Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Dostlar
Foruma yazan tum arkadaşlar GERÇEK MEALİ GÖRUP destek oldu sağolun.
ŞUDA VAR Kİ:
Kuranın emrı ne?peygamberlerı örnek almak degıl mi?
Kuran Adem,Lut,Nuh,Zekerıya,İbrahım bu peygamberlerı bıze tek eşli olarak anlatmamışmı?Örnek niye almıyorsunuz?
Kuran sadece son peygamberı ıstısna koyup vahıy geregı İslamı yayma hımaye,örf yıkma,kavımler arası akrabalık için ,İslamdan önce Hatıce anamızla tekeşlıyken ,İslam sonrası belırıtılen bu özel statuyle çokeşlı yapmamışmı?Bu evlılık sayısı bıle sınırlandırılmamışmı?Demekki Muhammedperestlık yapsak bıle sınırsız çokeşli olamayız.Kurandaki özel statusu olmayan dığer tum peygamberleri örnek alırız...
Peygamberimiz, erkeklerin 12-14 yaşları arasında ergenliğe eriştiği (bulûğa erdiği, yani cinsel yönden olgunluğa eriştiği) bir iklimde doğup büyümüştür. O dönemde çevresinde zinanın, fuhşun yaygın olmasına, iffetsizliğin kol gezmesine rağmen peygamberimiz gayet mazbut bir hayat sürmüş, onun iffetsiz, kadına düşkün, şehvetperest davranışlarda bulunduğu hiç görülmemiş, duyulmamıştır. Peygamberimizin bu özellikleri, doğulu-batılı tüm tarihçiler ve araştırmacılar tarafından da leke kondurulmadan kabul edilmiştir.
Peygamberimiz ilk evliliğini, 25 yaşında, sağlıklı, dürüst, güvenilir bir genç olarak, Mekke’nin soy-sop bakımından köklü ve zenginlik bakımından önde gelen ailelerinin genç kızları ile evlenebilecek durumda iken, kendisinden on beş yaş büyük, başından iki evlik geçmiş dul bir kadın olan Hadice ile yapmıştır. Hadice’nin ölümüne kadar yirmi beş yıl devam eden bu beraberlikte peygamberimiz başka bir kadınla evlenmemiş, tıpkı bekârlığındaki gibi hayatını, iffetine toz kondurmadan, lekesiz olarak sürdürmüştür.
Allah’ın elçisi olarak görevini ilân ettiğinde, bu davadan vazgeçmesi için kendisine liderlik, mal mülk ve Mekke’nin en güzel ve zengin kızlarını teklif edenlere ise, herkesin bildiği o meşhur cevabı vermiştir:
“Bir elime gökteki Ay’ı, bir elime Güneş’i koysanız, bu davadan vazgeçemem.”
Peygamberimiz gerek bekârlık dönemi için ve gerekse Hadice ile evli olduğu dönem için hiç kimse ve hiçbir kesim tarafından olumsuz eleştirilere konu edilmemiş, edilememiştir.
Hadice öldüğü zaman üzerindeki ağır elçilik görevine bir de öksüz kalan çocukların sorumluluğu eklenmiş, peygamberimiz yapayalnız kalmıştır.
Peygamberimizin bundan sonraki evlilik hayatı ise, üstlendiği görevin gereklerine bağlı olarak, kendi iradesi dışında çok eşli hâle dönüşmüş, ama bu durumdan ne kendisi ne eşleri mutlu olmuşlardır. Peygamberimizin hem kendisinin hem de eşlerinin özverilerini gerektiren bu çok eşli hayatı, en doğru şekilde Kur’an ayetlerinden öğrenilebilir. Dolayısıyla bu konuda başka hiçbir kaynak aramaya gerek yoktur.Ayetlerde görülen odur ki, peygamberimizin eşlerine verilen görev, yatak odası ile mutfak arasında hayat geçirmekten ibaret değildir. Onların görevi; bu işe baş koymak, bu büyük davaya özveri ile hizmet etmek, bu davanın neferi olmak, fitneye fesada fırsat vererek başkalarına açık vermemek, evlerinde duydukları ayetleri, hikmetleri insanlığa açıklamak, anlatmak ve öğretmektir. Ayrıca, İslâm’ı hayatının her anında uygulayan bir insan olan peygamberimizin gece yaşantısında bu uygulamaları nasıl yaptığının halka aktarılması da, gece vaktinde gelen vahylerin yazılmasında, saklanmasında peygamberimize yardımcı olmak da, yine onların görevlerindendir. Kısaca peygamberimizin eşleri, bugüne göre hem sekreter hem zabıt kâtibi hem de basın sözcüsü konumunda olmak durumunda kalmışlardır. (Allah onlardan razı olsun.)
Yukarıdaki açıklamalarımızdan görüldüğü gibi peygamberimiz, bekârlığında da, evliliğinde de iffet örneği olmuş bir kişidir. Hayatının hiçbir döneminde, kadın düşkünü olarak nitelenmeyi gerektirecek bir davranışta bulunmamış, hele şehvet, onun Allah’tan aldığı emir doğrultusunda hep uzak kaldığı bir özellik olmuştur. Bazı İslâm düşmanı iftiracıların onu küçük düşürmek maksadıyla ortaya savurdukları seks manyaklığı ise ancak, onun otuz erkek gücünde olduğu yalanını uyduran sözde Müslümanların hastalıklı beyinlerinde yarattıkları hayalî kişilik için söz konusudur. Eşlerinin kimlikleri ve kişilikleri de yakından tanınınca durumun böyle olduğu daha da açığa çıkmaktadır.
Peygamberimizin çok eşliliği; yapmakta olduğu elçilik görevinde, maddî, manevî, siyasî, sosyal alanlarda yardım ve destek sağlaması ve bu görevde zorluk çekmemesi için sadece kendisine tanınmış bir ayrıcalıktır. Başkalarını hiç ilgilendirmemektedir. Sünnet olarak da başkaları tarafından tatbik ve taklit edilemez.
PEYGAMBERIN ÖZEL STATUSU KURANDA BELLI, TEKEŞLI YASADIĞI HATICE ANAMIZIN VEFATINDAN UZUN YILLAR SONRA VAHIY GEREĞİ EVLENMIŞTIR:
(Ey Peygamber! Sana mehir verdiğin eşlerini helal kıldık…) Ve Allah’ın sana yüklemesi üzerine senin yeminle sahip çıktıklarını Akrabalarının seninle göç eden kızlarını… Bir mümine kendisini peygambere hibe eder de peygamber onu nikahına almak isterse, yalnızca sana…
İzan ve vicdan sahibi hiç kimse bu evliliklerin mehirli eşler dışında kalan hiçbirinin cinsel ilişki amacıyla yapıldığını öne süremez.
AYRICA YETIMLERLE ILGILI SAPTIRILAN AYETLERDE GEÇİT VERMEZ DOĞRU MEALIYLE:
Hasan Akçayın anlatımlarındada açıkladığı üzere söz konusu ayetle emredilenin yetimleri evlendirmek, onları 2.3.veya 3.eş olarak almak değil.Müminler, himayesi altında bulunan yetimleri evlendirecek,birer ikişer üçer evlendirilmesi(yani bir mümin bir yetimi veya 2 yetimi veya 3 yetimi evlendirecek buna maddı gücü yetmiyorsa yada adaletli davranamayacaksa bir taneyi evlendirecek).Yani bir kişi bir kadınla evlenmiş olacak ikinci üçüncü dördüncüyle değil.Ortada gelenekçi tefsır gibi yetimleri 2.3.yada 4. eş olarak nikahlamak yok. KALBIM SİZLERLE, AKLIN.VICDANIN,ADALETIN, YOLU BİRDİR İSLAMDIR...
|