Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Zina eden erkek ve kadına yüzer celde vurun. Allah’a ve ahrete inanıyorsanız acıyıp ta infazda isteksiz davranmayın. Ve inanırlardan bir grup infazı izlesin (24:2).
"Yüz sopa değil, yüz CELDE vurun!", deniyor –feclidû..
CeLDe deri anlamındaki "cild"in bir türevi. O halde acısı yalnızca deride duyulabilen sığ bir cezadır bu. Caydırma gücüı her halde bundan geliyor olamaz.
Önemli olan, "celdeleme"nin infazını halkın izlemesidir çünkü bu, suçluya itibar kaybettirir.
Bundan anlaşılan, asıl ceza suçludaki hayvanın çektiği bedenî acı değil insanın çektiği medenî acıdır yani itibar kaybı.
Celdeleme ise bir bakıma spot ışığı görevi yapıp insanların o noktaya bakmasını sağlıyor. Tıpkı tv haberleri gibi.
Dizilerde çoğunlukla iyi koca-iyi baba rolünü oynayan bir aktör, gerçek yaşamda karısını aldatmıştı. Yakalandı. Televizyona çıkıp özür dilemek zorunda kaldı. Ama yalnızca eşinden değil bütün kadınlardan; bütün toplumdan.
İşte yüz celde, tvlerin ona çevirdiği spot ışıklarıydı.
İtibar kaybının sonucu ise müthiş oldu. Çünkü insanlar onu artık sevemedi. Dizilerde onu görmek istemedi. Yapımcılar o yüzden aktöre daha az daha az rol verdi. Yani itibar kaybı müthiş bir para kaybına yol açtı.
Müslümanlar Allah’ın 24:2’de buyurduğu "halkın önünde yüz celde"yi bir de bu açıdan değerlendirse nasıl olur? Yani kendilerine sorsalar:
Asıl ceza spot ışıkları mı itibar kaybı mı?
Sevgi ile,
Hasan Akçay
|