HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an'da İnanç Konuları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an'da İnanç Konuları
Konu Konu: KURAN’DA NAMAZ/SALAT Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
İbrahimizm!!!
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 14 subat 2009
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 420
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı İbrahimizm!!!

İbrahimizm!!! Yazdı:
Selamlar,

Kurandaki salat ayetlerini elimden geldiğimce toparlamaya çalıştım ve bazende tekrarlar olmuş olabilir..
Bazı ayetlerde salatın yanına şekilsel namazdan başka anlam koyamazken bazende salatın düşündüğümüzden  farklı birkaç anlama ulaştığını gördüm ve bunları ayetlerde / işaretiyle ayırarak belirttim..ve elbet eksiksiz olamaz,bu noktada sizlerinde düşüncelerinizi almak isterim ki Kuranı kavramada aramızda salat etmiş olalım..ve rukü kelimesini burada 2 manada kullandım..ve birbirinden tamamen farklı olarak.

saygılar cümleten


2:3 Onlar ki duyularıyla algılayamadıkları gerçeklere de inanırlar, salatı içten gelerek ve tam bir teslimiyetle uygularlar,kendilerine verdiğimiz rızıktan muhtaçlara verirler.


Ellezine yu'minune bil ğaybi ve yukîmunas salate ve mimma razaknahum yunfikûn.


2:43 Salatı/Allahın inanç,iman ve yaşam sisteminin doğruluğunu isteyerek ve içten gelerek kabul edin/, zekatı verin/Allahın rızasını gözeterek mallarınızdan insanlara pay ayırın ; rüku edenlerle birlikte rüku edin/boyun eğin/ikrar edin/nefsinize ve önyargılarınıza yenilerek kabul etmemezlik etmeyin.


Ve ekîmus salate ve atuz zekate verkeu mear rakiîn.


2:83 Ve bir vakit İsrail oğullarının şöyle misakını aldık: Allahdan başkasına tapmıyacaksınız; ebeveyne ihsan, yakınlığı olanlara da, öksüzlere de, biçarelere de; nasa güzellik söyleyin; salatı uygulayın; zekâtı verin; sonra pek azınız müstesna sözünüzden döndünüz, hâlâ da dönüyorsunuz


Ve iz ehazna misaka beni israile la ta'budune illellahe ve bil valideyni ihsanev ve zil kurba vel yetama vel mesakini ve kulu lin nasi husnev ve ekîmus salate ve atuz zekah, sümme tevelleytum illa kalilem minkum ve entum mu'ridûn.

2:110 hem salatı uygulayın/dininize sarılın ve zekâtı verin, nefsileriniz için her ne hayır da takdim ederseniz Allah yanında onu bulursunuz, her halde Allah bütün yaptıklarınızı görüyor


Ve ekîmus salate ve atuz zekah, ve ma tukaddimu li enfusikum min hayrin teciduhu indellah, innellahe bi ma ta'melune besîr.

2:177 Erginlik değil: yüzlerinizi kâh gün doğu tarafına çevirmeniz kâh batı, ve lâkin eren o kimsedir ki Allaha, Ahıret gününe, Melâikeye, Kitaba ve bütün Peygamberlere iman edip karabeti olanlara, öksüzlere, bîçarelere yolda kalmışa, dilenenlere ve esirler uğrunda seve seve mal vermekte, hem salatı uygulamakta hem zekâtı vermekte, bir de andlaştıkları vakit ahidlerini yerine getirenler, hele sıkıntı ve hastalık hallerinde ve harbin şiddeti zamanında sabr-ü sebat edenler işte bunlardır o sadıklar ve işte bunlardır o korunan müttekiler


Leysel birra en tuvellu vucuhekum kibelel meşriki vel mağribi ve lakinnel birra men amene billahi vel yevmil ahiri vel melaiketi vel kitabi ven nebiyyin, ve atel male ala hubbihi zevil kurba vel yetama vel mesakine vebnes sebili ves sailine ve fir rikab, ve ekames salate ve atez zekah, vel mufune bi ahdihim iza ahedu, ves sabirine fil be'sai ved darrai ve hînel be's, ulaikellezine sadeku, ve ulaike humul muttekûn.

2:238 Namazlara/salatlara dıkkat edin hele en kıymetli salata/namaza, ve kalkın Allah için divan durun.


Hafizu ales salevati ves salatil vusta ve kumu lillahi kanitîn.

2:277 İman edib eyi işler yapan ve salatı uygulayan zekât veren kimselerin Rabları ındinde ecirleri şüphesiz kendilerinindir ve onlara bir korku yoktur ve mahzun olacak değildir onlar


İnnellezine amenu ve amilus salihati ve ekamus salate ve atevuz zekate lehum ecruhum inde rabbihim, ve la havfun aleyhim ve la hum yahzenûn.

4:43 Ey o bütün iman edenler! Sarhoş iken salata/namaza/din tedrisatına ve günlük konuları müzakeresini yapmaya yaklaşmayın: Söylediğinizi bilinceye kadar, cünüb iken de -yoldan geçmeniz başka- guslünüzü edinceye kadar, ve eğer hasta olur veya seferde bulunursanız veya biriniz hacet yerinden gelir veya kadınlara dokunursanız da suya güç yetiremezseniz o zaman temiz bir toprağa teyemmüm edin: Niyyetle yüzünüze ve ellerinize mesheyleyin, cidden Allah afvi çok bir gafur bulunuyor

Ya eyyuhellezine amenu la takrabus salate ve entum sukara hatta ta'lemu ma tekulune ve la cunuben illa abiri sebilin hatta tağtesilu, ve in kuntum merda ev ala seferin ev cae ehadum minkum minel ğaiti ev lamestumun nisae fe lem tecidu maen fe teyemmemu saiden tayyiben femsehu bi vucuhikum ve eydikum, innellahe kane afuvven ğafura.

4:101 Sefer ettiğiniz vakıt o küfredenlerin size bir fenalık yapmalarından korkuyorsanız salatı/namazı kısmanız artık size bir günah olmaz muhakkak ki kâfirler size açık bir düşman bulunuyorlar

Ve iza darabtum fil ardi fe leyse aleykum cunahun en taksuru mines salah, in hiftum ey yeftinekumullezine keferu, innel kâfirune kanu lekum aduvvem mubina.

4:102 Ve o vakıt sen içlerinde olub da onlarla beraber salatı/namazı uyguladığında içlerinden bir kısmı seninle beraber salatı/namazı uygulasın, silâhlarını da yanlarına alsınlar, bunlar secdeye vardıklarında diğer kısım arkanızda beklesinler, sonra o henüz salatı/namazı yapmamış olan diğer kısım gelsin seninle beraber salatlarını/namazlarını yapsınlar ve ihtiyatlı bulunsunlar ve silâhlarını yanlarına alsınlar, kâfirler arzu ederler ki silâhlarınızdanve eşyanızdan bir gafil bulunsanız da size birdenbire bir basgın bassalar, eğer yağan yağmurdan(sağanak), bir eziyyet varsa veya hasta iseniz silâhları bırakmanızda beis yoktur, bununla beraber ihtiyatı elden bırakmayın çünkü Allah kâfirler için mühiyn bir azab hazırlamıştır

Ve iza kunte fihim fe ekamte lehumus salate feltekum taifetum minhum meake vel ye'huzu eslihatehum, fe iza secedu felyekunu miv veraikum, velte'ti taifetun uhra lem yusallu fel yusallu meake vel ye'huzu hizrahum ve eslihatehum, veddellezine keferu lev tağfulune an eslihatikum ve emtiatikum fe yemilune aleykum meyletev vahideh, ve la cunaha aleykum in kane bi kum ezem mim metarin ev kuntum merda en tedau eslihatekum ve huzu hizrakum, innellahe eadde lil kâfirine azabem muhina.

4:103 İmdi salatı/namazı tamamladığınızda ayakta iken ve otururken ve yanlarınız üzerinde iken Allah Teâlâ'yı zikrediniz. Vaktâ ki emniyet haline gelirsiniz, artık salatı/namazı hakkıyla/hakkını vererek eda ediniz. Şüphe yok ki salat/namaz, mü'minlerin üzerine muayyen vakitlerde bir fariza olmuştur.

Fe iza kadaytumus salate fezkurullahe kiyamev ve kuudev ve ala cunubikum, fe izatme'nentum fe ekîmus salah, innes salate kanet alel mu'minine kitabem mevkuta.

4:142
Münafıklar, Allah’ı aldatmaya çalışırlar. Allah da onların bu çabalarını başlarına geçirir. Onlar, salatın uygulamasına kalktıkları zaman içlerinden gelmeyerek/dine tam teslim olmadıkları halde, insanlara gösteriş yaparlar ve Allah’ı pek az anarlar.


İnnel munafikîne yuhadiunellahe ve huve hadiuhum, ve iza kamu iles salati kamu kusala yuraunen nase ve la yezkurunellahe illa kalila.

4:162 Fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve mü’minler, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler. O salatı uygulayanlar, zekâtı verenler, Allah’a ve ahiret gününe inananlar var ya, işte onlara büyük bir mükâfat vereceğiz.

Lakinir rasihune fil ilmi minhum vel mu'minune yu'minune bi ma unzile ileyke ve ma unzile min kablike vel mukîmines salate vel mu'tunez zekate vel mu'minune billahi vel yevmil ahir, ulaike se nu'tihim ecran azîma.

5:6 Ey iman edenler! Salatı/namazı uygulayacağınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi ve -başlarınıza mesh edip- her iki topuğa kadar da ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniz, iyice yıkanarak temizlenin. Hasta olursanız veya seferde bulunursanız veya biriniz abdest bozmaktan (def-i hacetten) gelir veya kadınlara dokunur (cinsel ilişkide bulunur) da su bulamazsanız, o zaman temiz bir toprağa yönelin. Onunla yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin (Teyemmüm edin). Allah, size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez. Fakat O, sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz.


Ya eyyuhellezine amenu iza kumtum iles salati fağsilu vucuhekum ve eydiyekum ilel merafiki vemsehu bi ruusikum ve erculekum ilel ka'beyn, ve in kuntum cunuben fettahheru, ve in kuntum merda ev ala seferin ev cae ehadum minkum minel ğaiti ev lamestumun nisae fe lem tecidu maen fe teyemmemu saidan tayyiben femsehu bi vucuhikum ve eydikum minh, ma yuridullahu li yec'ale aleykum min haraciv ve lakiy yuridu li yutahhirakum ve li yutimme ni'metehu aleykum leallekum teşkurûn.

5:12 Celâli hakkı için ki Allah Beni İsrailden misak almıştı ve içlerinden on iki nakıb göndermiştik ve Allah buyurmuştu: haberiniz olsun ben sizinle beraberim, celâlim hakkı için eğer siz salatı uygular/Allahın inanç,iman ve yaşam sistemine tam teslim olarak içten ve isteyerek boyun eğer, zekâtı verir ve Rasullerime inanır, kendilerine kuvvetle yardım eder ve Allaha karzı hasenle ıkraz muamelesi yaparsanız elbette tarafınızdan kabahatlarınızı keffaretlerim ve mutlak sizi altından nehirler akar Cennetlere korum, bundan sonra da içinizden her kim nankörlük eder küfre saparsa artık düz yolun ortasında sapmış, kendini zayi' etmiş olur

Ve le kad ehazellahu misaka beni israil, ve beasna minhumusney aşera nekiba, ve kalellahu inni meakum, lein ekamtumus salate ve ateytumuz zekate ve amentum bi rusuli ve azzertumuhum ve akradtumullahe kardan hasenel le ukeffiranne ankum seyyiatikum ve le udhilennekum cennatin tecri min tahtihel enhar, fe men kefera ba'de zalike minkum fe kad dalle sevaes sebîl

5:55 Sizin veliniz evvel Allah, sonra Resulü, sonra o iyman etmiş olanlardır ki salatı uygulamada ısrar ederler ve rükû(boyun büküklüğü/tevazu/minnet beklememe) halinde zekât verirler

İnnema veliyyukumullahu ve rasuluhu vellezine amenullezine yukîmunes salate ve yu'tunez zekate ve hum rakiûn.

5:58 Siz salata çağırdığınız vakit onu alaya alıp eğlence yerine koyuyorlar. Bu, şüphesiz onların akılları ermeyen bir toplum olmalarındandır.

Ve iza nadeytum iles salatittehazuha huzuvev ve leiba, zalike bi ennehum kavmul la ya'kilûn.

5:106 Ey o bütün iyman edenler! Her hangi birinize ölüm hali geldiği o vasıyyet zemanı aranızdaki şehadet ya kendinizden adalet sahibi iki adam, veya yolculuk ediyordunuz da ölüm musıybeti başınıza geldise sizin gayrinizden iki diğeridir. Bunları salattan/güvenilirliği veya şahitliği konusundaki emin oluşunuzdan/aranızdaki müşavereden sonra o iki kişiyi seçer ve alıkorsunuz, şübhelendiğiniz takdirde şöyle yemin ederler, «billâhi hısım da olsa yeminimizi hiç bir bedele değişmeyiz, Allahın şehadetini ketm de etmeyiz, biz o takdirde şübhesiz vebâle girenlerden oluruz.» (vasiyette nelerin söylendiğinin bir nevi zapt/garanti altına alınması)

Ya eyyuhellezine amenu şehadetu beynikum iza hadara ehadekumul mtu hînel vesiyyetisnani zevaadlim minkum ev aharani min ğayrikum in entum darabtum fil ardi fe esabetkum musibetul mevt, tahbisunehuma mim ba'dis salati fe yuksimani billahi inirtebtum la neşteri bihi semenev ve lev kane za kurba ve la nektumu şehadetellahi inna izel le minel asimîn.

6:72 Hem salatı uygulayın ve ondan korkun, haşrolunub varacağınız o.


Ve en ekîmus salate vettekuh, ve huvellezi ileyhi tuhşerûn.

6:92
İşte bu (Kur’an) da, bereket kaynağı, kendinden öncekileri (ilâhî kitapları) tasdik eden ve şehirler anasını (Mekke’yi) ve bütün çevresini (tüm insanlığı) uyarasın diye indirdiğimiz bir kitaptır. Ahirete iman edenler, ona da inanırlar. Onlar salatlarını uygulamada ısrarcıdırlar.

Ve haza kitabun enzelnahu mubarakum musaddikullezi beyne yedeyhi ve li tunzira ummel kura ve men havleha, vellezine yu'minune bil ahirati yu'minune bihi ve hum ala salatihim yuhafizûn

6:162 Benim, de: cidden salatım, ıbadetlerim, hayatım, mematım hep rabbül'âlemîn olan Allâh içindir

Kul inne salati ve nusuki ve mahyaye ve memati lillahi rabbil âlemîn.

8:3 Onlar salatı eksiksiz uygulayan, kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayan kimselerdir

Ellezine yukîmunes salate ve mimma razaknahum yunfikûn

8:35 Beytin huzurunda/Allahın onayladığı inanç ve iman sisteminde onların salatları ıslık çalıb el çırpmaktan/boşa çırpınıştan başka bir şey değil, o halde küfr-ü küfranınızdan dolayı tadın azâbı

Ve ma kane salatuhum indel beyti illa mukaev ve tasdiyeh, fe zukul azabe bi ma kuntum tekfurûn.

9:5 O haram olan aylar çıktımı artık o bir müşrikleri nerede bulursanız öldürün, yakalayın, habsedin ve bütün geçid başlarını tutun, eğer tevbe ederler ve Allahın emrettiği inanç ve iman sistemine inanır/salatı uygularlarsa zekâtı verirlerse sebillerini tahliye edin, çünkü Allah gafur, rahîmdir

Fe izenselehal eşhurul hurumu faktulul muşrikine haysu vecedtumuhum ve huzuhum vahsuruhum vak'udu lehum kulle mersad, fe in tabu ve ekamus salate ve atevuz zekate fe hallu sebilehum, innellahe ğafurur rahîm.

9:11 Bundan böyle eğer tevbe ederler, Allahın emrettiği inanç ve iman sistemine inanır/salatı uygularlarsa, zekâtı verirlerse dinde kardeşleriniz olurlar, bilecek bir kavim için biz âyetlerimizi daha tafsıl ederiz

Fe in tabu ve ekamus salate ve atevuz zekate fe ihvanukum fid dîn, ve nufassilul ayati le kavmiy ya'lemûn.

9:18 Allah’ın mescitlerini, ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan, salatı eksiksiz yerine getiren, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte onların doğru yolu bulanlardan olmaları umulur.

İnnema ya'muru mesacidellahi men amene billahi vel yevmil ahiri ve ekames salate ve atez zekate ve lem yahşe illallahe fe asa ulaike ey yekunu minel muhtedîn

9:54 Kendilerinden nefakalarının kabul olunmasına mani' olan da sırf şudur: çünkü bunlar Allaha ve Resulüne küfrettiler ve salata/Allahın emrettiği inanç ve iman sistemine razı değiller, verdiklerini de ancak istemiyerek veriyorlar

Ve ma meneahum en tukbele minhum nefekatuhum illa ennehum keferu billahi ve bi rasulihi ve la ye'tunes salate illa vehum kusala ve la yunfikune illa vehum karihûn.

9:71 Erkek, dişi bütün Mü'minler ise birbirlerinin velileridirler: ma'rufu emir, münkerden nehyederler, salatı bilinçle uygularlar, zekâtı verirler, Allah ve Resulüne itaat eylerler, işte bunları Allah yarın rahmetiyle yarlıgayacak, çünkü Allah azîz, hakîmdir

Vel mu'minune vel mu'minatu ba'duhum evliyau ba'd, ye'murune bil ma'rufi ve yenhevne anil munkeri ve yukîmunes salate ve yu'tunez zekate ve yuti'unellahe ve rasuleh, ulaike se yerhamuhumullah, innellaha azizun hakîm.

9:103 Onların mallarından, onları kendisiyle arındıracağın ve temizleyeceğin bir sadaka (zekât) al ve onlara dua et. Çünkü senin onlara olan salatın/desteğin/yardımın onlar için sükûnettir (Onların kalplerini yatıştırır.) Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.

Huz min emvalihim sadekaten tutahhiruhum ve tuzekkihim biha ve salli aleyhim inne salateke sekenul lehum vallahu semiun alîm.

11:87 Ya Şuayb, dediler: atalarımızın taptıklarını terketmemizi veya mallarımızda dilediğimizi yapmamızı sana salatın/inanç sistemin/bizden gayri olan yaşam biçimin mi? emrediyor? Her halde sen, çok uslu akıllısın

Kalu ya şuaybu e salatuke te'muruke en netruke ma ya'budu abauna ev en nef'ale fi emvalina ma neşa', inneke le entel halimur raşîd.

11:114 Hem salatı/desteği/yardımlaşmayı ve öğretimini/dinin tedrisatını bırakma gündüzün taraflarından ikisinde ve gecenin gündüze yakın saatlerinde, çünkü hasenat, seyyiatı giderir, bu, idrâki olanlara bir öğüddür

Ve ekimis salate tarafeyin nehari ve zulefem minel leyl, innel hasenati yuzhibnes seyyiat zalike zikra liz zakirîn.

13:22 Onlar, Rablerinin rızasına ermek için sabreden, salatı gereği gibi anlayıp uygulayan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli olarak ve açıktan Allah için harcayan ve kötülüğü iyilikle ortadan kaldıranlardır. İşte bunlar için dünya yurdunun iyi sonucu vardır.

Vellezine saberubtiğae vechi rabbihim ve ekamus salate ve enfeku mimma razaknahum sirrav ve alaniyetev ve yedraune bil hasenetis seyyiete ulaike lehum ukbed dâr


14:31 İnanan kullara söyle, salatı eksiksiz uygulasınlar, hiçbir alışveriş ve dostluğun bulunmadığı bir gün gelmeden önce kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda gizlice ve açıktan harcasınlar.

Kul li ibadiyellezine amenu yukîmus salate ve yunfiku mimma razaknahum sirrav ve alaniyetem min kabli ey ye'tiye yevmul la bey'un fihi ve la hilâl.

14:37 “Rabbimiz! Ben çocuklarımdan bazısını, senin kutsal evinin (Kâbe’nin) yanında ekin bitmez bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz! Salatı eksiksiz anlamaları için (böyle yaptım). Sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meylettir, onları ürünlerden rızıklandır, umulur ki şükrederler.”

Rabbena inni eskentu min zurriyyeti bi vadin ğayri zi zer'in inde beytikel muharrami rabbena li yukîmus salate fec'al ef'idetem minen nasi tehvi ileyhim verzukhum mines semerati leallehum yeşkurûn.

14:40 Rabbım! Beni salata/imanımda sabitliğe müdavim kıl, zürriyyetimden de, yarabbenâ! hem duâmı kabul buyur


Rabbic'alni mukîmes salati ve min zurriyyeti rabbena ve tekabbel dua'.

17:78 Güneşin zevalinden (öğle vaktinde Batı’ya kaymasından) gecenin karanlığına kadar (belli vakitlerde) salatı uygula. Bir de sabah salatını. Çünkü sabah salatı şahitlidir/toplulukla yapılır.

Ekimis salate li dulukuş şemsi ila ğasekil leyli ve kur'anel fecr, inne kur'anel fecri kane meşhuda.

17:110 De ki; Allah diyin rahman diyin hangisini deseniz hep onundur o en güzel isimler; bununla beraber salâtında pek bağırma, pek de gizleme ikisinin arası bir yol tut!

Kulid'ullahe evid'ur rahman, eyyem ma ted'u fe lehul esmaul husna, ve la techer bi salatike ve la tuhafit biha, vebteği beyne zalike sebila.

19:31 Ve beni her nerede olsam mübarek kıldı ve berhayat olduğum müddetçe bana salatı uygulamayı ve zekât tavsıye buyurdu

Ve cealeni mubaraken eyne ma kuntu ve evsani bis salati vez zekati ma dumtu hayya

19:55 Ailesine salat ve zekâtı emrederdi. Rabb’inin katında da hoşnutluğa ulaşmıştı.

Ve kane ye'muru ehlehu bis salati vez zekati ve kane inde rabbihi merdiyya.

19:59
Sonra arkalarından bozuk bir güruh halef oldu, salatı zayi' ettiler/Allahın inanç ve iman sisteminin dışına çıktılar ve şehvetleri ardına düştüler, bunlar da «Gayya» yı boylıyacaklar

20:14 Hakıkaten benim ben Allah, benden başka ilâh yok. Onun için bana ıbadet et/kabul et/boyun eğ ve zikrim için salat et./benden başkasına salat edilmeyeceğini bil ve anla.

İnneni enallahu la ilahe illa ene fa'budni ve ekimis salate li zikri.

20:132 Hem ehline de salatı öğret ve salatı/Allahın inanç ve iman sistemini isteyerek kabul eder halde hakka ve doğruya çağıranlardan olmaları ile emret hem de kendin ona sabrile devam eyle, biz senden bir rızk istemiyoruz. Biz seni merzuk ederiz ve âkıbet takvânındır

Ve'mur ehleke bis salati vastabir aleyha, la nes'eluke rizka, nahnu nerzukuk, vel akibetu lit takva.

21:73 Onları bizim emrimizle doğru yolu gösteren önderler yaptık ve kendilerine hayırlar işlemeyi,salatı eksiksiz uygulamayı, zekâtı vermeyi vahyettik. Onlar sadece bize ibadet eden/bizim sistemimize onay veren kimselerdi.

Ve cealna hum eimmetey yehdune bi emrina ve evhayna ileyhim fi'lel hayrati ve ikames salati ve itaez zekah, ve kanu lena abidîn.

22:35 Ki Allah anıldığı vakıt kalbleri oynar ve kendilerine isabet edene sabırlı ve salata/desteğe/inanmaya/şükretmeye devamlıdırlar ve kısmet ettiğimiz şeylerden infak da ederler

Ellezine iza zukirallahu vecilet kulubuhum ves sabirine ala ma esabehum vel mukîmis salati ve mimma razeknahum yunfikûn

22:41 Onlar ki şayed kendilerini arzda makam-ı iktıdara getirirsek/maddi imkan verilince/söz sahibi olunca/sözü dikkate alınınca Salatı/Rabbin inanç ve iman sistemini tebliğ ederler , zekâtı verirler, ma'ruf ile emir ve münkerden nehiy ederler bütün umurun akıbeti de sırf Allaha aiddirِ

Ellezine im mekkennahum fil ardi ekamus salate ve atevuz zekate ve emeru bil ma'rufi ve nehev anil munker, ve lillahi akibetul umûr.

22:78 Ve Allah uğruna hak cihâdiyle mücahede eyleyin, sizi o seçti, üzerinize dinde bir harec de yükletmedi, haydin babanız İbrahimin milletine, bundan evvel ve bunda size müsliman ismini o (Allah) taktı, ki Peygamber size karşı şâhid olsun, siz de bütün insanlara karşı şâhidler olasınız, haydin salatı uygulayın, zekâtı verin ve Allah'a sıkı tutunun ki mevlânız odur, artık ne güzel mevlâ, ne güzel nasîr/yardımcı

Ve cahidu fillahi hakka cihadih, huvectebukum ve ma ceale aleykum fid dini min harac, millete ebikum ibrahim, huve semmakumul muslimine min kablu ve fi haza li yekuner rasulu şehiden aleykum ve tekunu şuhedae alen nas, fe ekîmus salate ve atuz zekate va'tesimu billah, huve mevlakum, fe ni'mel mevla ve ni'men nesîr

23:2
Ki onlar salatlarında huşu'ludurlar/saygılıdırlar/salatı uygulamanın öneminin bilincinde hareket ederler.


Ellezine hum fi salatihim haşiûn.

24:41 Baksan â hakikat Allah, o Semavât-ü Arzdaki kimseler ve o kanad çırpıb süzülen dizilen kuşlar hep onun için tesbih ediyor, her biri cidden salâtını/Rabbin yüceliğini anlamayı/yaşayabilmeyi/üreyebilmeyi sağlayan(iç güdü) doğru ve güzele klavuzlayan yazılımın dışına isteselerde çıkamadı ve böylece tesbihini/dusını bilmiş oldular, Allah da, ne yapıyorlarsa hep biliyor

E lem tera ennellahe yusebbihu lehu men fis semavati vel erdi vet tayru saffat, kullun kad alime salatehu ve tesbihah, vallahu alimum bima yef'alûn.

24:56 Hem salatı uygulayın, zekâtı verin ve Peygambere itaat edin ki rahmete irdirilesiniz

Ve ekîmus salate ve atuz zekate ve eti'ur rasule leallekum turhamûn

24:58 Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunanlar (köleleriniz) ve sizden henüz bulûğ çağına ermemiş olanlar, günde üç defa; sabah salatından/namazından önce, öğleyin elbiselerinizi çıkardığınız vakit ve yatsı salatından/namazından sonra (yanınıza girecekleri zaman) sizden izin istesinler. Bu üç vakit sizin soyunup dökündüğünüz vakitlerdir. Bu vakitlerin dışında (izinsiz girme konusunda) ne size, ne onlara bir günah vardır. Birbirinizin yanına girip çıkabilirsiniz. Allah, âyetlerini size işte böylece açıklar. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Ya eyyuhellezine amenu li yeste'zinkumullezine meleket eymanukum vellezine lem yebluğul hulume minkum selase merrat, min kabli salatil fecri ve hîne tedaune siyabekum minez zahirati ve mim ba'di salatil işa', selasu avratil lekum, leyse aleykum ve la aleyhim cunahum ba'dehunn, tavvafune aleykum ba'dukum ala ba'd, kezalike yubeyyinullahu lekumul ayat, vallahu alimun hakîm.

27:3 Ki salatı eksiksiz uygularlar ve zekâtı verirler, Âhırette de onlar yakîn edinirlerَ

Ellezine yukîmunes salate ve yu'tunez zekate ve hum bil ahirati hum yukinûn.

29:45 Sana vahyolunan kitabı güzel güzel oku ve salatı uygula, gerçek salat edepsizlikten ve uygunsuzluktan nehyeder ve her halde Allahın zikri en büyük iştir ve Allah her ne işlerseniz bilir

Utlu ma uhiye ileyke minel kitabi ve ekimis salah, innes salate tenha anil fahşai vel munker, ve lezikrullahi ekber, vallahu ya'lemu ma tasne'ûn.

30:31 Başkasından geçerek hep ona gönül verin ve ona korunun ve salatınızda ısrarcı olun/onlara meyletmeyin müşriklerden olmayın

Munibine ileyhi vettekuhu ve ekîmus salate ve la tekunu minel muşrikîn.

31:4 Ki Rabbe salatın ne olduğunu bilirler/uygularlar ve zekâtı verirler, Âhırete de onlar yakîn edinirler

Ellezine yukîmunes salate ve yu'tunez zekate ve hum bil ahirati hum yukinûn.

31:17 Yavrum! salatının dışına asla çıkma, ma'rufu emir ve münkerden nehiy ve başına gelene sabr et, çünkü bunlar azmolunacak işlerdendir

Ya buneyye ekimis salate ve'mur bil ma'rufi venhe anil munkeri vasbir ala ma esabek, inne zalike min azmil umûr.

42:38 Ve onlar ki rabları için da'vete icâbet etmekte ve salatı uygulamaktadırlar, buyurukları da aralarında şurâdır (danışıklıdır), kendilerine kısmet ettiğimiz rızıklardan onlar masraf da verirler

Vellezinestecabu li rabbihim ve ekamus salate ve emruhum şura beynehum, ve mimma razaknahum yunfikûn.

58:13 Ya!.. Fısıltınızdan önce sadakalar takdim etmekten korktunuz mu? Mâdemki yapmadınız Allah da size tevbe lûtfetti artık salatınıza/elçinin getirdiği inanç ve iman sistemine bağlılıkta devam edin ve zekâtı verin ve Allah ve Resulüne itaat edin ki Allah habîrdir her ne yaparsanız

Eeşfaktum en tukaddimu beyne yedey necvakum sadekat, feiz lem tef'alu ve taballahu 'aleykum feekîmussalate ve atuzzekate ve eti'ullahe ve resuleh, vallahu habirum bima ta'melûn

62:9 Ey o bütün iyman edenler! Cum'a günü namaz/salat/Allahın inanç ve iman sistemine boyun eğdiğinizin ikrarı için çağrıldığınızda hemen Allahın zikrine koşun ve alım satımı bırakın, o sizin için daha hayırlıdır, eğer bilirseniz

Ya eyyuhellezîne amenu iza nudiye lissalati miy yevmilcumu'ati fes'av ila zikrillahi ve zerulbey', zalikum hayrul lekum in kuntum ta'lemûn.

62:10 Sonra da namaz/salat/Allahın inanç ve iman sistemine boyun eğdiğinizin ikrarını yaptıktan sonra yeryüzünde dağılın da Allahın fazlından nasîb arayın ve Allahı çok zikredin ki felâh bulabilesiniz

Feiza kudiyetissalatu fenteşiru fil'ardi vebteğu min fadlillahi vezkurullahe kesiral le'allekum tuflihûn.

70:23 Onlar ki salatlarını uygulamada ısrarcıdırlar.

Ellezînehum 'ala salatihim daimûn

70:34 Ve onlar ki salatlarının/Allahı anmanın/Allahın inanç ve iman sistemine boyun eğmenin ne demek olduğuna yakinen kanidirler/salatlarını uygulamada titizdirler/salatkarına muhafızlık ederler

Vellezîne hum 'ala salatihim yuhafizûn

73:20 (Ey Muhammed!) Şüphesiz Rabbin, senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, yarısını ve üçte birini ibadetle geçirdiğini biliyor. Beraberinde bulunanlardan bir topluluk da böyle yapıyor. Allah, gece ve gündüzü düzenleyip takdir eder. Sizin buna (gecenin tümünde yahut çoğunda ibadete) gücünüzün yetmeyeceğini bildi de sizi bağışladı (yükünüzü hafifletti.) Artık, Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun. Allah, içinizde hastaların bulunacağını, bir kısmınızın Allah’ın lütfundan rızık aramak üzere yeryüzünde dolaşacağını, diğer bir kısmınızın ise Allah yolunda çarpışacağını bilmektedir. O hâlde, Kur’an'dan kolayınıza geleni okuyun. Salatı eksiksiz uygulayın, zekâtı verin, Allah’a güzel bir borç verin. Kendiniz için önceden ne iyilik gönderirseniz, onu Allah katında daha üstün bir iyilik ve daha büyük mükâfat olarak bulursunuz. Allah’tan bağışlama dileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

İnne rabbeke ya'lemu enneke tekumu edna min suluseyilleyli ve nisfehu ve sulusehu ve taifetum minellezîne me'ak, vallahu yukaddirulleyle vennehar, 'alime el len tuhsuhu fetabe 'aleykum fakrau ma teyessera minelkur'an, 'alime en seyekunu minkum merda ve aharune yadribune fil'ardi yebteğune min fadlillahi ve aharune yukatilune fi sebilillahi fakrau ma teyessere minhu ve ekîmussalate ve atuzzekate ve akridullahe kardan hasena, ve ma tukaddimu lienfusikum min hayrin teciduhu 'indallahi huve hayrev ve a'zame ecra, vestağfirullah, innallahe ğafurur rahîm

98:5 Halbuki onlar ancak şununla emr olunmuşlardı: hakperest müvahhid (hanîfler) olarak dîni Allah için halis kılarak yalnız Allaha ıbadet etsinlerve salatı içten gelerek/Allahın dinine teslim olarak uygulasınlar ve zekâtı versinler ve odur «dîni kayyime»
 
Ve ma umiru illa liya'budullahe muhlisîne lehud dîne hunefae ve yukîmussalate ve yu'tuzzekate ve zalike dînulkayyimeh.

107:5 Namazlarından/salatlarından/Allahın inanç,iman ve yaşam sisteminin doğrulunu isteyerek kabul etmemekten/karşı koymaktan dolayı,gerçek salat ettiklerini var saysalarda aslında yanılmaktadırlar

Ellezine hum an salatihim sahun.


Nerdeyse bir saatir uğraşıyorum, arapçalarıda vardı ama ne yazık ki karman çorman çıkıyordu ve alakasız bir çok rakam belirteç falan..ancak bu şekilde foruma atabildim.
Yukarı dön Göster İbrahimizm!!!'s Profil Diğer Mesajlarını Ara: İbrahimizm!!!
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

baybora Yazdı:
Salat=namaz şeklinde tercüme, Salât kelimesini anlamını daraltmaktır. (Gördüğü her salât kelimesine, namaz karşılığı vermek gibi).

Yine secde kelimesi’de böyledir. Secde gördüğümüz her yere “boyun eğmek, itaat” anlamı verirsek, kelimenin cümledeki anlamını bir şekilde bizde daraltmış oluruz. (Salât=namaz demek ile secde=itaat demek aynı şeyi yapmaktır).

Merhaba Rıdvan kardeşim,

İtaat/ kulluk anlamı, secdenin anlamını daraltır mı? Kulluk hayatın tümünü kapsadığını siz çok iyi bilirsiniz. Sanırım meramınızı aşan bir cümle kurmuşsunuz.

hayrullah'ın samimiyetine inanmadığımı öncelikle söylemeyi gerekli buluyorum. Çizdiği zikzaklar bunun kanıtıdır. Önce yazdıkları çok kesin inancıydı. İnancını çok  çirkin saldırılarla, hakaretlerle süsledi. 20 gün sonra bu peşin ve katı görüşlerini bıraktığını, kafasının çok karıştığını, namazından zevk almamaya başladığını ve  bu söyleminde samimi olduğunu beyan ve itiraf etti. Bu dönmüş halin üzerinden çok zaman geçmeden görüş ve inancı yeniden değişti. Ne oldu da bu kadar kısa zaman aralıklarla böylesine tersyüz/ tepe taklak döndü de döndü?

Şimdi kuşun, kadın ve halkının güneşe secdelerinin kulluk olduğunu nasıl anladığına bakalım:

Süleyman'ın kuşu gitti çok güzel bir bahçede bir ağacın üstünde hem cinsi olan bir kuşun yanına kondu! Kısa zamanda onunla dostluk kurdu, gördüğü bahçenin ve muhteşem saltanatın sahibini ondan öğrendi... Gidip bu saltanatın sahibini yakından görmek istedi... Haftanın toplu tapınma gününün sabahıydı, onun ve halkının saf bağlayıp parlayan, işık saçan en büyük tanrıları güneşe secde ederlerken gördü... Başka nasıl anlamış olabilir ki! 

Bu ayetleri biraz dikkat kesilerek okuyan her kes, buradaki secdenin kulluk anlamına olduğunu hemen anlayacaktır. Ve ben inanıyorum ki, bu sitedeki okuyucu üyelerin belki tümü böyle anlıyordur. "Şeytan amellerini onlara güzel gösterip onları Allah'ın Yolundan uzaklaştırmıştı da onlar doğru yola  gidemiyorlardı." ifadesi, secdenin burada bütün bir kulluğu içerdiğinin delilidir.

Degerli Rıdvan kardeşim, Kuran'da secde her ayette iman, boyun eğmek, kabul ve teslimiyettir. Bunun böyle olduğunu sizin anladığınızı / anlayacağınızı düşünüyorum.

Muhabbetle.    

 

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Amel defterinin buradaki gibi düzeltilemeyeceği o çetin günün azabından, alemlerin Rabbi olan Allah'a sığınırım.

Alim olan Allah EN doğrusunu bilir.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Amel defterinin buradaki gibi düzeltilemeyeceği o çetin günün azabından, alemlerin Rabbi olan Allah'a sığınırım.

Alim olan Allah EN doğrusunu bilir.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
İbrahimizm!!!
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 14 subat 2009
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 420
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı İbrahimizm!!!

Selam dostlar,

Geleneğin o kadar etkisinde kalmışız ki bu forumda en radikal ben düşünürüm diyebilecekler bile bundan kurtulamamışlardır..şekilsel namazı 5 vakte çıkaran gelenek erbabı,bu 5 vakti tamam edebilmek için kuranda geçen tespih et emirlerini kullanmışlardır..bunu gözden kaçırmayalım..ve salatın gerçek manası yavaş yavaş ortaya çıktığına göre ve bunda bir türlü sonuca ulaşılamıyorsa ve bu kadar geleneğin etkisinde kaldıysak gelin,

Kuranda geçen tesbih kavramının nidüğü hakkında kafa yoralım..evet nedir tespih?

Bu arada Kuranda geçen tesbih ayetlerini elimden geldiğince bir araya getirmeye uğraştım,toplu halde görelim kolaylık olması açısından..



tekrarlar olabilir...dikkatimi çeken nokta şu arkadaşlar..tespih kuranda neden genelde secdeyle,sabah ve akşam vakitleriyle anılmış?
bu kavram üzerine forumda pek yazı görmedim..tespih etmek acaba bizlerin hep şekilsel dediğimiz niyazın bir formu olmasın?içinde hep secde
yide barındırmaktadır....araştırmaya değer..katılımlarınızı beklerim..

evet dostlar..yoksa biz şekilsel ibadeti yanlış bir kelimede mi arıyoruz?

Bakara

(30)    Hani, Rabbin meleklere, "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti. Onlar, "Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz." demişler, Allah da, "Ben sizin bilmediğinizi bilirim" demişti.           
Al-i İmran
(41)    Zekeriya, "Rabbim! (çocuğum olacağına dair) bana bir alâmet ver" dedi. Allah da şöyle dedi: "Senin için alâmet, insanlarla üç gün konuşamaman, ancak işaretleşebilmendir. Ayrıca Rabbini çok an, sabah akşam tesbih et."           
Hicr
(98)    O halde Rabbini hamd ile tesbih et (yücelt) ve secde edenlerden ol.           
Nur
(37)    Allah'ın, yüceltilmesine ve içlerinde adının anılmasına izin verdiği evlerde hiçbir ticaretin ve hiçbir alış verişin kendilerini, Allah'ı anmaktan, namazı kılmaktan, zekatı vermekten alıkoymadığı birtakım adamlar buralarda sabah akşam O'nu tesbih ederler. Onlar, kalplerin ve gözlerin dikilip kalacağı bir günden korkarlar.           
Nur
(41)    Göklerde ve yeryüzünde bulunan kimselerle, sıra sıra (kanat çırparak uçan) kuşların Allah'ı tespih ettiğini görmez misin? Her biri duasını ve tesbihini kesin olarak bilmektedir. Allah onların yapmakta olduğu şeyleri hakkıyla bilendir.           
Furkan
(58)    Sen, o ölümsüz ve daima diri olana (Allah'a) tevekkül et. O'nu her türlü övgüyle yücelterek tesbih et. Kullarının günahlarından hakkıyla haberdar olarak O yeter!           
Sad
(19)    Kendisiyle birlikte tesbih etsinler diye biz, dağları ve toplanıp gelen kuşları Dâvûd'un emrine verdik. Onların her biri Allah'a yönelmişlerdi.           
Zümer
(75)    Melekleri de, Rablerini hamd ile tesbih edip yücelterek Arş'ın etrafını kuşatmış halde görürsün. Artık kulların arasında adaletle hüküm verilmiş ve "Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur" denilmiştir.           
Vakıa
(74)    O halde, O yüce Rabbinin adını tesbih et (yücelt).           
Vakıa
(96)    Öyleyse yüce Rabbinin adını tesbih et.           
Haşr
(24)    O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah'tır. Güzel isimler O'nundur. Göklerdeki ve yerdeki her şey O'nu tesbih eder. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.           
Kalem
(29)    Onlar, "Rabbimizi tesbih ederiz (yüceltiriz). Şüphesiz biz zalim kimseler imişiz" dediler.           

Meryem
(11)    Derken, mihrabdan kavminin karşısına çıkıp onlara: "Sabah ve akşam tesbih edin!" diye işaret verdi.           
Taha
(33)    ki Seni çok tesbih edelim           
Taha
(130)    O halde onların dediklerine sabret, güneşin doğmasından önce ve batmasından önce Rabbini hamd ile tesbih et. Gece saatlerinde de  gündüzün uçlarında da tesbih et ki, hoşnutluğa eresin.
Enbiya
(20)    Gece gündüz O'nu tesbih ederler, usanmazlar.           
Enbiya
(79)    Derhal onu Süleyman'a anlattık; bununla beraber herbirine bir hüküm ve bir ilim vermiştik. Dağları Davud'un emrine amade kılmıştık, kuşlarla beraber tesbih ediyorlardı; Biz bunları yaparız!           
Nur
(36)    O evlerdeki, Allah onların yüceltilmesine ve kendi adının içlerinde anılmasına izin vermiştir.Onlarda sabah ve akşam üstleri O'nu tesbih ederler.          
Nur
(41)    Baksana gerçekten Allah, o göklerdeki ve yerdeki kimseler, diziler halinde kanat çırpıp süzülen kuşlar hep O'nun için tesbih ediyorlar. Hepsi gerçekten duasını ve tesbihini bilmiştir. Allah da onların bütün yaptıklarını biliyor.           
Furkan
(58)    Sen ölmeyecek olan diriye güven de O'nu hamd ile tesbih et! Kullarının günahlarına O'nun haberdar olması yeter.           
Rum
(17)   O halde akşama girdiğiniz zaman da sabaha girdiğiniz zaman da Allah'ı tesbih edin.           
Secde
(15)    Bizim ayetlerimize öyle kimseler iman ederler ki, onlarla kendilerine öğüt verildiği zaman secdelere kapanırlar ve Rablerine hamd ile tesbih ederler de büyüklük taslamazlar.           
Ahzab
(42)    O'nu sabah akşam tesbih edin!          
Yasin
(83)    Artık tesbih edilmez mi öyle herşeyin hükümranlığı elinde bulunan yüce Allah! Hep de döndürülüp O'na götürüleceksiniz.           
Saffat
(143)    Eğer çok tesbih edenlerden olmasaydı,           
Saffat
(166)    elbette biziz o tesbih edenler, biziz." Derler           
Sad
(17)    Şimdi sen onların dediklerine sabret de güçlü kulumuz Davud'u an! Çünkü o evvab (içli, zikir ve tesbih ile Bize çok yönelen biri ) idi.           
Sad
(18)    Biz dağları onun emrine vermiştik,akşam ve işrak vakti onunlar birlikte tesbih ederlerdi.           
Sad
(19)    Kuşları da toplu olarak (onun emrine vermiştik ). Hepsi onun için terci yapardı.(ona uyarak ahenkle içli zikir ve tesbih ederlerdi).           
Sad
(30)    Bir de Davud'a Süleyman'ı ihsan ettik; ne güzel kuldu. O tesbih edip Allah'a yönelirdi.

Görmez misin; göklerde ve yerde bulunan her şey ve dizi dizi kuşlar Allah’ı tesbih ederler. Her biri kendi duasını ve kendi tesbihini bilmiştir. Allah onların yaptıklarını tam olarak bilmektedir.” (yüsebbihu lehû men fis-semâvâti vel ardı vet’tayru…) (24/Nur, 41).

(98)    O halde Rabbini hamd ile tesbih et (yücelt) ve secde edenlerden ol.           
Nur
(37)    Allah'ın, yüceltilmesine ve içlerinde adının anılmasına izin verdiği evlerde hiçbir ticaretin ve hiçbir alış verişin kendilerini, Allah'ı anmaktan, namazı kılmaktan , zekatı vermekten alıkoymadığı birtakım adamlar buralarda sabah akşam O'nu tesbih ederler. Onlar, kalplerin ve gözlerin dikilip kalacağı bir günden korkarlar.           
(15)    Bizim ayetlerimize öyle kimseler iman ederler ki, onlarla kendilerine öğüt verildiği zaman secdelere kapanırlar ve Rablerine hamd ile tesbih ederler de büyüklük taslamazlar.         

Okunuş    E lem tera ennellahe yusebbihu lehu men fis semavati vel erdi vet tayru saffat, kullun kad alime salatehu ve tesbihah, vallahu alimum bima yef'alûn.

Bu kelime salattır..yani çeviri şöyle olmalıdır;

Her biri kendi salatını ve kendi tesbihini bilmiştir..meal yazarlarına ne oldu da birden burda açıkça salat kelimesi geçerken birden o kelimeye dua anlamını verdiler..oysa onlar her salat gördükleri yere namaz yazmazlar mıydı?Demek ki hayvanların namaz kılamayacağına kani oldular..
(98)    O halde Rabbini hamd ile tesbih et (yücelt) ve secde /COLOR>edenlerden ol. bu ayettede tesbih ile secde kavramının arası ayrılmıştır..

(37)    Allah'ın, yüceltilmesine ve içlerinde adının anılmasına izin verdiği evlerde hiçbir ticaretin ve hiçbir alış verişin kendilerini, Allah'ı anmaktan, namazı kılmaktan, zekatı vermekten alıkoymadığı birtakım adamlar buralarda sabah akşam O'nu tesbih ederler. Onlar, kalplerin ve gözlerin dikilip kalacağı bir günden.

(15)    Bizim ayetlerimize öyle kimseler iman ederler ki, onlarla kendilerine öğüt verildiği zaman secdelere kapanırlar ve Rablerine hamd ile tesbih ederler de büyüklük taslamazlar.
Yukarı dön Göster İbrahimizm!!!'s Profil Diğer Mesajlarını Ara: İbrahimizm!!!
 
Muhsin
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 subat 2007
Gönderilenler: 401
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Muhsin

Selam, sabak- aksam, bir sürekliligi ifade eder....ayni sekilde, gündüz -gece ve dahasi da var,cesitli ayetlerde aslinda aciklanmisdir.
Nedense hep Kuran ayetlerini ERKEK ler aciklamisdir,bunu üzerinde de düsünmek lazim...yahudi ve hristiyanlardada ayni drum bahis...

Selametle.
Yukarı dön Göster Muhsin's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Muhsin
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Amel defterinin buradaki gibi düzeltilemeyeceği o çetin günün azabından, alemlerin Rabbi olan Allah'a sığınırım.

Alim olan Allah EN doğrusunu bilir.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
Muhsin
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 subat 2007
Gönderilenler: 401
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Muhsin

Selam,"tesbih "etmekden ne anladigimiz önemli bir unsur düsüncesindeyim.
Yukarı dön Göster Muhsin's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Muhsin
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Şekilsel salât Nisâ 101-103’te var. Ama bir Müslüman kardeşimiz buna itiraz ediyor.

 

101. Araziye çıktığınızda kafirlerin size saldıracağından korkuyorsanız salâttan geri kalmanız günah değildir. Kafirler size gerçekten açıkça düşmandır.

 

102. Sen onların içinde olup salât etmelerini sağlarken bir bölüğü silahlarını alıp seninle salâta dikelsin; secde yaptıklarında arkanıza geçsinler…

 

Maviler o kardeşimizin sözleri. 

 

Resul’ün içlerinde olduğu ve olmadığı birlik… Aynı şahıslardan ya da gayrı kişilerden olmuşlar, bu önemli değildir. Benim dikkat çektiğim, Resul’le beraber bulunmaları ya da O’ndan uzaklaşmış olmaları… Dedim ve diyorum ki: İçlerinde Resul varsa ve onlara salatı gerekli görüyorsa salat var. İçlerinde Resul yoksa salat da yok.

 

Sefere çıktığınızdaBurada muhataplar, Resul de dahil, bütün inanalar iken, sefere çıkacaklar onlardan bir gruptur sadece. Bunların içinde Resul olabilir de olmaya bilir de. 101’de söz konusu olanların içinde Resul’ün olmadığını, 102’nin başında, içlerinde olduğun zaman… ifadesinden anlıyoruz .

 

Onu SİZ anlıyorsunuz. Benim anladığım, sen içlerinde olduğun zaman sen salât ettirirsin, başka bir komutan içlerinde olduğu zaman o salât ettirir.

 

Ayrılıyoruz çünkü buradaki salât size göre başka, bana göre başka.

 

Size göre salât vahyin tebliğ ve eğitimidir; ki yalnızca Resul tarafından yerine getirilir. O halde Resul varsa salât var; resul yoksa salât yok.

 

Bana göre ise Nisâ 101-102’de geçen salât namazdır; komutan kimse onun tarafından kıldırılır, tıpkı askerleri savaş mevzilerine yerleştirmek gibi (Â-i İmrân 121).  

 

“kafirlerin size saldırmaları” bu seferin nedeni. “üstünüze birden çullanma istekleri” de, kafirlerin, ellerine fırsat geçerse size acımayacaklarını, o halde "siz de gevşemeyin, onlara acımayın!" Anlamında inananlara yapılmış bir uyarıdır.

 

Evet, ayrıldığımız bir husus ta bu.

 

Size göre düşmanın aniden saldırıya geçeceği yer tıpkı okul gibi bir eğitim alanıdır; orada askerelere ayetlerin tebliği ve eğitimi sunulur.

 

Oysa cephedir orası. Can pazarı. Can verilir orda can alınır. Asla ayet tebliği ve eğitimi olmaz; "ateş kes"ildiği anlarda diken üstünde yemek yenir, 1 kıyam + 1 secdelik iki dakika süreli namaz kılınır. Ama asla eğitim olmaz.

 

Düşünün. İnananlar, kafirler ha saldırdı ha saldıracak diye korku içinde bekliyor. Elçi onları karşısına almış ayet tebliğ ediyor.  Dikkat! Ayet kadınlar hakkındadır; askerler erkek:

 

İnananlar! Allah inanan kadınlara şunları söylememi istiyor: İnanan kadınlar bakışlarından kıssınlar ve apış aralarını korusunlar; örtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar. Açıkta olanların dışındaki ziynetlerini açmasınlar ama şunlara başka: kocalarına, babalarına, kocalarının babalarına, oğullarına, kocalarının oğullarına, erkek kardeşlerine, erkek kardeşlerinin oğullarına, kızkardeşlerinin oğullarına, kendi kadınlarına, yeminlerinin sahip olduklarına, kendilerine bağlı ihtiyaçsız erkeklere... (Nûr 31)

 

Ardından bu ayetin eğitimini yapacak. Eğitim uygulamadır. Örneğin Din Bilgisi ve Ahlak Kültürü öğretmeni ayinin ve namazın öğrenimini sınıfta verir, eğitimini ise kilise ve camide.

 

Elçi uygulatıyor. "Vurun örtülerinizi göğüs yırtmacınızın üzerine bakayım! Tamam. Şimdi sayın ki ben size bağlı ihtiyaçsız bir erkeğim. Ziynetlerinizi bana açabilirsiniz. Üzerine örtünüzü vurduğunuz ziynetinizi açın! Hayır! Göğsünüzü değil, göğsünüzü değil! Göğüs yırtmacınızın altındaki ziynetinizi!"

 

Askerler silahlarını sımsıkı tutmuş, tırnakları nerdeyse silahları delecek çünkü düşman saldırısı bekliyorlar. Gözleri fal taşı gibi açılmış Elçiye bakıyorlar. Gülsünler mi ağlasınlar mı?

 

Devamı var.



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Allah ecrini versin, sevgili abiciğim. Başka ne diyeyim!

Muhabbetle.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 

<< Önceki Sayfa 128 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats