Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Dostlar
Soru: aşırı kızgınlıkla söylenen 3 defa üstüste 'boş ol 'dan sonra bir geri dönüş yolu yok mudur?
Nikah sözleşmedir. İmani/itikadi bir konu değildir. Bu yüzden Kur’anda nikah konusunda söylenenler bir "öneri emir"dir. Yani nikah mutlak konulardan değil mukayyet konulardandır. Aslolan sözleşmedir, sözleşmenin sıhhatidir.
Allah Kur’anda bu konuda en temel kriterleri belirtmiştir. Bu temel kriterlere sadık kalınarak sözleşmenin içeriği değiştirilebilir,geliştirilebilir. Örf,adet ve geleneklere göre farklılaştırılabilir. Örneğin evlenirken verilen mehir boşanma olasılığına binaen konulmuş kadını ekonomik anlamda koruma amaçlı bir önlemdir/tedbirdir. Eğer boşanma durumunda kadının aç/açıkta kalmaması değişik kanunlarla temin edilmişse mehir konusuna gerek kalmayabilir yani en başta mehir belirlenip verilmeyebilir. Çünkü zaten mehirin amacı neyse kanunla da o sağlanmıştır. Hem de erkeklerin inisiyatifine gerek kalmadan.
Nikah konusunda bazı genelgeçer/evrensel kriterler vardır. Nikah denilen şey en başta duyurudur. İki kişinin hayatlarını birleştireceğini herkese duyurmanın adıdır nikah. Nikah sözleşmesi için üç temel şart vardır.
-Evlenecek çiftlerin kendi özgür iradeleriyle birbirlerini talep etmeleri.
-Tanıkların şehadeti
-Kamu otoritesinin nezareti ve tarafların haklarını koruma altına alması. Bu hakları koruma altına alma işlemi evlilik esnasında ve boşanma durumunda geçerli olmak üzere iki ayrı başlık altında olmalıdır.
Şimdi nikah için böyle genelgeçer kriterler varken boşanırken nasıl ve neden tek bir ölçüt var olsun? Neden sadece erkeğin ağzından çıkacak bir sözle boşanma mümkün olabilsin? Daha doğrusu nasıl bir tek sözle/kelamla boşanma mümkün olabilsin?
Nikahta nasıl üç temel kriter varsa boşanmada da üç temel kriter vardır. Nasıl bir sözleşmeyle evlenilmişse aynı o sözleşmeyle de boşanılır.
Boşanma sözleşmenin feshidir. Boşanma için de aynı temel/evrensel/genelgeçer kriterler geçerlidir.
-Boşanacak çiftlerin bu kararı karşılıklı özgür iradeleriyle almış olmaları şarttır.
-Boşanacak bu çiftlerin boşanma işlemi ilan edilmelidir/duyurulmalıdır yani tanıkların bu boşanma olayına şehadeti şarttır. Nikahtaki tanıkların ve diğer tanıdıkların bu insanların artık boşanmış olduğunu bilmeleri şarttır.
-Bu boşanma işlemini kamu otoritesinin yapması/tamamlaması şarttır. Kamu otoritesinin zaten en başta kanunla belirlenmiş olan haklarını taraflara vermesiyle boşanma işlemi neticelenmiş olur.
Şimdi en baştaki soruyu cevaplayabiliriz. Erkeğin kızgınlıkla “boş ol” demesinin hiçbir ehemmiyeti yoktur. Değil üç defa üçbin defa bile söylese boştur. Böyle bir keyfilik, böyle bir rezillik, böyle bir ilkellik olamaz. Erkek keyfi olarak “boş ol” diyecek ve boşanma tamamlanmış olacak hani kadın bu olayın neresinde? Kadın insan değil mi? Hani onun görüşü?
Birileri cahiliyye dönemindeki müşrik Arapların kadına bakışını dinleştirmiştir. O müşrik Arapların ilkel nikah anlayışını da dinlerinin bir gereği saymışlardır. İstediğin zaman boşa istediğin zaman nikahlan. Bu şehvetin tanrılaştırılmasıdır. Bu erkek-egemen anlayışın dinleştirilmesidir. Bu sapıklıktan başka bir şey değildir.
Sözün özü dini nikah ve boşanma hukuku adı altında ortaya konulan birtakım hususlar dine/Kur’ana aykırıdır. Medeni Nikah/Resmi Nikah/Devlet Nikahı dine/Kur’ana uygundur. Nikah ve boşanma hususunda bazı dincilerin/dindar geçinenlerin anlayışları batıldır, geçersizdir.
Boşanma sonrasında geri dönüş konusu ise ayrı bir konudur. Boşanmayı önleyici bir tedbir olarak Allah Hulle gibi bir konuyu ortaya koymaktadır. Buna göre boşandığın eşin başkasıyla evlenip birlikte olmadan bir daha evlenemezsin. Neden böyle? Çünkü nikah/evlilik bir oyun/oyuncak değildir. Öyle keyfi olarak boşanamazsın. Haydi bir defa boşandın geriye dönüş mümkündür, iki defa boşandın yine geriye dönüş mümkündür ama üç defa boşanırsan artık senin bu evlilik işini ciddiye almadığın ispatlanmış olur. Ve senin bir daha eşinin onuruyla gururuyla oynama hakkın yoktur. Eşin artık onuruyla gururuyla yaşama hakkını başkasıyla deneme hakkına sahiptir. Eşin senin kölen, senin tahakkümün altında olan bir kişi değildir. Tamamen boşandığın kişinin üzerinde hiçbir otoriten/yetkin yoktur. Kimle isterse onunla evlenebilir. Eğer ondan da kendi özgür iradesiyle boşanırsa işte o zaman ancak onunla evlenebilme hakkına sahip olursun. Nikah/Boşanma konusu işte böyle çok ciddi bir konudur. Keyfi davranarak insan onuruyla oynamak asla müsamahayla karşılanamaz.
Hullecilik adı altında eşini yaşlı/iktidarsız birisiyle sözde evlendirenler sonra boşatıp eşiyle tekrardan evlenenler sözde Allah’ı kandırmaya çalışanlardır. Detaylı Bilgi için: HULLE-HULLECI
Bu konuda Hanif Dostumuzun çok güzel bir çalışması var. KURANA GÖRE EVLİLİK HUKUKU
Yine aynı konuda yazmış olduğum yazı için: http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=191&PN=1&TP N=5
Not: Kur’andaki bazı emirler ÖNERİ EMİR, bazıları GELİŞTİRİLMEYE AÇIK EMİR, bazıları YÜRÜRLÜĞÜ DURDURULMUŞ EMİR, bazıları da MUTLAK EMİRdir. Her emir bir/aynı değildir.Örneğin Peygamberimizin eşlerine ait birtakım özel emirler o döneme ait, o kişilere ait emirlerdir. Yürürlükte değildir, olamaz da. Öneri Emirlere örnek hırsıza ve zinacıya verilecek cezaları belirten ayetlerdir. Geliştirilmeye açık emirlere örnek ise insan hakları(kölecilik vd.) ve kadın hakları konularındaki ayetlerdir. Sözkonusu olan şey hukuk ve cezalar ise dondurulmuş hükümler ortaya konamaz. Temel mantık/amaç çevresinde her devir her millet kendi hukuk kurallarını, suçlara verilecek cezaları belirler. Tek şart Kur’anın ortaya koymuş olduğu kriterlere/genel çerçeveye uygunluktur. Bu konuda üstteki linkteki ikinci yazımı okuyunuz. http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=191&PN=1&TP N=5
Şahsi görüşümdür, eleştiriye açıktır.
Saygılar
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
|