Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Merhaba,
öncelikle şunu sorgulamalıyız :
"Hayatın ne kadarlık alanı KONTROLÜMÜZ altındadır?"
ve bu soruya vereceğimiz cevap %100 olamıyor ise, adına ne derseniz deyin tüm alemlerin üzerinde bir GÜÇ olduğu BİLİMSEL bir GERÇEK haline gelir.
Yani bu bir kalp/iman/inanç meselesi değil, AKIL ile ilgili bir meseledir.
bu GÜCE nasıl bir isim taktığınızın bana göre bir anlamı yoktur. Çünkü bu GÜCÜN VARLIĞINI kavradığınız zaman, gerçekten de EN BÜYÜK sıfatlar onda toplanır.
örnek verelim :
kalp kasları. Kalp kasları insanın KONTROLÜ dışında kasılır ve vücuda kan pompalar. Her şeyi kontrol ETTİĞİNİ SANAN bir insan, isterse tüm dünyanın KABUL ettiği bir hükümdar olsun, kendi kalp kaslarnı kontrol edemediği için, onunda üstünde bir GÜÇ olduğunu anlamak en basit bir sorgulama ile bulunur.
hadi diyelim, kalp kaslarını kontrol etmeyi de bir şekilde buldu insanoğlu. akat YAŞLANMANIN önüne HİÇ BİR ŞEKİLDE geçemiyor. yapabileceği TEK ŞEY, yaşlanmayı ERTELEMEK olabilir. Fakat ne yazık ki, vücudumuzu YAŞAMAK için kullanmak zorundayız ve KULLANILAN HER ŞEY YIPRANMAYA mahkumdur ve YIPRANAN her ŞEY de yaşlanıp yok OLMAYA mahkumdur.
Peki bu yaşlanıp, yok olmanın yanında, SÜREKLİ yenilenme ve yeniden doğmalar var ise ve yine bu İNSAN KONTORLÜNDE değil ise, yine karşımıza her şeyden DAHA GÜÇLÜ bir GÜÇ çıkar.
işte bu GÜCE insanoğlu TANRI diyor.
peki böyle bir gücün varlığını KAVRAMADAN yaşamak insanın karşısına iki açıdan nasıl problemler çıkarır :
1. bireysel olarak
2. toplumsal olarak
1. bireysel olarak : Bireysel olarak, her zaman bizden daha güçlü iktidar sahipleri mutlaka vardır. Onlaraın heva ve heveslerine kul/köle olunur. köleliği RED eden özgür bir insanın ise TEK ÇIKIŞ yolu olarak İNTİHARI kalır. dolayısı ile böyle bir GÜCÜN varlığını kavramamış bir insan, kanaatimce gitsin intihar etsin. çünkü başka güçlerin varlığını kabul etmek ve onlara KÖLE olmak zorundadır. Halbuki kendisini efendi ZAN eden her kim olursa olsun, basit bir TUVALET ihtiyacını gideremediğinde bile BAŞKASINA muhtaç olmaktadır.
2. toplumsal olarak : toplulukların bir arada yaşaması için KURALLAR, kanunlar kaçınılmazdır. Fakat bu kural ve kanunlara topluluğun ÇOĞUNLUĞUNUN uymaması durumunda, kural ve kanunların HİÇ BİR GEÇERLİLİĞİ kalmaz. İşte o zaman KAOS meydana gelir. her zaman GÜCÜ elinde bulunduran kanun koyucu olur ve her seferinde KAOS meydana gelir. Topluluğun çoğunluğunun verdiği destek ile İKTİDAR olanlar da, istedikleri gibi AT oynatırlar, halka zulm yaparlar. Eğer bunlarında üzerinde başka bir GÜC bulunmasa idi, iktidar gücünü elinde bulunduranlar SONSUZLUĞA doğru bir yol alırlardı. Fakat günümüz ve yakın tarihimizde gördüğümüz kadarı ile MUTLAKA birileri ÇIKIYOR ve EZBER bozuyorlar. İşte bu da o insanların KENDİLERİNE dayatılan güçten daha GÜÇLÜ bir şeye İNANMALARI neticesinde oluyor.
biraz zırvalamış olabilirim. fakat benzer düşünceler yer yer benim de beynimde dolaştı. bu çıkmazdan kurtulmamın ilk yolu çevremde gördüğüm TÜM YARATIKLARIN bir AZCİYETLERİNİN olduğu ve YİNE başka şeylere MUHTAÇ olduklarını görmem olmuştur. özellikle insanın hayatın HİÇ BİR ALANINI %100 kontrol edemediğini NET olarak KAVRAMIŞ ve GÖZLEMLEMİŞ bulunmaktıyım.
selam olsun...
|