Yazanlarda |
|
UlulEbsar Uzman Uye
Katılma Tarihi: 26 mayis 2010 Yer: Micronesia Gönderilenler: 352
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Değerli Mustafa Çanta,
Okunanın daha fazla Saygıyı hak ettiğini düşünüyorum.
O çok Saygıdeğer ve çok güçlü bir Resulün Sözüdür.
Tekwir 18-19
selam
__________________ Haşr -10
"Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanmış olan kardeşlerimizi bağışla; kalbimizi inananlara karşı kin beslemekten koru.
Rabbimiz, sen şefkatlisin, Rahimsin,"
|
Yukarı dön |
|
|
mustacanta Ayrıldı
Katılma Tarihi: 18 aralik 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 198
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Onlara saygı göstermek demek aldım-kabul ettim
demekmidir..
Yoksa onların işaret ettiği yöne doğru harekete devam mı
etmektir..
Kendi inancıma\zannıma göre muhammed peygamber bu dönemde
yaşsaydı aynı ekip içinde olabilirdik..
Bu kendini büyüklenmek değil, sorgulayan ve cesaretle
gözlemlediklerini paylaşabilen İNSAN paydasında..
Hayata dair sözler hayatı anlamlandırmak ve
güzelleştirmek için değil midir?
Niye o resul güzelliklerin hepsini Allah ile
ilişkilendirmiş, kötülükleri ise egoya..
Ben tarihten gelenlere saygılıyım..
Yalnız onların ispatına uğraşmıyorum..
şuncu buncu olamıyorum..
Ünalın dediği gibi bir hayatı değil, kendi hayatımı
yaşıyorum..
Bu sanıldığı kadar hafif ve kolay değil..
Çünkü "din" kelimesinin oluşturduğu yaşam alanının
dışında kalıyorsun..
Bence Haniflik bu idi..
Sonradan kuran hanifliği oldu..
selam...
|
Yukarı dön |
|
|
isimsiz Uzman Uye
Katılma Tarihi: 02 haziran 2010 Gönderilenler: 137
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
malik bin nebi Yazdı:
Gayet basit bir soru ve sorgu.
Madem o metinin Allah'tan olduğuna dair delilin çelişkisiz oluşuysa,
Bir başka çelişkisiz metin ile arasındaki fark ne olaki,
?
Bu arada çok bayat bir eğlence anlayışın var :),
Selametle
|
|
|
:)))))
Evet malik, alıyorum elime boş bir sayfa, karalıyorum üzerine çelişkisiz bir şeyler, sonra bu Allah’tandır diyorum.
Sevgili sivri zeka, istersen sen bi 4/82’yi aç oku, ne dediğini anlamaya çalış, belki ne kadar saçmaladığını fark edersin.
Delile gelince; Kuran’ın her yeri onlarla dolu. Görene elbette!
|
Yukarı dön |
|
|
malik bin nebi Uzman Uye
Katılma Tarihi: 24 kasim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 439
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
:)
İyi eğlenceler gardaş, tarzım değil bu tip eğlence programları ;)
Selametle
------------------------------------------------------------ ------
Genel'e :)
İnsanın inanılageldiği gibi uyarılmadığına inanmak insansın sorumsuz ve başıboş bırakıldığı anlamına gelmez,
İnsan genel geçer kurallara uymayacak kadar özgün bir varlıktır ve bundandır ki insanlığa değil insanlara kurallar konur.
Ki bu kurallar da insanların karakterleridir,
Ki bu kuralları kalıtım ve çevre ve insanın kendisi belirler,
Toplumsal kurallar "ben"lerin ortak alanlarındaki sözleşmeleridir benler değiştiği gibi "ben"lerin oluşturuğu "biz"lere söylenenler de değişir.
Bir canlı ile bir cansızın girdiği ilişki de etkin olan canlıdır,
Cansızı dilediği gibi dillendirir ve canlandırır,
Ve bundan ötürüdür ki kur'an vb cansız mushafların canlı insanlar elinde yaptırım gücü ağır ve güncellenebilir oluşu.
Kur'an bir hitaptır, asla bir hatip değildir,
Bu nedenledir ki Kur'an bir şey söylemez,
Kur'an'a bir şey söyletilir,
Söyleyen hatibiydi ve öldü,
Ama ölmeyen "O"
Sadece ikra edecek, bulup, toplayıp, dağıtacak,
Babayiğitler beklenmektedir.
Esenlikler.
__________________ bildiklerimizle değil yaptıklarımızla, ellerimizin neleri ile değil hayatlarımızın nasılları ve nedenleri ile,,,
Beni bir yere oturtmaya çalışmayın,çünkü ben bir yerde oturmuyorum, sadece yürüyorum
|
Yukarı dön |
|
|
mustacanta Ayrıldı
Katılma Tarihi: 18 aralik 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 198
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sivrizekalı arkadaşım iyi ki varsın..:)
Bir kaç gün önce dedimki kendime:
Sen kendini bildiğinde,
Kendini bilmeyenlerin senin hakkında söylediklerinden,
Ezilmiyorsan!
Ya da;
Kendini bilenlerin senin hakkında söylediklerinden,
Şımarmıyorsan!
Biraz nefeslenip, daha kararlı bir şekilde devam
edebiliyorsan;
Doğru yoldasın..
Bütünü gören bütünle "tüm" olur. Tümün içindeki "ben"
olur.. "ben" olmak neyi gerektiriyorsa o şekilde
davranır. Bunu zorunluluktan değil, sorumlu
hissetmesinden dolayı yapar hayatın tek gerçekliğine..
Örneğin eline hiç bir yazılı metin verilmediği halde
OKUyan Muhammed;
Okumak demekle kastedilen yazılı kelimelerin söylenmesi
değil,
Hayatı gözlemleyerek kavramak ve gördüğü gerçekleri
duyurmak demektir.
Bu gerçeklerin kitaplaşması ile oluşturulan mushaf..
Bütün hatipsiz hitaplar gibi yetim kalmaktadır..
Kimi mızrağının ucuna takar, kimi gömülen kız çocuğunun
üstüne, kimisi de tersine adalet kılıcına..
Akl edenler hep bu yüzden A.şeriati gibi soruyor "Hangi
Kuran?"
Benim cevabım ise yaşadığın kendi dönemindeki gerçeklerle
oluşturucağın okunan\kuran şeklindedir..
Çünkü senin önyargıların yok ama gerçeklik arayışın varsa
gerçekler kendini sana mutlaka gösterecektir..
Geçmişten gelen doğruları ise toptan red-kabul yerine
hayatın gerçekliğine vurarak kıyaslamak gerekir.. akletme
bence budur.. anlama-kavrama-üretme..
|
Yukarı dön |
|
|
mustacanta Ayrıldı
Katılma Tarihi: 18 aralik 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 198
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
"İnsan kendi düşüncelerinin farkında olduğu zaman
görecektir ki düşünen ve düşünce şeklinde bir bölünme
vardır. Gözlemleyen ve gözlemlediği, deneyimleyen ve
deneyimlediği. Sonunda bunun bir ilüzyondan ibaret
olduğunu keşfedecektir. Sonra sadece saf bir gözlem
kalacaktır, geçmişin ve zamanın gölgesini içermeyen bir
kavrayış." Krishnamurti
İşte her şey bu gözlem hali ve kavrayış yeteneği içindir.
Bu yeteneğini eline alan kişi ağaçtaki kıpırdayan her
yapraktan mutlu olmasını bilir..
Bocalamaktan vazgeçmiştir çünkü kıpırdayan yapraktan
mutlu olmayı kendisi istemiş ve karar vermiştir..
Kimseye sormamış ya da kimseye göstermeyi istememiştir
mutlu olabilmek için..
İşte bu kişi her gün biraz daha sonsuzluğa doğru ve
gerçekler eşliğinde kavrayışına devam eder..
Genelde sessiz ama her zaman derinden..
Bu aşkın kişilerden sesli yapanları ise zaten
tanıyorsunuz..
İşte bunlar düşünceleri sistemleştiren, yani düşünce
sistemlerini oluşturan kişiler..
|
Yukarı dön |
|
|
malik bin nebi Uzman Uye
Katılma Tarihi: 24 kasim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 439
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
:)
Eyvallah babacan, mesele kabul veya reddetmek değil yiğen mesele önüne ne gelirse yemek, sindirebiliyorsan sindirmek, yok sindiremiyorsan kusmasını bilmek :), asıl mesele yiğen asıl mesele mutfağındaki dolapta olanlarla pişirmek, elalemin yemeğini anlatarak ne kendinin ne de kimsenin karnını doyuramazsın ;)
Bu arada morali bozuk Metehan abi,
Bana beyinsiz dedin, egoist dedin bilmem ne dedin felan :),
Ama bir dahaki yurtdışı seyahetimde beni havalanından alır, güzel bir işkembe içirirsen barışırız :)
Yada Antalyaya geldiğinde güzel bir köfte piyaz ısmarlarsın öyle barışırım :)
Ben de senin gibi inandığım zaman, benim gibi inanan birini görmemiştim ama görseydim herhalde senin gibi bir tepki verirdim,
Kalbinin ve niyetinin halisliğinden eminim ama dediğim gibi bu hallerinin nedeni sende bırakılan izler, kastıla yapmıyorsun ama kasma da kendini
Seviyorum seni,
:)
Güzel yürekli tüm kardeşlerime,
İyi dinlemeler,
http://www.youtube.com/watch?v=Eb222b_z-uQ
__________________ bildiklerimizle değil yaptıklarımızla, ellerimizin neleri ile değil hayatlarımızın nasılları ve nedenleri ile,,,
Beni bir yere oturtmaya çalışmayın,çünkü ben bir yerde oturmuyorum, sadece yürüyorum
|
Yukarı dön |
|
|
tesliman Ozel Grup
Katılma Tarihi: 29 aralik 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 113
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
merhaba arkadaşlar... bilmiyorum beni hatırlayanlarınız var mı?..baysa oldu çünkü.. bu süre zarfında kendimi inkar edemeyeceğim kitabı(tabiat/yaşam)okumaya verdim.. ve bu safhada da forumlardan uzak durmaya çalıştım ki insanları yanlış yönlendirmelerde bulunmamamak adına.. zira iman ettiğim/emin olduğum bir yol bulunmamakta idi..ki halen öyle sayılır Yaratıcının bir kitap indirdiğine emin olmadığım gibi indirmediğine de henüz emin olabilmiş değilim maalessef.. ama bilesiniz ki indirmeyeceğine olan kanaatim şu anlık daha ağır basmakta.. böyle bir sorguya bile korkuyla yaşlaşıyorken başlangıçta tam tersine artık sorgulamadan bir kitaba Tanrıdan demek artık korku veriyor bana..bunu söyleyebilirim şimdilik.. dediğim gibi şimdiye kadar bu konularda kendimi askıya aldım ve doğayla başbaşa bir yaşamı bekledim hep.. ama bunu bir türlü gerçekleştiremedim halen istanbulun uyduruk yaşamındayım ve doğayı(gerçekliği)arıyorum.. ve malikin de cesaretiyle açılmaya karar verdim sizlere
hatırlarsınız hani sünnet(hıtan)muhabbeti yapıyorduk yaratıcı kusurlu mu yarattı ki şeylerimizin şeylerini kesmeye gerek var diyorduk.. işte vayh sorgusunda temel olarak yanıtlayamadığım yer de burası yani aklımızı ve vicdanımızı eksik mi yarattı ki bize yarattığı doğa kanunlarını delerek havadan bir şeyler indirsin? ya da bu eksiklik sadece ortadoğunun belli cağlarında idi imiydi de musa isa ve muhammede indirsin.. evrensel bir Yaratıcı figürüne bu ne kadar uymakta idi? yazdıklarınızı okudum.. malikbin nebinin süper bir denklemi var eğer bu vahy insanlarca doğrulanabilecek bir şey ise o halde insanların üretebilme yetilerinde bir şey demektir ..ki bunun anlamı ; bunun insan ürünü olabileceğidir yok değilse...bir Yaratıcı tarafından doğrulamamız nasıl beklenebilir? yani 2*2=4 ü doğrulayabiliyorsak bu..bunu bir insanın da bulabileceği anlamına gelmez mi? doğrulayamıyorsak nasıl doğrulamamız ve onun insan üstü olduğuna inanmamız beklenir?
ben şahsen o okunanın/kuranın çoğunun doğruluğuna inanıyorum ama tek inanmadığım/emin olamadığım şey onun gökten geldiğidir..
bu forumu ve sizi özlemişim ayrıca malik bin nebi gibi mustacantanın yazdıklarını beğendiğimi söylemeden geçemeyeceğim.. Yüce Yaratıcı bizi doğruya bundan çok daha yakın bir yola iletsin sevgilerimle..
__________________ Yaradan bana akıl-vidan ve bir de yaşam kitabını vermişken
neden kendime havadan klavuzlar bekleyim??
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sevgili Malik, Sevgili Mustacanta, Sevgili Tesliman,
başka nasıl konuşacak bizimle Yüce Allah?
elbette -bizim gibi beşer olan - bir kul(lar)'ı yani Rasulleri üzerinden bizimle temasa geçecek...
elbette ki bize bir mesajı, bir mektubu'ı, bir hitâb'ı olacaktır...
yoksa bizi karanlıklarda mı bırakacaktı, - sizi harika bir şekilde yarattım, sonra da başımdan attım!...- gidin ne haliniz varsa görün, diye...
ve gönderdiği mektup(lar) muhakkak ki bizim anlayabileceğimiz harflerden müteşekkil olacaktı...biz kullara isimlendirme yetisini tüm ekipmanlarıyla birlikte niçin vermişti ki bize?
hem, bize gönderdiği kitap :mushaf'ı aşan bir şeydir, Kur'an'dır O...
lafzı bir kere, manası sürekli inen...
kitap dedim doğru ,fakat o kitabın içinde üç kitap var...
vahiy kitabı + kainat kitabı + insan kitabı...
bu üç kitap, Yüce Allah'ın ayetleri ile doludur...
birini diğerinden ayıramayacağınız, birini diğerinden koparamayacağınız ayetler,yol gösterici ışıklar ışıklar, işaretler, adetullah, sünnetullah ile dopdoludur...bu üç kitab'ın ayetleri birbirlerine bağlıdır...entegre haldedir...biribirlerini tamamlamaktadırlar...biribirlerini bütünlemektedirler...Kur'an müteaddit yerlerde bu entegrasyona işaret etmektedir, yalın bakacaklar için...
mucizevî bir şekilde yarattığı gözlerimizin görmesi için ışık denen bir şeye ihtiyacımız var ise...
o halde Yüce Allah, " ışık " ihtiyacımızı da bize gönderecekti.../ göndermiştir de...
göz'lerimizi yaratıp, ışığı yaratmasaydı , bir eksiklik olmayacak mıydı yani ?
ışık olmadan göz ne işe yarayacaktı? öyle değil mi?
kör kuyu da şaşkınlar gibi yıkılmayalım, sayesinde güneşin aydınlattığı yeryüzünde karanlık'ları yaşamayalım diye de bir ışığa bir emareye, bir bildiriye, bir mesaja, bir mektuba, bir sevgi gösterisine, bir sayılmaya ihtiyacımız var ise...
Yüce Allah bizi hem saymıştır, hem sevmiştir, hem de bu sevgi ve saymanın emarelerini de fiilleriyle ispat etmiştir...
en büyük ceza, sayılmamaktır...gönderdiği mesaj(lar)ile bizi saydığını göstermiştir...
bizim akıl ve havsalamıza hitap etmekle, çok farklı bir kategori ve boyuttan, bizim boyut ve kategorimize - yine biz hemcinslerimiz üzerinden ses'lenmekle bize olan sevgisini izhar etmiştir...
Kur'an, O'nun kitabıdır...
Kainat, O'nun kitabıdır...
İnsan, O'nun kitabıdır...
bu üç kitabın içindeki ayetler, O'nun ayetleridir...
bu üç kitabın entegrasyonu ile, bütünleşmesi ile bir bütün haline gelmesi ile insanlığın saadeti , mutluluğu ve huzuru temin olunabilecektir...Yüce Allah, Kur'an kitabı ile işte buna işaret etmektedir...bu yön'e sevk olunmamızı istemektedir...bu yol'u takip edip yaradılış amacımızı icra etmemizi istemektedir...
muhabbetle
NOT : sevgili Ünal, çay in, cuara out...insan kitabına aykırı...birgün bir araya gelelim, çay'faslaşalım, halleşelim, Halil'leşelim inşaAllah...
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
malik bin nebi Uzman Uye
Katılma Tarihi: 24 kasim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 439
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Sevgili Tesliman,
Hatırlayanımız olmaz mı :), hoşgeldin sefalar getirdin,
Selam Sevgili Hasan Abim,
Bulunduğum noktanın bir öncesinde,
Şunu görmüştüm,
Ses dalgaları ile seslenmez, O'nun iletişimi zihinde uyandırdığı algılarla olurdu,
Ki bildiğin gibi kur'an, sözlü, yazılı değil algısal bir vahiydir.
Söz beyinde başlar,
Sonra gördüm ki, bir algının olması için mutlak bir uyarıcıya ihtiyaç var,
Elma tasavvuru için, elma cismini görmek lazım, bu cismi görmeden bu ismi telaffuz etmek ve görülmemiş bir şeyle eşleştirmek mümkün değil,
Mutlaka çıkış noktası oluşturacak bir cisme, bir isme ihtiyaç var,
Muhammed'in bahsettiği ruh-esma-ikra silsilesi de bunu anlatıyor diye düşünüyorum.
Yaratıcının insana seslenişi ile,
İnsanın köpeğine seslenişi aynıdır :)
Kimbilir belki duyduğun rüzgar sesleri köpeğini çağırdığında duyduğun ıslık sesidir:)
Kim bilir Balkanlar üzerinden gelen alça hava basınçlarının dengesinin değişmesi bizi bir şeye çağırıyor,
Kim bilir belki buzulların erimesi, köpeğin karşısında döktüğün göz yaşlarıdır ve çağırıyordur bizi bir göreve kim bilir,
Kim bilir var olan her bir bize nerde durmamız gerektiğini hatırlatıyordur, ve yapmışlardır bize bir baraka bahçede ama biz bırakmışız o barakayı ve çıkmış oturmuşuz sahibimizin yatağına ;)
Kur'an'ın manasının sürekli iniyor oluşu değişen durumlara ve ihtiyaçlara yeni şeyler söyleme zorunluluğundan bizim söylettiğimiz bir şey, yoksa mushaf'ın kendisi bile söylemez bunu,
Var olmanın temelinde sevgi, saygı, vs gibi duygusallıklar yatmaz, sevdiği için, saydığı için, imtihan için, görmek için yaratmadı bizi, "O"'nun kaderi yaratmak olduğu için yarattı ve yaratıldığımız ortam bize gerekenleri vermeye elverişli oldu ki insan uyum sağlar donanımda diğer hayvanlar gibi,
Dinler ile sosyal yaşantıları hep ilintilemişimdir, sosyal yaşam bu formattaki sosyal yaşam insana doğasında olmayan gayeler yüklüyor, doğasında olmayan anlamlar yüklüyor,
Mesela, insan tekerleği ne için icat ettiğini unutup araba edinimini kendine amaç ediniyor çünkü bir sosyal statü sağlıyor,
Mesela doğada kredi kartı borcu ödeme gibi bir gaye yok :),
Doğada bir aslan bir karınca ne kadar özel ve değerliyse insan da o kadar değerli ve özel ne bir fazla ne bir eksik,
İlla bir sevgi gösterisi arıyacaksak güneşin hergün doğması yeterli, nefes alıp vermen yeterli,
Konu uzadıkça uzayacak :), kısaca burda keseyim, sana takılırsam konuşturdukça konuşturacaksın beni, çünkü sana ne doyum ne de karşı koymak olmaz, hakkını da vermek lazım yazarken, iş yoğunluğu biraz hafifleyince daha sık katılırım inş. o döneme kadar ara ara müziklerimle katılırım :)
kendine çok iyi bak koca yürekli adam,
Muhabbetlerimle,
Bu arada sevgili fazıl kardeşimin, iki ileti öncesinde belirttiği ifadelerine de katılıyorum ve soru kipiyle belirttiği ifadelerin duygularımı ifade ettiğini bildiriyorum :)
Esen kalın hepiniz.
__________________ bildiklerimizle değil yaptıklarımızla, ellerimizin neleri ile değil hayatlarımızın nasılları ve nedenleri ile,,,
Beni bir yere oturtmaya çalışmayın,çünkü ben bir yerde oturmuyorum, sadece yürüyorum
|
Yukarı dön |
|
|
|
|