Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
aliaksoy Yazdı:
Peki ya secde kelimesi başka bir anlama geliyordu da, sonradan birileri buna bu gün sizin anladığınız anlamı yüklemeyi adet edinmişler ise ?
Üstelik biliyorsunuz, Kuran'da pek çok kelime birden fazla anlamı ile birlikte kullanılıyor. Siz, bir kelimenin hangi ayette hangi manaya geldiğini anlamada, öncelikli olarak ayetin kapsamı, seçilen anlamın Kuran'ın bütününe uygunluğuna mı bakarsınız, yoksa Atalarınızdan görüp bellediğiniz hazır anlamına mı? Keza, görüyoruz ki, gerek atalarımız gerek se çağdaşlarımız bazı kelimelere, ya ayetin kapsamına yahut Kuran'ın bütününe uygun düşmeyecek anlamlar yüklemişler. Hatta, siz bilgili kardeşlerimizn uyarıları ile bizler bu hususları anlayabilir olduk.
Örneğin, sayın Hakkı Yılmaz, salavat kelimesinin "Peygambere salavat getirme" olarak bildiğimiz anlamının neden böyle anlaşılmaması gerektiğini pek güzel izah etti. Siz, bu hususta Kuran'ı delil edinerek tevatürü terkettiniz.
Şu halde, biz bilgilenmek isteyenlere, secdenin neden yere kapanmak, rükunun da neden eğilmek olarak anlaşılması gerektiği, diğer bir deyişle bu anlamlarında tevatüre uyulması gerektiği hususunda Kuran'dan delil getirmelisiniz. Misalen, kendisine Kuran okunduğunu duyan bir kimse, nasıl secdeye kapanacaktır ? Biz bunu bu gün neden tevatürdeki anlamı ile uygulamıyoruz ? |
|
|
Kelimelerin anlamları soyuttur, yapılan pratikler işler/ameller o soyut olan mananın neyle eşleştiği, hangisiyle karşılık bulduğu, neye tekâmül ettiğiyle alakalıdır.
Ör: siz kalktınız birisinin bir isteğini yerine getirdiniz, bir iş/amel ortaya koydunuz. Bu yapılan işin “kötülük” mü “iyilik” mi olduğunu, bu iki soyut kelimenin hangisine karşılık geldiğini nasıl tespit edersiniz?.
Yapılan işin ne olduğuyla alakalıdır. İsteyen sizden şarap istemişse bu kötülük, su istemişse buda iyiliktir. Yapılan işin kendisi bizzat iyi yada kötü olmaz, onu iyi yapan yada kötü yapan şey, doğurduğu sonuçlardır. Oysaki isteyen sadece istediğini içecek, içme fiili kötü yada iyi denemez.
Şimdi secde kelimesi soyuttur. Yapılan fiiller onu karşılıyorsa, onunla eşleşiyorsa yapılan şey secdedir.
Secdenin ve rükunun kelime anlamı: tam bir saygı göstermek, teslimiyet, itaat etmek, boyun eğmek vb.. demektir.
7/Araf/143 “…ve harra musa saıka…” “…Ve Musa baygın vaziyette yere kapandı…”
38/Sad/24 “…harra rakiav ve enab.” “… rüku ederek yerlere kapandı ve (Allah'a) yöneldi.”
17/İsra/107 “…yehırrune lil ezkani sücceda.” “…çeneleri üstü secdelere kapanıyorlar."
17/İsra/109 “Ve yehırrune lil ezkani yebkune ve yezıdühüm huşua.”
“Ağlayarak çeneleri üstüne kapanırlar ve Kur'ân onların derin saygısını artırır.”
Hz Musa bayılınca yere eğilip düşüyor, Hz Davut ise ibadet tazim için Rabbine istiğfar edip eğiliyor.
3/Ali-İmran/43 "Ey Meryem, Rabbine divan dur, secde et ve (O'nun huzurunda) eğilenlerle beraber eğil!"
3/Ali-İmran/113 Ama hepsi bir değildir. Kitap ehli içinde, gece saatlerinde ayakta durup Allah’ın ayetlerini okuyarak secdeye kapanan bir topluluk da vardır.
17/İsra/107 De ki: "İster inanın ona, ister inanmayın. O, kendilerine daha önce ilim verilmiş olanlara okunduğunda, onlar, çeneleri üstü secdelere kapanıyorlar."
25/Furkan/64 Geceleri, Rableri huzurunda secde ederek, ayakta durarak geçirirler.
27/Neml/23 "Ben onlara hükümdarlık eden bir kadın buldum, kendisine her şey verilmiş ve büyük bir tahtı var."
32/Secde/15,16 Bizim ayetlerimize o kimseler inanırlar ki onlar, kendilerine öğüt verildiği zaman derhal secdeye kapanırlar; Rablerini överek tespih ederler, büyüklük taslamazlar. Yanları yataklardan uzaklaşır; korku ve ümitle Rablerine dua ederler. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan da dağıtırlar.
76/İnsan/26 Gecenin bir kısmında da O'na secde et. Ve geceleyin O'nu uzunca tespih et.
Aslında kelimelerin anlamları çok manaya gelmez, yapılanlar, olaylar, ifadeler, isimler ve sıfatlar o kelimenin anlam alanıyla örtüşür ve bu manayı kendine isim yapar.
Söz gelimi siz babanıza nasıl saygı duyarsınız? Sizden şunu duyuyorum bu tür şeyler kültüre göre değişe bilir...
Evet, birileri babasının yanında bacak bacak üzerine atıp oturmaz, bunu saygı olarak görür. Birileri de babasının yanında uzanıp yatmaz, bunu saygının bir ifadesi olarak görür.
Oysa saygıyla ne alakası var oturmanın uzanmanın, her ikisi de fıtri bir olaydır. İşte ben yaşanan kültüre göre saygı neye karşılık geliyorsa (meşru olmak kaydıyla) o yapılmalıdır derim.
2/Bakara/200 Hac ibadetlerinizi bitirince atalarınızı andığınız gibi hatta, daha kuvvetli bir anışla Allah’ı anın. İnsanlardan kimi "Rabbimiz bize dünyada ver!" der; onun ahrette bir payı yoktur.
Şimdi secdenin ve rükunun kelime anlamı: tam bir saygı göstermek, teslimiyet, itaat etmek, boyun eğmek ise…. O ilk muhatap toplumda yapılan hangi fiillerin buna karşılık geldiğine bakmadan Kuran’ın itabını nasıl anlayacağız? Kelimelerin soyut anlamlarına takılıp kalıyoruz, bu soyut anlamın bir somuta işaret etme yönünün de bulunduğunu unutmamak gerekir.
Eğer söylediklerimizin aksiyse!!!! Bugün de mevcut olan güneşe tapanlar, güneşe secdelerini nasıl yapıyorlar???? Oysa ayetlerde…
27/Neml/24,25 "Onun ve kavminin, Allah’ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Şeytân onlara işlerini süsleyip onları doğru yoldan çevirmiş, bu yüzden yola gelmiyorlar."
"Göklerde ve yerde gizleneni açığa çıkaran ve gizlediklerini ve açığa vurduklarını bilen Allah'a secde etmeleri gerekmez mi?"
41/Fussilet/37 Gece, gündüz, güneş ve ay O'nun ayetlerindendir. Eğer Allah'a tapıyorsanız, güneşe ve aya secde etmeyin; onları yaratan Allah'a secde edin.
__________________ Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
|