HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an'da İnanç Konuları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an'da İnanç Konuları
Konu Konu: KURAN’DA SALAT NAMAZ MIDIR??? Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

Selam Bembeyaz;

Kaynağa devam...

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

135. Yahudiler müslümanlara, "Yahudi olun ki kurtuluşa eresiniz"; turisti -yanlar da "Hıristiyan olun ki kurtuluşa eresiniz" diyorlardı. Yüce Allah, resulüne bu teklif ve telkinlere karşı şu cevabı vermelerini emretti: "Ne Yahudiliğe ne Hı-ristilânkğa uyarız; ne de başka bir dini kabul ederiz. Biz, yalnızca Hanîf olan İb­rahim'in dinine, onun dininden olanlara uymuşuzdur" [430] Müşrik Araplar, kendilerinin Hz. İbrahim'in yolundan gittiklerini, kendi bâtıl itikadlannın da İbrahim'in dininin bir devamı olduğunu ileri sürdükleri için âyetin bu kısmını istismar ederek, "Muhammed İbrahim'in dinine uyduklarını söylüyor, biz de onun yekûnda düşünebilirlerdi. İste âyette yakandaki ifadenin hemen ardından, "O müşriklerden değildi" buyurulmak ve zımnen "Halbuki siz müşriksiniz" hatırlatması yapılmak suretiyle özellikle müşrik Araplar'in ileri süreceği böyle bir iddianın önü kesilmiş bulunmaktadır. [431]

Hanîf kelimesinin anlamı ve menşei konusunda gerek eski müslüman âlim­ler gerekse yerli ve yabancı çağdaş yazarlarca birbirinden farklı görüşler ileri sü­rülmüştür. [432] Müslüman âlimlerin çoğu kelimenin, "meyletmek, yönelmek" anlamına gelen Arapça "hnf' kökünden türetildiğini savunarak, "sapkınlıktan doğru yola, başka bir dinden îslâm'a yöne­len" anlamına geldiğini belirtirler. [433] Taberî hanîf kelimesini çok genel bir ifadeyle, "her şeyin doğru olanı" şeklinde açık­ladıktan sonra terimin çeşitli âlinılerce yapılmış değişik tanımlarını şuralar ve so­nunda, "İbrahim'in dinine uyarak doğru yoldan giden, din konusunda onu kendi­ne rehber edinen" anlamına geldiğini ifade eder. [434] Câhiliye devrinde sünnet olduktan sonra Kabe'yi tavaf edene hanîf denmekteydi. Çünkü onlar, Hz. İbrahim'in dininden sadece sünnet olmayı ve Kabe'yi tavaf etmeyi yaşatıyorlardı.

xxxx

Pardon ? Namaz nerede ? Hani namaz zaten bilinmekte idi de onun için tarif edilmemişti...

Bu adamları Allah rızası için kepaze etmek boynumuzun borcudur.

Devam edeceğim...



__________________
"(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

Selam Bembeyaz;

Kaynağa devam...

xxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Bakara 138 in tefsirinde;

....

Müfessirlere göre âyette dolaylı olarak hıristiyanların vaftiz uygulamalarının yanlışlığına da işaret edilmiştir. Zira onlar, yeni doğan çocukları sarım tırak boya­lı bir suya batırarak gerçek Hıristiyanlığa soktuklarına, onunla boyadıklarına ina­nırlar, Kur'an'a göre ise böyle sunî yollarla, sembolik uygulamalarla gerçek din­darlığa ulaşılamaz; gerçek iman öyle boyalı suya girip çıkmakla kazanılamaz. Ger­çek iman, Allah'ın boyasıyla boyanarak, Allah'ın, yaratılışta insanın temiz fıtratı­na aşıladığı hak dinle bezenerek kazanılır. Allah'ın insanlığa verdiği böyle bir din ile boyanıp bezenmekten, böyle bir fıtratla donanmış olmaktan daha güzel bir şey de yoktur; hele vaftiz gibi sunî bir uygulama böyle bir dinin ve inancın yerini as­la tutamaz. Ayetin ifadesine göre müslümana yakışan da kendisine ve genel ola­rak insanlığa bu güzellikleri bahşetmiş olan Allah'a, lâyık olduğu şekilde kulluk etmektir; bu kulluğunu bir şükran ifadesi olarak dile getirmektir. Bu şekilde ina­nıp kulluk eden insan Allah'ın hak dini ile veya tevhid inancına yatkın olan fıtrat boyasıyla boyanmış olup bundan güzel bir armma ve bezenme de yoktur. [441]

xxxxxxxxxxxx

Ben bu arkadaşlara sadece "TENCERE DİBİN KARA, SENİNKİ BENDEN KARA" desem meramım anlaşılmış olur herhalde değil mi ???????

Devam edeceğim...




__________________
"(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 
RAD_
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 19 haziran 2007
Yer: Finland
Gönderilenler: 55
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı RAD_

...


__________________
Furkan Suresi Ayet 30...
Yukarı dön Göster RAD_'s Profil Diğer Mesajlarını Ara: RAD_
 
bembeyaz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı bembeyaz

ayetleri bu şekilde anlamak problemli bir yaklaşımdır..

"müşrikleri ilgilendirir, bizi ilgilendirmez. .. biz kendi keyfimize göre yorum yaparız, işimize geleni alırız.. gelmeyeni atarız" demek isabetli olmasa gerektir...

dolayısıyla zikir ehli tabirini (her konunun kendi uzmanları demektir... dini ilimlerle niçin sınırlandırıyorsunuz???.. ekonomi, siyaset, hukuk, teknoloji vs. vs. uzmanları olamaz mı???) iyi araştırmanız gerekecek...

öte yandan aliaksoy kardeşimizin anlattıklarının bir kısmına katılıyorum..

katılmadıklarım da var... sorgulamalarına devam etmesini bekliyorum...

zira her kitap eleştirel bir gözle takip edilmelidir... burada da yanlış kanaatler olacaktır.. seçici olmaya mecburuz... ama saygı ölçüsünde ve kızmadan bunu yapmak daha doğru olsa gerektir..

selam ve dua ile...



__________________
Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!

www.ahmeteminseyhan.blogcu.com/

selam ve dua ile...
Yukarı dön Göster bembeyaz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bembeyaz Ziyaret bembeyaz's Ana Sayfa
 
yunusemre
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 16 mayis 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 213
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı yunusemre

Selam...

"Bilmiyorsanız zikir ehline/Kitap,öğüt,hatırlatma sahiplerine/kendilerine daha önce hatırlatma,öğüt,anıt,Kitap verilenlere sorun"

Sorulacak olan; Daha önce onlara da kendilerine vahy verilmiş erkek Peygamberlerin gelip gelmediği.

Görüldüğü gibi sadece bu sorulacak, başka şey değil. Ne hukuk ne fizik, ne matematik ne din, ne tarih, ayette sorulması istenen sadece bu; kendilerine vahy verilmiş erkek Peygamberlerin gelip gelmediği....



__________________
İsrâ 89
   Muhakkak ki biz, bu Kur'an'da insanlara her türlü misali çeşitli şekillerde anlattık. Yine de insanların çoğu inkarcılıktan başkasını kabullenmediler.
Yukarı dön Göster yunusemre's Profil Diğer Mesajlarını Ara: yunusemre
 
RAD_
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 19 haziran 2007
Yer: Finland
Gönderilenler: 55
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı RAD_

ayetleri bu şekilde anlamak problemli bir yaklaşımdır..

"müşrikleri ilgilendirir, bizi ilgilendirmez. .. biz kendi keyfimize göre yorum yaparız, işimize geleni alırız.. gelmeyeni atarız" demek isabetli olmasa gerektir...

sayın bembeyaz!


biz hiç bir zaman bu ayetler müşrikleri ilgilendirir bizi ilgilendirmez gibi bir şey söylemedik!!!

Dikkat ederseniz "günümüz de bu ayeti "....diye başlayan paragrafta olması gerekeni açıkladık???

Lütfen bize karşı yazılarınızda daha dikkatli kur'an a ve vahye olan yaklaşımınızda ise Allahın rızasını aramaya özen gösteriniz.

ayrıca bizim müşrik anlayışımız 1400 sene ile sınırlı değildir. ozamanın müşriği bu zamanın müşriği gibi bir ayrıma gitmeyiz.Müşrik herzaman müşriktir.

ve son olarak biz "mustafa islamoğlu" gibi kendimizi "uzman" alim" zikir ehli" olarak ayrı bir sınıf görmüyoruz. bizim Vahiyden anladığımız kadarı ile her müslüman "alimdir yani bilendir.çünkü bilidiği ile amel eder bilidiğine iman eder, her müslüman "zikir ehlidir" çünkü vahiyle muhatabdır ve son nebinin ümmetidir. bir konuda anlaşmazlık varise  KUR'ANI HAKEM YAPAR ORTAYA DÖKERİZ VE BİR ÜMMET,CEMAAT,BİRLİK,İSLAM ÇERÇEVESİ İİÇİNDE DEĞERLENDİRİR ONA GÖRE HAREKET EDERİZ. BİZLER ALLAHIN VERDİĞİ İSİMLE ANILIRIZ " MÜSLÜMANIZ AYNI ZAMANDA MÜMİNİZ AYNI ZAMANDA MUTTAKİYİZ AYNI ZAMANDA SADIĞIZ AYNI ZAMANDA ŞAHİDİZ AYNI ZAMANDA HANİFİZ...BÖLÜNME PARÇALANMA YOK.AYRILMA AYRIŞMA YOK.GRUPLAŞMA TARİKATLEŞME YOK...TEK BİR ŞEY VAR: İSLAM OLMAK...BİR OLMAK BİRLİK OLMAK..

İstemeden de olsa ikili bir polemiğe girdiğim çin hanif dostlarımdan özür dilerim.

Selametle,Rad


__________________
Furkan Suresi Ayet 30...
Yukarı dön Göster RAD_'s Profil Diğer Mesajlarını Ara: RAD_
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Selam Bembeyaz,

bembeyaz Yazdı:
Kur'an'da Hz. İbrahim'e ka'beyi inşa etmesi emredilirken "temelleri üzerinde" ifadesi yer almaktadır...

Kur’an’ın hangi ayetinde Allah’ın, “İbrahim’e Ka’be’yi inşa et” emri yer alıyor?

Yine hangi ayette “temelleri üzerinde” ifadesi geçiyor?

Kur’an’da “Ka’be” kelimesi sadece iki defa geçiyor; 5/95 ve 97. ayetleri.

5/95: “… hedyen baliğa’l Ka’beti..”

5/97: “ceale’llahu el Ka’bete el beyte el harame qıyamen linnasi”

Bu ayetlerden başka Ka’be’nin geçtiği başka bir ayet gösterebilir misin? Bu ayetlerde senin iddia ettiğin ifadeler yer alıyor mu? Haydi diyelim uzmanlığının verdiği yetkiye dayanarak “Beyt”e ve “Mescid-i Haram”a Ka’be dedin. Bu isimlerin de geçtiği bütün ayetlerde “inşa et” anlamına gelebilecek bir emir kipini göremedim. İbrahim’e emir olarak “tahhir beyti” emri yer almaktadır. Kur’an’da başka da herhangi bir ayette, Beyt’i, Mescid-i Haram’ı, Ka’be’yi  … et diye bir emir kipi yer almıyor.

Yine Kur’an’da “temeller” anlamına gelebilecek “qavâid” kelimesi sadece üç kez geçiyor (2/127, 16/26, 24/60)

Bunlardan dayanabileceğin tek ayet 2/127 ayetidir.

2/127: “ve iz yarfau ibrahimu el qavâide min el beyti ve ismailu..”

Bak bakalım bu ayette İbrahim’e yapılmış bir emir var mıdır? Tekrar bak, “temelleri üzerinde” anlamına gelecek bir ifade yer alıyor mu? İstediğin uzmana sor, istediğin lügata müracaat et. Bu ayette geçen “yarfau” muzari (geniş zaman) kipine emir kipi diyen var mıdır? “el qavâide min el beyti” ifadesine “ temelleri üzerinde” anlamını veren ya da verecek olan var mıdır?

bembeyaz Yazdı:
bilmeden akıl yürütmeye kalkmak, insanı hidayetten uzaklaştırabilir.. dikkat edelim, müsteşriklerin, şarkiyatçıların veya oryantalistlerin oyununa gelmek iyi değildir.. herkes kendine yazık eder..

işi uzmanına havale etmek her zaman doğru olandır...zira bu da kur'an ın emridir... kur an ne diyor hatırlayalım....

feselu ehlezzikri in küntüm la ta lemun... "Eğer bilmiyorsanız uzmanlarına sorun!!!"

bembeyaz Yazdı:
dolayısıyla zikir ehli tabirini (her konunun kendi uzmanları demektir... dini ilimlerle niçin sınırlandırıyorsunuz???.. ekonomi, siyaset, hukuk, teknoloji vs. vs. uzmanları olamaz mı???) iyi araştırmanız gerekecek...

ehlezzikr”e  “uzman” anlamını vermişsin, senden başka bu tamlamaya uzman anlamını veren var mıdır? Ben hiçbir mealde rastlamadım. Daha da ileri giderek bu uzmanlığı “ekonomi, siyaset hukuk, teknoloji vs. vs. uzmanları olamaz mı?” diyorsun.. Peki sen hangi alanın uzmanısın? Sana bu şekilde yorumlama yetkisini bu uzmanlığın mı veriyor?

ehlüzzikr” tamlaması “uzman” olarak çevirmek mümkün değildir. Olsa olsa “ zikir uzmanı” olarak çevirebilirsin. Bu durumda “uzman”, “ehl” kelimesinin karşılığı olur.

Sayın Bembeyaz, siz Kur’an’da “ehl” kelimesinin geçtiği ayetleri incelediniz mi? Kur’an’da toplam 124 kere “ehl” kelimesi yer almaktadır. Bu kelimenin “uzman” anlamında kullanıldığı ve çevrildiği bir tek ayete rastlamadım. Örneğin “ehlül kitap”, “ehlül incil”, “ehlül kurâ”, “ehlül medineti”, “ehlül beyti”, “ehlül takva”… yı kitap uzmanı, incil uzmanı, beldeler uzmanı, şehir uzmanı, ev uzmanı, takva uzmanı… diye çevirebilir misin?  

 Ele, konu komşuya nasihat edeceğine kendine nasihat etsene.. Böyle ciddi bir konuda (hele konu Kur’an olunca ) lütfen atıp tutma. Sana sorular soruluyor, “falan kaynağa bak”, diye göndermede bulunuyorsun. O zaman sen çekil de onlar gelsin yerine ki soruları onlara soralım. Sen burada durduğun müddetçe ve bir iddiayı savunduğun sürece sana sorular yöneltilecektir. Lütfen sorulan sorulara (ki söylediklerine binaen soruluyor) cevap verme tenezzülünde bulun. Başka tarafa havale etme. Ben bu işin uzmanı değilim, bilmiyorum deyip kenara çekilebilirsin..

Selametle…  
Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
nuricelepci
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 18 subat 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 7
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı nuricelepci

 

 Haktansapmaz dostumuza;

Gerçekten biz de "feselu ehlezzikri in küntüm la ta lemun... "Eğer bilmiyorsanız uzmanlarına sorun!!!" şeklinde biliyorduk ki bu yorum en yeni yorum olarak değerlendiriyorduk.

Sizin bu açıklamanızın daha isabetli olduğunu düşünüyorum. Teşekkür ederm.

 

 



__________________
selam ve dua ile
nuricelepci@gmail.com
     Bursa
Yukarı dön Göster nuricelepci's Profil Diğer Mesajlarını Ara: nuricelepci
 
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

Selam;

Dinimizde "fukaha" veya dinde "uzman"laşmış bir sınıf  var  mıdır ? 

Enteresan bir makaleyi paylaşayım istedim.
 

BİR AYET, BİR YORUM VEYA KURAN'I ANLAMANIN İMKANI

Kur'ân-ı Kerim müslümanlar için hem bilim hem de iman objesi; müslüman olmayanlar için ise bilgi objesidir. Kendisini İslâm kimliği içerisinde gören bir ferdin, gerek fizik gerekse metafizik sahaya ilişkin epistomolojisini Kur'ân’a dayandırmadan oluşturmaya çalışması ancak anakronizm, paradoks veya patoloji gibi ödünç kelimelerle izah edilebilir bir nitelik arzetmektedir. Peki aradan geçen bu kadar asırdan sonra; dil, anlayış, algılayış ve her şeyden daha önemlisi dünya neredeyse tamamen değiştikten sonra; bugün yediden yetmişe bütün müslümanlar olarak bizim, Kur'ân’ı anlamamız veya Kur'ân’dan yararlanmamız mümkün müdür?

Bu soruya verilecek hazır cevaplar olduğunu bilmiyorum zannedilmesin. Neredeyse herkes, “Tabîî ki, alimler ilmî seviyelerine göre; halk da alimlerin açıklamalarına göre Kur'ân’ı anlarlar.” diyecektir. Keşke her şey temennilere göre gerçekleşse ama bu cevabın acele ile olmasa da fazla iyimserlikle verildiğini şu ayeti tahlil ederken hep birlikte göreceğiz. “İnananların hepsi toptan sefere çıkacak değillerdi. Ama her kabileden bir cemaatin dini iyice öğrenmeleri ve dönüp kavimlerine geldiklerinde, sakınmaları umuduyla onları uyarmaları için sefere çıkmaları gerekmez miydi?” Tevbe suresindeki bu ayetle ilgili olarak Süleyman Ateş bakınız neler söylüyor:

“Bu ayet, bir milletin savaş zamanında dahi ilmi faaliyetlerini sürdürmesini ve ilimle uğraşacak bir zümrenin görevlendirilip onların sadece bu işe tahsis edilmesini öngörmektedir. Öyle ya savaş yıllarca sürebilir. Bir milletin ayakta durabilmesi için, din adamlarının, ilim adamlarının bilgi, iman ve teknik bakımdan savaşan zümreyi beslemeleri gerekir. Zaruret olmadan yetişmiş elemanların, din ve ilim adamlarının savaş alanına götürülmesi doğru değildir. Onlar cephe gerisinde çalışacaklar, bilgilerini ilerletecekler, milletin çocuklarına iman ve ilim aşılayacaklar, sanat öğretecekler, fabrikalarını çalıştıracaklar, maarifini besleyeceklerdir. Ancak bu suretle o milletin ordusu arkadan güç alır, azimle çarpışır. Bazı kimseler, İslâm’da din adamı olmadığını söylerler. İşte bu ayet onlara da cevaptır. Gerçi İslâm’da Allah ile kul arasında aracı yoktur, ruhbanlık yoktur ama din adamı, yani din işlerinde ihtisas sahibi kimselerin bulunması, bu ayet ile farz kılınmaktadır. Milletten mutlaka bir grubun bu işle görevlendirilmesini bu ayet, kifaye olarak farz kılmıştır. Şayet cemiyet içinde dini görevleri öğretecek ve yönetecek hiç kimse bulunmazsa bütün cemiyet günahkar olur.”

Muhtemelen Ateş, Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’ın yorumundan yararlanmış ve ayeti onun anladığı gibi yorumlamıştır.

Gerek Elmalılı gerekse Ateş’in yorumundan şu sonuçlar çıkmaktadır:

1.Herkes cepheye savaşa gitmek zorunda değildir; bir kısım insanın toplumun ihtiyaçları ve istikbali için cephe gerisinde kalması gerekir.

2.Bu ayet İslâm’da din adamı sınıfı olmadığını söyleyenlere en iyi cevaptır. İslâm’da din işlerini deruhte edecek görevliler olmalıdır.

3.Fıkıh tahsili Allah yolunda cihat gibidir.

Her iki müfessir de bu ayete ideolojik yaklaştıkları için isabet kaydedememişler; çünkü Kur'ân tefsirinde hayatî derecede mühim olan, ayetlerin indiği ortam ile ayetlerin iniş gayesi arasındaki ilişkiyi kuramamışlardır. Birkaç açıdan konuyu tahlil etmekte yarar bulunmaktadır:

1.Eğer bu ayet savaşa iştirak edecek veya etmeyecek fertleri konu ediniyorsa, ayetin birinci muhatapları olan Hz. Peygamber ve ashabı için hiçbir önem taşımamaktadır. Hz. Peygamber ve onun güzide ashabı düşmanla savaşırken; geride kalanlar kimden ne öğreneceklerdir? Bu konu ile ilgili olarak özellikle Tebük Savaşı’na katılmayan üç büyük sahabinin başına gelen dramın hatırlanması konunun anlaşılması için bir fikir verecektir.

2.Kur'ân ayetleri içine Fıkıh ilmini sokmanın ne manası var? Kur'ân’ın indiği dönemde böyle bir ilim var mıydı? Özellikle Elmalılı gibi bir tefsir aliminin “Tefakkuh”tan “Fıkıh” veya “İlm-i Din” çıkarmasını akıl-izân almıyor?

Başka itirazlarda ileri sürülebilir fakat biz bu ayete ilişkin daha tutarlı bir açıklama bulma gayretimizi öne alıyoruz. Yeri gelmişken ifade edelim ki, Mısırlı alim Muhammed Ahmed Halefullah (ö. 1998)’ın açıklamaları bu ayet üzerindeki sis perdesini aralamaktadır . Bizim bu ayete yaklaşımımızda Halefullah’ın önemli bir katkısının olduğunu ifade etmemiz gerekiyor.

1.İslâm dininin Arap yarımadasına hızla yayılması nedeniyle, buralarda dini öğretecek uzman kişilere olan taleplerde patlama meydana gelmiş; gönderilen görevliler nedeniyle Medine’de Hz. Peygamber’in çevresinde bir zafiyet riski ortaya çıkmıştı.

2. Hz. Peygamber’in çevre kabilelere uzman insan göndermesi çok tehlikeliydi. İslâm’a yönelik sempatinin yanında düşmanlık da ivme kazanmıştı. Özellikle Bi’r-i Ma’ûne veya Racî vakıası gibi trajediler Hz. Peygamber ve diğer müslümanların ruh dünyasında kanayan yaralar açmıştı.

3.Müslüman olan kabilelere mensup insanlar gerek münferiden gerekse heyetler halinde Medine’ye akın ediyor; burada geçici de olsa yerleşiyor ve zengin-yoksul bütün gelen gidenleri ağırlamak Hz. Peygamber ve onun yakın çevresine düşüyordu.

4.Medine’ye akın eden insanlar, kendi iş ve uğraşlarını bırakıyorlardı. Bu durum tabîî olarak bölgenin istikrarı ve her alanda güçlenmesi açısından bir zafiyet sebebiolabilirdi.

İnsanların müslüman olması, onlara ekstra bir zahmet getirmişti . Ayet-i Celîle böyle bir ortamda nazil olmuş ve muhtelif kabilelere mensup müslümanların, gerek merak gerekse İslâm’a dair bir şeyler öğrenmek üzere ferdî veya heyetler halinde kendi bölgelerini boşaltıp Medine’ye yığınak yapmalarına veya Hz. Peygamber’in her tarafa uzman öğreticiler göndermesine gerek olmadığını vurgulayarak alternatif bir uygulamayı yürürlüğe koymuştur: Çevre veya uzak kabilelere mensup yeni müslümanlar veya İslâm’a dair bir şeyler öğrenmek isteyen diğer kabileler örgütlü davranacaklar; kendi içlerinden ehliyetli temsilciler seçerek bunları Medine’ye gönderecekler, bunlar Hz. Peygamber’le görüşecekler, İslâm’la ilgili hak ve sorumluluklarını öğrenecekler; zamanı geldiği zaman da kabilelerine dönerek olup biteni ve bildiklerini temsilcisi olduğu insanlara anlatacaklar.

Bu uygulama ile bireyin yerine grup konulmakta ve bu şekilde bireysel değil, toplumsal bir önderlik gerçekleşmektedir. Hiç kimse şüphe edemez ki, özellikle de yeni davetin hareket alanında, toplumsal önderlik bireysel önderlikten çok daha üstündür. Özellikle de içerisinde radyo ve televizyon gibi iletişim araçlarının bulunmadığı bir zaman diliminde, bir grup insana tebliğ edilirken, davetin toplumsal eylem olarak sunulması bireysel bir eylem olarak tebliğ edilmesinden daha kuvvetlidir. Yeni davet yolunda çalışan, bizzat içerisinden geldiği ve onunla yakınlık, akrabalık ve aynı vatanı paylaşma bağlarıyla bağlı olduğu topluluk içerisinde görevini yapan grup, davetin başarıya ulaşmasında, durumu ne olursa olsun tek bireyden daha güçlü ve etkin olur.

Dışarıdan tebliğ için gelen kişi, insanların onunla, onun da bu insanlarla kaynaşması/tanışması ve güven duygusunun oluşması için, uzunca bir zamana ihtiyaç vardır. Bu işler herhangi bir çevrede yetişen, aile ve aşiretinin geçimini düşünmek zorunda kalan bir kişi ile hiçbir zaman gerçekleşemez. Davetçi ile davet edilenler arasındaki bağ, tarih boyunca ortaya çıkan ilahi mesajlardan bahsetmek suretiyle, Kur'ân'ın uzunca temas ettiği meselelerdendir. Gönderilen her peygamber içerisinde büyüdüğü ve yetiştiği topluma gönderilmiştir. Muhammed (s)'den başka hiçbir peygamber bütün insanlara gönderilmiş değildir. Gönderilen her peygamber kendilerine açıklamalarda bulunmak için kendi toplumunun diliyle gönderilmiştir. Bu kuvvetli bağ, peygamberi, kendi kavminin hidayeti için daha itinalı olmaya sevk etmektedir. Yoluna bir takım engeller konulduğunda ve bazı problemlerle mücadele etmek zorunda kaldığında, peygamberin kalbine ümitsizlik girmemekte ve o daveti yayılıp amaçları gerçekleşene dek yoluna devam etmektedir.

Ayet "onlardan her bir cemaat için bir grubun sefere çıkması gerekmez miydi?" demektedir. Bundan anlıyoruz ki, istenilen, her bir yerleşim birimi veya insan topluluğu ya da cemaat için, kendilerine mensup fertlerden müteşekkil bir grubun veya topluluğun sefere çıkmasıdır. Bu grup ya kendiliğinden veya seçim için vazedilen bir takım şartlara uygun olarak diğer fertlerin seçimiyle ortaya çıkabilir. Bahsi geçen bu grup dini iyice incelemek/anlamak, yani asli vatana ve liderlik merkezine yeni davet için gitmek üzere yola çıkıyorlardı. Burada dini anlamak (tefakkuh) kesinlikle fıkıh kitaplarını araştırmak anlamına gelmiyor. Çünkü Peygamber devrinde bu tür kitaplar mevcut değildi. Bu kitaplar daha sonra, iki asır sonra sonra ortaya çıkmıştır. Burada anlamak (tefakkuh) eylemi, kendisine nazil olan ve vahyedilen Kur'ân'a çağırmasına istinaden, Hz. Muhammed'in davet ettiği İslâmî sistemle alakalıdır. Anlama sadece, Kur'ân'ın kendisine çağırdığı konularda, ince bilgi ve derin anlayış sahibi olmak demektir. Kur'ân insanlara hidayet için gönderilmiştir. Kur'ân zararlı her şeye savaş açmış ve faydalı her türlü şeye davet etmiştir.

Bütün bu açıklamalardan sonra, yukarıda Kur'ân’ı anlamanın imkanıyla ilgili olarak sorduğumuz soruyu hatırlayalım. Tabîî ki, Kur'ân anlaşılmak için inmiştir ve onun “tenzîl” niteliği, Allah’ın insanlığa “tenezzülü”nü yansıtmaktadır. Kur'ân bir yandan tenzîl olunurken yani indirilirken, aynı zamanda da idrakimize indirgenmiş bir kitaptır. Ancak, bu teorik tespit bizim yapacağımız çalışmalarda öldürücü ve tembelleştirici bir afyon fonksiyonu icra etmemelidir. Madem ki Kur'ân, bir müslüman için hem bilgi hem de iman objesidir, o halde hiç olmazsa diğer kitaplar kadar ciddiye alınarak okunmaya değmez mi?

Dipnotlar:

1-Tevbe 9/122

2-Ateş, Süleyman, Kur'ân-ı Kerim ve Yüce Meâli, İstanbul, ty, s. 205

3-Bkz: Yazır, Muhammed Hamdi, Hak Dini Kur'ân Dili, İstanbul, 1979, c. 4, s. 2644.

4-Nitekim Elmalılı Mealini sadeleştirenler, müfessirimizin “Fıkıh tahsil etsinler...” ifadesini, “dinde derinleşsinler...” şeklinde sadeleştirmişlerdir. Bkz: Yazır, Muhammed Hamdi, Kur'ân-ı Kerîm ve Yüce Meâli (Sadeleştirenler: M. Sadi Çöğenli ve Nevzah H. Yanık), İstanbul, 1996, s. 205.

5-Bkz: Halefullah, Muhammed Ahmed, el-Kur'ân v’es-Sevratus-Sekafiyye, Kahire, 1974, s. 57-61.

6-Benzer mütalaalar için bkz: Derveze, Muhammed İzzet, et-Tefsîru’l-Hâdîs, Kahire, 1963, c. 12, s. 239

ŞABAN KARATAŞ

Kaynak: Fikriyat.net

Alıntı


__________________
"(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 
iman
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 16 haziran 2006
Gönderilenler: 751
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı iman

selam Aliaksoy

dışardan nasıl göründüğünüzü ve forumu nereye götürdüğünüzü
göstermek için yazıyorum.

seçtiğiniz konular, konuları işleme biçiminiz ve alıntılarınızla
gösterdiğiniz performans ve yansıttığı bilgi birikimi
haktan değilde sureti haktan bir çizgi gösteriyor.

hemen tümü klasik anlayıştaki israiliyatı göstermek ve göya yıkmak ama
yerine modern israiliyatı koymak.

bu insanı hakka çağırmaktan ziyade zihin bulanıklığı yaratmaya
çalışanların uygladığı bir yöntemdir.

örneğin yukardaki makale...   
formun başlığıyla ilgisi ne.
vazgeçtim formun konusundan.
makaleden çıkartılması gereken sonuç ne.

din adamı olmalımı olmamalımı sizce.

öylesine sunduysanız ayrı başlıkta değilde niye salat konusunun içinde.

hiç aklınıza bile gelmediyse bu nasıl yararlılık endişesi öyleyse.

bu yüzden biraz soluk alın bence

hatırı sayılır bilgi birikiminizle değerli birisiniz


değilse belirtin bizde üzülmeyiz.



Yukarı dön Göster iman's Profil Diğer Mesajlarını Ara: iman
 

<< Önceki Sayfa 72 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats