Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selamün Aleyküm! Değerli Alperen Kardeşim!
Alperen yazdı:
Selam Dostlar
Konu Hacc olduğunda Hedy kavramı ile;
1- Kurbanlık Hayvanlar (İnsanlara Et Hediye Etmek)
2- Yoksulları Doyurmak (Gıda Ürünü Hediye Etmek)
kastedilmektedir.
Ben Maide 95'ten bunu anlıyorum. Konu her ne kadar "yasak avlanma" ve cezası olsa da orada hedy'in tarifi de var.
Orada HEDY Deve-sığır, davar cinsinden, Kâbe'ye varacak bir bağış veya bu bağışa bedel yoksul doyurma olarak tariflenmekte. Buna gücü yetmeyenin ise keffaret olarak oruç tutması söylenmekte.
Bu yüzden HEDY Hacc sözkonusu olduğunda Allah'a sunulan bir hediye olacak KURBAN şeklinde doğru olarak anlaşılmıştır.
Çevirilerde bu yüzden Hacc'daki HEDY (öncelikle) Kurbanlık Hayvanlar olarak geçmektedir.
Ayrıca Hacc'daki HEDY'in (öncelikle) Kurbanlık hayvanlar olduğu Maide 2'den de anlaşılmaktadır. Bu ayette Hacc Ayları olan Haram Aylardan ve Mescidi haram'ı ziyaret edenlerden bahsedilmektedir. Ziyaretçilerin sundukları hediyelerden bahsedilirken gerdanlıklardan da bahsedilmesi onların aynı zamanda Kurbanlık Hayvanlar da olduğu bilgisini doğrulamaktadır.
Allah Razı olsun.
Önceki yazıları okuyan kardeşlerimizin kafalarında oluşacak “kurban” ve “ hedy” ile ilgileri soruları gidermek dileğiyle.
Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah’ın vahyettiklerini teybin ediyorum.
Fatır 18. Ve la teziru vaziratüv vizra uhra* ve in ted'u müskaletün ila hımliha la yuhmel minhü şey'üv ve lev kane za kurba* innema tünzirullezıne yahşevne rabbehüm bil ğaybi ve ekamus salah* ve men tezekka fe innema yetezekka li nefsih* ve ilellahil mesıyr
35/18 Hiçbir günahkar, bir başkasının günahını yüklenmez. Yükü ağır gelen, onu taşımaya çağırsa bile, kendisinden hiçbir şey yüklenilmez. Akraba bile olsa... Sen ancak Rablerinden için için korkanları ve namaz kılanları uyarırsın. Arınıp temizlenen, kendi benliği için arınıp temizlenir. Dönüş Allah'adır.
Kasas 28. Fe lev la nesarahümlezınettehazu min dunillahi kurbanen aliheh* bel dallu anhüm* ve zalike ifkühüm ve ma kanu yefterun
46/28 Allah'ın yanında yakınlık sağlamak için edindikleri ilahlar, onlara yardım etseydi ya! Tam aksine, onlardan uzaklaşıp kayboldular. Bu, onların yalanları, uydurup durduklarıydı.
İsra 26. Ve ati zel kurba hakkahu vel miskıne vebnes sebıli ve la tübezzir tebzıra
17/26 Akrabaya hakkını ver. Çaresize, yolda kalana da. Fakat saçıp savurma.
En’am 152. Ve la takrabu malel yetımi illa billetı hiya ahsenü hatta yeblüğa eşüddeh* ve evfül keyle vel mizane bil kıst* la nükellifü nefsen illa vüs'aha ve iza kultüm fa'dilu ve lev kane za kurba* ve bi ahdillahi evfu* zaliküm vassaküm bihı lealleküm tezekkerun
6/152 "Yetimin malına yaklaşmayın. Ancak rüştüne erinceye kadar en güzel yolla ilgilenme hali müstesna. Ölçme ve tartmayı tam bir dürüstlükle yerine getirin. Hiç kimseye yaratılış kapasitesinin üstünde yükümlülük getirmiyoruz. Konuştuğunuz zaman yakınlarınız aleyhine de olsa, adaleti gözetin. Ve Allah'a verdiğiniz söze sadık kalın. Düşünüp öğüt alasınız diye O size bunları önerdi.
Şura 23. Zalikellezı yübbeşşirullahü ıbadehullezıne amenu ve amilus salihat* kul la es'elüküm aleyhi ecran illel mevededdete fil kurba* ve mey yakterif haseneten nezid lehu fıha husna* innellahe ğafurun şekur
42/23 Allah'ın, iman edip hayra ve barışa yönelik iyi işler yapanlara müjdelediği, işte budur. De ki: "Ben buna karşılık sizden, yakın akrabamı/Ehlibeytimi sevmeniz dışında birşey istemiyorum." Kim bir iyilik/güzellik üretirse onun için, o ürettiğine bie güzellik daha ekleriz. Çünkü Allah Gafur'dur, çok affeder; Şekur'dur, iyiliğe karşılık verir/teşekkür eder.
Ahkaf 28. Fe lev la nesarahümlezınettehazu min dunillahi kurbanen aliheh* bel dallu anhüm* ve zalike ifkühüm ve ma kanu yefterun
46/28 Allah'ın yanında yakınlık sağlamak için edindikleri ilahlar, onlara yardım etseydi ya! Tam aksine, onlardan uzaklaşıp kayboldular. Bu, onların yalanları, uydurup durduklarıydı.
Nahl 90. İnnellahe ye'müru bil adli vel ıhsani ve ıtai zil kurba ve yenha anil fahşai vel münkeri vel bağy* yeızüküm lealleküm tezekkerun
16/90 Şu bir gerçek ki Allah; adaleti, iyi ve güzel davranmayı, akrabaya vermeyi emreder. Tüm pisliklerden/edepsizliklerden, kötülükten, azgınlık-doymazlık ve kıskançlıktan yasaklar. Düşünüp ibret alırsınız ümidiyle size öğüt veriyor.
Rum 38. Fe ati zel kurba hakkahu vel miskıne vebnes sebıl* zalike hayrul lillezıne yürıdune vechellahi ve ülaike hümül müflihun
30/38 O halde, akrabaya hakkını ver. Yoksula, yolda kalmışa da. Allah'ın yüzünü isteyenler için bu daha hayırlıdır. İşte böyleleridir, kurtuluşa erenler.
Bakara 83. Ve iz ehazna mısaka benı israıle la ta'büdune illellahe ve bil valideyni ıhsanev ve izl kurba vel yetam vel mesakıni ve kulu lin nasi husnev ve ekıymus salate ve atüz zekah* sümme tevelleytüm ila kalılem minküm ve entüm mu'ridun
2/83 İsrailoğullarından şöyle bir söz de almıştık: Allah'tan başkasına ibadet etmeyin, anne-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik ve güzellikle davranın.İnsanlara güzeli ve güzelliği söyleyin. Namazı kılın, zekatı verin.Bütün bunlardan sonra siz, pek azınız müstesna, sırt çevirdiniz.Hala da yüz çevirip duruyorsunuz.
Bakara 177. Leysel birra en tüvellu vücuheküm kıbelel meşrikı vel mağribi ve lakinnel birra men amene billahi vel yevmil ahıri vel melaiketi vel kitabi ven nebiyyın* ve atel male ala hubbihı zevil kurba vel yetama vel mesakıne vebnes sebıli ves sailıne ve fir rikab* ve ekames salate ve atez zekah* vel mufune bi ahdihim iza ahedu* ves sabirıne fil be'sai ved darrai ve hıynel be's* ülaikellezıne sadeku* ve ülaike hümül müttekun
2/177 Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne çevirmeniz zafer ve mutluluğa ermek değildir.Zafer ve mutluluğa ermek o kişinin hakkıdır ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır; akrabaya, yetimlere, çaresizlere, yolda kalmışa, yoksullara, özgürlüğüne kavuşmak gayretinde olanlara malı seve seve verir, namazı kılar, zekatı öder.Böyleleri söz verdiklerinde ahitlerine vefalıdırlar; bolluk ve bereket zamanı kadar, zorluk, sıkıntı ve şiddet zamanında da sabırlıdırlar.İşte bunlardır özüyle sözü bir olanlar.Ve işte bunlardır korunan takva sahipleri.
Bakara196. Ve etimmül hacce vel umrate lillah* fe in uhsırtüm femesteysera minel hedy* ve la tahliku ruuseküm hatta yebluğal hedyü mehılleh* fe men kane minküm merıdan ev bihı ezem mir ra'sihı fe fidyetüm min sıyamin ev sadekatin ev nüsük* fe iza emintüm* fe men temettea bil umrati ilel hacci fe mesteysera minel hedy* fe mel lem yecid fe sıyamü selaseti eyyamin fil hacci ve seb'atin iza raca'tüm* tilke aşeratün kamileh* zalike li mel lem yekün ehlühu hadıril mescidil haram* vettekullahe va'lemu ennellahe şedıdül ıkab
2/196 Haccı da umreyi de Allah için tamamlayın.Eğer engellenirseniz, kolayınıza gelen kurban yeterlidir.Kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı traş etmeyin.İçinizden hasta olan yahut başından rahatsızlığı bulunan oruç tutarak, sadaka vererek veya kurban keserek fidye yoluna gitsin.Güvene kavuştuğunuzda, hacca kadar umreden yararlanmak isteyen, kolayına gelen kurbanı kessin.Bunu bulamayan oruç tutsun.Üç günü hacda, yedi günü döndüğünüzde, tam on gündür bu.Bu, ailesi Mescid-i Haram'da oturmayan kişi içindir.Allah'tan korkun ve bilin ki, Allah'ın azabı çok şiddetlidir.
Enfal 41. Va'lemu ennema ğanimtüm min şey'in fe enne lillahi humüsehu ve lir rasuli ve lizil kurba vel yetama vel mesakıni vebnis sebıli in küntüm amentüm billahi ve ma enzelna ala abdina yevmel fürkani yevmel tekal cem'an* vallahü ala külli şey'in kadır
8/41 Doğruyla yanlışın ayrılış günü, iki topluluğun karşılaştığı gün, kulumuza indirmiş olduğumuza inanıyorsanız şunu bilin: Ganimet/kazanç olarak elde ettiğiniz şeylerin beşte biri Allah'a, resule, yakınlara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışa aittir.Allah herşeye kadirdir.
Ali İmran 183. Ellezıne kalu innellahe ahide ileyna ella nü'mine li rasulin hatta ye'tiyena bi kurbanin te'külühün nar* kul kad caeküm rusülüm min kablı bil beyyinati ve billezı kultüm fe lime kateltümuhüm in küntüm sadikıyn
3/183 Onlar şöyle demişlerdi: "Allah bize ant verdi, kendisi bize ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiçbir resule inanmayacağız."Söyle onlara: "Size benden önce o dediğinizle birlikte açık deliller getiren resuller gelmişti.Peki, madem doğru sözlülerdiniz neden onları katlettiniz?"
Nisa 8. Ve iza hadaral kısmete ülül kurba vel yetama vel mesakınü ferzükuhüm minhü ve kulu lehüm kavlem ma'rufa
4/8 Mirasın paylaştırılmasında hısım-akraba, yetimler, yoksul ve çaresizler de hazır bulunurlarsa, ondan onları da rızıklandıran ve onlara güzel ve hoş bir söz de söyleyin.
Nisa 36. Va'büdüllahe ve la tüşriku bihı şey'ev ve bil valideyni ıhsanev ve bizil kurba vel yetama vel mesakıni vel cari zil kurba vel caril cünübi ves sahıbi vil cembi vebnis sebıli ve ma meleket eymanüküm* innellahe la yühıbbü men kane muhtalen fehura
4/36 Allah'a kulluk edin. O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetim ve öksüzlere, çaresizlere, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa, size bağımlı olanlara iyi ve güzel davranın. Allah, kasılıp böbürlenen şımarıkları sevmez.
Haşr 7. Ma efaallahu 'ala resulihi min ehlilkura felillahi ve lirresuli ve liziylkurba velyetama velmesakiyni vebnissebiyli key la yekune duleten beynel'ağniyai minkum ve ma atakumurresulu fehuzuhu ve ma nehakum 'anhu fentehu vettekullahe innallahe şediydul'ıkabi.
59/7 Allah'ın, kentler hakkında resulüne zahmetsizce aktardığı mal ve nimetler şunun içindir: Allah, Peygamber, yakınlar, yetimler, yoksullar, yolda kalmışlar. Bu böyle düzenlenmiştir ki, o mal ve nimetler sizden yalnız zengin olanlar arasında dönüp duran bir kudret aracı olmasın. Resul size ne verdiyse onu alın; sizi neden yasakladıysa ona son verin ve Allah'tan korkun. Hiç kuşkusuz, Allah'ın azabı çok şiddetlidir.
Nur 22. Ve la ye'teli ülül fadli minküm ves seati ey yü'tu ulil kurba vel mesakıne vel mühacirıne fı sebılillahi vel ya'fu velyasfehu* e la tühıbbune ey yağfirallahü leküm* vellahü ğafurur rahıym
24/22 Sizin lütuf ve imkan sahibi olanlarınız; akrabaya, çaresizlere, Allah yolunda hicret edenlere birşey vermemeye yemin etmesinler, affetsinler, hoş görsünler. Allah'ın sizi affetmesini istemez misiniz? Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
Fetih 25. Hümüllezıne keferu ve sadduküm anil mescidil harami vel hedye ma'kufen ey yeblüğa mehılleh* ve lev la ricalüm mü'minune ve nisaüm mü'minatül lem ta'lemuhüm en tetauhüm fe tüsıybeküm minhüm mearratüm bi ğayri ılm* li yüdhılellahü fı rahmetihı mey yeşa'* lev tezeyyelu le azzebnellezıne keferu minhüm azaben elıma
48/25 Onlar o kişilerdir ki, küfre sapıp sizi Mescid-i Haram'dan geri çevirdiler, bekletilen kurbanların, yerlerine ulaşmasına engel oldular. Eğer kendilerini tanımadığınız için çiğneyeceğiniz ve bu bilgisizlik yüzünden üzüntü ve kınayışla karşılaşacağınız inanmış erkeklerle inanmış kadınlar olmasaydı, iş başka türlü olurdu. Böyle olması, Allah'ın, dilediğini rahmetine sokması içindir. Onlar birbirlerinden ayrılmış olsalardı, inkara sapanlarını elbette acıklı bir azapla cezalandırırdık.
Maide2. Ya eyyühellezıne amenu la tühıllu şeairallahi ve leş şehral harame ve lel hedye ve lel kalaide ve la ammınel beytel harame yebteğune fadlem mir rabbihim ve rıdvana* ve iza haleltüm fastadu* ve la yecrimenneküm şeneanü kavmin en sadduküm anil mescidil harami en ta'tedu* ve teavenu alel birri vet takva ve la teavenu alel ismi vel udvani vettekullah* innellahe şedıdül ıkab
5/2 Ey iman edenler! Allah'ın ibadet, iyilik ve güzellik alameti kıldığı şeylere, çarpışmanın yasak olduğu haram aya, kurbanlık hediyelere, onların gerdanlıklarına, Rablerinden bir lütuf ve rıza niyaz ederek Mescid-i Haram'a gelmiş olanlara saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktığınız vakit avlanın. Mescid-i Haram'a girmenizi engellediler diye bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi saldırganlık ve düşmanlığa sakın itmesin! İyilik, güzellik, hayır, mutluluk ve takva üzere yardımlaşın. Kötülük/çirkinlik, düşmanlık/saldırganlık üzere yardımlaşmayın. Allah'tan korkun! Kuşkunuz olmasın ki, Allah'ın azabı çok şiddetlidir.
Maide 27. Vetlü aleyhim nebeebney ademe bil hakk* iz karraba kurbanen fe tükubbile min ehadihima ve lem yütekabbel minel ahar* kale le aktülennek* kale innema yetekabbelül lahü minel müttekıyn
5/27 Onlara Adem'in iki oğlunun haberini de gerçek olarak oku. Hani ikisi birer kurban sunmuşlardı da birinden kabul edilmişti, ötekinden kabul edilmemişti. "Seni mutlaka öldüreceğim!" dedi. Öteki: "Allah sadece takva sahiplerinden kabul eder." dedi.
Maide 95. Ya eyyühellezıne amenu la taktülüs sayde ve entüm hurram* ve men katelehu minküm müteammiden fe ceazüm mislü ma katele minen neami yahkümü bihı zeva adlim minküm hedyem baliğal ka'beti ev keffaratün taamü mesakıne ev adlü zalike sıyamel li yezuka ve bale emrih* afallahü amma selef* ve men ade fe yentekımüllahü minh* vallahü azızün züntikam
5/95 Ey iman sahipleri! İhramda olduğunuz zaman av öldürmeyin. Sizden kim kasten onu öldürürse cezası şudur: Öldürdüğü hayvana denk deve-sığır, davar cinsinden, Kabe'ye varacak kurbanlık bir şey ki, içinizden adalet sahibi iki kişi belirleyecektir. Yahut yoksullara yedirmek şeklinde bir keffaret, yahut buna denk oruç. Taki yaptığının vebalini tatsın. Allah, geçmişi affetmiştir. Kim bir daha yaparsa, Allah ondan öc alacaktır. Allah çok güçlüdür, öc alıcıdır.
Maide 97. Cealellahül ka'betel beyteh harame kıyamel lin nasi veş şehral harame vel hedye vel kalaid* zalike li ta'lemu ennellahe ya'lemü ma fis semavati ve ma fil erdı ve ennellahe bi külli şey'in alım
5/97 Allah Kabe'yi, o saygıya layık evi, o saygıya layık "ay" ı, o boynu bağsız ve bağlı kurbanlıkları insanlar için bir dayanak, bir güven unsuru kıldı. Böyle yaptı ki, Allah'ın göklerde olanı da yerde olanı da bildiğini, Allah'ın herşeyi bilici olduğunu siz de bilesiniz.
Maide 106. Ya eyyühellezıne amenu şehadetü beyniküm iza hadara ehadekümül mevtü hıynel vesıyyetisnani zevaadlim minküm ev aharani min ğayriküm in entüm darabtüm fil erdı fe esabetküm müsıybetül mevt* tahbisunehüma mim ba'dis salati fe yuksimani billahi inirtebtüm la neşterı bihı semenev ve lev kane za kurba ve la nektümü şehadetellahi inna izel le minel azimın
5/106 Ey iman edenler! Herhangi birinize ölüm gelip çattığında, vasiyet zamanı aranızdaki tanıklık şöyle olsun: Kendinizden adalet sahibi iki kişi yahut yolculuk etmekte iken ölüm musibeti başınıza geldiyse sizin dışınızdan iki kişi. Bunları namazdan sonra alıkoyarsınız; kuşkulanırsanız şöyle yemin ederler: "Vallahi, yakınlarımız da olsa yeminimizi hiçbir ücret karşılığı satmayacağız, Allah'ın tanıklığını saklamayacağız. Çünkü böyle yaparsak mutlaka günahkarlardan oluruz."
Tevbe 99. Ve minel a'rabi mey yü'minü billahi vel yevmil ahıri ve yettehızü ma yünfiku kurubatin ındellahi ve salevatir rasul* ela inneha kurbetül lehüm* se yüdhılühümüllahü fı rahmetih* innellahe ğafurur rahıym
9/99 Çöl Araplarından bazıları da Allah'a ve ahiret gününe inanır, harcadığını Allah yanında yakınlıklara ve resulün dualarına vesile edinir. Dikkat edin! O harcadıkları gerçekten kendileri için bir yakınlık vesilesidir. Allah onları rahmetinin içine sokacaktır. Allah çok affedici, çok esirgeyicidir.
Tevbe 113. Ma kane lin nebiyyi vellezıne amenu ey yestağfiru lil müşrikıne velev kanu ülı kurba mim ba'di ma tebeyyene lehüm ennehüm ashabül cehıym
9/113 Akraba bile olsalar, cehennem halkı oldukları açıkça belli olduktan sonra müşrikler için af dilemek ne peygambere yakışır ne de iman edenlere.
Değerli Kardeşlerim!
Yukarıda yazdığım ayetleri Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah’ın emrettiği gibi
Müzzemmil 4. “…rettililkur'ane tertiylen.”
“…Kuran'ı ağır ağır,düşüne,düşüne oku.”
Okursak kurb ile aynı kökten türeyen kurban kelimesinin anlamını Rabbimizin dilediği şekilde öğreniriz.
Hedy ile de neyin ifade edildiğini anlar çevirilerde niçin kurban diye belirtildiğini görürüz.
Kusursuzluk sadece Allah’a mahsusdur .
Şüphesiz en doğrusunu bilen Allah’tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah’a emanet olunuz.
|