Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 15 ocak 2011 Yer: Turkiye Gönderilenler: 12
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
O anlar en uyanık halidir insanın ölümle yaşam arasında gel gitler yaşanır.Helal olsun o anda bile namaz kıldırıyorsunuz ya kendiniz inanıyormusunuz bu yorumunuza hocam.
__________________ Hep dua ettim kuranı anlamak,kuranı yaşamak,kuranı anlatmak.işte Allah ve nebi yolu.
Katılma Tarihi: 15 ocak 2011 Yer: Turkiye Gönderilenler: 12
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Allah aşkına savaş anını tasavvur edin günümüz savaşlarına bakın saniye sürmez ayağa kalktığın an kurşunu kafana yersin.Bırakın ayağa kalkmayı Kıbrıs çıkartmasında topuklarından bir çok asker vurulmuştur sipere yatarken ayaklarını kapatmadıkları için.Mantığnızı aklınızı çalıştırın biraz ,hala yanlış tevil yanlış yorumlardasınız.
__________________ Hep dua ettim kuranı anlamak,kuranı yaşamak,kuranı anlatmak.işte Allah ve nebi yolu.
Secde emre, söylenene, okunana baş eğmek, itaat etmektir. Elçi Nisa 102’de onlara salat ediyor, onlarla iletişim halinde, onlara okuyor, gerekenleri iletiyor; onlar da dinliyor, anlıyor, onaylıyor ve itaat ediyorlar. “Secde ettiler” bu. Elçi de onlarla birlikte secde etmiyor. Elçi okuyor, onlar secde ediyor.
103, 101’le ilişkilidir; 101’de salattan kopuştan söz ediliyor, 103’te “itmi’nan bulunca/seferden dönüp mukim olunca salata devam edin” diyor.
İnsanoğlunun tarih boyunca kralların önünde kıyam etmiş, eğilmiş, yere kapanmış olması şeklîdir ve doğaldır. Krallar bunu ondan istemiş hep. Kralın önü arkası var ve kralın huzurunda gıyabında durmak mümkündür. Allah’ın önünde /huzurunda durursunuz ama arkasında/gıyabında durmazsınız. Kral mücessem, kralın önünde dikilir, eğilir, yere kapanırsınız. Allah cisim değildir ki önünde dikilesiniz, eğilesiniz, yere kapanasınız. Allah’ın huzurunda şeklen değil manen yani içten bağlılıkla itaat anlamında saygıda bulunur, eğilirsiniz. Allah’ın ayetleri; emirleri yasakları söz konusu olunca secde etmek ya da etmemek… Secdenin Kuran’daki anlamı itaattir. Allah’a secde Allah’a itaattir. Kuran’da Essâcidîn, itaatkar inananlardır. Elçi secde edenleri dolaşıyordu. Yere kapananları mı dolaşıyordu?
Kuran’da geçen QÂME fiilinin bulunduğu cümlelerdeki konumuna göre aldığı manalara örnekler aşağıdadır:
Bakara 238-239'u beraber düşündüğünüzde,yaya/yürüyerek nasıl namaz kılınacak? 5 saniye ayakta sabit durup, sonra birkaç saniye yürüyüp rükua.. sonra doğrulup, yine biraz yürüyüp, sonra secdeye mi gidilecek?
Elçi Nisa 102’de onlara salat ediyor, onlarla iletişim halinde, onlara okuyor, gerekenleri iletiyor; onlar da dinliyor, anlıyor, onaylıyor ve itaat ediyorlar.
Merhaba degerli hocam. Cevap verdiginiz icin tesekkür ederim.
Nisâ 102'deki "salât"in o anda müslüman ordusunun komutani olan Muhammed nebinin askerlerine "gerekenleri ilet"mesi oldugu iddiasi daha önce de dile getirildi. Onun icin iddia diyorum. Yoksa sizin görüsleriniz benim icin iddiadan elbet daha degerli.
Iddia 101'deki salâtsiz olmaniza verilen icazet (lâ cünâha en taksurû min es-salât) ile birlikte okundugunda gecersiz ve sacmadir.
Yani kafirler size saldirmak üzeredir. Komutan da inanan askerler de bunun ayirdinda. Yine de komutanin gerekenleri iletmemesi ve askerlerin itaat etmemesi sakincasiz...
Allah hem "Kafirler sizin silah ve esyanizdan gafil oldugunuz âni kolluyor. Önlem alin!"diyecek (Nisâ 102) hem de alinmasi gereken ilk önlem olan "gerekenler"in iletilmesi ve o iletilenlere itaati bos verecek.
O savasin bastan katbedilmesidir bu güzel hocam. Olur mu öyle sey!
Hayir. Anilan salât "sekilsel"dir. Salâtin cephede yerine getirilen "1 KIYAM + 1 secde"lik uygulamasidir. Cünkü orda askerlere yemek verilir ve namaz kildirilir. Gerekli ama gereksiz isler asla yaptirilmaz.
“Iddia 101'deki salâtsiz olmaniza verilen icazet (lâ cünâha en taksurû min es-salât) ile birlikte okundugunda gecersiz ve sacmadir.
Yani kafirler size saldirmak üzeredir. Komutan da inanan askerler de bunun ayirdinda. Yine de komutanin gerekenleri iletmemesi ve askerlerin itaat etmemesi sakincasiz...
Allah hem "Kafirler sizin silah ve esyanizdan gafil oldugunuz âni kolluyor. Önlem alin!"diyecek (Nisâ 102) hem de alinmasi gereken ilk önlem olan "gerekenler"in iletilmesi ve o iletilenlere itaati bos verecek.
O savasin bastan kaybedilmesidir bu güzel hocam. Olur mu öyle sey!
Hayir. Anilan salât "sekilsel"dir. Salâtin cephede yerine getirilen "1 KIYAM + 1 secde"lik uygulamasidir. Cünkü orda askerlere yemek verilir ve namaz kildirilir. Gerekli ama gereksiz isler asla yaptirilmaz.”
Saygı değer hocam merhaba. Ben de size teşekkür ederim, sağ olun ve sağlıklı yaşayın.
Ben “en taksurû min es-salât”a “salattan kopuş” dedim. 101’de salat yok, salattan kopma var. Salat Elçi ile birlikte olunca.
101-104’te, vukua gelmiş her hangi bir cephe savaşından, bir çatışmadan bahis yok. İki birlik arasında her hangi bir çarpışma da meydana gelmiş değil. Cephede görünürde karşı karşıya konuşlandırılmış iki ordu da yok. Aksi halde böyle bir durumda (bana göre) ne sizin iddia ettiğiniz bir namaz kıldırılır ne de (size göre) benim iddia ettiğim bir salat uygulanır. Belki ferden ferda namaz kılınabilir, ama toplu halde, hele de birliğini ikiye bölerek asla namaz kıldırılmaz. Çatışmak üzere iki ordu karşı karşıya gelmişken orduyu ikiye bölüp namaz kıldırmak ya da her hangi bir amaçla toplantı yapmak akıllı kişinin karı olamaz. Orada, muhtemel bir seferden, bir duyum üzerine, muhtemel bir düşman saldırısını (İN XİFTUM EN YEFTİNEKUM ELLEZÎNE KEFERÛ) karşılamak üzere, yapılan / yapılması muhtemel olan bir takipten söz ediliyor. Böyle bir seferde İslam birliğinin içerisinde Elçinin de bulunması halinde, elçinin müminlere uygulayacağı salatın tanımı veriliyor. Salat esnasında salata katılanların da silahlarını yanlarına almaları, daim teyakkuz halinde olmaları uyarısı yapılıyor. Zira ani bir düşman saldırısına maruz kalmaları ihtimal dahilinde. Cephede bir savaş durumu mevcutsa, ne salat ne de namaz söz konusu olur ne de bu uyarılara gerek duyulur. Savaş halindeki askerler, cephede cephaneleri yanı başlarında silahlı olarak pür dikkat olmak zorundalar zaten.
Katılma Tarihi: 29 nisan 2011 Yer: Turkiye Gönderilenler: 188
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selam
hasanakcay ile başka bir başlıkta tartışmıştık, 101-104 ile ilgili görüşlerine katılmıyor olsamda çabalarına eyvallah, selamlar...
vahy bi şekilde yayılacak, ihtiyaç sahibi olan toplumlara iletilecek, peki elçi bunu nasıl yaptı, sadece oturduğu yerden bölük bölük kişilerin/kabilelerin kendisine/evine koşup "böyle birşey duyduk nedir elindeki" demesini mi bekledi...yoksa vahyi telgrafla mı iletti...
Hanif hocam, yine haklisiniz. 101-104’te, vukua gelmiş her hangi bir cephe savaşından, bir çatışmadan bahis yok. Ne var? Düsmanin bir saldirisla (meyleten vâhideh) sizin üzerinize cullanma ihtimali.
O ihtimali göz önünde bulundurup gerekli önlemleri almak sartiyla cephede yemek yer, namaz kilarsiniz. Yasam devam eder yani. Bir tek sey olmaz: Kur'ân dersi ya da baska bir kitap dersi. Namaz ile ders arasindaki farki görebilirsek her sey yerli yerine oturur.
Kisacasi cephede yemek yenir, su icilir, salât edilerek Allah'a siginilir. (Buradaki SALÂT "kiyamli-secdeli"dir.)
Cephe ile ilgili gercek budur. Ve her gercek gibi basittir.
Nebinin bulunmadigi ortamlarda "salât"tan kopus caizdir; ama Nisâ 102'de nebi var, orda salât olur görüsünü bu gercegin cercevesine oturtun... 102'deki "salât"in Kur'ân dersi mi, emir-tekmil isi mi ya da namaz midir kolayca karar verebilirsiniz.
Düsmanin ani bir saldirisla inananlarin üzerine cullanacagini inananlar bilip dururken orda Kur'ân dersi olmaz. Idam mangasinin önü ne ise saldiri beklenen cephe odur. Orda ders akla girmez.
Onun icin "Cephede ders veren komutani ya akil hastanesine ya da cephe gerisine atarlar," dedim. Asker kökenliyim. Izın verin, o kadarcik bilgi birikimim olsun.
"Salât"i 101'de Kur'ân dersi, 102'de emir-tekmil isi saymak ise son derece keyfî görünüyor. Özür dilerim.
Katılma Tarihi: 16 nisan 2012 Yer: Turkiye Gönderilenler: 37
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Hanif06 çatışmak üzere olan iki ordu yok orada sanırım
bilgi eksikliği burdan türüyor. Hiç cepheleri gördün mü
filmlerden falan ? Cephe gerilerinde çatışmıyorlar ani
baskınlar oluyor. Mesela 20 kişilik bir grup var, bunlardan
bir kaçı nobet tutar diğerleri yemek yer tuvalete gider
vs... cephe gerisinin çatışmadan farkı bu. Burada 2 grup
halinde nöbetleşe namaz kılıyorlar bundan açık birşey
olamaz ayrıca Namaz müminlere belirli vakitlerde farz
kılınmıştır cümlesini nasıl açıklıcaksın ? Burada belirli
vakitlerde farz olan şey nedir ? Soruma cevap verirseniz
sevinirim
__________________ “Allah kendisine şirk koşulmasını asla bağışlamaz. Ondan başka günahları istediği kimse için bağışlar. Kim Allah’a ortak koşarsa büsbütün sapıtmıştır.” (Nisa, 4/116)
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma