Yazanlarda |
|
RAD_ Yasaklı
Katılma Tarihi: 19 haziran 2007 Yer: Finland Gönderilenler: 55
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selametle,Rad.
__________________ Furkan Suresi Ayet 30...
|
Yukarı dön |
|
|
Xweser-Mirov Yasaklı
Katılma Tarihi: 17 mart 2008 Yer: Netherlands Gönderilenler: 421
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Ve iz yerfeu ibrahýmül kavaide minel beyti ve ismaýyl* rabbena tekabbel minna* inneke entes semýul alým ( Bakara 127 )
Bir zamanlar Ibrahim, Ismail ile beraber Beytullah'in temellerini yükseltiyor Ey Rabbimiz! Bizden bunu kabul buyur; þüphesiz sen iþitensin, bilensin. ( Bakara 127 )
Bir zamanlar Ibrahim temelleri Ev'den ( Beyt'ten ) yukseltiyor ve Ismail. Ey Rabbimiz! Bizden bunu kabul buyur; Suphesiz Sen isitensin, bilensin.( Bakara 127 )
Evden temelleri yukseltiyor..! Ev zaten var ozaman.. Hz. Ibrahim temelleri yukseltiyor evden sadece..Birinin cikip, Hz. Adem'in Kabeyi ilk insa ettigini soylemesini bekliyorum..
------------------------------------------------------------ ------
Hz. Musa ve kavminden, evlerini kible yapmalari isteniyor ! Peki, Kabe yani Beyt'i Hz. Ibrahim insaettiyse, ve Hz. Ibrahim'de Hz. Musa va Isa dan yillar once geldigine gore, neden diger ummetlerden kible olarak Mescid-i Haram'a donmelerini goremiyoruz da bunun aksine evlerinizi kible yapin emrini goruyoruz.. ! Hz. Ibrahim neden yapti ozaman Kabeyi ( Beyti ), yillar sonra birileri kible yapar diye mi ? Hz. Ibrahim'de Kabe ye dogru mu namaz kildi ? Tavaf etti ??? Putlari kiran Hz. Ibrahim'in yaptigi dort duvardan binaya bu Allah'in evidir, demesi mantikli midir ?
Allah'in sunnetinde degisiklik goremezsin..!! Hz. Musa ve kavminin neyi kible yapacagi bildirilmis, evlenirini.. Bu demektir ki, ya ozaman Beyt( Kabe ) yoktu.. ya da Allah her ummetten degisik yonlere donmesini istiyor.. !! ?
Selametle, Bémal
__________________ Hayat sen ne güzelsin
|
Yukarı dön |
|
|
baybora Ayrıldı
Katılma Tarihi: 06 eylul 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 547
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam..
Sevgili kardeşim Rad,
Öncelikle bu sitede yazı yazan birçok kardeşim gibi sizinde “İlahi Kelam”a olan bağlılığınızdan şüphe etmediğimi belirtmek isterim.
Verdiğiniz cevabı, çalışma düzenim nedeniyle çok geç bir saatte ve merakla okudum.
Yazınızdan “Maun suresi”nin “anlamı ve yorumu” ile ilgili, kardeşimiz “haktansapmaz”a yönelik eleştirilerime katıldığınızı anlıyorum.
Burada “Ayet-i Kerime”lere veya “Sure”lere, mekan ve zaman tayin ederken bir çok kerede “muhatab”ta tayin ettiğimizin anlaşılmış olduğunu ümid ediyorum.
Elbetteki zaman, mekan ve muhatabların tayini anlamın ve yorumunda tayini olmaktadır.
Yine devam edersek;
Kur’an’ı Kerim’de “Salât”la “direk” ilintili kavramlar şunlardır;
a. Nidâ
b. İkâme
c. Gusul,
d. Vudû,
e. Kıble
f. Zikir
g. Kıyâm
h . Kıraat
ı. Rukû’
i. Secde-Sucûd
k. Mihrâb
l. Beyt
m. Kâbe
n. Mescid-Mesâcid
dersek. Sizin yukarıdaki maddelere itirazınız, eklemek istediğiniz var mıdır?
Bu konuda da anlaşabilir miyiz?
Selam ve dua ile,
__________________ Tanrı'ya inanan adam olmak kolay, ve fakat Tanrı'nın inanacağı adam olmak zor!
|
Yukarı dön |
|
|
Xweser-Mirov Yasaklı
Katılma Tarihi: 17 mart 2008 Yer: Netherlands Gönderilenler: 421
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Biz, Beyt'i insanlara toplanma mahalli ve güvenli bir yer kýldýk. Siz de Ýbrahim'in makamýndan bir namaz yeri ( musalla ) edinin. Ýbrahim ve Ýsmail'e: Tavaf edenler, ibadete kapananlar, rüku ve secde edenler için Evim'i temiz tutun, diye emretmiþtik. ( Bakara 125 )
Dini yalanlayaný gördün mü? Ýþte o, yetimi itip kakar; Yoksulu doyurmaya teþvik etmez; Yazýklar olsun o namaz kýlanlara ki ( musallin ), Onlar namazlarýný ciddiye almazlar. Onlar gösteriþ yapanlardýr, Ve hayra da mani olurlar. ( Maun )
Bakara 125.ci ayette, insanlara hitap ediliyor ve siz de bir musalla edinin deniliyor. Burada ki musalla tabii ki, Islam'a davettir. Cunku, insanlari imandan once namaz kilmaya cagirmak anlamsizdir..!! Siz de Beyt'ten ( Islamda ) musalla edinin.
Bu baglamda musallin, Bakara 125.ci ayette ki, siz de ile emredilen musallayi edinen kisilerdir. Yani, namaz kilanlar degil, Islam'a girenlerdir. Maun suresinde ise, dini ( Islam'i secmelerine ragmen, bu edindikleri yeri/musallayi ) ciddiye almayan, gosteris yapan ve hayra da mani olanlardan bahsediliyor.
Maun suresinde bahsedilen kisiler Islam'a yeni girenlerdir. Ancak daha mumin olamayanlardir. Cunku, salatlarini ciddiye almiyorlar, gosteris yapiyorlar, hayra da mani oluyor. Bir muminin yapmamasi gerekenleri yapiyorlar.
Islam'a girmek yeterli degildir. Islam'a girip, mumin olmak, hanif olmak, sakinanlardan olmak vs. gerekir.
__________________ Hayat sen ne güzelsin
|
Yukarı dön |
|
|
Xweser-Mirov Yasaklı
Katılma Tarihi: 17 mart 2008 Yer: Netherlands Gönderilenler: 421
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Ya benı ademe huzu zıneteküm ınde külli mescidiv ve külu veşrabu ve la tüsrifu innehu la yühıbbül müsrifın ( A'raf 31 )
Ey Adem oğulları! Her secde edişinizde güzel elbiselerinizi giyin; yeyin, için, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez. ( A'raf 31 Diyanet )
Diyanet amcacigim seni hic sevmiyorum.. Cunku, sen Allah'in kelamini kafana gore ceviriyorsun.. Allah'in kullanmadigi ifadeyi kullaniyorsun.. Sonra da kalkmis, hiristiyanlar, museviler kitaplarini tarif ettiler diyorsun.. Tarif etmek degilmidir senin yaptigin da.. ! "Kavaide minel beyt", "min" cevirmiyorsun, "bil hacci" "bil" cevirmiyorsun, "mines salah", "min" cevirmiyorsun.. Neden amcacigim.. Allah kullanmissa, senin kendi elinde yaptigina uymacagini dusundugun icin mi cevirmiyorsun.. ?
Gelelim, Araf 31 ayetine, inde kulli mescidiv, her mescidde neden cevirmiyorsun, cok mu zor.. secde nerede bu ayette.. ? Cok yuklenmeyelim aman, Diyanet amcam sonra bizi kafir ilan eder..
Pekhala, Ya beni ademe ile hitap tum ademogullarina insanlara, mekke de kac tane mescid var di ki, araf suresi indiginde de, tum mescitlerde deniliyor ? Ya da, insanlar hangi mescitlere gidiyorlar ? Mescitlere inananlar gitmiyormuydu sadece ? Iman edenler yani... Peki, guzel elbiseleri giymek, yemek/icmek ve israf etmemek sadece mescitlerde mi gecerli ?
Ben bunu niye dusunemedim ki, Diyanet amcam secde edisinizde diyerek, beni ademe once itaat/secde ettirmis, celiskiyi kendisince silmis..
Kavram Kuran' da bagirip dururken, ben sizin anladiginiz seyler degilim, icimi bosaltip duvarlara seccadelere boncuktan tespihlere doldurdular derken, hala Kuran'i Kuran ile anlamakta cok az yol katediyoruz..
__________________ Hayat sen ne güzelsin
|
Yukarı dön |
|
|
RAD_ Yasaklı
Katılma Tarihi: 19 haziran 2007 Yer: Finland Gönderilenler: 55
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selametle diyorum.,Rad.
__________________ Furkan Suresi Ayet 30...
|
Yukarı dön |
|
|
baybora Ayrıldı
Katılma Tarihi: 06 eylul 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 547
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam...
Sevgili kardeşim Rad,
Forma asmayı tasarladığınız şöyle bir yazı olabilir mi?
"Nidâ" ve "Salât"
Kur’an’ı Kerim’de geçen “nidâ” kelimesi “Nun-Dal-Ya” kökünden gelmektedir. Kelime “Seslenmek”, “Çağırmak”, “Bağırmak” anlamlarındadır.
Kur’an’ı Kerim’de kullanımları şöyledir. :
Mesela şöyle yapılabilir;
Ve nâdâ-huma rabbu-huma 7:22
Ve nâdâ ashabu’l-cenneti: 7:44
Ve nâdâ ashabu’l-a'râfi: 7:48
Ve nâdâ ashabu’n-nâri: 7:50
ve nâdâ Nûhun: 7:42, 11:42,45, 21:76,
Ve nâdâ fir'avnu: 43:51
İz nâdâ rabbehu: 19:3, 21:83, 89, 38:41,
İz nâdâ rabbuke: 26:10
İz nâda ve huve: 68:48
feHaŞera fenâdâ: 79:23
Yine:
el-munâdi: 50:41, 3:193 seslenen, çağıran anlamındadır.
Ve yine:
Şu ayetlerde seslenmek: 79:16, 19:24, 7:22, 3:39, 7:46, 38:3, 43:77, 54:29, 28:46, 19:52, 37:104, 49:4, 57:14, 50:41, 3:193, 28:62,65,74, 41:47, 18:52
Şu ayetlerde de seslenilmek: 7:43, 20:11, 27:8, 28:30, 62:9, 40:10, 41:44, 2:171, 19:3
Şu ayetlerde de birbirine seslenmek: 68:12, 40:32
Ve yine;
Nâdiye: Toplantı, toplantı yeri anlamında:
29:29, 96:17, 19:73
(Bak. “mu’cem’ul-mufehres” “Nun-Dal-Ya” (Arabça, Muhammed Fuad Abdulbaki, Dâr’ul-Marif, Lubnan, 2002) ve “Kur’an’ı Kerim lugatı” (Türkçe, Timaş,1999) )
Konumuzla ilgisi olan Ayet-i Kerime’ler de şunlardır:
“izâ nûdiye li’s-salâti” (62:9)
“nûdiye” için bak. 21:11, 27:8, 28:30, 62:9
Çeviriside şöyle olmalıdır:
“Salât için seslenildiğinde/çağrıldığında”
“izâ” zaman zarfı “hani, …dığında, ..diği/dığı "zaman" anlamlarında kullanılmaktadır.”
“Ve izâ nâdeytum ile’s-salâti” (5:58)
“nâdeytum” “bu Ayet-i kerim’de” 5:58
Çevirisi “ ‘Salât’a çağırdığınızda”
Buradaki “ilê” harf-i cerri/edat: e, a, ye, ya, takılarıyla kadar, sonuç manasını veriri. Mekan ve zamanda bitimi, sona erişi bildirir.
Ör. İlê’l-leyli: “geceye kadar” (2:187)
Şu ayetlerde de: Açıkça bildirmek, ilan etmek anlamında tanıdık bir “kavram” bulunmaktadır:
Muezzinun: 7:44, 12:70
“Ve ezzin fi’n-nâsi bi’l-hecci”: 22:27
“Ve ezênun minallahi ve rasûlihi ilê’n-nasi yevme’l-hecci’l-ekberi”: 9:3
Şimdi:
Burada hayati sorular şunlardır:
62:9 ve 5:38 “Hicretten önce” midir?
“Hicretten Sonra” mı?
Yine 22:27 ve 9:3 aynı sorular geçerlidir.
“Hicretten önceki” ortam ile “Hicretten sonraki” ortam arasında fark var mıdır?
Siz “ilk muhatab” siz olsaydınız “toplantı” ve “ilan” için nasıl bir enstrüman kullanırdınız?
Selam ve dua ile,
__________________ Tanrı'ya inanan adam olmak kolay, ve fakat Tanrı'nın inanacağı adam olmak zor!
|
Yukarı dön |
|
|
RAD_ Yasaklı
Katılma Tarihi: 19 haziran 2007 Yer: Finland Gönderilenler: 55
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selametle,Rad.
__________________ Furkan Suresi Ayet 30...
|
Yukarı dön |
|
|
baybora Ayrıldı
Katılma Tarihi: 06 eylul 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 547
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam...
Sevgili kardeşim Rad,
Salât; Tuhr, Zekâ, Gusül ve Teyemmüm:
Kur’an’ı Kerim’de “temizlenme” ve “arınmayı” ifade eden kavramlar “Zekâ” ve “Tuhr” köklerinden türemiş kelimeler kullanılır. Bu kelimeler bazı yerlerde “Maddi” ve bazı yerlerde de “Manevi” temizlik ve arınma anlamında kullanılırlar. Türkçe’e kullanılan “abdest” kelimesi “ab” ve “dest” kelimelerinden oluşan “Farsça” “el suyu” anlamına gelen bir kelimedir. Arabça “Vudû” ise Kur’an’ı Kerim’de kullanılmaz.
(T-H-R)
Misal 1:
“Ve yes'elûneke ani’l-mehîd, kul huve ezên fa'tezilû’n-nisâe fi’l-mehîdi ve la takrabûhunne hattâ yethurne, fe izâ tetahherne fe'tûhunne min haysu emerakumullahu, innellahe yuhibbu’t-tevvâbine ve yuhibbu’l-mutetahhirine” 2:222
Misal 2:
“Ve siyâbeke fetahhir”. (74:4)
(Z-K-Y)
Misal 1:
“fêb'asû ehadekum bi verikikum hêzihi ile’l-medîneti felyenzur eyyuhê ezkâ teâmên fel yê'tikum bi rizkin minhu…” 18:19
Misal 2:
“Kad efleha men zekkâ-hê” (91:9)
Bizim Kur’an’ı Kerim’de “Salât”la ilgisini gördüğümüz “temizlik”, “arınma” ile ilgili kavramlar şu ayetlerdedir;
1. 4:43:
“Yâ eyyuhê’llezîne êmenû lâ tekrabû’s-salâte ve entum sukârâ[ii] hattâ ta'lemû mâ tekûlûne ve lâ cunubên illâ âbirî[iii] sebilîn[iv] hattâ teğtesilû [v]ve in kuntum merdâ ev alâ seferin ev câe ehadun minkum mine’l-ğaiti ev lêmestumu’n-nisae fe lem tecidû maên fe teyemmemû saîdên tayyibên femsehû bi vûcûhikum ve eydîkum innellahe kane afuvvên ğafurân” 4:43
Cunub: 4:36, 28:11, 4:43, 5:6, 14:35
lêmestumu’n-nisae: 4:43, 5:6 Bak. 33:49
Gasele: 5:6, 4:43, 38:42, 69:36
“Ey İman edenler; ne sarhoşken -söylediğinizi bilinceye kadar- ne cunubken "yol bulup" ancak -yıkanıncaya kadar- salâta yaklaşın . Rahatsız veya yolcuysanız veya tuvaletten geldiyseniz veya hanımlarınıza dokunduysanız ve (yıkanmak içinde) su bulamadıysanız temiz bir kuru toprağa yönelin. Onu, dokunun yüzlerinize ve ellerinize. Gerçekten Allah Afuv’dür, Gafur’dur.”
Bu ayette “hasta” olarak çevrilen “merdâ” ibrasine Mukatil b. Süleyman sözlüğünde şöyle demektedir 4:43 ve 5:6’yı misal vererek: “Maraz” kelimesi “Yara/Yarılı” anlamında, (Kur’an’ı Kerim’de) başka bir yere kullanılmamıştır. (Bak. Kur’an Terimleri Sözlüğü, Mukatil b. Süleyman, ter. M.Beşir Eryarsoy, İşaret, 2004, “el-maraz” maddesi, s.12,124)
2. 5:6:
“Yâ eyyuhê’llezine êmenû izâ kumtum[vi] ile’s-salâti fêğsilû[vii] vucûhekum[viii] ve eydiyekum[ix] ile’l-merâfiki[x] vemsehû bi ruusikum[xi] ve erculekum[xii] ile’l-ka'beyni[xiii] ve in kuntum cunubên[xiv] fettahherû[xv] ve in kuntum merdâ[xvi] ev alâ seferin ev cae ehadun minkum mine’l-ğaiti[xvii] ev lâmestumu’n-nisae[xviii] fe lem tecidu[xix] mâen fe teyemmemû[xx] saîdên[xxi] tayyibên[xxii] fêmsehû[xxiii] bi vucuhikum[xxiv] ve eydikum[xxv] minhu[xxvi] mâ yurîdullahu li yec'ale aleykum min haracin[xxvii] ve lâkin yurîdu li yutahhirakum[xxviii] ve li yutimme ni'metehu[xxix] aleykum leallekum teşkurune” 5:6
“Ey İman edenler kalktığınızda Salâta, yıkayın yüzlerinizi ve ellerinizi dirseklere kadar. Mesh edin başlarınızı ve ayaklarınızı iki topuğa kadar.
Cunub olduysanız temizlenin.
Rahatsızsanız veya yolculukta veya sizden birisi tuvaletten gelirse veya hanımlarınıza dokunduysanız su bulamadıysanız temiz bir kuru toprağa yönelin. Dokunun yüzleriniz ve ellerinize ondan.
Allah sizin üzerinize bir güçlük istemez fakat sizi için temizleyerek , o nimetini üzerinizde tamamlamak ister. Şükredenlerden olalasınız (diye).”
Bu iki Ayet-i Kerim’e için aşağıda yeterince dipnot verilmiştir daha fazla malumatta gerek görmüyoruz.
Burada hayati sorular şunlardır:
Gusul, Salât için “temizlik” ve “arınma” bu ayetlerde mi belirlenmiştir?
Bu ayetler inzal oluncaya kadar “Salât” için “temizlik” ve “arınma” yapılmamış mıdır?
Veya inananlar “Salât”ı “temizlik” ve “arınma” olmadan mı ikame etmişlerdir?
Bu iki ayette “hicretten sonra” olduğuna göre “hicretten önce” bahsedilen salâ ve salât nasıl izah edilecektir?
Bu sorular haklı olarak cevab beklemektedir.
Sonraki yazı "cevablar"la devam edecek....
lâ teKRaBû: 4:43, 6:151,152, 17:32,34
[iii] ÂBiRî: , 4:43, 12:43, 3:13, 12:111, 16:66, 23:21, 24:44, 79:26, 59:2
[iv] SeBiLîn: 4:43, 9:91, 40:11, 42:41,44, 42:46
[vi] KuMtum: 5:6. Bak. 4:102, 5:12, 5:59, 9:84,108, 10:105, 11:114, 17:78, 20:14, 29:45, 30:30,43, 31:17, 33:33, 74:2, 73:2, 31:17,
[vii] fêĞSiLû: 5:6. Bak. 4:43, 38:42, 69:36
[viii] VuCûHe-kum: 2:144,150,177, 5:6, 7:29, 17:7
[ix] ve eYDiye-kum: 5:6, 48:24
[x] el-merâfiku: 5:6. Bak. 4:69, 18:16,29,31
[xii] erculekum: 5:6, 7:124, 20:71, 26:49, Bak. 60:12, 5:33, 24:24.
[xiii]el-ka'beynu: 5:6, Bak. 5:95,97, 78:33.
[xv] fettahherû: 5:6, 7:82, 9:108, 27:56, 56:79
[xvi] merdâ: 4:43,102, 5:6, 73:20
[xviii] lâmestumu’n-nisae: 4:43, 5:6
[xix] lem tecidû: 2:283, 4:43, 5:6, 17:68, 17:69, 24:28, 58:12
[xx] fe teyemmemû: 4:43, 5:6.Bak. 2:267
[xxi] SaÎDên: 4:43, 5:6, 18:8, 18:40
[xxii] TaYYiBên: 2:68, 4:43, 5:6,88, 8:69, 16:114
[xxiv] bi vucuhikum: 4:43, 5:6. Bak. 8:50, 10:26, 47:27, 14:50, 23:104, 17:97, 25:4, 48:29, 54:48, 83:24, 21:39, 3:106,107, 10:27, 27:90, 33:66, 39:60
[xxvii] haracin: 5:6, 22:78, 33:38 yine bak. 9:91, 24:61, 33:37,38,50, 48:17, 4:65, 6:125
[xxix] ni'mete-hu: 5:6, 12:6, 16:81, 48:2
__________________ Tanrı'ya inanan adam olmak kolay, ve fakat Tanrı'nın inanacağı adam olmak zor!
|
Yukarı dön |
|
|
aliaksoy Uzman Uye
Katılma Tarihi: 05 subat 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 989
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam;
Baybora kardeşim. Sanırım sizinle "usul" tartışması yapmak için sözleşmiştik. (Yasin)
Ve demiştim ki, siz usulünüzü ortaya koyun. Benim hiç bir usulüm yok. Usulü olanları, usulleri yönünden irdeliyorum.
Usulü olanları usulü yönünden irdeleme işinde bir usulüm var elbette...
Bu nedenle sevgili Baybora, siz yeni bir başlık açın da, Kuran'ı anlama ve hayata geçirmede izlediğiniz yöntemi bize anlatın. "Salat" ise, bu usulün içinde bir örnek olsun.
Biz soralım, siz usulünüzü müdafaa edin.
Ne dersiniz ?
Muhabbetlerimle...
__________________ "(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
|
Yukarı dön |
|
|
|
|