HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Tasavvuf -Din Felsefe- Bilim Kurgu
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Tasavvuf -Din Felsefe- Bilim Kurgu
Konu Konu: VAHDET-İ VÜCUD DEYİP GEÇME ŞİRKİN ÂLÂSI O Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
molla
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 12 haziran 2005
Gönderilenler: 50
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı molla

VAHDET-İ VÜCUD NEDİR ?
Vahdeti vücud bir tasavvuf terimidir ve onun felsefesi Allah'tan başka varlık olmadığına, mevcud olan tek varlığın Allah olduğuna, var gibi gözüken ne varsa Allah'ın parçaları olduğuna inanmaktır. Bu ina-nış tasavvufun amentüsünün ilk şartıdır. Bu felsefe-nin künhüne vakıf olan mutasavvıflar Lâ ilâhe illallah demeyi terk edip la mevcude illallah diyerek bu amentüyü ikrar ederler.
Allah'tan başka mevcud, varlık olmadığına i-nanmayı gerektirecek ne bir ayet, ne bir hadis var-dır. Allah'ın isimlerinden bahsettiği, bütün varlıkları yok saymak, her nasılsa -inançlarına göre- varlık ol-mayan şeylerin yaşadığını ve öldüğünü söylemek, me-leklere iman ettim demek fakat onlar varlık değildir, Allah'ın parçalarıdır diyerek her parçayı ilah say-mak, cennete ve cehenneme iman ettim demek, sonra onların varlık olmadığını, Allah'ın parçaları olduğunu söylemek, önünde secde edilen putun bile Allah'ın bir parçası olduğu bu sebeple zahirde tapılan put olsa da aslında o secdenin Allah'a yapıldığı gibi saçma ve delilsiz zırvaları uyduranların asıl gayesi İslam dinini tahrif etmek ve müntesiplerini yoldan çıkarmaktır. İşte bu inanışa göre bir tasavvuf şeyhi Allah'ın bir parçası olduğu gibi yolda duran taş, ağaçtaki kuş, kovalanan kedi ve kovalayan kufuryok ve o köpeği vuran bir zabıta eri dahi (haşa) onlara göre Allah'ın parça-sıdır ve dolayısıyla onlara Allah demek doğru bir sözdür. İsmi tasavvufçular tarafından veliler listesi-ne alınan müşriklerin "Ben Allah'ım" demeleri ve benzeri sözleri sarfetmeleri bu sapık inanışlarından kaynaklanmaktadır. Bu sapkın söylem ve inanışlar üzerinde tevhid ehli olanlar için te'vil edecek yol aramaya ve hatta düşünmeye bile gerek yoktur. Çün-kü bir Müslüman kabul veya red etmek için Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) in böyle bir şeyi öğretip öğretmediğine bakması yeterlidir. Hiç akletmezler ki durum onların dediği gibi olsa, inanan kimdir, inanılan kim ? Yaratan kimdir, yaratılan kim ? Hüküm koyan kimdir, mükellef kim, mükafat ve ceza veren kimdir, ödüllendirilen veya cezalandırılan kim ? Ateşe koyan kimdir, ateşte yanan kim ?
İşte vahdeti vücut gibi bir zırvayı ortaya atan kafirler İslam ümmetini yüzyıllarca oyalayacak bir işi başarmışlar ve maalesef gözlerinden yaş gelesiye, karınları ağrıyasıya halimize gülmekteler.
Birilerinin aslında küfür olduğunu bildikleri, fa-kat o bunu söylemişse bir hikmeti vardır kabilinden te'vil etmeye çalıştığı, bu cümleler nasıl söylenmişse kastedilen mana odur, çünkü inanç öyledir. Sizin tap-tığınız benim ayağımın altında diyen adam toprağı kastetmiştir, çünkü ona göre çiğnenen, işenen, o top-rak Allah'tır (haşa) . Böyle olunca birinin çıkıp ben Allah'ım demesi onlara göre gayet tabi bir durum-dur, sırf o değil onlara göre kafir biri dahi bu sözü söylese doğru söylemiş olur çünkü o da Allah'tan bir parçadır! Bu cümleleri vecde, aşka gelince, kendinden geçince söylemenin sebebi nedir derseniz, can pazarı bu kolay değil. Müslümanlar bu sözden pek hoşlan-mazlar ve insanın başına kötü şeyler gelebilir. Nite-kim tarih bu müşriklerin nasıl taşkınlık ettiğini ve nasıl öldürüldüklerini zaptetmiştir.

alıntıdır..

Yukarı dön Göster molla's Profil Diğer Mesajlarını Ara: molla
 
molla
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 12 haziran 2005
Gönderilenler: 50
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı molla

aslında benimde tasavvufçulara sormak istediğim bir soru var. tasavvuf hristiyanlıktaki üçlü birliğe nasıl bakar??
Yukarı dön Göster molla's Profil Diğer Mesajlarını Ara: molla
 
Mircan
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 25 agustos 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1277
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Mircan

Selam,

Vahdet-i Vücud meselesini bilmeden Allah'ın sıfatlarını ve Kur'anı okuduğumda benzer düşüncelere bende kapılmıştım.Her ne kadar beni tatmin eden bir cevap bulamasamda zaman zaman ciddi anlamda bunu düşündüm.Anlaşılması güç bir konu..Daha sonra belki sizinde yazılarını "ella" nickiyle tanıdığınız yazan değerli Kur'an talebesi,Hansı tanımadığı halde hanif gibi hanif Sedat Çetin çıktı karşıma.Benzer soruyu onada sormuştum.Allah ezel ve ebeddi ayrıca onun Olmadığı biryer bile gösteremezdik.O bize şah damarımızdan daha yakındı.Böylesine kelimelerin anlatmaya yetersiz kaldığı bir güzelliği,üstünlüğü açıkcası kendimide Ondan sayarak mahvetmekte kabullenemediğim birşeydi.Sonuçta bana söylenen tek bir cümle birçok şeyi anlamama yetti. "Ondanız ama ilah değiliz"
Sanıyorum sınırları iyi çizmek gerekiyor.Allah'ın yarattıklarıyız hepimiz,adı üstün yaradılmışız bir taş gibi,bitki gibi,hayvan gibi...Allah'ın sıfatlarını yetersiz beyinlerimiz şu an için anlayamıyor belki tam olarak ama bu şeytanın tezgahına gelmeyide gerektirmez öyle değil mi? Biz Allahdanız,Onun yarattığı/şekil verdiğiyiz ama daha fazlası değiliz.Daha fazlasını istemek/düşünmek/inanmak bizi eninde sonunda kibire,onun neticesinde şeytanın düştüğü duruma düşürecektir.Olaki Rab'bim ayettede dediği gibi "Bizler yerine daha iyisini getirebilir.Bu durumda ona küsecek,ben üstünüm yarattığın diğerlerinden diyecek çok kafa biliyorum ben.İnsan yaratıkların en şereflisimidir,hayır kişiye göre değişebiliyor.Ben en şerefsizlerinde gördüm.
Sonuç olarak yaradılışımıza saygı duyup,verilen görevi icra etmek yeterli olacaktır kanaatindeyim...
Yukarı dön Göster Mircan's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Mircan
 
Sinan_25
Ozel Grup
Ozel Grup


Katılma Tarihi: 24 eylul 2005
Yer: Almanya
Gönderilenler: 333
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Sinan_25

Selam.

Molla Yazdı:
aslında benimde tasavvufçulara sormak istediğim bir soru var. tasavvuf hristiyanlıktaki üçlü birliğe nasıl bakar??


Bu sorunun tersini cevaplayabilirim.

Hiristiyanlarla sohbetlerim oldu. Tasavvufa cok sicak bakiyorlar, nede olsa ayni zihniyet temeline sahip.

Hz Isa'yi bir üzüm salkiminin cöpü ve bütün insanlari, herseyi birer üzüm olarak yorumluyorlar. TEK olan RUH, ÖZ kaynak böylece üzüm cöpünden üzümlere yansiyor.

Hans Aiberg'in Ruh'la ilgili yorumuna benzer, bir büyük deniz, deniz üzerindeki buz kaliplari. Hangi Din'e mensup insan olursa olsun, genelde yüce Allah'in dünya alemi kendi Zatindan ayrik yarattigini kabul etmistirde bir türlü insanlari kendi zatindan bagimsiz yarattigini, yaratabilecegini kabullenmemislerdir.

Mutlaka Allah'in zatiyla bir baglanti kurmak zorunda birakmislar, öyle bir yaratici profili ciziyorlar ki, bu yaratici kendinden bagimsiz bir canliyi yaratip suur veremiyor, bunun aksine ya kendi Ruh'u insanlara girmistir, ya yansimaktadir, yada kozmik enerji etrafimizi sardigindan ve bu toplu enerji Allah'dan geldigi icin(?) yine bir sekilde dogrudan Allah'in zatiyla iliskilendirilmekte.

Kisacasi ayni özün farkli acilimlari, buz kütleside olabilir, deniz üzerinde nem, buharda olabilir... Neticede hepsi TEK varligin özüne dayanmakta ve bu varliklar TEK varliktan bagimsiz olarak var olamiyorlar nedense.

Bir baska degisle: "Panteizm".

Hiristiyanlarin yüzüne karsi birer Panteist olduklarini iddia etmeme ragmen, bu iddiayi cürütebilecek bir mantik temelini ortaya sürmekten acizler. Cünkü adamlarin Din'i "insanlar Tanrinin birer parcalaridir" mantigi üzere kurulu, insanlarda Ruh yoktur dendimi, Hiristiyan Din'i icine dogru cökmeye mahkum kaliyor.

Tasavvufta aynen böyle. Dayandiklari ne varsa hep bu batil, sirk inanci üzere.

Saygilar.
Yukarı dön Göster Sinan_25's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Sinan_25
 
molla
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 12 haziran 2005
Gönderilenler: 50
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı molla

selamlar..

aslında bu bu sorunun yanıtını aramadan önce hristiyanlıktaki ve incildeki isaya bakmalıyız..

1-Bölüm Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı'yla birlikteydi ve Söz Tanrı'ydı.
2- Başlangıçta O, Tanrı'yla birlikteydi.
3-Her şey O'nun aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey O'nsuz olmadı.

yukardaki bölüme bakılırsa buradaki var olan hiçbir şey O'nsuz olmadı sözünden herşeyin içinde isanın olduğu düşünülmelidir. zaten aksi savunulursa yukardaki bölüm önemini yitirir..

Her şey O'nun aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey O'nsuz olmadı

eğer herşey isadan olmuşsa o zaman varlıktaki en küçük zerre bile isadan olmuş olur. isa sız tek bir zerre bile düşünülemez. o zaman varlığa bakıldığında her zaman tanrı(isa) görülmesi gerekir..

bana öyle geliyorki tasavvufa vahdeti vücud inancı ya panteizmden yada hristiyanlıktan geçmiş olabilir. eğer yukardaki bölüm dikkatli düşünülürse kişinin aklına şöyle bir soru gelebilir..

eğer isa tanrı olsaydı isa dünyada ikende havarilerin ona tapmaları gerekirdi.. çünkü isada tanrısız en küçük bir zerrenin olmaması gerekirdi.. ancak böyle olunca havarilerdede tanrısız en küçük bir zerre olmaması gerekirdi. çünkü o zaman yukardaki bölüm önemini kaybederdi. böyle oluncada havariler isaya taptığında tanrı kendi kendine tapmış olurdu.

hz isa dünyada iken inkarcılarda da isasız hiçbir zerre olmadığından çarmıha gerilen ve çarmıha geren kişininde tanrısız olmaması gerekirdi.. ayrıca herkeste tanrısız zerre olmadığı düşünülürse bir ateist allahın varlığını inkar ettiğinde allah kendi varlığını inkar etmiş olacak(haşa)

tasavvuftada bunun benzeri yokmudur zaten. onlarda gavslarına bakınca allahı gördüklerini ve ona taptıklarını söylemzlermi.

Yukarı dön Göster molla's Profil Diğer Mesajlarını Ara: molla
 
Mustafa Emre
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 31 ekim 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 11
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Mustafa Emre

Vahdet-i Vücud varlığın bir oluşu, bir tane oluşu anlamına geliyor.

    Sizin anlayacağınız herşeyden en fazla bir tane oluşu. Ötekiler türevlerdir. Her bir türevden de bir tane vardır. Hepsi Bir Tek olandan zuhura gelmektedir.

   Çekirdekten ağaç ve meyva olması, meyvadan da çekirdek çıkması.

   Tavuktan yumurta, yumurtadan tavuk çıkması gibi.

   Bunlar birer tanedir. Benzeseler dahi her objeden bir tane vardır. Zamanda ve mekanda farklı bir yer kaplarlar.

   Hergün saat 3 olur 6 olur. Fakat bu 3 ve 6 o günün 3 ve 6'sı olur.

   Cinayetlerde zanlı nasıl tesbit ve teşhis ediliyor. Cinayet saatinde zanlı şahıs aynı anda iki yerde olamayacağından hareketle bulunuyor.

   Gerçek birdir.

   Doğru birdir.

   İyilik birdir

   Suç birdir.

   İşleyen bir, gören bir.

 

   Kanıtlar ve tanıklar bunu gösterir.

  

   Buna Tevhid diyoruz. Hak ve adaleti sağlama yolu.

 

...

   Vahdet-i Vücud prensibi olmasa kaos olurdu.



__________________
İslam Akıl ve İlim Dinidir, sosyal bir hukuk devletini oluşturmayı hedefler.
Yukarı dön Göster Mustafa Emre's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Mustafa Emre
 
asd123
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 18 ekim 2005
Gönderilenler: 85
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asd123

 Vahdet-i Vucud bahsi, anlami itibariyle; akil manasinda degerlendirildiginde islamin akaid prensibine ters düstügü gibi; yanlis degerlendirilmis olmaz, ruh manasi ile  ele alindiginda ise islevi sebebiyle gercek manasina kavusmus olur. Ask ehlinin yasadigi haldir Vahdet-i Vucud hali.
 Baska anlatimla , sevenin sevilenle tek bir vucut olmasi, bu vesileyle
sevenin ortadan kalkmasi , sadece ve sadece sevilenin var olmasi halidir.
 Dilin ve beynin yükledigi manadan uzak , ruh halinin serzenisini ifade eder:"Vahdet-i Vucud."

================================================

Bu bahis Hallaci Mansur´a dayansa da, günümüze gelinceye dek manasini malesef yitirmistir.  Gercek manada  Ask  ehli isidir , Vahdet-i Vucut hali.
  
==========================================

  Üretimden uzak beyinler, ugruna canini vererek üretilmisi tüketmekle
 kalmazlar, ona kendi dar kalibinida uydurmaya calisirlar.
 Herseyin orjinali esasi belirler. Hallaci-i Mansurun Enel Hakki Hallac-i,
 Mevlanada ki Ask Mevlanayi vs. diyebiliriz.
 "Hic bir sey birbirinin aynisi olmaz." Heraklit"
 Yasanmadan, ugrasmadan, beyin catlatmadan ortaya
 konulanin hükmü yok olmaya mahkümdür.
 Bunun icindir ki Vahdet-i Vucud kavrami bugün anlasilamamakta,
 basitce yorumlandigi icin de kabul görememektedir.
 

Yukarı dön Göster asd123's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asd123
 
Sinan_25
Ozel Grup
Ozel Grup


Katılma Tarihi: 24 eylul 2005
Yer: Almanya
Gönderilenler: 333
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Sinan_25

Selam.

Bu anlayis, felsefi bir ürün. Asla Kur'an kaynakli degil.

Ask ehli olarak lanse edilen insanlar, bir takim görüslerin esaretinde kalmis, mutlak gerceklere sahip olamayisin caresiz sonucuna baglanmis insan-lardir. Kendilerine eziyet edip olgunlasarak yurtlarina döneceklerini zannettiler.

Hic bir Peygamber'in eline Cennet diplomasi verilmemis, ama (bu) bir takim insanlar Yüce Allah'da fena olabilmisler/olabiliyorlar(?)

Simdi bunlarida gecin. Bir kisi ortaya cikip herhangi bir görüste bulunuyorsa ve söylenenlerin dilin ve beynin yükledigi manadan uzak oldugunu iddia ediyorsa, ya bu insan kendi icinde celiskilidir yada böyle bir tezi ortaya atmasi abestir, nitekim "bilinmemezlik" alanina girecektir. Halbuki bilinmeyen birseyin tezide olmaz, savunmasida olmaz. Etti ikinci celiski. Ikinci celiskiyi ortadan kaldirmak icin, Peygamberlerin dahi ulasmadigi hakikate ermeleri gerekirdi.


Bunuda gectik, iki örnek verelim. Birincisi:

Bir kova suyu alir yere oldugu gibi bosaltirsiniz. Dökülen suyun yogunluk ve damlaciklar hanesi olusur. Sözü edilen bu Ask ehli, damla tanecikleri oluyor, ve özüne kavusmayi diliyor(su damlaciklari yuvarlana yuvarlana özüne hareket ediyor), suyun kendisinde "fena" oluveriyorlar. Bu insanlar öz'de fena olduktan sonra artik Ahmet Mehmet degil'ler, Tanri'nin birer yansimalaridir.

Ibrahim Hakki Efendinin bu konularla ilgili anlatimlarini Marifetnamesinde genis genis okuyabilirsiniz, en can alici söylemi ise:

"Hic kimse yok ben varim, ben'de yok'um SEN varsin"

Bu söylemi istedigimiz kadar MUTLAK anlamda degerlendirelim... Abicim ben suan burada oturuyor, bunlari yaziyorsam, ben'de varim. Gelip gecici, fani bir varlik olsamda nihayetinde var-im.

Mutlak anlamda varligi olmayan bir "varligin" sorumluluguda olamaz, kaldi ki bu varlik sonrasinda hesaba cekilsin, mükafat görsün. Öte yandan, gercek(?) anlamda varligi olmayan bir varligin, "ben yokum, ben varim" gibi bir iddiasida olamaz.

Bunlar, Islam'in mesajlariyla taban tabana zit birer felsefi görüstür.

Allah insanlari kendi zatinin tabaninda mi yarattida, örnegin Ibrahim Hakki kulu kendi ortamini es gecip mutlak anlam ile kendi varligini degerlendirip, ve buradan yola cikarak Allah'in var'inda yok olmayi arzuluyor?

Unutmadan ikinci örnek:

Ahmet bey hayalinde bir ev canlandiriyor, bu evin icinde dört kisi yasiyor. Bu dört kisiden bir tanesi Ahmet beyin vari-na ulasiyor, Ahmet beyin varliginda fena oluyor. Oysa Ahmet beyin var-in da yok olan, evin icinde ki o birey, zaten mutlak anlamda yoktu ki !!


Verdigim iki örnekten birincisi, Tanri odakli Panteizm türü, ikinci örnek ise Solipsizmin(subjekt idealizmin) Tanri'dan baska herseyin mutlakligini inkar eden diger yüzüdür.

Tasavvufta ise, bu her iki akim'da mevcut. Genel anlamda Panteizm ve Solipsizm bir biriyle bagdasmaz, cünkü Panteizm ilk anlami ile Tanridan baska hic birsey mutlak degildir görüsünü savunur, Solipsizm genel anlamda ise, "benden gayri hic birsey yoktur" görüsünü savunur, ama! konu her iki görüsün Tanri odakli türü oldugu zaman, öyle bir kaynasiyorki, daha önce kedi köp-ek gibi didisen iki kardesin bir araya gelip fevkalade gecinmesi gibi, bir elmanin iki yarisi, madalyonun iki yüzü gibi.


Bu sapkin inanci Islam'a mal etmeyi ben iftira olarak degerlendiriyorum, eger ki felsefi tabanda irdelenecekse, amenna!

Saygilar

Sinan
Yukarı dön Göster Sinan_25's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Sinan_25
 
molla
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 12 haziran 2005
Gönderilenler: 50
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı molla

"Hic kimse yok ben varim, ben'de yok'um SEN varsin"

selam sinan kardeş yazının tamamı çok güzel tesbitlerden oluşmuş çok güzel düşüncelerin var.. bu yukardaki düşünceyi savunan birde motorcu yahya(adnan oktar) dır. o da varlığın olmadığını falan söylüyor.

Yukarı dön Göster molla's Profil Diğer Mesajlarını Ara: molla
 
asd123
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 18 ekim 2005
Gönderilenler: 85
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asd123

  Selam

  Fikirlerinden ötürü sagol. Ancak ututtugun bir konu var. Allahi biryerlerdeymis gibi algilama meselesi.  Bu tamamiyle  materyalist düsüncenin bir ürünüdür. Allahi biryerlerde bellemek, onun bütün kainati  kaplamadigi hükmünü  ortaya cikarir ki iste burada O nu kisilestirmis oluruz. Yok hayir densede dilin hükmü buraya kadardir, cünkü böyle idrak bu sonucu dogurur.

  Her sey algilamadan öte birsey degildir. Örnegin "masa " kavramini ele alalim. Ben bu nesneye bu adi koymam münassebetiyle  bu nesne var olmakta. "Masa" denilince beynimde  sekli beliriverecek ve ne oldugu ,islevi vs. ´i mana kazanacak.
  Oysaki "Allah" denilince bilmedigimiz , esi ve benzeri olmayan, mekana sigmayan , beynin algilayamayacagi boyutlarda birsey oldugunu biliriz.

 Burdan yola cikarak soruyorum , madem ki ben beden olarak bulundugum yere aitim o halde beyin- ruh itibariyle nereye aitim?

 
Yukarı dön Göster asd123's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asd123
 

Sayfa 11 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats