Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Bizler İslam ı Rabbin emrettiği şekliyle Kur’anı rehber alarak yaşamadığımız ve ondan uzak beşerin öğretisiyle yaşadığımız için, hala putperest devrinden kalma inançlarımızı farkında olmadan bakın nasıl devam ettiriyoruz. Aşağıdaki vereceğim örneği lütfen iyice düşününüz, eğer kur’an gerçekleri ile iman eden bir toplum olsak, her sorunumuz da ona danışmayı adet edinsek, yaptığımız bu hatayı göz göre göre yapmaya devam eder miyiz?
Aşağıda sizlere bazı ayetleri yazacağım. Peygamberimiz devrinde ve daha önceki dönemlerde putperest toplumun yaptığı ve inandığı bazı yanlışları, hataları Rabbim kur’an da bakın nasıl ikaz ediyor ve uyarıyor bizleri, önce onları görelim.
İsra 40: Rabbiniz, oğulları seçip size özgüledi de kendisi meleklerden kızlar mı edindi? Gerçekten siz çok dehşet verici bir söz söylüyorsunuz.
Saffat 150: Yoksa biz, melekleri, bunların tanıklık ettikleri bir sırada, dişiler olarak mı yarattık.
Zühruf 19: Rahman'ın kulları olan melekleri, dişiler saydılar. Onların yaratılışına tanık mıydılar? Tanıklıkları yazılacak ve sorguya çekilecekler
Necm 27: O âhirete inanmayanlar, meleklere mutlaka dişilerin adlarını takarlar.
Peygamberimizin yaşadığı dönemde de inanılan en büyük yanlış, meleklerin dişi olduğu inancıydı. Rahman asla böyle bir bilgiyi gönderdiği kitaplarda söylememesi ne rağmen, toplum melekler konusunda yaptığı resimlerde, kendince meleklere koydukları isimleri, hatta kendi toplumunda kız çocuklarına koyduğu isimlerde bile melek isimleri koyarak melekleri dişi kabul ediyorlarmış. Rabbimde dikkat edin ayetlere bu inanca çok kızıyor ve tanıklıkları yazılacak ve hesaba çekileceklerdir diyor. Çünkü ben hiçbir zaman böyle bir açıklama yapmadım diye de bizleri uyarıyor Kur’an da. Necm suresi 27. ayette ise bakın ne diyor; Ahirete inanmayanlar meleklere dişilerin adını takarlar. Burada ne anlatmak istiyor Rabbim, bence çok iyi düşünmeliyiz.
Yeri gelmişken şunu söylemeliyim ki, putperestler putlara yaratıcı yani Allah olarak tapmıyor, bu putları Allaha yakınlaştıracak onların günahlarını affettirecek, şefaatçiler olarak görüyorlardı. Lütfen şimdi düşünelim, acaba günümüzde farkında olmadan hala bu yanlışları yapmıyor muyuz dersiniz? Bizler hala melek resmettiğimizde bir kadın resmiyle bunu göstermiyor muyuz? Siz hiç kanatlı olarak resmedilen bir erkek melek resmi gördünüz mü? Demek ki bizler hala putperest devrinin inançlarına öyle devam ediyoruz ki farkında bile değiliz. Şimdi sizlere sormak isterim, çocuklarımıza isim takmak istediğimizde, acaba hangimiz erkek evladına melek ismi takmayı düşündü ve taktı? Sanırım hiçbirimiz. Çünkü hala melek dediğimizde bir dişi olgusu kafamıza, benliğimize öyle yerleşmiş ki, melek dediğimizde aklımıza dişi geliyor, Allah bizleri affetsin. Çevremize bakın melek isminde birçok kadın ismi vardır, ama hiç birimiz erkek ismi olarak melek ismini düşünmeyiz bile. Düşünebiliyor musunuz yaşadığımız, inandığımız yanlışlar genlerimize işlemiş, ama Kur’an la bağlantı kuramadığımız için, bu yanlışı benliğimizden silememişiz, atamamışız. Bu yanlış bizlere ibret olmalı. İbret olmalı ki günümüzde inandığımız yanlışların farkına varmak için, artık Kur’an ile çok sıkı bir bağ kuralım. Bunun içinde onu çok iyi anlayarak okumalı ve yanlışlardan bu şekilde kurtulmalıyız.
Şimdi de bu örnekten nasıl bir ders çıkarmalıyız onu düşünelim. Rabbim ben sizlere meleklerin cinsiyeti konusunda, gönderdiğim kitaplar içinde asla böyle bir bilgi vermediğim halde, sizler kendi kafanızdan yalanlar uydurdunuz ve uydurduğunuz bu yalanlara daha sonrada kendiniz inandınız diyor ve sonunda bu yalanlarınızdan SORGUYA ÇEKİLECEKSİNİZ diye de açıklık getiriyor. Biran düşünelim acaba, rabbim kendi katından açıklamadığı, bilmediğimiz konularda bizler konuşmuyor muyuz? Sizler bunu düşünürken ben bu konularda yani Kur’anın açıklamadığı konularda konuşmamızın ne kadar büyük bir günah olduğunu bizlere hatırlatan ayeti önce sizlere aktarmak istiyorum.
Araf 33; De ki: Rabbim ancak açık ve gizli kötülükleri, günahı ve haksız yere sınırı aşmayı, hakkında hiçbir delil indirmediği bir şeyi, Allah'a ortak koşmanızı ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır.
Yukarıdaki ayeti okuyan aklını kullanan her insan şunu anlayacaktır; Rabbin Kur’anda açıklamadığı yani hiçbir delil indirmediği bahsetmediği, izah etmediği, Allah ve onun katından açıklanmayan konularda konuşmamızı HARAM kıldığını anlayacaktır.
Peki, bizler Rabbin bu ayetini bu emrini biliyor da, bu direktifine uyuyor muyuz? Eğer uymuş olsaydık günümüzde yaşadığımız İslam ın hurafelerle dolmasına müsaade etmezdik. Bugün televizyonlara çıkan dinden bahsettiğini söyleyen, masalcı amcaları bir hatırlayın lütfen. Bizlere dinden, Allahtan bahsettiğini söyleyen birçok masalcı amca rabbin hiç bahsetmediği, açıklamadığı hatta kendi katından söz etmediği onca konular hakkında ne kadar detaylı bilgiler verdiğini bir düşünün. İşte bunlar Rabbin söylediği suçu işleyip, HARAMI TIKA BASA YİYENLERDİR. Bu kısmı çok iyi düşünmenizi rica edeceğim sizlerden. Rahman benim açıklamadığım konularda konuşmanızı ve bunlara inanmanızı HARAM kılıyorum diyerek, bunun çok büyük bir günah olduğunu söylüyor. Allah haram kelimesini kur’an da çok özel durumlarda kullanmıştır. Rabbim bizlere büyük günahlar işlemezseniz diğer günahlarınızı örterim diyor. Bu durumda haram sözüyle işlediğimiz büyük günahları tıka basa yersek, nasıl affetsin Rabbim bizleri? Elbette bunu Yüceler Yücesi Rabbim bilir.
Bakın sizlere birkaç örnek vermek istiyorum. Rabbin açıklamadığı konulara iman ederseniz, domuz etini, leşi bilerek yediğimizde alacağımız günah kadar günaha giriyoruz, çünkü aynı sözü kullanıyor Rabbim HARAM kılınmıştır diyor, Faizi bilerek yemiş gibi suç işleyenle aynı günaha giriyoruz, evlenmemizin yasaklandığı şu kişilerle evlendiğimizde girdiğimiz günahta alacağımız suçun aynısına sahip oluyoruz,( Size, şu kadınlarla evlenmek haram kılınmıştır: Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeş kızları, kız kardeş kızları…..) Zina eden bir insanın girdiği günahla aynı suçu işliyoruz. Sizlere sormak isterim acaba bu günahları işlemek isteyen ya da bu günahları işleyenle aynı kefeye konmak isteyen bir insan var mı aramızda? Elbette yoktur, Allah bu günahları işlemekten bizleri korusun inşallah. İşte sizlere tekrar hatırlatmak istiyorum. Rabbin Kur’anda açıklamadığı konulara inanmak ve onları söylemek, anlatmak Rabbim tarafından HARAM kılınmıştır.
Allah verdiği örneklerle bizlere doğru yolu gösterir, bizler Rabbin rehberini okuyup anlamaya çalışırsak, onun örneklerinden ibretler alırsak, en doğru yolda gideceğimizden şüphemiz olmayacaktır. Sorunlarımızı ve kafamıza takılan soruları, Kur’ana soralım, ona danışalım onu anlamak için bolca okuyorsak bizlere aradığımız cevabı mutlaka verecektir. Eğer sorularımızın cevabını beşerin kitaplarından arıyorsak, bu cevabın doğruluğundan kimse emin olamaz. Bize söylenenleri lütfen hemen kabul etmeyelim ve rehbere danışalım onunla karşılaştıralım. Rabbim sizler için bu kitabı REHBER olsun diye indirdim diyorsa, bu kitap anlaşılması zor bir kitap asla olamaz bunu unutmayalım. Rabbim bizlerin Kur’anın ipine sarılmasını istiyor da, bu kitapta her şeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdim diyorsa, bu kitap ta her şey yok diyenlere lütfen artık kanmayalım. Günümüzde bizlere öğretilenleri kur’an da bulamadığımız da, bunların Rabbin emri olmadığını artık anlayalım. Rahman bu kitaptan sizleri hesaba çekeceğim diyorsa, artık beşerin uydurmalarına değil, RAHMANA İNANALIM. O, sizleri bu kitaptan sorgu suale çekeceğim diyorsa, sizce hesap günü başka kitaplardan, kur’anın açıklamadığı bilgilerden de hesaba çeker mi? Artık akılımızı kullananlım, başkalarının aklıyla değil kendi aklımızla iman edelim. Bakın Allah aklını kullanmayanlara ne diyor?
Enfal 22: Çünkü yeryüzünde debelenenlerin Allah katında en kötüsü, akıllarını işletmeyen sağır-dilsizlerdir.
Yukarıdaki sağır ve dilsizler den elbette bir başka ayetinde söylediği, Onlar rabbin ayetlerine hem kör hem de sağırlardır benzetmesinden ne demek istediğini çok iyi anlıyoruz. Allah Kur’an gerçeklerini açıkça gören kulları arasına bizleri alması dileklerimle. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK
|