 yildir iskence devam ediyor. Buna ne diyecek ne ile savunacaksiniz merak ediyorum.
Laiklik aklima oyle esti diye, dakka basi ulke bekaasi diye cani
istediginde darbe yapip, ulkeyi bulundugu cizgiden en az 10 sene geriye atmak,
bir nesli korku psikolojisi ile apolitik, asosyal buyutmek ve yetistirmek
de degildir.
Laiklik ulkede hakim oldugu varsayilan din ve onun alt mezheplerine esit ve
tarafsiz sekilde yaklasmaktir. Diyanet Isleri Baskanligi gibi bir kurum
olusturup,ona, diger kurumlara ragmen en buyuk maddi miktari
verip,yillarca tek mezhebe hitap ettirmek degildir.
Bakýn bu ülkenin ve Avrupanýn son iki yüzyýllýk tarihi iyi bilseniz bazý
þeylere bakýþ açýnýz farklý olur. Türkiyede caný istediðinde darbe
yapýlmamaktadýr. Burasý güney Amerika deðildir.
Siz 12 eylül öncesini yaþadýnýzmý. ? Yaþamýþ olsa idiniz. 12 Eylül darbesi
hakkýnda böyle düþünmezdiniz. 1976-1980 arasýnda asýl korku psikolojisi vardý.
Heryerde kurtarýlmýþ bölge vardý. Þuralar solcularýn, buralar saðcýlarýn. Ýnsanlar hava kararana kadar evlerine girmeye çalýþýrdý.
Okumaya giden öðrenciler bir taraftan olmaya zorlanýrdý. Tarafsýz kaldýðý için
baský görmüþ, okuyamammýþ, okulu býrakmýþ, hatta kafayý sýyýrmýþ çok öðrenci
vardý. Bunlar size masal geliyor. Ellisinin üstünde çokta politik olmayan
halktan insanlara bir sorun ne diyecekler.
Elbetteki darbe olmasýný istemem. Ama 12 eylül öncesi
þartlarý yaþamýþ biri olarak 12 eylülden sonra korku diye bir þey yoktu. Ýnsanlarýn
apolitik olmasýndan güzel bir þey yok. Politikayý yapan yapsýn.
Darbeye karþý aydýnlar falan bakýyorum hayat hikayesine 12 eylül den sonra
doðmuþ veya önce doðmuþsa o tarihte neyin ne olduðundu bilecek yaþta deðil. Bana
vaaz veriyor.
Ben o ulkenin degil 200 yillik, 500 yillik tarihini de biliyorum. Turkiye'nin tarihsel surecini degerlendirirken, emperyalizm'den bi haberse insan, yapilan herseyi mubah gorebilir. Ozumden hic kopmadigim icin, o tarihi yanlisiyla, dogrusuyla cok iyi bilirim. Ve dahi tarihi, tarihin bizzat kendisinin degil, tarihcilerin yazdigini da iyi bilirim. O gunlerde darbe yerine fikirlere kulak verebilseydik, slogan olarak atilan "Bagimsizlik" kelimesini tam olarak anlayacak ve bugun emperyalizm'in kuklasi olmayacaktik belkide... Orada sag diye veya sol diye de bagiran neticede bizim insanimizdi. Ama ortada dogrulari bagiranlar da vardi. Bagimsizlik reddedildigi icin o gun darbe yapildi. Hala da reddediliyor Kemalizm tarafindan.. O gunku guruhun, altinci filoyu kovalayacak cesareti vardi. Bugunku Kemalist guruhun degil kovalamaya cesareti, atacak slogani bile kalmamistir. Kemalizm, bugunku haliyle, baska bir ulkenin egemenligi altina girmektir. M.K bunu mu ogutlemisti size Nutuk'ta? Bu ne yaman celiskidir?
M.K donemindeki Amerikan milletlerinin durumuna bakin, bir de su anki resimlerine bakin. Kemalizm sayesinde buyumelerine ne kadar destek verdiginizi goreceksiniz.
Laiklik ulkede hakim oldugu varsayilan din ve onun alt
mezheplerine esit ve tarafsiz sekilde yaklasmaktir. Diyanet Isleri Baskanligi
gibi bir kurum olusturup,ona, diger kurumlara ragmen en buyuk maddi
miktari verip,yillarca tek mezhebe hitap ettirmek degildir.
BU konuda önceki paragraflarda bilgi vermiþtim. Osmanlýlýn
kurumsal teþkilatý ve bakýþ açýsý aynen alýndýðý için böyle olmuþtur. Bu bir
eksikliktir. Bu konuda çalýþmalar yapýlmasýna karþý deðilim. Bu bir zaman
zemin, olgunluk meselesidir. Bu konuyu AKP hükümetinin açýlým çerçevesinde
halledeceðini düþünüyorum. Yani halkta da, hükümetlerde de, bürokraside de bir
yumuþama vardýr. Eski katýlýklar kalkacaktýr. Gidiþat bunu göstermektedir.
Bunu Osmanli'ya indirgemek Kemalizm'in tek dayanagidir. Unuttugunuz sey, Osmanli hic bir din'i ,dolayisiyla mezhebi yok saymamistir. Osmanli'da tek tip din veya mezhep goremessiniz. Yayilmaci yonetimlerin olmazsa olmazi, din konusunda esnek olmaktir.600 yil hukum surmesinin ardindaki, en temel gercek budur. Osmanli icin, fethettigi topraklardaki din veya mezhep imparatorluk adina bir ganimet degildir. Dokunmamistir.
Sezar'in hakkini Sezar'a verin.
Bütün bu sert politikalarýn hep tarihi arka planlarý vardýr.
Türkiye 1876 dan beri çok büyük travmalar geçirmiþtir. Bunlarý halkýna
anlatmamýþtýr. Ama bürokrat yetiþtiren Siyasal gibi fakültelerde bu konular
anlatýlýr. Çünkü siyasal bilimi uygulamalý tarihtir. Onun için bürokrasi bu
konularda serttir.
Laiklik devlet
tarafindan varligi olusturulan ve idame ettirilen devlet okullarinda, zorunlu
olarak din ve ahlak bilgisi dersi adi altinda, din ogretmek degildir.
Buna katýlýyorum. Esasen o öðretilen de dini bilgi falan deðildir. Aslýnda
Özel televizyonlar bu konuda epey baþarýlýlar. Mesela en çok seyredilen
programlardan biri Nihat Hatipoðlu hocanýn programý. Sanýyorum hersabah var.
E o halde laik oldugunu iddia ettiginiz sistemde, niye bu tur bir zorunlu uygulama?
Laik oldugunu iddia eden bir ulkede, nufus cuzdanlarinda din ibaresi ve hanesi bulunmaz.
Bunun pratik ne gerekliliði vardý bilemiyorum. Eskiden kalma
bir þey. Din hanesinin kaldýrýlmasý olayý yeni geliþmelerle ortaya çýkan bir
þey. Kaldýrýlmasýnda bence hiçbir mahzur yok. BU konuda hangi gerekçeyle yok
kalsýn denebilir bilemiyorum.
Osmanli doneminde, tebaa kavrami vardir. Hristiyan, Musluman, Sunni, Alevi vb. bu tebaa adiyla anilir. Din hanesi Osmanli'dan sonraki donemde hasil olur. Dolayisiyla eski tarihle bir baglantisi yoktur.Yeni sistemin icad ettigi bir olaydir.Bugun de bu yuzden Turkiye'nin %99 musluman yanilgisi devam etmektedir.
Laik bir ulkede, dindar bir
insan, Cumhurbaskani, Basbakan olabilir bu onun en insani hakkidir. Bu
makamlara ulastiginda, o kisi, artik ulkenin, dolayisiyla milletin
temsilcisidir.
Ancak bu hak O'na, kendi kamuoyunda ulkenin bir bolgesini, ustu kapali ve imali sekilde
"Gavur" olarak tanimlama hakkini vermedigi gibi," bize oy vermeyen patates dinindendir "gibi
bir belirleme yapma hakkini da vermez. Patatese de inanan bir grup insan
olabilecegi gibi, hicbir sekilde inanmayan bir grup ulke insaninin da mevcut
olabilecegi ihtimalini gozonunde bulundurmalidir.
Laik bir ulkede, insan oruc
tutmadigi icin dayak yemez.
Bakýn burada yönetimin halka güvenmemesi olayý var. Halkýn seviyesi malum. Din çok istismar edildi bu ülkede. Mesela A.P
(Adalet partisi), köylü halka Allah ve Peygamber partisidir ha, buna oy verin
gibi anlatýldý. Aman þuna oy verirsen kýzýn mini giyer, oðlun içki içer
propagandalarý yapýldý.
Ne munasebet? M.K davasinda kime guvenmistir? Kimin destegiyle savaslar yapilmistir? Kim mermi tasimistir? Bu halk olmasaydi, M.K diye bir isim varolabilir miydi tarihte? M.K koyluyu milletin efendisi yapar. Kemalizm koyluyu asagilanacak ve guvensiz bir grup olarak tanimlar. Bu nasil bir celiski?
Yonetim kim ki halka guvenmez? Padisahlik donemi sona erdigine gore, yonetimi basa getiren uzaylilar midir? Siz inaniyor musunuz buna?
Yonetim halkin oyunu alarak basa gelirken halka guveniyor, basa gectikten sonra mi guvenmiyor?
Bu Kemalizm'in kendi icinde urettigi paranoyasindan baska birsey degildir. Bunu soylediginiz noktada, ulkede demokrasiden bahsedemessiniz zaten. Halkin seviyesi, yonetimin halka dair yaptigi yatirimlara tekabul eder.
Bunlar etkiye tepki. Tabi oruç tutmayan dayak yemez. Ama
bunu devlet yapmýyor. Bir kýsým halk yapýyor.
Devlet kendi ulke ferdinin, canini korumakla yukumlu degil midir? Sucu halka atmaniz, yonetimi temiz kilar mi?
Kanun ne icindir?
Dediðiniz makamlara dindar bir insanýn ulaþmasýnda bir
mahsur yok. Türkiye olgunlaþacak ve bunlarý aþacaktýr.
Halk dinle kandýrýlabilmektedir. Halkýn demokrasi anlayýþý
sýðdýr. Laiklik prensibi tam anlaþýlamamýþtýr. Bu nedenle yönetenler de laiklik
elden gitmesin diye ser tepki vermektedir.
Olmayan bir laikligin, prensip olarak anlasilmasi beklenemez ki.. Olmayan bir kavramin elden gitmesine dair tepki nerede gorulmustur?
Laik bir ulkede,
hangi sebeple olursa olsun,(askeri, siyasi vb.) dusuncesine dair ulke
ferdine iskence uygulanamaz.
Laik bir ulke, bu durumda,
kuskusuz kabul edilebilir bir gercek olmasi sebebiyle, ulke korunmasi amacli
bir formul dusunmek ve uygulamak zorundadir.(orn;askerligin
profosyonellestirilmesi, dolayisiyla bir meslek, ve gecim kaynagi haline
getirilmesi gibi)
Bu konularýn Laiklikle ilgisi olduðunu düþünmüyorum. Birincisi
insan haklarý konusu. Ýkincisi teknik bir konudur.
Insan haklari konusu direk laikligin ilk temel kuralidir. Dusunceyi ifade ozgurlugu denir buna.. Ama Kemalizm laik olmadigi gercegini bildiginden olsa gerek, zaman zaman yanilip itiraf etmekten kacinmaz. Insan haklarini ortadan kaldirdiginizda, laiklik de, demokrasi de orada yoktur zaten.
Laik sistemle,
Kuran sistemi bastan cakisir.
Laik sistemde zumreler, siniflar vardir. Hepsi farkli dusunceye sahip
olabilirler. Kuran'da insan topluluklarina dair, zumrelestirme veya
siniflastirma(alt tabaka, ust tabaka) mevcut degildir. Kuran, icerigi ve soyleyeni geregi, inanc ve inancsizlik
kavramlari istune kuruludur.
Laik sistem bu her iki kavrami da kabul eder.Ayrim yapma luksu yoktur.
Kur’anda bir din adamlarý sýnýfý yoktur. Laiklik prensibi
dinadamlarý sýnýfýnýn siyasi etkisini sýnýrlamak amaçlýdýr. Dini vicdani
kanaate indirger. Dolayýsý ile Kur’Anýn laik sistemle bir sýkýntýsý yoktur. Aslýnda
Kur’anýn dini yönetimlerle , o hadis, sünnet karýþýmý dini yönetimlerle çok
daha büyük problemi vardýr.
Laik sistem ülkenin inançlara göre deðil, akli ve bilimsel
prensiplere göre yönetilmesini ister. Devlet her inançtan vatandaþýna ayný
kural ve kaideleri uygular. Halbuki dini hukukun uygulandýðý ülkelerde her ayrý
inanç sahibinin hukuku ayrýdýr. Modern devlet uygulamada kargaþa ve zorluk
yarattýðý için çok hukukluluðu kabul
etmez.
Ben din adamlari sinifindan bahsetmedim ki????? Laik sistemde, laik yonetim dinsiz (mealen,dinden uzaklasmis bir durusta) olmalidir. O ne Kuran'a, ne Incil'e, ne Tevrat'a gore yonetmez. Zaten bu yuzden cakisir en bastan.. Ornegin, Kuran zina yapmayacaksin der. Zina'nin yapilmasi icin, mutlak bir tarafin evli olmasi gerekmez. Sahitlerce onaylanmamis bir birliktelik, zinaya karsilik gelir Kuran'da...
Ama gercek laik sistem, kimin kiminle birliktelik yasadigi ile yasanilan birlikteligin statusu ile ilgilenmez. Cunku fert ozgurdur secimlerinde.. Siz Fransa'da iki ozgur bireyin nikahsiz beraberligini sorgulayamassiniz. Kuran'a inaniyorsaniz, sorgulamak durumundasinizdir. Kuran'da iki insanin birlikteligine dair sartlar ve hukumler bellidir.
Dolayisiyla, Kemalizm hala anlasilamamis bir
dusuncenin urunudur. Bir ulkede, gunluk gazetelerde,(yuzde orani bazinda
sayica fazlasiyla yukselmis) hergun okunmaya alisilmis ve artik neredeyse
kaniksanmis, tecavuz, hirsizlik, kadina cocuga siddet, iskence, aclik,
issizlik, cinayet, cesitli sosyal sebebe yonelik intiharlar vb. gibi haberler
olagan seyler olarak addediliyorsa, zamanin hortumculari elini kolunu sallayip
vergiden kacirip gezerken, baklava
calan cocuk yargilaniyorsa, Kemalizm bahsettiginiz gibi degil caga
uydurmak, cagin gerisine atmistir.
Ne derseniz deyin, ama bence sakin ola ki Kemalizm ile laikligi eslestirmeyin.
Anlaþýlamamýþ bir yaný yok bence.
O dediðiniz konular teknik konulardýr. Laiklikle alakasý
yoktur. Çoðu çarpýk kentleþme ile ilgili sosyal olaylardýr. Devlet laik te
olsa, olmasa da , böyle hýzlý kentleþmede bunlar oluyor. Benim çocukluðumda
Türkiyenin %70 i köyde yaþardý. Þimdi Türkiyenin % 70 i þehirde yaþýyor. O dediðiniz problemler, sel baskýnlarý, trafik
kazalarý, anarþi, terör falan hepsi böyle sosyolojik konulardýr. 40 senede
diyelim % 70 köylülükten % 70 þehirliliðe geldik. Tabi o þehirlilik sayýsal
þehirlilik, kültürel þehirlilik deðil. O da olacak inþallah.
Bakin, sizin teknik dediginiz konular 85 yil icinde, devlet tarafindan organize edilmesi(gocler vb.), kanunla agir cezalara donusturulmesi(cinayet, hirsizlik, tecavuz, cocuklara tecavuz, dayak vb.) gereken konulardir. Bizler,en basit ornek iki dini bayramda, yaklasik kucuk bir ic savas boyutunda(sayica) trafige kurban veren bir ulkenin cocuklariyiz. Biz de asiretten adamin biri eline silah alip bir gunde 45 kisiyi oldurebilir. Bunlari duzeltmek icin sehircilik veya koyluluk anlayisina ihtiyac yoktur. Kanunun agirlastirilmasina ihtiyac vardir. Laik sistemde sosyolojik problemler, insana dair oldugundan birincil onemdedir. Laik olmasa da, bir yonetim bu gibi oluslardan ilk derecede sorumludur.Siz gocu devlet olarak onceden hesap edip yeni yerlesim alani acmassaniz, gecekondu yapimi kacinilmaz olur. Malum ulke fertleri, mensubu olduklari ulkede, bir yerden bir yere goc'de ozgurdurler.
Siz hala anlasilamamis oldugundan bahsediyorsunuz.
Aslýnda çaðdaþlýða bir gidiþ olan bu þehirleþmenin bir
sosyal bedeli bunlar. Bir fatura. Heryerde böyle olmuþ. Türkiyenin nasýl
dinamik bir toplum olduðunu görüyorsunuz böyle. Almanyada falan böyle bir
dinamizm yok.
Hangi dinamiklik o?
Koyu de sehirlestirmek(imkan bazinda), devletin gorevidir, laik olsun olmasin. Turkiye'deki gocler, Bogaz manzarasi seyretmek icin yapilmamistir.
Hortumcu olayýna gelince, o ekonomide sermaye birikimi ile
ilgili olaydýr. Bir Sermayedar kesim yaratmak ve onu güçlendirmek ile ilgili bir politikadýr. Bunlar Avrupa birliðine girinceye kadar devam eder. Avrupa
birliðine girince býçak gibi kesilir veya çok azalýr. Bugün gözünün içine baka
baka alenen yapýyorlar. Bu kalkar.
Ben vergisini olmasi gerektigi seklinde vermeyen hortumculardan bahsediyorum sayin Saffet Metin. Vergi kacirmak da hirsizliktir. En basit sekliyle kazancinizin bir kismini, kanunun ongordugu sekilde deklare etmeden cebe indirmenizdir. Hirsizligin buyugu, kucugu,sermaye birikimi diye bir gerekcesi yoktur.
Baklava çalan çocuk olayý hukuki olaydýr. Çaktýrmadan çalýp
kaçsaydý bu hýrsýzlýktý. Cezasý bir iki seneydi. Vitrini kýrýp çalarsan bu
hýrsýzlýk olmaz gasp olur. O da çok aðýr bir suçtur. En az on seneden baþlar. Tabii
bu þikayete baðlý bir suç olmakla birlikte, dükkan sahibi þikayetini geri
almasýna raðmen, gasp cezasý aðýr bir suç olduðundan savcý kamu davasýna
dönüþtürmüþ. Neticede ne oldu bilmiyorum da eski kanun böyleydi. . Þimdi vitrinde
olan baklava deðil de , çok pahalý mücevher olduðunu düþünün. Bu gasp
olaylarýnda olayýn oluþ biçiminin yanýnda çalýnan malýn kýymeti ne kadar
düþünülüyor bilemiyorum yeni kanunda. Ama eski kanun bir olayý gaspa soktumu
çalýnan bir lira da olsa, milyar da olsa farketmiyordu.
Kazanci vergilendirmden cebe atmakla arasinda ne fark var? Ikisi de gaspsa ikisi de hukukidir. Digerinde de caldiginiz, devlete gitmesi gereken vatandas adina kullanilacak paradir.O para bir okul, bir hastane yapiminda kullanilacaktir.
Ne farketti?
Hukuktaki ve sosyal olaylardaki bir takým aksaklýklarýn
Kemalizm le alakasý yoktur. Ayný kanunlar padiþahlýk devrinde de uygulanabilir.
Ayný þehirleþme padiþahlýk zamanýnda da, Ýran,Mýsýr gibi dini yönetimlerde de olabilir.
Devlet yonetimi hukuk kavramindan ayri dusunulemez. Hukuk her yonu kapsar. Kemalizm'de hukuk yoktur diye bir dusunce hicbir zaman hasil olmamistir. Siz hem savunuyorsunuz Kemalizm'i, su noktada da hukukla alakasi olmayan bir kavram olarak lanse ediyorsunuz. Farkinda misiniz? Halk sosyal ve hukuki olaylarini kendi cozecekse devlete ne gerek vardir ki?
Kemalizm ile Laiklik Türkiyede birbirinden ayrýlmaz
þeylerdir. Aslýnda Laiklik Demokratik
düþüncenin olmazsa olmazýdýr . Uygulamada sert davranýlmýþtýr.. Bu halkýn kültür seviyesinden ve sosyolojik
yapýsýndan kaynaklanmaktadýr. Gittikçe yumuþadýðýný görüyorum. Halkýnda
bilinçlenmesi gerektiðini düþünüyorum. Laiklik asla ortadan kalkmamalýdýr.
Ustte belirtilen sebepler dolayisiyla Kemalizm, gercek laiklikle birebibir ortusmez. Uygulamada sert davranilan yerde, demokrasiden, insan hak ve hukukundan bahsedilemez.
Herkese selamlar,
Size de selamlar,
|