Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
ADANA / KOZAN GARNİZON KOMUTANI BİNBAŞI HÜSEYİN ÇOPUR’A AÇIK MEKTUBUMDUR.
İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ, 137. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI……/……/2007
Komutanım,
Mensubu olduğunuz ordu, dünyanın ilk düzenli ve en eski, en büyük ordularından biridir. Tarih, ordunuzun şan ve şeref dolu tablolarıyla dolup, taşmaktadır.
Komutanım,
Türk ordusu, şan ve şerefini Allah’tan ve O’nundini olan İslam’dan ve Peygamberi Hz. Muhammed’den alır. İşte bundan dolayıdır ki; Türk milletinin yüce İslam’ı kabulunden beri Türk Ordusunun adı Asakir-i Mansur-u Muhammedî’dir. Yani, Allah’ın yardımına mahzar olmuş Muhammed’in askerleri… Müslüman halkımız, çocuklarını askere gönderirken hala, peygamber ocağına gönderdiğini kabul eder ve öyle inanır. Yine bundan dolayıdır ki; Türk Ordusunun her neferine, Muhammed’in Türkçe telaffuzu olan “Mehmet” denir, “Mehmetçik” denir. Ve yine bundan dolayıdır ki; Türk ordusunun her savaşına Cihad, her savaşanına Gazi, canını feda etmiş her askerine “Şehit” denmiştir...
Böyle bir orduya mensup bir askerin en önemli özelliklerinden biri “Esas Duruş”tur. Esas duruş, disiplinin temelidir. Esas duruş, bir askerin eğitiminin ve olgunluğunun göstergesidir. Esas duruşunu gösteren bir asker, müteselsil olarak, komutandan peygambere, peygamberden Allah’a doğru uzanan, en ciddi ve en fedakarâne, emre amade duruşunu ibraz etmiş olmaktadır.
Komutanım,
Türk ordusunun, çağlara mührünü vurmuş en değerli komutanları, Alemlerin Rabbine karşı esas duruşunu hiç bozmamış olan komutanlarıdır. Kıyamete kadar adı unutulmayacak, Anadolu’nun fatihi Abdurrahman Seyyid Battal Gazi’den, Kosova’nın hala her ağacının yaprağının adını fısıldadığı, “İslam’ın zaferi benim şehadetime bağlı olacaksa Allah’tan şehitlik dilerim” diyerek can veren müthiş komutanı Murat Hudâvendigâr’a, ondan, Orta Çağın karanlıklarını yırtan, çağ kapatıp, çağ açan, önümde Hz. Muhammed yürüyor diyen Fatih Sultan Mehmet’e ve ondan da dünyanın kanını donduran destansı direnişiyle, son askeri şehit oluncaya kadar elinden kılıcını bırakmamış, Tuna’nın muhteşem komutanı, Plevne Gazisi Osman Paşa’ya kadar, tarihimiz içinde hiçbir Türk ordusu komutanı Allah’a karşı esas duruşunu bozmamıştır.
Komutanım,
Siz, 24 Kasım 2007 tarihinde, Adana’nın Kozan ilçesinde, Öğretmenler günü münasebetiyle davet edildiğiniz törende, öğretmenleri için yazdığı bir yazı dolayısı ile ödülü hak etmiş, 16 yaşındaki,Tevhide KÜTÜK isimli kız çocuğunu, “Allah’ın emridir” bilerek, başına bağladığı başörtüsünden dolayı ödül almasını engellemiş, misafir olduğunuz yerde sert davranmış ve İNDİRİN ONU ORADAN! diyerek tepki göstermişsiniz.
Komutanım,
Siz, Alemlerin Rabbine boyun eğdiği için, kendi halkınızın bir çocuğunu aşağılamış, kalbini kırmış ve Allah’a karşı Esas Duruşunuzu bozarak, yeryüzünün en disiplinsiz davranışını gösterip, vukuat işlemişsiniz. Üstelik, bu kız çocuğunun birkaç yıl sonra kaç “Mehmet” doğuracağını dahi hiç düşünmemişsiniz…
Komutanım,
Allah’ın da Azrail’esizin hakkınızda“İNDİR ONU!” emrini vermeden önce Esas Duruşunuzu düzeltmenizi ve özürlerinizi beyan etmenizi öneririm ki; elbet bir gün hepimizin, O’nun huzurunda “hazırol”da duracağımız gün yakındır… Arzederim…
MAZLUMDER Kocaeli Şubesi
__________________ ZÜMER-2739/27 Andolsun, biz bu Kur'an'da insanlara her türden örnekler verdik ki düşünüp öğüt alabilsinler.
Başbakan Erdoğan, ödül töreninde başörtülü olduğu için Kozan Kaymakamı ve Garnizon Komutanı tarafından kürsüden indirilen lise öğrencisi Tevhide Kütük ve ailesini arayarak üzüntülerini iletti. Başbakan, “Sakın üzülmeyin, bu haksızlıklar mutlaka bitecek” dedi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, başörtülü olduğu için Kozan Kaymakamı ve Garnizon Komutanı tarafından ödül töreninde kürsüden indirilen İmam Hatip Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tevhide Kütük'ü telefonla arayarak üzüntülerini ilettiler. Başbakan Erdoğan, "üzülmeyin" diyerek teselli ettiği Tevhide ve ailesine "Bu haksızlıklar birgün mutlaka bitecek" dedi.
İNŞALLAH BİTECEK BİRGÜN ...
__________________ ZÜMER-2739/27 Andolsun, biz bu Kur'an'da insanlara her türden örnekler verdik ki düşünüp öğüt alabilsinler.
O kızın uğradığı haksızlığın esas sorumluları, insanlar şirk zulmünün pençesinde yarı sarhoş dolaşırken sanki Allah bizi bu konuda hiç uyarmamış ve İslamın en büyük meselesi bu değilmiş gibi sürekli dikkatleri bu konudan uzaklaştırıp başörtüsü gibi konulara kilitleyenlerde olamaz mı acaba?
İki gündür içimi sıkıştırıyor o kız çocuğu. Başında beyaz başörtüsüyle
sahneye çıkıyor, indiriliyor, ailesinin yanına gidiyor, dönüyor
"amcalara" soruyor:
"Ama niye böyle oluyor?"
Amcalar, kameraların yarattığı tedirginlikle ağızlarında bir şeyler geveleyip utangaç mırıldanıyor:
"Yerine otur!"
Kız, tamamen politik bir aktivist olarak direnişine devam ediyor (bence
bu iyi bir şey!) ve kapıda başka bir amcaya ağlıyor, soruyor ve nihayet
bir cümle söylüyor:
"Allah'ın adaletine karşı çıkıyorlar hocam! Ben mi istedim bunu takmayı?!"
Ben mi istedim?
İstedim mi?
Küçük kızın 'rolü'
Bir açıdan bakarsanız olay hiç de "duygusal" değil:
Genç kız elbette orada o koşullarda başörtüsü takmaması gerektiğini,
takınca başına neler geleceğini biliyor ve ona öğretildiği gibi (bu
davranışın öğrenilmiş bir davranış olduğunun farkında değildir
muhtemelen) "başörtüsü yüzünden zulüm gören kız çocuğu" rolünü oynuyor.
Sahtekârlık yapıyor anlamında kullanmıyorum "rolü"; sadece hepimiz gibi
ona düşen rolü oynuyor. Ama başka bir açıdan...
Filler tepişirken çimenler eziliyor. Koca devlet ile koca siyasal İslam
hareketi tepişirken arada bir kız çocuğu, din gibi doğuştan getirdiğini
düşündüğü/sandığı bir özelliğini savunmaya çalışıyor. Bunu yaparken
olayın dramatik etkisinin yükselmesi için muhtemelen tek başına
bırakılıyor.
Babası neden rütbeli erkeklerle tartışmayı göze almıyor mesela?
Başörtülü 'canlı kalkan' mı?
Ama daha çok şu soru:
İslami hareketten gelen siyaset "erkekse" bu kızları bu duruma düşüren
diğer erkeklerle tartışsınlar. Memleketin her türlü meselesini çözmekte
muktedir olduklarını her gün bin kere kafamıza kakarken bu kızları
neden İslami hareketin canlı kalkanları gibi ortaya sürüyorlar?
Başörtülü genç kızlar, çocuklar İslami hareketin canlı kalkanı mı
hakikaten yoksa?
Devlet tarafındakiler de "erkekse" bu çocuklara bu başörtüsünü taktıran
abileriyle, amcalarıyla kafa kafaya gelsinler. Bu hareketi yaratan
tarikatlara, siyasi oluşumlara ve en önemlisi imam hatip liselerine
baksınlar. Mümkün müdür acaba:
Başörtüsü serbest bırakılsın ama imam hatipler kademeli olarak azaltılsın!
Hangi siyasi hareket bunu göze alabilir? ( Ece Temelkuran)
__________________ "Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Katılma Tarihi: 16 haziran 2006 Gönderilenler: 751
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selam
başörtüsü sorunu değil bu,
çocuğu başörtülü oraya çıkartanları sorgulayabilirsin
çocuğu başörtülü diye indirenleride tartışabilirsin
hiç önemli değil
fakat
başarılı bir çocuğun
emeğini
başındaki örtüye harcayanlar
(hem ailesi, hem müdahilleri)
Allah'ın
gazabını çekecek müsriflik yapıyorlar
o yazıyı yazacak kabiliyeti onlar vermedi, onlar almıyorlar
ama o çocuğu ruhen diri diri gömüyorlar
yazık...
mealen şöyle bir ayet hatırlıyorum
o kız çocuğu sorduğunda....
Bu ikiyüzlülüğü ne zaman bitircek, biz müslümanız diyenler? Gerçekten merak ediyorum. Onurlu davranış bu mudur?
Hem devlete sabah akşam küfret, darul narb ffalan de, Kafir bir rejim de, Atatürkü deccal ilan et, sonra da git bu devletten maaş al, bankasına para yatır, verdiği ödülleri almak için sıraya gir. Oh ne ala.
Sünnilere göre şu anda kafir bir devlette yaşamıyor muyuz kardeşim? Sünniliğin ön gördüğü şey şu anki Taliban rejimi değil mi? E, o halde bu ikiyüzlülük niye?
Onurlu davranış bu mudur gerçekten? Bu takiyye zihniyeti nereye kadar sürecek? Kendinizi daha ne kadar rezil edeceksiniz? Madem bu devlete düşmansınız, verdiğin ödülü almıyorum ben diyerek niye ortaya çıkmıyorsunuz? Bizi ikiyüzlülükle suçlayanlar buna ne diyecek acaba?
Vesselam.
NOT: Yukarıdaki yazım tamamen sünni anlayışın çelişkileriyle ilgilidir. Tabiki bir kız ben böyle inanıyorum ve böşımı örtüyorum diyorsa laik bir devlette kimse buna karışamaz. Laik devlet açığa da kapalıya da ayın uzaklıkta ve eşit mesafed olamlıdır. İnancından dolayı kemsi zorlanamaz, horlanamaz. Tıpkı Kuranın dediği gibi.
Katılma Tarihi: 30 haziran 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 484
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selamlar
rehber rumuzlu dostumuzun fikirlerine katılmakla beraber belirtmek isterim ki, Halen daha başörtüsünü dinselleştirip bunu bir FARZ mahiyetinde gören, bunu dayatan, bunun üzerinden insanların ZİHİNLERİNİ ÖRTEN kişi ve topluluklar bu duygu sömürüsünü her zaman kullanacaktır.
Bu işin tabiatında var bu.
Rabbimizin Yarattığı Adem, günümüzle alakası olmayan bir prototiptir. Adem kendisine verilen bilgi ile hareket eden, dünyevileşmediği bir dönemde geçiren bir varlık olarak düşünülmelidlir.
Adem = Yaratılış miladıdır, ardından gelen jenerasyon, kesin suretle günümüz insanlarının potansiyeline yakındır. Yani Adem bir manada 9.nesil(homosapiens üstü) bir aşamadadır. İşte Adem OĞULLARININ, RAHMAN da bahsedilen ilahi bilgi noktasına ulaşmasının mümkünlüğü algılarını ve düşüncelerini doğru odaklara sabitlemesi ile mümkün...
Bence bunun en önemli adımıda SALAT tır. Rabbimizin bu muhteşem ilahi organizasyonundaki ADEMlik sabitine yönelişin anahtarı, Gerçek anlamdaki SALATtan geçer!
Öte taraftan, ZİHNİ ÖRTÜSÜZ olmak, ve sabitlik(Atalar öğretileri) ten feragat ederek, tevhid anlayışı doğrultusunda olmak!
rehber02,eren erdem kardeşlerim bi konuda katılmıyorum.Başörtüsü Allahın emridir yada değildir sonuç olarak oraya çıkan kız inancından dolayı engellenıyor.Ayrıca nice bacılarımız var Boğaziçi,Odtü,marmara v.s üniversite kapılarından dönuyorlar sadece inançları gereği.Belki böyle bi olaya yakınen tanık olmadıgınız için basit ve alalade gelebılır.
Şuanda ülkemizde gerçekten sahih müslüman bacılarımızın dıger ınsanlardan şeklende olsa bir farkları olmalı diye düşünüyorum.
__________________ ZÜMER-2739/27 Andolsun, biz bu Kur'an'da insanlara her türden örnekler verdik ki düşünüp öğüt alabilsinler.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma