HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Çalışmaları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Çalışmaları
Konu Konu: Gökte olay var! Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Ay tutuldu, dünya izledi  (Posta gzetesi)
 
 ANTALYA
 
 
Bu akşam hem dolunay var; hem ay tutulması. Neden?

 

Çünkü ay tutulması güneş, dünya ve ay bir çizgide dizilmişken dünyamız güneş ile ayın arasına girerse olur. Onun için ay tutulması olan her gecede dolunay vardır - there is always a full moon the night of a lunar eclipse (Wikipedia).

 

 

21 Haziran

kuzey yarıkürede yaz dönencesidir,

güney yarıkürede kış dönencesi.

 

21 Hazirandan hemen önceki dolunay, kendisinin içinde yer aldığı sürenin son dolunayıdır (Lütfen 629-631 yıllarına ait dolunayların aşağıdaki dökümüne bakınız). Bir sonraki ise Bakara 185’te şehru ramazân  diye anılan sıcak dolunay.

 

Süre 1.11t-9a-8ey-8e-6k-6a-4 Oc 630-3ş-4m-2n-2m-31m (12 dolunay)

Süre 2.30h-29t-28a-27e-27e-25k-25a-23 Oc 631-22ş-23m-21n-21m-19h (13 dolunay)

 

Hz Muhammed döneminden örnek verecek olursak 629 yılının sıcak dolunayı 11 Temmuz akşamında doğdu ve 12 dolunaylık bir süreyi başlattı. Buna süre 1 diyelim. 630 yılının 30 Haziranında doğan sıcak dolunay ise 13 dolunaylık bir süreyi başlattı. Bu da süre 2 olsun.

 

Bu dolunaylara dikkatinizi çekmemin nedeni: Mekke’nin hangi tarihte fethedildiğini ve Büyük Hac gününün tam olarak hangi gün olduğunu anlatmaya çalışacağım, Allah isterse.  

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Merhaba.

Prof Abdülaziz Bayındır videoya alınan kısa bir konuşmasında bir soruya cevaben "kamerî yıl"ı ve onun içindeki "haram aylar"ı anlatıyor (http://www.youtube.com/watch?v=KXxvFofVPgQ). Sözlerini aşağıya çıkardım, isterseniz videoyu dinlerken okuyabilirsiniz.

Sayın Bayındır'ın bu görüşlerini sonra bölüm bölüm değerlendirmeye çalışacağım, Allah isterse. Çünkü fena halde yanılıyor.

Bu alıntıya yalnızca iki küçük saplama yaptım. 

(Okuyor). Bir bilgi öğrendim. Doğruluğunu teyid etmek istiyorum. Peygamberimiz zamanında oruç Nisan ayında tutuluyordu. Ebubekir zamanında 10 gün kayarak tutulmaya başlandı. Hicrî takvime geçildi. Doğru mudur?

Allah... Yani uyduran baya acemice uydurmuş.

Şimdi, ayette ne diyor? Bakara sûresinin 184 ncü … 5 nci ayetinde, 185 nci ayetinde. Diyor ki. Estaizubillah. "Ve men şehide minkum üş-şehra  fel yasumh." Ramazan ayında.

"Şehru ramazân ellezî unzile fîhil kur’ân." Ramazan ayı. Nisan ayı değil o. Ramazan ayı.

Bakara 185’teki ŞEHRU RAMAZÂN, sıcak dolunay demek. Kuran'da yalnızca RAMAZAN AYI değil yılın on ikide biri anlamında hiçbir ay anılmıyor. Örneğin gûya HAC AYI olan ŞEHRU ZİLHİCCE de geçmiyor.

… Evet, sıcak ay (!).

"Huden lin nâsi beyyinâtin minel hudâ vel furkân." İnsanlara hidayet kaynağı olan. Şeyde o. Tevbedeki …te koşuyorlardı. Orda diyor ki Allahu taâle. "Fe men şehide minkum uş-şehra fel yesumh". Kim bu aya şahid olursa yani bu ayın girdiğine şahid olursa. Kim.

Peygamberimiz zamanında takvim var mıydı? Yok.

Peki ayın girdiğine nasıl şahidlik yapabilirsiniz? Biz şu anda Ağustos ayındayız, değil mi.
İçinizde Ağustos ayının girdiğine şahidlik eden var mı?

Ya da hayatınızda hiç Nisan ayının girdiğini gördünüz mü?

E, birileri "Nisan ayı girdi," diyor. Nasıl olsa itiraz etme şansımız yok. Girdiyse girdi, ne yapalım.

Peki, Ramazana şahidlik nasıl oluyor? Güneş battıktan sonra ayın battığını gördüğün zaman şahid oluyorsun işte.

Bu ancak kamerî aylarda olur. Kamerî aylarda da yıl 354 gündür, 365 gün değil. Ve dünya kurulduğu günden beri de aylar kamerîdir yani yıllar kamerîdir; kamerî aya göredir. 12 aydır.

Bak, diyor ki burda. Tevbe 191 şey 191 nci sayfa. Tövbe 36 ncı ayet. Kuran- ı Kerim’in 191 nci sayfası.  Tövbe, 9 ncu sûre, 36 ncı ayet.

"İnne ıddet eş-şuhûri ındellah isné aşere şehra." Allah katında ayların sayısı 12’dir. Galiba biz … tarafa geçemicez. Öyle anlaşılıyor.

"Fî kitabillah", Allah’ın kitabında böyledir. Ne zaman? "Yövme halak as-semavati vel ard", gökleri ve yeri yarattığı gün. "Minha arbaetun hurum", bu aylardan dördü haram ayıdır.

Şu anda yaşadığımız 12 aydan haram ayları hangisidir? Mila… Miladî takvime göre? Nisan mı, Mayıs mı, Haziran mı; hangisi?

Haram ayı kavramı var mı?

Haram ayı kavramı nerde var? Kaym… Kamerî aylarda var; başkasında yok. Zilkâde, Zilhicce, Muharrem. Bunlar hac ayı.

Bu üç ayda büyük panayırlar kurulur. Dünyanın her yerinden insanlar ürettikleri malları getirip satarlar. Dolayısıyla yılın bütün mevsimlerini dolaşması lazım ki her zaman şuranın üreticileri getirmesin, öbür taraf da getirsin.

Sayın profesör burada mevsimlerden söz ediyor. Ama onlar güneş yılında olur. Yani Allah’ın örneğin 12:47'de sözünü ettiği YIL, içinde mevsimler bulunan "güneş yılı"dır; hoca bunu belirtiyor. Oysa yukarda "Dünya kurulduğu günden beri yıllar kamerî yıldır," demişti.

Harâm ayların VAKTEN OYNAK olmasını haklı göstermek içinse dünyanın her yerinden her türlü ürünün Mekke panayırına gelmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

Hoca zamanın o kadar gerisinde kalmış ki.

Günümüzde Mekke'ye her an dünyanın her yerinden ürün geliyor. Ocakta gidin üzüm var; Nisanda var; Ağustosta var.

Bunun için Tevbe 37'de "ziyâdetun fîl kufr" diye lanetlenen katmerli NESÎ küfrünü otomatiğe bağlamanız ve böylece haram ayları vakten oynak hale getirmeniz gerekmiyor ki.  

Ama YIL, güneş yılı olmak zorunda. Çünkü ekinlerin, meyvaların yetişmesine imkan veren mevsimler yalnızca onda var; kamerî yılda yok.

Onun için bu… şey yapmışlar işte. Konuşuyorlar. Nolacak? Yani O kadar az bilgiyle o kadar şey yapılıyor ki. Gerçekten. Cahil olduğu zaman insanlar çok rahat konuşuyor.  



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

 YENİAY, gökteki ayın görüntüsüz halidir; görülemez.



 HİLAL ise "tırnak ucu"na benzeyen küçücük bir ay dilimi.

Sabah

güneş doğduktan sonra doğar.
Gündüz elbet görülemez.

 

Akşam

güneş battıktan az sonra batar ama
gökte o kadar kısa bi süre kalır ki gözden kaçıverir.

Çok kere akşam da görülemez.

 

O yüzden her yıl
ramazan hilalini
gören olur, göremeyen olur.

Bunlar birbirlerine girerler.

Suudi Arabistan’da  
inananlar
oruca
Türkiye’den
bir gün önce başlarlar.

Şimdi, Profesör Bayındır diyor ki "Fe men şehide minkum uş-şehra fel yesumh!"  Hanginiz ramazana şahidlik ederse oruç tutsun. Peki Ramazana şahidlik nasıl oluyor? Güneş battıktan sonra ayın battığını gördüğün zaman şahid oluyorsun işte.

Belli ki sayın profesörün ay dediği, "hilal"dir
çünkü  güneş battıktan sonra batan, o.

DOLUNAY güneş battıktan sonra batmıyor, doğuyor.



Miladî 2010 yılının
26 Haziran akşamı

Atina’da
şehru ramazân (sıcak dolunay)
böyle doğdu.

Bu dolunay gözden kaçırılamaz
çünkü

belli bir kimliği olan

özel bir dolunay.

1.Daima yaz dönencesinden sonraki 30 gün içinde doğar.
2.Sıcak yaz günlerinin habercisidir.
3.2:185’te o yüzden "şehru ramazân" diye anılır (RAMAZÂN yakıp kavuran, demek; Elmalılı).
4.Uzaydaki konumu sayesinde ışığını engelsiz yansıttığı için yılın en parlak dolunaydır.

Peki, ya "kamerî yıl"cıların istismar ettiği hilal?

Vakten sabit mi? Hayır.
Yani yılın hangi vaktinde tanığı olduğumuz hilal o hilaldir? Kimse bilemez.

 

Kimliksiz bir hilal.

Neyin habercisidir? Hiçbir şeyin.
Vakten sabit değildir ki belli bir vaktin olayını haber verebilsin.

Kuran’da adı geçiyor mu? Hayır.
Bakara 185’teki ŞEHR "dolunay"dır; HİLAL değil.

Öteki hilallerden daha parlak mı? Hayır.
Varlığıyla yokluğu bir. Tırnak ucu kadarcık bir ay dilimi!
Zaten parlak olsaydı kolayca görülür, ihtilaflara yol açmazdı.

ŞEHRU RAMAZÂN

silik 

kimliksiz bir hilal midir ya da

kimliği belli özel bir dolunay mı?

 

Bu iletimde ona cevap vermeye çalıştım.

 

Sayın profesör bir de haram ay kavramı kamerî aylarda var; başkasında yok iddiasını öne sürüyor. Onu başka bir yazıda ele alayım, Allah isterse.

Sevgi ile,
Hasan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
kutupaneci
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 mart 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 156
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı kutupaneci

Burada bir çok kafa karıştıran kavram var. En önemlisi Kuran da gökteki ayın ismi KAMER olarak geçek ŞEHR değil. Dolaysıyla ŞEHR kelimesi de bir aylık yani yaklaşık 29 günlük süreye tekabul eden zaman birimini ifade eder ki bir yılda 12 ay olduğunu beyan eden ayette de ŞERH kelimesi kullanılmıştır. Yani gökteki ay 12 adet olmayacağına göre ŞEHR kelimesi zaman birimi ifadesidir. Dolunayı ifade etmez. Ramazan ayının kavurucu olması islam öncesinden beri hep o ayda oruç tutulması ve getirdiği susuzluğun kavuruculuğundan ismedilmiş olabilir.
Kameri yılcılar tabirine dikkat! Şehri yılcılar dememişsiniz ki anladınız mı neden böyle ifade edildiğini?
Öte yandan Kuran da bir güneş turu içinde 12 şehr (ay-bölüm) olduğunu beyan ederek bir seneyi 12 kamer turuna bölmüştür. Yani bir güneş yılı 12 turundan 11 gün fazla olsa da neticede ne 11 ne de 13 ay olamaz. Dolayısıyla sanal olarak bir güneş yılını 12 eşit parçaya bölmeye çalışınca da tam eşit bölünemediğinden dört yılda bir artık yıl olarak şubat ayını 29 gün saıyoruz. Yani sanal bölmedense 12 ay turunu esas almak daha mantıklı gibi.
Son olarak sıcak dolunay belirgin olabilir ancak ramazan ayının bitişi nasıl anlaşılacak. Yeni dolunay çıkana kadar derseniz şunu söyleyeyim, ayın tam dolunay olduğunu anlamak hilalin varlığını görmekten daha zor bir iştir.


__________________
Artık sadece kainat kitabını okuyorum. Daima Rabbime teşekkür ederek.
Yukarı dön Göster kutupaneci's Profil Diğer Mesajlarını Ara: kutupaneci
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Merhaba sayın kutuphaneci.

 

Söyledikleriniz içinde anladıklarım, dolayısıyla rahatça doğrudur dediklerim bulunduğu gibi anlamadıklarım ve her halde o yüzden rahatça doğru ya da yanlış diyemediklerim var.

 

Örneğin şunlar doğru:

 

1.KAMER "gökteki ay"dır.

2.ŞEHR 29 küsur günlük zaman birimidir (ve "dolunay"dır.)

 

Ama

 

ayların "ıddeti"nin 12 olduğunu beyan eden Tevbe 36’dan  "1 yılda 12 ay vardır" anlamının nasıl çıkarıldığını anlamıyorum: Allah’ın ındinde ayların ıddeti 12’dir - İnne iddeteş şuhûri indallâh isné aşere şehren…

 

Görüldüğü üzere "1 yılda –fî el sene(t)" ifadesi yok ayette. Açıklarsanız sevinirim.

 

Benim bildiğim SİNÎN (سنين) örneğin 12:47’de geçiyor ve onun tekili olan SENE "güneş yılı"dır. Çünkü o ayette ekim ve hasad "mevsim"lerinden söz ediliyor; mevsimler yalnızca güneş yılında var; kamer yılında yok.

 

7 güneş yılındaki "şehr"lerin dökümünü yaptım. Bunların mukabili olan sürenin 7 güneş yılına eşit olduğunu gördüm. Yani bazı şehr devrelerindeki 13 ncü dolunayı NESÎ fesadına uğratmazsanız  7 şehr devresi = 7 güneş yılı = 7 hasad mevsimi.

 

Yok, 13 ncü "şehr"i, kamerî yılcıların yaptığı gibi, NESÎ fesadına uğratırsanız 12 "şehr"li 7 kamerî yıl, 7 güneş yılından 3 şehr kısa düşüyor ve yalnızca 6 hasad mevsimine imkan verip insanların açlıktan ölmesine yol açıyor.

 

*

 

Ayrıca, bir önceki yazımın konusu Prof Abdülaziz Bayındır’ın ay derken "hilal"i kastetmesi idi: Peki Ramazana şahidlik nasıl oluyor? Güneş battıktan sonra ayın battığını gördüğün zaman şahid oluyorsun işte.

 

Bakara 185’e atfen ayın battığını gördüğün zaman derken 29 küsur gün uzunluğundaki zaman biriminden söz etmiyor çünkü zaman birimi batmaz. O batan, hilaldir.

 

Yanlış üstüne yanlış.

 

1.O batan, "hilal"dir ama sayın Bayındır ay diyor ve zaman biriminden söz ediyormuş izlenimi bırakıp sizi de yanıltıyor.  

 

2.Allah’ın Bakara 185’te "O hilale tanık olanlarınız oruç tutsun!" dediğini öne sürüyor.

 

 hilāl - هلال

 

Oysa Allah

men şehide minkum ül-hilale felyesumh,

o hilale tanık olanlarınız oruç tutsun, demiyor.

 

 şehr -  شهر

 

men şehide minkum uş-şehre felyesumh,

o dolunaya tanık olanlarınız oruç tutsun, diyor.

 

Evet, sizin deyiminizle, "bir çok kafa karıştıran kavram" var ortaya atılan.  

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay

 

_________________________________________

 

* NESÎ, bazan 13 "şehr"den oluşan bir devredeki son "şehr"in bir sonraki devreye ertelenmesi, devredilmesidir. Bu katmerli küfürün (ziyâdetun fîl küfr) nasıl işlendiğini Miladî 622-629 yıllarına ait "şehr"lerin aşağıdaki dökümü üzerinde görelim.

Kaynak:
http://www.timeanddate.com/calendar/moonphases.html?year=630 &n=0.

Koyu kahve rengiler yaz dönencesini izleyen 30 günün içindeki "şehr"lerin doğduğu tarihler; kahve rengiler haram aylar; h: Haziran, t: Temmuz, ağ: Ağustos, ey: Eylul, ek: Ekim, k: Kasım, ar: Aralık, ş: Şubat, n: Nisan, may: Mayıs

(Dikkat edilirse
altı çizik devrelerin her birinde 13 şehr var,
ötekilerde 12).……………………………. 3 Ocak 622-1ş-3mar-1n-30n-30may

1.
28h-28t-26ağ-25ey-25ek-24k-23ar-22 Ocak 623-20ş-22 mart-20n-19may-18h
2.17t-16ağ-14ey-14ek
-12k-12ar-11 Ocak 624-10ş-10mart-9n-8may-6h
3.
6t-4ağ-2ey-2ek
-1k-30k-30ar-29 Ocak 625-28ş-29mart-28n-27may
4.
25h-25t-23ağ-21ey-21ek-19k-19ar-18 Ocak 626-17ş-18mart-17n-17may-15h
5.14t-13ağ-11ey-11ek
-9k-8ar-7 Ocak 627-6ş-7mart-6n-6may-4h
6.
4t-2ağ-1ey-30ey
-30ek-28k-28ar-26 Ocak 628-25ş-25mart-24n-23may
7.
22h-22t-20ağ-19ey-18ek-17k-16ar-15 Ocak 629-13ş-14mart-13n-12may-11h

Allah'ın, Tevbe 36'daki deyimiyle, "gökleri ve yeri yaratırken" kurduğu düzen bu.  Bazılarında 13, bazılarında 12 şehr bulunan 7 devre. Bu 7 devre 7 "güneş yılı"na tamı tamına denk geliyor. Yani

7 şehr devresi = 7 güneş yılı = 7 ekim ve hasad mevsimi

Birinci devrenin sonundaki 13 ncü "şehr"i bir sonraki devreye ertelerseniz eh birinci devrede 12 şehr kalır ama o katmerli NESÎ küfrünü de işlemiş olursunuz. 12'den sonraki bütün şehrleri böyle zincirleme erteleyeceksiniz ki 12 "şehr"li "kamerî yıl"ı esas alan bir "hicrî takvim"iniz olsun.

Buyurun.

28h-28t-26ağ-25ey-25ek-24k-23ar-22 Ocak 623-20ş-22 mart-20n-19may-
18h
-17t-16ağ-14ey-14ek-12k-12ar-11 Ocak 624-10ş-10mart-9n-8may-
6h-
6t-4ağ-2ey-2ek
-1k-30k-30ar-29 Ocak 625-28ş-29mart-28n-
27may-
25h-25t-23ağ-21ey-21ek-19k-19ar-18 Ocak 626-17ş-18mart-17n-
17may-15h
-14t-13ağ-11ey-11ek-9k-8ar-7 Ocak 627-6ş-7mart-6n-
6may-4h-
4t-2ağ-1ey-30ey
-30ek-28k-28ar-26 Ocak 628-25ş-25mart-
24n-23may-
22h-22t-20ağ-19ey-18ek-17k-16ar-15 Ocak 629-13ş-14mart-
13n-12may-11h


Naptınız? Her devrede 12 şehr olmasını sağladınız ama NESÎ küfrünü de otomatiğe bağladınız. Artı, Allah'ın "gökleri ve yeri yaratırken" kurduğu düzene fesat soktunuz.

Allah sizi cezalandırmadı mı? Hem de nasıl. 

 

7 kamerî yılın sonuna bakar mısınız. 3 şehr arttı; dışlandı. 14 Martta 7 bitek YIL sona erdi ama ekinler hâlâ filiz halinde, belki karlar altında. 7 nci hasadı kaldıramadınız; aç kaldınız, açlıktan öldünüz. NESÎ küfrünü işlemenize karşılık Allah'ın sizi uğrattığı ceza bu.

Peki çare?

Çok basit. Siz hicret ile başlayan bir takviminiz olsun istiyorsunuz. Ananızın ak sütü gibi helal o size. Yapın o "İslam takvimi"ni. Ama NESÎ küfrüne batmadan. GÜNEŞ yılını esas alan ve hicreti başlangıç kabul eden bir takvim.  Bu kadar basit.



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
kutupaneci
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 mart 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 156
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı kutupaneci

Ayların sayısı oniki aydır, bunlardan dördü haram - dendiğinden benim anladığım zaman birimi olarak sayılan ay sayısı onikidir. Oniki aya tekabul eden zaman birimine de zaten bir yıl denir ki ayetin anlattığı da seneyi devriyede tam oniki ayın sayılmasıdır.
Şehr kelimesinin dolunay olduğunu nereden çıkarıyorsunuz, yazar mısınız?
Ayrıca dolunay, ayın başını ve sonunu görmede yetersizdir. Ayın başlangıcı hilalle biline gelmiştir. Neden aksini iddia ediyorsunuz?
Haram aylar konusunda araştırma yapmadım ama hile iler bir seneyi devriyede haram ay sayısını azaltmaya çalışanlar kınanmakta olduğundan her seneyi oniki ay sayarak bu sıkıntı yaşanmaz zaten. Özellikle oniki ay sayılması istenmesinin nedeni de belki haram ay eksilmesin diyedir.


__________________
Artık sadece kainat kitabını okuyorum. Daima Rabbime teşekkür ederek.
Yukarı dön Göster kutupaneci's Profil Diğer Mesajlarını Ara: kutupaneci
 
kutupaneci
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 mart 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 156
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı kutupaneci

Bu arada yazınızda adı geçen profesörü tanımıyorum ve fikirlerini de eleştirmek istemiyorum. Benim için sizin düşünceleriniz daha önemli.

__________________
Artık sadece kainat kitabını okuyorum. Daima Rabbime teşekkür ederek.
Yukarı dön Göster kutupaneci's Profil Diğer Mesajlarını Ara: kutupaneci
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Benim anladığım, Allah "Ayların sayısı on iki aydır," demiyor. O’nun dediği: "Ayların ıddeti on iki aydır."

 

Tevbe 36’daki IDDET sayım demek, tıpkı nüfus sayımı gibi. Bir yerin nüfus sayımı nüfus sayısından nasıl farklıysa ayların sayımı, ayların sayısından öyle farklıdır.

 

GÖKTE bir sıcak dolunay göründüğünde başlayıp bir sonraki sıcak dolunay göründüğünde  sona eren devrenin tanımı bu. O tanıma göre DOLUNAY DEVRESİ kısaca

 

1.bir sıcak dolunayda başlar; bir sonraki sıcak dolunaya kadar sürer.

2.en az 12 dolunaya sahiptir; o, şart.

3.bazan 13 dolunaya da sahiptir ama o, şart değil. 13 aya sahip olsa da bir sonraki sıcak aya kadar sürer

 

Örneğin

 

26h-26t-24ağ-23ey-23ek-21k-21ar-19 Ocak 2011-18ş-19mar-18n-17may-15h

15t

 

Bu devre

 

26 Haziran 2010’da başlıyor

15 Temmuz 2011’e kadar sürüyor.

 

Nasıl tanıyıp bileceğiz?

 

Bir senedimiz var ve o senede "Ödeme tarihi: gelecek devreden sonraki ilk dolunay," diye tarih düşülmüşse Allah’ın bu doğal düzenlemesini kullanacağız. Elbet takvim değil bu; onun için doğal düzenleme diyorum.

 

Say ki gelecek devre 26 Haziran dolunayında başlıyor. O ay görününce "sayma"ya başlıyacağız. 1 ay, 2 ay, 3 ay, 4 ay … 12 ay. İşte orda duracağız. Çünkü bir dizinin DEVRE sayılması için 12 aya sahip olması şart. O şart yerine gelmiş, sayım tamamına ermiştir.

 

Anılan devreyi böylece tanıdık. Bir sonraki devreye ait ilk dolunay ödeme tarihimizdir. Hazır olacağız.

 

Ama dikkat.

 

Ayların "sayım"ı bitti ama "sayı"sı bitmedi. Devrenin sonunda henüz saymadığımız bir ay daha var. 15 Haziran. Onu ne yapacağız? Bir sonraya devredersek 15 Temmuz yerine 15 Haziranda ödeme yapmak zorunda kalırız. Hazır değilsek ödeyemeyiz; cezalı duruma düşeriz.

 

O halde 13 ncü ayı olduğu yerde bırakacağız. Ve bileceğiz ki Allah gökleri ve yeri yarattığı gün bazı devrelerde 13 ay bulunmasını hükme bağlamıştır. O’nun hükmüme razı olacağız.

 

9:37'de katmerli küfür (ziyâdetun fîl kufr) diye lanetlenen o NESÎ küfrünü zinhar işlemiyeceğiz.

  

Özetle, Allah 9:36’da yalnızca "ayların ıddeti" diyor; "bir yıldaki ayların ıddeti" demiyor. Eğer deseydi hâşâ yalan söylemiş olurdu.

 

Çünkü Allah’ın onayladığı YIL, içinde mevsimler bulunan "güneş yılı"dır (12:47) ki 365 küsur gündür. Ve kamerî yıldaki bir ay 29 gün 12 saat 44 dakika 3 saniye yani ortalama 29 buçuk gün olduğuna göre böl 365 günü 29.5 güne. 12.4 ay eder. Yaklaşık 12 buçuk ay. 12 aydan fazla.

 

Allah elbet yalan söylemez.

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay  



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
kutupaneci
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 mart 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 156
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı kutupaneci

Şimdi ne demek istediğinizi daha iyi anladım. Ay hesabına göre aynı düşüncedeyiz. Yani oniki ay sayılacağı hükme başlanmış. Oniki bitince mevsime bakılmaksızın birden başlanacak. Zaten mevcut uygulama da böyle. Aylar sürekli farklı mevsimlere denk geliyor. Sizle ayrıldığımız nokta hilal değilde dolunay sayılması. Şehr in dolunay olduğu iddianızı da açar mısınız? Ve de hilal saymanın ne sakıncası var?


__________________
Artık sadece kainat kitabını okuyorum. Daima Rabbime teşekkür ederek.
Yukarı dön Göster kutupaneci's Profil Diğer Mesajlarını Ara: kutupaneci
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Yani oniki ay sayılacağı hükme bağlanmış.

 

Evet, 12 ay = bir devre. Yani bir dizi aya DEVRE diyebilmemiz için o dizideki ayların, sayıca, en az 12 olması zorunlu. Ama 13 te olabilir. Zorunlu değil ama olabilir.

 

Örneğin

 

26 Haziran 2010’da başlayıp

15 Temmuz 2011’e kadar süren

devrede 13 dolunay var:

 

26h-26t-24ağ-23ey-23ek-21k-21ar-19 Ocak 2011-18ş-19mar-18n-17may-15h

15t

 

Oniki bitince mevsime bakılmaksızın birden başlanacak.

 

MEVSİME BAKILMAKSIZIN derken? Mevsimlere bakmaz, mevsimleri kâle almaz, yok sayarsanız Allah ta sizi yok sayar. Çünkü mevsimler yoksa bitkileler de yok; hayvanlar, ekinler, meyvalar, ekmek, et yok. Var olmayı sürdürebilir misiniz yemeksizin? 

 

Hz Yûsuf Mısır'dayken 7 bitek yıl oldu. 7 ekim ve hasad mevsimi demek bu; güneş yılı demek. Çünkü mevsimler güneş yılında var; kamer yılında yok.

 

O 7 bitek güneş yılının 7 ekim ve hasad mevsimi olmasa canlı kalır mıydı Mısır halkı? O halk, içinde mevsimler bulunan şemsî yılları kâle almayıp kamerî yılları kâle alsaydı 7 bitek yılda yalnızca 6 hasad kaldırabilir ve açlıktan ölürdü. (Bkz. http://www.hanifdostlar.net/forum_posts.asp?TID=6792&PN= 1&TPN=2)

 

Benim anlatmaya çalıştığım başka: 12 nci ay dizinin son ayı mı ya da ondan sonra bir ay daha var mı, ona bakılacak. Eğer varsa o 13 üncü ay bir sonraki devreye aktarılmayacak. Aksi halde, NESÎ küfrüne batılır.

 

Örneğin şu dört devreye bakar mısınız. Altı çizik devrelerde 13 dolunay var; ötekilerde 12:

 

  I.26h-26t-24ağ-23ey-23ek-21k-21ar-19 Ocak 2011-18ş-19mar-18n-17may-15h

 II.15t-13ağ-12ey-12ek-10k-10ar-9 Ocak 2012-10ş-8mar-6n-6may-4h

III.3t-2ağ-31ağ-30ey-29ek-28k-28ar-27 Ocak 2013-25ş-27mar-25n-25may

IV.23h-22t-21ağ-19ey-18ek-17k-17ar-16 Ocak 2014-14ş-16mar-15n-14may-13h

 

Şimdi, kamerî takvimcilerin yaptığı gibi, her devrede 12 ay bulunsun diye ilk devrenin sonundaki 13 ncü ayı bir sonraki devreye aktaralım ve aktarmayı zincirleme sürdürelim:

 

26h-26t-24ağ-23ey-23ek-21k-21ar-19 Ocak 2011-18ş-19mar-18n-17may- (12 ay)

15h-15t-13ağ-12ey-12ek-10k-10ar-9 Ocak 2012-10ş-8mar-6n-6may- . . . . (12 ay)

4h-3t-2ağ-31ağ-30ey-29ek-28k-28ar-27 Ocak 2013-25ş-27mar-25n- . . . . .(12 ay)

25may-23h-22t-21ağ-19ey-18ek-17k-17ar-16 Ocak 2014-14ş-16mar-15n- . (12 ay)

14may-13h

 

Zaten mevcut uygulama da böyle. Aylar sürekli farklı mevsimlere denk geliyor.

 

Evet hicrî takvimin esas aldığı kamerî yıllarla ilgili mevcut uygulama bu. Katmerli küfür – ziyâdetun fîl kufr (9:37).

 

Ayların sürekli farklı mevsimlere gelmesi ise fesadın ta kendisi. Örneğin Devre II’ye bakar mısınız. Her devredeki ilk 4 ay haramdır; o halde 12 Ekim haram ay. Şimdi bir de Devre I’in sonundaki 15 Haziran, Devre II’ye aktarılıp NESÎ küfrü uygulandıktan sonraki duruma bakar mısınız.

 

12 Ekim, 5 nci ay olmuş; haram ay konumundan çıkmış yani Allah’ın haram kıldığı şey helal ilan edilmiş… Şirkin ta kendisi. KAMERÎ YIL denen küfür işte bu.  

 

Şehr in dolunay olduğu iddianızı da açar mısınız?

 

HİLAL nasıl

kamerin en küçük, dolayısıyla en gözden kaçan, görüntüsü ise.

 

ŞeHR de

kamerin en büyük, dolayısıyla en göze çarpan görüntüsüdür.

 

ŞeHR

kocaman, yuvarlak "göze çarpan şey"dir.

 

Örneğin Arapçada (Bkz. http://free-minds.org/forum/index.php?topic=9188.0)

eŞHaRat: karnı büyüdüğü için göze çarpan gebe kadın

ŞeHiRa(t): şişman olduğu için göze çarpan kadın

eŞHeR: çiçeklerin ak ve parlak olduğu için göze çarpan rengi

 

Türkçede

ŞeHiR: göze çarpan yerleşim alanı

meŞHur: göze çarpan kişi ya da şey

ŞöHRet: ün, göze çarpış

teŞHiR etmek: göze çarpar hale getirmek

 

Allah Bakara 185’te

"Ve men şehide minkumüş şehre felyesumh!" diyor.

O halde oruca o kocaman, yuvarlak, GÖZ ALICI "şehr"i görünce başlamalıyız.

 

Eğer

"Ve men şehide minkumul hilale felyesumh!" deseydi

oruca "hilal"i görünce başlardık.  

 

Bu bakımdan Yasin 37'deki "menâzil"in inmekle olan ilgisini ve Bakara 189'daki "ehille"nin evlerin arka kapılarına olan benzerliğini göz önüne almamız gerekiyor.  

 

"Şehr"i hilal saymanın ne sakıncası var?

 

Siz dolunay devrelerinden söz ederken "şehr"i hilal saymada sakınca görmeyebilirsiniz çünkü ŞEHR "yeniay"da başlayıp bir sonraki yeniaya kadar süren zamandır: 29 gün 12 saat 44 dakika 3 saniye. "Şehr"in bir anlamı bu.

 

29 küsur gün uzunluğundaki o zaman birimine HİLAL de deseniz ŞEHR de deseniz aynı anlamı yüklüyorsanız sorun yok. 

 

"Şehr"in öteki anlamı ise "dolunay"dır, hilal değil. O yüzden eğer hilal ile karıştırılırsa örneği bakara 185'in uygulamasında görülen sakınca ortaya çıkar.

 

Moon & Earth Phase View

 

Yerkürenin büyüklüğü nasıl hep aynı ise kamerin büyüklüğü de hep aynı. Biz kamerin yeniay, hilal, yarımay, dolunay hallerini görürken değişen şey onun yerküreye ışık yansıtan bölümleridir.

 

Yeniay kesinlikle görülmez çünkü kamer o anda güneş ile yerküre arasında olup hiç ışık yansıtmaz.

 

Hilalin başlangıcı da görülemez çünkü akşam bir kaç dakikalık bir vakte sahiptir; soluk bir yıldız gibi göz kırpıp batıverir. Her yıl ramazân hilali görüldü, görülmedi ihtilafı o yüzen yaşanıyor.

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 

Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats