Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Denilir ki, her ne kadar medeni kanunumuzu İsviçre medeni kanunundan alsak da, dinimizin hassasiyetlerini de gözettik.
Kaynanayla evlenmek, İsviçre'de de,bizim kanunumuzda da,dinimizde de yasak.
Geliniyle evlenmek,İsviçre'de de,bizim kanunumuzda da,dinimizde de yasak. V.s diyerek örnek veriyorlar.
Evlatlığın eşiyle evlenmek konusunu sorduğunuzda,öz evladın eşiyle,evlatlığın eşi arasında fark olmadığını,dolayısıyla,medeni kanunumuz,iki şekilde de evlenmeyi yasak etmiştir.Çünkü,bu yasaklama bir çağdaşlık ve ilericiliktir.
Evlatlığın kendisiyle ve geliniyle evlenmek, gericiliktir,örümcek kafalılıktır.
Madde 129.- Aşağıdaki kimseler arasında evlenme yasaktır:
1.Üstsoy ile altsoy arasında; kardeşler arasında; amca, dayı, hala ve teyze ile yeğenleri arasında,
2.Kayın hısımlığı meydana getirmiş olan evlilik sona ermiş olsa bile, eşlerden biri ile diğerinin üstsoyu veya altsoyu arasında,
3.Evlât edinen ile evlâtlığın veya bunlardan biri ile diğerinin altsoyu ve eşi arasında.
Dikkat edilirse laik yasa bir kimsenin evlatlık sahibi olmasından işkillidir. Öyle ya bir adamın evlat aldığı kızla evlenmesi o kızın istismarı anlamına gelebilir. Çünkü kız, adama minnetle bağlıdır; artı, onun kendisiyle evlenme isteğini geri çevirirse evlatlıktan atılıp yeniden beş parasız ve kimsesiz kalacaktır. Dolayısıyla adamı eş olarak asla istemediği ve sevmediği halde onunla evlenmek zorunda kalır. Ve zulme uğrar.
Öte yandan evlatlık edinmek Müslümanlar için haramdır ama Müslüman olmayan vatandaşlar için değil. Onlar özgürce evlatlık sahibi olmak isterler. Ve özgürlük onların da hakkıdır. İşte laik yasa evlatlıklarla ilgili düzenlemesini buna göre yapmış:
(1)Müslümanlar özgürdür; evlat edinmek zorunda değiller. (2)Müslüman olmayanlar özgürdür; evlat edinebilirler. (3)Kişinin evlatlığı ile evlenmesi yasaktır; laik devlet hiç kimsenin evlatlığını eş alıp istismar etmesine göz yummaz.
Bu son derece adil bir düzenlemedir. Hele bir de bakımı üstlenilen çocuğu namahrem diye ailesinden dışlayıp sevgisizliğe mahkum eden tesettürcü fuhuş düzeni göz önüne alınınca?
Sonuç olarak İslamın yasakladığı, başkalarının çocuğunu biyolojik evladımıza eşit konuma getirmemizdir. Öyle yapmak yerine onun bakımını üstlenmemiz ve ona biyolojik babasının soyadını verip en erken zamanda "Senin öz baban odur," diye dürüstçe bildirmemiz; artı, kendisini yasal varisimiz yapamıyacağımıza göre malî bağış yoluyla kanatlarımızın altına almamız gerekir.
Ama o çocuğumuzun asıl ihtiyacı sevgidir. Onu gerçek bir ana baba içtenliğiyle bağrımıza basmalıyız. Bakımını üstlendiğimiz çocuğumuza, öz evladımıza nerelerimiz avretse ancak oralarımız avrettir; birlikte bulunmak açısından öz evladımızla bakımını üstlendiklerimiz aynıdır.
Kendimce,yazdıklarınızda yanlış bulduklarımı eleştireceğim kabul ederseniz.
Dikkat edilirse laik yasa bir kimsenin evlatlık sahibi olmasından işkillidir. Öyle ya bir adamın evlat aldığı kızla evlenmesi o kızın istismarı anlamına gelebilir. Çünkü kız, adama minnetle bağlıdır; artı, onun kendisiyle evlenme isteğini geri çevirirse evlatlıktan atılıp yeniden beş parasız ve kimsesiz kalacaktır. Dolayısıyla adamı eş olarak asla istemediği ve sevmediği halde onunla evlenmek zorunda kalır. Ve zulme uğrar. Demişsiniz.Çok çok haklısınız. Bu duruma düşmemek için evlatlık kurumunun ortadan kalkması gerekir.
Öte yandan evlatlık edinmek Müslümanlar için haramdır ama Müslüman olmayan vatandaşlar için değil. Onlar özgürce evlatlık sahibi olmak isterler. Ve özgürlük onların da hakkıdır. İşte laik yasa evlatlıklarla ilgili düzenlemesini buna göre yapmış:Demişsiniz. Bu insanların,bizim ülkemizde yaşadığını ve evlat edinme hakları olduğunu söylemek istiyorsanız;Dünya üzerinde yaşayan bir çok ülke insanlarının farklı evlilik sistemleri olduğunu herhalde kabul edersiniz herhalde.Kimilerine kaynanayla evlenmek serbest,kimilerine teyze,hala, v.s v.s.Bu insanlara ayrı ayrı medeni kanun mu yapacağız?
(1)Müslümanlar özgürdür; evlat edinmek zorunda değiller. Dmişsiniz. Yanlış cümle.Müslüman evlat edinmez.Edinen bilgi sahibi değildir.
(2)Müslüman olmayanlar özgürdür; evlat edinebilirler. Demişsiniz.Ülkemizde yaşayanlar, nasıl ki kanunlarımıza uymak zorundaysa,yasak edilecek evlat edinme'yede uymak zorundadırlar.
(3)Kişinin evlatlığı ile evlenmesi yasaktır.Demişsiniz.Çok çok doğru.Evlatlık yok ki yasak olsun.
laik devlet hiç kimsenin evlatlığını eş alıp istismar etmesine göz yummaz. Demişsiniz.Çok çok doğru söylemişsiniz. Evlatlık olmayan yerde istismar olmaz.Evlatlığın olduğu yerde istismar olur.Etrafınıza sorup, örneklerini bulabilirsiniz.
Bu son derece adil bir düzenlemedir. Hele bir de bakımı üstlenilen çocuğu namahrem diye ailesinden dışlayıp sevgisizliğe mahkum eden tesettürcü fuhuş düzeni göz önüne alınınca? Bu cümleniz çok önemli.Bu söyleminiz evlatlıkla ortadan kalkmaz.Süt anneyle ortadan kalkar.Sorarsanız nasıl olacak diye? Detaylı ile anlatabilirim.
Sonuç olarak İslamın yasakladığı, başkalarının çocuğunu biyolojik evladımıza eşit konuma getirmemizdir. Öyle yapmak yerine onun bakımını üstlenmemiz ve ona biyolojik babasının soyadını verip en erken zamanda "Senin öz baban odur," diye dürüstçe bildirmemiz; artı, kendisini yasal varisimiz yapamıyacağımıza göre malî bağış yoluyla kanatlarımızın altına almamız gerekir.
Ama o çocuğumuzun asıl ihtiyacı sevgidir. Onu gerçek bir ana baba içtenliğiyle bağrımıza basmalıyız. Bakımını üstlendiğimiz çocuğumuza, öz evladımıza nerelerimiz avretse ancak oralarımız avrettir; birlikte bulunmak açısından öz evladımızla bakımını üstlendiklerimiz aynıdır.
Bu söyledikleriniz de,süt anne konusuyla ilgilidir.
SELAMLAR,KIYMETLİ EFRAYİM DOSTUM, uzun süreden beri bu evlatlık meselesiyle ilgili yazı ve yorumların çıkıyor.çok şey yazmışsın,ama inan bir şey anlamıyorum.bir şey anlamam için sanırım önce şu sorulara cevap bulmak zorundayım,''bu evlat edinme işi dinde varmı yokmu?varsa niye var?yoksa niye yok?senin bu işin uzmanı olduğuna inandığım için öncelikle sana soruyorum. SELAMETLER DİLERİM.
Efrayim, Sevgili medeni0002, İslam öncesi, farklı farklı yerleşik adetler vardı.Bu adetlerden bazıları revizyona uğradı bazıları da,tümden ortadan kaldırıldı. Eğer baba,eve 2. anne (üvey anne) getirmiş ve sonra baba ölmüşse,evin en büyük oğlu,o üvey anne ile evlenme hakkına sahipti.Aşağıdaki ayetle tümden bu adet ortadan kalktı. 4/22-24 : Geçmişte olanlar hariç, babanızın evlendiği kadınlar ile evlenmeyin. Çünkü bu açık bir edepsizlik, iğrenç bir yoldur. Araplarda,tüm çocuklar 2 yaşına kadar süt anneye verilir,daha sonra tekrar alınırdı.Bilindiği gibi,peygamberimiz de süt anneye verilmişti. Ancak süt anneye para bazen verilmiyor,süt anne ve süt kardeş evlilikleri meydana geliyordu.Ayetlerle bu aksaklıklara müdahale edildi.
2/233- -Emzirmeyi tamamlamak isteyenler için- anneler çocuklarını iki tam yıl emzirirler. Onların (annelerin) yiyeceği, giyeceği, örfe uygun olarak babaya aittir. Hiçbir kimseye gücünün üstünde bir yük ve sorumluluk teklif edilmez. -Hiçbir anne ve hiçbir baba çocuğu sebebiyle zarara uğratılmasın- (Baba ölmüşse) mirasçı da aynı şeyle sorumludur. Eğer (anne ve baba) kendi aralarında danışıp anlaşarak (iki yıl dolmadan) çocuğu sütten kesmek isterlerse onlara günah yoktur. Eğer çocuklarınızı (bir süt anneye) emzirtmek isterseniz örfe uygun olarak vereceğiniz ücreti güzelce ödediğiniz takdirde size bir günah yoktur. Allah’a karşı gelmekten sakının ve bilin ki, Allah yapmakta olduklarınızı hakkıyla görendir.
4:23-
Size şunları nikahlamak haram kılındı: Anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek ve kız kardeşlerinizin kızları, sizi emziren süt anneleriniz, süt kızkardeşleriniz ve karılarınızın anneleri, ve kendileri ile zifafa girdiğiniz kadınlarınızdan olan ve evlerinizde bulunan üvey kızlarınız. Eğer üvey kızlarınızın anneleri ile zifafa girmemişseniz onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Sulbünüzden gelen (öz) oğullarınızın hanımları ile evlenmeniz ve iki kız kardeşi birlikte nikahlamanız da haramdır. Ancak cahiliyyet devrinde geçen geçmiştir. Şüphesiz ki Allah gafur (çok bağışlayıcı) ve çok merhamet edicidir.
Yine,'senin sırtın annemin sırtı gibi oldu'(zihar)deyince eşiyle boşanma sebebi sayılırdı.Bu adet de,ayetle ortadan kalktı.
58:2-
İçinizde zıhâr yapanların kadınları, onların anaları değildir. Onların anaları ancak kendilerini doğuran kadındır. Şüphesiz onlar çirkin ve yalan bir laf söylüyorlar. Kuşkusuz Allah, affedici, bağışlayıcıdır.
Sevgili medeni 0002,açıklamalarıma devam ediyorum.
Arap kültüründe çok önemli ve kemikleşmiş bir adet de, evlatlık kurumuydu.Peygamberimiz dahil,herkesin evlatlığı vardı,daha önemlisi de, çocuğunu hanımı neyse evlatlığın hanımı da öyleydi.Allah,bu kuralı ortadan kaldırmak için, ayetiyle beraber peygamberimizi uygulamacı seçti.
Peygamberimizin evlatlığı Zeyd,yine peygamberimizin halasının kızı Zeynep'le, peygamberimizin isteği üzre evlendirildi.Anlaşamayıp boşanmak istediklerinde,peygamberimiz bu işe kendi sebeb olduğunu düşünüp çok üzüldü ve boşanmamaları için uğraştı.Allah, ayetiyle bu duruma müdahale etmekle kalmamış, peygamberimizi Zeynep'le evlenmesini sağlamıştır.
AHZAB 33/37. Allah’ın nimet verdiği ve senin de nimetlendirdiğin kimseye: "Eşini bırakma, Allah’tan sakın" diyor, Allah’ın açığa vuracağı şeyi içinde saklıyordun. İnsanlardan çekiniyordun; oysa Allah’tan çekinmen daha uygundu. Sonunda Zeyd eşiyle ilgisini kestiğinde onu seninle evlendirdik, ki evlatlıkları eşleriyle ilgilerini kestiklerinde onlarla evlenmek konusunda müminlere bir sorumluluk olmadığı bilinsin. Allah’ın buyruğu yerine gelecektir.
Araplardaki evlatlık geleneği, bu evlilikle yerle bir olmuştur. Bu olaydan sonra,Zeyd, peygamberimizin arkadaşları,dostları arasına katılmıştır.
Not: Peygamberimizin yanında bulunan dostlarından hiç birisi Kuran'da yer almamıştır sadece ZEYD yer alır.
Katılma Tarihi: 29 nisan 2011 Yer: Turkiye Gönderilenler: 188
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
efrayim58 Yazdı:
nisa/23
Size şunları nikahlamak haram kılındı: Anneleriniz,
kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz,
erkek ve kız kardeşlerinizin kızları, sizi emziren süt
anneleriniz, süt kızkardeşleriniz ve karılarınızın
anneleri, ve kendileri ile zifafa girdiğiniz
kadınlarınızdan olan ve evlerinizde bulunan üvey
kızlarınız. Eğer üvey kızlarınızın anneleri ile zifafa
girmemişseniz onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur.
Sulbünüzden gelen (öz) oğullarınızın hanımları ile
evlenmeniz ve iki kız kardeşi birlikte nikahlamanız da
haramdır. Ancak cahiliyyet devrinde geçen geçmiştir.
Şüphesiz ki Allah gafur (çok bağışlayıcı) ve çok merhamet
edicidir.
Anneleriniz (oğul),
kızlarınız (baba),
kız kardeşleriniz (erkek kardeş),
halalarınız (erkek kardeş oğulu),
teyzeleriniz (kızkardeş oğulu),
erkek ve kız kardeşlerinizin kızları (amca, dayı),
sizi emziren süt anneleriniz (sütoğlan),
süt kızkardeşleriniz (süt abi)
ve karılarınızın anneleri (damat),
ve kendileri ile zifafa girdiğiniz kadınlarınızdan olan
ve evlerinizde bulunan üvey kızlarınız (üvey baba)
Eğer üvey kızlarınızın anneleri ile zifafa girmemişseniz
onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. /
Sulbünüzden gelen (öz) oğullarınızın hanımları
(kayınpeder) ile evlenmeniz ve iki kız kardeşi
birlikte nikahlamanız da haramdır.
üvey baba/üvey kız için anneyle zifaf şartı koşulmuş aksi
halde serbest iken....
neden, nisa/22 de babaların nikahladıkları/üvey anne/üvey
oğul için keskin ifadeli vurgularla beraber koşulsuz/
şartsız yasak getirilmiş ...
ayette "ve en tecmeuu beynel uhteyni" ifadesi "iki kız
kardeşi birlikte nikahlamanız" diye
çevrilmiş...öylemidir....
öyleyse, ayette neden iki erkek kardeş ile birlikte
evlenmeyi yasaklayan bir ifade yok.....
eğer ifadenin anlamı buysa, bu haller dışındakiler
ikişerli nikahlanabilir demektir....
Kıymetli Fersciğim,ayetleri derinden inceleyen insanları çok severim.Allah sizlerden razı olsun.tahminim Hakkı Yılmaz hocamın tebyininde bu konuda bilgi bulunabilir.oda derin alimlerden :)) selamlar,sevgiler.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma