Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Sayın iman, yüzüm kızardığı için özür dilerim. Nûr sûresi: çeviri, yorum (e-kitap) adlı çalışmamın ilgili bölümünü aktarıyorum:

İffetli kadınları suçlayıp ta dört tanık getirmeyenlerin her birisinin derisine seksen vuruş yapın ve bir daha tanıklığını kabul etmeyin. Sapmıştır onlar  (4). Ama sonra doğruya yönelip düzelenler başka. Gerçek şu ki Allah acır, bağışlar (5).

İffetli kadınlara iftira edip etrafa yaymak... Benim anladığım, bunu en çok ulema yapıyor ve en çok ta Hz Peygamberin ailesine iftira ediyorlar. 

Örneğin Süleyman Ateş'in tefsir adına öne sürdüğü şu iddialara bakın:

Nûr 31'in konusu olan ziynetler kadın vücudunun saç baş, gerdan, memeler gibi şehvet uyandıran yerleridir. MA MELEKET EYMAN UHUNNE ise kadınların ellerinin altında bulunan (köleler) olup  sahibelerinin her yerine bakabilirler. Çünkü evin içinde bunlardan kaçmak güçtür (Kur'ân-ı Kerîm Tefsîri).

Süleyman Ateş Ahzab 55'in yorumunda öne sürüyor bunu. Neden? Çünkü MA MELEKET EYMAN UHUNNE orada da var. Peygamber eşlerinin köleleri (?)...

Müslümanların o anaları vücutlarının şehvet uyandıran yerlerini işte o kölelere açarlarmış. Sakınca yokmuş bunda. Çünkü onlardan evin içinde kaçmak güçmüş.

Yüzünüz kızardı mı? Kızardı ise anladınız demektir. Ama Müslüman dünyası yüzyıllardır anlamıyor. O yüzden duyarsız, tepkisiz.

Bir de sakın yalnızca Süleyman Ateş iftira ediyor sanıp avunmayın. Peygamber ailesine istisnasız bütün tesettür uleması iftira ediyor.

İşte başka bir örnek (Mevdudi'nin "Tefhimu'l Kuran"ından):

... bir defasında Hz Peygamber (s.a), kölesi Abdullah b. Müsa'de el-Fezarî ile kızı Hz Fatıma'nın evine gider. O zaman Hz Fatıma'nın üzerinde ayaklarını açıkta bırakan bir entari vardı; başını örtse ayakları, ayaklarını örtse başı açıkta kalıyordu. Hz Peygamber (s.a) kızının utandığını görünce "Zararı yok, yalnızca baban ve kölen var," buyurdular. (Enes b. Malik'ten Ebu Davud, Ahmed, Beyhaki)

Hz Fatıma'nın halini gözünüzün önüne getirin: başını örtse ayakları, ayaklarını örtse başı açıkta kalıyordu. Neyle örtüyordu? Entarisinin eteğiyle. Eteğini başına kaldırınca vücudunun nereleri açılır?

Anladınız mı? Yüzünüz kızardıysa anladınız demektir. 

Allah'ın Elçisine atılan şu iftiraya bakın. Sevgili kızı vücudunu ta beline kadar kölenin önünde açıp utanınca "Zararı yok," demiş; "yalnızca baban ve kölen var."

Ne biçim babaymış, ne biçim adammış?

İftira rivayetindeki Peygamber kelimesine bakın. Hemen ardında (s. a) var: sallallahu aleyh yani  saygı ona. İftiracılar Allah'ın Elçisini o kadar çok sevip sayıyorlar ki onun adını her anışta kesinlikle (s.a) diyorlar, saygı ona.

Ama yine de Peygamber eşlerini kölelerin önünde teşhircilik yapan kadınlar olarak ve Allah'ın Elçisini özkızını erkek kölelerine peşken çeken ahlaksızın biri olarak gösterebiliyorlar.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

arkadaş güzellikle anlattık olmadı. şunu kafana sok! hadise iyi bak başına entarisini gecirdi diye bir şey buluyonmu? yani tek üstüne örtebileceği entarimi kaldı? hem nerde yazıyo yaa illa bir yerini örtmeye calıştığı orda sadece durumu anlatıyo. ama herhangi bir eylem yok. yok illa ben bunu böyle anlarım dersen Allah resulsu s.a.v asıl sen iftira atarsın sahabeye sen iftira atarsın. derdin ne senin. fatıma r.a. akılsız biri mi sandın ki entarisini başına çekmeye çalışsın. çalışsında senin dediğin abes durum meydana gelsin. iftira atma!!!! eğerki halen fikrinde sabitsen bırak burları bari kirletme! o sapık düşüncen kafanda kalsın. böyle hadisleri saptırın sonra ayetlerle din yaşayacaksın sen haaa. sen ayetide kafana göre sacma bir yorum yapmıyacağın ne malum. bu kadar basit bir algıda bile bu kadar yanılıyorsa ayetlerle kafana göre vereceğin yorumlarda mantıklı olacak mı senin. he bu arada ben mevdudiyi savunmuyorum! ama hadisi böylece saptırma işlemini bir tek sizde gördüm. bu kada ilerisini tasavvufcular bile yapmadı. çok yazık size. bir de hanifiz diyonuz haniflik böyle mi olur. nerde adalet? yok artık sizden cıkacak tek bir kelimeye dahi inanmam. bir hadisi bu kadar saptıran ayete neler yapmazki. Allah c.c. sizi ıslah etsin.

not: biraz ağır oldu ama başka bir yol bırakmadı hasan bey. asla sevmediğim uslubtur bu şekilde konuşmak. diğer arkadaşlardan özür dilerim. ama hasan bey yaptığını düzeltmediği sürece ondan özür falan dilemem.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Dostlarım,

Üslubumla ilgili uyarılarınızın haklı yanları var; onları önemsiyorum. Özellikle iman'ın dile getiridiği ima üzerine kurulduğu izlenimi veren ve eleştirinin ötesinde suçlamaya varan ifadelerim, "Hayır, amacım suçlamak değil," denip geçiştirilemez. O izlenimi giderecek bir yol tutmam gerekiyor.

Şu anda Ahzab sûresiyle meşgulüm. Uyarılarınız sürekli aklımda; onların gerektirdiği düzeltme ve değişiklikleri yapmaya çalışıyorum.

Ancak, eğer doğru anlıyorsam özle ilgili görüş ayrılıklarımız da var gibi. Örneğin ulemanın çarpıtmalarını gözardı etmek. Bunu yapamam. Yoksa kendi duruşumu açıklamam imkansızlaşır çünkü içten davranmıyor olurum.

Önce kendime dürüst olmalıyım. Neyin doğru olduğuna inanıyorsam onu söylemeliyim. Şu ana kadar öyle yaptım; bundan sonra öyle yapacağım, Allah isterse.

Bunun dışında kişisel dokundurmalarınız var. Takıntılı olmam, şımarmam gibi. Onları önmsemiyorum. İstediğinizi düşünebilirsiniz; saygı duyarım.

Sevgi ile, Hasan Akçay

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Siz Allah'ın elçisine ve Peygamber ailesine atılan bu iğrenç iftirayı içinize sindiriyor ama Mevdudi denen müfterinin deşifre edilmesine içerliyorsanız fena halde şartlanmışsınız.  (hasan akçay)

Bu söz beni derinden etkiledi...Tesettür konusunda her nekadar sizinle aynı fikiri paylaşmasamda bu yazdığınız söze katılmamak mümkün değil.Zamanımızda yapmış olduğumuz en büyük hatadır.Yüzlerce uydurma hadisler kitaplarda bizleri okunmak için beklerken bunlara tepki göstermeyip , bunları ele alanları tekfir etmek bir müslümana yakışmaz.

Mevdudi yada bir başkası hata yapamazmı ? Her yazdığı kesinlikle doğrumudur ? Böyle bir yaklaşımı savunan varsa umarım Rabbim kendilerine anlayış nasip eder.

Arkadaşlar birde şunu belirtmek istiyorum ; genelde kaynaklarını incelediğimiz zatların eserlerini yazmalarının üzerinden asırlar geçmiş.Elbetteki bunlarında tahrip edilme olasılığı çok yüksek.Kafir gerçekten bu işi iyi yapıyor.Bizi birbirimize düşürüyor.

Rabbim bizlere anlayış nasip et..!

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

YuSuFMiSaLi kardeş

Bu Hasan Akcay birilerine iftira atmaya şartlanmış. Sanırım mürted olmuş. Çünkü Mevdu'dinin tefsirinde böyle ifadeler geçmiyor. O hadiste Hz. Fatıma'nın üzerindeki elbise kısa olduğu için ayakları açıkta kalıyor. Hz. Fatıma bundan utanınca peygamberimiz zarar yok sadece kölen ve baban var diyor. Dikkat edin sadece ayakları açılıyor. Mevdudiyi savunmuyorum çünkü Hasan Akçay Mevdudiden önce  peygamberimize ve hz. Fatıma'ya iftira atıyor. Bunu müslümanlığına nasıl sığdırdığını bilmiyorum.

Hasan Akçayın peygamberimize küfretmeyi göze alacak kadar niye Mevdudi'ye kızdığını da buldum.  Mevdudi Nur suresinde bu rivayetin geçtiği sayfadan birkaç sayfa geride bir ayeti tefsir ederken tesettürü kabul etmeyenlere çok ağır sözler söylüyor. Hasan Akçay örtünmeyi reddettiği için kendince böyle bir savunma yapmış.

Hadi mevdudi neyse İslam peygamberine bari yapma bunu. Papa bile bu kadar hakaret etmedi ona

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Mevdudi anlatıyor:

Örneğin, bir defasında Hz. Peygamber (s.a) kölesi Abdullah b. Müsa’de el-Fezarî ile kızı Hz. Fatıma’nın evine gider. O zaman Hz Fatıma’nın üzerinde ayaklarını açıkta bırakan bir entari vardı; başını örtse ayakları, ayaklarını örtse başı açıkta kalıyordu.

Hz. Peygamber (s.a) kızının utandığını görünce, "Zararı yok, yalnızca baban ve kölen var," buyurdular. (Tefhimu’l Kur’an, Nûr 31)

Demek ki

(1)Hz Fatıma’nın entarisi o kadar kısaymış ki ayakları zaten açıkta imiş; ayaklarının açılması için entarisiyle başını örtmesi gerekmiyormuş. Zaten açıkta olan ayaklarına ek olarak vücudu açılıyormuş.

Ve Hz Fatıma entarisini başına kaldırınca nereleri açılıyorsa oraları erkek kölesinin görmesi caizmiş.

(3)Bir huluki’n-azîm olan Hz Peygamber (68:4), kızının oralarını erkek kölesine açmasını onaylamış.

Bu bir.

İkincisi. Hasan Akçay örtünmeyi reddettiği için böyle bir savunma yapmış mış. Bırakın benim reddetmemi de siz Allah'ın reddetmesini önleyin önleyebilirseniz. 

Ne diyor Yüce Allah? İnanan kadın, ziynetlerini "ihtiyaçsız erkek tâbileri"ne açabilir -tâbi'ıyne gayri ûli'l ırbeti mine'r ricâl (24:31).

Bütün meallere ve tefsirlere göre kadının hizmetini gören yabancı erkeklerdir bunlar. Örneğin evlenmeden önce Hz Hatice'nin Muhammed adındaki kervan işçisi, sayın Emine Erdoğan'ın erkek korumaları.

Korumalardan biri olun. Gidin o sayın hanımefendinize deyin ki: Saçın senin "ziynet"indir, tamam; erkeklerin şehvetini uyandırır, tamam; onun için bir teli dahi görünmeyecek şekilde örtmen farzdır, tamam. Ama Allah senin ziynetlerini korumalarına açmanı caiz kılıyor. Aç saçını göreyim.  

Hadi ya sayın Emine Erdoğan'ı ikna edin; açsın siz erkek tâbisine saçını. Ya da Allah'a engel olun, hanımefendinizin saç denen ziynetini size açıvedrmesini caiz kılmasın. Hasan Akçay'a "Tesettürü reddetme!" diye bastırıp durmayı bırakın da Allah'a "Saçın erkek korumalara açılmasını caiz kılmak suretiyler tesettürü reddetme!" diye bastırın.

Halep ordaysa arşın burda. Tesettür fesadı ordaysa Emine Erdoğan burda. Denemesi bedava. Açtırın o hanımefendiye korumasına açılması caiz olan saçını. Ya da Allah'a bastırın, icazet hükmünü geri alsın.  

Fesübhanallah,

Hasan Akçay