Yazanlarda |
|
RAD_ Yasaklı
Katılma Tarihi: 19 haziran 2007 Yer: Finland Gönderilenler: 55
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selametle,Rad.
__________________ Furkan Suresi Ayet 30...
|
Yukarı dön |
|
|
aliaksoy Uzman Uye
Katılma Tarihi: 05 subat 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 989
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
hasanoktem Yazdı:
Maide 6'ya biz abdest diyoruz. siz isterseniz ab-dest değilde bir başka isim bulunuz. bu çok da önemli değil zaten. yeterki, Maide 6'yı inkar etmeyin. yeterki namazı inkar etmeyin. siz ister biz şekilsel salat'ın olduğuna, kıyamlı salatlardan namazın mevcudiyetine inanmıyoruz diyebilmek için Kur'an'dan delil getirebilmeniz gerekirdi. oysaki görüşlerinizin tamamı faraziyeler üzerinde kurulmuş. mesela, öyle sayalım ki, ola ki, tutalım ki, sayalım ki anlamında ve kategorisinde görüşlerdir. kıyamlı salat'lardan namaz'ın mevcudiyeti hakkında onca Ayet varken , bu Ayet'leri yanlış anladığımızı bize gösterecek tek bir Ayet bile veremiyorsunuz. ondan sonra bir faraziye mahsulü olarak : namaz diye bir şey yoktur diyeceksiniz. bir iddia ancak bu kadar delilsiz ve mesnetsiz olabilirdi.
|
|
|
Selam Hasan Öktem;
Yukarıdaki paragrafınız, bu tartışmanın artık kapatılması gerektiğini gösteriyor.
200 küsur sayfa boyunca biz "masal" anlattık.
"Masal" larımız Kuran'dan (!) derlenmiştir.
Eğer, bu tartışma boyunca hiç bir ayeti delil getiremediğimiz iddia edilmiş ise, bu artık meselenin gören gözler, işiten kulaklar önünde cereyan etmediğini, tartışmanın tamamen iman gibi subjektif bir boyuta geldiğini gösterir.
Subjektif olgular, mucize dahil hiç bir delille kanıtlanamaz.
Bu itham değil, durum tespitidir. Aynı şey bizim için de söz konusu olabilir.
Artık bundan ötesi, Kuran'dan bir meseleyi öğrenmek, araştırmak olmaktan çıkmıştır.
Eğer bizim hiç bir ayeti delil getirmediğimiz söylenebilmiş ise, ortada tartışılmayı gerektirir hiç bir husus kalmamıştır.
Tartışma, tarafların kendi görüşlerine dair delillerini karşılıklı olarak arzı üzerine yürür. Ortada görünmeyen (!) deliller dolaşıyorsa tartışmanın zorunlu unsurları ortadan kalkmıştır.
Bundan ötesi, itham ederek kalp kırmak ve birbirimiz sebebi ile günah yüklenmekten başkası olmaz.
Bundan ötesi, tarafların birbirlerini anlamaktan öte cevap vermek amaçlı okumalarından başkası olmaz.
Tartışmada Kuran'da salat kelimesinin geçtiği ayetlerin siyak ve sibakı ile birlikte okunduğunda ne anlam taşıyacağı hususu, yine salat yerine "namaz" konulduğunda hangi müşkiller ile karşılaşılacağı hususu tekrar tekrar ve gayet sarih olarak ortaya konulmuştur.
Taraflar diyeceklerini demiş, ilk sayfalarda sorulan pek çok sorunun hangilerinin ne şekilde izah edilebileceği hangilerinin izah edilemediği görülmüştür.
Şu ana değin ileri sürülen görüşler, neyin var, neyin yok olduğu hususunda kanaat getirmek isteyenler için kafidir.
Ben şahsen, dikkatli bir okuyucu olduğuna inandığım sevgili Hasan Ökten kardeşimin alıntıladığım paragrafından itibaren tartışmanın sona erdiği kanaatindeyim.
Selam ve dua ile...
__________________ "(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
|
Yukarı dön |
|
|
Xweser-Mirov Yasaklı
Katılma Tarihi: 17 mart 2008 Yer: Netherlands Gönderilenler: 421
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Ve ezzin fin nasi bil hacci ye'tuke ricalev ve ala külli damiriy ye'tıne min külli feccin amıyk ( Bakara 27 )
İnsanlar içinde haccı ilan et ki, gerek yaya olarak gerekse derin vadilerden gelerek, yorgunluktan incelmiş binitler üzerinde sana gelsinler ( Bakara 27 )
Burada da yine Allah'in fazladan kullandigi ( HASA ) bir kelimeye rastgeliyoruz.. "Bil" yani "ile" ..!! Neden ? Bilemiyoruz..
Insanlar icinde hacci ilan etmek ? Bu da nedir ki, insanlara mi yoksa iman edenlere mi hacc ibadeti farz kilindi ??
Insanlar icinde hacc ile ilan et ki, gerek yaya olarak gerekse derin vadilerden gelerek, yorgunluktan incelmis binitler uzerinde sana gelsinler..!! ( Bakara 27 )
Sana gelsinler ? Burada yoksa hacci ile ilan edecek Kabe mi ??? Sana gelsinler, gunumuzde hacilar kime gidiyorlar ??
Hadi, burada ki sekilsel anlatimi da sabitlestirelim ozaman, hacca sadece yaya olarak, yorgunluktan incelmis binitler uzerinde gidilebilir diyebilirmiyiz ???
Bil hacci: Bence cok onemli, cunku hacc amac degil aractir.. Amacin ne oldugunu da fazla dusunmeye gerek yok.. Hitap insanlara ! Demek ki, dine davet var.. Yoksa, iman etmeyenlere hacci niye ilan etsin ki Peygamber.. ! Once imana Islam'a davet degil mi ?
__________________ Hayat sen ne güzelsin
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Ali Aksoy,
sözkonusu alıntıyı sizi düşünerek yazmış değilim kesinlikle. bu ben ve Rad arasındaki bir konuşmayla ilgilidir. eğer sizin herhangi bir cümlenizi eleştirseydim, o cümlenizi alıntılar ve öyle eleştirirdim kardeşim.
sizinle hatırlayacaksınız, konu ile ilgili tüm Ayetleri karşılıklı olarak tekrar inceleyip müzakere edecektik, diye konuşmuştuk. sözkonusu çalışmayı notlar alarak yapmaya devam ediyorum ben. forumdaki tartışma, sizinle ilgili değildi yani.
Tartışmada Kuran'da salat kelimesinin geçtiği ayetlerin siyak ve sibakı ile birlikte okunduğunda ne anlam taşıyacağı hususu, yine salat yerine "namaz" konulduğunda hangi müşkiller ile karşılaşılacağı hususu tekrar tekrar ve gayet sarih olarak ortaya konulmuştur.Ali Aksoy
diyorsunuz.
size katılamıyacağımı söylemek zorundayım. salat kelimesinin geçtiği Ayetler siyak u sibakı , sözün öncesinin sonrasına uygunluğu, tutarlılığı, sözün gelişi sözkonusu edildiğinde , kıyamlı salatlardan '' namaz '' kelimesinin (normal olarak ) uymadığı yerler olduğu gibi, '' namaz '' kelimesinin tam olarak uyduğu yerler de vardır, hemde çoktur. yani ben şahsen salat kelimesinin içinden, kıyamlı salatlardan olan '' namazı '' dışlayıp inkar etmediğim gibi salat kelimesinin '' tevella '' ile zıdlık anlamına gelen namazın dışındaki tüm diğer anlamlarını öteden beri savunuyorum zaten. yani salat kelimesi ; kıyamlı salatlardan olan namazı da kapsar demek istiyorum. namaz, Kur'an'da müteaddid Ayetlerle emredilen şekilsel ibadetlerden olup, inkarı mümkün değildir. ve salat'ların , Yüce Allah'a bağlılığın , O'NA tazim'in bir çeşididir.
sizin iyi niyetinizden ve samimiyetinizden hiçbir zaman şüphe etmedim değerli kardeşim.
muhakkak ki, öyle düşünüp, öyle konuşuyorsunuz. bundan zerre kadar şüphem yok.
kalp kırıp, günah yüklenmemek adına, artık, bu konunun kapatılması gerektiğini söylüyorsunuz. fakat bizim '' daha öncede konuştuğumuz gibi '' tekrar karşılıklı olarak yapacağımız inceleme tamamlandığında, siz değerli kardeşimle bu konuyu hangi ortamda isterseniz müzakere etmek isterim.
Yüce Allah'a emanet olunuz.
sevgilerimle
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
RAD_ Yasaklı
Katılma Tarihi: 19 haziran 2007 Yer: Finland Gönderilenler: 55
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selametle,Rad. (Son).
__________________ Furkan Suresi Ayet 30...
|
Yukarı dön |
|
|
aliaksoy Uzman Uye
Katılma Tarihi: 05 subat 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 989
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Hasan Öktem kardeşim;
Salat kelimesinin Kuran'ın her yerinde aynı anlama gelmediği, bu nedenle meallerde her "salat" kelimesinin geçtiği yere "namaz" yazılmasının bir çok müşkil durum doğurduğu bu başlık altında hem başka kardeşlerimce hem de bizzat tarafımdan dile getirilmiştir.
Bunu siz de kabul ediyorsunuz. Sorun şu ki siz abdestin şart koşulduğu "salat" hususunda aynı esnekliği göstermiyorsunuz.
Bir kısım katılımcılar, vakitli salatın Peygamber tarafından verilen Kuran dersi / hutbe olabileceğini yine bir kısım ayetleri delil getirerek beyan ettiler. Abdestin şart koşulduğu ayette geçen "salat" hususunu da bu minvalde değerlendirdiler.
Keza, katılımcılarımız "salat" kelimesinin "anlaşma" , "destek" anlamına geldiği ayetler hususunda da görüş zikrettiler.
Şu halde sizin, abdest şartının Rad kardeşimizin tanımladığı salat için söz konusu olmadığı bu başlıkta evvelce ve defalarca dile getirilmiş iken sanki "salat" kelimesinin Kuran'ın her yerinde aynı manaya gelmesi gerekliymiş gibi tavır takınmanızın yanlış olduğunu düşünüyorum.
Müslüman olduğunu beyan eden bir kardeşimize tartışılan konu her ne olursa olsun, "falanca ayeti inkar etmeyin" demek uygun değildir.
Çünkü şu tartışmaya katılan herhangi bir kardeşimiz Kuran'ın bir ayetini inkar edecek olsa bu tartışmada zaten işi olmaz.
Sizinle bundan önceki sözleşmemiz bakidir. Ve bu çok mühim bir meseledir.
Çünkü; Kuran'da bütün "salat" kelimelerinin "namaz" ı karşılamadığında hem fikiriz.
Kuran'da ki bütün "salat" kelimelerini "namaz" diye çevirdiğimizde dahi atalarımızdan görüp bildiğimiz "namaz" tarifi çıkmıyor.
Bu nedenle siz değerli kardeşlerimiz bu ve benzeri forumlarda namazın vakitleri, rekatları, tahiyyat - selam - iftitah tekbiri gibi rükünleri hususunda çalışmalar yaptınız.
Biz de dedik ki, bu çalışmayı "sıfırlanmış bir bilinçle" yani her türlü hurafe ve devralınan hazır manalardan uzaklaşarak tekrar yapalım. Olur ki biz, her ne kadar yalnız Kuran diyorsak da, bir kısım kavramları yine taklid ve ezber üzerine kurmuş olabiliriz.
Mesela "secde" kelimesine Kuran tarafından bir tanım yapılmış. Ben, her ne kadar evvelce de Kuran okumakta idiysem de bu tanımı yakalayamamıştım.
Secde kelimesini daima şekli içinde zorunlu olarak barındıran ve hepimizce malum bir anlam ile anlıyordum.
Muhakkak ki, Kuran'daki bütün "secde" kelimeleri aynı manayı taşımak zorunda değildir.
Fakat, şekli bir tarif olan "çene üzerine" secde yine kafamı karıştırdı.
Ben bunu önceden "çenenin yukarı kısmı yani yüz üzerine secde" olarak anlıyordum.
Fakat, öncekiler bu hususu ne ile izah etmişler diye baktığımda onların bu ayette geçen "çene üzerine" ifadesini benim yukarıda bahsettiğim şekilde anlamlandırmadıklarını, ayetin lafzının bizatihi "çene üzerine" olduğunu, bunu tevil etmek için "sakallardan kinaye" tarzı tatminden uzak tevil gayretlerine giriştiklerini müşahade ettim.
Sonra, bir kardeşimizin yaptığı ve boyun bükülünce çenenin göğüse dayanması ile oluşan eylemli duruşun ayetin zahir anlamına daha uygun geldiğini yolundaki izah bana daha tutarlı geldi.
Dünyadaki geri kalan diğer tüm insanlar bu ayeti atalarından gördükleri gibi anlama yanlısı olabilirler. Beni onların hiç biri hesaba çekmeyecek.
Mesele, Allah'ın neyi tarif ettiğidir. Bunda hemfikiriz.
İşte bu ve benzeri birkaç mesele Kuran'da anılan "salat"ın atalarımızdan gördüğümüz "namaz" olmayabileceği hususunda bende ciddi bir şüphe doğurmuştur.
Biz bu tartışmayı herhangi bir ayetin hükmünü inkar için değil, ayetleri bölüp parçalamadan Kuran'ın bize anlatmak istediği şeyi anlama adına sürdürüyoruz.
Yola, Allah'ın Kuran ile insanları en güzel hidayete kavuşturacağına tam olarak iman ederek çıktık. Eğer hidayeti başka şeylerde arayacak olsaydık gökte uçup vaaz veren kimi kardeşlerimizin hazır kaynaklarına geri dönerdik. Biz onları evvelce zaten biliyorduk.
Bu tartışmada salatın ne olduğunu sorgulayan tarafın duruşu izah getirmekten ziyade "soru sormak" biçiminde cereyan etmiştir.
Bu gayet doğaldır. Çünkü iman ve amelini yalnız Kuran'a dayandırıp, Kuran'ın namazı tarif ettiğini, Kuran'ın bu anlamda da yeter olduğunu İDDİA eden bir grup içerisindeyiz.
Tartışmanın formatı, "madem bunu söylüyorsunuz, şu şu ayetlerin izahı nedir" şeklinde oluşmuştur.
Samimi gözlemim o ki, bu yönde getirilen bir çok soru maalesef cevapsız kalmıştır.
Bilmemek ayıp değildir. İçinizden hiç biriniz mutlak olarak her şeyi bildiğini iddia da etmemiştir.
Fakat işin başından beri rahatsızlık doğuran şey, (sizi tenzih ediyorum) bir çok kardeşimizin bu soruyu kendisine ciddi olarak sormak yahut var ise bildiği, bunu açıklıkla paylaşmak yerine doğrudan doğruya bizi "inkarcılar" statüsüne layık görmesi olmuştur.
Ben açıklıkla diyorum ki, belki işin en başından beri yanlış yapıyoruzdur. Belki eski inancımız (Kuran + Sünnet) daha doğrudur. İşte bunun sağlama yollarından biri de Kuran'da anlatılan salatın ne olduğu meselesidir.
Kaldı ki, mesele sadece salattan ibaret de değildir.
Onunla doğrudan doğruya bağlantılı bir "zekat" meselesi de var. (Elbette bu bağlantı sadece Kuran'da var. Ya değilse uygulamada aralarında hiç bir bağlantı yok)
Tüm bu tartışılanlar içerisinde ayetlere dayandırılmış sorular, görüşler nihayetinde alıntı yaptığım paragrafınızda hiçe indirgenmiştir.
Rad kardeşime hitaben yazdığınızın bilincindeyim. Fakat, tartışmada aynı iddiaları dillendiren kimseler olarak hissemize bir pay çıkarmamız da doğal sayılmalıdır.
Önceki yazışmamızdaki sözleşmemiz bakidir. Şu sıra, Mustafa İslamoğlu'nun tefsir setini takip ediyorum. Beraberinde sizinle konuştuğumuz çalışmayı da yapacağım inşaallah.
Muhabbetlerimle...
__________________ "(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selam Ali Aksoy kardeşim,
mavi yazılar sizin :
Salat kelimesinin Kuran'ın her yerinde aynı anlama gelmediği, bu nedenle meallerde her "salat" kelimesinin geçtiği yere "namaz" yazılmasının bir çok müşkil durum doğurduğu bu başlık altında hem başka kardeşlerimce hem de bizzat tarafımdan dile getirilmiştir.
Bunu siz de kabul ediyorsunuz. Sorun şu ki siz abdestin şart koşulduğu "salat" hususunda aynı esnekliği göstermiyorsunuz.
kardeşim, '' salat '' kelimesinin Kur'an'ın her yerinde geçtiği yere '' namaz '' diye yazılmasının yanlış olması, yine aynı şekilde '' salat '' kelimesinin geçtiği hiçbir yere '' namaz '' kelimesi yazılmayacak anlamında değildir. ikisi de aynı derecede yanlıştır. ben,her iki yanlıştan hiçbirini yapmayalım diyorum...
Maide 6'da ifadesini bulan abdest olayı kesinlikle '' kıyamlı salatlardan '' namazı işaret etmektedir. aksi taktirde :
Maide 6 :
Ya eyyühellezıne amenu iza kuntüm iles salati fağsilu vücuheküm ve eydiyeküm ilel merafikı vemsehu bi ruusiküm ve ercüleküm ilel ka'beyn ve in küntüm cünüben fettahheru ve in küntüm merda ev ala seferin ev cae ehadüm minküm minel ğaitı ev lamestümün nisae fe lem tecidu maen fe teyemmemu saıydan tayyiben femsehu bi vücuhiküm ve eydıküm minh ma yürıdüllahü li yec'ale aleyküm min haraciv ve lakiy yürıdü li yütahhiraküm ve li yütimme nı'metehu aleyküm lealleküm teşkürun
Ey inananlar, namaza dur(mak iste)diğiniz zaman yıkayın: yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerizi; meshedin: başlarınızı ve topuklara kadar ayaklarınızı. Eğer cünüp iseniz tam temizlenin. Hasta, yahut yolcu iseniz, yahut biriniz tuvaletten gelmişse, ya da kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız temiz toprağa teyemmüm edin; ondan yüzlerinize ve ellerinize sürün. Allâh size güçlük çıkarmak istemiyor, fakat sizi temizlemek ve size olan ni'metini tamamlamak istiyor ki, şükredesiniz.
evet, işte örneğin burada, '' salat '' kelimesinin yerine kıyamlı salatlardan '' namaz '' dışında hiçbir kelimeyi koyamazsınız. tek buraya bile bakıp dikkate alırsanız '' namaz '' ın kesinliği anlaşılacaktır.
şöyle ki :
diyorsunuz ki :
RAD_ yazdı :
Salat : Bağlılık,söz vermek,itaat etmek,kabul etmek,tevazu göstermek,Allah için hayat duruşu sergilemek,Tağuta ve Allahın hükmünü tanımayanlara karşı cihad etmek,günahlardan kaçınıp kötülükten uzak durmak,iyiliği emretmek,yetimi kollamak,yoksulu doyurmak,yolda kalmışa yardım etmek,dini doğrulamak,yönelmek,izlemek,iyi,güzel ve doğru olan söze uymak,vahye bağlanmak,şirkten arınmak,zinadan uzak durmak,yalan söylememek,adam öldürmemek,hırsızlık yapmamak,Allahın vahyi hükmü ile hükmetmek,Bütün ilahları,rableri ve büyüklenenleri reddedip Yalnızca Allaha kulluk etmek ve ondan yardım dilemek,kendini yeterli görmemek,azgınlıktan kaçınmak,isyan etmemek,teslim olmak,vahyi ulaştırmak...
Salatı İkame : bütün bunları hayatına geçirmek ve tatbik etmek.yaşamak. bütün resullerin nebilerin yaptığın Allahın değişmez sünneti budur.
Bütün surelerde olan anlatım salatı açıklıyor.
Vahiyle yoğrulmuş bir hayatı yaşamak,her an tevazu ve kabul içinde olmak. Vahiy atmosferinde,vahiyle bütünleşmiş,şirkten arınmış bir hayatı yaşamak yaşatmak. Böyle bir düzen için Dini ayağa kaldırmak.Vahyi ulaştırmak. İnsanların refahı ve barış içinde yaşamaları için islama girmelerini sağlamak. Kuranı rehber edinmek. Vahyi izlemek. Tüm nebilerin ve resullerin yaptığı gibi yalnızca vahye uymak ve vahye göre bir hayat şekillendirmek. Allahın ipine tutunmak,Allahın boyası ile boyanmak,Allahın beyt olarak nitelendirdiği islama girmek,Allahın kıblemiz yönümüz olarak belirttiği yöne Tevhide yönelmek. Allahı birlemek.Biri bize yanlışımızı söyleyip ayet hatırlattığında hemen yanlışımızı düzeltip tevbe edip ayete teslim olmak.
Kuranın genel olarak tüm ayrıntıları ile belirttiği ve pratik olarak nasıl yaşanacağı ve zaman belirtmediği hayatın yaşamın genelidir salat.
şimdi , siz , '' namaz '' diye birşey yoktur, dediğinize göre, o halde sizin '' salat '' kelimesi ile ilgili yukarıda verdiğiniz anlamları bir yerlerine yerleştirelim bakalım. nasıl bir sonuç çıkacak :
ya eyyuhellezine amenu ( ey iman edenler ) iza kumtüm iles salati ('' salat '' yapmak üzere kalktığınızda , yani : tevazu göstermek istediğinizde, söz vermek istediğinizde , yetimi kollamak istediğinizde, yoksulu doyurmak istediğinizde, yolda kalmışa yardım etmek istediğinizde, yalan söylememek istediğinizde, vb. durumlarda fağsilu vücuheküm ( yıkayın yüzlerinizi ) , eydiyeküm ilel merafikı ( ve dirseklerinize kadar ellerinizi ) , vemsehu bi ruusiküm ( başlarınızı meshedin ) , ve ercüleküm ilel ka'beyn ( ve topuklarınıza kadar ayaklarınızı meshedin )............
şimdi kardeşim, ben tevazu göstermeden önce , söz vermeden önce , yetimi kollamak istediğimde , yoksulu doyurmak istediğimde , yolda kalmışa yardım etmek istediğimde , yalan söylememek istediğimde vb. durumlarda abdet almam mı gerekecek bu durumda? çünkü Ayet açıkça ''salat'a '' kalktığınızda ellerinizi, yüzünüzü, dirseklerinize varana kadar ellerinizi yıkayın, başınızı meshedin, topuklarınıza varana kadar da ayaklarınızı meshedin diye emrediyor... ben bir yetimi kollamadan önce bunların hepsini yapacak mıyım ? ( namaz yoktur dediğinize göre ), ben bir yoksulu doyurmak istediğimde, dur hele beni burada bekle, seni doyurabilmem için , abdest alma koşulu / emri var, aksi taktirde seni doyurmaya izin yok mu demeliyim ? eğer, ''namaz'ı '' yok sayarsanız işte aynen bunları da kabul etmeniz ve aynen uygulamanız gerekiyor kardeşim. daha önceki yazımda da işte bunu demek istemiştim.
Yüce Allah dilerse daha sonra devam etmek üzere
Sevgilerimle
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
baybora Ayrıldı
Katılma Tarihi: 06 eylul 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 547
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam..
Sevgili kardeşim rad,
Bende tam bu mesele(salât) ile ilgili bir “başlangıç” yapacaktım. Bu yüzden metnin çevirisini sormuştum.
Şöyle “başlamayı” deneye bilirim:
Mesela;
E raeyt’e-llezî yukezzibu bi’d-din(i)
Fe zâlik’e-llezi yedu'ul-yetim(e)
Ve la yehuddu alâ teâmi’l-miskin(i)
Fe veylun lilmusallin(e)
Ellezîne hum an salâtihim sâhun(e)
Ellezîne hum yurâun(e)
Ve yemneûne’l-maûn(e)
Şimdi bu surenin iniş zamanı ile ilgili üç görüş bulunmaktadır:
1. Sure hicretten öncedir.
2. Sure hicretten sonradır.
3. Surenin yarısı hicretten, önce yarısıda hicretten sonradır.
1. Şıkka göre ayette “veyl” edilenler “Muşrikler”dir.
2. Şıkka göre ayette “veyl” edilenler “Munâfıklar”dır.
3. Bu şıkka katılmak mümkün değildir. Sure bir bütündür. Şöyle ki,
3.a. Suredeki “kafiye”ye dikkat edilsin.
“bi’d-din(i)”,
“yetim(e)”
“miskin(i)”
“musallin(e)”
“sâhun(e)”
3.b. Ayetlerin arafındaki “ve” ve “fe” lere dikkat edilsin.
“fe zâlike”
“ve la”
“fe veylun”
“ve yemneûne”
3.c Yine ayetler “Ellezîne” has ism-i mevsulleriyle cümleler birbirlerine bağlanmaktadır.
Şimdi iki şıkka göre anlam ve yorum değişecektir.
Hicretten önce: “Muşrikler”
Hicretten sonra: “Munâfıklar”
“el-Musalline” kelimesi sizinde belirttiğiniz gibi;
Müddessir 74/ 43
Maun süresi 107/ 4 Mearic 70/ 22
Sureleridir.
Ve bu surelerin ikisi (74, 70) “Hicretten önce’dir” bize göre Maun suresi’de “hicretten önce”dir. “el-Musalline” kelimesinin geçtiği için sureler tema ortaktır. Ve “Hicretten önce”dir. Bu birinci delilimizdir. Yine “bi’d-din(i)” kelimesi “tukezzibûne” (82:9), “yukezzibuke ba’du” (95:7) ve bu surede geçmektedir. Bu surelerde hicretten öncedir. Bu ikinci delilimizdir. “Dini” tekzib edenler, yetimi itip kakanlar, miskini doyurmayanlar “muşriklerin” özellikleridir. Buda üçüncü delilimizdir. Muşriklerin ‘salatı’da (8:35) dördüncü delilimizdir. “E raeyte?” ibaresinin geçtiği “18:63, 25:43, 96:9,11,13, 107:1” beşinci delilimizdir.
“Söylenen (şey), “anlatılan” yerine “anlaşılan” (şey) olarak kabul edildiği takdirde, yapılan yorumlar gramer’i aşıp onu iptal eder ve hiçbir gramatik mülahaza anlam’ı kur(tar)maz; zira anlam sadece gramer’e tabi olan, gramer’den çıkan (şey) değil, aynı zamanda gramer’i kendisine tabi kılan, gramer’in içine giren şeydir.” (Bak. Dücane Cündioğlu, Kur’an’ı Anlama’nın anlamı, Kaknüs, 2005, s.98)
Son olarak:
“Maun Süresinin Anlamı: 1. Dini yalanlayanı görmedin mi / tanımadın mı / bilmedin mi (yani sen onu bilirsin / tanırsın.) 2. İşte o, yetimi hakir görüp, onu dışlayandır. 3. Yoksulu, zavallıyı yedirmeyi teşvik etmez (engeller) 4. O halde helak olmak, bu (münafık) mü’minler içindir. (Diğer bir deyişle,) yok olası mü’minler(!) 5. O mü’minler ki imanlarından isteyerek gafil olurlar 6. O mü’minler ki onlar mürailik/ münafıklık yaparlar 7. Ve taata/ zekata (temizlenmeye) engel olurlar.” (Bak. Haktansapmaz, Kur’an’da “el-musallin” namaz kılanlar mıdır?)
Yukarıdaki bu çeviriye katılmak mümkün değildir. Bu anlam “bize göre” doğruda değildir. Bu anlam üzerine bina ettiğiniz surenin yorumu ve/veya yorumlarıda, surenin “hicretten önce” olması ile “buharlaşmaktadır”.
Selam ve dua ile,
(Başka bir yöntem daha deneye biliriz.)
__________________ Tanrı'ya inanan adam olmak kolay, ve fakat Tanrı'nın inanacağı adam olmak zor!
|
Yukarı dön |
|
|
Xweser-Mirov Yasaklı
Katılma Tarihi: 17 mart 2008 Yer: Netherlands Gönderilenler: 421
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Ve ezzin fin nasi bil hacci ye'tuke ricalev ve ala külli damiriy ye'týne min külli feccin amýyk ( Bakara 27 )
Insanlar içinde hacci ilan et ki, gerek yaya olarak gerekse derin vadilerden gelerek, yorgunluktan incelmiþ binitler üzerinde sana gelsinler ( Bakara 27 )
Allah rizasi icin, simdi burada "bil" bukadar mealde neden cevrilmemis ?? Ben bu kelimeyi farketmediklerine inanmiyorum..! Peki, Kuran'i atalarimizi dogru cikarisiya mi cevirecegiz ???
Hacc ile ilan et ki, peki "ile" cevrildiginde ne oluyor dersiniz ? Ozaman bu ilan edilen sey, gelme sebebi, Islam'a cagridir..! Hacci neden ilan edecek Peygamber insanlar arasinda ? Herseyin bir amaci olmasi lazim degil mi.. Neden "Sana gelsinler" .. ?
Kuran'i ve diger tum kitaplari, kafanizda olusturdugunuz veya yapageldiginiz birseye kanit yapmak istiyorsaniz, bu hicde zor degildir..
Kuran, "salat" i aciklamak icin mi inmistir ? Salatin vakitleri, rukunlari, abdesti, okumasi, kiblesi vs. neden ayri ayri baglamda ki ayetlerden cikartiliyor.. Kuran'in bir gunde inmedigini bildigimize gore, bir rituel ibadetin anlatimi Kuran'da neden parca parca dilimler halinde anlatilmis.. ?? Yoksa, Kuran insanlarin hayat tarzlarindan cok, namazlarini duzeltmek icin mi inmistir ??
Kendimizi, Kuran'in indigi toplumda hissedelim.. Oruc, sadaka vs. aciklaniyor.. Kuran'in basindan beri salattir gidiyor ama parca parca aciklaniyor.. Insanlar, maide suresinde abdest farz oluncaya kadar, neyapiyorlardi, mescid-i haram'a donun diyene kadar nereye donuyorlardi, vs ?
Kuran'in rituelleri aciklama uslubu, uzerinde durma uslubu, oruc rituelini aciklama seklindedir.. Olmasi gerekende odur zaten.. ! Kazasiyla, vaktiyle, olur/olmazlari ile, tutamayanlarin yapacaklari ile, butun sartlari aciklanmis.. ! Iste, akil bu sormadan edemiyorum..! Namaz nerede ? Neden boyle siralanmamis.. Allah demek ki, gerektigi zaman, kafa karisikligina maal vermeyecek sekilde, rituelleri acikliyor, oyle degil mi ?
Selametle,
__________________ Hayat sen ne güzelsin
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
RAD_ Yazdı:
Kur'an'da müteaddid Ayetlerle emredilen şekilsel ibadetlerden olup, inkarı mümkün değildir.
hasan öktem yazdı:
Selamlar
İyi niyetli samimi kardeşim Hasan Öktem.
Şekilsel olmayan ibadet mi var? Yoksa kuranı kerimde geçen ibadet kavramında bir problemimiz mi var?
Kulluğun şekilseli şekilsel olmayanı mı var?
Ben şimdi uyurken ya da yemek yerken kul değil miyim? ya da kulluk etmiyor muyum? futbol oynamak banyo yapmak bile kulluk değil midir?
Kuran bizim için hayatımızı şekilsel ibadetler ve Allah için yapılanlar ve yapılamayanlar olarak ayrıma gitmemizi mi öğütlüyor?
Tağuta ibadet etmek ne demektir? Hiç tağut için oruc tutan ya da namaz kılan gördünüz mü? Yoksa tağutun hükümlerini kabul edip onlara secde eden ve onların hükümleri ile hükmedip onlara kulluk edenler mi vardır?
Alimleri Rab edinip onlara ibadet etmek ne demektir? Alim için namaz kılmak mı? Yoksa alimlerin içtihadlarını yada söylemlerini haram helallerini kabul edip hayatını ona göre yaşamak mı? Zümer -3
Sanırım kuranı kerim de ibadet kavramı bağlamında ciddi bir problem var!
Kulluk bir bütündür. Vahye uyarsanız Allaha kulluk etmiş olursunuz. Vahiyden yüz çevirirseniz Tağuta,şeytana kulluk etmiş olursunuz. Misal zinadan uzak durmak ya da zina etmek.
Kulluk bir bütündür ve bu sınırın dışına çıkılmaz. Kişi her an her saniye Rabbinin huzurundadır. Müslüman temizdir. Elini yüzünü yıkar. Baştan topuğa kadar. Yani tamamen temizdir. Manen ve maddi. Tüm kötü fikirlerden şirkten temizlenmiş bir şekilde. Hatırlarsak Kurana temiz olanlardan başkası dokunamazdı. Yani cunup (uzak) olanlar kuranı anlamazlar.
Selametle,Rad. (Son).
|
|
|
selam RAD_
kırmızı yazılar sizin .
Şekilsel olmayan ibadet mi var? Yoksa kuranı kerimde geçen ibadet kavramında bir problemimiz mi var?
Kulluğun şekilseli şekilsel olmayanı mı var?
şekilsel nitelikte ve düşünsel nitelikli ibadetler vardır tabiki. tefekküre çağrıldığımız Ayetler ile Maide 6'daki kıyamlı salatlardan namaz öncesi hazırlığını veya fi sebilillleh kıtal'e / savaş'a çağrılan Ayetler arasında bu farkı göremiyorsanız , ben daha size ne diyeyim artık?
Yoksa kuranı kerimde geçen ibadet kavramında bir problemimiz mi var?
var, hem de çok problemlerimiz var :
'' Yüce Allah'ın emirlerini yerine getirmek '' ; '' kulluğumuzu tüm anlamlarıyla birlikte her bakımdan yalnız ve ancak O'NA tahsis etmek '' ; dini ona has kılmak ; kainatın, ins ve cinn'in yaradılışındaki hikmet ve gaye ; tapma , tapınma ; ta'zim'de bulunma ; egemenlik, hüküm ve otoritesini benimsemek , Kur'an'ın emirlerini ( örneğin Maide 6'yı ) yerine getirmek vb. velhasıl İBADET edebilmek...
Ben şimdi uyurken ya da yemek yerken kul değil miyim? ya da kulluk etmiyor muyum? futbol oynamak banyo yapmak bile kulluk değil midir?
Kuran bizim için hayatımızı şekilsel ibadetler ve Allah için yapılanlar ve yapılamayanlar olarak ayrıma gitmemizi mi öğütlüyor?
kavramların altını oymak ve onları sulandırmaktaki gayen nedir ?
ibadet'lerin altını oyarak, içini boşaltarak neyi yapmayı amaçlıyorsun ?
futbol oynamak, niye kulluk olsun ki? vücudunu dinç tutup, Yüce Allah'ın emirlerini sağlıklı vaziyette daha iyi yerine getirebilmekse amaç, bunu sormana bile gerek yoktu ki? tabiki tüm sporları meşruiyet içinde yapmak kulluk olur.yok eğer, futbol oynamanın , yani spor yapmanın dışında kalan zamanlarda, Yüce Allah ile hiçbir salat bağlantısı taşımıyorsa , o futbolun adı kulluk değil, olsa olsa heva ve heves peşinde bir eğlence olur... aradaki farkı görmeliydiniz...
Tağuta ibadet etmek ne demektir? Hiç tağut için oruc tutan ya da namaz kılan gördünüz mü? Yoksa tağutun hükümlerini kabul edip onlara secde eden ve onların hükümleri ile hükmedip onlara kulluk edenler mi vardır?
Alimleri Rab edinip onlara ibadet etmek ne demektir? Alim için namaz kılmak mı? Yoksa alimlerin içtihadlarını yada söylemlerini haram helallerini kabul edip hayatını ona göre yaşamak mı? Zümer -3
Sanırım kuranı kerim de ibadet kavramı bağlamında ciddi bir problem var!
4 terimden İlah-Rabb-İbadet- Din vb. tüm kavramların Kur'an'da geçen tüm anlamları tabiki çok önemlidir. ama bunları Ashab-ı Kehf'İ HIRSIZ'lara benzetebilecek kadar şaşırmış bir insandan duymaya ihtiyacımız yoktur. Kur'an'da tüm bu kavramlar fazlasıyla açıklanmıştır. iş ki, '' duyduk ve itaat ettik '' diyebilmektedir sorun. eğer işitildiği halde yine de Kur'an Ayetlerine itaat edilmiyorsa işte orada gerçek ve ciddi bir problem var demektir.
Kulluk bir bütündür ve bu sınırın dışına çıkılmaz. Kişi her an her saniye Rabbinin huzurundadır. Müslüman temizdir. Elini yüzünü yıkar. Baştan topuğa kadar. Yani tamamen temizdir. Manen ve maddi. Tüm kötü fikirlerden şirkten temizlenmiş bir şekilde. Hatırlarsak Kurana temiz olanlardan başkası dokunamazdı. Yani cunup (uzak) olanlar kuranı anlamazlar.
öncelikle :
öncelikle :
Yüce Rabb buyurdu :
"De ki: Arınmağa gönlün var mı?"
Selam
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
|
|