Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Buradaki salatların bildiğin şekilsel namazlar olduğunu nasıl anladın? Kafanda şekillenmiş namaz olmasaydı bu şekliyle kıldığın namazı çıkarabilecek miydin?
Bu soruyu namaz olarak çevrilen salatın geçtiği her ayet için sorulmuş kabul edebilirsin.
Şimdi sayın haktansapmaz ,
Olayın dediğiniz gibi olduğunu şekilsel namaz olmadığını varsayalım. Nisa 103 e ne diyeceksiniz. Salat belirli vakitlerde müminler üzerine farzdır diyor. Belirli vakitler var. İşte bu belirli vakitlerde oturup birbirine Kur’an dersimi anlatıyorlardı.
Sonra o kadar rükü ve secdeden bahseden ayetler var. Bu secde olayı mühim. Bir kralın karşısına çıktıkları zaman (işte bizans imparatoru, iran Kisrası, veya Arap halifesi vb) insanlar o makama tazim ve hürmetini belirtmek için secde ediyorlar. İstersen etme kelle gider. Yani en büyük kral ( teşbihte hata olmasın) olan Yüce Allahın karşısında da secde ediyorlar. Yani var bir şeyler.
Sonra diyelim ki Ümeyye devrinden beri bu iş dediğiniz gibi geldi. O zamanda diyebilirdiniz ki, arkadaş bu salat böyle Kur’an dersi değil, bak insanlar secdeli bir ibadet yapıyorlarmış. Abdest alıyorlarmış. Belli vakitleri varmış. Bu ümeyye bunu değiştirmiş falan.
Konu her iki şekle çekmeye de müsait.
Kur’an da namazın bütün işaretleri olduğu halde, Şöyle derli toplu tarif edilmemiş.
Hatta dediğiniz gibi zekat ta tarif edilmemiş. Zekat ve Sadaka arasında ki farkı da tam oturtabilmiş değilim.
Ben Bakara suresinin ilk beş ayetini islamın ana fikri olarak uyguluyorum ve diyorum ki tamam fakirin benim malımda hakkı vardır. Çünkü onu fakir beni de zengin demeyelim de hali vakti iyi bir kişi yaratan Allahtır. Beni onun yerinde de yaratabilirdi. Daha beter süründürebilirdi. Ben gönül rızamla, Allahın rızasını gözeterek ve Allahtan korkarak fakire yardımcı olurum. Bu şimdi zekatmı oldu. Sadakamı oldu.
Zekatı devlet alır, sadakayı sen bireysel verirsin dersen. O da yeterli bir görüş değil.
İşte Hz. Osmana kadar zekat memurları vardı. Hz. Osman zamanında fethedilen yerlerin gelirleri gelmeye başlayıp (mısır ve İran) hazine dolunca, hz. Osman zekat memurları vasıtasıyla toplanan zekatı kaldırmış. Kişilere demiş ki siz kendi elinizle fakirlere verin.
Şimdi Namazın derli toplu tarif edilmemiş olması epey bir sıkıntıya yol açıyor.
BU KONUDA HAKLISINIZ.
Zaten hadisçiler de buradan giriyor, siz de oradan çıkıyorsunuz.
Şimdi deniyor ki Bir Koreli Kur’anı okusa, etrafında hiç müslüman olmasa , o namazın şeklini Kur’an dan öğrenip te kılamaz.
ÇOK DOĞRU . Kılamaz YANİ.
Hatta Kelimei Şehadet bile getiremez.
Oruç tutar, Sadakayı Affettiği kadar verir de. Hac da Kalabalığa uyar da. Namazı kılamaz.
Çevirilerden yahu namaz diye bir şey varmış. İşte kafasına göre secde eder falan. Vazgeçtim bizim bugünküne benzer namazın en ilkel versiyonunu bile tutturamaz.
Ama bu namaz yok demek değil.
Biz de Anadan babadan veya hocadan görmeden namazı oturtamıyoruz.(bir tevatür gereği olmuş) Yani Kur’ana baktım, namazın şeklini anlayıp kıldım diyen varsa O YALAN SÖYLER.
Ne diyeyim. Haklısın yani.
Bu sorun başka dinlerde de var, İncili okuyarak Hristiyan inancını anlarsınız da Kilisede neyi nasıl yapacağını bir papazdan öğrenirsiniz.
Yahudilerde din aynı zamanda ırk olduğu için hadi Yahudi dinine geçemezsin. Hadi tevratı okudun beğendin diyelim, bu dini seçtin. Haham da kabul etti. Yine pratik olarak kitapta yazmayan bir şeyleri öğrenmek ve uygulamak zorundasınız.
Yani her dinde , pratik bilgiyi o dinin mensubu birinin yardımı ile alırsınız.
Namaz anlıyorum, hele ki ana dili arapça olmayan milletler için biraz boş bir kavram. Allahı anıyor da yasak savıyor. Borç ödüyor. Vb. Birazda aman günah olmasın, sorumlu olmayayım diyor. Namaz bunun ahlakını düzeltmiyor. Boşluk orada.
Allahı görmememiz de bazılarımız için Ona İnanmamaya yol açıyordu. Ama Sizinde bildiğiniz gibi BU YOK DEMEK DEĞİLDİR.
Epey tartışıyorduk 1970 lerde. Şimdi Teknoloji gelişti. Bir DVD içinde bir yazılım. Bir kişiye diyorum işte bu dvd nin içindeki yazılım bütün fabrikayı idare ediyor. Şimdi inanıyor. Ama o dvd nin yazılım yüklenmiş haliyle yüklenmemiş hali arasında bir miligram bile ağırlık farkı yok. Allahın varlığının delili en azından Allahı kainatı yaratan ve yöneten bir yazılıma benzetebiliyorsun. İnsanlar kabul ediyor. Ama 1970 lerde böyle bir imkanımız yoktu.
Yani vardığım sonuçlar bunlardır.
Namaz bilinen bir husus olduğu için tam tekmil açıklanmamış.
İşte açık portlardan giren Hacker lar gibi insanlar buralardan girip bir düzenleme yapmışlar. Kötü niyetli, iyi niyetli.
Artık Allah böyle istemiş, insanları denemek için böyle yapmış olabilir diyorum.
İnşallah Allah bana 19 mucizesini çözdüğüm delil gibi, (Bakara 282) bu olayı da itirazsız çözecek bir delili bana veya bir başkasına nasip eder.
Herkese selamlar.
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
|