Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Kim bu salat denen
kavramý bu günkü kýldýðýmýz þekle getirerek kendine ne fayda saðlayacak
biri bana bunun izahýný yapsýn.
Evet hadi bunu
açýklayýn bana salatý bu günkü namaz diye tercüme, tevil veya herne derseniz
diyin yaparak ne fayda saðlamýþtýr kendilerine. Nasrallah25
Nasrallah kardesime sen bu soruyu git mekkeyi omru hayatinda
bir kez dahi gormemis asli Zerdus kokenli (zerdus namazini bilen) olan mezhep
imami ve onun ogrencilerine yada daha oncesinde yonetimi elinde zorbalikla bulunduran
Yezidin babasi Muaviye ye sor demek geliyor icimden ama…
Boyle anlamli sorulara ciddi cevaplar vermek gerekir.
Allahin Peygamberlerini oldurmeye kalkanlar Japonlardi.
Peygamberin torunlarini ise
Sirplar oldurdu. Daha son halife donemi bitimine takiben Arabistan
yarimadasindan cikip Orta Asya daki Turklerden 40.000 tanesini bir severde Islami
yayma adina kilictan gecirenler ise Ermenilerdi. Salati bugunku sekline getirenler
ise Yunanlilardir. Kuran in orijinalinide yaksa yaksa Romalilar yakmistir.
Araplara
gelince onlar ise bir kenarda oturup Kuranin kendilerine inmesinin verdigi coskuyu bizimle paylasarak onlari sevmemizi ve o gunden bu yana da kopeklerimizin isimlerine arap vermemizi saglamislardir.
Ne mutlu Araplara ve Arapca biliyorum diyene...(Balkan)
Gerek bu sitedeki,gerekse Hanif düşünen Türkiye sitesindeki okuyuculardan tekrar özür dilerim.
Rabbim, bizi yanlışta ısrar edenlerden etme. Uyarılara kulak tıkayanlardanda eyleme İnancında samimi,sadık(birr)lerden eyle Bütün çabamız doğruları anlamak ve doğrulara uymaktır.Doğru yola girdikten sonra kalblerimizi yamultma Rabbim!
Ben bu sitede Mescidi haram ve Mescidi aksa ile ilgili bir yazı yayınladım.Çok değer verdiğim Ali Aksoy kardeşimin yaptığı uyarıyla anında beynimde şimşekler çaktı.Hemen tekrar (2/144,149,150,191,196,217;5/2;8/34;9/7,19,25;22/25;48/25,27 ve 17/1 ayetlerini gözden geçirdim ve yanıldığımı,bu ayetlerde geçen Mescidi Haramın,Allahın Resulü Muhammed'e ev sahipliği yapan ve Kur'anın yaklaşık 3/2 sinin, indiği vahyin ilk secdegahı Mekke için kullanıldığına ikna oldum.Zikrinin büyüklüğüne atfen bu mesajın Rabbi,inzal buyurduğu mekanları hep kutsamıştır.''vettiyni vezzeytuni.ve tuvrisinine.ve hazal beledil emin.''
Ancak şunu belirtmekte fayda mülahaza ediyorum;bununla birlikte ''El-Beyt''in Din olduğu hakkındaki kanaatim değişmemiştir.Dolayısıyla Mekkedeki küp şeklindeki bina olduğu fikrine katılmıyorum.
Ali Aksoy kardeşim 17/1 deki ''KUL'' Musa olmayıp,Allah'ın resulü Muhammeddir.
Allah,kulu Muhammedi Mekkeden kendisine bir gece vahyetmekle Mescidi Aksa dediği Musaya vahyettiği zamana ve mekana zihinsel bir yolculuk yaptırıyor.!
2/144 ve 150.ayetlerde yer alan''Yüzünü (bakışını) Mescidi Harama çevir'',''sizde Yüzünüzü ona çevirin'',''ve çıktığın yerden Yüzünü Mescidi Harama çevir ve sizde(Ey bütün mü'minler) bulunduğunuz her yerden Yüzlerinizi ona çevirin şeklindeki ifadeler, Mekkenin fethi zamanının geldiğini bunun içinde herkesin istikametini ona doğrultmasını buyuran ifadelerdir.
Kanaatimce 9/3 de yer alan''Yevm'ul Haccil Ekber''büyük Hac günü dediği bugün olsa gerek.! Mü'minler(özellikle Muhacirler)için büyük bir bayram, kendileri için hangi kararların verileceği,kendilerine neyin yapılacağını,korku içinde bekleyen müşrikler içinde çok zorlu olan gün bugün olsa gerek. Allah ve Resulünün müşriklerden (şirkten dönüş yapmayanlar yada aman dilemeyenlerden)beri olduğunu ilan edildiği büyük gün...
Bundan böyle müşrikler necistirler,bu yıldan itibaren Mescdi Harama yaklaşmasınlar (9/28)fermanının çıkarıldığı gün. Bu ayetteki necaset aynî (fiziksel)necaset olmayıp hükmÎ şirki necaset olsa gerek.Çünkü şirkten ve müşriklerden uzak olmak lazım zira şirk bulaşıcıdır.!
Arkadaşlar ben bir soru sordum ve siz benim sorduğum soruya cevap vermek yerine son derece komik yazılar yazmışsınız. eğerki yazdıklarınızı cevap olarak algılarsam bu soruya bir cevabınızın olmadığı daha doğrusu neden salatın namaza döndüğü hakkında hiç bir fikrinizin olmadığı düşüncesi ister istemez zihnime hakim olmaya başladı.
Ali Aksoy kardeşe soruyorum 3 mesaj yazmış olmam soru sormama veya sorduğum soruya cevap vermenize engelmi teşkil ediyor. Kriterini belirleyin o zaman en az kaç mesaj yazmam neticesinde sizin bana cevap verme lütfunuza mazhar olacağımı.
Balkan Turan kardeşimizde
Allahin Peygamberlerini oldurmeye kalkanlar Japonlardi. Peygamberin torunlarini ise Sirplar oldurdu. Daha son halife donemi bitimine takiben Arabistan yarimadasindan cikip Orta Asya daki Turklerden 40.000 tanesini bir severde Islami yayma adina kilictan gecirenler ise Ermenilerdi. Salati bugunku sekline getirenler ise Yunanlilardir. Kuran in orijinalinide yaksa yaksa Romalilar yakmistir.
Araplara gelince onlar ise bir kenarda oturup Kuranin kendilerine inmesinin verdigi coskuyu bizimle paylasarak onlari sevmemizi ve o gunden bu yana da kopeklerimizin isimlerine arap vermemizi saglamislardir.
Yukarıda yazdığın cümlelerde geçmişte olan(!) olayları kavimlerin isimlerini değiştirerek alaycı bir dille ifade etmişsin.
Peki bu olaylar kuranda geçiyormu söyle bakalım. Hani kuran yeter ya kuranın neresinde bu olaylar anlatılıyor.
Eğerki tarihi bir gerçeklik kabul ediyorsan sana soruyorum BalkanTuran kardeş emevi iktidarına isyan eden şiilerde namaz kılıyor.Hz. Alinin namazda şehit edildiği tüm tarihçilerin ortak fikri.Demek İslamı ilk seçen kişiler bile yanlış yapıyorlarmış.Peygamberden bu işin nasıl yapıldığını görmelerine rağmen hepsi hayal görmüş ve yanlış yapmışlar.Hz. Ali'nin namazda şehit edildiğiği konusunda kimse farklı bir şey söylememiştir.Tarih kitaplarında Arapçanın nezaman yazı şeklini aldığı hangi kabile tarafından bu işin yapıldığı Hz. Peygamberin döneminde bu işi bilen (okuma-yazma) kişilerin isimleri bile tarih kitaplarında mevcut.Namazın ilk olarak nerde kılındığı ve diğer mevzular tarih kitaplarında mevcut. Ama gel görki bunları gerçek kabul etmezsiniz ama yukarda yazdığın şeylerin hepsini tarihi bir gerçeklik olarak yazarsın.
Şimdi yine diyeceksin kuran yeter o zaman o yazdığın şeyleri bana kuranda bul ve göster Balkanturan yok bulamıyorda tarihi delil getiriyorsan benim yazdıklarımda tarih kitaplarında mevcut hemde senin yazdıkların hakkında ihtilaflar mevcutken benim yazdıklarımda ihtilaf bile yok.
Araplara atıp tutuyorsun ama Araplarda beyaz ite bizim Arap dediğimiz gibi onlarda Türk derler bilmiyorsun herhalde. Elin ingilizi aramıza öyle bir fitne, fesat sokmuşki kuranı araştırdığını söyleyenler bile bu fitneye kapılmışsa gerisini düşünmek bile istemiyorum.Yazık siz beyaz ite Arap demeye onlarda beyaz ite Türk demeye devam etsinler bakalım kimin eline ne geçecek.
MHT751 e soruyorum müslümanlar uzaya mı çıktı, bilimsel keşif mi yaptı diye söyleniyor.Siz yaptınızda namaza mı takıldı bu yaptıklarınız.Tam yapacaktınız hoca ezan okudu ve namaza gittiniz o nedenle yapamadınız değilmi. Way be bu namaz sizleri nelerden alıkoymuş.Bence hemen bırakmak ve hatta yasaklamak lazım bu namazı baksanıza müslümanları bilim, ilim ve teknikten bile alıkoymuş.
Bilimde, ilimde, fende ve diğer disiplinlerde müslümanların çok parlak olduğu dönemlerde vardı. Ali Kuşçu, Farabi, İbni Siba, İbni Battan, Piri Reis, Mimar Sinan ve daha diğerleri döneminde müslümanlar ilim ve fende en öndeydi. O zaman namaz yoktu değilmi Farklı bir şey vardıki bunca keşif yapılmış olsun. Yoksa namazın olduğu yerde ilim ve bilim olamaz değilmi.Komik oluyorsun.
Ben sorumu ciddi bir şekilde sordum sonuç olarak hiç birinizden bir cevap alamadım. Bu konuda bir fikrinizin olmadığı aşikar olmuştur.
Ali Aksoy kardeşimede soruyorum bana neden hristiyan terminolojisi ile cevap yazma zahmetine katlandın ki. Hristiyanların 3 lü akidelerinden bana ne zaten onların kitabı ve akidesi tamamen yapay bunu hepimiz kabul ediyoruz. Ben salat neden namaza döndü bunda kimin ne karı var kimin ne zararı var diye soruyorum.Ben bir değer üretmek zorunda değilim bu konuda ama sen salat namaz değilde farklı bir şey diyorsanki öyle diyorsun yazdıkların onu gösteriyor sen tezini ispat etmen için bunu açıklayabilecek değerler üretmek zorundasın. Üretmez isen söylediklerinin ayağı yere basmaz ayakta kalır.
Evet üreteceğin yada üreteceğiniz değeri çok merak ediyorum. Teorinizin neden-niçin-nasılları üzerinde ne düşündüğünüzü merak ediyorum.
Hak değişemyen idealimiz, İslam şaşmayan hedefimiz, Kuran ise sönmeyen güneşimiz olsun,
Katılma Tarihi: 18 ekim 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 107
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
savana Yazdı:
101. Yeryüzünde dolaştığınız zaman, küfre sapanların size tedirginlik vermesinden korkarsanız, salatı kısaltmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Şu bir gerçek ki,inkârcı nanakörler sizin için açık bir düşmandırlar.
102. Sen içlerinde olup da onlara salat ettirdiğin vakit, içlerinden bir grup seninle namaza dursun; silahlarını da alsınlar. Bunlar secdeye varınca, diğerleri arkalarında beklesinler. Sonra namaz kılmamış/dua etmemiş olan diğer grup gelip seninle birlikte namaz kılsınlar/dua etsinler. Dikkatli olsunlar, silahlarını yanlarına alsınlar. Kâfirler isterler ki, silahlarınızdan ve teçhizatınızdan habersiz olasınız da üstünüze bir çullanışla çullanıversinler. Eğer yağmurdan gelen bir sıkıntı varsa yahut hasta-yaralı iseniz silahlarınızı bırakmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Ama tedbirinizi alın, dikkatli olun. Allah, kâfirler için rezil edici bir azap hazırlamıştır.
103. Namazı/duayı tamamlayınca, artık Allah'ı ayakta, oturarak, yan yatmışken anın. Sükûnet bulduğunuzda, namazı/duayı tam bir biçimde yerine getirin. Namaz/dua, müminler üzerine vakti belirlenmiş bir farz olmuştur.
Selam nisa101 ve 102 ye dair rekat sayısı çıkarımı yapılmasını kabul etmiyorum.
Gerekçelerimin başında kuranın hiç bir yerinde rekat sayısı farziyetinin geçmemesidir.Salat edin denen ayetlerin hiç birinde şu kadar rekat salat edin demez.
nisa 101 ve 102 savaş ve korku halinde güvenli\¨temkinli nasıl salat edilir'i anlatan ayetlerdir.
101 bize korku halinde salatı kısaltabilrisiniz der .Kısaltma gerekçesini de hemen ayetin son cümlesinde verir inkarcı nankörlerden gelecek saldırı veya tehlikeye açık halde olmamak için.
102 korku halinde temkinli nasıl salat edilir anlatılıyor
103 salat nasıl kısaltılıra cevap niteliğindedir.Salat vakitleri ile farz der o halde kısaltılmış salat vakitlerin kısaltılması olmalıdır.
Ayet salat için ,rekatlarıyla veya süresiyle( bir saat ,10 dk) i farz edildi demediği halde, salatın kısaltılmasını ;salata süre yada rekat sayısı biçip, bunun kısaltılması şeklinde anlayış geliştirmek ayetlerden bağımsızdır.
1 günde 3 vakitte salat eden biri gün sona erdiğinde bir gün boyunca üzerine vakitleriyle farz olan ibadeti yerine getirmiş olur.Ancak korku halinde günde sadece 1 vakit salat ederek veya 2 vakit salat ederek üzerine farz olan günlük vakitli ibadetini kısaltmış olur.
kardeş tebrik ederim bencede en makulü bu çünkü süre olarak kısaltırsan doyuma ulaşmazsın vakit olarak kısaltmadığında da vakit üzerine mutlaka sıkıntılar çekersin
Hemen tekrar (2/144,149,150,191,196,217;5/2;8/34;9/7,19,25;22/25;48/25,27 ve 17/1 ayetlerini gözden geçirdim ve yanıldığımı,bu ayetlerde geçen Mescidi Haramın,Allahın Resulü Muhammed'e ev sahipliği yapan ve Kur'anın yaklaşık 3/2 sinin, indiği vahyin ilk secdegahı Mekke için kullanıldığına ikna oldum.Zikrinin büyüklüğüne atfen bu mesajın Rabbi,inzal buyurduğu mekanları hep kutsamıştır.''vettiyni vezzeytuni.ve tuvrisinine.ve hazal beledil emin.''
Selam Haktansapmaz;
Demek ki Allah, hem mekan hem zaman anlamında vahyinin indiği halleri kutsamış. Aynı Kadir gecesi, Ramazan ayı gibi... Kardeşlerimiz bu forumlarda defalarca beyan etmişlerdir ki, mesela Kadir gecesinin kendisinde bir marifet yoktur. O geceyi değerli kılan vahiydir. Şu halde, vahyi, gönlüne, aklına sindirenler de aynı "kutsama" dan nasiplenecektir. Aynı vahyin yazılı olduğu sayfaların yüceltilmiş olması gibi...
İşte böyle bir açıdan bakılırsa, gerçekten Mescid-i Haram tabiri vahyin ilk indirildiği yer olması bakımından anlam kazanmaktadır. Ve bu bakış açısı ile, Mescid-i Haram kavramını Kabe'nin de içinde olduğu bir bölge adı değil de salt Kabe olarak gören görüş yanılmış olur. ( Bkz. Şu linkte bu görüş dillendirilmiştir. ) Böyle olunca, Mescid-i Aksa'yı Cirane vadisindeki bir mescit olarak görmek te yanlış olur.
İsra-1 deki "kul" un Musa olduğunu, oradaki Mescid-i Haram'ın Firavun hakimiyeti altındaki bölge olduğunu iddia eden görüşün zayıf yönlerini tekip eden iletimde daha önce dile getirmiştim. Çünkü, bu yaklaşım "bir gece" kavramını açıklayamaz.
haktansapmaz Yazdı:
2/144 ve 150.ayetlerde yer alan''Yüzünü (bakışını) Mescidi Harama çevir'',''sizde Yüzünüzü ona çevirin'',''ve çıktığın yerden Yüzünü Mescidi Harama çevir ve sizde(Ey bütün mü'minler) bulunduğunuz her yerden Yüzlerinizi ona çevirin şeklindeki ifadeler, Mekkenin fethi zamanının geldiğini bunun içinde herkesin istikametini ona doğrultmasını buyuran ifadelerdir.
Kanaatimce 9/3 de yer alan''Yevm'ul Haccil Ekber''büyük Hac günü dediği bugün olsa gerek.! Mü'minler(özellikle Muhacirler)için büyük bir bayram, kendileri için hangi kararların verileceği,kendilerine neyin yapılacağını,korku içinde bekleyen müşrikler içinde çok zorlu olan gün bugün olsa gerek. Allah ve Resulünün müşriklerden (şirkten dönüş yapmayanlar yada aman dilemeyenlerden)beri olduğunu ilan edildiği büyük gün...
Bundan böyle müşrikler necistirler,bu yıldan itibaren Mescdi Harama yaklaşmasınlar (9/28)fermanının çıkarıldığı gün. Bu ayetteki necaset aynî (fiziksel)necaset olmayıp hükmÎ şirki necaset olsa gerek.Çünkü şirkten ve müşriklerden uzak olmak lazım zira şirk bulaşıcıdır.!
Bu izaha göre, "nerden çıkarsan çık" ve "nerede olursan ol" kavramları mecazi olup, artık bu istikamete yönelin / ilerleyin anlamına gelmektedir.
"Hoşnut olacağın" ifadesi de anlam kazanmaktadır. Çünkü, Hz. Peygaber ve ashabı Mescid-i Haram'ı terke zorlanmışlardı.
İlgili ayet grubundaki "resule uyanlarla uymayanların ayırd edilmesi" , "insanlardan zulme bulaşanlar dışındakilerin aleyhimizde bir delile sahip olamaması" , "nimetin tamamlanması" , "onlardan kormayın benden korkun" gibi kavramlar da Mescid-i Haram'ın yani vahyin ilk nüzul mahalinin fethedilerek Allah'ın ve Resullerinin galibiyetine bir misal olması, küfrün egemenliğinin yok edilerek onların sözünün alçaltılması gibi manalara gelebilmektedir. Şu halde "kıble" bir hedef olmaktadır.
Fakat, Ehli Kitab'ın bunun bir hak olduğunu bilmeleri nasıl izah edilecektir ? Onların "hak" olduğunu bildikleri şey bu yönelme midir, yoksa Allah'ın vahyi midir ? Yine, Kitap ehlinin Peygamber'in kıblesine uymayacağı, Peygamberimizin de onların kıblesine uymayacağı nasıl izah edilecektir ?
Bu hususlar da açıklığa kavuştrulmalıdır.
Allah cümlemizi dosdoğru yoluna eriştirsin.
Muhabbetlerimle...
__________________ "(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Sizleri öncelikli olarak çağırdığım şey, hangi görüşü savunursanız savunun, bunu tutarlılık içerisinde izah etmenizdir. Bu çağrı, sadece bu tartışmanın taraflarına değil, hem bu sitenin diğer her başlığında görüş beyan eden kardeşlerimize hem de günlük yaşamımızda söyleyip yaptıklarımız kapsamında tüm insanlığadır. Bu çağrı zaten benim değil vahyin çağrısıdır.
Herbirimizin yaşamında bu doğrultudan sapmalar vardır. Fakat, bunları ne kadar azaltırsak o kadar doğruya yaklaşmış oluruz.
Ben sizin yazdığınız mesaj sayısını küçümsemedim. Ben sizi, bu mesajlarınızda bildirdiğiniz mantığı bu sitedeki diğer başlıklara da uygulamaya çağırdım o kadar.
Diğer kardeşlerimizin nübüvvetin hemen sonrasında gerçekleşen olaylara yaptıkları yollamalar esasen onları bir delil kabul etme değil, onları delil kabul edenlere vurdukları ciddi bir fiskedir.
Düşünün, tevatürü bir delil olarak kabul ediyorsunuz. Sonra, gerek siyer kitaplarında gerekse hadis kitaplarındaki bir kısım şeyleri delil olarak kabul ediyorsunuz. Bu kadar insan toplanıp ta organize bir suç işlemiş olamaz diyorsunuz ama bu bakış altında "kısmen de olsa" kabul ettiğiniz kaynaklar sizi dünyanın bence en büyük "komedisi" içinde bırakıyor.
Sonra adam merak ediyor, yahu gerçekten ne yapmış bu insanlar... Bir bakıyor sizin delil edindiğiniz siyer ve hadis kitaplarına... Aman Allah'ım !!!
Gökteki yıldızlar gibi olan sahabe birbirini kırıp geçirmiş... Neymiş ? Taht kavgasıymış... Yani vahiyden beslenen kimseler taht kavgasına düşmüşlermiş... (Bana da taht kavgasından çok din kavgası gibi geliyor. Çünkü Peygamberin gözetiminde vahiy terbiyesi almış müminler ancak din kavgası yaparlar. Taht kavgası söylemi işin hakikatini makyajlamaktan başka bir işe hizmet etmez.) Halifeleri öldürülmüş... Peygamberin torunları öldürülmüş, kesik başı bir mızrağın ucuna takılmış da "müslüman" (!) kentlerde ibreti alem olsun diye dolaştırılmışmış... Biri gelmiş, Mekkeyi kuşatmış da Kabe mancınık ateşi nedeni ile kısmen zarar görüp yıkılmışmış... Hani şu, Ebabil Kuşları ile korunduğu iddia edilen "Kabe"... Hani şu içine girildiğinde güvene erildiği iddia edilen Kabe...
Haydi bunlar siyer... Bir de inanç konularına bir göz gezdirelim...
Kuran'a abdestsiz dokunmak yasaklanmış, Peygamberin sözleri vahiy kabul edilmiş, kitabın mushaflaşması hususundaki "iylik" (!), Kuran'ın kaybolmaması adına Halifelere atfedilmiş... Yahu ne bileyim, bu forum bunların en enteresan ve "reddedilmiş" misalleri ile doludur...
Bakınız, ben bunların hiç birini delil olarak kabul etmiyorum. Zaten öyle olduğu için salatın ne olduğunu da Kuran'dan soruşturuyorum.
Fakat, şu veya bu şekilde bu kaynaklardan delil beğenenleri de içinde bulundukları çelişkileri nedeni ile eleştiriyorum.
Bize karşı deniyor ki; "Biz, onları inceliyoruz da, Kuran'a uyanları alıyoruz, uymayanları atıyoruz"
Güzel. Peki, geleneğin şekilsel olarak icra ettiği salatın Kuran'dan sağlamasını nasıl yapıyorsunuz ? Sorduğumuz budur.
Ve biz de diyoruz ki, o halde şekilsel ritüelleri çağrıştıran Nisa 103 gibi ayetleri niye görmezden geliyorsunuz ?
Deniliyor ki; "Allah - çene üzerine - yapılan secdeden bahsediyor"
Diyoruz ki, o halde secdenizi neden alnınızın üzerine yapıyorsunuz ?
Ve insanları tutarlı olmaya çağırarak, şu linkte anlattığımız iki salattan hangisini kabul ettiklerini soruyoruz.
Şu tartışma içerisinde tutarlılıklarını korumuş iki kimse var. Biri, Hasan Akçay bir diğeri de Savana... Hasan kardeşimiz de Savana kardeşimiz de Kuran dışında hiç bir kaynağa dayanmaksızın, Kuran ayetlerine göre anladıklarını bizlere ifade ettiler.
Diğer kardeşlerimizden de aynı tutarlılığı bekliyoruz.
Ve diyoruz ki, namazın vakitlerinde, rekat sayısında ve daha nice nice konularda tevatürün bağıra çağıra ifade ettiği şeylerden Kuran'a dayanarak yüz çevirenler, artık salatın ne olduğu hususunda tevatüre yapışamazlar.
İnsanların, "namaz" diye bir ritüel uydurmasındaki faydaya gelince...
İnsanların bunda hiç bir faydası yoktur. Bütün bu konular ve yaklaşımlarda hasıl olan bütün fayda Şeytan hizbine aittir.
Çünkü, Şeytan zaten bunun için vardır. Yaldızlı sözlerle insanları aldatmak, mesela kötülüklerden alıkoyacak olan şeyin Kuran ayetleri değil de, bedeni hareketlerden oluşturulmuş ve adı "namaz" olmuş bir ritüel olacağına inandırmak ancak Şeytan hizbine hizmet eder.
İnsanları Kuran'dan uzaklaştırmak için Kuran'ın anlattığı din ile Peygamber'in yaşayıp emrettiği "iddia edilen" şeylerin arasını açma gayreti de ancak Şeytan hizbine fayda verir.
Mesela ben önceden de Kuran meali okuyor ve sıklıkla dinliyordum.
Fakat, bakıyordum ki, Kuran gayet basit bir din anlatıyor. Din adı altında bize öğretilenlerin ezici bir çoğunluğunun Kuran'da adı bile anılmıyor.
Şöyle diyordum: Demek ki, ben Kuran'ı anlayamıyorum. Çünkü benim anladığımla o muhteşem alimlerimizin anladığı arasında dünyalar kadar fark var.
Bu, belkide çoğumuzun ilk başlarda hissettiği bir gerçekliktir.
Şimdi bunda insanların ne faydası var ? Peki biz bu noktaya nasıl geldik ? İşte bunda insanların değil, Şeytan hizbinin faydası var.
Şeytan, Allah'ın dosdoğru yolunda pusu kurup oturmuş. Size, hak ile batılı karıştırarak bir din buyurmuş.
Atalarımız bunu kabul etmiş. Biz kabul etmeyelim diyorum.
Dünyadaki bütün beşer kabul etse de benim Allah'ın izniyle onların hiç biriyle işim olmaz ve ben hangi seviyede olursa olsun Allah'ın indirdiğinin dışında bir şeye yönelenlerden ebedi bir düşmanlık ve buğz ile ayrılıyorum diyorum.
Allah'tan gayrı hiç bir kınayanın kınamasına da aldırış etmiyorum. Onların tamamına ki isterse onlar anam, babam, kardeşim, arkadaşım, patronum, filanca alim, falanca devlet büyüğü yahut atalarımın çoğu, yahut geçmiş ve gelecek insanların çoğu olsunlar "selam" deyip geçiyorum.
Ve diyorum ki, mahşer meydanında azaptan kurtulmak için topunu feda etmekten çekinmeyeceğiniz atalarınızın din diye buyurduklarını terkedin, Allah'ın indirdiğine gelin.
O'nun iliştiği her şeyi mübarek kılan vahyi, içinde hiç bir eğrilik olmayan, doğruluk ve adalet bakımından tamamlanmış bir hidayet rehberidir.
Allah hepimizi dosdoğru yoluna eriştirsin.
Muhabbetlerimle...
__________________ "(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Kur'an'ı bizim anlama, kavrama ve yorumlama hakkımız olduğu kadar, O'nu bize ulaştıran elçinin de anlama ve anlatma hakkı olsa gerektir..
zira kendimizde gördüğümüz bu hakkın, onda da olması gayet normal olmalıdır... (acaba o salatı nasıl anlamıştır.?)
yani; Hz. Peygamber'in Kuranı anlama çabasının bir ürünü olan yaşamından (sahih sünnetinden) alınabilecek örnekliği göz ardı etmek, kur'an'ın anlaşılmasını zorlaştırabilir... görüldüğü üzere zorlaştırmaktadır da...
zira Kuran-ı Kerim; elçinin bizim için en güzel örnek (üsve-i hasene) olduğunu bildirmektedir...
ayrıca Allah'ı sevdiğini iddia edenlerin elçiye ittiba etmeleri tavsiyesi de Kur an'da mevcuttur...
onun örnekliği konusunu, ona olan sevginin boyutunun nasıllığını ve bu ayetleri daha iyi ve doğru anlamaya çalışmamız hususunda yapmamız gerekenler olduğu mütalaa edilmektedir.
bu da; sahanın uzmanlarının görüşleri ile belirginlik kazanabilir.
selam ve dua ile...
__________________ Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!
Şimdi yine diyeceksin kuran yeter o zaman o
yazdığın şeyleri bana kuranda bul ve göster Balkanturan yok bulamıyorda tarihi
delil getiriyorsan benim yazdıklarımda tarih kitaplarında mevcut hemde senin
yazdıkların hakkında ihtilaflar mevcutken benim yazdıklarımda ihtilaf bile yok.
Hangi
tarihi delillerden bahsediyorsunuz su dunyanin kabul etmedigimi?
Her gordugum sakalliyi dedem sanmadigim gibi her
yazilanlarada tarihi gercek diye inanmadigimi bildirir, Tarihin bilim olup
olmadigi konusunda uzlasmaya varmadan (Bilim tarihi disindaki) tarih diye
yazilanlarin tartisilmasi gerektigine inananlardanim. Tarihi gercek diye yazilanlara
inanmaniz benim icin hic bir sey ifade etmedigi gibi sizin tarihi gercek
dediginize ben zorbasal/kilic gercegi diyebiliyorum. Yani “tarihi kazananlar
yazar” onermesine katilanlardanim. Irak isgali amerikan tarihinde ozgurluklerin
geri verilmesi olarak gececektir.
Eğerki tarihi bir gerçeklik kabul ediyorsan sana soruyorum
BalkanTuran kardeş emevi iktidarına isyan eden şiilerde namaz kılıyor.Hz.
Alinin namazda şehit edildiği tüm tarihçilerin ortak fikri.Demek İslamı ilk
seçen kişiler bile yanlış yapıyorlarmış.
Nedense o tarihciler Veda
hutbesinde ayni basariyi gosterememis, 3 versiyonlu bir hal almis onca sahitler
olmasina ragmen.
Peki bu olaylar kuranda geçiyormu söyle bakalım. Hani kuran yeter ya kuranın neresinde bu olaylar
anlatılıyor.
Senin
sorunun bu sanirim, bu Kuran seni hic
bir zaman tatmin etmeyecek.
Elin ingilizi aramıza öyle bir
fitne, fesat sokmuşki kuranı araştırdığını söyleyenler bile bu fitneye
kapılmışsa gerisini düşünmek bile istemiyorum.
Karistirdiniz galiba
M.S. 600/700 lu yillarda orada Ingilizlerin ne isi var.
Ben sorumu ciddi bir şekilde sordum sonuç olarak
hiç birinizden bir cevap alamadım. Bu konuda bir
fikrinizin olmadığı aşikar olmuştur.
Olabilir. Bir
lafi ikinci defa soylemeyi/soyletmeyi sevmem.
Hak değişemyen idealimiz, İslam şaşmayan
hedefimiz, Kuran ise sönmeyen güneşimiz olsun,
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma