Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><FONT face="Times New Roman" size=3>SORU<SPAN
style="mso-tab-count: 1"> </SPAN>:<SPAN
style="mso-tab-count: 1"> </SPAN>ALLAH uzayı ve
yıldızları niçin yaratmıştır.
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; mso-margin-top-
alt: auto; mso-margin-bottom-alt: auto"><FONT face="Times
New Roman" size=3>CEVAP<SPAN style="mso-tab-count: 1">
</SPAN>:
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; mso-margin-top-
alt: auto; mso-margin-bottom-alt: auto"><FONT face="Times
New Roman" size=3><SPAN style="mso-tab-count: 1">
</SPAN>a. <SPAN style="mso-tab-count: 1">
</SPAN>ALLAH için hicret etmek ve ALLAH’ın dinini yaşamak
isteyenler için yaşam alanları sağlamak için, <SPAN style="FONT-SIZE: 9pt; COLOR: black; FONT-FAMILY:
'Arial','sans-serif'"> <?:namespace prefix = o ns =
"urn:schemas-microsoft-com:office:office" /><o:p></o:p>
</SPAN> <P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt"> <FONT face="Times New Roman"><SPAN style="COLOR:
red">NİSA SURESİ</SPAN><SPAN style="COLOR: #993300">
</SPAN> <P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt"><SPAN
style="COLOR: red"><FONT face="Times New
Roman">97 – İman edip de hicret etmeyerek kendi öz
nefislerine zulmeder vaziyette olanların canlarını
alırken melekler onlara diyorlardı ki: “Ne işte
idiniz?”Onlar da: “Biz bu ülkede, dinin emirlerini
uygulayamayan, baskı altında yaşayan kimselerdik”
deyince, melekler bu sefer şöyle dediler:“Peki Allah’ın
dünyası geniş değil miydi? Siz de orada hicret etseydiniz
ya?” İşte onların durağı cehennemdir. Ne fena bir dönüş
yeridir orası!<o:p></o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify; mso-margin-top-alt: auto; mso-margin-bottom-alt:
auto"><FONT face="Times New Roman"><SPAN
style="mso-tab-count: 3"> </SPAN>b.<SPAN
style="mso-tab-count: 1"> </SPAN>ALLAH’a inanmak
istemeyen insanlar için olasılık hesapları dahilinde
dünyamızın ve canlıların tesadüfler sonucunda oluştuğuna
inanan insanlar için matematik kanunları içinde bulunan
ihtimal hesapları dahilinde sayılamayacak kadar veya
sonsuz yıldız yaratmış olabilir ancak bunu ALLAH bilir.
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><FONT face="Times New Roman"><SPAN
style="mso-tab-count: 3"> </SPAN>c.<SPAN
style="mso-tab-count: 1"> </SPAN>İnanmak
isteyenler insanlar ihtimal hesapları dahilinde bulunan
çok büyük sayılarda yıldızlar yaratarak (beklide sonsuz
sayıda) kudretinin sonsuz olduğunu göstermek, bilim ve
teknoloji ne kadar ileri giderse gitsin günümüzde olduğu
gibi<SPAN style="mso-spacerun: yes"> </SPAN>insanların
kafasında soru (?) işareti oluşturmak için,
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><FONT face="Times New Roman"><SPAN
style="mso-tab-count: 2">
</SPAN><SPAN style="mso-tab-count: 1">
</SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><FONT face="Times New Roman"><SPAN
style="mso-tab-count: 3"> </SPAN>ç.<SPAN
style="mso-tab-count: 1"> </SPAN>Uzayda yol
alırken yönümüzü bulmak için yaratmıştır.<SPAN
style="FONT-SIZE: 10pt"> Uzayda çok büyük hızlarda yol
alacağız. Beklide ışık hızının 10 katı 100 katı 1000
katlarında yol alacağımızı düşünüyorum. Eğer bu şekilde
olmazsa insanların ömürleri en yakın yıldıza ulaşmak için
dahi yetmeyecektir. Işınlanma veya ışık hızıyla bile
gidilse yeterli olmayacaktır. BU YÜZDEN ALLAH UZAYI
BOMBOŞ YARATMIŞTIR. BİRAZ SİSLİ HAVADA ŞAHRİN BİR UCUNDAN
DİGERİNE BAKIN DİGER UCUNU GÖREMEZSİNİZ. EGER AÇIK BİR
HAVADA GÖKYÜZÜNE BAKARSANIZ <SPAN style="mso-spacerun:
yes"> </SPAN>MİLYARLARCA IŞIK YILI UZAKLIKTAKİ
GALAKSİLERİ BİLE GÖREBİLİRSİNİZ. İşte bu deney bize
uzayın boş olduğunu uzay aracımıza güç verdiğimiz sürece
hızlanabileceğimizi göstermektedir. Çünkü uzayda sürtünme
yaratacak ve aracımızın hızını engelleyecek hiçbir madde
yoktur. Bu durum insanların bir gün ışık hızının belki 10
sayısının katlarınca hız yapabileceklerini ve galaksiler
arası yolculukları günlerle veya haftalarla olabileceğini
göstermektedir. <o:p></o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><FONT face="Times
New Roman"><SPAN style="mso-tab-count: 1">
</SPAN><o:p></o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><FONT face="Times
New Roman"><SPAN style="mso-tab-count: 1">
</SPAN>Örneğin bir Ferrari araç saate <?:namespace prefix
= st1 ns = "urn:schemas-microsoft-com:office:smarttags"
/><st1:metricconverter w:st="on" ProductID="100 km">100
km</st1:metricconverter> hıza 6 saniyede çıksın bu araç
bu şekilde sürtünmesiz bir ortamda hızlandığını
düşünürsek ışık hızının saniyede kat etmiş olduğu
<st1:metricconverter w:st="on" ProductID="300 000 km">300
000 km</st1:metricconverter> ye 2,06 yıl sonra
ulaşabilir.<o:p></o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><o:p><FONT
face="Times New Roman"> </o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><FONT face="Times
New Roman">100 000 m/ 3600 sn = <st1:metricconverter
w:st="on" ProductID="27,77 metre">27,77
metre</st1:metricconverter> /saniye (Ferrari aracın bir
saniyede almış olduğu yol.)<o:p></o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><o:p><FONT
face="Times New Roman"> </o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><FONT face="Times
New Roman">Şu orantıyı kurabiliriz <o:p></o:p>
</SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><o:p><FONT
face="Times New Roman"> </o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-FAMILY: 'Arial Narrow','sans-
serif'">Bir Ferrari 6 saniye sonra bir saniyede
<st1:metricconverter w:st="on" ProductID="27,77
metre">27,77 metre</st1:metricconverter> yol alırsa kaç
yılda ışık hızına ulaşır. </SPAN><SPAN
style="FONT-SIZE: 10pt"><FONT face="Times New
Roman">Hemen hesaplayalım. <o:p></o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><o:p><FONT
face="Times New Roman"> </o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><FONT face="Times
New Roman">GEÇEN ZAMAN = 6 SANİYE<SPAN style="mso-
spacerun: yes"> </SPAN><SPAN style="mso-
spacerun: yes"> &nbs p; </SPAN><SPAN style="mso-
tab-count: 1"> </SPAN>1 SANİYEDE ALINAN YOL (METRE) =
27,77 MT<o:p></o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><o:p><FONT
face="Times New Roman"> </o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><FONT face="Times
New Roman">GEÇEN ZAMAN = 64.818.149,08 SANİYE<SPAN
style="mso-tab-count: 1"> </S PAN>1
SANİYEDE ALINAN YOL (METRE) = 300.000.000 <o:p></o:p>
</SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><o:p><FONT
face="Times New Roman"> </o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><FONT face="Times
New Roman">GEÇEN ZAMAN = 64.818.149,08 / 60 =
1.080.302,48 DAKİKA<o:p></o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><o:p><FONT
face="Times New Roman"> </o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><FONT face="Times
New Roman">GEÇEN ZAMAN = 1.080.302,48 / 60 = 18.005,04
SAAT<o:p></o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><o:p><FONT
face="Times New Roman"> </o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><FONT face="Times
New Roman">GEÇEN ZAMAN = 18.005,04 / 24 = 750,21 GÜN<o:p>
</o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><o:p><FONT
face="Times New Roman"> </o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><FONT face="Times
New Roman">GEÇEN ZAMAN = 750,21 / 365 = 2.06 YIL SONRA
IŞIK HIZINA ULAŞILIR. <o:p></o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><o:p><FONT
face="Times New Roman"> </o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><o:p><FONT
face="Times New Roman"> </o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><FONT face="Times
New Roman">Şayet <SPAN style="mso-spacerun:
yes"> </SPAN>ivmelenmemiz daha yüksek hızlarda olursa
ışık hızına daha kısa sürede ulaşabiliriz. <o:p></o:p>
</SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><o:p><FONT
face="Times New Roman"> </o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><o:p><FONT
face="Times New Roman"> </o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><o:p><FONT
face="Times New Roman"> </o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><FONT face="Times
New Roman"><SPAN style="mso-tab-count: 1">
</SPAN>Bu yolculukların çok büyük hızlarda olduğu için
çeşitli sakıncaları da beraberinde getirmektedir.<o:p>
</o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><FONT face="Times
New Roman">Zira şu anda görmüş olduğumuz galaksi ve
yıldızlar milyarlarca yıl önceki hallerini
göstermektedir. Bunların değişip değişmediklerini
bilemeyiz. Uzayda kaybolmamak için bazı yöntemler
geliştirmek gerekmektedir işte bu yüzden bende küre
modelini düşündüm ve küreyi oluşturan kenarlarda
dolaşırsam hiçbir zaman kürenin merkezinde bulunan yıldız
veya galaksinin durumu değişmeyeceğinden nerede olduğuma
dair bana kabaca bir fikir verecektir. (Uzayda
gideceğimiz yıldız ile uzay aracımızın kenarlarından
geçen ve kürenin merkezinde bulunan yıldızın kılavuz
alındığı bir hayali küre oluşturulur. Hayali küremizin
merkezinde bulunan yıldıza uzaklığımız değişmeyeceğinden
durumu da değişmez. Yani öncesini veya sonraki durumunu
görmeyiz.) <o:p></o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><o:p><FONT
face="Times New Roman"> </o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 2pt"><o:p><FONT
face="Times New Roman"> </o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><FONT face="Times
New Roman">Işık hızından hızlı hareket ettiğimizden
dolayı geldiğimiz istikamete baktığımızda arkamızı
görebilirmiyiz? Işık hızını geçtikten hemen sonra bize
arka istikametten dik açıyla gelen ışınları görmemeye
başlarız ve hızımız artıkça arkadaki karanlığın çapı
artar ve bu çapın derecesine göre ışık hızının kaç katı
hızla gittiğimizi bulabiliriz. Önümüze baktığımızda ise
durum bambaşka olacaktır. Zira bizden önce yola çıkmış
olan ışın fotonlarını yakalamış olacağız, bu da önümüze
baktığımızda arkamızı görmemizi sağlayacak aynı zamanda
önümüzden gelen ışın fotolarını da göreceğiz. Yani ön
camımızda iki görüntü birden olacak arkadan gelen
ışınların sayısı az olduğundan görüntü silik önden gelen
ışınların sayısı fazla olacağından parlak olacaktır.
<o:p></o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><FONT face="Times
New Roman"><SPAN style="mso-tab-count: 3">
&nbs p; &nbs p; </SPAN>Aynı zamanda bu
ışınların geldiği kaynağın yani yıldız ve galaksilerin
geçmişte neler yaşadıkları nasıl gelişip ve değişime
uğradıkları ne gibi evrelerden geçtikleri hakkında bize
hızlı çekim bir film gibi bilgiler akacaktır. İşte bu
durum bize hem uzayın oluşumu hem de gideceğimiz yıldız
ve galaksiler hakkında bize bilgiler verecektir. <SPAN
style="mso-spacerun: yes"> </SPAN>Geri dönerken film geri
saracak bu durum zamanda yolculuk değil bir insanın
yaşamış olduğu ve filme aldığı olayların tekrar
seyredilmesi gibi bir şey olacaktır. Yani ileride bu tür
yolculukları yapanlar zaman öncesine gittiklerini fakat
dünyaya geri gelirken tekrar zamanımıza geri döndüklerini
iddia edeceklerdir. Gittikleri yerlerde; hiçbir zaman
ihtiyarlamış hallerini göremeyecekler yalnız
çocukluklarının geçtiği zamanın dünyasını
görebileceklerdir. Yani geçmiş zamanın filmini görür gibi
görecekler. Bu sayede güneş sistemimizin nasıl oluştuğunu
da görebileceğiz, hatta dinozorların başına gelenleri de
görebileceğiz. BUNLARI GÖRDÜGÜMÜZDE DİYECEĞİZKİ BU
OLAYLARIN NEDENİ BUYMUŞ VE BU YÜZDEN BU SONUÇ ORTAYA
ÇIKMIŞ DİYECEĞİZ. <o:p></o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><o:p><FONT
face="Times New Roman"> </o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><FONT face="Times
New Roman">Çok yüksek hızlarda yol alırken önümüze
çıkabilecek uzayda başı boş dolaşan meteor ve parçalardan
nasıl kurtulacağız.? <o:p></o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><FONT face="Times
New Roman"><SPAN style="mso-tab-count: 3">
&nbs p; &nbs p; </SPAN>Çok yüksek hızlarda
maddeleri çarpıştırarak yeni yeni maddeler oluşturacağız
ve bu maddeler sayesinde çok sağlam uzay araçları
üreteceğiz ve bu zorlukları aştıkça aracımızın hızını
artıracağız. <o:p></o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><FONT face="Times
New Roman">Birde çok yüksek hızlarda seyreden uzay
aracımızdan çıkan ışın fotonları acaba uzay aracımızın
hızını 0 sıfır kabul ederek saniyede <st1:metricconverter
w:st="on" ProductID="300 000 km">300 000
km</st1:metricconverter> hızla mı? çıkış yapacaklar yoksa
duran bir cisme göre mi? çıkış yapacaklar. <o:p></o:p>
</SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><o:p><FONT
face="Times New Roman"> </o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><FONT face="Times
New Roman"><SPAN style="mso-tab-count: 3">
&nbs p; &nbs p; </SPAN>Benim kanaatimce araç
ne kadar hızla giderse gitsin duran bir araç gibi kabul
ederek saniyede <st1:metricconverter w:st="on"
ProductID="300,000 km">300,000 km</st1:metricconverter>
hızla araçtan çıkış yaparak hareket edeceklerdir. Çünkü
ışınların ayrılış hızlarını etkileyecek herhangi bir
neden yoktur. Birde günümüzde uzaya baktığımızda bizden
uzaklaşan veya yaklaşan cisimlerin bize gelen ışınları
kırmızıya veya maviye kayması nedeniyle bizden
uzaklaşmakta ve yaklaşmakta olduğunu biliyoruz. Eğer
uzayda hareket eden cisimlerin hızları ne olursa olsun
ışın hızı aynı olsa idi maviye kayma veya kırmızı ya
kayma diye bir bulğuyu bulmamız imkansız olurdu. Birde
ışın çeşitli cisimler içinden de aynı hızda geçerdi,
<o:p></o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><o:p><FONT
face="Times New Roman"> </o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><FONT face="Times
New Roman">Bana göre yanlış olan bir olguda ışık hızına
ulaşıldığında zamanın duracağı kavramıdır. Eğer böyle bir
durum söz konusu ise ışık, ışık hızında gittiği için
uzaydaki bütün cisimlerin görüntüleri gerçek zamanı
göstermektedir. <o:p></o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><FONT face="Times
New Roman">Çünkü bize gelen ışınların ışık hızında
gittiklerinden geçirmiş oldukları bir zaman yoktur. Işık
neden ışık hızına ulaştığı halde ona zaman işlemiyor. Bu
mantıksız değil mi? <SPAN style="mso-spacerun:
yes"> </SPAN><o:p></o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><o:p><FONT
face="Times New Roman"> </o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><FONT face="Times
New Roman"><SPAN style="mso-spacerun: yes"> </SPAN>İyide
bunun bize ne faydası var diye bilirsiniz. İşte bu
ışınlarla iletişim sağlanacak nasıl mı? hızlandırılmış
ışın fotonları sayesinde iletişim kurulacak. Yani uzay
aracından küçük bir ışın fırlatıcı ayrılacak ve uzay
aracının katlarınca hızlanarak ışınları veya radyo
sinyallerini fırlatacak ve geri dönen ışın veya radyo
sinyallerini uzay aracı toplayarak az sonra ne ile
karşılaşacağının ip uçlarını elde edecektir. Buda uzay
aracına manevra yapma zamanı kazandıracaktır.<SPAN
style="mso-spacerun: yes"> </SPAN>Çünkü bu hızlarda
önünüzü gördüğünüz anda cisme çarpmış olacaksınız.
Mesafeler çok kısalmış olacak. O yüzden bu araçların
önemi büyük olacaktır. <o:p></o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><o:p><FONT
face="Times New Roman"> </o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><FONT face="Times
New Roman"><SPAN style="mso-tab-count: 3">
&nbs p; &nbs p; </SPAN>Şimdi bazı insanlar
ışınlanmadan bahsetmektedirler. Bu ışınlanmanın hızı neye
göre olacak hiç düşünmüyorlar. Şöyle ki Elektrik hızına
göre mi? Radyo sinyallerine göre mi? neye göre hepsinin
de bir hızı var ve aşağı yukarı ışık hızına yakın veya
iki misli diyelim ve örnek verelim. Yani biz
ışınlanacağız ve 100 milyar ışık yılı uzaklıkta bir yere
50 milyar ışık yılı sonramı varacağız. Yolda giderken
başımıza neler gelecek acaba tek bütün olarak mı
varacağız. 50 milyar yılda ne yenip ne içilecek
vardığımız yer şu anda gördüğümüz yer mi? olacak. Bir çok
soru insanın aklına geliyor. Bana bunlar çok saçma
geliyor. Belki ışınlanma olabilir ancak çok kıs
mesafelerde saniyenin altında bir zamanda ve uzay
aracından yer yüzüne gibi. <o:p></o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><o:p><FONT
face="Times New Roman"> </o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><FONT face="Times
New Roman">Gittiğimiz yerden çıkış noktasına baktığımızda
nasıl görünecek ve geldiğimiz yere nasıl döneceğiz.?<o:p>
</o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><SPAN style="FONT-SIZE: 10pt"><FONT face="Times
New Roman"><SPAN style="mso-tab-count: 3">
&nbs p; &nbs p; </SPAN>Gittiğimiz yerden
geldiğimiz yere baktığımızda geldiğimiz yerin yıllar
önceki halini göreceğiz.( Örneğin 100.000 ışık yılı –
geliş zamanı= Bulunduğumuz noktadan geldiğimiz noktaya
baktığımızda geldiğimiz yerin yıllar önceki hali
görünecektir. ) Yukarıda bahsettiğim gibi uzay aracımızın
ön camına düşen ışın fotonlarını kayıt ederek dönüş
yolunda kullanacağız. Çünkü bu görüntüler hemen hemen
birbirine çok benzer olacak sadece aradaki fark hangi
istikamete gidiyor isek karşımızdan gelen ışınlar parlak,
geçtiğimiz ışınlar biraz daha az parlak olacaktır.
Yanlara baktığımızda ise bulunduğumuz ortamın durumunu
yansıtacaktır. O yüzden yan görüntüler gerçek zamanın
görüntüleri olduğu için dünyadaki görüntüsü ile farklılık
gösterecektir. Şöyle ki<SPAN style="mso-spacerun: yes">
</SPAN>Biz diyelim ki 100 milyar ışık yılı uzaklıkta bir
yıldıza 1 hafta da gidiyoruz. Yolun 4 üncü günü
ortalarında uzay aracımızın yan camından baktığımızda ne
görürüz. Ortamın o anda bulunduğu hali görürüz. Fakat
bulunduğumuz ortamdaki ışınlar dünyaya 50 milyar yıl
sonra ulaşacağından biz dünyaya göre 50 milyar yıl önceki
halini görürüz. Yani şöyle bir örnek verebiliriz. Diyelim
ki ben bu uzay aracı ile yolculuk yaparken bir cismin
veya bir doğa olayının fotoğrafını çektim. Bu fotoğrafı
da evladıma verdim. Bu fotoğraf nesiler boyu
aktarıldıktan sonra bu fotoğraftaki görüntülerin dünyaya
50 milyar yıl sonra geldiği görülecektir. Yalnız şu
ayrıntıya dikkat çekmek istiyorum yaşanan olayların
görüntüleri uzaydadır. Yaşanacak olayların görüntüleri
kesinlikle olamaz. O yüzden geleceğin nasıl olacağını
ancak ALLAH bilir. <SPAN style="mso-spacerun:
yes"> </SPAN><o:p></o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><FONT face="Times New Roman"><SPAN style="FONT-
SIZE: 10pt">Zamanda yolculuk yapılabilir mi?</SPAN><B
style="mso-bidi-font-weight: normal"><SPAN
style="FONT-SIZE: 14pt"><o:p></o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt; TEXT-ALIGN:
justify"><FONT face="Times New Roman"><SPAN style="FONT-
SIZE: 10pt"><SPAN style="mso-tab-count: 3">
&nbs p; &nbs p; </SPAN>Zamanda yolculuk
hiçbir zaman yapılamaz. <B style="mso-bidi-font-weight:
normal">Sadece bu tür yolculuklarda geçmiş zamanın
görüntülerine ulaşılabilir. </SPAN><B style="mso-
bidi-font-weight: normal"><SPAN style="FONT-SIZE:
14pt">ANCAK GELECEK ZAMANIN GÖRÜNTÜLERİNE HİÇBİR ZAMAN
ULAŞILAMAZ. <o:p></o:p></SPAN> <P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt"><SPAN
style="COLOR: red"><FONT face="Times New
Roman">NAHL<o:p></o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt"><SPAN
style="COLOR: red"><FONT face="Times New
Roman">16 – Yol bulmada yararlanacağınız daha birçok
alâmetler, işaretler koydu. Yıldızlarla da bir kısım
insanlar yol bulurlar.<o:p></o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt"><SPAN
style="COLOR: red"><FONT face="Times New
Roman">ENBİYA<o:p></o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt"><SPAN
style="COLOR: red"><FONT face="Times New
Roman">30 – Hakkı, inkâr edenler görüp bilmediler mi ki
göklerle yer bitişik (bir bütün) idi, onları Biz ayırdık,
hayatı olan her şeyi sudan yaptık. Hâlâ inanmayacaklar
mı?<o:p></o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt"><SPAN
style="COLOR: red"><FONT face="Times New
Roman">MÜ'MİNUN<o:p></o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt"><SPAN
style="COLOR: red"><FONT face="Times New
Roman">17 – Yine şu da bir gerçektir ki, Biz sizin
üstünüzde yedi tabaka yarattık. Biz yaratmadan da,
yarattıklarımızdan da habersiz değiliz. [2, 29; 40,57;
32,4-12; 17,44; 71,15; 65,12]<o:p></o:p>
</SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt"><SPAN
style="COLOR: red"><FONT face="Times New
Roman">FUSSİLET<o:p></o:p></SPAN>
<P =Msonormal style="MARGIN: 0cm 0cm 0pt"><SPAN
style="COLOR: red"><FONT face="Times New
Roman">12 – Derken, iki gün içinde, gökleri yedi kat
olarak şekillendirdi ve her bir göğe kendisine ait işi
vahyetti. Biz dünya semasını kandillerle, yıldızlarla
süsledik, bozulup yıkılmaktan koruduk. İşte bu, azîz ve
alîm (üstün kudret sahibi, her şeyi en mükemmel tarzda
bilen Allah)’ın takdiridir.<o:p></o:p>
</SPAN>
SORU : & nbsp;ALLAH uzayı ve yıldızları niçin
yaratmıştır.
CEVAP : a. ALLAH için hicret etmek ve
ALLAH’ın dinini yaşamak isteyenler için yaşam alanları
sağlamak için,
NİSA SURESİ
97 – İman edip de hicret etmeyerek kendi öz nefislerine
zulmeder vaziyette olanların canlarını alırken melekler
onlara diyorlardı ki: “Ne işte idiniz?”Onlar da: “Biz bu
ülkede, dinin emirlerini uygulayamayan, baskı altında
yaşayan kimselerdik” deyince, melekler bu sefer şöyle
dediler:“Peki Allah’ın dünyası geniş değil miydi? Siz de
orada hicret etseydiniz ya?” İşte onların durağı
cehennemdir. Ne fena bir dönüş yeridir orası!
b. &nbs p;ALLAH’a inanmak istemeyen
insanlar için olasılık hesapları dahilinde dünyamızın ve
canlıların tesadüfler sonucunda oluştuğuna inanan
insanlar için matematik kanunları içinde bulunan ihtimal
hesapları dahilinde sayılamayacak kadar veya sonsuz
yıldız yaratmış olabilir ancak bunu ALLAH bilir.
c. &nbs p;İnanmak isteyenler
insanlar ihtimal hesapları dahilinde bulunan çok büyük
sayılarda yıldızlar yaratarak (beklide sonsuz sayıda)
kudretinin sonsuz olduğunu göstermek, bilim ve teknoloji
ne kadar ileri giderse gitsin günümüzde olduğu gibi
insanların kafasında soru (?) işareti oluşturmak için,
ç. &nbs p;Uzayda yol alırken
yönümüzü bulmak için yaratmıştır. Uzayda çok büyük
hızlarda yol alacağız. Beklide ışık hızının 10 katı 100
katı 1000 katlarında yol alacağımızı düşünüyorum. Eğer bu
şekilde olmazsa insanların ömürleri en yakın yıldıza
ulaşmak için dahi yetmeyecektir. Işınlanma veya ışık
hızıyla bile gidilse yeterli olmayacaktır. BU YÜZDEN
ALLAH UZAYI BOMBOŞ YARATMIŞTIR. BİRAZ SİSLİ HAVADA ŞAHRİN
BİR UCUNDAN DİGERİNE BAKIN DİGER UCUNU GÖREMEZSİNİZ. EGER
AÇIK BİR HAVADA GÖKYÜZÜNE BAKARSANIZ MİLYARLARCA IŞIK
YILI UZAKLIKTAKİ GALAKSİLERİ BİLE GÖREBİLİRSİNİZ. İşte bu
deney bize uzayın boş olduğunu uzay aracımıza güç
verdiğimiz sürece hızlanabileceğimizi göstermektedir.
Çünkü uzayda sürtünme yaratacak ve aracımızın hızını
engelleyecek hiçbir madde yoktur. Bu durum insanların bir
gün ışık hızının belki 10 sayısının katlarınca hız
yapabileceklerini ve galaksiler arası yolculukları
günlerle veya haftalarla olabileceğini göstermektedir.
Örneğin bir Ferrari araç saate 100 km hıza 6
saniyede çıksın bu araç bu şekilde sürtünmesiz bir
ortamda hızlandığını düşünürsek ışık hızının saniyede kat
etmiş olduğu 300 000 km ye 2,06 yıl sonra ulaşabilir.
100 000 m/ 3600 sn = 27,77 metre /saniye (Ferrari aracın
bir saniyede almış olduğu yol.)
Şu orantıyı kurabiliriz
Bir Ferrari 6 saniye sonra bir saniyede 27,77 metre yol
alırsa kaç yılda ışık hızına ulaşır. Hemen hesaplayalım.
GEÇEN ZAMAN = 6 SANİYE 1
SANİYEDE ALINAN YOL (METRE) = 27,77 MT
GEÇEN ZAMAN = 64.818.149,08 SANİYE 1 SANİYEDE ALINAN
YOL (METRE) = 300.000
GEÇEN ZAMAN = 64.818.149,08 / 60 = 1.080.302,48 DAKİKA
GEÇEN ZAMAN = 1.080.302,48 / 60 = 18.005,04 SAAT
GEÇEN ZAMAN = 18.005,04 / 24 = 750,21 GÜN
GEÇEN ZAMAN = 750,21 / 365 = 2.06 YIL SONRA IŞIK HIZINA
ULAŞILIR.
Şayet ivmelenmemiz daha yüksek hızlarda olursa ışık
hızına daha kısa sürede ulaşabiliriz.
Bu yolculukların çok büyük hızlarda olduğu için
çeşitli sakıncaları da beraberinde getirmektedir.
Zira şu anda görmüş olduğumuz galaksi ve yıldızlar
milyarlarca yıl önceki hallerini göstermektedir. Bunların
değişip değişmediklerini bilemeyiz. Uzayda kaybolmamak
için bazı yöntemler geliştirmek gerekmektedir işte bu
yüzden bende küre modelini düşündüm ve küreyi oluşturan
kenarlarda dolaşırsam hiçbir zaman kürenin merkezinde
bulunan yıldız veya galaksinin durumu değişmeyeceğinden
nerede olduğuma dair bana kabaca bir fikir verecektir.
(Uzayda gideceğimiz yıldız ile uzay aracımızın
kenarlarından geçen ve kürenin merkezinde bulunan
yıldızın kılavuz alındığı bir hayali küre oluşturulur.
Hayali küremizin merkezinde bulunan yıldıza uzaklığımız
değişmeyeceğinden durumu da değişmez. Yani öncesini veya
sonraki durumunu görmeyiz.)
Işık hızından hızlı hareket ettiğimizden dolayı
geldiğimiz istikamete baktığımızda arkamızı
görebilirmiyiz? Işık hızını geçtikten hemen sonra bize
arka istikametten dik açıyla gelen ışınları görmemeye
başlarız ve hızımız artıkça arkadaki karanlığın çapı
artar ve bu çapın derecesine göre ışık hızının kaç katı
hızla gittiğimizi bulabiliriz. Önümüze baktığımızda ise
durum bambaşka olacaktır. Zira bizden önce yola çıkmış
olan ışın fotonlarını yakalamış olacağız, bu da önümüze
baktığımızda arkamızı görmemizi sağlayacak aynı zamanda
önümüzden gelen ışın fotolarını da göreceğiz. Yani ön
camımızda iki görüntü birden olacak arkadan gelen
ışınların sayısı az olduğundan görüntü silik önden gelen
ışınların sayısı fazla olacağından parlak olacaktır.
Aynı zamanda bu ışınların geldiği
kaynağın yani yıldız ve galaksilerin geçmişte neler
yaşadıkları nasıl gelişip ve değişime uğradıkları ne gibi
evrelerden geçtikleri hakkında bize hızlı çekim bir film
gibi bilgiler akacaktır. İşte bu durum bize hem uzayın
oluşumu hem de gideceğimiz yıldız ve galaksiler hakkında
bize bilgiler verecektir. Geri dönerken film geri
saracak bu durum zamanda yolculuk değil bir insanın
yaşamış olduğu ve filme aldığı olayların tekrar
seyredilmesi gibi bir şey olacaktır. Yani ileride bu tür
yolculukları yapanlar zaman öncesine gittiklerini fakat
dünyaya geri gelirken tekrar zamanımıza geri döndüklerini
iddia edeceklerdir. Gittikleri yerlerde; hiçbir zaman
ihtiyarlamış hallerini göremeyecekler yalnız
çocukluklarının geçtiği zamanın dünyasını
görebileceklerdir. Yani geçmiş zamanın filmini görür gibi
görecekler. Bu sayede güneş sistemimizin nasıl oluştuğunu
da görebileceğiz, hatta dinozorların başına gelenleri de
görebileceğiz. BUNLARI GÖRDÜGÜMÜZDE DİYECEĞİZKİ BU
OLAYLARIN NEDENİ BUYMUŞ VE BU YÜZDEN BU SONUÇ ORTAYA
ÇIKMIŞ DİYECEĞİZ.
Çok yüksek hızlarda yol alırken önümüze çıkabilecek
uzayda başı boş dolaşan meteor ve parçalardan nasıl
kurtulacağız.?
Çok yüksek hızlarda maddeleri
çarpıştırarak yeni yeni maddeler oluşturacağız ve bu
maddeler sayesinde çok sağlam uzay araçları üreteceğiz ve
bu zorlukları aştıkça aracımızın hızını artıracağız.
Birde çok yüksek hızlarda seyreden uzay aracımızdan çıkan
ışın fotonları acaba uzay aracımızın hızını 0 sıfır kabul
ederek saniyede 300 000 km hızla mı? çıkış yapacaklar
yoksa duran bir cisme göre mi? çıkış yapacaklar.
Benim kanaatimce araç ne kadar
hızla giderse gitsin duran bir araç gibi kabul ederek
saniyede 300,000 km hızla araçtan çıkış yaparak hareket
edeceklerdir. Çünkü ışınların ayrılış hızlarını
etkileyecek herhangi bir neden yoktur. Birde günümüzde
uzaya baktığımızda bizden uzaklaşan veya yaklaşan
cisimlerin bize gelen ışınları kırmızıya veya maviye
kayması nedeniyle bizden uzaklaşmakta ve yaklaşmakta
olduğunu biliyoruz. Eğer uzayda hareket eden cisimlerin
hızları ne olursa olsun ışın hızı aynı olsa idi maviye
kayma veya kırmızı ya kayma diye bir bulğuyu bulmamız
imkansız olurdu. Birde ışın çeşitli cisimler içinden de
aynı hızda geçerdi,
Bana göre yanlış olan bir olguda ışık hızına
ulaşıldığında zamanın duracağı kavramıdır. Eğer böyle bir
durum söz konusu ise ışık, ışık hızında gittiği için
uzaydaki bütün cisimlerin görüntüleri gerçek zamanı
göstermektedir.
Çünkü bize gelen ışınların ışık hızında gittiklerinden
geçirmiş oldukları bir zaman yoktur. Işık neden ışık
hızına ulaştığı halde ona zaman işlemiyor. Bu mantıksız
değil mi?
İyide bunun bize ne faydası var diye bilirsiniz. İşte bu
ışınlarla iletişim sağlanacak nasıl mı? hızlandırılmış
ışın fotonları sayesinde iletişim kurulacak. Yani uzay
aracından küçük bir ışın fırlatıcı ayrılacak ve uzay
aracının katlarınca hızlanarak ışınları veya radyo
sinyallerini fırlatacak ve geri dönen ışın veya radyo
sinyallerini uzay aracı toplayarak az sonra ne ile
karşılaşacağının ip uçlarını elde edecektir. Buda uzay
aracına manevra yapma zamanı kazandıracaktır. Çünkü bu
hızlarda önünüzü gördüğünüz anda cisme çarpmış
olacaksınız. Mesafeler çok kısalmış olacak. O yüzden bu
araçların önemi büyük olacaktır.
Şimdi bazı insanlar ışınlanmadan
bahsetmektedirler. Bu ışınlanmanın hızı neye göre olacak
hiç düşünmüyorlar. Şöyle ki Elektrik hızına göre mi?
Radyo sinyallerine göre mi? neye göre hepsinin de bir
hızı var ve aşağı yukarı ışık hızına yakın veya iki misli
diyelim ve örnek verelim. Yani biz ışınlanacağız ve 100
milyar ışık yılı uzaklıkta bir yere 50 milyar ışık yılı
sonramı varacağız. Yolda giderken başımıza neler gelecek
acaba tek bütün olarak mı varacağız. 50 milyar yılda ne
yenip ne içilecek vardığımız yer şu anda gördüğümüz yer
mi? olacak. Bir çok soru insanın aklına geliyor. Bana
bunlar çok saçma geliyor. Belki ışınlanma olabilir ancak
çok kıs mesafelerde saniyenin altında bir zamanda ve uzay
aracından yer yüzüne gibi.
Gittiğimiz yerden çıkış noktasına baktığımızda nasıl
görünecek ve geldiğimiz yere nasıl döneceğiz.?
Gittiğimiz yerden geldiğimiz yere
baktığımızda geldiğimiz yerin yıllar önceki halini
göreceğiz.( Örneğin 100.000 ışık yılı – geliş zamanı=
Bulunduğumuz noktadan geldiğimiz noktaya baktığımızda
geldiğimiz yerin yıllar önceki hali görünecektir. )
Yukarıda bahsettiğim gibi uzay aracımızın ön camına düşen
ışın fotonlarını kayıt ederek dönüş yolunda kullanacağız.
Çünkü bu görüntüler hemen hemen birbirine çok benzer
olacak sadece aradaki fark hangi istikamete gidiyor isek
karşımızdan gelen ışınlar parlak, geçtiğimiz ışınlar
biraz daha az parlak olacaktır. Yanlara baktığımızda ise
bulunduğumuz ortamın durumunu yansıtacaktır. O yüzden yan
görüntüler gerçek zamanın görüntüleri olduğu için
dünyadaki görüntüsü ile farklılık gösterecektir. Şöyle ki
Biz diyelim ki 100 milyar ışık yılı uzaklıkta bir yıldıza
1 hafta da gidiyoruz. Yolun 4 üncü günü ortalarında uzay
aracımızın yan camından baktığımızda ne görürüz. Ortamın
o anda bulunduğu hali görürüz. Fakat bulunduğumuz
ortamdaki ışınlar dünyaya 50 milyar yıl sonra
ulaşacağından biz dünyaya göre 50 milyar yıl önceki
halini görürüz. Yani şöyle bir örnek verebiliriz. Diyelim
ki ben bu uzay aracı ile yolculuk yaparken bir cismin
veya bir doğa olayının fotoğrafını çektim. Bu fotoğrafı
da evladıma verdim. Bu fotoğraf nesiler boyu
aktarıldıktan sonra bu fotoğraftaki görüntülerin dünyaya
50 milyar yıl sonra geldiği görülecektir. Yalnız şu
ayrıntıya dikkat çekmek istiyorum yaşanan olayların
görüntüleri uzaydadır. Yaşanacak olayların görüntüleri
kesinlikle olamaz. O yüzden geleceğin nasıl olacağını
ancak ALLAH bilir.
Zamanda yolculuk yapılabilir mi?
Zamanda yolculuk hiçbir zaman
yapılamaz. Sadece bu tür yolculuklarda geçmiş zamanın
görüntülerine ulaşılabilir. ANCAK GELECEK ZAMANIN
GÖRÜNTÜLERİNE HİÇBİR ZAMAN ULAŞILAMAZ.
NAHL
16 – Yol bulmada yararlanacağınız daha birçok alâmetler,
işaretler koydu. Yıldızlarla da bir kısım insanlar yol
bulurlar.
ENBİYA
30 – Hakkı, inkâr edenler görüp bilmediler mi ki göklerle
yer bitişik (bir bütün) idi, onları Biz ayırdık, hayatı
olan her şeyi sudan yaptık. Hâlâ inanmayacaklar mı?
MÜ'MİNUN
17 – Yine şu da bir gerçektir ki, Biz sizin üstünüzde
yedi tabaka yarattık. Biz yaratmadan da,
yarattıklarımızdan da habersiz değiliz. [2, 29; 40,57;
32,4-12; 17,44; 71,15; 65,12]
FUSSİLET
12 – Derken, iki gün içinde, gökleri yedi kat olarak
şekillendirdi ve her bir göğe kendisine ait işi vahyetti.
Biz dünya semasını kandillerle, yıldızlarla süsledik,
bozulup yıkılmaktan koruduk. İşte bu, azîz ve alîm (üstün
kudret sahibi, her şeyi en mükemmel tarzda bilen
Allah)’ın takdiridir.
GALAKSİLER ARASI YOLCULU NASIL OLACAK?
Uzayda çok büyük hızlarda yol alacağız. Beklide ışık
hızının 10 katı 100 katı 1000 katlarında yol
alacağımızı düşünüyorum. Eğer bu şekilde olmazsa
insanların ömürleri en yakın yıldıza ulaşmak için dahi
yetmeyecektir. Işınlanma veya ışık hızıyla bile
gidilse yeterli olmayacaktır. BU YÜZDEN ALLAH UZAYI
BOMBOŞ YARATMIŞTIR. BİRAZ SİSLİ HAVADA ŞAHRİN BİR
UCUNDAN DİGERİNE BAKIN DİGER UCUNU GÖREMEZSİNİZ. EGER
AÇIK BİR HAVADA GÖKYÜZÜNE BAKARSANIZ MİLYARLARCA IŞIK
YILI UZAKLIKTAKİ GALAKSİLERİ BİLE GÖREBİLİRSİNİZ. İşte
bu deney bize uzayın boş olduğunu uzay aracımıza güç
verdiğimiz sürece hızlanabileceğimizi göstermektedir.
Çünkü uzayda sürtünme yaratacak ve aracımızın hızını
engelleyecek hiçbir madde yoktur. Bu durum insanların
bir gün ışık hızının belki 10 sayısının katlarınca hız
yapabileceklerini ve galaksiler arası yolculukları
günlerle veya haftalarla olabileceğini göstermektedir.
Örneğin bir Ferrari araç saate 100 km hıza 6
saniyede çıksın bu araç bu şekilde sürtünmesiz bir
ortamda hızlandığını düşünürsek ışık hızının saniyede
kat etmiş olduğu 300 000 km ye 2,06 yıl sonra
ulaşabilir.
100 000 m/ 3600 sn = 27,77 metre /saniye (Ferrari
aracın bir saniyede almış olduğu yol.)
Şu orantıyı kurabiliriz Bir Ferrari 6 saniye sonra bir
saniyede 27,77 metre yol alırsa kaç yılda ışık hızına
ulaşır. Hemen hesaplayalım.
Ferari 100 km/saat hıza ulaşıncaya kadar GEÇEN ZAMAN =
6 SANİYE 1 SANİYEDE ALINAN YOL (METRE) = 0.027,77 MT
Uzay aracı ışık hızına ulaşıncaya kadar GEÇEN ZAMAN =
64.818.149,08 SANİYE 1 SANİYEDE ALINAN YOL (KM) =
300.000
GEÇEN ZAMAN = 64.818.149,08 / 60 = 1.080.302,48 DAKİKA
GEÇEN ZAMAN = 1.080.302,48 / 60 = 18.005,04 SAAT
GEÇEN ZAMAN = 18.005,04 / 24 = 750,21 GÜN
GEÇEN ZAMAN = 750,21 / 365 = 2.06 YIL SONRA IŞIK
HIZINA ULAŞILIR.
Şayet ivmelenmemiz daha yüksek hızlarda olursa ışık
hızına daha kısa sürede ulaşabiliriz.
Bu yolculukların çok büyük hızlarda olduğu için
çeşitli sakıncaları da beraberinde getirmektedir. Zira
şu anda görmüş olduğumuz galaksi ve yıldızlar
milyarlarca yıl önceki hallerini göstermektedir.
Bunların değişip değişmediklerini bilemeyiz.
Işık hızından hızlı hareket ettiğimizden dolayı
geldiğimiz istikamete baktığımızda arkamızı
görebilirmiyiz? Işık hızını geçtikten hemen sonra bize
arka istikametten dik açıyla gelen ışınları görmemeye
başlarız ve hızımız artıkça arkadaki karanlığın çapı
artar ve bu çapın derecesine göre ışık hızının kaç
katı hızla gittiğimizi bulabiliriz. Önümüze
baktığımızda ise durum bambaşka olacaktır. Zira bizden
önce yola çıkmış olan ışın fotonlarını yakalamış
olacağız, bu da önümüze baktığımızda arkamızı
görmemizi sağlayacak aynı zamanda önümüzden gelen ışın
fotolarını da göreceğiz. Yani ön camımızda iki görüntü
birden olacak arkadan gelen ışınların sayısı az
olduğundan görüntü silik KIRMIZIYA KAYMA önden gelen
ışınların sayısı fazla olacağından parlak MAVİYE KAYMA
olacaktır. Birde ışık büyük kütleli cisimlerin
yanından geçerken yolundan sapar. Buda ışığında bir
kütlesinin olduğunu gösterir.
Aynı zamanda bu ışınların geldiği
kaynağın yani yıldız ve galaksilerin geçmişte neler
yaşadıkları nasıl gelişip ve değişime uğradıkları ne
gibi evrelerden geçtikleri hakkında bize hızlı çekim
bir film gibi bilgiler akacaktır. İşte bu durum bize
hem uzayın oluşumu hem de gideceğimiz yıldız ve
galaksiler hakkında bize bilgiler verecektir. Geri
dönerken film geri saracak bu durum zamanda yolculuk
değil bir insanın yaşamış olduğu ve filme aldığı
olayların tekrar seyredilmesi gibi bir şey olacaktır.
Atalarımızın ve daha önceki çağların geçtiği zamanın
dünyasını görebileceklerdir. Yani geçmiş zamanın
filmini görür gibi görecekler. Bu sayede güneş
sistemimizin nasıl oluştuğunu da görebileceğiz, hatta
dinozorların başına gelenleri de görebileceğiz.
BUNLARI GÖRDÜGÜMÜZDE DİYECEĞİZKİ BU OLAYLARIN NEDENİ
BUYMUŞ VE BU YÜZDEN BU SONUÇ ORTAYA ÇIKMIŞ DİYECEĞİZ.
Çok yüksek hızlarda yol alırken önümüze çıkabilecek
uzayda başı boş dolaşan meteor ve parçalardan nasıl
kurtulacağız.?
Uzayın manyetik haritası bize bunu
sağlayacak zira manyetik alan ışık hızı ile değil
anında tüm evrene hükmetmektedir. Elektiriksel
manyetik alandan bahsetmiyorum. Kütlenin oluşturduğu
manyetik alandan bahsediyorum bana göre bu iki
manyetik alan farklıdır.
Çok yüksek hızlarda maddeleri çarpıştırarak yeni yeni
maddeler oluşturacağız ve bu maddeler sayesinde çok
sağlam uzay araçları üreteceğiz ve bu zorlukları
aştıkça aracımızın hızını artıracağız. Birde çok
yüksek hızlarda seyreden uzay aracımızdan çıkan ışın
fotonları acaba uzay aracımızın hızını 0 sıfır kabul
ederek saniyede 300 000 km hızla mı? çıkış yapacaklar
yoksa duran bir cisme göre mi? çıkış yapacaklar.
Benim kanaatimce araç ne kadar hızla
giderse gitsin duran bir araç gibi kabul ederek
saniyede 300,000 km hızla araçtan çıkış yaparak
hareket edeceklerdir. HIZ=BİR CİSMİN DİĞER BİR CİSME
GÖRE BİRİM ZAMANDAKİ KONUM DEĞİŞİKLİĞİDİR. İVME=
BİRİMZAMANDAKİ KONUM DEĞŞİKLİĞİNDEKİ FARKTIR. Işında
bir cisimden çıkış yaparken çıktığı kütle esas
olacaktır. Çünkü ışınların ayrılış hızlarını
etkileyecek herhangi bir neden yoktur. Birde günümüzde
uzaya baktığımızda bizden uzaklaşan veya yaklaşan
cisimlerin bize gelen ışınları kırmızıya veya maviye
kayması nedeniyle bizden uzaklaşmakta ve yaklaşmakta
olduğunu biliyoruz. Eğer uzayda hareket eden
cisimlerin hızları ne olursa olsun ışın hızı aynı olsa
idi maviye kayma veya kırmızı ya kayma diye bir
bulğuyu bulmamız imkansız olurdu. Birde ışın çeşitli
cisimler içinden de aynı hızda geçerdi, Bana göre
yanlış olan bir olguda ışık hızına ulaşıldığında
zamanın duracağı kavramıdır. Eğer böyle bir durum söz
konusu ise ışık, ışık hızında gittiği için uzaydaki
bütün cisimlerin görüntüleri gerçek zamanı
göstermektedir. Denilmesi gerekirdi. Nerden baksan
çelişki.
İyide bunun bize ne faydası var diye bilirsiniz. İşte
bu ışınlarla iletişim sağlanacak nasıl mı?
hızlandırılmış ışın fotonları sayesinde iletişim
kurulacak. Yani uzay aracından küçük bir ışın
fırlatıcı ayrılacak ve uzay aracının katlarınca
hızlanarak ışınları veya radyo sinyallerini fırlatacak
haberleşme ya bu şekilde yada manyetik algılama
sayesinde olacaktır. Buda nasıl olur onu bilemiyorum.
Şimdi bazı insanlar ışınlanmadan
bahsetmektedirler. Bu ışınlanmanın hızı neye göre
olacak hiç düşünmüyorlar. Şöyle ki Elektrik hızına
göre mi? Radyo sinyallerine göre mi? neye göre
hepsinin de bir hızı var ve aşağı yukarı ışık hızına
yakın veya iki misli diyelim ve örnek verelim. Yani
biz ışınlanacağız ve 100 milyar ışık yılı uzaklıkta
bir yere 50 milyar ışık yılı sonramı varacağız. Yolda
giderken başımıza neler gelecek acaba tek bütün olarak
mı varacağız. 50 milyar yılda ne yenip ne içilecek
vardığımız yer şu anda gördüğümüz yer mi? olacak. Bir
çok soru insanın aklına geliyor. Bana bunlar çok saçma
geliyor. Belki ışınlanma olabilir ancak çok kısa
mesafelerde saniyenin altında bir zamanda ve uzay
aracından yer yüzüne gibi.
Gittiğimiz yerden çıkış noktasına baktığımızda nasıl
görünecek ve geldiğimiz yere nasıl döneceğiz.?
Gittiğimiz yerden geldiğimiz yere baktığımızda
geldiğimiz yerin yıllar önceki halini göreceğiz.(
Örneğin 100.000 ışık yılı – geliş zamanı= Bulunduğumuz
noktadan geldiğimiz noktaya baktığımızda geldiğimiz
yerin yıllar önceki hali görünecektir. ) Yukarıda
bahsettiğim gibi uzay aracımızın ön camına düşen ışın
fotonlarını kayıt ederek dönüş yolunda kullanacağız.
Çünkü bu görüntüler hemen hemen birbirine çok benzer
olacak sadece aradaki fark hangi istikamete gidiyor
isek karşımızdan gelen ışınlar parlak, geçtiğimiz
ışınlar biraz daha az parlak olacaktır. Yanlara
baktığımızda ise bulunduğumuz ortamın durumunu
yansıtacaktır. O yüzden yan görüntüler gerçek zamanın
görüntüleri olduğu için dünyadaki görüntüsü ile
farklılık gösterecektir. Şöyle ki Biz diyelim ki 100
milyar ışık yılı uzaklıkta bir yıldıza 1 hafta da
gidiyoruz. Yolun 4 üncü günü ortalarında uzay
aracımızın yan camından baktığımızda ne görürüz.
Ortamın o anda bulunduğu hali görürüz. Fakat
bulunduğumuz ortamdaki ışınlar dünyaya 50 milyar yıl
sonra ulaşacağından biz dünyaya göre 50 milyar yıl
önceki halini görürüz. Yani şöyle bir örnek
verebiliriz. Diyelim ki ben bu uzay aracı ile yolculuk
yaparken bir cismin veya bir doğa olayının fotoğrafını
çektim. Bu fotoğrafı da evladıma verdim. Bu fotoğraf
nesiler boyu aktarıldıktan sonra bu fotoğraftaki
görüntülerin dünyaya 50 milyar yıl sonra geldiği
görülecektir. Yalnız şu ayrıntıya dikkat çekmek
istiyorum yaşanan olayların görüntüleri uzaydadır.
Yaşanacak olayların görüntüleri kesinlikle olamaz. O
yüzden geleceğin nasıl olacağını ancak ALLAH bilir.
Zamanda yolculuk yapılabilir mi? Zamanda yolculuk
hiçbir zaman yapılamaz. Sadece bu tür yolculuklarda
geçmiş zamanın görüntülerine ulaşılabilir. ANCAK
GELECEK ZAMANIN GÖRÜNTÜLERİNE HİÇBİR ZAMAN ULAŞILAMAZ.
Bana göre zaman görecelidir. galaksilerin kütlesine
oranlı olarak metebolizması vardır ve galaksinin
zamanı bana göre budur. hız ve ivmede bir cismin
diğerine göre ölçülmesinden ortaya çıkar. bir foton
tanesi diğerine göre ters istikamette hareket ediyor
ise 2 ışık hızında aynı yönde hareket ediyor iseler
hızı sıfırdır. ışık hızı ile zamanın alakası yoktur.
Tabi ki benim düşünceme göre. (AYNŞTYN DİNİ
DÜŞÜNCELERİNİ BİLİME ALET ETTİĞİ İÇİN ALLAH’IN VAR
OLMADIĞINI İLERİ SÜRMEK İÇİN ZAMANDA YOLCULUK MASALINI
IŞIK HIZI İLE İLİŞKİLİ GİBİ GÖSTEREREK İCAT ETMİŞTİR.
ONUN DÜŞÜNDÜĞÜ ZAMAN KAVRAMI ZATEN YOKTUR. UZAYIN VE
GALAKSİLERİN KÜTLELERİNDEN DOLAYI METEBOLİZMA HIZLARI
VARDIR.) Uzay araçları ile yolda gelebilecek
felaketlerde dünyamızda yeni bulunan kıthaların
bulunmasında olduğu gibi elbette insan kaybı açısından
yeni felaketler doğuracaktır ve günümüzde de uzay
çalışmalarında insan zayiatları da olmaktadır. Ayrıca
bana göre karanlık madde dedikleri bilinmeyen enerji
uzayın toplam çekim gücünün bir atom üzerine
etkisidir. Bir atom direkt değil fakat içinde
bulunduğu kütle ile birlikte olduğunda diğer atomları
etkiler ve bu uzaklığa ve büyüklüğe göre değişir.
Zira bir atomun çekim gücü üzerinde uzay da yaratılmış
bütün atomların çekim güçlerinin etkisi vardır. Bu
etki ne kadar uzakta olursa olsun vardır. Ayrıca
toplam uzayında bir metabolizması vardır.
KAMER49 – Muhakkak ki Biz her şeyi bir kaderle, bir
ölçü ile yarattık.
ZAMAN BANA GÖRE TOPLAM KÜTLENİN BİRBİRİ İLE ETKİLEŞİM
HIZIDIR. NE KADAR ÇOK KÜTLE BİRBİRİNİ ETKİLERSE O
KADAR ZAMAN HIZLI AKAR. GAKASİNİN ZMANAI FARKLIDIR
GÜNEŞİN ÜZERİNDE ZAMAN FARKLIDIR DÜNYA ÜZERİNDE ZAMAN
FARKLIDIR AY ÜZERİNDE DE ZAMAN FARKLIDIR. ZAMAN
BULUNDUĞUN YERE GÖRE DEĞİŞİR YANİ GÖRECELİDİR. Özel
görecelik dünya, genel görecelik samanyolu galaksisi
ve evrenin görecelik kuramı ile zamanı
değerlendirirsek daha doğru olur. Ama evrenin
büyüklüğünü ölçemediğimizde bir gerçektir. Ayrıca
galaksi görelilik kuramına görede maddelerin
kütleleri galaksinin büyüklüğüne göre ve galaksinin
merkezine göre değişmesi gerekir. Yani galaksinin
merkezinde metebolizma daha hızlı işler, galaksinin
merkezinden uzaklaştıkça yavaşlar.
Bana göre kainatın oluşumu atomun en küçük yapı
taşının yaratılıp birbiri ile etkileşimi sonucunda
atom ve diğer maddelerin oluşumu ile ortaya çıkmıştır
ve zamanın başlangıcı da bu noktadadır. Kainat
içindeki herşeyin kütlesi vardır. Işık ve ondan daha
küçük olanlarında birbirleri ile etkileşim içinde
oldukları için kütleleri vardır. MADDE ETKİLEŞİME
GİRDİĞİNDE ZAMAN VE KÜTLE ORTAYA ÇIKAR. Ama etkileşim
içine girmemiş olan maddelerde vardır ve onların
etkileşimi de devam etmekte olduğundan evren
büyümektedir. Bu büyüme sanıldığı gibi genişleme
şeklinde değil etkimeye giren maddelerin birleşmesi
kütle yoğun hale dönüşmesi sonucunda yerlerini boşluğa
terk etmeleri sonucu ile meydana gelmektedir.
Yeterince kütle yoğunluğa ulaşmış galaksilerin
merkezinde ışığın kaçış hızı ile kaçamadığı kara
delikler vardır. Ama bu karadelikleri ışığın doğası
gereği göremeyiz. Üç boyutlu bir küre olarak bu
noktayı düşünürsek kara deliğin etkisine girmemiş
bizden tarafta ışık kaynakları da olması gerekir. Ama
manyetizma ve uzak galaksilerin ışınlarının buradan
geçerken kırılması sayesinde görmekteyiz. Fakat bizim
gördüğümüz kara delikler bizden ışık hızından daha
hızlı uzaklaşan galaksilerin görüntüleridir. Yani bu
kara deliklerin jetleri bize dönüktür fakat tam bizi
nişan almamaktadır zaten hedefte biz olsak yok
olurduk. Kim bilir bu galaksilerin jetlerinden çıkan
maddeleri kaç ışık hızı ile uzaya göndermektedir.
JETLERİN ÇIKIŞ YÖNÜNDE HİÇ BİR YIDIZ OLAMAYACAĞINDAN
KARA DELİK ŞEKLİNDE 2 BOYUTLU GİBİ RESİM
VERMEKTEDİRLER. Hem bu şekilde galaksiler uzayda
yüksek hızlarda dolaşarak etkileşime girmemiş olan
maddeler ile etkileşim sağlayarak ta hem uzayı
temizlemekte hem de kütleleri artmaktadır. Diğer
galaksiler ile de çarpışarak yeni oluşumlara da neden
olmaktadırlar. 6,1,2015 GÜNÜ GÜNCELLENDİ
GALAKSİLERE YOLCULUK NASIL OLACAK;
Uzayda çok büyük hızlarda yol alacağız. Beklide ışık
hızının 10 katı 100 katı 1000 katlarında yol
alacağımızı düşünüyorum. Eğer bu şekilde olmaz ise
insanların ömürleri en yakın yıldıza ulaşmak için dahi
yetmeyecektir. Işınlanma veya ışık hızıyla bile
gidilse yeterli olmayacaktır. Bu yüzden Allah uzayı
bomboş yaratmıştır. Biraz sisli havada şehrin bir
ucundan diğerine bakın diğer ucunu göremezsiniz. eğer
açık bir havada gökyüzüne bakarsanız milyarlarca ışık
yılı uzaklıktaki galaksileri bile görebilirsiniz. İşte
bu deney bize uzayın boş olduğunu uzay aracımıza güç
verdiğimiz sürece hızlanabileceğimizi göstermektedir.
Çünkü uzayda sürtünme yaratacak ve aracımızın hızını
engelleyecek hiçbir madde yoktur. Bu durum insanların
bir gün ışık hızının belki 10 sayısının katlarınca hız
yapabileceklerini ve galaksiler arası yolculukları
günlerle veya haftalarla olabileceğini göstermektedir.
Örneğin bir Ferrari araç saate 100 km hıza 6
saniyede çıksın bu araç bu şekilde sürtünmesiz bir
ortamda hızlandığını düşünürsek ışık hızının saniyede
kat etmiş olduğu 300 000 km ye 2,06 yıl sonra
ulaşabilir.
100 000 m/ 3600 sn = 27,77 metre /saniye (Ferrari
aracın bir saniyede almış olduğu yol.)
Şu orantıyı kurabiliriz Bir Ferrari 6 saniye sonra bir
saniyede 27,77 metre yol alırsa kaç yılda ışık hızına
ulaşır. Hemen hesaplayalım.
Ferari 100 km/saat hıza ulaşıncaya kadar GEÇEN ZAMAN =
6 SANİYE 1 SANİYEDE ALINAN YOL (METRE) = 0.027,77 MT
Uzay aracı ışık hızına ulaşıncaya kadar GEÇEN ZAMAN =
64.818.149,08 SANİYE 1 SANİYEDE ALINAN YOL (KM) =
300.000
GEÇEN ZAMAN = 64.818.149,08 / 60 = 1.080.302,48 DAKİKA
GEÇEN ZAMAN = 1.080.302,48 / 60 = 18.005,04 SAAT
GEÇEN ZAMAN = 18.005,04 / 24 = 750,21 GÜN
GEÇEN ZAMAN = 750,21 / 365 = 2.06 YIL SONRA IŞIK
HIZINA ULAŞILIR.
Şayet ivmelenmemiz daha yüksek hızlarda olursa ışık
hızına daha kısa sürede ulaşabiliriz. Bu uzay
araçlarının motorları günümüzde doğrusal parçacık
hızlandırıcıların daha gelişmiş versiyonları
olacaktır. Parçacık ışık hızında motordan çıktığında
etkin tepki prensibine göre uzay aracı toplam
ağırlığının yarısını bu şekilde fırlatarak yok
ettiğinde ışık hızına ulaşacak durmak içinde yani o km
hıza ulaşmak içinde ağılığının bir yarısını daha
kaybedecektir. Yani ışık hızına ulaşması ve durması
için ağırlığının ¾ ünü kaybetmiş olacak. Biz en iyisi
bu çalışmalara hız verelim ve DAHA HIZLI PARÇACIK
HIZLANDIRICILARI YAPMAYA ÇALIŞALIM. Sanırım şu da bir
gerçek ki elektrik akımı bakır tel içinde ışık
hızında yol aldığı için hızlandırıcılarda parçacıklar
ışık hızını geçemiyorlar. Sanırım.
İkinci bir yolda uzay balonu şeklinde araçlar
olabilir. Anyştayn’ın görecelik kuramından yola
çıkarak galaksimizin merkezine doğru gittikçe artan
bir kütle çekim gücü vardır. Bu çekim gücünü daha az
hale getirirsek yani kütle çekim basıncı içinde bir
balon şişirirsek bunu da atom üzerine etki eden
elektromanyetik güç ve zayıf ve güçlü çekirdek
güçlerini güçlendirirsek olur diye düşünüyorum.
Yapmamız gereken sadece anti gravitaty elde etmek ve
bunu uzay aracımızla birlikte kendimizde kapsayacak
şekilde olmasını sağlamak olacak. Eğer kendimizde
dahil olursak ivmeden etkilenmediğimiz için çok kısa
sürede hızlanabiliriz. Eğer bu olursa okyanusun
derinliklerinde oluşan bir hava kabarcığı su yüzeyine
nasıl hızla çıkıyor ise bizim içinde bulunduğumuz uzay
balonu da samanyolu galaksisinin dışına aynı mantıkla
çıkacaktır. Tabi bu mantıkla ilk önce dünya kütle
çekiminden sonra güneş kütle çekiminden en sonda
samanyolunun kütle çekimin den hızla uzaklaşırız. AYNI
OKYANUS DERİNLİĞİNDEKİ İÇİ BOŞ BİR ARACIN SU YÜZEYİNE
DOĞRU FIRLATILMASI GİBİ MANTIKLA GALAKSİMZİN DIŞINA
FIRLATILIRIZ, TABİ BUR DA GALAKSİMİZİN YER ÇEKİM
KUVVETİ SIFIRA (İKİ GALAKSİ ARASINDA ) YAKIN OLACAĞI
VE YOLA DEVAM ETTİĞİMİZ İÇİN DE DİĞER GALAKSİNİN ÇEKİM
KUVVETİNE MARUZ KALIRIZ. BU SEFERDE AYNI HIZLA DİĞER
GALAKSİ MERKEZİNE DOĞRU YOL ALMAYA DEVAM EDERİZ.
DURACAĞIMIZ YER ÇEKİM KUVVETİNİN DÜNYA İLE AYNI OLDUĞU
SEVİYEDE OLACAKTIR. YANİ GALAKSİMİZİN GÜNEŞ SİSTEMİ
YÖRÜNGESİNİN MARUZ KALDIĞI YERÇEKİM BASIÇ DÜZEYİ İLE
AYNI OLACAKTIR.
Bu yolculukların çok büyük hızlarda olduğu için
çeşitli sakıncaları da beraberinde getirmektedir. Zira
şu anda görmüş olduğumuz galaksi ve yıldızlar
milyarlarca yıl önceki hallerini göstermektedir.
Bunların değişip değişmediklerini bilemeyiz.
Işık hızından hızlı hareket ettiğimizden dolayı
geldiğimiz istikamete baktığımızda arkamızı görebilir
miyiz? Işık hızını geçtikten hemen sonra bize arka
istikametten dik açıyla gelen ışınları görmemeye
başlarız ve hızımız artıkça arkadaki karanlığın çapı
artar (KARA DELİKLERDE OLDUĞU GİBİ BİR DAİRE OLUŞUR)
ve bu çapın derecesine göre ışık hızının kaç katı
hızla gittiğimizi bulabiliriz. Önümüze baktığımızda
ise durum bambaşka olacaktır. Zira bizden önce yola
çıkmış olan ışın fotonlarını yakalamış olacağız, bu da
önümüze baktığımızda arkamızı görmemizi sağlayacak
aynı zamanda önümüzden gelen ışın fotolarını da
göreceğiz. Yani ön camımızda iki görüntü birden olacak
arkadan gelen ışınların sayısı az olduğundan görüntü
silik KIRMIZIYA KAYMA önden gelen ışınların sayısı
fazla olacağından parlak MAVİYE KAYMA şeklinde
olacaktır. IŞIK HIZININ 2 KATI HIZLA GİDERKEN ARKADAN
ÇIKAN IŞININ HIZI DÜNYADAN BAKAN BİR İNSANA GÖRE 2-1=1
IŞIK HIZINDA VE ARAÇ İSTİKAMETİNDE OLACAKTIR. YANİ
IŞIK ARACIN ARKA İSTİKAMETTİNDEN ÇIKMASINA RAĞMEN AYNI
İSTİKAMETTE GİTMEYE DEVAM EDECEKTİR.
Aynı zamanda bu ışınların geldiği
kaynağın yani yıldız ve galaksilerin geçmişte neler
yaşadıkları nasıl gelişip ve değişime uğradıkları ne
gibi evrelerden geçtikleri hakkında bize hızlı çekim
bir film gibi bilgiler akacaktır. İşte bu durum bize
hem uzayın oluşumu hem de gideceğimiz yıldız ve
galaksiler hakkında bilgiler verecektir. Geri dönerken
film geri saracak bu durum zamanda yolculuk değil bir
insanın yaşamış olduğu ve filme aldığı olayların
tekrar seyredilmesi gibi bir şey olacaktır.
Atalarımızın ve daha önceki çağların geçtiği zamanın
dünyasını görebileceğiz. Yani geçmiş zamanın filmini
görür gibi göreceğiz. Bu sayede güneş sistemimizin
nasıl oluştuğunu da görebileceğiz. Çok yüksek hızlarda
yol alırken önümüze çıkabilecek uzayda başı boş
dolaşan meteor ve parçalardan nasıl kurtulacağız.?
Uzayın manyetik haritası bize bunu sağlayacak zira
manyetik alan ışık hızı ile değil anında tüm evrene
hükmetmektedir.
Çok yüksek hızlarda maddeleri çarpıştırarak yeni yeni
maddeler oluşturacağız ve bu maddeler sayesinde çok
sağlam uzay araçları üreteceğiz ve bu zorlukları
aştıkça aracımızın hızını artıracağız. Birde çok
yüksek hızlarda seyreden uzay aracımızdan çıkan ışın
fotonları acaba uzay aracımızın hızını 0 sıfır kabul
ederek saniyede 300 000 km hızla mı? çıkış yapacaklar
yoksa duran bir cisme göre mi? çıkış yapacaklar.
Benim kanaatimce araç ne kadar hızla giderse gitsin
duran bir araç gibi kabul ederek saniyede 300,000 km
hızla araçtan çıkış yaparak hareket edeceklerdir.
HIZ=BİR CİSMİN DİĞER BİR CİSME GÖRE BİRİM ZAMANDAKİ
KONUM DEĞİŞİKLİĞİDİR. İVME= BİRİM ZAMANDAKİ KONUM
DEGŞİKLİĞİNDEKİ FARKTIR. Biz dünyada aracımızla yol
alırken neye göre hız yapıyoruz. Dünya üzerinde ki
konumumuza göre peki hiç güneşe göre veya samanyolu
galaksisine göre veya andromeda galaksisine göre neden
değerlendirmiyoruz. Işık çıktığı ışık kaynağının neye
göre kime göre hareket edip etmediğini bilmesine imkan
yoktur. Işığın kaçış hızı (hızı) çıktığı kaynağın
kütle yoğunluğu arttıkça düşük olacaktır. Yalnız şunu
ayırmak lazım kuasar jetlerinden çıkan maddelerde bir
hıza sahip ve bunlarda ışık gibi özellikler
gösterebilir. Bunların hızı ışığın kat be kat üstünde
olacaktır.
Birde günümüzde uzaya baktığımızda bizden uzaklaşan
veya yaklaşan cisimlerin bize gelen ışınları kırmızıya
veya maviye kayması nedeniyle bizden uzaklaşmakta ve
yaklaşmakta olduğunu biliyoruz. Eğer uzayda hareket
eden cisimlerin hızları ne olursa olsun ışık hızı aynı
olsa idi maviye kayma veya kırmızı ya kayma diye bir
bulguyu bulmamız imkânsız olurdu. Hem iddia edildiği
gibi ışın kaynağa bakmadan her cisimden aynı hızla
kaçıyorsa kara deliklerdeki ışığa bağlı zaman yavaşlar
veya hızlanır teoremini nasıl kurabilirler. Buda bir
çelişki. Bana göre yanlış olan bir olguda ışık hızına
ulaşıldığında zamanın duracağı kavramıdır. Eğer böyle
bir durum söz konusu ise ışık, ışık hızında gittiği
için uzaydaki bütün cisimlerin görüntüleri gerçek
zamanı göstermektedir. Denilmesi gerekirdi. Birde ışık
çeşitli cisimler içinden de aynı hızda geçerdi, Nerden
baksan çelişki. Uzay zamanı ve gözlem zamanı vardır.
Işık kaynaktan çıkıp gözümüze ulaştığında gözlem
zamanı oluşur. Galaksilerden gelen ışınlarda bizi bunu
sağlar. Ama gerçek zaman yani kainat zamanı her yerde
aynıdır ve yaşanmaya, akmaya devam etmektedir. Tüm
evreni kapsayan bir genel görelilik kuramı vardır ve
ne kadar alanı kapsadığı bilinmemektedir.
İyide bunun bize ne faydası var diye bilirsiniz. İşte
bu ışınlarla iletişim sağlanacak nasıl mı?
Hızlandırılmış ışık fotonları sayesinde iletişim
kurulacak. Yani uzay aracından küçük bir ışın
fırlatıcı ayrılacak ve uzay aracının katlarınca
hızlanarak ışınları fırlatacak haberleşme ya bu
şekilde ya da manyetik algılama sayesinde olacaktır.
Başka bir varsayımda ışık ışık hızının katlarınca
hızlandırılıp hedefe gönderilecektir.
Gittiğimiz yerden çıkış noktasına baktığımızda nasıl
görünecek ve geldiğimiz yere nasıl döneceğiz.?
Gittiğimiz yerden geldiğimiz yere baktığımızda
geldiğimiz yerin yıllar önceki halini göreceğiz.(
Örneğin 100.000 ışık yılı – yolda geçen süre =
Bulunduğumuz noktadan geldiğimiz noktaya baktığımızda
geldiğimiz yerin yıllar önceki hali görünecektir. )
Yukarıda bahsettiğim gibi uzay aracımızın ön camına
düşen ışın fotonlarını kayıt ederek dönüş yolunda
kullanacağız. Çünkü bu görüntüler hemen hemen
birbirine çok benzer olacak sadece aradaki fark hangi
istikamete gidiyor isek karşımızdan gelen ışınlar
parlak, geçtiğimiz ışınlar biraz daha az parlak
olacaktır. Yanlara baktığımızda ise bulunduğumuz
ortamın durumunu yansıtacaktır. O yüzden yan
görüntüler gerçek zamanın görüntüleri olduğu için
dünyadaki görüntüsü ile farklılık gösterecektir. Şöyle
ki Biz diyelim ki 100 000 ışık yılı uzaklıkta bir
yıldıza 1 hafta da gidiyoruz. Yolun 4 üncü günü
ortalarında uzay aracımızın yan camından baktığımızda
ne görürüz. Ortamın o anda bulunduğu hali görürüz.
Fakat bulunduğumuz ortamdaki ışınlar dünyaya 50 000
yıl sonra ulaşacağından biz dünyaya göre 50 000 yıl
önceki halini görürüz. Yani şöyle bir örnek
verebiliriz. Diyelim ki ben bu uzay aracı ile yolculuk
yaparken bir cismin veya bir doğa olayının fotoğrafını
çektim. Bu fotoğrafı da evladıma verdim. Bu fotoğraf
nesiler boyu aktarıldıktan sonra bu fotoğraftaki
görüntülerin dünyaya 50 000 yıl sonra geldiği
görülecektir. Yalnız şu ayrıntıya dikkat çekmek
istiyorum yaşanan olayların görüntüleri uzaydadır.
Yaşanacak olayların görüntüleri kesinlikle olamaz. O
yüzden geleceğin nasıl olacağını ancak ALLAH bilir.
Zamanda yolculuk yapılabilir mi? Zamanda yolculuk
hiçbir zaman yapılamaz. Sadece bu tür yolculuklarda
geçmiş zamanın görüntülerine ulaşılabilir. ANCAK
GELECEK ZAMANIN GÖRÜNTÜLERİNE HİÇBİR ZAMAN ULAŞILAMAZ.
Uzay araçları ile yolda gelebilecek felaketlerde
dünyamızda yeni bulunan kıtaların bulunmasında olduğu
gibi elbette insan kaybı açısından yeni felaketler
doğuracaktır ve günümüzde de uzay çalışmalarında insan
zayiatları da olmaktadır.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma