Yazanlarda |
|
mindar Uzman Uye
Katılma Tarihi: 02 kasim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 373
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
inanç konusunda aynıyız hayrullahmeral kardeşime de iletmek isterim yazını okudum bir güç olduğunu kabul ediyoruz tabi. bunu ateistte kabul ediyor ama bunu isimlendiremiyor kimi tanrı der kmi zeus kimi vs..ama bi güç var mutlaka bende ona inanıyorum ama o gücün kendini hissettirmeye ihtiyacı var önceki kavimlere yaptığı uyarıları bizlerede yapmalı kendini hissettirmeli var ama görünmez duyulmaz sadece hissedersin çevrene bak bunlar başıboş değil tesadüf değil demekle iş bitmiyo bi kanıt bi ayet olmalı neyse kısaca bir yaratıcıya inanıyorum dinlerin ihtiyac gereği insanlar tarafından iyi niyetle oluşturduğu görüşüne sıcak bakıyorum(gene halen araştırma içindeyim ) bilmediğimiz bişeyler olabilir elbette.. ama şu da var eğer dinler saçma ve uydurma ise ozaman yaratıcı bizi yaratıp neden başoboş bırakmış o bizden biz ondan haberdar değiliz (somut deliller)
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Merhaba Mindar kardeşim,
üzerinde ısrarla durmaya çalıştığım konu Allah'a inanmak değil...yani fiil İNANMAK, bilinçsiz olarak KABULLENMEK değil...
üzerinde durduğum konu KAVRAMAK...
arasındaki farkı şöyle izah edeyim...
kurumsal bir firmada çalışıyorsunuz..firmanın genel müdürünü hiç kimse görmüyor. ancak firmanın öyle kuralları var ki esnetilmiyor. kural dışına çıkan cezasını çekiyor. şimdi bu genel müdürün varlığına körü körüne inanmış mı oluruz, yoksa onun varlığını BİZİM YAŞAMIMIZA ETKİ eden SEBEPLERİ ile KAVRAMIŞ mı oluruz?
hayatımızın her anında, aklımızı kullanıyoruz iş, Allah'ı kavramaya geldiği zaman hemen kolaya kaçıyor, ya körü körüne inanıyor, ya da körü körüne inanmıyoruz.
Ondan sonra üzerine inşa ettiğimiz HER ŞEY, samimiyetten uzak oluyor. ve en ufak bir sarsıntıda YIKILIYOR....
o sebeple dinlerden, kitaplardan, ateistlerin görüşlerinden, herkesden bağımsız olarak O GÜCÜ kavramamız gerekiyor...
ve bu kavrama sonrasında HİÇ BİR ŞÜPHEYE yer kalmaması gerekiyor...
ondan sonra tarih, kuran, iyilik, kötülük, HER ŞEYİ daha kolay münazara edebiliriz...
bahsettiğim konu aslında ŞİRK kavramının da bir açılımı..körü körüne iman etmek demek, ŞİRK katarak, kendini kandırmak, ve dolayısı ile inandığı gibi YAŞAMAMAK demektir....
önce sadece kendimiz ve doğada/çevremizde gelişen olayları ön yargısız bir şekilde gözlemleyip, süper bir gücün var olduğunu KAVRAMAMIZ gerekiyor...
eğer buraya kadar yazdığım notlarıma, MANTIK çerçevesi içinde bir itirazınız var ise, lütfen belirtin...ben hatalı isem, vazgeçeyim..değil ise AKIL ile kabul edelim ki, bu GÜÇ mutlak hüküm sahibi...
selam olsun...
|
Yukarı dön |
|
|
asım Uzman Uye
Katılma Tarihi: 14 agustos 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1700
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
doğal din diye bir kavram var...
her insanın doğuştan sahip olduğu din...
biraz büyüyünce içinde yaşadığı toplumun dinine geçiyor herkes...
aslında tanrı her insana gerekli vazifeleri onun doğasına yükleyerek dünyaya gönderiyor...
ona akıl ve vicdan dediğimiz peygamberi yanından hiç ayrılmadan görevlendiriyor...
öyle bir peygamber ki o ne dediği çok net anlaşılıyor ta derinden duyuluyor sesi...
tercümeye tefsire gerek kalmadan söylüyor tanrının emirlerini...
işte bu emirleri en iyi anlayanlardan biri olan muhammed bunları uygulamaya çalışmış ve kitab haline getirmiştir kanımca...
bizde onu kuran diyerek okuyoruz...
__________________ O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
|
Yukarı dön |
|
|
mindar Uzman Uye
Katılma Tarihi: 02 kasim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 373
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
hayrullahmeral Yazdı:
Merhaba Mindar kardeşim,
üzerinde ısrarla durmaya çalıştığım konu Allah'a inanmak değil...yani fiil İNANMAK, bilinçsiz olarak KABULLENMEK değil...
üzerinde durduğum konu KAVRAMAK...
arasındaki farkı şöyle izah edeyim...
kurumsal bir firmada çalışıyorsunuz..firmanın genel müdürünü hiç kimse görmüyor. ancak firmanın öyle kuralları var ki esnetilmiyor. kural dışına çıkan cezasını çekiyor. şimdi bu genel müdürün varlığına körü körüne inanmış mı oluruz, yoksa onun varlığını BİZİM YAŞAMIMIZA ETKİ eden SEBEPLERİ ile KAVRAMIŞ mı oluruz?
hayatımızın her anında, aklımızı kullanıyoruz iş, Allah'ı kavramaya geldiği zaman hemen kolaya kaçıyor, ya körü körüne inanıyor, ya da körü körüne inanmıyoruz.
Ondan sonra üzerine inşa ettiğimiz HER ŞEY, samimiyetten uzak oluyor. ve en ufak bir sarsıntıda YIKILIYOR....
o sebeple dinlerden, kitaplardan, ateistlerin görüşlerinden, herkesden bağımsız olarak O GÜCÜ kavramamız gerekiyor...
ve bu kavrama sonrasında HİÇ BİR ŞÜPHEYE yer kalmaması gerekiyor...
ondan sonra tarih, kuran, iyilik, kötülük, HER ŞEYİ daha kolay münazara edebiliriz...
bahsettiğim konu aslında ŞİRK kavramının da bir açılımı..körü körüne iman etmek demek, ŞİRK katarak, kendini kandırmak, ve dolayısı ile inandığı gibi YAŞAMAMAK demektir....
önce sadece kendimiz ve doğada/çevremizde gelişen olayları ön yargısız bir şekilde gözlemleyip, süper bir gücün var olduğunu KAVRAMAMIZ gerekiyor...
eğer buraya kadar yazdığım notlarıma, MANTIK çerçevesi içinde bir itirazınız var ise, lütfen belirtin...ben hatalı isem, vazgeçeyim..değil ise AKIL ile kabul edelim ki, bu GÜÇ mutlak hüküm sahibi...
selam olsun... |
|
|
bu güç var ama onu bilmiyoruz senin mantığınla bu gücü tanımalıyızki kavrayabilelim bilmediğimiz şey bilienmeyen güçtür bilienmeyen de kaybolur zamanla bilmek lazım hissetmek lazım bi açıklama lazım bir yaratıcı varsa veya var ozaman bişekilde hüküm koymalı bu hükmü dini kitaplarla koyduğunu iddaa ediyorsa ozaman bi sorun var ya bu kitaplar bozuk saçma ya bozuldu ya da kuranın veya tüm kitapların tanrısı gibi bi tanrı yok başka bişey var ama hiç karışmayan hüküm vermeyen bişey bi güç de olamaz.. tavsiyem kurandan yola çıkalım.
|
Yukarı dön |
|
|
Yorumcu Uzman Uye
Katılma Tarihi: 08 mart 2010 Gönderilenler: 171
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
hayrullahmeral Yazdı:
Merhaba,
öncelikle samimi uyarınız için teşekkür ederim.
yukarıdaki notumda bahsettiğim konulara yavaş yavaş girecektim. Ancak hızlı bir özet sanırım demek istediklerimin anlaşılmasını kolaylaştıracaktır.
benim konuyu ısrarla Allah, rahman, rahim, alim, malik, tanrı, süper güç, her şeyin sahibi, kontrolü elinde bulunduran TEK şey...-ne dersek diyelim - olup olmadığına NET olarak KARAR vermemiz gerekiyor.
evet inanmak değil. karar vermek. yani enine boyuna düşünerek, akıl ile, mantık çerçevesi içerisinde karar vermek, KAVRAMAK...
Allah'ıma çok teşekkür ederim ki, ben böyle bir GÜÇ olduğunu NET bir ŞEKİLDE kavradım.
Bundan sonrası ise, allah'ın izni ile çorap söküğü gibi gelir...
yani, kuran'ın Muhammed peygamberin kullandığı kelimeler ile çevresindekilere bildirilmiş olması benim nazarımda kuran'ın değerini düşürmez. Çünkü günümüzdeki diğer yazarların yazmış oldukları kitapların hep üzerinde.
1. satış rakamı olarak
2. içerik olarak
3. edebi olarak
4. kişisel gelişime ve toplumsal huzura sağladığı katkı olarak.
dolayısı ile gerçekten de bir REHBER...
şimdi öncelikle şu soruyu kuran içinde cevaplandıralım :
Allah HER beldeye (dikkat edelim HER beldeye), KENDİ dillerinde ELÇİLER gönderir. Göndermiyor mu? her aile de, her sokakta, her mahallede diğer insanlara ÖRNEK olan insanlar yok mu? Yok.Ama her insan içinde Allah"tan bir Ruh,yani Allah"tan bir elçi vardır.Kuran"daki,gerek kelimeler,gerekse ayetler,mikro ve makro boyutludur.Kelime veya ayetlerin bu özelliğini dikkate almadan Kur"an veya ayetler doğru okunamaz,anlaşılamaz.Bu anlamda senin sözünü ettiğin belde,bu yaşam açısından insan denen yapıttır.Elçi veya elçilerde insanlar içindeki Ruh"tur.Ve Allah,her şeyden ve herkesten önce,içimizdeki elçiye baş vurmamızı,danışmamızı ve onu örnek almamızı emrediyor.Çünkü o Alemlerin rabbinden indirilmiştir.Ama siz,size şah damarınızdan da yakın olan elçiye (akıl veya vicdan),hiç baş vurmaz,baş vurmayı bilmez,beceremez durumda iseniz,çevrenizden elçiler arayışına çıkarsınız.
peki bu örnek insanların DOĞRULUĞUNU kabul etsek bile, herkes o örnek insanlar gibi HAYATLARINA çeki düzen veriyor mu? hayır...Kim"miş o örnek insanlar? Allah aşkına,bana birinin adresini versene.Sen,Allah"ın senin içine koyduğu örnekten yararlanamadıktan sonra,sana gerçek bir peygamberde gelse,ondan da yararlanamazsın.Dostum.Bu anlayışını terket.Bu anlayış,kula kulluğu getiren bir anlayıştır.Lütfen,başkaları değil,sen,sen olmaya çalış.
Selam ile.
işte yine kurana girdik...ne diyordu, yeryüzündekilerin ÇOĞUNLUĞUNA uyacak olursak, bizi doğru yoldan saptırır...
nedir doğru yol?
açlıkta yoksulu doyurabilmek...hani o DİK yokuş var ya...o işte...
bir hikaye yazdım önceki notlarımda...ne amerikalı gibi olmak, ne de japon gibi olmaktır doğru yol...günümüzde AÇ ASLAN ile HEP karşılaşmıyor muyuz? peki bu aslan karşısında nasıl hareket ediyoruz...bırakın spor ayakkabı giymeyi, yanımızdaki adamın ayakkabılarını alında, kafasına sopa vurmaya kadar neler yapmıyoruz ki?
madem, yukarıdaki açtığım örnekler (zeydin karısı, hanımlar, ganimetler meselesi) ile ilgili sizin görüşlerinizi belirtmediniz, bir mani olmaz ise, allah dilerse ben de ileride belirtmeyi düşünüyorum...
sonuçta Kuran muhhammed peygamberin kullandığı kelimeler ile oluşmuş olsa da, NE GÜZEL oluşmuş ve gerçekten de MEYDAN okumaya devam ediyor...çünkü bir BENZERİ henüz piyasada yok...
selam olsun... |
|
|
|
Yukarı dön |
|
|
mindar Uzman Uye
Katılma Tarihi: 02 kasim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 373
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
asım Yazdı:
doğal din diye bir kavram var...
her insanın doğuştan sahip olduğu din...
biraz büyüyünce içinde yaşadığı toplumun dinine geçiyor herkes...
aslında tanrı her insana gerekli vazifeleri onun doğasına yükleyerek dünyaya gönderiyor...
ona akıl ve vicdan dediğimiz peygamberi yanından hiç ayrılmadan görevlendiriyor...
öyle bir peygamber ki o ne dediği çok net anlaşılıyor ta derinden duyuluyor sesi...
tercümeye tefsire gerek kalmadan söylüyor tanrının emirlerini...
işte bu emirleri en iyi anlayanlardan biri olan muhammed bunları uygulamaya çalışmış ve kitab haline getirmiştir kanımca...
bizde onu kuran diyerek okuyoruz...
|
|
|
mantıklı bi çıkarım yani demek istiyorsunki kuranı muhammed yazmıştır kendi ruhi patlamaları sonucunda ve içine de kendi menfaatine gelen şeyleri doldurmuş iyi şeylerin yanında kötü bildiklerine beddua etmiş gibi
peki Allah neden izin vermiş o tip iddaları ortaya atanlara
veya Allahın sorumluluğu istediği ne yarattıklarından? sadece yaratmışımı geleceğimizle ilgli bi yaptırımı yokmu varsa da neye göre bileceğiz.
|
Yukarı dön |
|
|
Yorumcu Uzman Uye
Katılma Tarihi: 08 mart 2010 Gönderilenler: 171
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
mindar Yazdı:
hayrullahmeral Yazdı:
Merhaba Mindar kardeşim,
üzerinde ısrarla durmaya çalıştığım konu Allah'a inanmak değil...yani fiil İNANMAK, bilinçsiz olarak KABULLENMEK değil...
üzerinde durduğum konu KAVRAMAK...
arasındaki farkı şöyle izah edeyim...
kurumsal bir firmada çalışıyorsunuz..firmanın genel müdürünü hiç kimse görmüyor. ancak firmanın öyle kuralları var ki esnetilmiyor. kural dışına çıkan cezasını çekiyor. şimdi bu genel müdürün varlığına körü körüne inanmış mı oluruz, yoksa onun varlığını BİZİM YAŞAMIMIZA ETKİ eden SEBEPLERİ ile KAVRAMIŞ mı oluruz?
hayatımızın her anında, aklımızı kullanıyoruz iş, Allah'ı kavramaya geldiği zaman hemen kolaya kaçıyor, ya körü körüne inanıyor, ya da körü körüne inanmıyoruz.
Ondan sonra üzerine inşa ettiğimiz HER ŞEY, samimiyetten uzak oluyor. ve en ufak bir sarsıntıda YIKILIYOR....
o sebeple dinlerden, kitaplardan, ateistlerin görüşlerinden, herkesden bağımsız olarak O GÜCÜ kavramamız gerekiyor...
ve bu kavrama sonrasında HİÇ BİR ŞÜPHEYE yer kalmaması gerekiyor...
ondan sonra tarih, kuran, iyilik, kötülük, HER ŞEYİ daha kolay münazara edebiliriz...
bahsettiğim konu aslında ŞİRK kavramının da bir açılımı..körü körüne iman etmek demek, ŞİRK katarak, kendini kandırmak, ve dolayısı ile inandığı gibi YAŞAMAMAK demektir....
önce sadece kendimiz ve doğada/çevremizde gelişen olayları ön yargısız bir şekilde gözlemleyip, süper bir gücün var olduğunu KAVRAMAMIZ gerekiyor...
eğer buraya kadar yazdığım notlarıma, MANTIK çerçevesi içinde bir itirazınız var ise, lütfen belirtin...ben hatalı isem, vazgeçeyim..değil ise AKIL ile kabul edelim ki, bu GÜÇ mutlak hüküm sahibi...
selam olsun... |
|
|
bu güç var ama onu bilmiyoruz Evet.Bilmiyoruz,bilmiyoruz denebilir.Eğer böyle bir güç varsa,o güç,kendi varlığını kanıtlayacak,bir gücü de bize vermiş olmalıdır,vermiştir.Acaba,gelmiş geçmiş tüm insanların,insanlığın,çok büyük bir kısmının,hep bir Allah arayışı içinde olması,bu gücün,bizzat kendisi olabilir mi,olamaz mı? senin mantığınla bu gücü tanımalıyızki kavrayabilelim bilmediğimiz şey bilienmeyen güçtür bilienmeyen de kaybolur zamanla bilmek lazım hissetmek lazım bi açıklama lazım Bana göre söz konusu bilinmeyen şey,gerçekte kaybolmaz. Aranmaktan vaz geçilirse kaybolur. bir yaratıcı varsa veya var ozaman bişekilde hüküm koymalı bu hükmü dini kitaplarla koyduğunu iddaa ediyorsa ozaman bi sorun var.Var tabii.Allah isteseydi,hepimiz her şeyi doğru anlar,doğru kavrardık.Ve Allah isteseydi,bu dünya yı da cennet yapardı. ya bu kitaplar bozuk saçma ya bozuldu ya da kuranın veya tüm kitapların tanrısı gibi bi tanrı yok başka bişey var .Evet.Başka bir şey var.Çünkü,bu dünya ya hükmeden tanrı Allah değil,şeytan.Yani bu dünya Allah"ın katı değil,şeytanın katı.Şeytanın katında mutluluk olmaz.Zulüm olur,kaos olur,izdırap olur.Cehalet veya bilgisizlik olur.Senin düşündüğün veya senin arzu ettiğin anlamda bir Allah,ne kadar ararsak,arayalım bu dünya da bulunmaz,bulunamaz.Burası,Allah"ın bulunacağı yer değil.Burası Allah"ın aranacağı yerdir.Ne mutlu Allah"ı arayanlara. ama hiç karışmayan hüküm vermeyen bişey bi güç de olamaz.. tavsiyem kurandan yola çıkalım.
|
|
|
|
Yukarı dön |
|
|
Yorumcu Uzman Uye
Katılma Tarihi: 08 mart 2010 Gönderilenler: 171
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
asım Yazdı:
doğal din diye bir kavram var...
her insanın doğuştan sahip olduğu din...
biraz büyüyünce içinde yaşadığı toplumun dinine geçiyor herkes...
aslında tanrı her insana gerekli vazifeleri onun doğasına yükleyerek dünyaya gönderiyor...
ona akıl ve vicdan dediğimiz peygamberi yanından hiç ayrılmadan görevlendiriyor...
öyle bir peygamber ki o ne dediği çok net anlaşılıyor ta derinden duyuluyor sesi...
tercümeye tefsire gerek kalmadan söylüyor tanrının emirlerini...
işte bu emirleri en iyi anlayanlardan biri olan muhammed bunları uygulamaya çalışmış ve kitab haline getirmiştir kanımca...
bizde onu kuran diyerek okuyoruz...
|
|
|
Sevgili asım.Tesbitlerin harika.Aynen katılıyorum.Olayı çok güzel özetledin.Ancak Kur"an gibi,bir kitabı,bizzat Allah"ın özel anlamdaki desteği olmadan,değil muhammed,bütün peygamberler toplansa meydana getiremez.
Selam ile.
|
Yukarı dön |
|
|
didar11 Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 18 mayis 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 62
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
asım bey bende uzunca yazmaya çalıstığım anlatmak
istediklerimi kısaca özetlemissiniz.. tebrik ederim .. bu
yazıya gönülden katılıyorum
|
Yukarı dön |
|
|
didar11 Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 18 mayis 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 62
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
nasıl bu kitabın bi benzeri yok diyorsunuz.. peygamberim
diye hala ortaya çıkanlar yokmu.. siz peki hiç baktınızmı
bu peygamberim diye ortaya çıkanların görüslerine.. yada
hangimiz bakabiliyor baska dinlerin verilerine..
bakmadığımızdan göremiyoruz.. muhammed peygamberide red
eden baska din sahiplerinin inandığı değerlere sorarsanız
onlarda diceklerdir ki bizim peygamberimizin yada
önderimizin getirdiği yasaların bi benzerini getirisnler
bakalım..o zaman ne cavp cevap vereceksiniz
kaldıki gelen kuranın benzeri geçmis ehli kitapın zaten
benzeri...
|
Yukarı dön |
|
|
|
|