Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Akçay ve Haktansapmaz hocam,Hud 87 nin tam meali nedir?
Şuayp peygamberin muhattapları tam olarak orada ne
söylemektedirler?
Bu ayette uyarılan kimseler şuayp peygamberin yaşam
tazındanmı/duasındanmı/dua ritüelindenmi/bir ibadethaneye
olan devamlılığından mı dem vurmaktalar?vurmuş
olabilirler mi?bu bilgiyi nasıl ve nereden edinmişlerdir?
ve birde şu aşağıdaki ayetler ve sıralanaşı??
2/41 Sizin yanınızda bulunanı doğrulayıcı olarak indirmiş
bulunduğum (Kur'ân)a inanın ve onu ilk inkâr eden, siz
olmayın; benim âyetlerimi birkaç paraya satmayın ve
benden sakının.
2/42 Bile bile gerçeği bâtılla bulayıp hakkı gizlemeyin.
2/43 Namazı kılın, zekâtı verin, rükû edenlerle (Allâh'ın
huzûrunda eğilenlerle) beraber eğilin.
Buradaki 3 ayetin sıralanışı salat denen kavramın bir
açıklaması olabilir mi?
ve şimdilik son olarak dikkatimi çeken bir nokta..
2/92 Celâlim hakkı için Musa size beyyinelerle gelmişti
de arkasından tuttunuz danaya taptınız siz o
zalimlersiniz.
Ve le kad caekum musa bil beyyinati sümmettehaztümul icle
mim ba'dihi ve entum zalimûn.
Bu ayette Tapmak/ibadet etmek anlamına gelebilecek bir
kelime ,ifade var mı?
Burada musadan sonra diğerlerinin bir şekle yönelişi
anlatılıyor ancak o şekle yönelişe kuran tam tamına
ibadet/kulluk mu diyor?Eğer bir şekle bir ritüelle
yönelişe Kuran tapmak/kulluk/ibadet demişse bu durumda
geleneksel namazın varlığı kurana göre gerekli ve normal
kabul edilmiş olmuyor mu?şimdilik bu kadar.
Hud 87: Ey Şuayb, dediler; "sana "babalarımızın/atalarımızın kulluk ettiklerini bırakmamızı ve mallarımız konusunda dilediğimizi yapmamamızı senin inancın/dinin mi öneriyor? Sen çok akıllı birisin! (Şuayp'la alay ediyorlar; sen aklı ermez zavallının birisin demek istiyorlar).
Önceki ve sonraki ayetlerle birlikte bu ayeti değerlendirdiğimizde, Şuayb'in kendisine vahyedilenleri önerdiğini görüyoruz. Şuayp bir Allah elçisidir. Elçiler kendilerine vahy olunana tabidirler; inançları/dinleri aldıkları vahiylerdir. Bir peygamberin görevi aldığı dinin gereklerini yerine getirmektir. Şuayp dininin gereğini yapıyordu. Şuayb'ın (varsa) kıldığı namazı bu söylediklerini söyletebilir miydi? Bildiğimiz namaz, oruç vs bir şeyi yapıp yapmamayı, emiredip ve yasaklamayı yapabilir mi? Peygaberin görevi namaz kılmak değil ki kıldığı namazı ona işinin gereğini emretsin! Peygamberin görevi tebliğdir, irşadtır, inzardır... Bunu da aldığı vahiler doğrultusunda yapar. Kişiyi dayanıklı, azimli ve güçlü yapan inancıdır. Kişi inancının gereğini yaparak gücünü inancından alır. Kaldı ki peygamberler zorunlu görevlilerdir. Allah'tan başka hiç bir güç onları görevleri olan tebliği yapmalarına engel olamaz.
Bakara 40,41,42,43,44:
40: Ey israil Oğulları, size vahiyettiklerimi unutmayın ve bana verdiğiniz sözde durun ki bende sözümde durayım ve (ahdinizi bozma konusunda) benden korkun!
41: Ve yanınızdakiler (gerçekler)le uyumlu olan indirdiğim (Kuran)a iman edin de onu inkaredenlerin önünde yerinizi almayın (Çünkü ilk sizin inanmanız gerekirdi)! Ve, ayetlerimi çok az olan bir değerle (dünya menfeatı ile) değişmeyin! Kendinizi benden koruyun!
42: Ve (Sizdeki) Hakk'a ne batıl katın ne de Hakk'ı bile bile gizleyin!
43: Zikr'e tabi olun ve arınmayı gerçekleştirin' ve (böylece) inananlarla birlik olun!
44: Halka "doğru dürüst olun" derken kendinizi unutuyor/terk mi ediyor (ondan muaf mı tutuyor)sunuz? Kitab'ı okuyorsunuz da aklınız mı yok /niçin akletmiyorsunuz?
Bu ayetler İsrail Oğullarının Muhammed'e ve O'na indirilene karşın takınmaları gerekli hususları içeriyor.
Bakara 92: Musa size beyyineler (deliller/ayetler) getirdi. Ama O'ndan sonra (Musa'nın ğiyabında) siz tuttunuz buzağıyı edindiniz (ilah olarak buzağıya sahip çıktınız)! İşte siz böyle zalim/böyle kafirsiniz!
Ayetin arapçasında ibadeti/kulluğu doğrudan ifade eden bir kelime yok. Ancak olsa da kulluk/ibadet/itaat, kulluk edileni rab edinmektir. Rab emreder, abd/kul da emrini yerine getirir. Yani kulluk/ibadet emre ittibadır.
Buzağı ('icl) ile ne kast edildiğini anlamış değilim. Farzedelim bu bir put; puta kulluk, gerçekte onu putlaştırana kulluktur. O put birnin/birilerinin dediklerini/istediklerini temsil ediyor. O puta kulluk/bağlılık o birine/birilerine kulluktur/bağlılıktır.
Hud 87: Ey Şuayb, dediler; "sana "babalarımızın/atalarımızın kulluk ettiklerini bırakmamızı ve mallarımız konusunda dilediğimizi yapmamamızı senin uğruna çaba sarfettiğin/mücadele ettiğin/mesaini harcadığın zihniyetin mi öneriyor? Sen çok akıllı birisin!
Katılma Tarihi: 01 haziran 2010 Gönderilenler: 197
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
TEK BİR KİTAP İLE; EBU HUREYRENİN
BUHARİNİN MÜSLİMİN O YÜCE PEYGAMBERE YALAN SÖZ İSNAT ETTİĞİ
SAÇMALIKLARIYLA DEĞİL, YANLIZCA KURANLA YANİ ALLAH IN KELAMIYLA SORUMLU
TUTULACAĞIMIZ ZATEN KURANDA DA AYETLE SABİTTİR. YALNIZ KURAN İLE
SORUMLUYSAK VE ARAPÇADA BİLMİYORSAK NE YAPALIM TÜM TÜRKÇE ÇEVİRİLERİ
OKUYALIM VE ORADA GÖRELİM Kİ SALAT NE DEMEKTİR NAMAZ NEDİR VE NE
DEĞİLDİR SALAT KURANIN HAYAT TARZIDIR GÜZEL KURAN I GÖRMEK İŞİTMEK VE
ÇENESİNİN ÜZERİNE DÜŞÜP KABUL ETMEK, ALLAH TAN BAŞKA İLAH OLMADIĞINA VE
KENDİNDEN BÜYÜK YARATICINA VE SÖYLEDİKLERİNE İTAAT ETMEK, BU BİLGİYLE
UYANIP DİNİ AYAĞA KALDIRMAK, İNSANLARA UYDURULANI DEĞİL GERÇEK İSLAMI
ANLATMAKTIR, SALAT FAKİRİ DOYURMAK, MUHTACA YARDIM ETMEK, DÜŞKÜNÜ İTİP
KAKMAMAK, SALAT KÖTÜ SÖZ VE DAVRANIŞTAN KENDİNİ SAKINDIRMAK, DİNİ
DOSDOĞRU AYAKTA TUTMAK ZULMEDENLERE KARŞI SAVAŞMAKTIR. GÜNDE 2 VAKİT
OLAN SALAT DA BU YAŞAYIŞ TARZI VE DAVRANIŞIN VE ALLAHA VERDİĞİMİZ SÖZÜN
(RABBİMİZ SENDEN BAŞKA İLAH YOKTUR ANCAK SANA UYAR ANCAK SENDEN YARDIM
DİLERİZ) GÖRSEL BİR RİTÜELİDİR.ÖNCELİKLE BEN SALATA SALAT DERİM NAMAZ
DEMEM.
AÇIKLADIĞIM ANLAMIYLA SALAT GÜNÜN HER ANINDA YAPILIR. BUNUN GÖRSEL
MÜKEMMEMLİĞİ DE SALATÜL FECR, SALATÜL İŞA VE SALATÜL VUSTADA GÖSTERİLİR.
KIYAM ALLAH IN KELAMINI DUYUP ONA İTAAT VE ONU BİRLEMEK, RÜKU
YARADANIN ÖNÜNDE SAYGIYLA KORKUYLA EĞİLMEK, SECDE ONA TESLİM OLMAK, TEK
DAYANILACAK YERİN ONUN YANI OLDUĞUNU ANLAMAKTIR. GÜNÜMÜZDE İNSANLAR
ARTIK SALATLARINDAN GAFLET İÇİNDEDİRLER. SALATIN NE OLDUĞUNU BİLE
ANLAMADAN NE SÖYLEDİĞİNİ BİLE BİLMEDEN NAMAZ KILANLAR YOK MUDUR? NE
SÖYLEDİKLERİNİ KENDİLERİ BİLE ANLAMADAN NASIL ALLAH A ANLATABİLİRLER?
ALLAHI SÜREKLİ ANAN, SAKINAN, SABIR GÖSTEREN, İYİDEN YANA OLUP
KÖTÜLÜKTEN SAKINAN VE SAKINDIRAN İNSANLARIN BU HAREKETLERİ SİZCE SALAT
DEĞİL Mİ? DOSDOĞRU DİNİ AYAKTA TUTMAK SALAT DEĞİL DE NEDİR? LÜTFEN
SALATI DAR ANLAMIYLA SADECE NAMAZ OLARAK ALGILAMAYIN. SALAT BİR YAŞAYIŞ
ŞEKLİDİR. SALAT HER DAKİKA HER SANİYE KURANLA YAŞAMAKTIR. SALAT KURANIN
RUHUDUR. 4 İNSAN ÖRNEĞİ
1. ÖRNEK KİBİRLİ, İNSANLARA YARDIM ETMEYEN, CİMRİ, BİRİKTİRDİKÇE
BİRİKTİREN AMA MALINDAN MUHTACA FAKİRE VERMEYEN, MAL MÜLK VE EVLATÇA ÇOK
AMA FAKİRİ DOYURMAYAN, DÜŞKÜNÜ İTİP KAKAN, KÖTÜ SÖZ VE DAVRANIŞTAN
KENDİNİ SAKINDIRMAYAN, ZULMEDENE KARŞI DEĞİL YANINDA OLAN AMA MÜSLÜMAN
VE VAKİT NAMAZLARINI KILMAYAN
2. ÖRNEK KİBİRLİ, İNSANLARA YARDIM ETMEYEN, CİMRİ, BİRİKTİRDİKÇE
BİRİKTİREN AMA MALINDAN MUHTACA FAKİRE VERMEYEN, MAL MÜLK VE EVLATÇA ÇOK
AMA FAKİRİ DOYURMAYAN, DÜŞKÜNÜ İTİP KAKAN, KÖTÜ SÖZ VE DAVRANIŞTAN
KENDİNİ SAKINDIRMAYAN ZULMEDENE KARŞI DEĞİL YANINDA OLAN FAKAT MÜSLÜMAN
VE VAKİT NAMAZLARINI KILAN
3. ÖRNEK ALÇAKGÖNÜLLÜ, İNSANLARA YARDIM EDEN, MALINDAN MUHTACA ÇOKCA
VEREN, DÜŞKÜNÜ KORUYAN KOLLAYAN, ALLAHI HER AN HATIRLAYIP KÖTÜ SÖZ VE
DAVRANIŞTAN SAKINAN VE SAKINDIRAN, ZULMEDENLERE KARŞI SAVAŞAN MÜSLÜMAN
VE VAKİT NAMAZLARINI KILMAYAN
4. ÖRNEK ALÇAKGÖNÜLLÜ, İNSANLARA YARDIM EDEN, MALINDAN MUHTACA ÇOKCA
VEREN, DÜŞKÜNÜ KORUYAN KOLLAYAN, ALLAHI HER AN HATIRLAYIP KÖTÜ SÖZ VE
DAVRANIŞTAN SAKINAN VE SAKINDIRAN, ZULMEDENLERE KARŞI SAVAŞAN MÜSLÜMAN
VE VAKİT NAMAZLARINI KILAN
KENDİNİZİ ALLAH IN YERİNE KOYUN KİMİ CENNETİNİZE ALIRDINIZ?
VAKİT NAMAZLARINI KILANLARI MI (2. VE 4. ÖRNEK) YOKSA İYİ VE DOĞRU İNSAN
OLANLARI MI (3. VE 4. ÖRNEK)
EĞER 3. VE 4. ÖRNEK DİYORSANIZ O ZAMAN SALAT NEDİR? BUNUN YANITINI
ARAMANIZ GEREKİR? YOKSULU DOYURMAK YETİME EL UZATMAK DİNİ
YANİ KARDESLERİNİ DESTEKLEMEK TE SALATTİR DEDİGİM BU YOKSA TUM
KOTULUKLERİ SERGİLEYİP 2-3 veya 5 VAKİTTE NAMAZ KİLARAK CENNET VİZESİ
ALİNMAZ ORNEGİMDE VERDİGİM GİBİ 4. ORNEK ELBETTE AHİRETTE RAHMETLE
KARSİLANACAKTİR ANCAK 2. ORNEGİ SİZ BİLE SEVMEDİNİZ OYSA 3. ORNEGİNDE
HAKKİN RAHMETİYLE BULUŞACAĞİ GERCEKTİR HEM CENNET VİZESİNİN MİNUMUM 2
SARTİ VARDİR ALLAH A VE AHİRETE İMAN HAYRA VE BARİSA YONELİK İS YAPMAK
ONLAR TASALANMAYACAKLARDİR DİYEN BEN DEGİLİM ALLAH ADALETİ VE SEVGİYİ UZERİNE YAZMİŞ RABBİM
HERŞEYİN KARSİLİGİNİ VERECEKTİR
__________________ Ancak bir cehennem öğretebilir insana
Kırık ayaklarla cennete girilemeyeceğini...
Katılma Tarihi: 13 haziran 2010 Yer: Turkiye Gönderilenler: 3
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam olsun Müslümanlara!
Rahman, Rahim Allah'ın adıyla!
Salat kavramını vahiy bağlamında baktığımızda aynı şeyleri düşünüyoruz.
Fakat benim takıldığım ve içinden çıkamadığım bir kaç ayet var. Bu
ayetleri fikrinize sunuyorum. Yardımlarınızı bekliyorum.
Bakara 238 : Namazlarınıza ve namazı en uygun
şekilde ifa etmeye dikkat edin; ve Allah'ın huzurunda içten bir
bağlılıkla durun.
Bakara 239 : Ama eğer tehlikede iseniz,
yürürken ve binek (üzerin)de (namazınızı ifa edin); tekrar güvenliğe
kavuşunca Allah'ı anın, çünkü daha önce bilmediklerinizi size öğreten
O'dur.
Nur 58 : Siz ey imana erişenler! Meşru şekilde sahip
olduğunuz kimseler, içinizden henüz ergenlik çağına varmamış olanlar,
günün şu üç vaktinde, sabah namazından önce, gün ortasında soyunup
dinlenmeye çekildiğiniz zaman ve yatsı namazından sonra yanınıza
girmeden önce sizden izin istesinler; bu üç vakit mahremiyetinizin
korunmasız olabileceği vakitlerdir. Bu vakitlerin dışında birbirinizin
yanına girip çıkmanızda sizin için de, onlar için de bir sakınca yoktur.
Allah mesajlarını size işte böyle açıklamaktadır: Çünkü Allah doğru
hüküm ve hikmetle buyuran mutlak ve sınırsız bilgi Sahibidir!
Bu
ayelerde salat ı nasıl anlamamız gerekiyor. Vahye bağlanmak mı yoksa
vakitli bir söylev mi?
Özellikle Nur 58 takıldığım bir ayet.
Şimdi ayeti
yazalım;
Ya eyyuhellezine amenu li
yeste'zinkumullezine meleket eymanukum vellezine lem yebluğul hulume
minkum selase merrat, min kabli salatil fecri ve hîne tedaune siyabekum
minez zahirati ve mim ba'di salatil işa', selasu avratil lekum, leyse
aleykum ve la aleyhim cunahum ba'dehunn, tavvafune aleykum ba'dukum ala
ba'd, kezalike yubeyyinullahu lekumul ayat, vallahu alimun hakîm.
“Ey!
(İndirilenlere) iman eden kimseler!” “onay istesinler;” -“Sağelinizin sahip olduğu” kimseler ve
sizden henüz aklı ermemiş kimseler- üç kez; “Aydınlık Salâtı
”ndan önce ve çıkardığınız da giysilerinizi Öğlede ve “Geç Salât”tan
sonra -sizin üç açıklık (zamanınızda)-. Bunlardan sonra, ne
sizin üzerinize ve nede onların üzerine bir cünah (vardır)
“birbirininiz” etrafında dolaşmanızda . Bu şekilde “duyurur” Allah
size ayetlerini. Allah Alîm’dir, Hakîmdir.
Sorular;
1/
Bu hitabın(nur:58) zikrettiği zamanlar Salât zamanlarını mı belirtmekte?
Yoksa “avrat” olunacak zamanlar zikredilerek, sıcak iklimlerde uyuma ve
dinlenme vakti olan öğlen uykusu da (fiesta) zikredilerek bir ev içi
adabı mı düzenlemektedir?
2/ Bunca ayet inmişken medeni bir sure
olan Nur suresinde böyle bir ayrıntı neden zikredilmiştir?
3/
Vakit olarak iki ismin zikredilmesindeki hikmet nedir?
4/ Neden
bu isimler bize salatı ikame edeceğimiz vakitlerin isimleri olarak değil
de, avrat olunan vakitler olarak bildirilmiştir?
5/ Ayette açık
bir şekilde her müslüman bireyin kendi evinde davranması gereken durum
bildirilmiştir. Salat isimleri nede zikredilmiştir?
6/ Allah her
ayrıntıyı kuranda vermiştir. Peki, salat konusunda vakit isimleri neden
bu surede avrat vakitler ile anılmıştır?
7/ Ayeti incelerken,
mekan, zaman, siyak, sibak, muhatab, sebep, ne, niçin, neden, niye, kim,
kime gibi soruları yönelterek tarihsel süreçte incelemeli ve günümüz
için uygun olanı bulmalıyız?
8/ Fecr Salatından önce diyerek kişi
hangi avrat haldedir? İşa salatından sonra kişi hangi avrat haldedir?
ve bunun salat ile ilişkisi nedir?
9/ Dikkat edilecek olursa bu
ayette "ikame" geçmiyor. Bunun hikmeti nedir?
Kafama takılan, iki vakit ismi. Fecr ve İşa. Fecr ifadesi sabah olacak
kadar dar bir ifade olamaz diye düşünüyorum. Peki, biz fecr den önce ne
haldeyiz ve işadan sona ne haldeyiz ki bluğa ermeyen cocuklar izin
isteyecekler. Zaten bluğa ermemiş çocuk, bizi o halde görse ne olur?
Zaten bir şeyin farkında değildir.
Bu kadar mühim bir konu
olan Salat ifadesi vakit ismi olarak sadece bu ayette anılıyor. Bütün
tartışmalar " kaç vakit, kaç rekat, nereye döneceğiz, ne okuyacağız vs "
iken, sadece bu ayette iki vakit ismin anılması ve mahrem vakitler
olarak verilmesinin hikmeti nedir?
Salat, Kuran da BAĞLILIK, İTAAT, YÖNELME, İRTİBAT, KURAN DERSİ, TAKİP
ETME, DUA, YARDIM, AHDE BAĞLI KALMA, AKLIN ALLAH ULAŞMASI gibi veya
şimdi aklıma gelmeyen diğer anlamlarada geliyor ise, ki bunu ayetin
bağlamına göre söylüyoruz, o zaman Kuranda geçen DUA NE? İRTİBAT NE?
BAĞLILIK NE? YARDIM NE? İTAAT NE? vs . bu ifadelerin karşılığı nedir?
Selametle kalınız.
Not: Salat konusunda düğümü çözecek ayetlerden
birisidir bu ayet.Çeviriye yorum katılmamış, gerekli yerlerde parantez
kullanılmış, motomot çevrilmiştir.
Katılma Tarihi: 02 haziran 2010 Gönderilenler: 137
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Merhaba
Salât kelimesinin veya Kur'ân'daki herhangi bir kelimenin yerine başka bir kelime koyabilmemiz için ya Kur'ân'ın bu kelimeyi tanımlaması ya da sözcüğün lûgat anlamlarının yazdığımız kelimeyi desteklemesi gerekir. Ayrıca lûgat anlamı yüklediğimiz anlamı desteklese bile bunun Kur'ân onayından geçmesi gerekir.
Salât kelimesinin tanımını ise Rabbimiz Kıyâmet/31-32 de yapmıştır. Ayrıca Alâk/9-13 ve Hûd/87-88 de ise sözcükle ilgili birtakım detayları vermiştir. Dolayısıyla bizim Kur'ân'ın verdiği anlamlar üzerinden hareket etmemiz gerekir diye düşünüyorum.
"BERABERLİK" tanımını Kur'ân vermediği gibi bu tanımın sözlükte de karşılığı yoktur.
bu manalandırmama temel teşkil eden ayet Ahzab 56. dır..
sonuçta, "abcd" harfleri ile yazılan bir kelimenin başka dilde karşılığı "fghrdt" dir...fazlası değil...sadece fghrdt harfleri ile yazılan kelime, cümlede kullanıldığı yere göre farklı manalar kazanabilir.
işte salat kelimesine ben bu şekilde yaklaşıyorum...
ahzab 56. daki allah ve meleklerin nebiye salatındaki, türkçe karşılık "beraber olmak" yani arka çıkmak, destek olmak, bağlantı halinde olmak vs...
bu noktadan hareketle ilgili anlamı yüklemiştim. hatta nisa 102.103. ayetlerdeki salatın da bu olduğunu, beraberlik olduğunu düşünüyorum...elbetteki dil bilimci değilim, ancak ahzab 56. ya göre NAMAZ kılmak, DERS yapmak olamayan yusallune, başka yerlerde de kamufile olup, farklı sesten harflere bürünenmez..türkçe alfabedeki harfler bütünü en uygun "beraber olmak" fiili oluyor...kullanıldığı cümleye göre beraberlik kimi zaman soyut birliktelik, kimi zaman toplantı, kimi zaman savaş için ordu veya hicrette kafile anlamlarına geliyor...
Katılma Tarihi: 02 haziran 2010 Gönderilenler: 137
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Merhaba hayrullahmeral,
bu manalandırmama temel teşkil eden ayet Ahzab 56. dır.. Ahzab/56 ayeti salât tanımı yapmaz. Yani elimizde salâta dair hiçbir tanım yokken, bu ayeti açıp "buradaki anlam budur" diyemeyiz. Şayet dersek, bunun adı yorum olur. Yapılması gereken şey, Kur'ân'ın yapmış olduğu tanımı bulup konuyla ilgili ayetlere uyarlamak olmalıdır.
sonuçta, "abcd" harfleri ile yazılan bir kelimenin başka dilde karşılığı "fghrdt" dir...fazlası değil... Fazlası da olabilir. Özellikle sözünü ettiğimiz dil Arapça ise, bu duruma sıkça rastlanabilir. sadece fghrdt harfleri ile yazılan kelime, cümlede kullanıldığı yere göre farklı manalar kazanabilir. Elbette. Ancak daha önce değindiğim gibi bunun Kur'ân temelli olması gerekir.
işte salat kelimesine ben bu şekilde yaklaşıyorum...
ahzab 56. daki allah ve meleklerin nebiye salatındaki, türkçe karşılık "beraber olmak" yani arka çıkmak, destek olmak, bağlantı halinde olmak vs... "beraber olmak", "arka çıkmak, destek olmak, bağlantı halinde olmak" demek değildir.
bu noktadan hareketle ilgili anlamı yüklemiştim. hatta nisa 102.103. ayetlerdeki salatın da bu olduğunu, beraberlik olduğunu düşünüyorum... Kur'ân her beraberliğe salât demez. (Sizin böyle düşündüğünüzü söylemiyorum.) Özünde "Allah'a yöneliş" bulunan toplanmalara ise salât diyebilir. Bahsettiğiniz ayetlerdeki salât da bu tip bir toplanmaya işaret etmektedir. elbetteki dil bilimci değilim, ancak ahzab 56. ya göre NAMAZ kılmak, DERS yapmak olamayan yusallune, başka yerlerde de kamufile olup, farklı sesten harflere bürünenmez.. İşte vurgulamak istediğim şeye güzel bir örnek. Kur'ân, hiçbir şekilde salât için "NAMAZ" tanımı yapmamıştır. Sâlat sözcüğünün yerine NAMAZ sözcüğünü koymak büyük bir hatadır. Bu hata, kafalarda var olan ön kabullenmenin Kur'ân'a yansıtılmasından kaynaklanmaktadır. türkçe alfabedeki harfler bütünü en uygun "beraber olmak" fiili oluyor...kullanıldığı cümleye göre beraberlik kimi zaman soyut birliktelik, kimi zaman toplantı, kimi zaman savaş için ordu veya hicrette kafile anlamlarına geliyor... Bu noktada detaya girmek istemiyorum.
bu açıdan bir itirazınız var mıdır?
Amacım bir salât tartışması yapmak değil, yöntem sorununu dile getirmektir. Faydalı olması dileğiyle...
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma