Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
KÂBE MÜSLÜMANLARIN BAŞ TÂCIDIR! 3. VERSİYON-A
Değerli Arkadaşlar,
Daha önce, üçüncü versiyonda Hz. İbrahim ve Kâbe-Mekke ilişkisini inceleyeceğimizi söylemiştim..Ancak, bu ilgi Kurân’da çok detaylı olarak beyan buyurulduğundan, bu konudan önce –konuyu bölmemek için- safsataya ait- çarpıcı bir utanmazlığı teşhir etmenin yerinde olacağını düşündüm.. Bu yüzden, şu anda okuyacağınız versiyonun A bölümüdür...
Önce, şunu tekrar vurgulayalım....
Safsatalar o kadar detay içerebilir ki, okumaya üşenirsiniz; okusanız anlamaya üşenirsiniz; ama buna rağmen safsata beyninize virüsü yerleştirir... Çünkü, yapmak istediği, o tahrip ve tahrif edici ana fikir ile imânınıza çelme atmaktır... Eğer, safsatanın üretildiği alana ait bilgi düzeyiniz zayıfsa, sonunda -meselâ- “Kâbe dikili taş değil midir?” şeklindeki bir sorunun kurbanı olursunuz...
Şimdi vereceğimiz örnek, önceki örneklerimiz gibi safsata tekniğini belgeliyor... Umarım yaralanırsınız?!
Diyorki Sn.TekKuran, Hz. İbrahim Mekke’ye hiç uğramamıştır.. Bunu Bora Arpınar’da söylüyor... Bu kısmı B bölümünde –inşaALLAH- inceleyeceğiz.. Ama, TekKuran bir başka şey daha söylüyor...
TekKuran Yazdı:
İSLAM ÖNCESİ KAYNAKLARDA MEKKE DİYE BİR YER GEÇMEZ Tüm tarihi kanıtlar (cahiliye şiirleri, yazılı belgeler, vb...) islam öncesi dönemde Mekke diye bir şehrin bulunmadığını göstermektedir. Vahiyden önce Mekke adında bir şehir olduğuna dair arkeolojik delil yoktur ve Kuran'da bu kelime topu topu bir kere tezahür eder. Kuran'daki kullanımına baktığımızda kelimenin çevirmenlerin sandığı gibi özel bir isim olmadığı görülecektir:
مقق : emme; içine çekmek, absorbe etmek; yıkım, yıkma, yok etme; azalma, kaybolma; Semazen’in notu: Kelime karşılığı Mekke için verilmiş; ama makka yazılmış.. |
|
|
Herhalde siz de benim anladığımı anladınız?! Peygamberimizin doğup büyüdüğü şehrin adını bilmiyormuşuz! Başka bir ifâdeyle, 1400 seneden sonra bugün Mekke olarak bildiğimiz şehre bu ismin verilişi Peygamberimizden sonrasına dayanıyormuş!!! Dolayısıyla, Fetih Sûresi’nin 24. Âyetindeki Mekke’nin Mekke Şehri olduğunu düşünmemeliymişiz... İlgili âyeti şöyle anlamalıymışız...
TekKuran Yazdı:
48:24 O sizi onlara karşı muzaffer kıldıktan sonra, YIKIMIN İÇİNDE onların ellerini sizden, sizin ellerinizi de onlardan çekendir. Allah, yaptıklarınızı görendir. |
|
|
Kurân “Bİ BATNİ MEKKETE= Mekke’nin göbeğinde” diyor ama Sn. TekKurân “YIKIMIN İÇİNDE” şeklinde anlamamız gerektiğine fetvâ veriyor... Çünkü, ona göre Resullullah’ın fethettiği şehrin adı o tarihte “Mekke” değil!! Peki, adı ne????? O da bilmiyor!!! :)
Bu vâziyet karşısında, bakın tarihin en büyük komplo teorisi (!) veya safsatası tam olarak ne söylüyor.......
Lütfen, kemerlerinizi bağlayın! :)
(Şimdi, kendi kelimelerimle onların düşüncelerini açıklıyorum...)
“Araplar o kadar uyanık bir kavim idi ki, Peygamberin vefâtından sonra hemen dehâlarını devreye soktular.. Önce, Fetih:24’deki Mekke kelimesini şehirlerine isim olarak aldılar... Sonra devam ettiler ve Kurân’daki diğer cins isimleri şehirlerindeki muhtelif noktalara özel isim olarak verdiler.. Safâ, Merve, Arafat, Makâmı İbrahim dediler...
Uyanık oldukları kadar şanslıydılar.. Şehrin tam merkezinde kübik taştan bir yapı vardı.. Eski zamanlardan kalan ve put merkezi olarak kullanılan.. Baktılar, Kurân’da “Kâ’be” ve “Beyt” kelimesi var; hemen bu kelimeleri de menfur(!) emellerine âlet ettiler.. Kâ’be’ye Allah’ın Evi demeye başladılar... Operasyon tamamlandığında her şey kılıfına uydurulmuş; mekân isimlerinin Kurân ile tam mutabakatı sağlanmıştı... Artık, başlayabilirdi Hacc Turizmi.....” :)
Kemerlerenizi bağlayın demekte haklıymışım değil mi? :))
Şimdi diyeceksiniz ki “peki ama bu adamlar haccı kabul ediyorlar; sâdece onun kongre-konferans tipi ulurlararası bir eylem olduğunu iddia ediyorlar... Eğer, Mekke için böyle düşünüyorlarsa; Haccın nerede yapılacağını söylüyorlar???”.......
Bu soruyu soruyor musunuz gerçekten?? :) Alacağınız cevaba kalbiniz dayanabilir mi??? Bakın beni şimdiden sıkıntı bastı!!!
Cevapları tek kelimeyle şöyle: BEKKE’de.......
Orası neresi demeyin Yâ Hû!! İşte bu sorulacak en yanlış soru... Çünkü, bu sorunun cevabını onlar da bilmiyorlar!!! :)
Mâlumunuz, Âli İmran Sûresi 96. Âyette Bekke’den şöyle bahsediliyor...
96- Şüphesiz insanlar için kurulan ilk ev(mâbed) , Bekke’deki (Mekke) çok mübarek ve bütün âlemlere hidayet kaynağı olan Beyt (Kabe)dir. (Elmalılı Hamdi Yazır'dan)
Tabii biz sıradan :) müslümanlar 14 asır boyunca bu âyeti hep böyle anladık...Peki, sıradışı :) müslümanlar nasıl anladılar?
TekKuran Yazdı:
Alemler için bereket ve yol gösterici olarak kurulan ilk SİSTEM Bekke'dedir. |
|
|
(97. âyete geçmedim; orada hacdan bahsediliyor...)
Peki, Mekke hakkında –yukarıda okuduğunuz gibi- ahkâm kesen TekKuran, Bekke’nin adres bilgisini vermiş mi??? Dikkatinizi çekti mi; Bekke’nin yer ismi olduğunu kabul etmiş ve ona bir kulp uydurmamış..
Yâni, elimizde bir Bekke şehri var ve biz bunun neresi olduğunu bilmiyoruz... Üstelik, kongre tipi hacları (!) Bekke’de yapmamız gerekirken.... Üstelik, Hz. İbrahim Allah’ın sistemini (beytiye=evim) o kadar uğraşıp hacılar için hazırlamışken.... :)))
Anlaşılan, sıradışı (!) müslümanlar örtülü olarak –aslında- şunu söylüyorlar... “Yâ Hû, siz de çok tembelsiniz! Biz olayı çözdük! Daha ne istiyorsunuz?? Bekke şehrini de siz bulsanız ne olur??”
Anlaşılan, görev Indiana Jones veya Lara Croft’a düşecek!! :)
Bence, paraya kıyalım; her ikisini birden görevlendirelim....
FeSÜBHÂNALLAH!
Neyzen_Semazen
Not: Silinen mesaja tepki verecek kadar sağduyulu insanlar, bu melûn safsataya karşı ne zaman tepki vereceksiniz?!
|