Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
hakikaten bu tartışma müzakere bana çok şey kazandırdı...
namazıma beş vakit devam etmeye çalışıyordum halen de aynen öyle yapmaya çalışıyorum...
fakat salatın sadece namaz demek olmadığı kanaatine vardım...
namazda okuduğum ayetlerin anlamlarını düşünmeden okuduğumda artık rahatsız olmaya başladım...
hatta elime kuranı alıp bazen yüzene bakarak ve anlamını düşünerek okuyorum bazen...
inşallah birgün her okuduğumu anlayabilecek hale gelirim...
ama eskiden beri hiç düşünmeden ezbere okuyup geçmek o kadar yerleşmiş ki çoğu zaman yine fazla düşünmeden yatıp kalkıyorum ...
halbuki her okuduğumun anlamını düşüne düşüne ve yaptığım her hareketin anlamını ve esprisini hissederek kıldığımda çok daha fazla etkileniyor ve istifade ediyorum...
abdurrahman abiye bu anlamda teşekkür ederim...
salat konusunda yeni ve daha geniş anlayışlar geliştirmeme vesile oldu...
namazımı bırakmama değil daha bilinçli yapmama vesile oldu...
kendisinin namaz a başlarsa en güzel şekilde eda edeceğini ve bu konudada çok güzel örnek olacagını düşünüyorum...
hepimizin sonu hayırlı olur inşaallah...
__________________ O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Katılma Tarihi: 07 ekim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Sayın haktansapmaz,
Her ne diyorsam, diğer arkadaşlar çok iyi anlıyorlar.
Benim Anlattıklarım, Dinler tarihi kitaplarında var. Ben kendi ilmimle bir şey demiyorum. Ben de entellektüel bir birikime dayanıyorum. Konu ile ilgili kime sorarsanız sorun, Hz. İsa Şeriat getirmemiştir. Hristiyanlığı kuran ve yayan SAint Paul dür. Bu Benim fikrim değil İlahiyat Fakültelerinde konu ile ilgili hangi hocaya sorsan sana bu şekilde söyler.
Barnabas incili diye bir kitap okudum. Bu kitap gerçekten şeriat bildiren bir kitap değildi. İyi ahlakı öğütleyen, Hz. İsanın işlerini anlatan, Hz. Muhammedin geleceğini bildiren bir kitaptı. Bunu hristiyanlar işte hristiyanken müslüman olan bir rahibin yazdığını söylerler.
Şu aralar Barnabas incilinin gerçeği bulundu, şudur, budur gibi magazinel konular var. Gerçeği bulunursa Hristiyanlığın tümüyle çökeceği söyleniyor. Belki Kıyamete doğru hz. İsanın ineceğine dair inanç, gerçek incilin bulunup bu konudaki inançların değişmesine delalet ediyor olabilir. Tabi bir tahmin, bilemiyorum.
Hz. Ali ve Hz. Ömerin nasıl öldürüldüğü bütün tarih kitaplarında yazılı. Bununla yok arkadan, önden falan yorum yapmayın. Bu tarihi bir hakikattir. Adamlar namazda imamlık yaparken öldürülmüşler işte. Ondan kendilerini koruma şansları olmamış.
Ha ben oradamıydım. Elbette orada değildim. İstanbul fethedilirken de, Cumhuriyet ilan edilirken de orada değildim. Sen diyebiliyormusun ben bunları kabul etmiyorum. Çünkü bugün onu Söyleyenlerin hiç biri orada değildi. Diye. Saçma olur değilmi. Tarihi kayıtlara böyle geçmiş. Tarih diye bir bilim var.
Asım Bey diyordu ki, sabahleyin kışta sğukta.. "nasıl, ne diye gösteriş için namaza kalksınlar.. " diyordu, veya benzer şeyler söylüyordu.
Bak kardeşim! Burada "kalkmak" anlamına çevrdikleri ifade "QÂMUU İLé" dir. Bunun da anlamı "kalkmak" değil, "gitmek" dir. Yoksa münafıklar saf müslümanları nasıl aldatıyorlardı.
Arkadaş, Türkiyede Kar kış soğuk var. Tamam. Arabistanın Mekke, Medinesinde ne zaman kar kış soğuk oldu da sabah kalkmak zor oldu. Türkiyede gerçekten büyük bir fedakarlık, ama arabistanda bu iş uyku dışında fedakarlık değil. Ayrıca o zamanın insanları erken yatıyordu. Elektrik ışığı yoktu ki otursun gece yarısına kadar. Kandil falan koku, is yapar. Onun için çok zor değildi sabah namazına kalkmak, çok fiziksel yorulan bir kişi değilsen.
Ayrıca Kalkmak, gitmek, gelmeye yorum yapamıyacağım. Arapçam o düzeyde değilde. İşte onca kişinin bunu kalkmak diye çevirmesini hiç anlamıyorum. Zaten Arapça öğrenmeye karar vermemin sebebi bu.Sorun Arapçada değil, sorun insanlarda.
İnsanlarda ben bu işi dört başı mamur yapmıyorsam , hiç yapmıyayım düşüncesi var. Bu çok yanlış bir düşünce. Kur’ana da aykırı. (Kim Zerre kadar hayır işlerse onu görecek, kim zerre kadar şer işlerse onu görecekZilzal 7-8)Bazen adama yahu şu dinin bir içine gir de ne yaparsan yap diyorum, Kur’anın türkçesini okudukça bilinç düzeyin artacaktır.(Ilımlı bir Saint Paul yaklaşımı)
Görecek demek, mükkafat yada mücazatını alacak demek deildir bu ayetin anlamı, bunu da benden duy! Yani her ne yaparsanız kade geçiyor, filime alınıyor...
Arkadaşım sanırım sizin Soyut ifadelerle sorununuz var. Sen görürsün gününü ifadesinde, yaptığına karşılık bir ceza göreceğini belirtir. Bunun gibi adam mükafat, ceza almayacaksa görmesi ne işe yarayacak. Elbetteki bu kayıtlar onun iyi ve kötü işlediklerine delil olarak kullanılacak. Yani sen Kredi kartı ekstreni görünce ne oluyor. Görmekle kalmıyor değilmi. Cebinden acı acı çıkıyor. Bu hesap.
Sayın Haktansapmaz,
Arapçanıza hiçbir şey demiyorum. Sizin Arapçanızı sitede gerçekten arapça bildiğini ifade eden arkadaşlar da takdir ediyor. Ben de onların şehadeti ile bu konuda sizin Arapçanızı takdir ediyorum. Örneğin Hasan Akçaya, Bayboraya falan dayanarak. Arapça konusunda sizin ifadelerinizden hiç ama hiç şüphem olmamakla, birlikte neden bu kadar farklı çeviri var. Anlamıyorum.
Tahminim Sünni bir baskı var. Bir çeşit örtülü engizisyon. Herkes lafı tepki görmeyecek şekilde söylüyor. Söylemeye çalışıyor. Eveleme geveleme oluyor. Tam doğruyu söylemek ve çevirmek belki erken öten horozun durumuna düşmek gibi mi oluyor. Sanırım böyle bir durum var. Ama Şafak sökecek. Bütün horozlar rahat rahat ötecek.
Sizinle ilgili tahminim Arapçayı çok iyi bilen ama formel bir eğitim almamış kişi olduğunuzdur. Muhtemelen siz doğuda Medrese eğitimi falan aldınız. Bunlar çok iyi Arapça eğitimi veriyorlar örneğin Turan Dursun böyle bir eğitimden geldi.
Ayrıca Kürtçe Farsçaya çok yakındır. Yani Bulgarcanın Rusçaya yakınlığı gibi, Türkçenin Azeri, özbek,Türkmen kazak dillerine yakınlığı gibi. İlgi göstersek bunları zorlanmadan anında öğreniriz. Farsçanızın bundan dolayı çok iyi olduğunu düşünüyorum, bazı eksikler falan görüyorsanız az bir gayretle mükemmelleştirebilirsiniz.
Ama Formel eğitimi ilkokul olunca entelektüel melekeler çalıştırılmamış oluyor. Bir insanın ifadesinden anlıyorsunuz. (Bunlar bir eğitimci değerlendirmesi, yazınızı bir öğretmen arkadaşıma okuttum çünkü. )
Dünyada eğer kendine acı çektirmekten çok hoşlanan biriyseniz ,cehennem azabı çekmek istiyorsanız, örneğin yüksek tahsilli bir erkeğe ilkokul tahsilli bir kızla evlenmesini veya tersini önerebilirim. Bakalım ne oluyor. Yüksekle, lise bile olmuyor da, ötekisi hepten delilik. Bu sebebten. Soyut, somut, mecaz ilişkileri falan oturmuyor. Pedagojik eksiklikler zuhur ediyor.
Soyut kavramlarla , mecazlarla probleminiz var. Lütfen küçük görme veya hakaret algılamayın , formel olarak lise tahsilli olduğunuzu bile düşünmüyorum. İfadelerinize bakarak. (Mezun olduysanız bile dışardan bitirmişinizdir.)
Ayrıca bilginizin olmadığı konularda düz mantıkla işi götürmeye çalışıyorsunuz. Ben bilgim olmayan konulardaYaşar hoca veya Süleyman Ateş hocanın yorumlarına başvururum en azından.
Mesela Dinler Tarihi bilmiyorsunuz, İslam tarihi hiç bilmiyorsunuz. Ondan sonra düz mantıkla yorum yapıyorsunuz. Güya beni çürütmeye çalışıyorsunuz. Tarih ve Dinler Tarihi konusunda Hani bir laf vardır. Çizmeden Yukarı çıkmayın gibi. Buna uyuyor. Sizn çizmeniz Arapça, ne derseniz kabul. Ama ötesinde bilgi ve birikim sahibi değilsiniz.
Yani Kızmayın ama Turan Dursununimanlısı gibi bir durumdasınız. Yanıldığımı pek düşünmemekle birlikte yanılma ihtimalim var tabi. Lütfen bunu bir tahmin olarak algılayın başka bir amacım yok. (eğer tahsille ilgili ezme gibi düşünüyosanız ASLA SİZDEN ÖZÜR DİLERİM.) sadece başıma gelenin ne olduğu hakkında bir yorumdur.
Sizi böyle değerlendiriyorum.
Farkımız günde iki vakit ve toplam dört rekat ritüel namazda. Yoksa sizin yaklaşımlarınızın hepsine + bu ritüelleri de katarak evet diyorum. Ama siz bunu anlamak istemiyorsunuz.
Ne diyeyim nasıl biliyorsanız öyle gidin. Belki siz haklısınızdır.
Yine de sizden faydalanmadım dersem yalan olur. Arapçanıza gıpta ile bakıyorum. İnşallah o seviyeye getiririm. Kaynağım bol da vaktim yok.
Herkesin Aklını pazara çıkarmışlar, herkes kendi aklını almış.
Gerisi boşa kürek.
Ondan dolayı da bu yazışmadan daha fazla hayır beklemiyorum. Daha önceki yazımdan da namaza geleneksellerden çok farklı bir psikolojik yaklaşımla yaklaştığımı belirtmiştim.
Herkese Selamlar,
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
"Şüphesiz sizin veliniz Allah ve O'nun resuludur ve iman edenlerdir. Onlar ki bağlanıp izlerler, arınma gösterirler ve onlar ruku ederler." 5/55
Ayetin son cümlesi olan "...VE HUM RÂKİUUN" ifadesi cümlede haldir. Yani, Musallinin /inanaların arınma amaçlı salatı ikamede üzerinde bulunmaları /olmaları gereken hallerini ifade eeden bir ifadedir." inanarak Tam bir teslimiyetle salatı ikame ikame eder ve arınmayı gerçekleştirirler."
asım; halbuki her okuduğumun anlamını düşüne düşüne ve yaptığım her hareketin
anlamını ve esprisini hissederek kıldığımda çok daha fazla etkileniyor
ve istifade ediyorum...
Bir yakının kaza geçirdi ve tepkin dua olarak yükselir ama bu duanda ne fatiha ne kevser,hiçbirini okumazsın sadece Allahım yardım et diye yalvarırsın, Bir tehlikeyle karşı karşıya kaldın ve kurtuluş umudun yok gibi,ne fatiha ne kevser,hiçbirini okumazsın,sadece Allahım yardım et diye yalvarırısın,
salat içine şekilsel ritüelide alan geniş bir kavramdır, sen duanla o yakınına veya kendine destek olmaya çabalarsın.. şekilsel salatın kendisi robotlaştırılmış olabilir ama gerçekte bu değildir,şekilsel salat tüm evrenin boyun eğdiği bilinciyle boyun eğmektir,yıldızların yörüngesine boyun eğmesi,rüzgarların boyun eğmesi,mevsimlerin boyun eğmesi gibi ve insanın, herşeye boyun eğdiren sıratı müstakimdeki kuvvet önünde bunun bilincinde boyun eğmesidir salat..herşey gibi dillerde Allahın ayetlerindendir ve salatında,zor durumdaki yakarışın gibi heyacan ve ana dilinle yakarman gereklidir.
Arapçanıza hiçbir şey demiyorum. Sizin Arapçanızı sitede gerçekten arapça bildiğini ifade eden arkadaşlar da takdir ediyor. Ben de onların şehadeti ile bu konuda sizin Arapçanızı takdir ediyorum. Örneğin Hasan Akçaya, Bayboraya falan dayanarak. Arapça konusunda sizin ifadelerinizden hiç ama hiç şüphem olmamakla, birlikte neden bu kadar farklı çeviri var. Anlamıyorum.
Tahminim Sünni bir baskı var. Bir çeşit örtülü engizisyon. Herkes lafı tepki görmeyecek şekilde söylüyor. Söylemeye çalışıyor. Eveleme geveleme oluyor. Tam doğruyu söylemek ve çevirmek belki erken öten horozun durumuna düşmek gibi mi oluyor. Sanırım böyle bir durum var. Ama Şafak sökecek. Bütün horozlar rahat rahat ötecek.
Sizinle ilgili tahminim Arapçayı çok iyi bilen ama formel bir eğitim almamış kişi olduğunuzdur. Muhtemelen siz doğuda Medrese eğitimi falan aldınız. Bunlar çok iyi Arapça eğitimi veriyorlar örneğin Turan Dursun böyle bir eğitimden geldi.
Ayrıca Kürtçe Farsçaya çok yakındır. Yani Bulgarcanın Rusçaya yakınlığı gibi, Türkçenin Azeri, özbek,Türkmen kazak dillerine yakınlığı gibi. İlgi göstersek bunları zorlanmadan anında öğreniriz. Farsçanızın bundan dolayı çok iyi olduğunu düşünüyorum, bazı eksikler falan görüyorsanız az bir gayretle mükemmelleştirebilirsiniz.
Ama Formel eğitimi ilkokul olunca entelektüel melekeler çalıştırılmamış oluyor. Bir insanın ifadesinden anlıyorsunuz. (Bunlar bir eğitimci değerlendirmesi, yazınızı bir öğretmen arkadaşıma okuttum çünkü. )
Dünyada eğer kendine acı çektirmekten çok hoşlanan biriyseniz ,cehennem azabı çekmek istiyorsanız, örneğin yüksek tahsilli bir erkeğe ilkokul tahsilli bir kızla evlenmesini veya tersini önerebilirim. Bakalım ne oluyor. Yüksekle, lise bile olmuyor da, ötekisi hepten delilik. Bu sebebten. Soyut, somut, mecaz ilişkileri falan oturmuyor. Pedagojik eksiklikler zuhur ediyor.
Soyut kavramlarla , mecazlarla probleminiz var. Lütfen küçük görme veya hakaret algılamayın , formel olarak lise tahsilli olduğunuzu bile düşünmüyorum. İfadelerinize bakarak. (Mezun olduysanız bile dışardan bitirmişinizdir.)
Ayrıca bilginizin olmadığı konularda düz mantıkla işi götürmeye çalışıyorsunuz. Ben bilgim olmayan konulardaYaşar hoca veya Süleyman Ateş hocanın yorumlarına başvururum en azından.
Mesela Dinler Tarihi bilmiyorsunuz, İslam tarihi hiç bilmiyorsunuz. Ondan sonra düz mantıkla yorum yapıyorsunuz. Güya beni çürütmeye çalışıyorsunuz. Tarih ve Dinler Tarihi konusunda Hani bir laf vardır. Çizmeden Yukarı çıkmayın gibi. Buna uyuyor. Sizn çizmeniz Arapça, ne derseniz kabul. Ama ötesinde bilgi ve birikim sahibi değilsiniz.
Yani Kızmayın ama Turan Dursununimanlısı gibi bir durumdasınız. Yanıldığımı pek düşünmemekle birlikte yanılma ihtimalim var tabi. Lütfen bunu bir tahmin olarak algılayın başka bir amacım yok. (eğer tahsille ilgili ezme gibi düşünüyosanız ASLA SİZDEN ÖZÜR DİLERİM.) sadece başıma gelenin ne olduğu hakkında bir yorumdur.
Sizi böyle değerlendiriyorum.
Farkımız günde iki vakit ve toplam dört rekat ritüel namazda. Yoksa sizin yaklaşımlarınızın hepsine + bu ritüelleri de katarak evet diyorum. Ama siz bunu anlamak istemiyorsunuz.
Ne diyeyim nasıl biliyorsanız öyle gidin. Belki siz haklısınızdır.
Yine de sizden faydalanmadım dersem yalan olur. Arapçanıza gıpta ile bakıyorum. İnşallah o seviyeye getiririm. Kaynağım bol da vaktim yok.
Herkesin Aklını pazara çıkarmışlar, herkes kendi aklını almış.
Gerisi boşa kürek.
Ondan dolayı da bu yazışmadan daha fazla hayır beklemiyorum. Daha önceki yazımdan da namaza geleneksellerden çok farklı bir psikolojik yaklaşımla yaklaştığımı belirtmiştim.
Herkese Selamlar,
Saffet Metin kardeşim,
Bu son yazdıklarınla ne kadar zavallı, ne kadar aciz ololduğunu ortaya koydun. Gönül isterdi ki bu iletiyi hiç yazmamış olaydın. Gerçekten beni hayal kırıklığına uğrattın. Kendim için değil senin için üzüldüm. Köşeye iyice sıkıştın, karalamaya, hakarete başladın... Dedim ya sana kızamıyorum... Daha önce seni minder dışına kaçırtmamak için, idiyse de şimdi ise acizliğinden dolayı.. Halbuki ben seni takdir etmiş ve her yazdığını gereği gibi okumuş ve ne demek istediğini gayet açık anlamış idim. Mesela benim inancım hakkındaki düşünceni gayet iyi okumuş ve anlamıştım; Namazı kabu etmediğim halde beni müslüman gördüğünü de gayet net olarak anlamıştım sen bunu itiraf etmeden çok önce. Senin toleranslı bakışını takdir ediyordum vs.
Tahsilime gelince, ben medrese tahsili almadım, Ezher'de veya Arabistan'da da ne bulundum nede okudum. Medresenin anlamı okuldur. Medrese tahsili de, köy veya kasabada bulunan ve bir tek molladan ders almaktan ibaret olan eğitimsiz öğretimdir. Ama bu medreseden de habersiz değilim.. Dedemin babası, dedem ve babam mereseden diplomalı /icazetlidirler. Özellikle dedemin babası ve dedem ölünceye kadar müderrislik yaptılar. Dedemin babasınının yaşını bilmem. Çünkü doğum tarihi bende kayıtlı değil, 1939'da öldüğünü biliyorum. Bende ölüm tarihi günü ile kayıtlı.Resmi kaydını kast etmiyorum. Dedem de !977'de 77 yaşında öldü. İkisi de Çok çok iyi Arapça'nın yanında Matematik, Mantık, Tefsir, Hadis Fıkıh, Kelam / Felsefe, Hüsn-ü Hat vs. tahsil etmişlerdi, Matematikleri ileri düzeyde idi. Özellikle dedemin babası Matematikte çok üst düzeyde olduğunu söylerler onu bilenler. Mesela çok zor bir feraiz hesabını kalem çalmadan çok kısa bir sürede çözer ve mirasçıların her birine düşen payını söylermiş. (Arkadaşlardan özür diliyorum, burları yeri değilken okumakla karşı karşıya bıraktığımdan ötürü.)
Bu sitede beni şahsen de tanıyan dostlarım var, benim tahsilimin hangi okul düzeyinde olduğunu bilenler de az değildir. Onun için yazma ve anlatma gereğini de duymuyorum. Usülüne uygun detaylı bir dilekçeyi yazamayann, fiil ve ismi tanımlayamayan Türkçe öğretmenlerini bilirim. Bunu bilmeyecek ne var? Fiil; bir eylem, bir oluş bildiren kelime; isim de bir nesneye ad olan kelime... Ama öyle değil işte. Bu tanımlar efradını cami ağyarını mani birer tanım değiller.
Saffet kardeşim, ben senin malumat yüklü olduğunu biliyor ve bu yönüyle hakkını teslim ediyorum. Şu tümleci izninle geçmişteki hoşgörüne sığınarak söylemeden geçemeyeceğim: Dokunulmazlığı olan Hindistan inekleri gibi çok dolaşmış ve mürekkepli pek çok kağıdı yutmuşsun ama özümseyemeden hepsini aynı şekilde mideye indirmişsin. Şimdi yavaş yavaş bir kısmını dışarı atmaya çalışıyorsun ama çok azını çıkarabiliyorsun. Beynin iyi komut veremiyor midene!
Katılma Tarihi: 11 ocak 2009 Yer: Micronesia Gönderilenler: 474
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam,
Buradan "bir Bilen"den yardım Rica ediyorum.Site
Adminleri veya Moderatorler kimlerdir bilmiyorum.Belki
yeni oldugumdan dır,usulude bilmiyorum.Yeni konu acmak
icin bir kriter mi vardır?Cunku ben yeni bir konu acmak
istedim ama olmuyor.Konu acmak icin uye olmalısınız diye
bir mesaj alıyorum.Oysa ki ben zaten uyeyim.
Acmak istedigim konu ile ilgili de fikirlerinize
başvuracagım.
Birde buradan Gönül kıran ve buna tepki olarak Gönül
koyanlara sesleniyorum...Yapmayınız!
Burası bir Platform Tribun zannetmeyiniz.
Bilgi paylaşınız Tribunlere oynamayınız.
Yazdıklarınız bir Emek,amenna ama bir Lutufmuş gibi
sunmayınız.
Takdir beklemek yeterince bir Zaaf birde Alkış
beklentisine girmeyiniz.
Fikirlerinizi insanlara dayatmayınız.
Buraya tıpkı dunyaya oldugu gibi surekli yeni uyeler
geldigini ve hatta bazılarının da burayı terkettigini
unutmayalım.
Burada bir kişi nin Terkine sebep olmak herkesin Terkine
sebep olmaktır.Yani Kayıptır.Ayıptır.
Tıpkı Yaradanla baglantımızı surekli canlı tutmamızı
saglayan SALAT gibi,birbirimiz arasında ki baglantıyı
canlı tutan DIALOGtur.Dialogta son
yoktur.Olmasın.Muhabbet olsun!
Selam ve Dua ile...
Metehan
__________________ "Allah dilemedikçe siz bir şey dileyemezsiniz"
gülümsemenin acısı bile kalmıyor sıfatta, öğretmen arkadaşına yazıyı okutmuş eee, noldu yani okuttun da abada mı erdin, senin gibi tiplerle çok karşılaştım, kıtlata kıtlata konuşuyorlar, anlamlarını bile doğru düzgün bilmedikleri yabancı kelimeleri araya serpiştiriyorlar, sonra da cümlenin başına sayın sonuna da designed by bilmem kim yazıyorlar al sana entellektüel, iki kelam etsen cartayı sıyırıyor o eğitmen arkadaşına selamlarımı ilet ve deki militaris eğitim anlayışıyla sadece blgi verirsin bilinci kimse kitaplardan öğrenemez.
ne insanı biliyorsunuz ne de hayatı, bildiğiniz toz kağıtlar arasında dört beş entel kelime, ünverste ilk okul tahsil ne kadar da gözünüzü boyamış sizin yaw, ingilizce bilmeyen krolardan bahsediyorsun ama ingilizce ile hava atacak kadar da şımarıyorsun, bırak türkleri ingilizlere ingilizce öğretiyordum ama kalkıp da vayyt koçum sen ne entel adamasın yaws felan diye uçmadım, bak mesela sen de bana göre bir krosun aynı mantık sen bilmeyenleri kendine göre kro belirliyrosun ben de seni kendime göre kro belirledim çünkü bir ingilize ingilizce öğretiyordum eeee noldu şimdi,
tipik eziklik pisikolojisi çocukken felan çok horlanacaksın ki şimdi bu tavırlarından bastırmaya çalışıyorsun bu duygularını, üniversiteli birisi liseli birisi ile evlenince cehennem olurmuş hadi ordan, üniverste eğitimi almayan birine ağır gelirmiş din, oldu canım iki porsiyonda acılı adana söyle, vakıa suresini açbakalım ne diyor kimler kitaba dokunabiliyor ağzılarından mürekkep akanlar mı arınmı ve temizlenmişler mi, sen ve senin gibi adamları şantiyelerde sofraya bile almazlar, sen ve senn gibi adamlar ancak nuhun karşısına gelir şu ayak takımını yanından yolla da biz de sana katılalım der, Allam ya şu beyyineye bakarmısın bu delil karşısında apıştık kaldık aaaa bakarmısın öğretmen arkadaşına okutmuş pehhh ben de bir öğretmen olarak okuyorum ve öğretmen arkadaşına katılmıyorum şimdi ne olacak, ne olacak, neeeee? bilgi hakikatini kavrayamıyorsan hammalııktan öte değildir, az gözünü aç da bir topluma bak, sağına bak soluna bak, kaldırın kafalarınızı şu parşömenlerden artık, kağıtlardan bir dünya kurulmaz, ruhu olmayanların esmaları sadece zandır esmalardan ruh olmaz,
bizim oralarda bir laf var,
senin gündüz yürüdüğünü ben gece yürüdüm diye, o ilk okul tahsilini küçümsediğin o mürekkep yalamamışlığı küçümsediğin kitapsız kitaplılar senin gündüz yürüdüğünü gece yürüryor da sen yaya el sallıyorsun, mushaf okunarak kitaba sarılamazsın, burda haktansapmaz emmiyi savunmak adına yazmıyorum bunları sadece bu burnunuzu bir indirin bakam eccük, ne bu çalım ne bu hava, daha düne kadar bir çiğnem et değilmiydiniz, kısa donla sümük çeke çeke gezdiğiniz günleri unuttunuz da şimdi insanı mı küçümsüyorsunuz, insanın başarabileceklerini mi küçümsüyorsunuz bunu sana eğitim fakültesi mezunu dil edebiyat master'ı yapmakta olan, biri olarak yazıyorum hadi bana cahil de hadi bana işe yaramaz de, de ki kendi tezini yerin dibine batırdığını anla, veya hadi bana aaa sen bu tahsillere sahipsen senin sözün doğrudur de, de ki gene batır tezini,
İNSAN bu kadar değersiz bu kadar aciz olamaz ya,
heyyy ordakiler, duyuyormusunuz beni, allah sizi başı boş bırakmadı, bir danadan daha aciz değilsiniz, bir karıncadan daha aciz değilsiniz Allah onları başıboş yaratmadı, takvanızda fücurunuzda içinizde, seçin yüreğinizin kaldırdığını, seçin kendinize yakıştırdığınızı,
tek bir sure okumasanız tek bir terim bilemseniz tek bir paradigmadan habersiz olsanız kaç yazar, eğer yüreğiniz dilinizle beraber atmıyorsa, kaç yazar tüyleriniz ürpermiyor başınz eğilmiyorsa kaç yazar yaptığınız araştırmalar, bu ne menem Allahtır ki hem bana kurtuluşu söyleyecek hem de bana koştuğu şart ondan kurtuluşun anahtarı olarka sunduğu paketi analmak için zorluklar koşacak, bu Allah kurtuluşumumu istiyor yoksa beni anlamlar denizinde boğmak mı, bu Allah benden iyi işler yapmamımı istiyor yoksa polisiye roman mı çeviriyor, kalkar biri what is matrix ey Allah der filim orda kopar,
ADAM olmayı okullarda töbe billah öğretmiyorlar, Allah kötü bir mürebbi mi, kötü bir rabb mı da bunca milleti kitapları ile eğitemedi, dankkk etmedi mi hala, iş sizde bitiyor, ne güzel demiş eleman,
ilim kendin bilmektir derken, allam ya allam ya gel de fıttırma,
hurafeler gravatlı smokinli sözcüklerle cümlelerle baş tacı edilmeye başladı ya hakat bu dünya kavanoz dipli yaw, bazen nefes almak bile ağır geliyor, amma olsun sizin sözleriniz yüreğinizin yettiği kadar değil mürekkebinizin bittiği yere kadar, 2+2 = 4 öğrenip 2x2=4'ü anlayamayacak kadar muhakeme yeteneğiniz var mı bilmem,
sakın bu yazımdan dolayı sana değer verdiğimi felan zannetme, sadece haddini bilmeli herkes, Allah allahlığını yapar biz kendi adamlığımıza bakalım ve haddimizi bilelim, inan et tek bir fikrin için yamzıyorum zaten iki üç alimin ağzına bakıyorsun ona da bir şey demiyorum, ama mesele kıble meselesi ise, işte tavırlardır dinini belirleyen, dayanaklarındır ilahını belirleyen, ve bunları birlemeden hangi bilgiyi atarsan at karşına çer çöp çıkar, isterse hangi toplumun hangi dininden olursa olsun, tavırları ve istikameti hayır ve güzellikse dinde kardeşimdir ister budist olsun ister mecusi, ama istikameti ve tavrıları dondurulmuş dinler yerleşik dinler ve matematiksel iman anlayışı üzerine ise isterse elinden kuran dilinden Allah düşmesin Rabb beri etsin beni, insan bu 2x2=4 diyemezsin,
Katılma Tarihi: 11 ocak 2009 Yer: Micronesia Gönderilenler: 474
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Bu bir Kapak yazısı olmalı.
Yukarıdaki bu Guzel yazının-Hepimize Ders Niteliginde
ki- altına birşey yazmaya elim varmıyor ama:)
Sordugum soruya ozelden mesaj atarak beni aydınlatan
kardeslere toptan teşekkur etmek istedim.
Allah cumlemizden razı olsun...
__________________ "Allah dilemedikçe siz bir şey dileyemezsiniz"
"Epistomolojik cemaat" dışardan olanları içine bir türlü kabul etmez.
Abdurrahman bey'in yazdıklarından sonra bir kardeşim anlatığı şey aklıma geldi. Hikaye şu;
Adamın birinin bilmediğimiz çok eski bir tarihte başı ağrır. Arkadaşı derki "Bende bir ot var. Suda kaynat iç". Adam denileni yapar. Aradan zaman geçer. Yine başı ağrır arkadaşına gider. Arkadaşı derki: "Ben o otu kaynatıp şurub yaptım al iç". Adam şurubu alır gider.
Biraz zaman sonra yine başı ağrır yine arkadaşına gider. Arkadaşı "ben o şurubu daha koyu halde kaynatıp, kuruttum "tablet" yaptım. Suya koy, çözülüyor iç". Adam "tableti" alır. Suya atıp içer.
Yine zaman geçer yine başı ağrır arkadaşından tablet almaya gider. Arkadaşı "Ben şimdi alternatif tıbla uğraşıyorum boş ver tableti, bu otu al, kaynat iç der".
Abdurrahman bey'i bir çay içimlik tanıyorum. Fikirlerimiz uyuşmasa da kendisiyle yazışmak ve tartışmakla çok şey öğrendiğimi belirtmeliyim. Benim gibi dışardan biri. İsminin önünde Prof, Dr, Uzman, yazmadığı için ve birikimini hissettirmediği için olsa gerek "benimle aynı seviyede" görülüyor.
Biraz daha dikkatli ve sorumlu olalım yazdıklarımızda.
Bu yazdıklarımızda bir gün çıkacak karşımıza.
selam ve dua ile,
rıdvan
__________________ Tanrı'ya inanan adam olmak kolay, ve fakat Tanrı'nın inanacağı adam olmak zor!
Katılma Tarihi: 11 ocak 2009 Yer: Micronesia Gönderilenler: 474
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Sayın Baybora,
Samimiyetle soyluyorum ,Anlattıklarınızdan fazla birsey
anlamadım.Cehaletimi hoşgör Lütfen.
Sanırım yanlış anlaşılmalar teşbih kullanımından
kaynaklanıyor.
Size anlatılan hikayeden de birşey anlamadım.kaynatılan
bir otla başlıyor,şuruba tablete donuşuyor..."Ben şimdi
alternatif tıbla uğraşıyorum boş ver tableti, bu otu al,
kaynat iç der".diye bitiyor yani başlatıgı Noktaya,yine
Ota.
"Abdurrahman bey'i bir çay içimlik tanıyorum"
diyosunuz.(bu arada Haktansapmaz rumuzlu zatın adı olsa
gerek).içtiginiz çaya o ottanmı kattı? esprisini
yapmaktan kendimi alamıyorum :)
Konunun otla çayla ilgisi ne? Kendisi PRof.Dr.Doçent
v.s. Titellerinden birine sahipte tevazu gosterip
belirtmiyor mu? Dolaysı ile bu nedenle mi nezdinizde
Saygı hakediyor?
ve bunu " "benimle aynı seviyede" görülüyor" ifadesi ile
pekiştiriyorsunuz.
Şahsen tanırım goruşlerine kefilim mi demek
istiyorsunuz?
Velev ki oyle yine sizin ifadenizle "Bu yazdıklarımızda
bir gün çıkacak karşımıza." dediginiz O buyuk gunde
Prof.Dr. v.s Sıfatları ile mi cagıracaklar insanları
Huzura?
Ne demek istedigimizi basit ve Düz olarak belirtirsek
belki yanlış anlaşılmaların onune geçebiliriz.
Not:Sayın Haktansapmaza bir husumetimiz asla olamaz.Hiç
kimseye olamaz ancak kendisini Agresif bir ruh hali ile
Saffet Metin ile Atışırken Hayretle izliyoruz.Satır
aralarında Namaz karşıtlıgı ile karışık muglak
Fikirlerini anlamaya çalışıyoruz.
Tekrar hatırlatmak istiyorum.Yazılarınızı net ve
anlaşılır yazınız ve Yeni katılan kardeşlerin de
okuyacagını gozonunde bulundurun.Sonra bilmem nerede
yazılarım var onları oku sonra sor gibi hoş olmayan
cevaplar veriliyor.
__________________ "Allah dilemedikçe siz bir şey dileyemezsiniz"
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma