Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Kur'an namazın rekât sayısından hiçbir biçimde söz etmez. Bu demektir ki rekât sayısı içtihadîdir. Bu içtihat Hz. Peygamber tarafından yapılmış ve konu ibadet alanı olduğu için zamanla değişmesini düşünmek söz konusu olmamıştır. Ve söz konusu olmayacaktır. Çünkü bu alan akıl ve kıyas alanı değildir. Vahiy ve tevhit geleneği alanıdır. Bu alanda biz Resul'den ne görmüşsek onu yaparız.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Sayın haktansapmaz,

ben yazılarımı yazarken sen göndermiş oluyorsun.

Gönderdikten sonra görüyorum.

Tabii bu arada bahsettiğin hususlar hakkında araştırma yapıyorum.

Namaz benim 7 yaşımdan beri  istikrarsız olarak kıldığım bir şeydi. 1996 ya kadar çoğunlukla Cuma müslümanıydım. 1996 lardan beri Yaşar Nuri Öztürkün yorumu ile  cem ederek falan ama çoğunlukla gündüz öğlen ikindi namazlarını aksatarak kılmaya çalışıyordum.

2003 ten beri Süleyman Ateş hocanın yorumuna uyarak namaz kılıyorum. Günlük iki vakit. Teheccüd farz değil. Bazen Sabah namazına yarım saat kadar erken kalkıp teheccüd kıldığım da olmuştur.

Bazen gece geç yatınca ör. bu gece gibi, sabah namazı aksıyor. Sabah kalkınca kılıyorum ama bu da teknolojinin cilvesi.

Ama içim huzurlu. Yani önceden bir huzursuzluk, bir korku, bir karamsarlık falan vardı.

Şimdi çok rahatım. İnsanlara bunu anlatıyorum.

Namaz evdedir (sabah, akşam). Gündüz namaz yoktur.(müzemmil7 ve Nur 58)  Dışarıdaki namaz Cum'a dır.

inşallah yarın sana cevaplarımı vereceğim.

Herkese selamlar.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam öğrenci

"innellezine amenü ve amilussalihati:

Şüphesiz iman edip salih amel işleyenler"

Amel ve işleyenler nasıl bir araya geliyor, "A-M-L" kök fiili "AMiLe" yapmak, işlemek anlamında cümlede ben iki kere "A-M-L" köklü fiil göremiyorum bir tane var. O zaman "İşleyenler" kelimesi olmamalı.

Çeviri yanlış olabilir mi? 

Mesela şöyle bir anlam;

Gerçekten iman edip "doğru olanları/doğruları" yapanlar/işleyenler

selam ve dua ile,

rıdvan

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Bülenttttttt arkadaşım merhaba! Araya hoş geldin. Araya niçin girdin demiyeceğim. Burası senin de üye olduğun bir forum... Kurallara uyduğumuz sürece sana da bana da her konuda görüş yazma hakkımız ve yetkimiz var.Yalınız yukarıda yaptığın ağır eleştiriyi kime yönelik olarak yaptığını izninle sorabilir miyim? Şayet beni kast ederek yazdıysan, bilesin ki ben bundan rahatsız olmadım.

Çünkü ben némâz, âb, dest, pâ/pây, ser, rû/ruy, vs. kelimelerini ve daha yüzlerce kelimeyi elli yıldan beri biliyorum. Farsça benim anadilime en yakın dildir de ondan. Ayrıca, ben okulda Farsça dersi gördüm. Farsça'yı hatalı da olsa  okurum da. Ama bir akademisyen derecesinde asla biliyor değilim. Hatta o kadar az biliyorum ki, biliyorum desem yalan söylemiş addederim kendimi. Ancak ben çat pat küçük basit cümleler kurabilirim o kadar. 

Arapça'ya gelince, ben Arapça biliyorum diyorum. Ha çok mu iyi düzeyde biliyorum? Hayır. Ama Yaşar Nuri gibi nice meal sahibi prof ve akademisyenin yaptıkları meallerde onlarca hatayı görebilecek kadar da Arapça'yı biliyorum.

Selam ve hoş görüyle.

Eklemeyi unutmuşum, namaz Arapça'dan Farsça'ya geçmemiş!

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Y N Öztürk, Rahmân sûresindeki "fîhinne"yi görmemiş ama Hz Peygamber'in farz namazlarını kaçar rekat kıldığını görmüş.

Sevgi ile,

Hasan Akçay

*

62.İkisinin yanı sıra iki bahçe daha.

63.Rabbinizin hangi iyiliğini yalanlıyorsunuz siz?

64.Yemyeşil.

65:Rabbinizin hangi iyiliğini yalanlıyorsunuz siz?

66.O İKİ YERDE (FÎHİMA) akan iki pınar.

67.Rabbinizin hangi iyiliğini yalanlıyorsunuz siz?

68.Meyva ağaçları, hurmalar, narlar.

69.Rabbinizin hangi iyiliğini yalanlıyorsunuz siz?

70.O İKİDEN ÇOK YERDE (FÎHİNNE) HAYRÂTUN HİSÂN.

71.Rabbinizin hangi iyiliğini yalanlıyorsunuz siz?

72.Çadırlarda YAKLAŞMIŞ DURUMDA, TEMİZ.

73.Rabbinizin hangi iyiliğini yalanlıyorsunuz siz?

74.Daha önce insanların ve cinlerin dokunmadığı.

75.Rabbinizin hangi iyiliğini yalanlıyorsunuz siz?

FÎHİMA-FÎHİNNE ayırımı burda da karşımıza çıkıyor. 66’da FÎHİMÂ var, O İKİ YERDE. Yani anılan iki pınar "o iki bahçe"nin içindedir. Hurma ve nar ağaçları da öyle. Ama 70’te FÎHİNNE var, O İKİDEN ÇOK YERDE. O halde HAYRÂTUN HİSÂN "ikiden çok olan ağaçlar"ın içindedir yani mecâzen: meyvalar; lafzen: güzel kazanımlar.

Cennetlik KADINLAR ve erkekler onları hak edip amel defterlerinin KAZANIM hanelerine yazdırmış. "O İKİDEN ÇOK YERDE güzel mi güzel kazanımlar."

Meallerde bu gerçek göz ardı edilip 70’teki "FÎHİNNE hayrâtun hisân" ifadesine Arapça metinden kopuk bir anlam verilmiş. Örneğin, "İÇLERİNDE iyi mi iyi, güzel mi güzel hanımlar var." (Y N Öztürk).

Bakar mısınız O İKİDEN ÇOK YERDE anlamına gelen FÎHİNNE, doğru anlam göz ardı edildiği için, nasıl İÇLERİNDE olup çıkıvermiş.

İÇLERİNDE kelimesi yalnızca o İKİDEN ÇOK ağaçların içinde değil o İKİ bahçenin içinde anlamına da geliyor olabilir. Ama Allah’ın Kuran’ı, "o da olabilir bu da olabilir" kaçamağını kaldırmaz. "İçinde kuşkuya yer yok onun –lâ raybe fih" (2:2).

Ve FÎHİNNE anlamca O İKİDEN ÇOK YERDE demek; o İKİ bahçeyi, dolayısıyla iki bahçenin içindeki hanımları kastediyor olamaz. İkiden çok olan, ağaçlardır. Onların içlerindekiler her ne ise FÎHİNNE onları kastediyor:  

"O İKİDEN ÇOK AĞAÇLARDA güzel mi güzel kazanımlar."

72’deki HÛRUN MAKSÛRÂTUN Fİ’L HİYAM ise o kazanımlar hakkında verilen EK BİLGİDİR. Tıpkı 48’deki GÜZELLİKLERLE DOLU ve 64’teki YEMYEŞİL gibi.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhaba Arkadaşlar,

Buradaki iletimi tümden silmek istedim, ancak tümden silemedim. Sebebini de anlayamadım. Tümden silemeyince de özür mahiyetinde bu iki satırı yazmak zorunda kaldım. Özür dilerim.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhaba Abdurrahman kardeşim. 

46'daki iki bahçe ve 62'deki iki bahçe yorum marifetiyle cem edilebilir ama "yorum"dur o; beşerî görüştür. Ve, daha önce de vurguladığım üzere, beşerî görüşler vahiy muamelesi görmeyi hak etmez. Nitekim aşağıda açıklanan durum bu yorumun yanlış olduğunu gösteriyor:

62'deki iki bahçe henüz anılmış değilken 56'da FÎHİNNE yine var. Bu, göz önüne alınması gereken bir ipucudur. Ama y n öztürklerden bu iz'anı beklemek boşuna. Çünkü 56'daki FÎHİNNE için de yalnızca "iki bahçe"ye atfen o cennetlerde demiş (KUR'AN-I KERİM VE TÜRKÇE MEALİ).

Ayrıca, 70'teki FÎHİNNE 68'deki meyva ağaçlarına gitmez mi, o zamire en yakın isim onlar olduğuna göre?

Sevgi ile,

Hasan Akçay

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Yeniden merhaba Hasan Akçay kardeşim,

Sizden, Yaşar Nuri ve Merhum Elmalılı'dan özür dilemek durumundayım. Allah'tan da zenbimin bağışlanmasını/ıslahını diliyorum. 55/70 numaralı ayetin çevirisiyle ilgili yaptığım tenkidin yanlış olduğunun farkına vardım. Düzeltiyorum. Kanaatımca ikisinin de bu ayetle ilgili yaptıkları çeviri doğrudur. 

Yeniden Rahman ve Vakia surelerini dikkatlice okudum; Arapçada çoğullar ve zamirlerle ilgili gramer bilgilerini tekrar gözden geçirdim. HUNNE şahıs zamirinin, ve ÂT (elif té) eki ile yapılan çoğulların sadece akıllı varlıkların müennesleriyle ilgili kullanıldıklarını yeniden müşahede ettim. Aslında biliyordum, ancak bir anlık gaflet beni yanılttı.

Bendeki Arapça bir kaç tefsire de baktım; HUNNE zamirine hepsi de kadınlar olrak vermiş. 

Şunu kesin olarak söleyebilirim ki: İlgili (55/56, 55/70, 56/35) ayetlerde yer alan HUNNE zamirleri, kendilerinden önce geçen ne cennetleri, ne bu cennetlerdeki ağaçları ne de ağaçlardaki meyveleri göstermiyor. Çünkü bunlar akıllı varlıklar değiller. Bu saydıklarımın yerine geçebilecek zamir ancak tekil HÂ zamiridir. Çünkü akıl taşımayan varlıklar ne kadar çok olsa da aralarında akıl taşıyanlardan kimse bulunmadığı sürece müfret /tekil hükmündeler. Allah u e'lem, geriye iki ihtimal kalıyor; onlar da ya cennetlerdir, yani cennetlerde va'd edilmiş kadın eşlerdir yada 55/54 ve 56/34. ayetlerdeki FURUŞ'dur. Merhum Elmalılı Tefsiri'nin 7. cindinin 4708. sahifasında "VE FURUŞİN MERFÛÂ" nın açıklamasında şu notu okuyoruz: Ebu Ubeyde demiştir ki: Burada firaştan murad kadınlardır, yükseklik de ma'nevî yükseklikdir. Devamında da bu görüşü destekleyen bazı rivayetlere yer verilmiş.

Allah her şeyin en doğrusu bilir.

Allah'a emanet olunuz. 

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Metehan2003 Yazdı:

 
 Sayın Haktansapmaz Namazı soyut bir hale
indirgeyemezsiniz,Namaz somuttur ve belli Rituelere
tabii oldugu asikardır.Oncesi ve sonrası vardır.Once si
Abdest tir ve Namaza hazırlık manası tasıdıgı Maide 6 da
apacık anlasılıyor.Ayakta baslar Ruku (Meryem)ve Secde
ile devam eder.Dua ile biter.Mekanı heryer Zamanı sabah
ve Aksam gecisleridir. 
   Sayın Haktansapmaz Namaz konusundaki goruslerinizi
tekrar gozden gecirmenizde fayda var.Her nekadar Size
Akıl vermek haddim degilsede...Cunku ben Namaza birkacay
once basladım:)
Surcu-lisan ettiysem simdiden ozurdilerim.
Rabbimden Esenlikler dilerim...
[/QUOTE]

İnşaallah, bana yönelttiğiniz,iletinizdeki sorulara kısa da olsa cevap yazacağım. Kısa diyorum, çünkü ben hızlı bir şekilde yazamıyorum. Bir yazı bazen saatler sürüyor. Aslında cevaplamasam da bana ta'n etmemen gerekir. Çünkü, sen zaten kesin kararını vermişsin. Yani öylesine sormuşsun, "benim de bezim bulunsun" anlayışı senin yaptığın! Yada "dostlar pazarda görsün" misali!...

Şimdi biraz yatmam lazım. Kusuruma bakma!

Allah'a emanet ol değerli kardeşim (şayet beni bir abi olarak kabul edebiliyorsan)!