Sevgili Tesliman.. burada gereksiz bir iş yok! bu sana göre gereksiz...Yüce Allah elbetteki gereksiz ve fuzuli bir iş yapmaz. bak abicim bir şey ya gereklidir ya gereksiz bunun ortası var mı? işte kuran da ya gereklidir ya da gereksizdir...eğer gerekli ise kuransız toplumlar bir gereklilikten mahrum bırakılmış ve eksik,kusurlu bir sınava tabi tutulmuşlardır...yok eğer gereksiz ise Yaratıcı gereksiz bir işle meşgul olmuş..ve meşgul etmiştir kullarını da. "gerekli ve gereksiz işleri bizde Yüce Allah
kadar biliriz" anlamına gelecek bir iddia İSE ancak kendimizi Yüce Allah
boyut ve kategorisine koymakla sözkonusu olabilir...bütün bir alemi
yaradandan, tedbir ve idare edenden söz ediyoruz...ali den veli den
değil... tamam ali den veli den söz etmiyoruz da o kitabı doğrulayacak olanlar aliler veliler değil mi abi?..bize saçma gelecek şeylerle bizi sınar mı hiç? bir kere onun Tanrı işi olup olmadığına karar verebilmemiz zaten saçma.. mecburen kendimi Tanrı yerine koyup böyle bir şey yapar mıydım yoksa yapmaz mıydım? sorgusunu yapmam gerekmiyor mu? ki hadislerin muhammede ait olup olmadığını da bu yöntemle sorgulamıyor muyduk?ne yapıyorduk önce kesin dediğimiz kurandaki muhammedin yerine kendimizi koyup o sözleri söyleyebilip söyleyemiyeceğimize karar veriyorduk...şimdi de kesin olan tabiat kitabındaki Tanrının yerine koyup vahy sorgulamamızdan başka çaremiz var mı?
Yüce Rab, bize bu üç kitap ile seslenmiştir:Vahiy kitabı +kainat kitabı+insan kitabı...üçüde vahiydir, üçüde ayetlerden müteşekkildir, üçüde işarettir, yol göstericidir, yön tayincisidir...doğmadan önce yüklü olduğumuz bilinç ve donanım ile irtibatlı , uyumlu ve işletim sistemine muvafıktır...bütün bunlar ancak bir ilah'ın başarabileceği sistematiklikte ve ahenk te entegrasyon halindedir...işte en azından bunu idrak etmek gerekir...kalkıp bu üç vahiy ve seslenmeyi biribirinden ayırmak, bir tanesini gereksiz veya fuzuli görmek doğru değildir...bu müthiş güzellikteki harikulade entagrasyonu parçalamaya çalışmaktır... elbette ki var...armudu elmadan ayırmaya hakkım olmasa bile bunları ayırmaya var!...kainat kıtabı her devire her kıtaya ve de inkarı mümkün olmayan bir şekilde sunulmuşken ...vahy kitabı belli bir zaman ve topluma hem de zanni bir şekilde sunulmuştur.. ayrıca insan kitabı diyorsun da abi onu da kavrayabilmiş değilim..eğer bundan kastın akıl+vicdan gibi sağduyularımız ise onlar bence kitap değil kitabı okuyan araçlarımızdır..yani göz misali
Sevgili kardeşim,çap , potansiyel ve bilgi farklılıklarından, eldeki imkan veya imkansızlıklardan söz edildi...bunları eğer biz aciz kullar kısıtlı aklımızla görebiliyorsak, bunların ayırdına varabiliyorsak Yüce RABB muhakkaktır ki bizden çok daha derinlemesine ve tahmin bile edemeyeceğimiz kadar ince detaylarıyla görmektedir...Rahmet ve Merhamet sahibi olduğunu harflerden müteşekkil olan Kur'an vahyinde bize boşuna söylememiştir...ve diğer esma ve fiillerini...sünnetullahı ve adetullahı...inceltilmiş sahifelere yazılabilen mesajlarını...bizim ses tellerimizin çıkarabildiği ses türü ile muvafık ve kulaklarımızın duyabileceği, kısıtlı beynimizin algılayabileceği tip ve evsaf 'da...daha ne yapsın bize... ne yaparsa yapsın..bir insan kapasitesine bürünerek bu bilgilendirmede bulunmadığı müddetçe onu anlayabilmemiz mümkün değildir...ha eğer insan kapasitesiyle bizlere seslenirse de bu...bunların insan ürünü bilgiler olduğu düşüncesine yani Tanrısal olmadığı kanaatine ulaştıracaktır bizleri..
Sevgili Tesliman, fazla değildir...asla fazladan değildir...şayet bize ( gören gözlere, işiten duyulara, açık kalplere) Yüce Yaradan hakkında gücü ve kudreti ile de ilgili , yapabilecekleri hakkında bir kısıtlıda olsa öngörü sahibi olabilmemiz, dünya yı imar ve islah etme konusunda almamız gereken mastara / nümuneleri, göstermemiz gereken sa'y / mesailerin yönünü görsel, işitsel olarak tüm duyularımıza bize gerektiği kadar açık eden harikulade bir tabela ve imza'dır...bunları OKU'mak, OKU'yabilmektir mes'ele...başka değil... üçünü( vahiy kitabı+kainat kitabı+insan kitabı...) birden ve birarada OKU'maya istekli olmak/ olmamaktır asıl sorun..."bu üç kitap" biribirlerinin tefsiridir...biribirlerinin tüm duyulara hitap eden karşılıklı ve çok yönlü olarak birbirlerini açıklamalarıdır...biribirlerinin işletim sistemidir...Musa'nın Firavun'a gönderilip şu sözleri söylemesini istemesi boşuna değildir :" De ki: arınmağa gönlün var mı?.. " abi öyle bir portreden giriyorsun ki duyan sanır harbi evrensel ve tüm insanların muhatabı bir kitap...bak pasaport kalktı git mesela dibimizdeki gürcistana...kuranın k sinden habersiz milyonlarca insan...ama sınav kusursuzca işliyor..hırsızı yine hırsız cömerti yine cömert..efendisi efendi terbiyesizi terbiyesiz...dünyanın hangi çağına hangi kıtasına gidersen git değişmez bunlar....çünkü bunlar O şanı yüce Yaradanın inkar edilemez ,tahrif edilemez buyruklarıdır ..
Sevgili Tesliman, " kimseye çekemeyeceği bir yük yüklenmez " 'i sadece tabiat kitabından değil, vahy kitabında da görüyoruz, entegreli şekilde...fakat açıkça anlaşılıyor ki( kusura bakmayınız ama) Kur'an'ı tanımıyorsunuz da tanıdığınızı zannediyorsunuz...Kur'an'ı reddetmeden önce Kur'an ile önce bir tanışın, görüşün isterseniz :Lâ yukellifu(A)llâhu nefsen illâ vus�ahâ(=
Allah, hiç kimseye gücünün yeteceğinden fazla bir şey teklif etmez. Bakara suresi 286
demek ki bulabiliyormuşuz...demek ki varmış...demek ki ( kusura bakmayınız ama)Kur'andan habersiz imişsiniz!...Kur'an'ı reddebilmek için önce Kur'an ile tanışıp görüşmek lazımdır...Kur'an'ı tanımadan, o'nunla daha tanışmadan Kur'an'ı reddetmek ne kadar doğru olur, vijdanınıza bırakıyorum...bana göre bir insanın, bir Hz.Adem'in, ömründe yapacağı en büyük bir hata olur...bana göre...
çıkmak zorundayım...daha sonra yine devem etmek üzere inş. abi şu da açıkça anlaşılıyor ki (kusura bakma ama)sen beni tanımıyormuşsun...neredeyse 6 yılımı kurana adadım..her gün ondaydım her gün!...elbette ki o saydığın ayetleri ben de biliyorum..ben söylenene değil icraate binaen bunu belirttim..yani herkes kendi kabınca değil peygamberin kabında alması gerektiğinden bahsettim...eğer uyman gereken öyle örnek bir kab varsa "kendi kabım kadar/anlayabildiğim kadar taşıyacağım" lüksün bulunmuyor demektir...
DEVAM EDECEK İNŞ. beklerim inş. üstad ama ne olur cevap vermek için değil birbirimizi doyurmak için yazarsak sevinirim abi.. selametle..
|