Yazanlarda |
|
efrayim58 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 13 subat 2007 Gönderilenler: 1098
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Efrayim,
Sevgili dostlar,
Bir çok konu hakkında yorumlarınızı okuduk, okumaya devam ediyoruz. 'hac ve umre'yi beraberce yorumlayan bir yazı göremedik. Bakara 196'da 'Haccı da, umreyi de Allah için tamamlayın' diye başlayan ayet ve benzer ayetler var.
Bu konuda da ayrıntılı yorumlarınızı da bekleriz.
Sevgi ile,
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sevgili Efrayim,
Hac ve umre bir birinden bağımsız iki ayrı şey, iki ayrı zamanda iki ayrı ziyaret değildir. Her iki ifadenin de anlamı ziyarettir ve bu ziyaret tek bir ziyarettir.
Bir şeyi ifade ederken, anlatırken aynı ya da yakın anlamlı kelimeleri, fiil ve cümleleri peş peşe sıralamak, Arap dilinde normal konuşmada oldukça yaygındır. Muhammed bir arap, Kuran'ın dili de Arapçadır. O nedenle de Kuran'da aynı şeyi ifade eden, "ve" veya "ev" bağlacıyla ya da bağlaç olmaksızın sıralanan iki, üç, dört... fiil ve cümleyi sıklıkla okuruz. Çevirilerde bunların her biri farklı birer eylem olarak bize yansıtmışlar. Halbuki bunların ikisi, üçü, dördü... de aynı şeyi söylüyordur. Örneğin 9/112'de peş peşe sıralanan; Et-tâibûne, el-âbidûne, el-hâmidûne, es-sâihûne, errâkiûne, essâcidûne, el-êmirûne bilma'rûfi vennâhûne anilmunkeri, vel-hâfizûne li hudûdillâhi... Benzer diğer bir örnek de 33/35'te var: İnnel-muslimîne vel-muslimâti, vel-mu'minîne vel-mu'minâti, vel-qânitîne vel-qânitâti, vessadiqîne ves-sâdiqâti, ves-sâdiqîne ves-sâdiqâti, ves-sâbirîne ves-sâbirâti, vel-xâşiîne vel-xâşiâti, vel-mutesaddqîne vel-mutesaddiqâti, ves-sâimîne ves-sâimâti, vel-hâfizîne furûcehum vel-hâfizâti, vez-zâkirînellâhe vez-zâkirâti... Bu ifadelerin her biri diğerlerinin anlamlarını içeriyorlar. Mesela, es-sâihûn ve es-sâimûn "seyahat edenler" ve oruç tutanlar" demek değildir. İkisi de aynı anlama olup "el-hâfizûne li hudûdillâh: Allah'ın çizdiği sınırları koruyanlar/ Aallah'ın koyduğu yasalara uyanlar"dır.
Cümleye de örnek yazalım:
... 1) ve eqîmussalâte ve êtuzzekâte 2) ve etîurrasûle... (24/56).
... 1) fe eqîmussalâte ve êtuzzekâte 2) ve etîullâhe ve rasûlehû... (58/13).
Bu dizelerde 2 nolu cümleler ne diyorsa 1 nolu cümleler de onu diyor. 2'nin içerdikleri nelerse 1'in içerdikleri de odur. 2'de Allah'a ve Resule itaat/uyma emrediliyor. 1'de de Salatın ikamesi ve zekatın itası, yani indirilenlere, söylenenlere uymak emr ediliyor. Kapsamları aynı. Farklı ifadeler ama anlamları ve içerikleri bir. Eğer "namaz kılın ve zekat verin ve Allah'a ve resulüne itaat edin" demekse bu ifadeler, "namaz kılın ve zekat verin" emirleri diğer tüm buyruklarla beraber "Allah'a ve Resule itaat edin" buyruğunun kapsamına girerler. Ayrıca bu ikisinin tekrarına gerek yoktur. "Hayır, vardır" deniyorsa şayet, peki neden oruç, hac, cihad gibi sair ayin ve buyruklar ayrıca ve hiç bir kere zikr edilmezler? "Bunların önemine binaendir" deniyorsa eğer, "peki neden hep bu ikisi, diğerleri hiç değil? Bakıyorsunuz, iman ve salih ameller, emir bilmaruf ve nehiy anilmunker, Allah'a itaat ve Resule itaatla beraber hep ve sadece bu ikisi (salat ve zekat) sayılır, gündeme gelir, öbürlerinin hiç bahsi olmaz, onların hiç mi önemi yok?
Bizde de vaızların, hatiplerin böyle peş peşe farklı ifadelerle aynı şeyi söylediklerine, çokça şahit olmuşsunuzdur.
Hac ve umre de ayrı zamanlarda yapılan iki ayrı şey değil, aynı şeyi ifade ediyorlar. İkisi de Beyti yani Mekkeyi ziyarettir.
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sevgili Efrayim, yorum istediniz, yorum yaptık. Ne oldu da sizden bir tepki gelmedi, Sağlık ve afiyettesiniz inşaallah?
|
Yukarı dön |
|
|
efrayim58 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 13 subat 2007 Gönderilenler: 1098
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Efrayim,
Sevgili hanif06,
İyiyim,teşekkür ederim.
Arapça dilbilgisi konusunda,sizin gibi üstadların yanında
ben neyim ki?Haddimi bilebiliyorum.
Sizin bilginize eşdeğer dostların fikirlerinin çarpışması
gerçeklerle bizleri yüzleştirir diye düşünüyor VE ONLARIN
DA KATKILARINI BEKLİYORUM.
Sevgi ile,
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sevgili Efrayim, "ben neyim ki, haddimi biliyorum" sözlerinizle beni iğneliyor olsanız da, geçmişte bir ikisi müstesna, burada yazı yazanların hemen hepsi Arap dilini bilmiyenlerdir. Kimileri arap kökenli, mahalli arapçayı konuşuyor da olabilirler, bu sonucu değiştirmiyor. Onlar konuştukları mahalli arapçalarını yazıya dökmek isteseler, yazılı olarak ifade edemezler. Çünkü konuştukları bir çok kelime yazılamayacak kadar bozuktur.
Umre, Kuran'dan da anlaşılacağı gibi ömür sürmek, yaşamak, ikamet etmektir. Bir yer(d)e umre yapmak orada, geçici ya da kalıcı, oturmak, yaşamaktır. Beyt ya da mescid, ikamet edilen yerdir. Beytülmamur dünyadır. Mescidülharam ve Beytülharam Mekkedir. Beytülmakdis Kudüstür. Beytüsselam Bağdattır.
" (Bundan böyle) müşriklerin, içlerindeki küfre tanıklık ederek, Allah'ın mescitlerinde yaşamaları mümkün değil, onların tüm yaptıkları boşa çıkmış, onlar (yaşamları boyunca) ateş içinde kalacaklardır. Allah'a ve ahiret gününe iman etmiş ve imanına bağlı kalarak arınmış, (canı ve malı ile Allah yolunda savaşmış) Allah'tan başkasından korkmamışlar ancak Allah'ın mescitlerinde yaşayacaklardır. Çünkü hidayette olanlar ancak bunlardır. Siz Mekke ziyaretçilerine su vermeyi ve mescidi haram (mekkke)da ikamet etmeyi, Allah'a ve ahiret gününe inanmış, Allah yolunda cihat etmiş olanlarla bir mi tutuyorsunuz? Allah'a göre asla bir olmazlar. Kesinlikle Allah bu zalim kavme yol (aman) vermez. 9/17-19)"
Yani bundan (bu yıldan) sonra o müşrikler artık Mekke vs yerlerde barınamayacaklar, değildir ki mescitleri/camileri imar edemezler. Camileri, inanmış inanmamış her kes imar edebilir ve ediyor.
Bu ayetlerin söylediğinin, bu gerçeğin olduğunu daha iyi anlamak için, bu ayetlerle birlikte Tevbe suresinin ilk ayetinden 29.ayetine kadar biraz daha dikkatli olarak okumak yeniden lazımdır.
Bir yerleşim merkezi (mescit/beyt) insanlarla ne kadar cıvıl cıvıl dolu ise o kadar mamur sayılır.
"Ve orada Allah'ın adı zikrediliyor diye Allah'ın mescitlerinde halkını yaşamaktan menederek oraları harabeye çevirmeye çalışandan daha zalim kim vardır! (Bundan böyle) onlar oralara giremezler, olsa olsa korka korka girecekler. Dünyada onlara rezil rüsvaylık, ahirette de korkunç bir işkence vardır. Ve doğu da batı da (yani her yer) Allah'ındır, nereye kaçarsanız orada Allah vardır (yani nereye kaçarsanız kaçın kurtulamazsınız elimizden). Allah duyuyor ve biliyor (yani Allah olduğunuz her yerde söylediklerinizi duyuyor ve her ne yaptıysanız, yapıyorsanız haberi var, biliyor). (2/114)"
Şimdi burada sözkonusu olan "mescidler", bildiğimiz namaz kılma yerleri camilerimiz olabilirler mi? Müşrikler camilerde ne arıyor, ne diye camilere girecekler!
Kuran'da "kabe" denilen yapıtın, tapınağın çevresinde "7 tur dönün, dolaşın" diye bir emir var mıdır? Yoktur. Ama hac diye; ihram, kabeyi tavaf, sa'y, şeytan taşlamayı da içeren bir tapınmayı, bir ayin şeklini icat etmişler. Hac ya da umre adıyla yaptıkları bu ayinin hiç bir cüzünün Kuran'la uzaktan yakından bir alakası olmamasına rağmen bunu Kuran'a mal etmeyi başarmışlar.
Önce dinlerini bölerler, hiziplere, firkalara bölünürler, dinlerini parçalarlar. Sonra yeni dincikleriyle övünecek yalanlar, rivayetler uydururlar... Zamanla, belki asırlar süren uzun zaman içirisinde bu fırkalar ve uydurdukları yalanları, din haline, dinde birer kanun haline gelirler. Ve her dönemde bu yalanları kürsülerde, koltuklarda, makamlarda, minberlerde, mihraplarda, hele de bugün tv ekranlarında, hayatlarını dinden kazanan profesyonel pazarlamacı papazlar, rahipler (din adamları) daha bir heyecan, aşk ve tutku ile yaymaya çalışırlar. Öyleki halk sersemleşir, ne derlerse "din adına, Allah adına", onlara ve yalanlarına tutkuyla, coşkuyla bağlanır uymaya çalışırlar.
İnsanlar niye tekrar tekrar her gün günde 5, kimileri daha çok kez namaz kılarlar? Elcevap: "Sevap" biriktirmek için. Peki Kuran böyle bir hedeften bahs ediyor mu? Elbette hayır. Kuran'da salatın hedefinde Zikrullah/Allah'ın Kitabı vardır. Yine Kuran'daki salatın hedefinde şirkin, küfrün, kara cehaletin karanlığından ilmin vahyin, kitabın nuruna, ışığına, aydınlığına çıkmak vardır.
Oruç tutuyorlar, hedef; "sevap" biriktirmek...
Peki hacca niçin gidiyorlar, hedeflerinde ne var? Yaygın olarak bildikleri ve söyledikleri şu: "İşlemiş oldukları günahları tümüyle affettirip dökmek ve analarından doğdukları günkü gibi temiz olarak evlerine dönmek". Hiristiyanlıktaki vaftiz olma, günah çıkatma gibi. Kabe kendilerine şefaat ediyor, şefaat etsin diye bir birlerini ezercesine coşkuyla etrafında pervane dönerler. Günahlarının affına şefaatçi olacak ya! Hacerülesved dedikleri taşa dokunmak, onu öpmek için can atarlar, ona ulaşmak için bir birlerini itip çiğnerler. Niçin? Bütün günahlarını orada döktürmek için! Peki Kuran'daki haccın gerekçesi nedir? Kuran günahlarınızı sileceğim, ananızdan doğduğunuz günkü gibi sizi tartemiz yapacağım diyor mu? Hayır demiyor. Ya ne diyor? Çağır onları sana gelsinler, yararlarına olacak şeyleri senden dinlesin öğrensinler. Onları, sen çağıracaksın ve sana gelecekler!!! Kesip yiyecek, yedirecek enamları; develeri, sığıraları da getirecekler, Allah adına yiyip yedirecekler, hepsi bu.
Müşrik dedikleri kimseler de "bolluk bereket" ilahı bildikleri menat putunu tavaf ediyor, ona kulluk ediyor, yalvarıyorlardı. Niçin? Allah diye mi ona tapıyorlardı? Hayır. Allah nezdinde onlara şefaat etsin diye.
Genç akademisyenlerin, araştırmacıların, haccı ve onunla ilişkilendirilen kuran kavramlarını yeni bir baştan ele almaları, mevcut haccın da kökenini iyice araştırmaları elzemdir.
|
Yukarı dön |
|
|
hasakcay Uzman Uye
Katılma Tarihi: 22 ocak 2008 Gönderilenler: 1236
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Güvene kavustugunuzda umreyi hacca dönüstürmek üzere umreden yararlanmak isteyenleriniz kolayina gelen hayvani bagislasin.
Buradan anlasilan, umre ile hac arasindaki fark hayvan bagisidir.
Yani
umre haccin icinde olup umreye hayvan bagisini eklediginizde onu hacca dönüstürmüs olursunuz.
Yaniliyor muyum? Yaniliyorsam dogrusu ne? Ayet?
***
Bağisladiginiz hayvan yerine ulasincaya kadar baslarinizi tiras etmeyin -Lâ tahlikû ruûsekum.
Bagisladiginiz hayvanin yerine ulasmasinin baslarinizi tras etmenizle ne ilgisi var?
Elbet bir ilgisi vardir ama "Ilgiyi milgiyi karıştırma şimdi; hikmetinden sorulmaz!" deyip geçiştiriyoruz. Peki, lâ tahlikû bir ipucu olabilir mi?
Halen tiras etmeyin diye algilaniyor.
Ama
tahlikû fiilinin kökeninde halka kelimesi var.
....
Ve
Kurân'in ilk muhataplarinin dilinde
ZIRH demir halkalar idi belki.
Ek bilgi:
1. Bir forumda bu olasiligi dile getirenin ana dili Arapca idi.
2. Bundan tam 40 yil önce Yemen'in baskenti Sana'da Kurân sayfalari ortaya cikarildi. Bir kismi ta Hz Peygamber zamaninda yazilmis; sonra üzerine bir daha yazilmis. Alttaki harfler, üsttekilerden farkli isinlar yaydigi icin okunabiliyor.
Iste ordaki Bakara 196'da baslariniz anlamina gelen ruûsekum yok.
Yalnizca
ve lâ tahlikû hattâ yeblugal hedyu mahilleh deniyor.
Hayvan, yerine ulasincaya kadar zirhinizi (?) cikarmayin.
__________________ hasanakcay.net
allahindini.net
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Güvene kavustugunuzda umreyi hacca dönüstürmek üzere umreden yararlanmak isteyenleriniz kolayina gelen hayvani bagislasin.
Arapçasında "umreyi hacca dönüştürmek üzere" ifadesinin karşığını bulamadım. "hacca kadar oturmaktan yararlanan"a bir bedel ödetiliyor diye düşünüyorum. ordaki Bakara 196'da baslariniz anlamina gelen ruûsekum
Fetih 27'deki " ruûsekum" kelimesi de o buluntu Mushafta yok muymuş?
196'daki "kafa tıraşı", mabedin etrafında 7 tur tavaf vs gibi hac ritüellerinin Menat putuna tapınma törenlerinden kalma putperest arapların bir adeti değilse şayet, mecazi anlamı kendisinden önceki "âminîn" ile açıklandığını düşünüyorum; yani lâ texâfûn: Sizler korkmadan, kafalarınızdaki kaygıları geride bırakmış olarak Mescidiharam'a/Mekke'ye gireceksiniz.
ve lâ tahlikû hattâ yeblugal hedyu mahilleh deniyor.
Hayvan, yerine ulasincaya kadar zirhinizi (?) cikarmayin. Lâ tahliqû "çıkarmayın" ise, "zırhınızı" ifadesinin karşılığı nerede? "Lâ tahliqû" ifadesi hem "çıkarmayın" hem de "zırhınızı" karşılar mı? Ben bilmiyorum.
1-HALEQA YEHLİQU HALQ, saçı sakal kesmek;
2-HALEQA YAHLUQU HALQ, (bir şyin kabuğunu) soymak,
3-HAKLEQA YAHLUQU HALQ, erracule. Adamı dövdü ve boğazına isabet etti;
4-HALEQA YAHLUQU HALQ elqavmu be'duhum be'dan: Bir birlerini öldürdü;
HALLEQA, havada dönmek, takla atmak; (kuş, uçak) uçmak;
TEHALLEQA, (bir şeyi) daire/ çember/ halka (şeklinde) yapmak...
Fiil olarak daha başka anlamlara geldiğini de okudum ama, "zırh çıkarmak" anlamına geldiğine rastlamadım.
Türevleri arasında "zırh" anlamına olan HİLQ da var.
|
Yukarı dön |
|
|
hasakcay Uzman Uye
Katılma Tarihi: 22 ocak 2008 Gönderilenler: 1236
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Ilk cevabî yazinizda dediniz ki: Hac ve umre bir birinden bağımsız iki ayrı şey, iki ayrı zamanda iki ayrı ziyaret değildir. Her iki ifadenin de anlamı ziyarettir ve bu ziyaret tek bir ziyarettir.
Şimdi ise "hacca kadar oturmaktan yararlanan"a bir bedel ödetiliyor diye düşünüyorsunuz. Iyi ama ziyarete kadar ziyaretten yararlanmak nasıl oluyor? A ve B tek bir ziyarettir ama B'ye kadar A'dan yararlanılabililir... (196'yı mantık çerçevesinde okumaya çalisiyorum.)
Arapçasında "umreyi hacca dönüştürmek üzere" ifadesinin karşılığını bulamadım.
fe izâ emintum: emin olduğunuzda
fe men temettea bil umreti ilel hacc: umreden hacca yararlanmak isteyenleriniz
Buradaki "ilel hacc"ı umreyi hacca erdirmek bağlamında okudum, ki hayvan bağışlamak suretiyle sağlanıyor bu. Sizin düşündüğünüz gibi bedel ödeyerek orda kalmak olarak ta alınabilir. Ama akla yatmıyor.
Çünkü hac ve umre bir degil. Hac için hayvan bagislamak sart. Umre ise yalnizca ziyaret.
Bu göz önüne alindiginda su söylenebilir. Umre Ibrahim nebinin mescidi olan "beyt"i ziyaret ederek yasatmaktir; hac ise o ziyarete "hedy"yi ekleyerek eli tasin altina koymak: yüklenmek.
Engellenirseniz kolayiniza gelen hedy -fe in uhsirtum fe mesteysera minel hedyi
Aslolan, kişinin elini tasin altina koymasi. "Beyt"i ziyaret edemese bile hayvan bagislamasi onun için farz. "Fe in uhsirtum fe mesteysera minel hedyi"den anlasilan bu.
__________________ hasanakcay.net
allahindini.net
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Umre, mamur bir yeri ziyarettir ve uzun ya da kısa süre ikameti de içerir.
Fe men temettea bi-l'umrati ...
Temettu' bi, uzunca bir zaman bir şeyden menfeatlenme ve telezzüzdür.
"Bu göz önüne alindiginda su söylenebilir. Umre Ibrahim nebinin mescidi olan "beyt"i ziyaret ederek yasatmaktir; hac ise o ziyarete "hedy"yi ekleyerek eli tasin altina koymak: yüklenmek."
İbrahim'in mescidi dediğiniz beyt ya da kabe dedikleri mabet, içinde ikamete ve ibadete müsait bir yapıda değildir. 8x10 ebatında penceresiz ve yüksekçe bir kapısı bulunan kübik bir yapı, bir tapınaktır. İçine girip tapınılmıyor, çevresinde dönülerek bizatihi tapınılıyor. Bu ev putperest arapların tapındıkları bereketin ilahı Lat'ın barınağıydı. Ben gidip görmüş değilim, mabedin civarında bulunan iki ayak izinden sözedilir, bu iki ayak izi kimin ayak izleridir ve neyi ifade ediyor?
|
Yukarı dön |
|
|
hasakcay Uzman Uye
Katılma Tarihi: 22 ocak 2008 Gönderilenler: 1236
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Tamam. Ama madem umre ve hac ayni yere ayni zamanda yapilan ziyarettir o halde
FE MEN TEMETTEA BI-L'UMREATI ILÊL HACC nedir?
Hac yönünde (الي الحج) "umre"den menfeatlenme nasıl oluyor?
Bir sey yönünde ancak "baska bir sey"den yararlanilabilir.
Oysa size göre hac ve umre ayni sey!
Aklıma takilani yükses sesle düsünüyorum. Cevap vermek zorunda degilsiniz.
...ibadete müsait bir yapı da değildir. 8x10 ebatında penceresiz ve yüksekçe bir kapısı bulunan kübik bir yapı, bir tapınaktır.
O iklimde "beyt"ler hep öyle. Kibrit kutusu gibi, kübik, penceresiz ya da yok sayilabilecek kadar küçük pencereli. Uhut magarasindan asagiya baktigimda gördügüm evler öyleydi.
1.Rahmet Kapısı 2. Osman Kapısı 3. Güney Kapısı 4. Ayşe Kapısı 5. Hz. Peygamber Mihrabı 6. Hz. Ebubekir Evi 7. Hz. Ayşe Evi 8. Sevde r.a. Evi 9. Suffa 10. Kuzey Kapısı
__________________ hasanakcay.net
allahindini.net
|
Yukarı dön |
|
|
|
|