Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selamün Aleyküm! Değerli Hasan Akçay Kardeşim!
Hasan Akçay Yazdı:
Hz Muahmmed'in dışındaki peygamberler de yaptıkları tebliğ görevinden söz ediyor ama insanlardan asla ücret istemiyorlar. Örneğin Nuh diyor ki:
"Ey kavmim! Ben sizden ücret istemiyorum. Benim ücretimi Allah verir ancak..." (11:29)
Nuh örneğinde görüldüğü üzere başka elçiler kendi ırkî aileleriyle ilgili bir ücret istemediği halde neden gûya Hz Muhammed istesin; neden İslam kardeşliği yerine gûya kendi ırkî ailesine öne çıkarsın? Hem de Enam 90'da "Ücret isteme!" diye uyarıldığı halde:
Allah'ın yola ilettiği elçilerdi onlar. Sen de onların yolunu tut. Ve de ki: "Ben buna karşılık sizden ücret istemiyorum. Bu Kuran, dünyalar için bir öğüttür yalnızca."
Ücret istemiyorum. Yani insanların Kuran ile uyarılması ücrete tabi değil.
|
|
|
Doğru söylüyorsunuz. İnsanların Kur’an ile uyarılmaları kesinlikle ücrete tabi değildir. Asla da ücrete tabi olmamalıdır.
Allah Razı olsun vesile oldunuz. Kardeşlerimizin de istifadesine sunmak için bununla ilgili ayetleri aşağıda belirtiyorum.
Şuara
106 “ İz kale lehüm ehuhüm Nuhun ela tettekun;” Hani kardeşleri Nuh onlara dedi ki: “Korkup sakınmaz mısınız ?
107” İnniy leküm Rasûlün emiyn;” “Muhakkak ki ben sizin için emiyn bir Rasûl’üm”.
108 “ Fettekullahe ve etıy'un;” “O halde Allah’dan ittika edin ve bana itaat edin”.
109 “ Ve ma es'elüküm aleyhi min ecr* in ecriye illâ alâ Rabbil alemiyn; “Bunun üzerine sizden bir ecir istemiyorum. Benim ecrim ancak Rabb’ül Alemiyn’e aittir”.
110-) Fettekullahe ve etıy'un; “O halde Allah’dan ittika edin ve bana itaat edin”.
123” Kezzebet Adünil murseliyn;” Ad ‘da mürseliyn’i yalanladı.
124” İz kale lehüm ehuhüm Hudün ela tettekun; Hani kardeşleri Hud onlara dedi ki: “Korkup sakınmaz mısınız?
125 “ İnniy leküm Rasûlün emiyn” “Muhakkak ki ben sizin için emiyn bir Rasûl’üm”.
126 “ Fettekullahe ve etıy'un;” “O halde Allah’dan ittika edin ve bana itaat edin”.
127” Ve ma es'elüküm aleyhi min ecr* in ecriye illâ alâ Rabbil alemiyn;” “Bunun üzerine sizden bir ecir istemiyorum. Benim ecrim ancak Rabb’ül Alemiyn’e aittir”.
141” Kezzebet Semudül murseliyn;” Semud da murseliyni tekzib etti.
142 “ İz kale lehüm ehuhüm Salihun ela tettekun;” Hani kardeşleri Salih onlara dedi ki: “Korkup sakınmaz mısınız?”.
143 “ İnniy leküm Rasûlün emiyn;” “Muhakkak ki ben sizin için emiyn bir Rasûl’üm”.
144” Fettekullahe ve etıy'un;” “O halde Allah’dan ittika edin ve bana itaat edin”.
145” Ve ma es'elüküm aleyhi min ecr* in ecriye illâ alâ Rabbil alemiyn;” “Bunun üzerine sizden bir ecir istemiyorum. Benim ecrim ancak Rabb’ül Alemiyn’e aittir”.
160” Kezzebet kavmü Lutınil murseliyn;” Lut kavmi de murseliyn’i tekzib etti.
161” İz kale lehüm ehuhüm Lutun ela tettekun;” Hani kardeşleri Lut onlara dedi ki: “Korkup sakınmaz mısınız ?”.
162 “ İnniy leküm Rasûlün emiyn;” “Muhakkak ki ben sizin için emiyn bir Rasûl’üm”.
163 “ Fettekullahe ve etıy'un;” “O halde Allah’dan ittika edin ve bana itaat edin”.
164 “ Ve ma es'elüküm aleyhi min ecr* in ecriye illâ alâ Rabbil alemiyn;” “Bunun üzerine sizden bir ecir istemiyorum. Benim ecrim ancak Rabb’ül Alemiyn’e aittir”.
176 “ Kezzebe Ashabül Eyketil murseliyn;” Ashab-ı Eyke de murseliyni tekzib etti.
177 “ İz kale lehüm Şuaybün ela tettekun;” Hani Şuayıb onlara dedi ki: “Korkup sakınmaz mısınız?”.
178 “ İnniy leküm Rasûlün emiyn; “Muhakkak ki ben sizin için (irsal olunmuş) emiyn bir Rasûl’üm”.
179” Fettekullahe ve etıy'un;” “O halde Allah’dan ittika edin ve bana itaat edin”.
180 “ Ve ma es'elüküm aleyhi min ecr* in ecriye illâ alâ Rabbil alemiyn;” “Bunun üzerine sizden bir ecir istemiyorum. Benim ecrim ancak Rabb’ül Alemiyn’e aittir”.
Sad 86” Kul ma es'elüküm aleyhi min ecrin ve ma ene minel mütekellifiyn;” De ki: “Onun üzerine sizden bir ecir/ücret istemiyorum ve ben mütekellifiyn’den değilim”.
Sad 87” İn huve illâ zikrun lil alemiyn;” “O, alemler için bir zikirden başka değildir”.
Hud 29 “ Ve ya kavmi la es'elüküm aleyhi malen, in ecriye illâ alellahi ve ma ene bi taridilleziyne amenu* innehüm mülaku Rabbihim ve lakinniy eraküm kavmen techelun;” “Ey kavmim! Bunun üzerine sizden bir mal istemiyorum. Benim ecrim ancak Allah üzerinedir. Ve ben iman edenleri tard edici değilim. Muhakkak ki onlar Rablerine mulakı olacaklardır Fakat ben sizi cahillik eden bir kavim görüyorum”.
En’am 90 Ülaikelleziyne hedAllahu fe bi hüdahumuktedih* kul la es'elüküm aleyhi ecra* in huve illâ zikra lil alemiyn; İşte bunlar, Allah’ın hidayet ettiği kimselerdir. sen de onların hidayetine iktida et . De ki: “Ona karşılık sizden bir ecir istemiyorum. O sadece alemlere Zikradır”.
Sebe 47” Kul ma seeltüküm min ecrin fe huve leküm* in ecriye illâ alellah* ve Huve alâ külli şey'in Şehiyd;” De ki: “Sizden bir ecr istemişsem, o sizin olsun. Benim ecrim ancak Allah üzerinedir. O, herşeye Şehiyd’dir”.
Furkan 56” Ve ma erselnake illâ mübeşşiran ve neziyra; Biz seni ancak mübeşşir/müjdeci) ve neziyr /uyarıcı olarak irsal ettik.
Furkan 57 “ Kul ma es'elüküm aleyhi min ecrin illâ men şae en yettehıze ila Rabbihi sebiyla;” De ki: “Onun üzerine sizden bir ecr istemiyorum. Ancak Rabbine bir yol edinmeyi dileyen hariç.
Bu ayetler de Kur’an ile uyarılmanın ücrete tabi olmadığını söylüyor.
Söyleminizde kesinlikle haklısınız. Ben, meveddete fi'l kurbâ yı ücret olarak algılamıyorum.
Değerli Hasan Akçay Kardeşim!
Bu konuya girişimiz:
Apolat Yazdı:
]
“Ali,Ebu bekir,Ömer,Osman,Hasan,Hüseyin,İbni Abbas vd.Yaşayıp yaşamadıkları bile Kuran tarafından onaylanmamış…”
|
|
|
Yazısı ile oldu. Detayını okuduğunuzu düşündüğüm yazı Kur’an adına yapılmıştı.
Bu yazıya verdiğimiz cevap ve beyaz kardeşimizin cevabı yazıları…
Sizin de başlıksız olarak aşağıdaki iletiyle yapmış olduğunuz değerli katkınız
Hasan Akçay Yazdı:
Allah'ın, iman edip hayra ve barışa yönelik iyi işler yapanlara müjdelediği, işte budur. De ki: "Ben, buna karşılık sizden, yakın akrabamı/Ehlibeytimi sevmeniz dışında bir ücret istemiyorum." Kim bir iyilik/güzellik üretirse onun için, o ürettiğine bir güzellik daha ekleriz. Çünkü Allah Gafûr'dur, çok affeder; Şekûr'dur, iyiliğe karşılık verir/teşekkür eder. (42:23)
Bu, 42:23'e Y N Öztürk'ün verdiği mealdir. Altı çizik ifadenin Arapça metindeki karşılığı:
lâ es'el üküm aleyhi ecren ille'l meveddete fi'l kurbâ. Türkçesi şöyle olabilir: ben sizden akrabalık sevgisi dışında bir ücret istemiyorum.
Bir açıklama:
Herkesin kendi akrabalarını gözetmesini öğütleyen bu ayeti çarpıtıp Muhammed peygamberin akrabalarına özgü kılanlar; ehl-i beyt, seyyidler ve şerifler diye Hindu Brahmanlar gibi imtiyazlı bir asalak sınıf oluşturmuşlardır. Bak 33:33 (Edip Yüksel, MESAJ Kuran Çevirisi)
Sevgi ile, Hasan Akçay
|
|
|
bu yazınızdaki açıklama ve Edip Yüksel’e ait alıntıya gönderme yapmanız, mealleri incelemeye vesile oldu.
İstedik ki meallerde aynı kelimelere verilen anlamlar görülsün. Bunun için de sık sık gönderme yapılan Edip Yüksel mealini verdik.
Diğer bütün meallerin de okuyucular tarafından incelenmesi için istirhamda bulunduk.
Değerli Kardeşim!
Peygamberimizle, Ehli beyti ile, tüm mü’min kardeşlerimle ilgili düşüncem aşağıdaki ayetler ışığındadır.
Ahzab 6- Ennebîyyü evla bil mu’miniyne min enfüsihim ve ezvacühu ümmehatühüm* ve ülül’ erhami ba'duhüm evla bi ba'dın fiy Kitabillahi minel mu’miniyne vel mühaciriyne illâ en tefalu ila evliyaiküm ma'rufa* kâne zâlike fiyl Kitabi mesturea; Nebî mü’minlere kendi nefslerinden daha evladır /öncedir, ve O’nun eşleri onların analarıdır.Ulül Erham /aynı rahımden türemişler Allah’ın Kitabında mü’minlerden ve muhacirlerden, birbirlerine daha evladırlar. Dostlarınıza bir ma’ruf işlemeniz müstesna. Bu, Kitab’ta mestur’dur /satır satır yazılmıştır.
Tevbe 71”Vel mu'minune vel mu'minatu ba'duhüm evliyau ba'd* ye'murune bil ma'rufi ve yenhevne anilmünkeri ve yukıymunes Salate ve yü'tunez Zekate ve yutıy'unAllahe ve Rasûlehu, ülaike seyerhamühumullah* innAllahe Azîyzun Hakiym;” Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Ma’ruf’u emrederler, münker’den nehyederler, salat’ı ikame ederler, zekat’ı verirler, Allah’a ve O’nun Rasûlü’ne itaat ederler. İşte bunlara Allah rahmet edecektir. Muhakkak ki Allah Aziyz’dir, Hakiym’dir.
Şura 23 “Zâlikelleziy yübbeşşirullahu ıbadeHulleziyne amenu ve amilus salihat* kul la es'elüküm aleyhi ecren illel meveddete fiyl kurba* ve men yakterif haseneten nezid lehu fiyha hüsna* innAllahe Ğafurun Şekûr; İşte bu, Allah’ın, iman edip salih amel işleyen kullarına müjdelediğidir. De ki: “Kurbada sevgi haricinde onun üzerine sizden bir ecir istemiyorum”. Kim bir hasene kazanırsa, onda onun için bir hasene ziyade ederiz. Muhakkak ki Allah Ğafur’dur, Şekur’dur.
Değerli Kardeşim!
Kur’an açık. Ayetler belli.Ayetlerde geçen kelimelerin indiği dildeki karşılıkları belli.
Söz konusu ayette geçen “kurba” kelimesi ile ilgili anlam belli. Bunun ile ilgili tarihte yapılmış olan tartışmalar da belli. Yapılan çarpıtmalar da belli.
Peygamber evladına yapılanları mazur gösterebilmek için kurba kelimesiyle bile oynamışlar.
Verdiğim ayetlerde geçen kurba ile ilgili olarak fi ve zi önemlidir doğru mu diye soruyorsunuz. Doğrudur. Bu doğru sadece kurba kelimesi için geçerli değil birlikte kullanıldığı diğer kelimeler için de geçerlidir.
Bu sitede yazdığınız yazılardan dilin gramerine hakim olduğunuzu görüyorum ki edatlar da bunun içinde. Kelimeler edatlardan soyut olarak düşünüldüğünde anlamlarda değişmeler olabiliyor..
“Kurba” kelimesini Peygamberimizin yakın akrabası, ehli beyti olarak düşünüyorum.
“Hasene” kelimesini de Peygamberimizin yakın akrabasını, ehli beytine muhabbet olarak düşünüyorum.
Onları Rahmetle yadediyorum. O devirlerde yaşasam Muaviye’nin, Yezidin safında değil Peygamberimizin Ehlibeytinin safında olurdum.
Bu gün yapabileceğim ise onları rahmetle anmak, Emevi zulmunü insanlara duyurabilmek. Emevilerin din diye yaptıkları tahribatı ve Peygamber sünneti, Peygamber hadisi diye bu dine yamadıklarını anlatabilmek.
Dini Allah’a özgü kılabilmek. Allah, Kuran, Peygamber, Ehlibeyt, sahabe diye diye kandırdıkları insanlara nasıl kandırıldıklarını anlatabilmek.
Rabbime hamdolsun ki sizler gibi değerli Kardeşlerimizin çalışma ve katkılarıyla bunlar yapılabilmekte.
Bu sitenin amaçlarından biri de;
Arı duru dini insanlara tanıtabilmek.
Dini Allah’a özgüleyebilmek.
Dindeki yapılan her türlü çarpıtma ve saptırmaları inananların gözleri önüne serebilmek.
Azgın, sapık, kötülük ve sapıklık önderi, zorba, şeytan, Allah’ın hükümlerine sırt çeviren kişi, kişiler demek olan tağutu tanıyıp tanıtabilmek
değil mi ?
Rabbime hamdolsun sitedeki arkadaşlarımız bu yolda gayretlerini esirgemiyorlar.
Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah:
Nahl 36 Ve lekad beasna fiy külli ümmetin Rasûlen enı'budullahe vectenibüt tağut* feminhüm men hedAllahu ve minhüm men hakkat aleyhid dalaletü, fesiyru fiyl Ardı fenzuru keyfe kâne akıbetül mükezzibiyn;
Andolsun ki her ümmet içinde: “Allah’a kulluk edin ve tağut’tan kaçının!” diye bir Rasûl ba’settik. Onlardan kimine Allah hidayet etti. Ve onlardan kiminin de üzerine dalalet hak oldu/gerçekleşti. Arz’da seyredin/ gezinin de yalanlayanların akibeti nasıl oldu bakın?
Nisa 76 “Elleziyne amenu yükatilune fiy sebiylillâhi, velleziyne keferu yükatilune fiy sebiylit tağuti fakatilu evliyaeşşeytan* inne keydeşşeytani kâne daıyfa;”
İman edenler Allah yolunda savaşırlar. Kafirlere gelince, Tağut yolunda savaşırlar. O halde şeytanın velileri ile savaşın. Muhakkak ki şeytanın tuzağı çok zayıftır.
Nisa 60 “Elem tera ilelleziyne yez'umune ennehüm amenu bi ma ünzile ileyke ve ma ünzile min kablike yüriydune en yetehakemu ilettağuti ve kad ümiru en yekfüru bihi, ve yüriydüşşeytanü en yudıllehüm dalalen beiyda;”
Sana inzal olunana ve senden önce inzal olunana iman ettiklerini sananları görmüyor musun? inkar etmeleri emredildiği halde Tağut’u aralarına hakem yapmak/Tağut’a göre muhakemeleşmek dilerler. Şeytan /vehim da onları uzak bir sapıklığa ıdlal etmek /saptırmak diliyor.
Diye uyarıyor.
Uyarıya uymak gerekmez mi?
Kusursuzluk sadece Allah’a mahsusdur.
En doğrusunu bilen Allah’tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah’a emanet olunuz.
__________________ Halil Ay
|