HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: Kuran’in benzeri yazilamazdan kasit ? Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

hanif_42 Yazdı:
Dermanbeg Yazdı:

Kırmızılar dermanbege ait...

Sn Hanif 42,

Doğduğumuzdan beri önümüzde "Allahın Kitabı" diye bulup,dokunmaya bile korktuğumuz,çarpan,olağanüstü bulunup kutsanan,ana dilimizde olmayan bir metni herkesin gözü önünde,mertçe "gerçekten bu metin Allaha mı ait?" diye tahkik edip sorgulamamızda ne tür bir iblislik olabilir?Bunu senin vicdanına ve aklına sormanı istiyorum..

Bu sorgulamamızdan bir güven çıkarsa bu senin sürekli bastırdığın güveninden kıyaslanmıyacak derece de ileride olacaktır...selamlar.



 Gerçekten tahkik ve sorgulamamı? Bakalıom yazdıklarınızdan bir demete

Dermanbeg Yazdı:
Evrenin herbir nesnesine nüfuz etmiş vahiyleri elçiler bilge insanlar gibi söküp çıkaracak potansiyel hepimizde mevcuttur..Bizimle yakından uzaktan alakası olmayan dönem ve insanlara,onların anlatımlarına muhtaç olmak acziyetten başka bir şey değildir..

Potansiyeliniz sizde doğrunun yada yanlışın hangi şey yada nasıllığına dair kök bir bilgiden bahsediyor olmalısınız...Ve burdan hareketle geçmişte nebilerin getirdiği haberin aynısını hatta üstününü ortaya koyabilme kabiliyeti ve potansiyeline haizssiniz.Öylemi?

Bir defada ayetlerle dolu levhaları biz yere fırlatalım,en azından sınarız Allah katında Musa kadar değerimiz varmı diye..hem görmediğimiz bir Tanrının görmediğimiz bir elçiye yolladığı mushafı acaba ondanmı diye sorgulamamız neden Allah katında sakat bir tutum olsun? samimi ol sen iş hayatında,sosyal yaşamında da böylemi yapıyorsun? Tabiattan izlediklerimi buraya yazmıştım önceki yıllarda.Örneğin,ineğin önüne ne korsan yer taki çatlayıncaya kadar.Kuşların ise yediklerini göremezsin.sonuçta biri ahıra biride sınırlanmıyacak özgürlüklere yücelir.Mala mülke hırsla saldıranla ondan yeteri kadar alan arasındaki fark vurgulanmıştır bu fotoğrafta.Nasıl potansiyelim?Bakara suresine monte etsek yeni okuyan biri ayırt edebilirmi diğerlerinden?Ama bu fotoğraf Rabbimin benim gayretime karşılığıdır.Bunun için iki odalı köy evinde -35 derce soğukta hergün o ineği sağarak ailecek tam bir yıl geçirdim.İneği ben sağdım sabah-akşam.ayrıca son onbeş yıldır tüm birikimimi bu yolda harcadım.Kuranı kim yazarsa yazsın itiraf etmeliyimki tabiatla ilgili anlatımında hiç bir çelişki görmedim.Muazzam bir uyum sezdim.Ama benim gözlemiminde kayda değer olduğunu kabul etmelisin.Daha bunun gibi onlarca fotoğraf/hatırlama yazabilirim..

Malikbinnebi ve Hasanoktemin yazışmalarına binaen verdiğiniz cevap
Dermanbeg Yazdı:

"Desene kur'an çağdaşlarına değildi de bugünün adamlarına sunuyormuş delilleri kenidisinin Allah'tan olduğuna dair ve desene bu gözle okuduğumuz kitabı bundan yüzyıllar sonra okuyanlar ne diyecek ve desene bu gözle okunduğumuz okunması gerektiğine inanarak okuduğumuz kitabı aynı gözle okuyan adamlar o günün, sunulduğu günün adamları nasıl da anlamsız kalmışlar nasılda yarım okumuşlar nasılda yarım tutmuşlar, ve bile bile de kafalarına yatmaya yatmaya da inanmışlar,

 Bugün gördüklerimizle bizim için Allahtan olmaya kanıt olan, dün göremeyenler için Allahtan olmayana kanıt olur, yarın başka şeyler görecekler için Allahtan olmayana kanıt olur.."

 

Sanırım Ünal bunları Hasan Öktemin yazdıklarına karşılık olarak yazdı..Bence Sevgili Hasan Öktem'in çıkış noktaları çok yanlış..Ünal yazdıklarında tamamen haklı..



Malikbinnebinin itiraz noktası çok açık kendisini geçmişteki insanın çok üstünde gören ve geçmişteki insanı birşeybilmez kör cahil evren olsun hayat olsun bunlarla ilgili tasavvuru olmayan bir profil diye değerlendirdiği aşikar ki yazdıklarından çıkarılacak şey bu.

İnsaf!!Hasan Öktemin kıyaslamasında sence bir tutarsızlık yokmu?Ünalın alıntıladığım yazısını bir daha oku.Ben Hasan Ökteme çıkış noktasının neresi olması gerektiğini yazdım.Bilimin bugün ulaştıklarından hareketle "zaten kuran çağlar öncesinden bunları haber veriyordu" mantığı nerden bakarsanız bakın tutarsızlıktır..Biliyorum sen yine bunu konuşma yerine ayetlerle korkutmayı tercih edeceksin..Ayrıca geçmişin birikimini ve bugüne katkısını hiçbirimizin reddettiği falan yok.sadece tek kaynakla sınırlandırılmasının yanlışlığı vurgulanıyor..

Oysa şunun farkında değildir geçmişteki insan olmasa idi kendisini ifade edecek bir argümanı olmazdı. Çünkü geçmiştekilerden kalma bir bakiye olarak sıfır(0) vardır..Bu olmamış olsa idi Malikbinnebi kendini nasıl ifade edecekti...Ve altına sizin haklılık payesi atıyarak Kur an a olan Kur an da olana itirazına sizde katılmaktasınız...oysa Kur an şerefli bir sözdür...Şimdi diğer yazılardada Kur an da olan muhtevadan bahsederek O ndan faydalanmak gerektiğinin altı çizilerek bununla beraber alternatif olarak kendi öz benliğinden hareket ebileceğine  ( şunun şuurunda değil kendi yapısını salt takva nitelikli bulup fucru unuttuğunun)

Senin bu mantığına göre Kuran okumayanlar sürekli fucur üretiyor olmalılar..!! Ne geçmiş nede bugün yaşananlar seni doğrulamıyor..ve sende bir "hanif" olarak "takva nitelikli diğer müslümanlara göre kafirsin..aslında burası çok ilginç! Bütün din mensuplarına göre diğer din mensupları kafir!! Üstelik aynı din mensuplarıda kendi içinde birbirlerine kafir!! ve inan samimiyetime Yalnız Kuran bağlısı hanifler bile herkese ve kendilerine kafir..!!!Bunlar hakaret değil gerçek.İşte ben sürekli fucur üreten bu mantığı sorguluyorum.Sence buna hakkımız yok mu?

Selam ve muhabbetle..

hayatın evrensel? değerler ki günümüzde icat edilmiş bunlar?? bunlardan hareket edilmesi gerektiğinin altı çizilmesi gerektiğini ifadelendirip çift taraflı oynamaya çalışmasının
fitnesinin önümüzde örneği olmasının anlamı nedir?...Mustacanta ile ilgili tarafımdan ona verilecek cevap var...Demek istediğim sizin tahkik inceleme araştırma dediğiniz argümanların yapısı baya değişmiş..çünkü sizin bu tip yaklaşımınız eleştiriniz hiçte öyle değil.Ki siz ancak saldırıyor iftira ediyor ve taraftar toplamak için yaldızlı sözsöylenmektesiniz...Bu nedir? şeytani yaklaşım...Ben size iftira etmedim etmemde gerekçeleri önünüzde. Bu vicdanimidir,evet öyledir.. Dürüst olmak eğer bu değilse hiç bir şekilde vicdandan akıldan ve özellikle  sizin bunlardan  bahsetmemeniz gerekmektedir....


Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
mustacanta
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 18 aralik 2009
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 198
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı mustacanta

Merhaba Mushaf hanifi kardeş,

Gerçekten anlamak istiyorsan, ricam anlamak için
yazdıklarımı(zı) defaeten oku..

Yok bir deist, ateist vs buldum, onu ayetlerle ve mushaf
bilgimle yenecem gibi bir basit düşünce ve öfke hali ile
devam edeceksen kendine başka muhatab bul..

Zira burada karşı fikir paylaşan arkadaşlarda bir
zamanlar senin gibi düşünüyordu, bilki mushaf bilgileri
de oynatamayacağın kadar yerindedir..

Sen hala mushafı okuduğunda anladığın kadarına fanatiklik
derecesinde iman etmiş bir kardeşimizsin.. Cesaretin
varsa sorgulamaya devam edersin.. İşe de melek nedir,
cebrail kimdir\nedir peygamberden ayrı mıdır değilmidir,
ruh nedir, VAHY nedir, el-ilah\kitab nedir gibi konuları
sorgulayarak başlayabilirsin..

Sorgularında ise bir şeyi hiçbir zaman unutma..

Bütün insanlarla aynı hayatı\sınavı paylaşıyorsun..
Sorularınız da aynı olmalı..

Fark yaratacağınız cevaplarda...

Esen kalasın emi:)
Yukarı dön Göster mustacanta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: mustacanta
 
KaraMizah
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 17 subat 2011
Yer: Belize
Gönderilenler: 11
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı KaraMizah

Selam;

İnsan olmak,insan olabilmek bünyesinde fayda,yarar,zarar, ıslah,ifsad, iyilik,kötülük,hayır,şer gibi kavramları barındırır. Ancak bu kavramlar bu kavramlara dayalı eylemleri yerine getiren insan ile anlamlıdır. İyilik, iyi bir davranışı sergileyen ile anlamlı bir tanımdır.Kötülükte benzer şekilde.

Fayda, zarar, ifsad,ıslah gibi kavramlar insanın yaşantısında karşısında duran aynaya baktığında gördüğü resme göre verdiği tanımlamalardır. Zarar kavramı bir insan için olumsuzluk ifade ederken bir başkası için fayda ifade edebilir.

İnsan temelli kavramlar,insanın tavırlarıyla ortaya konmuş ve zamanla da değişmez kabuller (jargonlar) halini almışlardır. Esmaların  insana öğretilmesi, yaşadığı hayata anlam katabilirliği, kelimeleri yaşadığı hayat içerisinde gözlemledikleri üzerinden tanım verebilmesidir. Esmalar, yaşanılan zamana, araçlara, algılara, kültürlere göre tanımlanır.

Fayda, yarar, ıslah, iyilik, güzellik, hayır ve hasenat gibi kavramlar bir karşılık için yapılıyorsa burada öze dayalı bir eylem değil menfaate dayalı bir eylemden bahsedilir.

Fayda, iyilik, güzellikler bir başkasının mağduriyetini sağlayacak şekilde tezahür ediyorsa adı iyilik , güzellik olmaz. İyilik, güzellik, ıslah edici olmak bir ölçüye bir kritere göre belirleniyorsa bu ne adamlıktır ne de yapılan bir güzelliktir. Adam olmak, adem olmak özde var olanın inkişafıdır. Adam olmak, yazılı olanlarla tarif edilemez. Tarif edilenler yaşanılan hayattan edinilen benzer sunumlardır. Bir başka ifadeyle yaşananlar muhkemler yaşananlardan edinilenlerin kitaba aktarımı ve sunumu müteşabihlerdir. Emirle güzellik olmaz, emre binaen iyi bir adam olunmaz. Emre binaen kötü bir adam olunamayacağı gibi.

Allah, yarattığı varlığa zulmedici değildir.Yarattığı evren ve içinde  yarattığı varlıklara bir takım emir-sulta ve tehditlerle dayatmacı bir anlayışla hitap eden ve emirlerine uymayanları gazabıyla tehdit eden bir Tanrı anlayışı aşkın olanın tabiatına uygun bir tavır değildir.Tanrı oyun oynamak istiyor ise elbette insandan daha iyi bir oyuncağı kendisine temin edebilir. Ayrıca, kainatın sahibi olan gücün, kainat içinde aciz, zayıf, muhtaç bir varlığı kendisi için bir tehdit unsuru gibi algıladığı da düşünülemez.

“Kitabın eşsiz oluşu, yeryüzünde bir muadilinin olmayışı, bu kitabın oluşması bir vakıadır, “Yeryüzünde Kur an ı Kerim dışında kendi
verdiği kelimeyi kendi anlamlandıran pratikte kullanıp
teorisini veren ve hayatla ilgili her türlü tasavvuru
içeren hayatla çelişmeyen bir belgeniz varsa
getirin... Siz islam değilsiniz.. .Dolayısıyla islami bir
kavram olan fıtratı bir argüman olarak kullanmanız sadece
sizin maskeli bir iblis olduğu anlamına getirir...”

Vay, vay, vay….Ne böyük bir laf bu böyle J Kur’an mahluk mudur ki, kendisi kendi söylemi için kelime veriyor ve onu anlamlandırıyor.? Konuştuklarına anlam verebilen, ağzından çıkan seslere anlamlı kelimeler seçebilen insandır üstadım kitap değil. Kitaba anlamlı kelimeleri yükleyen insandır. Yaşadığı hayatı kullandığı kelimelerle renklendirmeye çalışır insan. Kelimeyi kur’an vermez kuranı konuşturan elçidir, insandır. Kelimeler, insan içindir insan kelimeler için var değildir. İnsan yaşadığı hayatı tarif ederken, kullandığı araçları tanımlarken esmaya ihtiyaç duyar. İsimler fıtrata, vicdana,ruhunuza uygun ise her kelime gideceği yere gider zaten zorlamanın anlamı yok. Elçiler, Yaratıcının hitabını kavle dönüştürmüşlerdir. Peki yaratıcının kelamı belirli aralıklarla sunulan bir brifing biçiminde midir? Ve nihai brifing biçimindeki eğitim semineri sona mı ermiştir ki mushafın yazdıkları 1400 sene öncesinden bugünün ve yarının yaşanan ve yaşanacaklarına hitab eder?

Yaratıcının yaratmasının sürekli olduğu bir ortamda sessiz sedasız, durağan bir Rab algısı Yaratıcının yaratma kaderiyle çelişir. Yaratması sürekli olan bir Rabbin hitabı da süreklidir.

Kuranın tarzı olan teşbihsel anlatım ile de açıkça görülmektedir ki Allah bir beşer ile doğrudan konuşmaz. 3 hal dışında ; doğrudan vahy, perde ardından ve de elçi aracılığıyla vahy.

Aşkın olanın, fani olan ile kendi tarzıyla konuşması olacak iş değildir. İnsan, yaşadığı düzlem de bir çok canlının sesini duymaktan aciz iken, belirli bir işitme ve görme alanının dışında kalanları göremez duyamaz iken Tüm bunların varlığının sebebi olan Aşkın gücü bir insanın O’nun frekansından, görmesi, işitmesi olası bir iş değildir. Musa ve yanındakilerin Tur dağında görmek için beklediği Rabbisininin dağa tecelli edeceğini lakin dağı yerli yerinde bulabilirse o takdirde Rabbini görebileceğini anlatan sunum aşkın olanı algılamak, görmek, işitmek, dokunmanın imkansızlığının bir tiyatro sahnesini andıran anlatımıdır. Dağa tecelli edeni görememek, düşüp bayılmak, aslında mevcut duyularla bu tarz bir eylemi insanın gerçekleştiremeyeceğinin öğretisidir. Aksini düşünüldüğünde ise İnsanın kendisini var edeni aşkın olanı gözlemlemesi Ondan bir cüze dönüşmesi şeklinde tanımlanır ki bu söylem bir ölçüde Vahdet-i Vücut söylemini çağrıştır.

Hayat, teoriler üzerine yaşanmaz, şahitlik üzerine yaşanır. Yaşanılan hayat zaten pratiğini kendisi sunuyordur. Ayrıca yaşanılan hayat için bunlar, bunlar da yaşama dair pratik sunumlar demek anlamsızlığa anlam katma patinajlarıdır. İnsan, kendisinde var olan kodlar ile hayatı yaşar yaşadıkları onun dini, uyguladığı yaşam biçimi de pratiğini anlatır.

“Siz İslam değilsiniz” sözü karşısında ki insanı bir konuma, bir formata sokma çabasından öte bir şey değil.

İblisleşme temayülü insani bir vasıftır. İnsan , kendisine verilenlere kulak vermez ,kendisine üflenmiş olan Ruha sahip çıkmaz ve onu geri püfletirse işte o zaman yaşadığı hayat anlamsızlaşır. İnsan anları yaşayandır. Anı yaşayan yaşadığı ana göre hayatına yön verme çabası içerinde olur.Doğru adam yaşadığı ana şahitlik eden, yaşadığı anı anlamlı kılan adamdır. Müslümanım diyenler işte onlar hidayeti arayanlardır. Hidayeti aramak, doğruluğu aramak bir misyondur, bir yaşam tarzıdır teslim olan için. Doğruluğu arayan arayışa girdiği yolda durmaksızın ilerleyen,kısa soluklu molalarında kendisini rahat ettirecek yumuşacık koltuğu değil bir sert bir iskemleyi tercih eden insandır. J

The Müslümanların durduğu yerde The Allah,The Rabler, The ilahlar doğar büyür ve tılsımlı sözler fısıldarlar. Hayat; Tılsımlı sözlerin anlamlarına göre yaşanmak için var edilmiş değildir.

Rab; Bir insan ile bir beşer (kadın-erkek) ile konuşmasını yarattığı evren üzerinden yapmaktadır. Çünkü evren Yaratıcının elinin eseridir. İnsan da O’nun elinin eseridir. Aynı kaynaktan beslenen iki mamül elbette birbirlerini anlayabilir , kavrayabilir donelere sahiptir. Yaratıcının fırça darbelerinin eseri olan kainat O’nun karakteridir.O’nun mimiklerini taşır. İnsan, evren de var olan Rabbe dair mimiklere dokunur dokunanlar söz olur. Bir müzisyen nasıl bir enstrümanın  tuşlarına dokunur anlamlı melodiler ortaya koyarsa, elçinin dokunması da anlamlı sözler olarak dökülür.

Kitabın El-ilahtan olması, Meyem’in yanı başına gelen yiyeceklerin nereden geldiği ile ilgili Zekerriya’nın sorusuna karşın verilen cevaptan çok farklı değildir. “Bu yiyecekler nereden ey Meryem? Onlar Allah’ın katından”

Evet, Kura ,ve diğer kitapların da beslendiği kaynak  aşkın olan El-ilahtır. Rab, haksızlığı, zulmü, fesadı kelam etmez. Rab, iyiliği,doğruluğu, erdemliliği, adaleti, ihsanı kelam eder. Bu kelamını insanın yaşadığı evren içinden sunumlarla açıklar.

Elçiler hevalarından konuşmazlar, evet çünkü hesapsız, ölçüsüz iş yapmazlar. Onların konuşmaları, yaşadıkları, gözlemledikleri hayatı kuşatacak tarzdadır.

 

Doğduğumuzdan beri önümüzde "Allahın Kitabı" diye bulup,dokunmaya bile korktuğumuz,çarpan,olağanüstü bulunup kutsanan,ana dilimizde olmayan bir metni herkesin gözü önünde,mertçe "gerçekten bu metin Allaha mı ait?" diye tahkik edip sorgulamamızda ne tür bir iblislik olabilir?Bunu senin vicdanına ve aklına sormanı istiyorum..

İnsan kendisine verilen akıl ile yaşadığı hayatı anlamaya çabalamış, anlayamadığı noktaları anlayabilmek adına sorgulamıştır. Kuran mushafında bahsi geçen kıssalardan birisi olan İbrahim peygamberin kıssası, yaşamın sorgulanması yönünden akli melekelerin en üst perdede (Cibril-mikail ve israfili düşünce biçimi) çalıştığını gösterir. Ay’a bakan, yıldızlara bakan ve güneşe bakarak Rabbini arayan bir düşünce biçimi ve sorgulamanın en nihai sonucu olan o meşhur söylemi “BATANLARI SEVMEM” ile akli melekelerin nasıl inkişaf ettiğinin bir göstergesidir.  Arı-duru bir düşünüş biçimi, bir takım hurafelerden arınmış ,geleneğin ve jargonların baskın öğretisinden sıyrılmış bir düşünce biçimidir. İşte bu yönüyle tüm elçiler evren kitabını müşahhaslaştırarak o kitap üzerinden gözlemlediklerini yine o kitabın sahibinin kendisine öğrettikleri vechilesiyle anlamaya, ikra etmeye (toplayıp-biriktirip aktarmaya) çalışmışlardır. Hiçbir ferde çaba ve gayreti olmaksızın bir paye, bir makam bir mevki verilmemiştir. İnsanlar,hem kendilerinde var olan meziyetlerle (doğuştan gelen yetenekler,beceri vs.) hem de kendi çaba ve çalışmalarıyla ön plana çıkmışlar ve elçi doğmuşlar ve de olmuşlardır.

Yaratıcı yarattığı kainatın sahibidir hiç şüphesiz, bununla ilgili onlarca ayeti Kuran mushafında da görebilirsiniz. Ancak yaratıcının evrenin sahibi olduğu kitapta yazılı olduğu için mi tastik edilmesi gereken bir gerçektir yoksa evren üzerinde insanın rasad ettiği gözlemlediği harikulade işleyiş biçimimidir.

İnsanlık, tarih boyunca hep bir koruyucu,sığınak aramış ve bu aşkın güce kendi zamanı, kendi dili,kendi kültürü ve algıları veçhilesince bir tanımlama getirmeye çalışmıştır. Aşkın olanı tarif etmeye çabalayan mevcut kelimeler ancak insanın akli melekelerinin ürettiği kelimelerdir. Bir dönemin Ra sı, bir dönemin Tengri si, bir başka çağın Baba sı,(İsanın Babası) bir dönemin Tanrı sı, Muhammed rasulün söylemiyle de Rab ,Allah, İlah, Melik,vb. Olmuştur. Bahsi geçen tüm tanımlamalar, insan ürünü, insanın zihni artrakasiyonunun meyveleridir. Varlık aleminden (hammaddeden) aldıklarını işleyen elçi, yaşadığı çağın ,toplumun problemlerine çözüm getiren mükemmel bir sunum gerçekleştirmiştir. Ancak insan, bir süre sonra kendi içinde ki öze ihanet eder bir tavırla sergilediği anlamsız yaşamın gereğini yerine getirmiş ve kelimeleri kutsamaya,bir takım öğretileri, projeleri,kutsayarak kendi düşünme,tefekkür melekelerinin üzerini örtmüş ve kafirleşmiştir. Zihni melekelerin dumura uğradığı insan modelinde düşünceler artık putlaştırılan düşüncelere, kutsallaşan değerlere ve jargonlara kendini teslim etmiştir.Hülasa; insan kendi eliyle oluşturduğu düzene kendince bir takım kutsiyetler atfeden bir varlıktır.

Bir örnekle açıklamaya çalışırsak; İbrahim peygamberin yaşamından bir kesit anlatılır Kuran’da, Hani onlarca taştan putu kırmış ve en büyüğünün üzerine de baltayı bırakarak toplumuna da bu putları kıranın en büyüğü olabileceği şeklinde bir alaycı ve bir o kadarda düşündürücü bir üslupla toplumun sorgulamasını istemiştir.” Sen bizimle dalga mı geçiyorsun? bir taş nasıl hareket eder de diğerlerini kırar?” diyebilen zihniyet, kendince akli düşüncesiyle olayı çözümlemiştir. Lakin akli düşüncesi Beytin temellerini yükselten İbrahim’i bir harç karan inşaat ustası ve yaptığı taştan yapıyı da Allah’ın evi ve kutsal mekan olarak tanımlayabilecek bir zihni bulanıklığı da ortaya koymuştur. Bir tarafta taştan putları yıkan bir peygamber öte tarafta yeni bir taştan put diken bir peygamber tasavvuru…

Musa peygamberin kardeşi Harun’a bıraktığı toplum nasıl bir toplumdu? İnanmış, teslim olmuş, doğruluk üzere giden bir toplumdu değil mi? Ne zaman Musa, toplumunu kardeşi Harun’a emanet edip Allah ile buluşmağa gittiği ve döndüğü 40 gün sürenin sonunda yoldan çıkmış buzağıya tapan bir toplumu gördü karşısında. Hani dosdoğru yol üzere olan bir toplum vardı, ne oldu da birden bire  bu toplum değişti? Bir taştan heykele tapar oldular?İşin özünde ademi tavrı gösterememek var, söylenenleri tetkik etmemek, meseleyi iyi analiz etmemek var. Taklitçi bir anlayış var. Ve de sonuç olarak yaşamayı bilmemek, yaşamı anlamlı kılıcı tutum ve davranışları sergilememek, doğruluğa giden yolda sürekli varım diyememek var.

İnsanın düşünce ve tahkik, araştırma, inceleme argümanları dayatmacı bir mantaliteyle, mevcut sistemlerin ve de jargonların kalıplarıyla çerçevesi belirlenemez. İnsana verilen akıl bir yere kadar düşünür ondan öteye geçemez deme cüreti düşünceye vurulan en büyük darbedir. İşte asıl bu andan itibaren fertler vicdanlarını ,yüreklerini, akıllarını evrene kapatmış, o kalpler taşlaşmış, mühürlenmiş olur. İşte şeytani yaklaşım yada insanın iblisleştiği an bu andır. Çünkü vahye aklını, gönlünü,vicdanını ,ruhunu kapamış olan bir insan için ademi tavır sergilediğinden bahsetmek ne mümkündür. İnsan, aklıyla, ruhuyla,vicdanıyla ve yüreğiyle ya adam gibi adam dır. Yada bir zavallı.

Bir dönemin yaşanılanlarını, algılarını, mimiklerini, jestlerini, ruh halini anlatan pikselsiz flu  fotoğrafta bugünün algıları ve teknolojisiyle 15 megapiksellik pozlar çekerek kendinizi kutsanmış bir yaşamın portresine yamamağa kalkmayın.O fotoğrafın içerisinde yer almanız sizi kurtarmaz sizi kurtaracak olan her ne ise o sizin kendi içinizde.

Yazdıklarım saçma, anlamsız, zırva sözler gibi düşünülebilir. Belki de saçmalamış ta olabilirim Lakin yazdıklarım sesli düşünmeden öte bir şey değil.

Selam ve saygılarımla,

Esen kalınız.

 

Yukarı dön Göster KaraMizah's Profil Diğer Mesajlarını Ara: KaraMizah
 
mustacanta
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 18 aralik 2009
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 198
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı mustacanta

Değerli karaMizah güzel mesajın için teşekkürler, seninle
espri\mizah anlayışımız uyuyor..

Kuran mushafı olmasaydı diye yeni bir başlık açtım..

İlgilenenler için..

http://www.hanifdostlar.net/forum_posts.asp?
TID=6687&PN=1&TPN=1

selametle
Yukarı dön Göster mustacanta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: mustacanta
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Ne saçmalaması Karamizah üstadım..bilakis mükemmel açılımlar bunlar..sizin Ali Aksoy olduğunuzu düşünüyorum..böyleyse bir kere sevinirim değilse iki kere :)

Muhabbetle kıymetli kardeşim..

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
mustacanta
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 18 aralik 2009
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 198
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı mustacanta

Çoğunluk insana saçmaladığı hissini uyandırabiliyor..

Ama doğruyu aradığından emin olan ve söylediklerini
kendinde içselleştirebilenler için çoğunluklardan ayrı
durabilmenin hazzı bambaşka..

Saçmalasakta saçmalamasakta YOLDA olmak güzel..

Yolda giderken PUTLARI görmek güzel..

Onlarla didişenleri uyarabilmek güzel..

Dönemsel ARAÇLARIN nihai AMAÇ olmadığını kavramak güzel..

Güzel olan yerlere "meşakkatli" kelimesini de
koyabilirsiniz..:)

Gülü seven dikenini sevdiğine batırır hesabı:)
Yukarı dön Göster mustacanta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: mustacanta
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Eyvallah Mustafacım, anlıyorum ve katılıyorum sana..füze hızıyla güneşe/aydınlığa doğru yol alanlardan olalım ki üzerimize hiç bir zaman karanlık çökmesin..!

muhabbetle..

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
hanif_42
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 18 kasim 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 100
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hanif_42

Selam ile
Dermanbeg Yazdı:
bir defada ayetlerle dolu levhaları biz yere fırlatalım,en azından sınarız Allah katında Musa kadar değerimiz varmı diye..hem görmediğimiz bir Tanrının görmediğimiz bir elçiye yolladığı mushafı acaba ondanmı diye sorgulamamız neden Allah katında sakat bir tutum olsun?


Bana cevaben yazdıklarınızdan yaptığım alıntı...Kastınızın derdinizin doğruyu daha doğruyu bulabilmek için sorgulama olduğunu yazmışsınız...Bunu sizin yazdıklarınızdan hareketle inceleyeceğiz..

Dermanbeg Yazdı:
samimi ol sen iş hayatında,sosyal yaşamında da böylemi yapıyorsun? Tabiattan izlediklerimi buraya yazmıştım önceki yıllarda.Örneğin,ineğin önüne ne korsan yer taki çatlayıncaya kadar.Kuşların ise yediklerini göremezsin.sonuçta biri ahıra biride sınırlanmıyacak özgürlüklere yücelir.Mala mülke hırsla saldıranla ondan yeteri kadar alan arasındaki fark vurgulanmıştır bu fotoğrafta.Nasıl potansiyelim?Bakara suresine monte etsek yeni okuyan biri ayırt edebilirmi diğerlerinden?Ama bu fotoğraf Rabbimin benim gayretime karşılığıdır.

Buda sorgulama yaparken kullandığınız metodun bir yansımasıdır...Ayetlere yaklaşım şekliniz sembolist simgesel bir tarzdadır.Altı çizili ifadeler onu göstermekte...Bakalaım sorgulama yönteminiz ve sonucunda sirayet eden bilgilendirmeleriniz nasıl..

Dermanbeg Yazdı:
Neye davet etmemize gelince.Senin söylediğin yaşanılır bir şey değil.Allahın gücü zaten ortada.Bunu teyid etmemiz teorik tartışmalarla olmaz.Bu ancak onun elle tutulur, üzerinde hiç kimsenin tartışamayacağı somut ayetleri olan varlık alemiyle gireceğimiz ilişkiyle belli olur..Milyarlarca insanın hiç tanımadığı,ulaşamadığı,anlamadığı,ürktüğü, 1500 sene önce elçinin ölümünden uzun bir süre sonra not alanlardan toplanarak yeniden düzenlenen,harekesiyle yeniden yorumlanan,değişik başlıklara ayrılan arapça bir metinle tüm insanlığın sonsuz akibetini belirlemek bana hiç adeletli gelmiyor.


Bu sevgili Hasan Öktemin Deizm başlıklı yazıya sizin tarafınızdan size ait Kur an a karşı bakışınız...Diikat edin bu sorgulama değil, yargılama

Dermanbeg Yazdı:
Ben şahsen Kuran insan ve evren arasında beni şüpheye düşürecek bir uyumsuzluk işareti göremedim..Bilakis her geçen zaman içerisinde fark ettiklerim çoğaldı..

Birinci metnin gönderilme tarihi: 20 subat 2011 Saat 23:15
ikinci metnin gönderilme tarihi : 10 subat 2011 Saat 20:08

  Arada 10 günlük bir süreç var ve Kitaba bakış bu kadar kısa sürede deiğişiyor? İlginç


Dermanbeg Yazdı:
"Desene kur'an çağdaşlarına değildi de bugünün adamlarına sunuyormuş delilleri kenidisinin Allah'tan olduğuna dair ve desene bu gözle okuduğumuz kitabı bundan yüzyıllar sonra okuyanlar ne diyecek ve desene bu gözle okunduğumuz okunması gerektiğine inanarak okuduğumuz kitabı aynı gözle okuyan adamlar o günün, sunulduğu günün adamları nasıl da anlamsız kalmışlar nasılda yarım okumuşlar nasılda yarım tutmuşlar, ve bile bile de kafalarına yatmaya yatmaya da inanmışlar,

 Bugün gördüklerimizle bizim için Allahtan olmaya kanıt olan, dün göremeyenler için Allahtan olmayana kanıt olur, yarın başka şeyler görecekler için Allahtan olmayana kanıt olur.."

 

Sanırım Ünal bunları Hasan Öktemin yazdıklarına karşılık olarak yazdı..Bence Sevgili Hasan Öktem'in çıkış noktaları çok yanlış..Ünal yazdıklarında tamamen haklı.. 

Ünal ne demekte. Kur an da verilen '(gerek kevni gerekse fenni sosyal vs ne varsa) Hareket noktalarının indiği dönem muhataplarınca ( Kitabın genel muhtevası) anlaşılamıyacağından dolayı ( ki haklılığını günümüzün imkanlarından faydalanılarak tesbitinin mümkünatı dahilinde olduğundan dolayı!!)) Kitabın tezat içerdiğinin altı çizildiği muhataplarının anlaşıyışının kıtlığına binaen böyle bir kitabın Allah tan gelemdiğini iddiasının resmedildiği bir kaç cümle..Sizde bunları yazan kişiye TÜMÜYLE haklılık payesi atayarak kabullendiğinizi ifade etmişsiniz...Kısa ve net olarak kitabın muharrefliği Allahtan gelmediği ve buna ait ne varsa altına imza atmışınız...Devam edelim

Dermanbeg Yazdı:

"Sevgili Dermanbeg,Kuran her çağda Caridir..."

 

Sevgili ululebsar, arapçanın ve arapça anlatımların kutsallığını abartarak içselleştirmiş bir toplumun evlatlarıyız..Son derece basit anlaşılır kavramlarda bile tatmin edilemez bir derinlik,gizem arama tutkumuz var..Bunlarla boğuşacağımıza hemen elimizin altında yaşayan somut gerçekliklere kafa yorsak daha akıllıca davranmış oluruz diye düşünüyorum..

Evrenin herbir nesnesine nüfuz etmiş vahiyleri elçiler bilge insanlar gibi söküp çıkaracak potansiyel hepimizde mevcuttur..Bizimle yakından uzaktan alakası olmayan dönem ve insanlara,onların anlatımlarına muhtaç olmak acziyetten başka bir şey değildir..

Bunu değerlendirmek bile ihtisas gerektirmiyor..Kısaca geçmişten gelen bilgi ( salt Kur an a yönelik) bizi bilgilendirme aydınlatma noktasında ihtiyaç hasıl etmeyen şayet buna ihtiyaç duyuluyorsa buda insanlığın ezikliği acziyeti vs dir...

Şimdi Bunlar forumda ( çoğu bu başlık altında ) yazdıklarınız yazılardır...Ne demiştiniz


Dermanbeg Yazdı:
Bir defada ayetlerle dolu levhaları biz yere fırlatalım,en azından sınarız Allah katında Musa kadar değerimiz varmı diye..hem görmediğimiz bir Tanrının görmediğimiz bir elçiye yolladığı mushafı acaba ondanmı diye sorgulamamız neden Allah katında sakat bir tutum olsun?


Burda alıntılanan herhangi bir yerde yada noktada bir sorgulama soru sorma vb bir ibare görüyormusunuz? Olasıdır ben atlamış olabilirim forumda geçmiş iletilerde sizin futusuzca insafsızca hiçte hakka binaen olmadan herhangi doğru bir gerekçe dayanmayan Kur an hakkında yargılamalarınızdan öte bir şey var mı? Gösterebilirmisiniz böyle bir doneyi?
Yönteminizi inş mustacanta ya yazacağım iletide göreceksiniz..O nu yazmadan Kur an hakkında ki tasavvurlarınızın haklılığını beyan edecek elinizde herhangi bir belge mevcut değildir...Tasavvurlarınızı tekrar gözden geçirip doğrularını yerlerini ikame edecek olursak...Ne demiştiniz Kur an ın kitaplaştırılması derlenip toplanması hakkında..

Dermanbeg Yazdı:
Neye davet etmemize gelince.Senin söylediğin yaşanılır bir şey değil.Allahın gücü zaten ortada.Bunu teyid etmemiz teorik tartışmalarla olmaz.Bu ancak onun elle tutulur, üzerinde hiç kimsenin tartışamayacağı somut ayetleri olan varlık alemiyle gireceğimiz ilişkiyle belli olur..Milyarlarca insanın hiç tanımadığı,ulaşamadığı,anlamadığı,ürktüğü, 1500 sene önce elçinin ölümünden uzun bir süre sonra not alanlardan toplanarak yeniden düzenlenen,harekesiyle yeniden yorumlanan,değişik başlıklara ayrılan arapça bir metinle tüm insanlığın sonsuz akibetini belirlemek bana hiç adeletli gelmiyor.


Sözü Kur an söyler

      Biismillahirrahmanirrahim
'' Hayır ! Bunlar ancak bir tezkiyedir.Dileyen ondan öğüt alır. İçindeki sahifeler çok mükerremdir. Herşeyin üstünde tertemizdir.Mükerrem ve itaatkar  Katiplerin elleriyle ( yazılmıştır)'' 80 Abese 11 12 13 14 15 16

Sizin söyleminizle Kur an ın söyledikleri arasında bir fark görebiliyormusunuz?



__________________
Tek bir doğru duruş noktası vardır bölünemeyen.
Yukarı dön Göster hanif_42's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hanif_42
 
UlulEbsar
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 26 mayis 2010
Yer: Micronesia
Gönderilenler: 352
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı UlulEbsar

Hanif kardeşim yaman çelişkileri bu kadar da açık ve net vurmamalı insanların yüzüne:)
Sakallı kırmızı yazınla BEN kuranın bir benzerini yazarım ve yeni okuyanlar farkedemez demeye getirmiş.
Yazık etmiş Nefsine zulmetmiş.Rabbimizin bağışlaması boldur.
Yinede o çok aldatıcının ayak izlerini takib etmemek lazım.Çünkü o Rabbin
Mağfireti ile dahi aldatır.
Birde daha düne kadar Hadisler için söylenenleri bugün Kuran için söylemek Vicdanın elinden kurtulmuş bir aklın habercisi...
Özgürlük iyidir hoşdur ...Şarabda öyle ama sonrası başağrısı...
selam ile...


__________________
Haşr -10
"Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanmış olan kardeşlerimizi bağışla; kalbimizi inananlara karşı kin beslemekten koru.
Rabbimiz, sen şefkatlisin, Rahimsin,"
Yukarı dön Göster UlulEbsar's Profil Diğer Mesajlarını Ara: UlulEbsar
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

hanif_42 Yazdı:
Selam ilemavi yazılar dermanbege ait.
Dermanbeg Yazdı:
bir defada ayetlerle dolu levhaları biz yere fırlatalım,en azından sınarız Allah katında Musa kadar değerimiz varmı diye..hem görmediğimiz bir Tanrının görmediğimiz bir elçiye yolladığı mushafı acaba ondanmı diye sorgulamamız neden Allah katında sakat bir tutum olsun?


Bana cevaben yazdıklarınızdan yaptığım alıntı...Kastınızın derdinizin doğruyu daha doğruyu bulabilmek için sorgulama olduğunu yazmışsınız...Bunu sizin yazdıklarınızdan hareketle inceleyeceğiz..

Sn.Moderatör! Tarzınızı ve tutumunuzu değiştirmenizi tavsiye ederim size..sinir harbi yaratarak doğruya yanaşamazsınız..Ben söyleyeceklerimi zaten eğip bükmeden cesurca ortaya koyuyorum sen zahmet edipte niyet okumayasın diye..

Dermanbeg Yazdı:
samimi ol sen iş hayatında,sosyal yaşamında da böylemi yapıyorsun? Tabiattan izlediklerimi buraya yazmıştım önceki yıllarda.Örneğin,ineğin önüne ne korsan yer taki çatlayıncaya kadar.Kuşların ise yediklerini göremezsin.sonuçta biri ahıra biride sınırlanmıyacak özgürlüklere yücelir.Mala mülke hırsla saldıranla ondan yeteri kadar alan arasındaki fark vurgulanmıştır bu fotoğrafta.Nasıl potansiyelim?Bakara suresine monte etsek yeni okuyan biri ayırt edebilirmi diğerlerinden?Ama bu fotoğraf Rabbimin benim gayretime karşılığıdır.

Buda sorgulama yaparken kullandığınız metodun bir yansımasıdır...Ayetlere yaklaşım şekliniz sembolist simgesel bir tarzdadır.Altı çizili ifadeler onu göstermekte...Bakalaım sorgulama yönteminiz ve sonucunda sirayet eden bilgilendirmeleriniz nasıl..

Sevgili dostum,bu çok acımasız bir yargılama.demek sadece "sembolist,simgesel"? altı çizili olanlar evet dediğin gibi "sembolist".ama bu sembolist çıkarımlarımın dayanağı olan somut gayretimin altını çizmeyi unutmuşsun! hatta makaslamışsın!hani köyde bizzat ineğin sütünü sağmıştım... anladın sen :)

Kitaptan El Bakara suresini okuyup koklamak kolay.varmısın Bakaranın gerçeğine dokunmaya Alemlerin rabbinin sevgisini kazanmak ve onlardan simgeler çıkarmak için? Bu ruhsal yapınla bunun hayali bile sana ürkütücü gelir..

Dermanbeg Yazdı:
Neye davet etmemize gelince.Senin söylediğin yaşanılır bir şey değil.Allahın gücü zaten ortada.Bunu teyid etmemiz teorik tartışmalarla olmaz.Bu ancak onun elle tutulur, üzerinde hiç kimsenin tartışamayacağı somut ayetleri olan varlık alemiyle gireceğimiz ilişkiyle belli olur..Milyarlarca insanın hiç tanımadığı,ulaşamadığı,anlamadığı,ürktüğü, 1500 sene önce elçinin ölümünden uzun bir süre sonra not alanlardan toplanarak yeniden düzenlenen,harekesiyle yeniden yorumlanan,değişik başlıklara ayrılan arapça bir metinle tüm insanlığın sonsuz akibetini belirlemek bana hiç adeletli gelmiyor.


Bu sevgili Hasan Öktemin Deizm başlıklı yazıya sizin tarafınızdan size ait Kur an a karşı bakışınız...Diikat edin bu sorgulama değil, yargılama

Varsın yargılama olsun..Kim bilir belki de "yargıladığım" muhteşem savunmasıyla beni ikna eder!...Ya da belki suçunu kabul eder de bize yeni bir yol açılır...!tasası seni mi aldı? Yoksa benim tüm suçlarım senden mi sorulacak?

Dermanbeg Yazdı:
Ben şahsen Kuran insan ve evren arasında beni şüpheye düşürecek bir uyumsuzluk işareti göremedim..Bilakis her geçen zaman içerisinde fark ettiklerim çoğaldı..

Birinci metnin gönderilme tarihi: 20 subat 2011 Saat 23:15
ikinci metnin gönderilme tarihi : 10 subat 2011 Saat 20:08

  Arada 10 günlük bir süreç var ve Kitaba bakış bu kadar kısa sürede deiğişiyor? İlginç

İmanını benim "çelişkilerimle" güçlendirmen seni nereye kadar teskin eder bilemem.Ancak 1500 yıldır genlerimize sirayet etmiş bir yapının sınırlandırmasından kurtulmak o kadar basit değil!Bunun için yerimde oturmadım bedeller ödedim/ödüyorumda..senin hafsalan bunları kaldıramaz..elbette gel-gitler yaşamamız doğaldır..acaba yanlış yapıyormuyuz diye?ama benim iki seçeneğim var ve muhakkak O'nun güveniyle doğrusuna ulaşacağım.çünkü risk alıyorum bedel ödüyorum..sen %50 korkularla tamamlayacaksın yaşamını, çizilmiş sınırlara mahkum kalarak..umarım uyananlardan olursun..


Dermanbeg Yazdı:
"Desene kur'an çağdaşlarına değildi de bugünün adamlarına sunuyormuş delilleri kenidisinin Allah'tan olduğuna dair ve desene bu gözle okuduğumuz kitabı bundan yüzyıllar sonra okuyanlar ne diyecek ve desene bu gözle okunduğumuz okunması gerektiğine inanarak okuduğumuz kitabı aynı gözle okuyan adamlar o günün, sunulduğu günün adamları nasıl da anlamsız kalmışlar nasılda yarım okumuşlar nasılda yarım tutmuşlar, ve bile bile de kafalarına yatmaya yatmaya da inanmışlar,

 Bugün gördüklerimizle bizim için Allahtan olmaya kanıt olan, dün göremeyenler için Allahtan olmayana kanıt olur, yarın başka şeyler görecekler için Allahtan olmayana kanıt olur.."

 

Sanırım Ünal bunları Hasan Öktemin yazdıklarına karşılık olarak yazdı..Bence Sevgili Hasan Öktem'in çıkış noktaları çok yanlış..Ünal yazdıklarında tamamen haklı.. 

Ünal ne demekte. Kur an da verilen '(gerek kevni gerekse fenni sosyal vs ne varsa) Hareket noktalarının indiği dönem muhataplarınca ( Kitabın genel muhtevası) anlaşılamıyacağından dolayı ( ki haklılığını günümüzün imkanlarından faydalanılarak tesbitinin mümkünatı dahilinde olduğundan dolayı!!)) Kitabın tezat içerdiğinin altı çizildiği muhataplarının anlaşıyışının kıtlığına binaen böyle bir kitabın Allah tan gelemdiğini iddiasının resmedildiği bir kaç cümle..Sizde bunları yazan kişiye TÜMÜYLE haklılık payesi atayarak kabullendiğinizi ifade etmişsiniz...Kısa ve net olarak kitabın muharrefliği Allahtan gelmediği ve buna ait ne varsa altına imza atmışınız...Devam edelim

Önce yanıtlayayım.Çelişkileri fark etmişsin ama yuvarlayarak geçiştirmek istiyorsun.."bir kaç cümle" diyerek!!Oysa eleştiri çok kritik bir noktaya işaret ediyor..Tam bir kırılma noktası anlamak isteyene..

İmzama gelince,2008'den beri sıkıntılarım yoğunlaştı..ve bu noktaya geldi..epeyce rahatladığımı söyleyebilirim..ama "artık bu arapça mushaf Allahın sözüdür" demeye çekiniyorum..ancak yönelişimin daha iyiye gideceğine dair güvenim artıyor şükürler olsun..

Dermanbeg Yazdı:

"Sevgili Dermanbeg,Kuran her çağda Caridir..."

 

Sevgili ululebsar, arapçanın ve arapça anlatımların kutsallığını abartarak içselleştirmiş bir toplumun evlatlarıyız..Son derece basit anlaşılır kavramlarda bile tatmin edilemez bir derinlik,gizem arama tutkumuz var..Bunlarla boğuşacağımıza hemen elimizin altında yaşayan somut gerçekliklere kafa yorsak daha akıllıca davranmış oluruz diye düşünüyorum..

Evrenin herbir nesnesine nüfuz etmiş vahiyleri elçiler bilge insanlar gibi söküp çıkaracak potansiyel hepimizde mevcuttur..Bizimle yakından uzaktan alakası olmayan dönem ve insanlara,onların anlatımlarına muhtaç olmak acziyetten başka bir şey değildir..

Bunu değerlendirmek bile ihtisas gerektirmiyor..Kısaca geçmişten gelen bilgi ( salt Kur an a yönelik) bizi bilgilendirme aydınlatma noktasında ihtiyaç hasıl etmeyen şayet buna ihtiyaç duyuluyorsa buda insanlığın ezikliği acziyeti vs dir...

Şimdi Bunlar forumda ( çoğu bu başlık altında ) yazdıklarınız yazılardır...Ne demiştiniz


Dermanbeg Yazdı:
Bir defada ayetlerle dolu levhaları biz yere fırlatalım,en azından sınarız Allah katında Musa kadar değerimiz varmı diye..hem görmediğimiz bir Tanrının görmediğimiz bir elçiye yolladığı mushafı acaba ondanmı diye sorgulamamız neden Allah katında sakat bir tutum olsun?


Burda alıntılanan herhangi bir yerde yada noktada bir sorgulama soru sorma vb bir ibare görüyormusunuz? Olasıdır ben atlamış olabilirim forumda geçmiş iletilerde sizin futusuzca insafsızca hiçte hakka binaen olmadan herhangi doğru bir gerekçe dayanmayan Kur an hakkında yargılamalarınızdan öte bir şey var mı? Gösterebilirmisiniz böyle bir doneyi?
Yönteminizi inş mustacanta ya yazacağım iletide göreceksiniz..

Ne demek "İNŞ" ? ne kadar lakayıtsınız? Hayatımda bir istisna yoktur bu şekil bir ifade kullandığıma dair..sözde kuran bağlılığını kimselere bırakmayan sen Kitabın yazarına gösterdiğin saygıya bak!!sana göre kitap "inş"ten inme öyle mi?Yada Kuran "inş" in sözü!!

Dostum sen zahmete girme bundan sonra uzun cümleleri senin yerine ben kurayım..sende zaman kazan kalplerdekini okumak için!

O nu yazmadan Kur an hakkında ki tasavvurlarınızın haklılığını beyan edecek elinizde herhangi bir belge mevcut değildir...Tasavvurlarınızı tekrar gözden geçirip doğrularını yerlerini ikame edecek olursak...Ne demiştiniz Kur an ın kitaplaştırılması derlenip toplanması hakkında..

Dermanbeg Yazdı:
Neye davet etmemize gelince.Senin söylediğin yaşanılır bir şey değil.Allahın gücü zaten ortada.Bunu teyid etmemiz teorik tartışmalarla olmaz.Bu ancak onun elle tutulur, üzerinde hiç kimsenin tartışamayacağı somut ayetleri olan varlık alemiyle gireceğimiz ilişkiyle belli olur..Milyarlarca insanın hiç tanımadığı,ulaşamadığı,anlamadığı,ürktüğü, 1500 sene önce elçinin ölümünden uzun bir süre sonra not alanlardan toplanarak yeniden düzenlenen,harekesiyle yeniden yorumlanan,değişik başlıklara ayrılan arapça bir metinle tüm insanlığın sonsuz akibetini belirlemek bana hiç adeletli gelmiyor.


Sözü Kur an söyler

      Biismillahirrahmanirrahim
'' Hayır ! Bunlar ancak bir tezkiyedir.Dileyen ondan öğüt alır. İçindeki sahifeler çok mükerremdir. Herşeyin üstünde tertemizdir.Mükerrem ve itaatkar  Katiplerin elleriyle ( yazılmıştır)'' 80 Abese 11 12 13 14 15 16

Sizin söyleminizle Kur an ın söyledikleri arasında bir fark görebiliyormusunuz?

Ben sana somut elle tutulur ayetlerden örnek verdim ve bir çıkarımda bulundum..ama sen küçümsedin görmezden geldin..şimdi mushafın ayetleriyle korkutmaya çalışıyorsun her zaman yaptığınız gibi.. Kuranda bu ayet var diye tüm insanlığı ve kendimizi sadece bununla sınırlandırabilirmiyiz?şüphesiz elçilerin evren kitabından okumaları kerim/asil bir davranıştır..okuduklarıda, okumalarıda asildir..bunlardan öğüt almak kimsenin tekelinde değildir..şüphelerin içimizi kemirmesine müsade etmek yerine cesurca sorgulamak daha evladır diye düşünüyorum..

Şimdi senin sembolist ve simgesel diye dışladığın oku mamı ayet formatına sokarak yeniden yazıyorum:

"Ey iman edenler! Hayvanlarınızda öğüt almanız için onlarda bir çok ibretler vardır.Sütünü sağdığınız ineğe bakmazmısınız,nasılda doymaz bir şekilde saldırıyor önündekine! Taki çatlayıncaya kadar.Ya şu kuşa bakmazmısınız yerden aldığı gözünüzle göremeyeceğiniz kadar az.Ancak dikkat edin birinin özgürlüğü ahırla sınırlı iken diğeri sınırlandırılamayacak kadar yücelir özgürlüklere..İşte insanın örneğide budur..Hala aklınızı kullanmayacakmısınız?"

Nereye yerleştireceğine sen karar ver.Ancak ben bununda kerim bir okuyuş olduğuna inanıyorum..Selamlar..

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 

<< Önceki Sayfa 37 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats