Yazanlarda |
|
aliaksoy Uzman Uye
Katılma Tarihi: 05 subat 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 989
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
muhliskul Yazdı:
Sayin Ali Aksoy, ...
Namaz ile ilgil olarak bir cok yaniltma taktiklerine girmek yerine ...
|
|
|
Selam Muhliskul kardeşim;
Bu uslubunuzu değiştirmediğiniz müddetçe sizinle bu hususta konuşabileceğim herhangi bir şeyin kalmadığını düşünüyorum.
Saygılarımla...
__________________ "(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
|
Yukarı dön |
|
|
muhliskul Ayrıldı
Katılma Tarihi: 26 nisan 2007 Yer: Australia Gönderilenler: 854
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Merhaba,
Ifademin sahsinizi hedeflemedigi belli iken bunu ustunuze aliniyorsunuz.
Buna ragmen beni muhatap almak istemeyisinize saygi duyuyor ve yazdiklarimi bundan boyle size yoneltmiyorum.
|
Yukarı dön |
|
|
aliaksoy Uzman Uye
Katılma Tarihi: 05 subat 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 989
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Muhliskul kardeşim;
Siz öyle diyorsanız, öyledir. Niyetiniz hakkında -size rağmen- hüküm vermekten Allah'a sığınırım.
En güzel akıbet; daima hayra ve barışa yönelenlerindir.
Lakin sizden ricam odur ki, siz gelin, diğer herkes için de bu üslubu terkedin. Olur ki, zannınızda hata etmiş, günaha girmişsinizdir.
Muhabbetlerimle...
__________________ "(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
|
Yukarı dön |
|
|
muhliskul Ayrıldı
Katılma Tarihi: 26 nisan 2007 Yer: Australia Gönderilenler: 854
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Merhaba,
Yunus 87 de gecen kible karsilikli anlamina gelebilecegi gibi, bulusma,kabul mekani ve benzeri anlamlari da icermektedir.Zira Firavun'dan kacma hazirligi icindeki kavmi, terkedecekleri yere nicin evler insa etmeliydiler?
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Söylediklerim belikli anlaşılmıyor, anlanmak istenmiyor da olabilir.
Ben diyorum ki, gelin kavramlar üzerine teati edeceğimize, önce değerli, en değerli kabul ettiklerimizin bizim için neyi ifade ettiği üzerinde kafa yoralım.Niye kavramlar üzerinde teati etmek istemiyorsunuz? Kavramların yerlerinden kaydırılmış olduğunu görmekten mi,korkuyorsunuz?
Allah, Kur’an ve Resul tasavvurlarımız nedir? Önce bunları ortaya koyalım, sonrada kavramlar üzerinde konuşalım.Tüm inananların Allah tasavvuru aynıdır.Çünkü,tüm inanırlar,bu konuda ortak bir fıtrat üzere yaratılmıştır. Görülüyor ki parçacı mantıkla, cımbızlama yöntemiyle bir yere varılamıyor, bir sonuç çıkarılmıyor.Sizde aynı yolu deneyin.Örneğin:Bir önceki iletide,aliaksoy,sizlere,bir parça soru sordu.Dedi ki:"Namazda kabeye yönelin diye bir emir,Kur"an"da varmıdır". Siz de ona,aynı parçacı mantıkla cevap verseniz ya.
Bu durum yozlaştırıcıların ve yobazların (şeytanın) ekmeğine yağ sürüyor. Niyeti üzüm yemek mi yoksa bağcıyı dövmek mi pek anlaşılamıyor.Ne yapalım yanı.Namazın faydalarını,abdestin hikmetlerini mi tartışacağız buralarda.İsterseniz,bu konuda da bir başlık açar,tartışmak isteyenlerle tartışırsınız.
Söz konusu salat ve içindeki namaz ilk resulden günümüze kadar var ola gelmiştir. Yahudiler de namaz kılıyor, Olabilir.Ama biz yahudiliği kabul etmiyoruz.http://www.hanifdostlar.net/forum_posts.asp?TID=1385&PN= 4&TPN=1
Hıristiyanlar da namaz kılıyor, Biz hiristiyanlığı da kabul etmiyoruz. http://www.tumgazeteler.com/?a=1081580
Müslümanlar da namaz kılıyor.Tüm müslümanlar kılmıyor.Sünni müslümanlar kılıyor.Biz,sünni müslümanlığı da kabul etmiyoruz.
Bu namazların kılınışları farklı farklı, hatta bildiğiniz üzere her mezhebin namazı bile farklı. Bu farklılıklar namazın niteliğine engel teşkil etmez. Çünkü namazda asıl olan tazim etmek takdis etmektir, yani her ibadeti olduğu gibi namazı da yalnız Allah’a özgülemektir aslolan.Bu namaz kılanların sorunu.Bizim böyle bir sorunumuz yok.Ayrica:Ben,Allah"tan başkası adına namaz kılan görmedim,duymadım.
Allah şekle değil içselliğe önem verir.Valla bizim gözlerimiz,sizler gibi insanların içini görecek kadar keskin değil. Yaptığımız her işin/amelin kof bir eylem olmaması gerekir, içeriğini iyi doldurmalıyız. Ne yaptığımızın fazla önemi yok, niçin yaptığımızın önemi vardır.Bana göre,ne yaptığımızın da çok önemi vardır.Eğer yaptığınız işin,kendinizden başka hiç kimseye bir faydası yoksa,işte o,sizinde belirttiğiniz gibi kof bir ameldir.Biz şekilsel namazın,böyle kof bir ibader veya amel olduğuna inanıyoruz.
Yukarıda da değindiğim gibi, değer yargılarımızın tasavvurunu yapmadan ve bu konuda konsensüs oluşturmadan,Hiç boşuna hokus pokus yapmaya çalışmayın.Biz,sadece Allah"tan bize indirilene uyarız,ondan başka velilere uymayız.Atalar dini ile ilgili,hiç bir konsessüse yaklaşmayız. hemen üstteki açıklamalarımın da karşısı için pek bir şey ifade edeceğini sanmıyorum.Bu doğru. Çünkü onların anlattıkları benim onarla anlattıklarımla aynı (ilgiyi görecek) konumdadır.Bu da doğru.Çünkü,insanların çoğu,Ancak Allah"a ortaklar koşarak inanır.
Selam ile.
Ne diyeyim Allah doğruyu yalnız doğruyu arayanlara yardım etsin.
|
Yukarı dön |
|
|
muhliskul Ayrıldı
Katılma Tarihi: 26 nisan 2007 Yer: Australia Gönderilenler: 854
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Merhaba,
Tarihi inkar edip,Kurani bir bilmece kitabina donusturen mantikla bakara suresindeki kible cikmaza girer. Kible, Bakara'da birbiri pesi sira gecen ayetlerin kimin de sozluk kiminde ise istilahi bir anlam icermektedir. Burda hic bir sorun yokken tarih inkari sonucu isler karismaktadir. Bu bakis acisi Kuran'i anlamsizlastirmanin disinda hic bir ise yaramaz. Kuran'in hic bir ayeti Tarih inkarina arka cikmamis hatta tersine surekli referans olarak kullanmistir.Hem de bu O gunun ilkel sartlarindaki oral aktarim icin bile boyle olmustur. Kuran sadece asilsiz iddialari reddetmistir. Kuran'da defalarca Kitab ehlinin sahih bilgileri dahi kaynak gosterilir. Elestirilen dogruyu bilmelerine ragmen geregince davranmamalaridir. O halde top yekun bir tarih inkarinin asil amaci nedir? Ibrahimim arkadasin ifadesindeki soruyu bende soruyorum amac uzum yemek mi yoksa bagciyi dovmek mi?
Selamlar
|
Yukarı dön |
|
|
muvahhit Ayrıldı
Katılma Tarihi: 24 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 669
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selam...
Muhliskul'un tespitlerine bende imza atıyor ve başımdan geçen bir olayı anlatıyorum..halusunasyon psikolog falan demeyin bozulurum ha:}
16 yada 17 yaşlarındayım..tüm bilgiyi kurandan almıştım..birde ömer nasuhinin kuran tefsirini okumuştum..ancak kuran sanki sadece benim için yazılmıştı..kimi yerde seviniyor kimi yerde ağlıyor kimi yerde utanıyordum.. Allaha karşı içimde derin bir saygı oluşmuştu..namaz kılmayı geleneksel manada uyguluyordum..günlerden bir gün gündüz vakti..ya öğle yada ikindi.. 10 yaşlarındaki biraderimle namaz kılıyoruz..ruku durumunda iken gözüme bir şey ilişti..baktım önümüzden değil tam karşı ve sağ tarafımızdan bir ışık havada süzülüyor..ışık beyazdan daha beyaz ve bir tüy misali boşlukta ilerliyordu..ışık iyice yaklaştı gözlerimle onu iyice takip ettim..artık sağ tarafa döndüğünde namaz bozulur düşüncesi ile daha fazla başımı döndüremedim..ve namaza devam ettim.. kafama takılmıştı bir kere acaba o gelen neydi..bir hayalmi..biraderimde birşey söylememişti..demek ki bir hayal..aradan bir kaç gün geçti..biraderime öylesine sormak geldi..
biz namaz kılarken hiç farklı birşey oldu mu..sen herhangi bir şey gördün mü..biraderim anlatmaya başladı..abi geçenlerde yine senle namaz kılarken karşıdan bir ışık belirdi yavaş yavaş geldi..sonra sağımıza döndü..ben bu nereye gidiyor nedir diye korktum namazı bıraktım..ışık sağa döndükçe bende onunla beraber döndüm..sonunda ışık ikimizin ortasına geldi ve senin vucudunun sağ tarafına girerek kayboldu..daha sonra bende kaldığım yerden devam ettim... şimdi güzel arkadaşlarım madem namaz şekli ve içsel bir ibadet değil öyleyse bu nedir..aslında sizler şekli değil derken bile onun benim anladığım manada secdesiz rukusuz olmasına karşı yinede bir hal üzere yapıldığını kabul etmektesiniz..her hal şekli değilmidir...ölü dahi bir şekil üzere yatar. selametle
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Ancak, benim şu yazdıklarımda da açık / zayıf olan bir yön var. O da şudur:
Eğer tevatür, atalarımızdan görüp duyduğumuz şey ise, Kuran'da yer alan bir kelimenin hangi anlama geldiğinin delili tevatür yani atalarımın bir kelimeye verdiği anlamladan başka ne ile anlaşılabilir?
Yani mesela, salatın bir anlamının dua olduğunu söyleyenler bunu ancak tevatüre, atalarından aldıkları sözlüklere bakarak söyleyebilirler. Böyle olunca, tevatürün bir kısmı dahi olsa delil kılınmış olur. Şu halde, tevatürün tümü kullanılamaz diyemeyiz. Ya değilse, Kuran'ın hiç bir lafzını anlamamız mümkün olmaz. Allah da, imkansızı teklif etmeyeceğine göre, tevatürü MUTLAK ANLAMDA inkar eden, Kuran'ın bu çağda yaşayan herkes için bağlayıcı olduğunu da inkar etmiş olur.
İşte böyle... Allah bizi dosdoğru yoluna eriştirsin.
Muhabbetlerimle...
Sevgili Ali.Ben,tevatürün tümü de kullanılmamalıdır diyorum.Başka bir ifade ile,ben tevatürü mutlak anlamda reddediyorum.Senin tevatür diye tanımladığın şey,tevatür değil,Sünnetullah"tır.
Yani kullandığımız kelimelerin bize intikali,atalarımızın bilinçli,bir iradesi veya dikkati sonucu bize intikal etmemiştir.Bu olay,insanın ve insanlığın iradesini aşan bir durumdur.Tıpkı,yağmurun yağması,güneşin doğması gibi.Güneşin doğmasında atalarımızın bir dahli varsa,kullandığımız kelimelerin bize intikalinde de dahli vardır.
Şöyle ki:Hiç bir toplum veya hiç bir ebeveyn,kullandığı kelimeleri çocuklarından kaçıramaz.Çünkü,ebeveynler,birbirlerine meram anlatabilmek için,birbirleriyle konuşurlar,konuşmak zorundadırlar.Bu durum,toplum veya aile olabilmenin,diğer bir ifade ile,yaşayabilmenin olmazsa,olmazlarındandır.
Hal böyle olunca:Bir toplum,konuştuğu dili,ister istemez,çocuklarına aktarır,aktarmak zorunda kalır.Ve böylece,bir toplumun kullandığı kelimeler,kuşaktan kuşağa intikal ederek,yüzlerce,binlerce yıl yaşarlar.
Ancak,bazı kelimelerin,çok önemli bir handikabı da vardır.Bazı kelimeler,zaman içinde erozyana uğrayabilirler.Örneğin,anlam kaymasına,anlam değişikliğine veya unutulmak gibi tehlikelerle karşı karşıya kalırlar.
Bundan dolayı,Kur"an" her şeyi,dört ayri kelime ile vurgulamaktadır.Ki,zaman içinde,kelimelerden birinde,bir anlam kayması veya bir anlam değişikliği söz konusu olursa,o kelimenin benzerlerinden hareketle,o kelimenin anlamı korunsun.
Allah sözün en güzelini birbiriyle benzer,mesani bir kitap halinde indirdi...39/23
Bu verdiğim ayet,Kur"an"kelimelerinin tabi olduğu, sözünü ettiğim kurama dikkat çekmektedir.
Örneğin:Tahhir.Tayyib.Muhsin.Maruf.
Bu kelimeler,birbirinin benzeri,iki çift kelimelerdir.Kelimeler eş anlamlı olup,aralarında küçük nüanslar vardır.Kelimeler,iyi,güzel,hoş,temiz gibi anlamları olan sıfatlardır.Bu kelimeler,canlı cansız,maddi manevi tüm varlıklar için kullanılmaktadır.Ve Kur"an"da,bu anlama gelen,beşinci bir kelime,asla yoktur.
Ve Allah kelimesinden başka,Kur"an"daki tüm kelimeler,bu tür,bir özellik taşımaktadır.Bundan dolayıdır ki,ayet,"Allah"ın kelimelerini hiç kimse değiştiremez.Allah onları sağlamlaştırmış ve güzelce açıklamıştır" demektedir.
Bu konuyla ilgili,çok uzun olmayan bir makalem vardır.Bakmanı rica ediyorum.www.yeniyorumlar.org "Kur"an"kelimelerinin bilinmeyen ilginç kuramı"başlıklı bölüm.
Yani,gerek bizim,gerekse arapça konuşan toplumların,gerekse diğer toplumların dilleri,bizlere,atalarımız sayesinde,ne intikal ettirildi,ne de öğretildi.Allah"ın takdiri veya Kurduğu sistem sayesinde,intikal etti,öğretildi.Bundan dolayı da,atalarımıza,zerre kadar minnet duymamıza,hiç gerek yoktur.
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Merhaba,
Tarihi inkar edip,Kurani bir bilmece kitabina donusturen mantikla bakara suresindeki kible cikmaza girer. Kible, Bakara'da birbiri pesi sira gecen ayetlerin kimin de sozluk kiminde ise istilahi bir anlam icermektedir. Burda hic bir sorun yokken tarih inkari sonucu isler karismaktadir.Tamam söz.Tarih"te dahil,vereceğin bütün delillerini kabul edecek ve ciddiye alacağım.Diyelim ki,kıbleden maksat,sizin anladığınız şeydir ve Kıble,Mescidi Haramdır.Peki,Mescidi Haramın,Mekkedeki Mescid olduğuna dair,tarihsel veya Kur"an"ı delilin,delilleriniz nedir? Yüreğiniz,toplama da olsa,bilginiz varsa,koyun ortaya tartışalım.Her türlü rivayet,hadis,tarihsel veri,her ne deliliniz varsa,hepsini delil olarak sunabilirsiniz. Bu bakis acisi Kuran'i anlamsizlastirmanin disinda hic bir ise yaramaz. Kuran'in hic bir ayeti Tarih inkarina arka cikmamis hatta tersine surekli referans olarak kullanmistir.Bir örnek veya bir ayet verirmisiniz? Bana göre,tarih olmuş olayları,ayrıntılı bir şekilde tartışmak,araştırmak veya sormak,bilinmeyene taş atmaktır.Yani boş ve faydasız bir iştir.Aşağıdaki ayetin vurguladığı gibi.
(Kimileri): "Üçtür. Dördüncüleri köpekleridir." diyecekler; (kimileri de): "Beştir, altıncıları köpekleridir." diyecekler. Her ikisi de gaybi taşlama=bilinmeyen şey hakkında tahmin yürütmektir. (Bir kısmı da): "Yedidir, sekizincileri köpekleridir." diyecekler. De ki: "Onların sayılarını Rabbim daha iyi bilir; onları insanlardan ancak pek azı bilir." Artık bunlar hakkında bildirilenin dışında bir tartışmaya girişme ve bunlar hakkında hiç kimseye birşey sorma! 18/22 H.Yazir çev.
Hem de bu O gunun ilkel sartlarindaki oral aktarim icin bile boyle olmustur. Kuran sadece asilsiz iddialari reddetmistir. Kuran'da defalarca Kitab ehlinin sahih bilgileri dahi kaynak gosterilir. Elestirilen dogruyu bilmelerine ragmen geregince davranmamalaridir. O halde top yekun bir tarih inkarinin asil amaci nedir? Ibrahimim arkadasin ifadesindeki soruyu bende soruyorum amac uzum yemek mi yoksa bagciyi dovmek mi?
Benim amacım.Hem üzüm yemektir.Hemde zalim,siyonist bağcıları dövmektir.Çünkü,İslam dünyasının,bütün dikkatlerini,bildiğimiz beş islam şartına ve bilhassa,5 vakit namaza yoğunlaştırarak,uyutp,uyuşturmuşlardır.Yaşamın,tüm safhalarını kuşatan bir ibadetler bütünü olan selat ve zekatı şekilleştirip,müslümanları,hayattan,Kur"an"ı okuyup,anlamaktan, gerek kendi içlerinde ve gerekse kendi dışlarında tefekkür etmekten alıkoymuşlar ve böylece,kuru kalabalıklara dönüştürmüşlerdir.Ve bu durum,bugünde aynen devam etmektedir.
Selam ile.
Selam ile.
|
Yukarı dön |
|
|
muvahhit Ayrıldı
Katılma Tarihi: 24 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 669
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selam..
gerçekbilgi yazdı:
Selam kardeşler..
Önceki yazımda,2/142-143� de geçen �kıble�nin namazla bir ilişkisinin olmadığını söylemeye çalıştım.
�Kıble�nin
asıl anlamı:üzerinde bulunulan hal,yol,istikamettir.Kıble daha sonra
Mekke�deki meşhur yapıya özel isim olmuştur.Kuran işte bu Kıbleden hiç
söz etmemektedir.
İlgili
ayetlerde bir kıbleden başka bir kıbleye,yani bir hal üzere olmaktan
başka bir hal üzere olmaya,bir yol üzere bulunmaktan başka bir yol
üzere üzerinde bulunmaya dönüşü anlatmaktadır diğer bir ifade ile
kısaca,şirk üzere olmayı terk edip İslam üzere olmayı benimsemektir
yani müminlerin,atalarının üzerinde bulunduğu şirk dinini (kıblelerini)
terk edip Allah resülunun üzerinde bulunduğu dine (kıbleye) dönüşü ve
Medine�ye hicreti ve Medine�deki Ehl-i kitap ve munafıkların onları
nasıl karşılayacaklarını anlattığı gibi,zımnen DE ehl-i kitabın ve
munafıkların başlarına çok geçmeden neler geleceğini;yani evlerinden
bağ ve bahçelerinden sürülüp yerlerine alay ettikleri bu şerefli
mumimlerin yerleşeceğini de ima ile anlatmaktadır.
şimdi yukardaki anlatım çerçevesinde aşağıdaki ayetleri nasıl yazmak gerekir..
142. Insanlar içinden bazi beyinsizler: "Onlari, yönelmekte olduklari hal,yol,istikametten ne çevirdi?" diyecekler. De ki: "Dogu da Allah'in, bati da. O, diledigini dosdogru yola kilavuzlar."
144. Biz senin, yüzünün habire göge dogru çevrildigini elbette görüyoruz. Hoslanacagin hal,yol,istikamete seni elbette döndürecegiz. Artik yüzünü hal,yol,istikamete çevir. yönüne çevir. Nerede olsaniz yüzünüzü hal,yol,istikamet yönüne döndürün. Kendilerine kitap verilenler, onun, Rablerinden bir gerçek oldugunu çok iyi bilirler. Allah onlarin yapip ettiklerinden habersiz degildir.
şimdi gerçekbilgi kardeşimde aslında kıbleyi açıklarken istikamet demiş..istikamet yön ve hedef belirtir genelde dilimizde somut olarak açıklanır..dikkatimi çeken aslında anlam bozukluğundan ziyade bu çevirinin kuranın ruhuna uymamasıdır..Sen onları kurtaramazsın..din yalnız Allahındır...yada eğer benim vahyimden biraz olsa sapıp onlara meyletseydin şah damarını koparırdık gibi..burada Hz Muhammed sadece bir elçidir..elçi mesajın içeriğini uygulamak örnek olmak uyarmak iç dış etkenlere rağmen hiçbir değişime uğratmadan gelen vahyi ve emri olduğu gibi aktarmak zorundadır..yukardaki ayette kıbleyi hal,yol,istikamet olarak çevirdiğimizde ortaya şu çıkmaktadır..peygamber gelen vahiyler sonucu hayatında olan değişim ve aldığı dinin bir yada birkaç emrinden memnun değildir..o zamana kadar gelen vahiyleri ve emirleri kabul etmesine rağmen bu düzgünlüğe ve nizama rağmen peygamber bundan rahatsızdır..ve hep tevhid olarak gelen din birden bire halini yolunu istikametini değiştirmiştir..Allahın tavır ve tarzında değişim bulamazsın denirken..helede tevhidin açıklanmasında her nasılsa hal ve yol tarz değiştiriliyor..bu açılım(İlgili
ayetlerde bir kıbleden başka bir kıbleye,yani bir hal üzere olmaktan
başka bir hal üzere olmaya,bir yol üzere bulunmaktan başka bir yol
üzere üzerinde bulunmaya dönüşü anlatmaktadır}kuranın ruhuna uymuyor.. burada gerçekbiligi kardeşim içsel olarak bir dönüşümden bahsederek açıklamaya çalışmış..içsel olarak peygamberde yol yada yönün değiştirilmesi diye bir şey söz konusu olamaz..ancak ayeti, mekansal olarak kıble..eşittir kabe diye anladığımızda Allahın yol ve tarzında ve peygambere öğrettiği çizgide herhangi bir değişiklik ve sapma olmaz..kabeye dönün emri ile içsel olarak yolunuzu yönünüzü değiştirin demek uzayın iki ucu arasındaki fark demektir..ayrıca daha sonra Yüce Allah ayetin devamında''De ki: "Dogu da Allah'in, bati da.''diyerek değişenin içsel dönüş değil şekilsel,somut elle tutulur gözle görünür bir dönüş olduğunu netleştirmiştir.. sağlıcakla
|
Yukarı dön |
|
|
|
|