HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Hükümleri ve Kavramları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Hükümleri ve Kavramları
Konu Konu: KABE DİKİLİ TAŞ DEĞİL Mİ (Kapalı Konu Kapalı Konu) Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
TekKuran
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 23 nisan 2006
Gönderilenler: 23
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

HAC

GİRİŞ VE BEYT

       İbrahim peygamberin monoteist sistemdeki önemi büyüktür. Kuran'a göre İbrahim doğmatik inançlarla yüzleştiğinde sağduyusunu kullanmıştır. Babasını puta taparken gördüğünde buna bir anlam getirememiş, halkı onu tehdit ettiğinde şunları söylemiştir:

37:95-96 İbrahim dedi: "Elinizle yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz? Oysaki sizi de yaptığınız şeyleri de Allah yaratmıştır."

       Kuran İbrahim'in nerede doğup yaşadığından bahsetmez yalnızca Tevrat ve İncil'in ondan yüzyıllar sonra indiğini söyler. Kesin bildiğimiz bir şey varsa o da İbrahim peygamberin hiçbir zaman Mekke diye bir şehirde bulunmadığıdır. Kuran Araplar'a Muhammed'den önce peygamber gönderilmediğini doğrular. Araplara göre Kâbe'yi de inşa eden İbrahim'dir ve bunu uydurdukları peri masalları ve bu masallara uyan çevirileriyle desteklemektedirler:

Ve iz cealnel beyte mesabetel (1) lin nasi ve emna* vettehızu mim mekami (2) ibrahıme müsalla* ve ahidna ila ibrahıme ve ismaıyle en tahhira veytiye lit taifıne (3) vel akifıne ver rukkeıs sücud
02:125 Biz, Beyt'i (Kâbe'yi) insanlara toplanma mahali (1) ve güvenli bir yer kıldık. Siz de İbrahim'in makamından (2) bir namaz yeri edinin (orada namaz kılın). İbrahim ve İsmail'e: Tavaf edenler (3), ibadete kapananlar, rükû ve secde edenler için Evim'i temiz tutun, diye emretmiştik. (Diyanet)

"Siz de İbrahim'in makamından bir namaz yeri edinin" bu cümleye itimat kazandırmak için Araplar bakırdan yaptıkları ayak izini Kâbe denen putlarının yanına koymuşlardır. Bu zanlarınca İbrahim'in namaz için konumunu temsil eder. Bunu iddia eden İslam alimleri peşinden gittikleri Arap dininin çok önemli bir çelişkisini daha farkedemeyecek kadar körleşmiştir:

03:96 Şüphesiz, âlemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev (mâbet), Mekke'deki (Kâbe)dir. Orada (FİHİ) apaçık nişâneler, (ayrıca) İbrahim'in makamı vardır. Oraya giren emniyette olur. Yoluna gücü yetenlerin o evi haccetmesi, Allah'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse bilmelidir ki, Allah bütün âlemlerden müstağnîdir. (Diyanet)

İbrahim'in makamı Kâbe'nin içinde (Fİ) değil, dışındadır.

03:96 Alemler için bereket ve yol gösterici olarak kurulan ilk SİSTEM Bekke'dedir. ONUN İÇİNDE (FİHİ) apaçık ayetler (MUCİZELER), İbrahim'in makamı vardır. Oraya giren emniyette olur. Ona gidebilenin O SİSTEMİ TARTIŞMASI (HİCCUL BEYT) Allah'ın üzerine bir haktır. Kim inkar ederse, Allah alemlerden müstağnidir.

İbrahim'in "makam"ı

Ayette geçen kelimelere bakalım ve bir de ayeti biz tercüme etmeyi deneyelim.

مثابة : toplanma yeri; girilip ödül ( ثواب ) alınan yer
مقام : duruş, tutum; yer, mevki, konum
طوف : gitme, yürüme fiili, etrafında yürüme veya çevresinde gezinmek; kuşatmak çevrelemek, kuşatmak; ona geldi; rastlamak, bulmak; ziyaret, ziyaret etmek; yaklaşmak

02:125 Ve biz sistemi (evi) insanlar için bir kazanç/ödül yeri ve güvenli bir yer kıldık. Ve (Rabbine) bağlı / kendini adayan İbrahim'in makamından bir yer edinin. İbrahim ve İsmail'e "Sistemimi (evimi) ziyaret edenler, sadık kişiler ve boyun eğip itaat edenler için temiz tutacaksınız" diye emretmiştik.

Kendine bile faydası olmayan Mekke'deki kübik yapının insanlar için güvenli bir yer olduğu düşünülemez. Bu güvence ancak beyt kelimesi mecazi olarak düşünülürse anlaşılır. Allah'ın sistemine girenler güvene kavuşacaklardır.

Bu ayetten iki ayet sonra tekrar aldatmacalara tanık oluyoruz:

Ve iz yerfeu ibrahımül kavaıde minel beyti ve ismaıyl* rabbena tekabbel minna* inneke entes semıul alım
02:127 Bir zamanlar İbrahim, İsmail ile beraber Beytullah'ın temellerini yükseltiyor (şöyle diyorlardı:) Ey Rabbimiz! Bizden bunu kabul buyur; şüphesiz sen işitensin, bilensin.

Gördüğünüz gibi cümlenin anlamını tamamen değiştirebilecek olan "min" (-den, -dan) kelimesi çevrilmemiş. 2:127'yi parçalarına bölersek:

Ve iz yerfeu (ve yükselttiğinde) ibrahımül kavaıde (İbrahim temelleri) minel beyti (sistemDEN) ve ismaıyl (İsmail ile)...

124. ayetten okumaya başlandığından bu çevirinin daha mantıklı olduğu görülecektir. Bu evi gerçek anlamında kabul edersek şöyle bir soru çıkar karşımıza: "İbrahim zaten orada olan evin TEMELLERİNİ nasıl yükseltmiştir?

İbrahim'in konumunun ne olduğunu anlamamız için bir de 22:26 ayetini inceleyelim:

Ve iz bevve'na li ibrahıme mekanel beyti el la tüşrk bı şey'ev ve tahhir beytiye littaifıne vel kaimıne ver rukkeıs sücud
22:26 Bir zamanlar İbrahim'e Beytullah'ın yerini (MEKANEL BEYTİ) hazırlamış ve (ona şöyle demiştik): Bana hiçbir şeyi eş tutma; tavaf edenler (TAİFİNE), ayakta ibadet edenler, rükû ve secdeye varanlar için evimi temiz tut. (Diyanet)

22:26 Ve İbrahim için SİSTEMİN KONUMUNU saptamıştık: "Bana birşeyi ortak koşma; ziyaret edenler (sistemi bulanlar), sebat edenler (bakınız sayfa 33), tevazu gösterip itaat edenler için SİSTEMİ temiz tut.

Bizim İbrahim'den almamız gereken makam çok güzel bir şekilde açıklanmış: "Allah'a şirk koşmamak." İbrahim'in ve BİZİM temiz tutmamız gereken sistem, şu an putperest Arapların inançlarının karıştırıldığı Allah'ın hakiki mesajıdır.

Şimdi kısaca beyt kelimesinin kullanıldığı diğer ayetlere bir göz atalım..

Sure 8 Ayet 2 ve 6 Arası

Kema ahraceke rabbüke mim beytike bil hakkı ve inne ferıkam minel mü'minıne le karihun
08:02-06 Müminler ancak, Allah anıldığı zaman yürekleri titreyen, kendilerine Allah'ın âyetleri okunduğunda imanlarını artıran ve yalnız Rablerine dayanıp güvenen kimselerdir. Onlar namazlarını dosdoğru kılan ve kendilerine rızık olarak verdiğimizden (Allah yolunda) harcayan kimselerdir. İşte onlar gerçek müminlerdir. Onlar için Rableri katında nice dereceler, bağışlanma ve tükenmez bir rızık vardır. (Onların bu hali,) müminlerden bir gurup kesinlikle istemediği halde, Rabbinin seni evinden hak uğruna çıkardığı (zamanki halleri) gibidir. Hak ortaya çıktıktan sonra sanki gözleri göre göre ölüme sürükleniyorlarmış gibi (cihad hususunda) seninle tartışıyorlardı. (Diyanet)

Ayetleri baştan okursak kendisine vahiy ulaştıktan sonra Peygamberin evinden değil içinde bulunduğu inanç sisteminden çıkarıldığını görebiliriz.

08:02-06 Müminler ancak, Allah anıldığı zaman yürekleri titreyen, kendilerine Allah'ın âyetleri okunduğunda imanlarını artıran ve yalnız Rablerine dayanıp güvenen kimselerdir. Onlar BAĞLILIĞI GERÇEKLEŞTİREN / KORUYAN ve kendilerine rızık olarak verdiğimizden (Allah yolunda) harcayan kimselerdir. İşte onlar gerçek müminlerdir. Onlar için Rableri katında nice dereceler, bağışlanma ve tükenmez bir rızık vardır. Rabbin seni HAK İLE (KURAN İLE) İNANÇ SİSTEMİNDEN çıkardı, Müminlerden bir gurup bundan nefret etti. HAK ONLARA GÖSTERİLDİKTEN sonra sanki gözleri göre göre ölüme sürükleniyorlarmış gibi seninle tartışıyorlar.

Sure 33 Ayet 33

33:33 Evlerinizde oturun, eski cahiliye âdetinde olduğu gibi açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a ve Resûlüne itaat edin. Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden, sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.

Ayet Peygamberin hanımlarına hitap ediyor (33:32). Peygamberin hanımları sistemin kirli (bilgisiz) insanları olduğundan Allah onları arındırmak istiyor.

33:33 Evlerinizde oturun, eski cahiliye âdetinde olduğu gibi açılıp saçılmayın. BAĞLILIĞI GERÇEKLEŞTİRİN / KORUYUN, ARINMA GÖSTERİN, Allah'a ve Resûlüne itaat edin. Ey SİSTEMİN EHLİ! Allah sizden, sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.

Allah'ın Kâbe denen tapınakta sürekli kalan insanlara sesleniyor olamayacağı açık.

Sure 14 Ayet 37

Çok kafa karıştıran bir ayet. Beyt kelimesi sanki gerçek anlamında kullanılmış gibi görünse de dikkatli bir göz ve Allah'ın taştan bir yapıya ihtiyacı olmayacağını anlayacak kadar bir muhakeme gücü ayeti çözmede işe yarayacaktır.

14:36 "Çünkü, onlar (putlar), insanlardan birçoğunun sapmasına sebep oldular, Rabbim. Şimdi kim bana uyarsa o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, artık sen gerçekten çok bağışlayan, pek esirgeyensin."

* Bu arada bazı ayetlerde geçen "resule uyun" gibi bu ayette de "uyun, izleyin" manasına gelen تبع (tebia) fiili kullanılıyor. İbrahim peygambere nasıl uyacağız? Neden onun da hadislerini aramıyoruz? 60. sure 4. ayette o da bize örnek olarak gösteriliyor? Neden sünnetini izleyip her hareketini taklit etmeye çalışmıyoruz? Kuran bize peygamberler arasında ayrım yapmayın diye öğütlemiyor mu?

Rabbena innı eskentü min zürriyyetı bi vadin ğayri zı zer'ın ınde beytikel muharrami rabbena li yükıymus salate fec'al ef'idetem minen nasi tehvı ileyhim verzukhüm mines semerati leallehüm yeşkürun
14:37 "Ey Rabbimiz! Ey sahibimiz! Namazı dosdoğru kılmaları için ben, neslimden bir kısmını senin Beyt-i Harem'inin (Kâbe'nin) yanında, ziraat yapılmayan bir vâdiye yerleştirdim. Artık sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meyledici kıl ve meyvelerden bunlara rızık ver! Umulur ki bu nimetlere şükrederler." (Diyanet)

عند (inde) : burada; ile; vasıtasıyla; nezdinde; yanında, yakınında; (-in) huzurunda; hakkında; -den, -dan;
محرم (muharram) : yasak; kutsal

İNDE BEYTİKEL MUHARRAM: Yasak / kutsal evinin yanında

İnsanlar için yapılan "ev" (5:197 ve 2:125) şimdi yasak bir ev oldu (beytikel muharram'ı özel isim olarak düşünmek için geçerli bir nedenimiz yok) ve İbrahim peygamber zürriyetinden bazılarını buraya yerleştirebildi.

14:37 Rabbimiz, neslimden bir kısmını bağlılığı gerçekleştirmeleri / korumaları için KUTSAL SİSTEMİN İLE (BUNU AKILLARINA KAZIYARAK) işlenmemiş bir vadiye yerleştirdim. Bu nedenle insanların gönüllerini, ONLARA (NESLİME) meylettir ve onlara meyvelerden rızık ver ki şükretsinler.

Sure 71 Ayet 28

71:28 "Rabbim! Beni, anne-babamı, inanmış olarak evime gireni, tüm inanmış erkekleri ve inanmış kadınları affet! Zalimlerin de sadece helâk ve perişanlığını artır!"

Ayette gördüğümüz gibi Nuh'un zamanında iki (veya daha çok) SİSTEM mevcuttu ve ayette Nuh, kendi ile aynı inanç sistemini paylaşanların affedilmesi için Allah'a yakarıyor. Bunu da sular altında bulunan "ev"inde değil, kendi yaptığı gemisinde yapıyor.

Sure 52 Ayet 4

Vel beytil ma'mur
52:04 Sık sık ziyaret edilen Eve (Kabe'ye)...

عمر : ikamet etmek, içinde kalmak; tamir etmek, imar etmek; yaşanabilir yapmak; (bir yeri) iskân etmek; dini bir ziyaret yapmak

Ma'mur kelimesi de bu kökün edilgen halidir. Ev ziyaret edilmiyor, mescit örneğindeki gibi inananlarca dolduruluyor.

52:04 İskan edilen / içi doldurulan SİSTEME 52:05 Yükseltilmiş tavana, (GÖKYÜZÜNE) 52:06 Kaynayan denize...

http://www.gercekislam.com/hac1.php

Yukarı dön Göster TekKuran's Profil Diğer Mesajlarını Ara: TekKuran
 
TekKuran
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 23 nisan 2006
Gönderilenler: 23
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

 İSLAM ÖNCESİ KAYNAKLARDA MEKKE DİYE BİR YER GEÇMEZ

       Tüm tarihi kanıtlar (cahiliye şiirleri, yazılı belgeler, vb...) islam öncesi dönemde Mekke diye bir şehrin bulunmadığını göstermektedir. Vahiyden önce Mekke adında bir şehir olduğuna dair arkeolojik delil yoktur ve Kuran'da bu kelime topu topu bir kere tezahür eder. Kuran'daki kullanımına baktığımızda kelimenin çevirmenlerin sandığı gibi özel bir isim olmadığı görülecektir:

مقق : emme; içine çekmek, absorbe etmek; yıkım, yıkma, yok etme; azalma, kaybolma;

48:24 O sizi onlara karşı muzaffer kıldıktan sonra, YIKIMIN İÇİNDE onların ellerini sizden, sizin ellerinizi de onlardan çekendir. Allah, yaptıklarınızı görendir.

KABE VE O DÖNEMLERDEKİ PUTPERESTLİK

02:08-09 İnsanlar içinden bazıları vardır, "Allah'a ve âhiret gününe inandık" derler ama onlar inanmış değillerdir. Allah'ı ve inanmış olanları aldatma yoluna giderler. Gerçekte ise onlar öz benliklerinden başkasını aldatmıyorlar. Ne var ki, bunun farkında olamıyorlar.

       Araplar, Arap olmayan müslümanları kandırarak kare şeklindeki putlarına taptırmayı başarmışlardır. Arabistan'ın çoğu yerinde Mekke'deki Kabe'den daha büyük bir çok kübik yapıya rastlamak mümkün. Bu tapınakların çoğunun üzerinde "Zu Eş-Şera" yazısı bulunuyor. Bunların bazıları ise şu anda Kabe'nin üstünü örten "kisve" gibi bir takım örtülerle kaplanmış görünümündedir.

Petra'dan bir taş yapı

       "Zu Eş-Şera" (Dağın Tanrısı), Nabatiler'in başkentleri olan Petra'da tapılan tanrının adıydı. Bu tanrı, yaklaşık 1.2 metre boyunda ve 61 santim ene sahip olan dörtgen bir taşla sembolize ediliyordu. Kurbanların kanı üstüne akıtılırdı. Daha da ilginci 4. yüzyıldan kalma Salamis'in piskoposu Epiphanius'un bir metinde "Zu Eş-Şera" (Rumca Dusares)'nın doğum törenleri anlatılıyor ve metne göre bu kutlamalar, yer altından çıkarılan erkek çocuk idolünün tapınağın iç kısımlarında 7 kere dolaştırılmasıyla sona eriyordu.

       Hadislerin yardımıyla daha sonra bu gelenek de İslam'a girdi ve Mekke pagan tanrıya yapılan yolculuğun merkezi haline geldi

Yukarı dön Göster TekKuran's Profil Diğer Mesajlarını Ara: TekKuran
 
TekKuran
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 23 nisan 2006
Gönderilenler: 23
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

 LÜGATTA HAC

Kuran'da yine Hac ile ilgili bir detay verilmediğinden bunun vahiy döneminde bilinen bir şey olduğunu, yeni bir şey olmadığını çıkarabiliriz. Şimdi kelimenin sözlük anlamlarına bakalım...

حج : belli bir hedefe niyet etmek; nişan almak; üzerine almak; tartışmak; tartışmada birini kanıt ve delillerle yenmek; hacca gitmek

Kuran'dan Referanslar:

E lem tera ilellezı hacce ibrahıme fı rabbihı
02:258 Rabbi hakkında İbrahim ile tartışanı görmedin mi!

Fe in haccuke...
03:20 Eğer seninle tartışırlarsa...

Fe me hacceke fıhi
03:61 Kim seninle bunun hakkında tartışırsa...

Yukarı dön Göster TekKuran's Profil Diğer Mesajlarını Ara: TekKuran
 
TekKuran
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 23 nisan 2006
Gönderilenler: 23
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

                                   HZ. İBRAHİM VE HAC

Ve ezzin fin nasi BİL HACCİ ye'tuke ricalev ve ala külli damiriy ye'tıne min külli feccin amıyk
22:27 İnsanlar arasında haccı ilân et ki,gerek yaya olarak, gerekse nice uzak yoldan gelen argın develer üzerinde sana gelsinler. (Diyanet)

İnsanlar içinde haccı ilan et ki... (Yaşar Nuri Öztürk)
Bütün insanlar içinde haccı ilan et ki... (Elmalılı Hamdi Yazır)
İnsanlara Hac ziyaretini ilan et... (Edip Yüksel)

ازن (ezzin) : bildirmek, ilan et; çağırmak

"Bi" (ile) kelimesi atlanmış. "BİL HACCİ" hac ile demektir. Ayet Hz. İbrahim'e hitap ediyor. Hz. İbrahim TARTIŞMA İLE bir şeyi ilan etmesi isteniyor, peki bu şey neydi? Bir önceki ayet bu soruyu yanıtlıyor:

22:26 Ve İbrahim için SİSTEMİN KONUMUNU saptamıştık: "Bana birşeyi ortak koşma; ziyaret edenler (sistemi bulanlar), sebat edenler, tevazu gösterip itaat edenler için SİSTEMİ temiz tut.

Sistemi insanlığa bildirecekti.

22:27 Ve insanlar arasında (bunu) tartışma ile ilan et ki; yaya olarak, incelmiş (bineklerle) ve uzak yollardan SANA gelsinler.

Gidilecek bir bina, yapı benzeri bir şey yok ayette. "SANA gelsinler" diyor, bu mümkün mü? Mekke'ye müslümanlar Hz. İbrahim için mi gitmektedir? Burada İBRAHİM'in inanç sistemine yolculuktan bahsediyor.

Bir sonraki ayet tartışmanın / müzakerenin gayesine açıklık getiriyor:

22:28-29 Ta ki kendilerine ait bir takım yararları yakînen görmeleri, Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belli günler de Allah'ın ismini ansınlar. Artık ondan hem kendiniz yiyin, hem de yoksula, fakire yedirin. Sonra kirlerini gidersinler; adaklarını yerine getirsinler ve o Eski Ev'i (Kâbe'yi) tavaf etsinler.

Tartışmanın amacı Allah'ın sisteminin farkına varmak, yediklerimiz ile Allah'ı anmak, bunlarla fakiri doyurmak ve görevlerimizi yerine getirmektir. Bu ayet İbrahim'e hitap ettiğiden bahsedilen "eski ev"in 3:96ıncı ayette ev olduğunu çıkarabiliriz. Hatırlarsanız bu "ev" İbrahim ve İsmail tarafından tamamlanmıştı (2:127).

22:28-29 Kendileri için yararlarını görsünler ve Allah'ın ismini onları rızıklandırdığı hayvanlar üzerine ansınlar. Ondan yiyin ve düşmüşe, fakire yedirin. Sonra yeminlerini gerçekleştirsinler ve eski SİSTEMİ ziyaret etsinler.

22:30, 31 ve 32. ayetler TARTIŞMANIN en önemli kısmına dikkat çekiyor, yasaklara itaat:

22:30 Durum böyle. Her kim, Allah'ın emir ve yasaklarına saygı gösterirse, bu, Rabbinin katında kendisi için daha hayırlıdır. (Haram olduğu) size okunanların dışında kalan hayvanlar size helâl kılındı. O halde, pislikten, putlardan sakının; yalan sözden sakının.

22:31 Kendisine ortak koşmaksızın Allah'ın hanifleri (O'nun birliğini tanıyan müminler olun). Kim Allah'a ortak koşarsa sanki o, gökten düşüp parçalanmış da kendisini kuşlar kapmış, yahut rüzgâr onu uzak bir yere sürüklemiş (bir nesne) gibidir.

22:32 Durum öyledir. Her kim Allah'ın hükümlerine saygı gösterirse, şüphesiz bu, kalplerin takvâsındandır.

22:33 ayeti yine Allah'ın hükümlerinden bahsediyor:

22:33 Onlarda sizin için belirlenmiş olan süreye kadar birtakım yararlar vardır. Sonra bunların varacakları yer, Eski Ev'dir..

Bir sonraki ayet ise her ümmet için belirlenen ibadet biçimini anlatıyor, bu da ESKİ SİSTEM kelimesini açıklığa kavuşturuyor:

22:34 Biz, her ümmete onları rızıklandırdığımız şeyler üstüne Allah'ın ismini anmalarını ibadet şekli kıldık / yaptık. Şimdi, İlâhınız, bir tek İlah'tır. Öyle ise, O'na teslim olun. O ihlâslı ve mütevazi insanları müjdele

Yukarı dön Göster TekKuran's Profil Diğer Mesajlarını Ara: TekKuran
 
TekKuran
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 23 nisan 2006
Gönderilenler: 23
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

 BİZE EMREDİLEN "HAC"

02:189 Sana, hilâl şeklinde yeni doğan ayları sorarlar. De ki: Onlar, insanlar ve özellikle hac için vakit ölçüleridir. İyi davranış, asla evlere arkalarından gelip girmeniz değildir. Lâkin iyi davranış, korunan (ve ölçülü giden) kimsenin davranışıdır. Evlere kapılarından girin, Allah'tan korkun, umulur ki kurtuluşa erersiniz.

02:196 Tartışmayı ve Allah için ziyareti tamamlayın. Eğer (bunlardan) alıkonursanız kolayınıza gelen hediyeyi gönderin. Hediye, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. Sizden her kim hasta olursa yahut başından bir rahatsızlığı varsa, oruç veya sadaka veya hediye olmak üzere fidye gerekir. Ama eğer yapabilecekseniz, kim tartışmayı ziyarete devam ederse bağıştan kolay geleni verecek; bir şey bulamayan ise tartışma günleri boyunca 3 GÜN oruç tutmalı ve döndüğünde de yedi gün ki bu da 10 eder. Bunlar ailesi HARAMA İTAAT YAPISININ içinde olanlar içindir. Allah'tan korkun ve cezasının çetin olduğunu bilin.

02:203 Sayılı günlerde Allah'ı anın. Kim iki gün içinde acele edip dönmek isterse, ona günah yoktur. Bunlar günahtan sakınanlar içindir. Allah'tan korkun ve bilin ki hepiniz O'nun huzurunda toplanacaksınız.

       "Ramazan" ayı ile başlanan Hac konferansları dolunayla başlar ve ayın hilal şekline girmesiyle son bulur. 2:196 ayetinden görülebileceği gibi Hac 10 gün sürer yalnız kişinin ailesi "haramlara itaat yapısının" içinde değil ise bu süre 3 gündür ve 2:203e göre 2 güne de düşürülebilir. Bu ailesi doğruya kılavuzlanmamış kişilerin eve erken dönüp duyduklarını ailelerine anlatmaları için önemli bir ayrıntıdır. Konferans günlerinde Allah'ın rızık olarak verdiği şeylerden yenir ve herkesin katılabileceği bir ziyafet verilir ve sistemden (beyt) konuşulur. Hac boyunca kötü davranışlar, MÜNAKAŞALAR (cidal) ve cinsel münasebet yasaktır (2:197). "Ramazan" ayı ve yasak aylar ile birlikte yıl içinde 4 kere Hac konferansı düzenlenir.

Yukarı dön Göster TekKuran's Profil Diğer Mesajlarını Ara: TekKuran
 
TekKuran
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 23 nisan 2006
Gönderilenler: 23
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

                                        ARAFAT

       Mekke yakınlarındaki bir dağa Arafat ismini veren Araplar, hacıların bu noktaya gittikten sonra tekrar Mekke'ye dönmeleri ister. Bu ritüelin varlığını savunmak için de 2:198 ayeti öne sürülür:

02:198 (Hac mevsiminde ticaret yaparak) Rabbinizden gelecek bir lütfu (kazancı) aramanızda size herhangi bir günah yoktur. Arafat'tan ayrılıp akın ettiğinizde Meş'ar-i Haram'da Allah'ı zikredin ve O'nu size gösterdiği şekilde anın. Şüphesiz siz daha önce yanlış gidenlerden idiniz.

Bir dağa Arafat ismini verip bunun Kuran'da geçen Arafat olduğunu iddia etmek ve tüm dünyayı buna inandırabilmek kolay bir iş olmasa gerek. Hac için gelen inançsız kişilerin ise kilometrelerce ötedeki dağa gidip gelmelerinin anlamını hiçbir "alim" çözemez.

Arafat'ın kökü عرف'dir ve "tanımak, tanışmak" anlamlarına gelir.

49:13 Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız (Lİ TEARAFU) için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır.

Ayeti bir de biz çevirelim:

02:198 Rabbinizden gelecek bir lütfu aramanızda size herhangi bir günah yoktur. Tanışmalardan (sonra) dağılıp Allah'tan bağışlanma dileyin, O'nu yasak hükümleri ile ve size gösterdiği şekilde anın. Şüphesiz siz daha önce yanlış gidenlerden idiniz

Yukarı dön Göster TekKuran's Profil Diğer Mesajlarını Ara: TekKuran
 
TekKuran
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 23 nisan 2006
Gönderilenler: 23
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

 SAFA VE MERVE

       Arap dinine göre Mekke'ye Hacca gidenlerin "Safa ve Merve" denilen taşların arasından 7 kere geçmeleri gerekir. Bu uygulamanın kökünde ise İbrahim'in ikinci karısı Hacer'in oğlu İsmail için su ararken bu iki nokta arasından 7 kere geçtiği söylentisi yatmaktdır. Bu arada İsmail ayağıyla yere vurup bugün zem-zem olarak bildiğimiz pınarın oluşmasına sebep olmuştur. "Müslüman" alimler bu hikayeyi anlatırken doğruluğunu kanıtlamak için olsa gerek 2:158 ayetini gösterirler.

02:158 Şüphe yok ki, Safa ile Merve Allah'ın koyduğu nişanlardandır. Her kim Beytullah'ı ziyaret eder veya umre yaparsa onları tavaf etmesinde kendisine bir günah yoktur. Her kim gönüllü olarak bir iyilik yaparsa şüphesiz Allah kabul eder ve (yapılanı) hakkıyla bilir.

       Bu hikayenin Kuran'da hiçbir dayanağı yoktur. Böyle bir hikayeyi uyduranların unuttukları şey haccın tüm insanlık için bir çağrı olduğudur (22:27). Hikayeyle ilgili bir başka sorun İbrahim peygamberin ikinci bir karısı olduğu Kuran'da değil, Yahudi kaynaklı bir hikayede geçer.

       Zem-zem "mucizesi"ne gelince, suçlanacak şey aslında Araplar'ın jeoloji ve dünyanın su döngüsü konularındaki bilgisizliğidir. Doğal su kaynakları binlerce yıldır yeryüzünde mevcuttur ve bunun nedeni bir mucize değil, çevredeki dağlardan ve vadilerden gelen su toplanma döngüsüdür. Mekke'ye çok yakın olan Taif şehrinde de binlerce yıldır su sağlayan bir kaynak vardır. Benzer bir şekilde Kudüs'teki "Gihon Pınarı" yaklaşık 3000 yıldır su sağlar ve kimse bunları mucize olarak nitelendirmez.

صفا (safa) : taş, düz taş/kaya; sert geniş taş; Mekke'de bir yer; bol süt veren (dişi deveden, koyundan, keçiden bahsederken kullanılır); ağır meyvelerle dolu palmiye ağacı.
مرو (merve) : çakmak taşı, yemeklerin üstünde pişirildiği beyaz kırılgan bir taş çeşidi; Kabe'nin civarındaki yükseklik

02:158 Bol süt veren (hayvanlar) ve (bunların üzerinde kızartıldığı) çakmaktaşı (tartışma için) Allah'ın koyduğu nişanlardandır. Her kim SİSTEMİ tartışır veya yönü o tarafa düşerse onların etrafında dolaşmasında kendisine bir günah yoktur. Her kim gönüllü olarak bir iyilik yaparsa şüphesiz Allah kabul eder ve (yapılanı) hakkıyla bilir

Yukarı dön Göster TekKuran's Profil Diğer Mesajlarını Ara: TekKuran
 
TekKuran
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 23 nisan 2006
Gönderilenler: 23
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

 KABE DİKİLİ TAŞ DEĞİL Mİ?

5:90 Ya eyyühellezıne amenu innemel hamru vel meysiru vel ensabü vel ezlamü ricsüm min ameliş şeytani fectenibuhü lealleküm tüflihun

Diyanet Vakfı
Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.

Yaşar Nuri Öztürk
Ey iman edenler! Uyuşturucu/şarap, kumar, tapılmak için dikilen taşlar, fal okları şeytan işi birer pisliktik; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.

نصب (NeSaBe) : kurmak, inşa etmek, (birşeyi) dikmek, yükseltmek, (bir taşı işaret olarak) koymak, dikmek; (başını) kaldırmak; (kulakları) dikmek;
Ensab: çğl (yol üzerindeki) işaretler; putlar; (tapınmak için dikilen) figürler / heykeller; (hayvanların kurban edildiği) sunaklar

Sünnetullah hiçbir zaman değişmeyeceğine göre İbrahim'in Allah'ı yüceltmek için DİKTİĞİ söylenen (unutmayın Kabe ve İbrahim'in ilişkilendirildiği tek bir ayet bile yok, Beyt'i Kabe olarak kabul ediyoruz) Kâbe yukarıdaki ayetle ve Kuran'ın GENELİYLE büyük bir çelişki oluşturmuyor mu? Kuran nerede Allah'ı ululamak için fiziksel bir obje yapmanın doğru olduğunu yazar? Yukarıdaki tanıma tamamıyla uyduğu halde neden Kâbe de bir "ensab" sayılmıyor?

02:165 İnsanlar içinde öyleleri vardır ki, Allah dışındakileri Allah'a eş tutarlar da onları Allah'ı sevmiş gibi severler. İman sahipleri ise Allah'a sevgide çok kararlı ve taşkındırlar. Zulme saplananlar, azabı gördüklerinde tüm kuvvetin Allah'ta bulunduğunu, Allah'ın azabının çok şiddetli olduğunu fark edeceklerini anlayabilseler!

Ayetlerde buraya giren kişinin güvende olacağı belirtiliyor, Kabe'nin içi topu topu 100 kişi ancak alır ve tarih gösteriyor ki pek emin bir yer de değil. Defalarca sellere, yangınlara maruz kalıp tekrar yapılan bu "NiSaB"ın ayetteki kriterleri karşılamadığı açık. Artı ne İslam öncesi belgelerde ne de Kuran'dan önceki ilahi kitaplarda taştan yapılmış her putu parçalayan (37:91-93) put düşmanı İbrahim'in böyle bir yapı inşa ettiğine dair bir kanıt bulunur.

KÂBE VE BUNA ADANAN "KURBANLAR"

Hadislerdeki din ile Musevilik, her ne kadar iki din mensupları birbirinden nefret etse de büyük benzerlikler gösterir; kurban da bu benzerliklerin arasındadır. Levililer kitabının başlarında detaylandırılan ve arap putperestlerinin de geleneklerini arasında yer alan tanrıya kurban sunma ritüeli diğer çoğu şey gibi, şeytan işi hadislerle İslam'a da sokulmuştur.

Resulullah (A) Medine'de iken Kabe'ye kurban sunar, ben de kurbanının boynuna takılacak nişanlarını hazırlardım. Bu sırada Resulullah (sav) ihramlıların sakındığı yasaklardan sakınmazdı. Buhari, Hacc 110, Edahi 15; Müslim, 359, (1321); Muvatta, Hacc 51, (1, 340); Tirmizi, Hacc 69 (908); Ebu Davud, Menasik 17, (1757, 1758, 1759); Nesai, Hacc 65, 66, 67, 68, 69, 72, (5, 171, 173); İbnu Mace, Menasik 94, (3094)

Kuran'a göre ise bırakın bir taşı, Allah'a kurban sunmak bile habistir:

06:136 Kendi döllendirip yaydığı ekinden ve hayvanlardan Allah'a bir pay ayırdılar da kendi zanlarınca şöyle dediler: "Bu Allah için, bu da ortaklarımız için ." ortakları için olan Allah'a ulaşmaz. Ama Allah için olan, ortaklarına ulaşıyor. Ne kötü hüküm veriyorlar!

9:95 ayetini manipule edip Kabe'ye kurban adanması gerektiğini savunan arap dini izleyenleri taştan yapılmış putlarına (eNSaB) adanan kurbanların asla Allah'a ulaşmayacağını hadis külliyatı okudukları kadar Allah'ın kitabını okusalardı belki görebilirlerdi!

KURAN'DAKİ KABE

"Diğer din salikleri Tanrıyı putlar vasıtasıyla sembolleştirmişlerdir. Bu putlarla Tanrı'nın herhangi bir sıfatını sembolleştirmek istemişler ve sanatkârane putlar yapmışlardır. Hatta bildiğiniz gibi Hıristiyanlar da haç'a hürmet ederler. Bu haç onlar için, Tanrı'nın bir sıfatını temsil etmektedir. Diğer dinlerde, mesela Brahmanizm'de dört elli bir put varsa bu demektir ki, Tanrı insanlardan daha kuvvetlidir. Hristiyanlarda bunun aksine, Tanrı insanlara karşı olan merhametini günahkar insanlara göstermek için öz oğlu olan Hz. İsa'yı kurban etmiştir. Hristiyan inancına göre Hz. İsa haç'ın üzerinde öldüğü için bu haç, Tanrı'nın merhamet sıfatını temsil eder. Bunların aksine Hz.Adem'le başlayan İslam dini, bir put değil, fakat Allah'ın evini seçmiştir."

       Yukarıdaki alıntı da yazar kendince İslam'ın diğer dinlerden farkını yazmış ama bunun içinde oluşturduğu çelişkiyi görmezden gelmiştir. Tüm dinleri putperestlikle suçlayan yazar, kimin tarafından yapıldığı bile tam olarak bilinmeyen, tarih boyunca birçok kez sel veya çıkan yangınlardan ötürü tekrar inşa edilmek zorunda kalınan kerameti kendinden menkul bir taşa "Allah'ın evi" demek cüretini göstermiştir. Bu taş bazı Sünnilere göre Allah'ın "şanını" simgeler, bazılarına göre ise Allah'ın sembolik olarak kendisidir. Bu, pratik olarak tanrılarını cisimleştirmek için kendilerine putlar yapan ve bunlara tapan özellikle eski çağlarda yaygın olarak görülen putperestlerin tanrılarını somutlaştırma çabası gibidir. Kuran görünmeyene iman etmeyi (2:3) ve her türlü "tapınma" ritüeli yerine insanların Yaratan'a kulluk etmesini emreder.

       Eğer Mekke'ye bir gün yolunuz düşerse bu "siyah küpün" odak noktasının güneydoğuda yer alan ve kış güneşinin doğduğu yere bakan Siyah Taş olduğunu göreceksiniz. Bu ayar tesadüfi değildir. Putperestlerin tanrısı Allat bir bereket tanrısıydı ve genelde bereket / verimlilik tanrıları Güneş'le simgelenirdi. Bu örnekte kış güneşinin doğduğu nokta Güneş'in yeniden doğuşunu simgeler.

       Daha yakından bakarsanız, siyah taşı çevreleyen alanın açılmış bir vulva ve bu taşın da vulvadan çıkan taç takmış bir bebek başı şeklinde olduğunu göreceksiniz.

       Bu yeni doğan bebeğin başına biraz daha yaklaşın, bunu öpen insanlar göreceksiniz. Neden diye soracak olursanız başı öptüğünüzde günahlarınızdan arınıp YENİDEN DOĞMUŞ gibi olacağınızı söyleyecektir. Biraz daha etrafta dolaşın ve insanların bu küpü 7 kere tavaf ettiğini göreceksiniz. Bunların hiçbiri KURAN'da yoktur ve hepsi putperest Arap geleneklerinin kalıntılarıdır.

       Beyt kelimesini az önce gördük, kâbe ile ilişkilendirildiği bir tek ayet bile yok. Kuran'da beytullah kelimesi ise hiçbir yerde bulunmaz. Kabe Kuran'da 3 yerde geçer, şimdi kelimenin anlamlarına ve geçtiği ayetlere bakalım:

كعب : şişik / bukle / yumru / tümsek / çıkıntı; düğüm; (bitkiler için) eklemli kök; kemiklerin eklem / bağlantı bölgesi (genel olarak ayak bileği); tapuk; (hayvanlarda) tarso; yüksek mevki / asalet / şan / görkem; yükseltilmiş herhangi bir şey; kare / kübik ev / oda; kare şeklinde; Rabi'ah kabilesine ait Mekke'de yapıldığı gibi etrafında dönülen bir tapınak

Kabe kelimesini genel içeriği sadece yiyecek olan Maide (5) suresinde görüyoruz:

05:06 Ey iman edenler! Bağlılığa duracağınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedin ve ayak bileklerinize kadar [ilel ka'beyn] ayaklarınızı yıkayın.

05:95 Ey iman edenler! İhramlı iken avı öldürmeyin. İçinizden kim onu kasten öldürürse öldürdüğü hayvanın dengi (ona) cezadır. (Buna) Kâbe'ye varacak bir kurban olmak üzere içinizden adalet sahibi iki kişi hükmeder (öldürülen avın dengini takdir eder). Yahut (avlanmanın cezası), fakirleri doyurmaktan ibaret bir keffârettir, yahut onun dengi oruç tutmaktır. Ta ki (yasak av yapan) işinin cezasını tatmış olsun. Allah geçmişi affetmiştir. Kim bu suçu tekrar işlerse Allah da ondan karşılığını alır. Allah daima galiptir, öç alandır. (Diyanet)

AFALLAHÜ AMMA SELEF VE MEN ADE FE YENTEKIMÜLLAHÜ MİNHU
Allah geçmişi affetmiştir ve (bu suça) tekrar dönen, Allah ondan intikam alır.

Geçmişte kim ihramlı olarak Kabe'de avlanmıştır? Sözüm ona İslam tarihine göre geçmişte Kabe İNKARCILAR tarafından tavaf ediliyordu.

Maalesef yozlaşma nedeniyle bu ayette geçen gerçek Kabe'yi hiçbir zaman bulamayabiliriz de, ancak 2 seçenek var:

1. Kabe bir nevi hayır dernekleri gibi çalışıyordu (buraya aktarılan yardım paraları ŞİŞİYORDU) ve özel bir isim olarak kullanılıyordu. Ya da "şerefe / onura ulaşan bir hediye" anlamında, hediyenin öldürülen hayvana denk olmasını vurgulamıştır.

5:95 Ey iman edenler! YASAKLI iken av hayvanı öldürmeyin. İçinizden kim onu kasten öldürürse cezası MALLARDAN onun dengidir. YÜKSEK MEVKİ / ŞANA VARACAK bir hediye olmak üzere içinizden adalet sahibi iki kişi hükmetsin. Yahut (avlanmanın cezası), fakirleri doyurmaktan ibaret bir kefârettir, yahut onun dengi oruç tutmaktır. Ta ki (yasak av yapan) işinin sonucunu tatmış olsun. Allah geçmişi affetmiştir. Kim bu suçu tekrar işlerse Allah da ondan karşılığını alır. Allah daima galiptir, öç alandır.

2. Bu ayette de kabe ayak bileği olarak kullanılmış.

بلغ : varmak, ulaşmak; olgunlaşmak; (bir miktar) tutmak, kadar etmek

05:95 Ey iman edenler! YASAKLI iken av hayvanı öldürmeyin. İçinizden kim onu kasten öldürürse cezası HAYVANLARDAN / MALLARDAN onun dengidir, HEDİYENİN AYAK BİLEĞİ OLGUNLUĞUNA [baliğal ka'beti] içinizden adalet sahibi iki kişi hükmetsin...

Bu teoriye göre yasak av mevsiminde avlanan kişinin öldürdüğü hayvanın değeri ayak bileğinin olgunluğundan biçilecek ve kişiye buna göre bir ceza verilecektir ya da bu kişi fakirleri doyuracak o da olmazsa oruç tutarak kefaretini ödeyecektir.

Ühılle leküm saydül bahri ve taamühu metaal leküm ve lis seyyarah ve hurrime aleyküm saydül birri ma düntüm huruma vettekullahellezı ileyhi tuhşerun
5:96 Hem size hem de yolculara fayda olmak üzere (faydalanmanız için) deniz avı yapmak ve onu yemek size helâl kılındı. İhramlı olduğunuz müddetçe kara avı size haram kılındı. Huzuruna toplanacağınız Allah'tan korkun.

Yasak aylarda deniz avında bir sınırlama yokken kara hayvanları avına sınırlama getirilmiş. Bu ayetlerde açıkça İslam ve peygamber düşmanlarının ahlaksızlıklarına tekrar tanık oluyoruz. Aynı kökten türemiş kelimenin ilkini ihramlı olarak çeviren Arap dini izleyenleri ikincisini ise haram kılındı olarak çevirmiş. Tekrar hatırlatırım Kuran'da ihram diye bir kelime geçmez.

5:97'nin iki uygun çevirisi:

05:97 Allah HARAM SİSTEMİNİN ONURUNU, yasak ayı, hediyeleri ve otoriteleri insanlar için ayakta durur kıldı. Böylece, Allah'ın göklerde olanı da yerde olanı da bildiğini, Allah'ın her şeyi bilici olduğunu siz de bilesiniz.

5.97 Allah (AV İÇİN HAYVANLARIN) AYAK BİLEĞİNİ SİSTEMİN YASAĞI, yasak ayı, hediyeleri ve otoriteleri insanlar için bir DAYANAK [kıyamen linnas] yapmıştır. Böylece, Allah'ın göklerde olanı da yerde olanı da bildiğini, Allah'ın her şeyi bilici olduğunu siz de bilesiniz.

قيما : kalkma, kalkış; ayakta durma; varoluş; ayrılma, terketme; tamamlama; destek, dayanak

Allah avlanma yasağını, bunun cezasını insanlar için bir destek olarak yapmıştır. Avlanmada yasak aya uymak gerçekten insanlara faydalıdır. Siyah küp kabenin ise ne avlanmada yasak ayla ne hediyelerle ilgisi yoktur.


02:42 Hakkı batıla karıştırıp da bile bile hakki gizlemeyin!

02:174 Allah'ın indirdiği kitaptan birşeyi gizleyip de bununla biraz para alanlar (BUHARİLER, MÜSLİMLER) muhakkak ki, karınlarına ateşten baska bir şey yemezler ve kıyamet günü Allah onlarla ne konuşur, ne de onları temize çıkarır; onlara sadece pek elem veren bir azap vardir.

09:09 Allah'ın ayetlerini az bir değer karşılığında sattılar ve Allah yolundan alıkoydular. Gerçekten bunlar, ne kötü şeyler yapmaktalar!

Yukarı dön Göster TekKuran's Profil Diğer Mesajlarını Ara: TekKuran
 
TekKuran
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 23 nisan 2006
Gönderilenler: 23
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

 SON SÖZLER

       Hadisleri hayatından silip atanlar için bu kitap; yeni ufuklara yelken açmak, Kuran bilgisini gözden geçirmek ve Allah için tek geçerli din olan O'na teslimiyeti yegane kaynağından ve ÖĞRETİCİSİNDEN (55:2) öğrenip O'nun emrettiği yaşama biçimini daha iyi anlamak için atılmış bir adımdır.

       Kitabı yazmaktaki amacım kimseyi putperestlikle, müşriklikle suçlamak değildir. Yalnızca, bir teslim olan olarak görevimin, Kuran'da bulunmayan hurafelerin bu dine nasıl girdiğini kendi başına dil veya kaynak yetersizliğinden kişisel bir çaba ya da bir araştırmaya gidemeyecek olan kişilere sunmak olduğu kanaatindeyim. Bunu maddi bir kazanç için değil, gerçeklerin herkesce öğrenilmesi için yapıyorum. Allah, 36. sure 21. ayette "sizden bir ücret istemeyenlere uyun" diye emretmiştir, ne yazık ki çoğu ehli sünnet hacı hoca bugün kendi doğrularını yaymak için izleyenlerden para koparmaya çalışmaktadır.

Birkaç Öğüt:

1.

Dogmatik olmayın, duyduğunuz şeyleri doğrulamaya çalışın:

08:22 Çünkü yeryüzünde debelenenlerin Allah katında en kötüsü, akıllarını işletmeyen sağır-dilsizlerdir.

17:36 Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.

2. Allah'ın insanoğluna bahşettiği mükemmel hediyeyi, aklınızı kullanın:

10:100 Allah'ın izni olmadıkça hiçbir benlik iman edemez. Allah, pisliği, aklını kullanmayanlar üzerine bırakır

http://www.gercekislam.com/hac9.php

Yukarı dön Göster TekKuran's Profil Diğer Mesajlarını Ara: TekKuran
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

Selam Tekkuran.

Bu mevzu bir süre önce detaylı bir şekilde tartışılmıştı. Lütfen aşağıdaki linke bir göz at. Böylece kasedi başa sarmamış oluruz.

http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=1392

Bu konuda üsttteki linkte ve diğer bazı başlıklarda muhalif görüş ortaya koyanların fikirlerini okuyabilirsin. Ayrıca forumun üst tarafındaki "arama" butonu sana yardımcı olacaktır.

Not: Bu hususta Sevgili Hasan'ın Hac İzlenimleri başlıklı yazısının da okunması yerinde olacaktır.

 



__________________
Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 

Sayfa 23 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats