Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
ben şahsen bu forumdan istifade ediyorum ve bu kadar geç katıldığım için de pişmanlık duyuyorum.. gerçek katılımcı arkadaşlar teşekkür ederim yalnız hatalı gördüğüm bir şeyi belirtmeden geçemeyeceğim.. bence tartıştığımız konunun tek bir başlık olması bizler için daha yararlı olacaktır.. farkettiyseniz iki konuyu birden tartışmaktayız birisi kuranın insan eli değmeden Tanrı katından olup olmadığı meselesi diğeri kuranın içerik bakımından doğruluğu meselesi.. yani hem özünü hem de içeriğini tartışıyoruz bana kalırsa önce indirilmesi ve indirilme yöntemi üzerinde tartışmalıyız içeriğini sorgulamamız bunu çözdükten sonra gelmeli örneğin birisi kalkıp şimdi size aklınıza hayalinize gelmeyecek güzellikte bir kitap getirse ve Tanrıdan dese inanmazsınız çünkü içeriğini sorgulamanıza ...gerek bırakmayacak bir bilgiye inanmaktasınız...nedir bu? kuranın son kitap oluşu.. ve siz bu inancınızı halletmeden onun içeriğine girmezsiniz hatta kalkıp dünyayı ters yüz etse o kişi bir açıklama bulur..inanmazsınız işte bu yüzden ben kuranın tepeden tırnağa doğru olsa dahi (ki şu an Tanrıdanlık iddiası hariç içeriğinin bir çoğunu doğrulayabilirim) bu onun Tanrısallığını kanıtlamaz.. çünkü doğru olmak müthiş olmak hatta dahiyane olmak başka Tanrıdan olmak çok başka şeydir..
bence ilk olarak Tanrının bir kıtap göndermesi konusuna odaklanmalıyız böyle bir şeyi dilemesinin mantığını bulmalıyız sağlayacağı yararları ve zararları sorgulamalıyız..
ikinci olarak da bir şeyin Tanrıdan olup olmadığını nasıl anlayabiliriz onu çözmeliyiz.. tabi ondan da önce bunu anlayabilme yetisine sahip miyiz?...sorusunu sınırlı bir yaratık olarak sınırsız bir makamdan olanı tanıyabilir miyiz? tanıyabilirse hangi deneklerle..ya da melekelerle..
tüm güzellikleri sizinle olsun..
arkadaşlar istirham ediyorum...lütfen! konuları birbirine karıştırmadan sırasıyla ele alalım.. birini bitirmeden diğerine geçmeyelim kitabın kapağını açmadan önce kendisini sorgulayalım bunu hallettikten sonra geçelim satırlarına..içeriğine
şu soruyu yanıtlayalım dostlarım Yaradanın bize sunduğu kitabını(doğa) ve elçisini(vicdan) yetersiz bulup başıboş kaldığımızı düşünerek insan ve doğa üstü müdahale ya da bildirimlerde bulunması tutarlı mıdır yoksa tutarsız mı?
o kadar ısrar ediyorum ki bakın rüşvetimi bile esirgemiyorum sizlerden...
Biismillahirrahmanirrahim Selamlar arkadaşlar. Bu başlık altında yazılanların tümünü okumak fısatım olmadı sadece baktığım bir kaç sayfadan edindiğim izlenim Kur an ı Kerim hakkında (kitabın benzeri olabileceğine,Kitabın Allah tan gelen bir bilgi olmadığına ve Kitabın eşsiz olduğuna dair yaklaşımların olduğudur) yazıp çizen arkadaşların olduğudur... Öncelikle vurgulamak gerekir ki. Kur an O na iman etmeden faydalanılabilecek bir kitap değildir....(tabii burda itiraz edenler ; kabul ettirtmek için kılıfını uydurdu derler) Özellikli bir kitaptır ve İnsan layık değilse Kitab ı anlaması ve O nu idraki güçleşir dahada vahimi yanlış anlamlandırır...Kur an ın en belirgin ve bariz özelliği, bu başlık altında verilen kopyası veyahut benzeri yazılmıştır iddasıda dahil olmak üzer ( ki büyük bu iddia büyük bir iftira) Kur an ı Kerimin bir muadili alternatifi ve benzeri bir kitap dahil mevcut değildir...Dikkat çekmek isterim ki inanıp inanmaması insanın belirleyici değildir ve bu verilen saptama iddiadan öte bir vakıa olarak karşımıza durmaktadır...Kur an ın yukarıda yazdığım en bariz özelliklerinden bir tanesi Verdiği kelimeyi kendi anlamlandırarak teori noktasında öğretip pratikten örneklemesidir....Kur an ı Kerim i bir kenara alın yeryüzünde hayata ve dine dair her türlü emsali size verecek ve yardımcısız kendi argümanlarını kendi oluşturup örnekleyerek pratikte sizin bunları nasıl yapacağını verebilen bir bilgi getirin öyle konuşalım....Gerçekten Kur an I Kerim aciz bırakır ve be gerçek olarak önümüzdedir. Selam ile
__________________ Tek bir doğru duruş noktası vardır bölünemeyen.
“Onun benzeri bir sure getirin” tarzı ifadelerdeki mucize, bu
ifadelerdeki "benzetme ile edebi anlatım" mucizesini, yanlış yönelim halinde olan insanların görmemeleridir.
Komik olan ise bu ifadelerin bir benzerini getirmeye
çalışmaktır :)
Yüce Yaratan bana dilediğim kişilere mucizelerini gösterme
yetkisi verse; bütün samimiyetimle söylüyorum ki; Evrendeki mucizeleri görmeyip
onunla kalbi tatmin olmamış hiçbir kimseye asla ve asla hiçbir mucizeyi kesinlikle
göstermezdim.
Şu kainat kitabı içindeki suretlerden bir sureti, örneğin
bir sivrisineği, -ondan kopya almadan- yapabilir misiniz?
İşte burada vurgulanan; “Kainat kitabını ve içindeki suretleri yaratan,
bilinçli ve ahireti olan bir yaratıcının kesinlikle ve şüphesiz gerçek”
olduğudur. İşaret ile söylenen şey; şüphesizdir, kesindir, gözlemlenen ve bilinen
bir gerçektir. Aksi halde onun bir benzerini yapın, ama hem yapamaz ve hemde
inkar ederseniz işte o zaman bunun karşılığına hazırlanın deniyor.
Mushaftaki --ondan kopya almadan-- "benzeri bir suret getirin" ifadesi
güçlü bir şekilde dikkat çekiyor, kesin, şüphesiz, bilinen, açıkça görünen ve
büyük bir gerçeği müteşabih bir ifade ile “hatırlatıyor”
Kuranda zekeriya (zikir-hatırlatma) lisanı vardır. işaret ile örnek ile bilinen gerçeği "hatırlatır"
30 –Ve şu kâfir olan kimseler, gökler ve yer bitişik bir halde idi de Bizim onları [o ikisini] ayırdığımızı ve hayatı olan her şeyi sudan kıldığımızı görmediler mi? Buna rağmen hâlâ inanmıyorlar mı? 31-Ve Biz, yeryüzünün içinde, onlar sarsılmasın diye sağlam kazıklar kıldık. Ve orada yollarını bulsunlar diye bol bol yollar kıldık. 32 –Ve Biz, gökyüzünü korunmuş bir tavan yaptık. Onlar ise, onun [gökyüzünün] ayetlerinden yüz çevirenlerdirler. 33 –Ve O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı yaratandır. Hepsi bir yörüngede yüzmektedir.
:)
Güzel abim bırak kafirleri peygamber görmüş mü ki senin bu yazdıklarını :), yani kaş yapalım derken göz çıkartmış hakkı abi de,
Sormazlar mı adama ey muhammed hele bir göster nasıl oluyor bu iş,
Muhammed Allah'ın yalancısı mı ki, valla ben Allah'ın yalancısıyım o bunları dedi bende size diyom ???
Bu, deliller dediği deliller, bugün bilimin bulduğu deliller mi yoksa o gün muhammedin anlattıkları mı, eğer bugün bilimin bulduğu deliller dersek, o gün muhammed bunları nasıl buldu, bulmadı bildirildiyse, nasıl aklına yattı, veee can alıcı noktaya gelelim,
Eğer bulunamayacak olan bildirilme ile akla yatıyorsa, Allah'ın muhammedle girdiği ilişiki türünden bir ilişkiyle ilişki kurması lazım o günün adamları ile :), değil mi ama hem bulunamıyor, hem akla yatmıyor hem de ancak gaypten haberle akla yatıyorsa , bu işi herkese aynı muameleyle çözmek durumundasın,
Muhammed de onlara yani kafirlere bildiriyorsa kusura bakma ama kendisine bildirilen insanlar muhammedden daha derinlikte insanlar o zaman, neden dersen, muhammed allah'ın bildirmesi ile inanacak ama diğer insanlar bir başka insanın bildirmesi ile inanacak, ;)
Nerden baksan tutarsızlık,
O zaman şunu diyelim bugünkü bilim O günkü Allah'ın hitabına denk :),
Ee ne oldu araçlarla edinilemeyen bilgileri veren adam elçi, verilen bilgi vahiy veren de Allah olmadı mı, o zaman kuran'ın işi bitmiş desene baksana bütün bilgilerini araçlarla, gözlemle deneyle araştırmayla açıkladık, marifet araçlarla edinilmesi imkansızken sunmaksa,marifeti mi kaldı bugün için ;)
Aciz kalıp inansan bir dert, çözüp inansan bir dert, inanmasan başka bir dert, bu üç duyguyuda tatmin etmeye çalışmayalım lütfen,
bu soruna ve problemine daha önceki iletilerimde kesin cevap(lar) var...Kur'an = hayat'tır...yani Kur'an hayatın ta kendisidir...cihanşumül zamanşumül, mekanşumül'dür...hepsinide kapsadığı gibi, hepsinede cevap verecek bir ilahi kitaptır. yeterki ona yalın bak!...sana inzal olunur...yani Kur'an'ı sana bir adem olarak, yeni iniyormuş gibi bak...tertemiz fıtratına Yüce Yaratıcı tarafından yüklenmiş olan harikulade bir bilinç ve donanımı, çocuğu olduğun çağ'daki kazanım/ edinim / bilinç ve görgüler ile birleştir; Kur'an ilahi kitabının lokomotifliğinde OKU!...ölç ve değerlendir!...ölç ve yorumla!...fıtratındaki harikulade programa, yaşadığın çağı OKUTTUR!...işte mes'ele budur...bizden istenen de budur! oku ve okuttur! fıtratın ile çağını buluştur!...
"o çağın insanı " yer ile gök " bitişik idi ve Yüce Allah onları birbirinden ayırdı...demek ki önce bitişik yaratmıştı...sonrada yaşam alanı bulabilmemiz için yer ile göğü birbirinden bizim için ayırdı...buna gücü yetti..." gibi bir yorum ile anlamışsa yanlış mı anlamış yani...doğru anlamışlar işte...bunun neresi yanlış?bunun neresi Yüce Allah'a Peygamber'in yalancılık etmesi?burada bir yalan dolan göremiyorum, sen nerede görüyorsun anlamadım, anlamakta da zorlanıyorum hakikaten kardeşim. BİZ de fıtrat programımız ile edinim ve kazanımlarımızın bize vermiş olduğu güncel gözlüklerle cocuğu olduğumuz çağı OKUTTURduğumuzda " bing bang" ı görüyoruz ve bize bu ayet yeniden nazil oluyor, oldu mu şimdi...işte bu...ayet aynı ayet...o çağ insanına da hitap ediyor, bu çağ insanına da, gelecek çağ insanına da kimbilir ne yeni keşifler olacak da bu sefer onlarla hitap edecek...daha önce de demiştim...Kur'an lafzı bir kere, manası sürekli inen harikulade bir ilahi kitap'tır...ondan istifade homojen değildir... zaten homojen olsaydı hayatın kendisi yani Kur'an = hayat olamazdı...üzerimizde doğan her yeni güneş( AYET...) bize yepyeni bir şeyler bağışlayıp, hayatımızı her alanda yeniden güncelliyorsa( her günkü hayatımızın yeniden güncellendiğini görüyorsak...) , bir başka AYET olan Kur'an ayeti de bizi çağımıza şahitlik etmemize davet ederek bilincimizi ve görgümüzü güncellemeye çağırmaktadır!...Kur'an lokomotifliğinde , tertemiz fıtratına yüklenmiş bulunan bilinç ve donanım ve çağının hediyesi olan tüm kazanım ve edinimleri birleştir, yoğur...çağını OKU ve OKUT!...vahiy kitabı+kainat kitabı+insan kitabı' ile çağına şahidlik et!... bizden " yine bizim iyiliğimiz için " istenen bundan başka birşey değil...fakat biz kör kuyu'yu tercih ediyorsak, illaki ve billaki yokluk ve ademiyeti tercih etmek istiyorsak, Kur'an bize nasıl seslensin? ey Yüce Allah, doğrudur, sen bizi yaratmışsın, bize bir güzel de dünya gezegenini mekan eylemişsin!..fakat artık gölge etme bize...bize karışma...bütün bunları yaratmışsın fakat bize müdahale etmeyesin...bize emir falan vermeye kalkmayasın!...gerçi bu dünya gemisini sen yaratmışsın fakat, yine de biz bu dünya gemisini senden daha iyi yönetiriz? sen kendi işine bak bundan sonra!...dersek, Yüce Allah'ı " mesajı işe yaramıyor(haşa)" diye suçlayabilir miyiz? bugün İslam toplumunun(!) hemen tamamı da böyle bir cümle kullanmasa bile aslında tüm fiil ve davranışlarıyla gerçekte bunu yaşamıyorlar mı? Yüce Allah ile irtibatlarını koparmamışlar mı, birkaç göstermelik ritüel dışında...Yüce Allah'a sen göklerin ilahısın, yerlerin ilahı ise BİZİZ !...denmiyor mu, bu şekil ve minvalde...tamam cümle olarak söylenmiyor, hatta söyleyene kafir bile diyeceklerdir fakat aslında yaşam bilançoları tam olarak bundan ibarettir...başka değil...Allah'sızlık, vahiy'sizlik bataklığı...dünya'yı bir oyun ve eğlence mekanı görmek isteyen bir heves ve heva...sebepsiz, mesnetsiz bir yaradılışla bu dünya gezegeninde bulunduğunu iddia etme basitliği ,insanı bir fareden bir sümüklü böcekten daha aşağı kılar...çünkü, fare, böcekler, çiçekler vb.vb. tüm mahluklar yaradılış fıtratlarındaki harikulade programa uymaktadırlar...yaradılış amaçlarına hizmet etmektedirler yani..peki ya biz?...biz!.. ben'i ben..., sen'i sen!...biz'i biz...yapan Yüce Allah, demek bizi yarattı, sonrada boşladı öyle mi? kainat kitabı ve insan kitabını yine Kur'an da gösterir ve işaret eder Yüce Allah...Kur'an lokomotifliği olmadan bu kitapların okunamıyacağınıda...okur, okur da nasıl okur? " eko " dengenin canına OKUR işte...Yüce Yaratıcının bize enerji kaynağı olsun diye yarattığı nükleer bilimi " Kur'an lokomotifliği " olmadan OKUR da nagazaki ve hiroşİma'nın canına OKUR!...
Yüce Allah bana sana bize muhtaç değildir kardeşim...
ben sen o biz siz onlar , hepimiz O'NA muhtaç...
Kur'an, kendisine ben sen biz nasıl yaklaşıyorsak, işte öyle yaklaşır o da bize...
o'na bir mushaf gibi yaklaşanlara donuk bir " surat " gibi bakar!...( şimdiki İslam(!)toplumlarına baktığı gibi...
o'na fıtratı, çağa OKUtturan gibi yaklaşana da çağı OKUtturur kardeşim, emin ol! hem de yaşadığı çağ'a şahidlik ettirerek...
çağ'ını Yüce Allah'ın egemenlik ve bildirgesi adına OKU! şahidlik et! ettir!...
Yüce RABB'e dönüt ver!...
O'NA ilah'lığını " kabul ettiğini " söyle!
O'NA Rabb'liğini " onayladığını " bildir !
yoksa, senin O'nu " tanı "manın hiçbir esprisi kalmayacaktır! hiçbir esprisi!...
O'nu " TANI "mıyorum de!...de ve çelişkiler içinde bocalamaktan kurtul!... rahat et!...pranga(!)larından azad ol!...
eğer yaratan yok ise, haliyle olmayan bir yaratıcının bir kitabından da söz edilemez!
bu çok daha tutarlı, kendi içinde...
daha doğru bir yaklaşım olacağı kesin!...
" var " " var " doğrudur doğrudur ama, fakat beni terketmiş , beni boşlamış / boşvermiş demektense!...
muhabbetle
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
, demek bizi yarattı, sonrada boşladı öyle mi? kainat kitabı ve insan kitabını yine Kur'an da gösterir ve işaret eder Yüce Allah...Kur'an lokomotifliği olmadan bu kitapların okunamıyacağınıda...okur, okur da nasıl okur? " eko " dengenin canına OKUR işte...Yüce Yaratıcının bize enerji kaynağı olsun diye yarattığı nükleer bilimi " Kur'an lokomotifliği " olmadan OKUR da nagazaki ve hiroşİma'nın canına OKUR!...
bence haksızlık ediyorsun hasan abi O hiç bir çağda ve kıtada hiç bir kulunu başıboş bırakmamıştır ona içindeki elçisi(vicdan) ve dışındaki ayetlerle(yaşam) sürekli yol göstermiştir..
eko sistemin ve hiroşimanın canına okuyanlar vicdanlarındaki elçiyi örtbas edip çıkarını/kendisini ilah edinen yani uyulacak tek mercii görenlerdir.. ayrıca şunu da bilmelisin ki bu çıkarcı ve doğa düşmanı sistemlerle mücadele de şu an ateistler ön saflarda yer almaktadır..
O zaman şunu diyelim bugünkü bilim O günkü Allah'ın hitabına denk :),
Ee ne oldu araçlarla edinilemeyen bilgileri veren adam elçi, verilen bilgi vahiy veren de Allah olmadı mı, o zaman kuran'ın işi bitmiş desene baksana bütün bilgilerini araçlarla, gözlemle deneyle araştırmayla açıkladık, marifet araçlarla edinilmesi imkansızken sunmaksa,marifeti mi kaldı bugün için ;)"
Sevgili Öktem,senin Malik'in iletisinden önceki iletinde savunman "mevcut bilimsel buluşların Kuran da çağlar öncesinden haber veriliyor" olmasıydı.Malik çelişkinizi çok güzel bir şekilde ortaya koymuş.Elbette doğruları arıyoruz.Bu nedenle ortada çelişki kalmaması gerekiyor.Ben daha önceleri Kuranda ki kavramların hayata uyarlanabilirliğini ortaya koymaya çalıştım.Ki,olması gereken buydu..Ancak siz o zaman bunlara hiç itibar etmediniz..Malesef şu an günümüz bilimsel çabaları sonucu ortaya çıkarılan gerçeklere "işte bakın bunlar zaten Kuran da vardı" demeniz sahiplendiğiniz teoriyi daha baştan çökertti..Demek ki size göre bugünkü bilim bu çalışmaları yapmasaydı bu "ilahi gerçekler"günyüzüne çıkmayacaktı...!Şimdi bilimin mi ardısıra gidelim yoksa Kitabın mı?
Not:Bilimin her dediğini,her yaptığını onaylayan biri değilim..
, demek bizi yarattı, sonrada boşladı öyle mi? kainat kitabı ve insan kitabını yine Kur'an da gösterir ve işaret eder Yüce Allah...Kur'an lokomotifliği olmadan bu kitapların okunamıyacağınıda...okur, okur da nasıl okur? " eko " dengenin canına OKUR işte...Yüce Yaratıcının bize enerji kaynağı olsun diye yarattığı nükleer bilimi " Kur'an lokomotifliği " olmadan OKUR da nagazaki ve hiroşİma'nın canına OKUR!...
bence haksızlık ediyorsun hasan abi O hiç bir çağda ve kıtada hiç bir kulunu başıboş bırakmamıştır ona içindeki elçisi(vicdan) ve dışındaki ayetlerle(yaşam) sürekli yol göstermiştir..
eko sistemin ve hiroşimanın canına okuyanlar vicdanlarındaki elçiyi örtbas edip çıkarını/kendisini ilah edinen yani uyulacak tek mercii görenlerdir.. ayrıca şunu da bilmelisin ki bu çıkarcı ve doğa düşmanı sistemlerle mücadele de şu an ateistler ön saflarda yer almaktadır..
Sevgili teslimanın yazdıklarına da katılıyorum..İki şey ilave etmek istiyorum..
Birincisi,Yüce yaratıcı bize asla nükleer enerjiyi alın kullanın diye sunmamıştır.Bu evren kitabını hakkıyla okumayan vicdansızların ıslah etme adına yaptıkları zalimce bir arayıştır..
İkincisi,evet bizler beş yıldır salatı tartışmaktan yorulduk..buna ayırdığımız çabayı Avrupalı yeşiller gibi çevremizdeki poşetleri toplamaya ayırsaydık daha faziletli bir iş yapmış olurduk diye düşünüyorum..
Katılma Tarihi: 30 mart 2008 Yer: Uganda Gönderilenler: 126
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
dermanbeg yazdı,
İkincisi,evet bizler beş yıldır salatı tartışmaktan yorulduk..buna ayırdığımız çabayı Avrupalı yeşiller gibi çevremizdeki poşetleri toplamaya ayırsaydık daha faziletli bir iş yapmış olurduk diye düşünüyorum..
Bir beş senenin de boşa gitmemesi için şimdiden poşet toplamaya başlayalım, hem içinden(salat'ın) çıkılmadığı gibi daha da bataklığa saplanmanın önüne geçeriz, hemde temiz bir yaşam alanı miras bırakırız gelecek nesillere, eğerki bir tufan olmassa!!!!
selamlar...
__________________ koymuş postasını,GÖRMÜŞ RESTİNİ!!! he canım sen getir üstünü!!!
Behr bı deva kuçka heram nabe!!!
hılas!!!
bir ricam var! lütfen yanlış anlaşılmasın, konu ile ilgili bütün iletilerimi baştan sona kadar bir okur musunuz!...ondan sonra dilediğiniz yorumu yapınız...söylenenler benim dediklerimi tam olarak yansıtmıyor çünkü...
örneğin :
tek başına yukarıda verilen "mevcut bilimsel buluşların Kuran da çağlar öncesinden haber veriliyor" şeklindeki cümle dediklerimi aynen değil, farklı yansıtıyor...hem benim kendi söylediğim/ kendi anlattığım şey bu cümleden farklıdır...konu ile ilgili tüm yazılarım yerlerinde duruyor...şayet objektif ve ön yargısız bir şekilde okunursa, belki ne demek istediğim/ neyi anlatmak istediğim daha iyi anlaşılacaktır...( söylediklerim kabul edilsin veya edilmesin hiç önemli değil!... yeterki söylediklerim farklı aksettirilmesin!...)söylediklerime olan inancımın, aynen devam ettiğini de ayrıca belirtmek zorundayım. Kur'an, Yüce Allah'ın kelamıdır!...
selam
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Selam ile Bir kaç şeyi anlamakta zorluk çekiyorum ve benim için daha anlaşılır olabilmesi için yardımcı olursanız sevinirim.Sorun şu gerek Dermanbeg,Gerek Malik bin nebi gerek zubeyr ve bu başlığı açan da dahil olmak üzere yazılanlardan hareket le Kur an ı Kerim hakkında ifade edilen tam olarak nedir? Yani ifade edilen kevni ayetlerden hareketle ve bu olayların günümüzde çözüldüğüne dair yaklaşımdan çıkan sonuç Kur an ı Kerim üzerinde nasıl bir tasavvur sahibi olmamız gerektiriyor? Sonuç olarak varılacak nokta nedir? Dikkate alır cevaplarsanız minnettar kalacağım..
__________________ Tek bir doğru duruş noktası vardır bölünemeyen.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma