HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Hükümleri ve Kavramları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Hükümleri ve Kavramları
Konu Konu: KABE DİKİLİ TAŞ DEĞİL Mİ (Kapalı Konu Kapalı Konu) Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
iman
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 16 haziran 2006
Gönderilenler: 751
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

selam
azure sana yakışmıyor. bunu ayrı konu başlığı olarak
aç yazışalım. burada bunu yazmakla benim
provakasyon yaptığımı öne sürerek maniplasyon
yapıyorsun. bu forumdakiler bunu yutmaz.

birazda kaliteyi yükseltelim. yazılarınızın başındaki
hitaplar yıkmaya çalıştıklarınızın betimlemelerini
andırıyor. ayrıca hakaret sadece acziyet gösterir.
yıkamadığını hedef yapmak için kullanılır.

müslüman yardım ister, hedef göstermez.

selamlar
Yukarı dön Göster iman's Profil Diğer Mesajlarını Ara: iman
 
Semazen
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 26 ocak 2006
Gönderilenler: 679
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

Değerli Dostlar,

Artık bu dosyayı kapamanın zamanıdır... Söylenecek herşey söylendi... Safsata yerle bir edildi... Geriye bizim Versiyon-3-B dışında bir şey kalmadı... :)

Bu yüzden, o mütevâzı incelemeyi yazıya geçirmek için yandaki kulvara geçiyorum...

İnşaALLAH, Versiyon-3-B'den sonra bu konu başlığının sembolik olarak tartışmaya kapatılması yönünde Moderatör'den talepte bulunacağım... Bu mesaj zincirinde verilen mücâdelenin diğer safsatalar karşısında uyanık olmaya ve uyanık kalmaya hizmet edecek bir model oluşturacağı ümidindeyim...

Selamlar,

N_S

 

Yukarı dön Göster Semazen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Semazen
 
Azure
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 28 mayis 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 80
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

insanlar tek olarak bir yanlışı yapıyor veya destekliyorsa buna kızmam bişey de demem.ama bir yanlış üzerinde birleşip birbirlerini tamamlamaya çalşırlarsa buna kızarım her türlü tepkiyi de gösteririm.
kapattır konuyu tabi.bu söylediğin söz de kafirliğe girmez mi?üstün gelemediğin zaman üsütünü kapat hemen.
Yukarı dön Göster Azure's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Azure
 
bora arpınar
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 23 nisan 2006
Gönderilenler: 107
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

Sevgili iman ben nerde sizlere kendi putumu dayattım,Hangi binayı yıkmanızı söyledimki Allahın Peygamberi dahi böyle bir işe kalkışmamışken.Altta yazılı ayet küfür etmeyi bile yasaklamışken

6:108 Onların Allahtan başka yalvarıp sığındıkları (varlıklar)a sövmeyin ki onlar da kin ve cehaletten dolayı Allaha sövmesinler: zira Biz her topluma kendi yaptıklarını güzel gösterdik. (Ama) zaman geldiğinde onlar Rablerine döneceklerdir: O zaman Allah onlara bütün yaptıklarını (en doğru şekilde) anlatacaktır.

Hangi binayı size yıktırıp temel kazacağım dedim lütfen ithamlarınızda dikkatli olun.İslamda Allahtan başka hiçbir varlığa ululuk yakıştırmak diye birşey yoktur.

Bana size önerdiğim putu gösterin.

 



__________________
Maide/90- İnananlar, sarhoş edici maddeler,kumar, kutsal taş ve türbeler, şans oyunları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan sakının ki kurtulasınız.



Yukarı dön Göster bora arpınar's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bora arpınar
 
iman
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 16 haziran 2006
Gönderilenler: 751
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

selam bora

putun diye tanımladığım tavizssiz dayattığın düşünce
şeklin. bundanda emin olamadığım için put adıyla
yeni bir konu başlığı açtım.

şimdi olaya başka bir açıdan yaklaşmak istiyorum.
semazenin, alperenin ve diğerlerinin bu kadar
uğraştığı sakındırmanın inatlarından
kaynaklanmadığını, ve korumaya çalıştıkları şeyin ne
olduğunu anlatmak için

senin öngördüğün ve kurandan delil getirmeye
çalıştığın senaryodan yola çıkarak, bıraktım
semazeni senin bile beni küfürle suçlayacağın
şeytani bir safsata yazıyorum aşağıya.

senin argümanlarınla ve getirdiğin anlayışla
emredilen ibadetin cinsel ilişki olduğu ve tapınılan
şeyin doğum olduğunu kutsallarının cinsel organlar
olduğunu birazcık arapca ve biraz dini terminolojiyle
(haşa haşa) mushaftan delil getirmek benim için
bile hiçde zor olmaz.

işte semazen gibilerinin yırtındığı bu. benim şu
cehaletime rağmen dikkatini çekmeye çalıştığım bu.

inancımı allaha has kılacağım diye ayetleri tevil
yoluna giderken kendi anlayışını ve getirdiğin
argümanları kurana tavizsiz yamamaya çalışmayı ve
bunuda dayatmayı hangi ölçüye sığdırıyorsun.

ben senin samimiyetle araştırdığına inanıyor. hergün
daha geniş ufukla hergün daha azimle doğruyu
aradığından kuşku duymuyorum.

ama benim gibileri düşün. şeytan boş durmuyorki.
azimle yeni ufuklara yürürken nefsine yenik düşerek
arkanda bıraktığın açık kapılardan çekinmessen
senden nasıl emin olabilirim. haksızmıyım.

diyorsanki beni yanlış anlamışsın. o zaman
semazen gibilerde de diyorki yanlış anlatma.

işte sana senin deyiminle bilmediğim halde sopa
sallamamın niye semazene dayandığmın sebebi.
(ilginç değilmi halbuki oda bu konuda seninle aynı
şeyi savunuyor) şimdi ben bilmediğim bir konunun
peşinemi düşmüş oldum. yada haşa allaha karşı
dostlarmı edinmiş oldum.

selam
Yukarı dön Göster iman's Profil Diğer Mesajlarını Ara: iman
 
Semazen
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 26 ocak 2006
Gönderilenler: 679
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

KÂBE MÜSLÜMANLARIN BAŞ TÂCIDIR! 3.VERSİYON-B

Sevgili Dostlar,

Bu son bölümün detaylı olması yönünde niyet taşıyordum... Ancak, detayları bizzat açmak yerine ipuçları vermeyi  -gündelik hayatın sınırlayıcı şartları sebebiyle- tercih eder oldum.. :)

Önce, bu versiyona kadar hangi aşamalardan geçtik; onları listeleyelim...

Nusub-Ensab Meselesi http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=1559&KW=semazen &PN=0&TPN=16Mâide’deki Kâ’be http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=1559&KW=semazen &PN=0&TPN=17TekKuran’a Zılgıt http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=1559&KW=semazen &PN=0&TPN=23VERSİYON1 http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=1559&KW=semazen &PN=0&TPN=25VERSİYON2 http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=1559&KW=semazen &PN=0&TPN=27İlimde Demokrasi Olmaz http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=1559&KW=semazen &PN=0&TPN=30Balı+Kesir http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=1559&KW=semazen &PN=0&TPN=34Görünmeyen El http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=1559&KW=semazen &PN=0&TPN=37VERSİYON3A http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=1559&KW=semazen &PN=0&TPN=42Az Kalsın Bekaa’yı Bekke DiyeYutturacaklardı http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=1559&KW=semazen &PN=0&TPN=45Bekaa Tutmadı Mübârek Versek http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=1559&KW=semazen &PN=0&TPN=55Son Keşifleri Hıcec http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=1559&KW=semazen &PN=0&TPN=66Hıcec’e Takıldılar http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=1559&KW=semazen &PN=0&TPN=69

Konuyu ilk defa inceleme fırsatı bulduysanız veya meseleyi daha iyi anlamak için tekrar gözden geçirmeyi düşünüyorsanız; yukarıdaki linkleri tâkip ederek bir safsatanın nasıl deşifre edildiğine tanıklık edebilirsiniz..

Ancak, safsatalara alerjisi olan (ki her insan böyle olmalıdır) aklı başında bir insansanız, okuma öncesinde “sâkinleştirici” almanız iyi olur.. :)

Peki, bu versiyonda ilâve olarak hangi ipuçları verilebilir...?

Şimdi, onlara bakalım! Ancak, detayları değil, sâdece ipuçlarını vermekle yetindiğimizi unutmayalım!

Hâc Sûresine bakıyoruz... 26’dan 34. Âyete kadar... (Mealler hazır mı?)

29. ve 33. Âyetlerin Arapça orijinalinde Beyti Atîk (Kâ’be) geçiyor... Önemli bir detay! Mâdemki ilgili âyetler Hz. İbrahim, Hac ve Kâbe hakkında bilgi veriyor... Ortaya şu  çıkıyor.. Kâbe, Hz. İbrahim için bile, Hz. İbrahim döneminde bile Beyti Atîk! Yâni, geçmişi belki de Hz. Âdem’e kadar uzanan Kadîm Ev! Beyti Atîk=Kadîm Ev...  Âyetlerden anlıyoruz ki, kendisinden isminden başka hiçbir yâdigâr kalmamış bu Ev, tekrar Hz. İbrahim vasıtasıyla inanç dünyasının merkezine oturtuluyor.....

Şimdi de Bakara Sûresi’ne bakıyoruz... 124’den 130’a kadar.....

125. Âyete lütfen dikkat! “Makamı İbrahim” var...
130. Âyete dikkat! “Milleti İbrahim” var...
Bu iki âyet arasında Beyt (127) + Ümmet (128)+ Bir Peygamber (129) var....

Şimdi tekrar okuyalım ve soralım... İbrahim’in Makamı ile İbrahim’in Milleti kavramları arasında yer alan Hz. İbrahim’in dualarına konu olan “Ümmet” ve onlar için gönderilmesi istenen “Peygamber” bize hangi ipuçlarını sunmuş oluyor... :) Bulduğunuz cevaplardan sonra Hz. İbrahim’in Mekke’ye geldiğine ve Kâbe’yi yeniden inşa ettiğine ve Bekke’yi (Hz. Muhammed’in Mekke’sini) yaşanır kıldığına şüpheniz kalıyor mu?

Bunun sağlamasını Âli İmran ile yapalım... Bakara 130’da ne vardı?  “Milleti İbrahim”...
Şimdi yine zincirin halkalarına dikkat! Zincirin sahibinin Allah olduğunu unutmayarak....
Âli İmran:95’de yine “Milleti İbrahim” var...
96’da Bekke ve Evvele Beyt....
97’de Makamı İbrahim.... 

Umarım anlaşılmıştır... :)

Bakara:124’e bir daha dönelim...
Rabbimizin Hz. İbrahim için söylediğine dikkat!
“Ben seni bütün insanlara İMAM yapacağım”... (Kâle innî câılüke linnâsi İMÂMEN)

Şimdi de Hâc:27’ye bakalım... “....Sana gelsinler....” (Ye’tûke) deniyor değil mi? Evet, öyle buyuruluyor...

Hz. İbrahim sağ ve Kâbe’yi inşa etmiş; İmam olarak insanları Hac’ca çağırıyor...  İbrahim Peygamberin çağdaşı olarak ona gidiyorsunuz.... Neden Kâbe’ye değil de İbrahim Peygamber’e?... Cevabı basit... Çünkü, Hz. İbrahim’in peygamberliğini duymuş ve kabul etmişsiniz; ama Beyti Atîk hakkında duyduklarınız efsanelerden ibâret ve Hac hakkında hiçbir fikriniz yok....

Peki, “... sana gelsinler...” Hz. İbrahim’in vefâtından sonra hükümsüz mü kalıyor... HAYIR!

Neden?

Çünkü, Hz. İbrahim’in İMAMlığı devam ediyor. Ama kendisi artık hayatta değil... Doğru! Ama bize sormuyorlar... Buyuruluyor ki “Makamı İbrahim” orada.... (Bakara:125 ve Âli İmran:97)

Kısacası, Hacca gidenler, Beyt’ül-Harâm Kâ’be’ye gidenler aynı zamanda Hz. İbrahim’e gelmeye devam ediyorlar.... Kendisi yok; makâmı orada... Kendisi yok; Milleti İbrahim ortada...

Saygılarımla,

Neyzen_Semazen

Milleti İbrahim için Elmalılı Tefsirinden alıntı:
Millet:
Lügatte esasen söyleyip yazdırmak veya ezbere yazmak mânâsına gelen masdarıyla, yani "imlâ" mânâsıyla ilişkili olan bir isimdir. Zemahşerî'nin "Esas"ta beyanına göre; asıl mânâsı "tutulup gidilen yol" demektir ki, eğri veya doğru olabilir. İşte bu anlamdan alınarak din ve şeriat mânâsında kullanılmıştır. Şehristanî'nin "el-Milel ve'n-Nihal"deki beyanına göre din, şeriat, millet denilen şeyler hadd-i zatında hep aynı şeylerdir. Ancak itibar edilen ve gözetilen mânâya göre, yine de her biri bir başka yönden diğerinden farklı bir anlam kazanır. İtikat ve iman bakımından din, amel ve tatbikat bakımından şeriat, sosyal bakımdan, yani sosyal realite bakımından millet denilir. Gerçekte itikad edilen ne ise, amel edilen de odur. Amel edilen ve uygulanan ne ise esas itibariyle üzerinde ittifak edilen şey de odur. Şu halde millet, bir cemiyetin etrafında toplandığı ve üzerinde yürüdüğü, diğer bir deyişle, ictimaî duygu ve telakkilerinin tabi olduğu ve kitlesinin bağlı bulunduğu hakim ilkeler ve takib edilen gidişattır, sülûk edilen yoldur. Bu yolun hak olanı, hak olmayanı, eğri olanı, doğru olanı vardır. Şu kadar var ki, yolun hak olanı güzel sonuca, hak olmayanı da hüsrana ve kötü akibete götürür. Demek ki millet, sosyal kurul dediğimiz toplumun kendisi değildir. Ona cemaat, kavim, ümmet veya ehl-i millet denilir. Mesela Yahudilik ve Hıristiyanlık birer millettir fakat yahudiler ve hıristiyanlar ehl-i millet, sahib-i millettirler, diğerleri de öyle... Bununla beraber "millet" kelimesi "ehl-i millet" mânâsına da mecaz olarak kullanılmaktadır. Mesela; "millet şöyle yaptı, millet böyle yaptı" denilir ki bu, kavim demektir. Müteallikı zikredip, müteallakı murad etmek kabilindendir veya doğrudan doğruya mecaz-ı hazfîdir. Nitekim âyette "İbrahim milleti" tamlaması, her iki mânâya da tefsir edilebilir. Âyette "heva ve hevesleri" buyurulması, gösteriyor ki, yahudi ve hıristiyanların takip ettikleri din ve millet, yukarıdan beri, inkar edilemez delil ve burhanlarla isbat edildiği üzere, kendi heva ve hevesleriyle, gönüllerinin keyfince uydurulmuş hurafeler, din adına ortaya konulmuş bozmalardır. Bunlar hakka değil, keyiflerine tabidirler; milletleri, peygamberlere indirilen kitaplardan ve hak yol olan tevhidden, İslâm ve ihsan esaslarından çıkmış, bambaşka bir şey olmuştur. Cenab-ı Allah, bütün bu eski dinlerin temel ilkelerini Kur'ân'da açıklamış, bunları tasdik ve teyid edip yeniden onaylamış ve o ilkelerden ayrılanların, gerçek dine değil, kendi hevalarına uyduklarını göstermiştir. Bunların din dedikleri şeylerin aslında hevadan ibaret bulunduğunu hatırlatarak peygamberini bunlara uymaktan şiddetle sakındırmıştır.

Yukarı dön Göster Semazen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Semazen
 
bora arpınar
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 23 nisan 2006
Gönderilenler: 107
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

Semazen maalesef tezin çöktü son çırpınışlarınız safsata üzerine olan tezinin geçerliliğini bakalım aşağıdaki yazıyı okuyunca nasıl savunaksınız.

 

http://www.free-minds.org/articles/history/ayman1.htm adresinden alınmıştır.

GİRİŞ

1.7 Bizi kendilerine nimet verdiklerinin, üzerlerine gazap dökülmemişlerin, karanlık ve şaşkınlığa saplanmamışların yoluna ilet...

Dil Bariyeri adlı makalede Peygamber’in doğumu ve nerede yaşadığı gibi önemli olayların dahi şüpheli olduğunu gördük. İslam öncesi dönemde Mekke denen bir şehir olduğuna dair bir kanıt bulunmamaktadır ve yok etme, yıkım anlamlarına gelen “mekke” (48:24) ismi Kuran indikten sonra belirlenmiştir. Doğal olarak, şöyle bir soru ortaya çıkıyor, peygamber nerede yaşadı?

Bu soruya cevap vermeden önce, bu sorunun aslında önemli olmadığını belirtmek isterim. Zaten önemli olsa Kuran’da bu yer hakkında daha ok detaya rastlardık. Ancak bu sorunun yanıtı peygamberin biyografisi hakkında birçok mitolojiyi yok edeceğinden yararlı olacaktır.

PEYGAMBER NEREDE YAŞADI?

Peygamberin yaşadığı yeri arayışımızda daha öncekilere oranla biraz daha farklı bir yöntem kullanacağız. Kuran’ın ortografi / imla kurallarından yola çıkacağız. Bir kâtibin nasıl İngiliz mi Amerikan mı olduğunu el yazısından çıkarabiliyorsak, bazı kelimelerin yazılışı ve spesifik bazı kelimeler yardımıyla Kuran’ın indiği yeri bulacağız. Arapça dini, edebî veya elit kesimin dili değil, halk diliydi. Sonuç olarak; arkeologlar, İslami çağa ve Kuran’ın ortaya çıkışına kadar Arap yazıtlarının çeşitli yazı tipiyle yazılmış olarak buldu. Prestij kaynağı yazılar bölgedeki dillerin itibarıyla doğrudan ilgiliydi. İslam öncesi dönemde Eski Arapça’nın kullandığı iki çeşit yazı türü vardı:

1. Nabati Arâmicesi.
2. Müsnad yazısı. Bu yazı aynı zamanda Eski Güney Arapçası veya Sabaik yazısı olarak da anılır.

Müsnadlar İslam’ın ortaya çıkışından kısa bir süre sonra kayboldu, Nabati yazısı bugün tanıdığımız Arapça yazısı oldu. Aşağıdaki harita Eski Arapça yazıtlarının konumunu gösteriyor. Nabati yazıları kırmızı ile, Müsnadlar yeşil ile belirtildi.



Kuzey Arabistan’da, Güney Suriye’de ve Güneybatı Irak’ta, dördüncü yüzyıla kadar Arami dili itibar diliydi. Nitekim, önemli dinî yazıtların Aramice olduğunu görüyoruz. Eski Arapça yazılarınının Yarımadanın kuzeyindeki dağılımları Eski Arapça lehçesinin Arami dilinin prestij kazandığı yerlerde de bulunduğunu gösteriyor. Bu nedenledir ki Eski Arapça bu bölgelerde yazılmaya başlanmış, Nabati Arami yazısı da seçilen araç olmuştur. Ancak Güney Arabistan’da bulunan Müsnad yazılarının aksine, daha sonra ortaya çıkan Nabati yazısı yalnızca 22 harfe sahipti ve Arapça için yetersiz kalıyordu. Örneğin, “B” ve “T”, “Z” ve “R” gibi harflerin ayırt edilmesi olanaksızdı. Dahası “B”, “Y”, ve “N” gibi harfler kelimenin başında ve ortasına eklenince işin içinden çıkılmaz bir hal alıyordu. Bu nedenle, belirsizlikleri çözmek için noktalama işaretleri kullanılıyordu. Bu yetersizliklere rağmen, Nabati Aramicesi diğerler lehçelere göre daha ağır basıyordu.1

Kuzey Arabistan’da prestij dili Nabati iken, Orta ve Güney Arabistan’da ise Müsnad yazısıydı. Bu nedenle, Karyetil Fev adlı yerde Eski Güney Arapça yazısıyla yazılmış Arapça yazıtlar buluyoruz (alttaki örneğe bakın). Necren ve Haram gibi yerlerde de aynı durum söz konusu.


Yukarıdaki gibi Orta Arabistan’da kullanılan Arapça yazıtları Müsnad yazısını kullanıyor.

Orta Arabistan’ın prestij dili ise Sabaice idi. Bu nedenle Kuran’ın ortografisi orta Arabistan çıkışlı olmadığını kanıtlar. Orta ve Güney Arabistan’da Sabai yazısı İslamî dönemlere kadar varlığını sürdürmüş, daha sonra ise yerini Nabati Aramicesine bırakmıştır.

Kuzey Arabistan’ın Roma’ya bağlı Gassani bölgelerinde, Yunanca yavaşça politikada, dini yazıtlarda kullanılan dil olmaya başlamış ve dördüncü yüzyılın ortalarında ise bu dallarda egemenliği ele geçirmiştir. Bu, iki tane Kuran öncesi Psalm 78’in yer aldığı Septuacint yazısı ile doğrulanır. Yunanca yazılmış bu belgede Arapça açıklamaya da yer verilmiştir. Diğer taraftan, Güneybatı Irak’da ve Kuzey Arabistan ile sınır bölgeleri olan Lakmit bölgeleri yazı dilinde Nabati Aramicesini kullanmaya devam etmiştir.

Yukarıdaki arkeolojik kanıtlar ve Arapça yazıtların bölgede olmaması Kuran’ın, indiği bölgenin itibar gören dili ile yazılmış olduğunu göstermektedir. Altıncı yüzyılın sonlarına doğru; Nabati Aramicesi, Lakmit ve komşu şehirlerin prestij dili olmuştur, Orta Arabistan’da Müsnad yazısının olduğu gibi. Bu, Kuran’ın bugün Mekke diye bildiğimiz şehirde yazıldığı iddiasını çürütüyor, aksi takdirde o da Orta Arabistan’da dini yazılarda kullanılan Müsnad ile yazılmış olurdu. Bu kanıtlar çerçevesinde ulaşılan tek mantıklı sonuç Kuran’ın, Nabati Arapçasının kullanıldığı Kuzey Arabistan’ın Lakmit bölgesinde ortaya çıkmış olduğudur.

Not olarak; Kuran’da Nabati tanrıları olan “Manat”ın, “elif” ile ("mnwt") Nabati imlası ile yazıldığı ilgi çekicidir. Bu da Kuran’ın Nabati yazısının kullanıldığı bölgede indiğini kanıtlayan başka bir delildir.

Nabati yazısıyla yazılmış Eski Arapça yazıtları haritada birleştirirsek (aşağıdaki şekle bakın), Kuran’ın aslen nerede yazılmış olabileceği hakkında bir kanı edinmiş oluruz. Altıncı yüzyılın sonlarına kadar, o bölgenin üst kısımları Evdet ve Ümmül Jimal gibi yerler Roma etkisi altında olacağından alt kısımlar Kuran’ın çıkış yeri olması için daha uygundur. İzole olmuş ve önemsiz şehir Mekke’nin aksine, bu bölgelerdeki şehirler büyük ticaret rotalarının üstündeydi ve farklı dini inançlara sahip nüfuslara sahipti. Bu nedenle, bunların herhangi biri Kuran’ın tabiriyle “şehirlerin/uygarlığın anası” tanımına daha çok uyar.



Dördüncü ve altıncı yüzyıllar arasında, Romalı Hıristiyanlar diğer inançlardan olanları ve hatta din dışı gördükleri Nesturi gibi Hıristiyan mezheplere dahi zulmediyorlardı. Sonuç olarak, bu gruplar tahammül edildikleri ve hoş karşılandıkları Lakmit bölgesine hareket etmiştir. Bu nedenle, Romalı Hıristiyanların aksine Nasara halkı üçlemeci olarak hiç tanımlanmamıştır. 5:72-73 Nasara kelimesine rastlamıyoruz. Ayet nankörleri/inkarcıları/küffarları kınıyor. Diğer taraftan 9:30-33 Nasara’yı “İsa tanrının oğludur” dedikleri için “müşrik” olarak ilan ediyor. Nesturiler bu tanıma uyuyor çünkü onlar üçlemeyi reddetmiş ve İsa’nın da bir insan olduğunu kabul etmiştir. Lakmit bölgesinin Nesturi bölgesi olduğunu arkeolojik kanıtlardan biliyoruz.

Diğer dinlere karşı hoşgörünün bulunmadığı Roma’ya ait bölgelerin aksine, Lakmitlerin arasında putperestlik ve başka türlü inançlara müsamaha edilmiş ve bunlar burada büyümeye devam etmiştir. Bu dinler, Hıristiyan din adamlarının ve Musevi hahamların bir arada bulunması Kuran’ın indiği bölgenin tanımına uymaktadır (22:17). Peygamberin yaşadığı bölge muhtemelen Kuzey Arabistan’ın ticaret sınırlarından biriydi böylece, Persler ve aynı zamanda Romalılar ile ticaret yaygındı.

Bu kozmopolit nüfuz aşikârdır, bu nedenle Kuran’da geçen birçok kelimenin Farsça’dan alıntı olduğunu görmekteyiz. Bazı örnekler:

"istebrak": süslemek (76:21)
"kenz": hazine (9:35, 9:34, 11:12, 18:82, 25:8, 18:82, 26:58, 28:76)
"dirhem": gümüş para (12:20)
"cünd": ordu/askerler (36:28, 36:75, 38:11, 44:24, 67:20, 19:75, 37:173, 48:4, vs.)

Örneğin, Kuran öncesi Müsnad yazıtları askerler için “cünd” değil, “ceyş” kelimesini kullanır. Lakmitlilerin Farslılar ile askeri ittifakı bulunduğundan, askeri dilin Orta ve Güney Arabistan’a oranla daha fazla Farsça’nın etkisi altında kalması bu nedenledir.

Yukarıda gördüğümüz gibi, ortografik ve Kuran’da bulunan ve arkeolojinin bulduğu deliller Kuran’ın Kuzey Arabistan’ın Lakmit bölgesine indiğini yönündedir. Peki Eğer Mekke peygamberin yaşadığı yer değilse, bu mit nasıl kazanıldı?

Devamındada bunları cevapla özür dilerim yorulacaksın biraz ama ne yapalım bazı konuların aydınlanması için gerekli.

2:125 O ZAMAN Biz Mabed'i insanların tekrar tekrar yöneleceği bir hedef ve bir kutsal sığınak yapmıştık: Öyleyse İbrahim için vaktiyle belirlenen yeri ibadet mahalli edinin. Nitekim Biz, İbrahim ve İsmail'e emrettik: "Mâbedimi, onu tavaf edecekler için, onun yanında tefekküre dalacaklar için ve (namazda) rükû ve secde edecekler için temiz tutun."

2:126 Ve İbrahim: "Ey Rabbim!" diye yalvardı, "Burayı emin bir bölge yap ve halkından Allah'a ve Ahiret Günü'ne iman edenlere bereketli rızıklar bağışla." (Allah): "Her kim hakikati inkar ederse, onun kısa bir süre zevk ü sefa içinde yaşamasına izin veririm -ama sonunda onu ateşin azabına sürerim; ne kötü bir duraktır o!" diye cevap verdi.

2:127 İbrahim ve İsmail Mâbed'in temellerini yükseltirken yalvardılar: "Ey Rabbimiz! Bunu kabul et; Sensin her şeyi bilen, her şeyi duyan!"

2:128 "Ey Rabbimiz, bizi Sana teslim olanlardan kıl ve bizim soyumuzdan Sana teslim olacak bir topluluk çıkar, bize ibadet yollarını göster ve tevbemizi kabul et: Şüphesiz yalnız Sensin tevbeleri kabul eden, rahmet dağıtan!"

2:129 "Ey Rabbimiz! Soyumuz içinden onlara Senin mesajlarını iletecek, vahyi ve hikmeti öğretecek ve onları arındırıp temiz kılacak bir elçi çıkar: Çünkü yalnız Sensin kudret ve hikmet sahibi!"


2:130 Ve düşünme melekeleri dumura uğramış olanlar dışında kim, bu dünyada gerçekten yücelttiğimiz ve şüphesiz ahirette de dürüst ve erdemliler arasında yer alacak olan İbrahim'in inanç sistemini terk etmek ister?

2:151 Nitekim size, mesajlarımı iletmesi, sizi arındırması, vahiy ve hikmeti bildirmesi ve bilmediklerinizi öğretmesi için içinizden bir elçi gönderdik.

Şimdi gelelim konunun can damarına semazen kardeş işaretlediğim yerlere bakarsak

2/125 de bir mabet var

2/126 da Hz ibrahim burayı emin kıl diyor

2/127 de Hz.İbrahim ve İsmail zaten Olan bir mabedin temelini yükseltiyor bu insanlar nekadar maharetliymiş ki olan bir mabede bir temel daha yapıyorlar.Nasıl oluyor acaba bi izah ediver.

Bakara 130 a baktığımızda Allah ancak beyin melekeleri dumura uğramış olan Hz İbrahimin İnanç sistemin terkeder diyerek hedefi gösteriyor.

Bakara 129 da Hz İbrahim soyumuz içinden onları arındıracak bir elçi çıkar diyor.

Bakara 151 dede Yüce Allah Hz.Muhammed in Hz İbrahimin soyundan değil kendi kavminin soyundan olduğunu anlatıyor.




__________________
Maide/90- İnananlar, sarhoş edici maddeler,kumar, kutsal taş ve türbeler, şans oyunları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan sakının ki kurtulasınız.



Yukarı dön Göster bora arpınar's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bora arpınar
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

s.a

aklıma ahmet kayanın bir şarksıı geliyor bu ne yaman çeliş ki anne diye.

Yahu adam, bak antik verilerden, haritalardan delil getirme.Bırakın şu kazma kürreği elinizden de kitaba sarılın.Adam SAfa ve Merve, bu tepelere sonradan verilmiş  isimlerdir diyecek sonra bana tarihi veriler getirecek haritadan yer gösterecek.Net olun.tutarlı olun.Elindeki tarihi vewrilerden daha kesin deliller sunuldu sana.Yazık yazık, eski tarihe değil yakın tarirhi bile delil sunmadılar sana bunu da unutma.

selam

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
bora arpınar
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 23 nisan 2006
Gönderilenler: 107
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

Malik bilgin olmadığı konuda konuşma biliyorsan belge koy laf üretme.İlmi yaz benim karşıma öyle çık.

__________________
Maide/90- İnananlar, sarhoş edici maddeler,kumar, kutsal taş ve türbeler, şans oyunları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan sakının ki kurtulasınız.



Yukarı dön Göster bora arpınar's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bora arpınar
 
Semazen
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 26 ocak 2006
Gönderilenler: 679
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

bora arpınar Yazdı:
Semazen maalesef tezin çöktü son çırpınışlarınız safsata üzerine olan tezinin geçerliliğini bakalım aşağıdaki yazıyı okuyunca nasıl savunaksınız.

Şimdi gelelim konunun can damarına semazen kardeş işaretlediğim yerlere bakarsak

2/125 de bir mabet var

2/126 da Hz ibrahim burayı emin kıl diyor

2/127 de Hz.İbrahim ve İsmail zaten Olan bir mabedin temelini yükseltiyor bu insanlar nekadar maharetliymiş ki olan bir mabede bir temel daha yapıyorlar.Nasıl oluyor acaba bi izah ediver.

Bakara 130 a baktığımızda Allah ancak beyin melekeleri dumura uğramış olan Hz İbrahimin İnanç sistemin terkeder diyerek hedefi gösteriyor.

Bakara 129 da Hz İbrahim soyumuz içinden onları arındıracak bir elçi çıkar diyor.

Bakara 151 dede Yüce Allah Hz.Muhammed in Hz İbrahimin soyundan değil kendi kavminin soyundan olduğunu anlatıyor.

Değerli Dostlar,

Siz benim yerimde olsanız yukarıdaki soruları da cevaplar mısınız? :) Benim artık ilâve soruları cevaplamak gibi bir niyetim hiç yok... Sâdece, versiyon3B'ye önemli bir ilâve yapmak isterim... O da şudur...

BEKKE ve MEKKE

Târihi veriler ve bizzat Kurân bize Bekke=Mekke bilgisini veriyor... Bekke Mekke'nin kadîm ismi... Buradan hareketle, binlerce yılda Bekke'den Mekke isminin türetildiğini varsayabiliriz... Hatta, kök harflerini dikkate alarak Mekke'nin anlamı hakkında da fikir yürütebiliriz... Bunlarla beraber bilemediğimiz şey (en azından benim bilemediğim) Bekke'nin bir anlamının olup olmadığıdır... Bence burada bir kerâmet ve hikmetin varlığı sezilmelidir... Buna sebep, Âli İmran:96'daki "biBEKKE" ile Fetih:24'deki "biBATNİ MEKKE"dir.... Bana göre, burada sebep sonuç ilişkisi tersine dönmüş; binlerce yıl sonraki Hz. Muhammed'in Mekke'si öngörülerek, Batni mEKKE'den geçmişte BEKKE türetilmiştir... Yine benim anladığıma göre, Rabbimiz bu fenomeni sözkonusu âyetlerde mânevî zevkimize sunmuştur...

Selamlar,

Neyzen_Semazen

Not: Batni Mekke= Mekke'nin göbeği, merkezi=Bekke

 

Yukarı dön Göster Semazen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Semazen
 

<< Önceki Sayfa 23 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats